 |
03/05/2025 Eski forum arşivi bölümü
Hukuksal Tartışmalar
NE OLUYORUZ? LÜTFEN KENDİMİZE GELELİM ARTIK... |
fcob |
Ne Oluyoruz? Kendimize Gelelim...
Türkiye'de çok garip şeyler oluyor. Bu yaşıma geldim, böylesiyle karşılaşmadık. Benden önceki nesil, anam, babam da karşılaşmadı. Ondan öncekiler, dedelerim gençliklerinde gördüler. Kurtuluş ve kuruluş dönemini yaşadılar. İç düşmanları, işgalcileri gördüler.
Ama Cumhuriyet kurulduktan sonra böylesi hiç olmadı.
----- Cumhuriyete, kendi halkına ve bütünlüğüne; Atatürk milliyetçiliğine böylesine büyük bir saldırı hiç yaşanmadı. Dış tahriklerle bazı yerel isyanlar oldu, hepsi bu.
----- Kendi ulusal kimliğine ve değerlerine, hem de emperyalizmle işbirliği yaparak böyle bir saldırı görülmedi.
----- İktidara gelenlerin terorizme, emperyalizme ve yabancı çıkarlara bu denli hoşgörülü baktığı bir dönem bilmiyoruz.
----- Ulusal çıkarlarımızın ve sınırlarımızın ABD, AB ve bölücü teröristler tarafından bu kadar baltalandığını hiç görmedik.
----- Türkiye'den açık açık toprak talep eden bölücüler, Ermeniler, Yunanlılar kol geziyor. Türkiye'ye hakaret yağdıran Vatikan'ı meclis ve hükümet hiç görmüyor. ''Lozan'ı tanımıyorum, Türkiye Cumhuriyeti'ni tanımıyorum'' diye başkaldıran Fener Patriği'ne karşı tepki gösterilmiyor. Cumhuriyeti ve kanunları koruması gerekenler neredeler?
----- Piyasamız, borsamız, bankacılığımız resmen ''sömürgeciler tarafından işgal ediliyor'' . Çıt yok, ne oldu, 72 milyon insana afyon mu yutturuldu yoksa? Bu bir çılgınlık!.. Türkiye uçuruma sürüklenirken kimse görmek, karışmak, felaketi durdurmak istemiyor.
Herkes bu dehşet filmini, televizyonda izler gibi seyrediyor. Ne oldu bize? Kafalarımız mı sömürgeleştirildi? Ne oldu ''Şu Çılgın Türkler'' e? Çılgın Türkler yoksa gerçekten çıldırdılar mı? Sömürgeleştik de farkında mı değiliz yoksa?
Avrupa'da olsa ne olurdu?
Türkiye'ye içerden ve dışardan yapılanların onda biri İngiltere'ye, Fransa'ya, Yunanistan'a yapılsa kızılca kıyametler kopar, yer yerinden oynardı.
İngiltere güvenliği biraz tehlikeye girince ''anladığı uygarlığın temel kuralını koydu'' . Kamu düzeninin ve kamusal yararın gerekleri yapılır deyiverdi.
Kamusal düzen, toplumsal özgürlük ve toplumsal yarar bir kenara itildiğinde ne demokrasi ne de bireysel özgürlük kalır. Bunu da en iyi, ''Avrupa emperyalizmi'' bilir. Bu sayede ''uygar olup, ayakta kalabilmişlerdir'' !..
Hele Türkiye gibi bir ülkede ve coğrafyada bu kural uygulanmazsa, emperyalizmin ve faşizmin çizmeleri halkı ve Cumhuriyeti çiğnemeye başlar.
Meclis ve hükümet...
Türkiye'de meclis varsa? Türkiye'de hükümet varsa? Türkiye'de yasalar varsa?
Türkiye'de demokrasinin işlediğine inanıyorsak kamusal düzen, kamusal yarar ve toplumsal özgürlükleri sağlamak zorundayız.
----- İçerden ve dışardan ülkeyi bölmek isteyenleri Meclis, hükümet ve bürokrasi durdurmak zorundadır. Yoksa suçlu duruma düşerler.
----- İç pazarı, borsası, dış ticareti ele geçirilmiş; limanları, enerji tesisleri, iletişim sistemi, temel sanayileri yabancılar tarafından işgal edilmiş bir ülkede ne sınırlar, ne Cumhuriyet, ne de demokrasi kalır. Kalsa kalsa ''uşaklık edenlere atılan kemiklerle'' yetinmeyi kabullenmiş işbirlikçiler kalır.
Türkiye'de 1923'ten beri görülmemiş şeyler oluyor. Sosyal devlet ortadan kalkmış, devletin bıraktığı boşluğu bölücüler, mafya, tarikatlar ve emperyalizm doldurmuş.
Güneydoğu'da olanlara bakalım: Türkiye'nin ulusal iktisat politikası yoksa; ulusal siyaseti yoksa; ulusal güvenlik, kültür, eğitim politikası yoksa bu boşluğu Amerikan postalları, Barzani 'nin bölücüleri ve Batı'nın tekelci şirketleri doldururlar.
İşte emperyalizm onun için, ''işleri liberal ekonomiye ve piyasaya bırakın'' diye dayatıyor. Çünkü bu liberal (ve özgür) alanda,
----- Güneydoğu'da haraç kesen bölücüler beslenecektir.
----- Türkiye pazarında piyasayı ele geçiren dev Batı tekelleri iş tutacaklardır.
----- Askeri üsleri kullanan yabancılar sınırları değiştirecektir.
----- Eğitim kurumlarını ve medyayı kendi çıkarlarına göre yöneteceklerdir.
-1- Kısacası emperyalizm ve onun emrindekiler, Türkiye aleyhine güç kazanacaklardır.
-2- Bölücüler, İslamcı siyasiler ve gayri milli sermaye, emperyalizmle birlikte ülkeyi sömürgeleştireceklerdir.
Böylesi hiç görülmedi!
72 milyonu temsil etmesi gereken çevreler iktisadi, siyasi, askeri ve kültürel çıkarlar gaspedilirken tepki göstermiyorlar.
Emperyalizmin sonuçta kimseye fayda getirmeyeceğini daha anlayamadınız mı?
Ey bölücüler, İslamcı siyasiler, kimi sermaye çevreleri: Yalnız 72 milyona değil size de bir hayır gelmez... Özellikle de bu coğrafyada... Dün de, bugün de hiç görülmedi... Emin olunuz, yarın da hiç görülmeyecek... |
Gezenkurt |
Herkes emperyalizm kelimesini ağzına sakız yapmış. Emperyalizmin ne anlama geldiğini bilmeden papağan gibi tekrar ediyorlar. Emperyalizm; bir ülkenin, başka ülkelerin topraklarını kendi ülkesine katarak büyümeye ve yayılmaya çalışması anlamına gelir. Senin emperyalist tanımın ne merak ediyorum. Bugün Avrupa ve Amerika'nın topraklarına bakacak olursak 500 sene önce nasılsa aynı duruyor. Avrupa ve Amerika gerçekten emperyalist olsaydı toprakları aynı kalırmıydı. Hitler Almanyası emperyalist ülkeye bir örnek. Emperyalist olsalardı Hitlerle birlik olup dünyanın çoğunu ellerine geçirmek zor muydu onlar için. Hiç te zor değildi. Türkiye'yi neden sömürüyorlarmış? Türkiye dünya nimetlerinden faydalanmak için mecburen Avrupa ülkelerine el açmıyor mu? Kardeşim sömürülmek istemiyorsan onlar gibi akıllı ve çalışkan olursun kendi uçağını kendin yaparsın. Türkiye'nin sorunu, düşmanını yakınında değil uzakta araması. Doğanın kanunu böyle: Büyük balık küçük balığı yutar. Ormanların kralı aslan'dır. Emperyalizm naraları atmayı bırak, yakınında neler olup bitiyor ona bak. |
fcob |
Yazıdaki mesaj bence yerine ulaşmıştır ve artık şu çok iyi bilinmelidir sayın Gezenkurt...
...Kapitalizm=Emperyalizm=Küreselleşme#8230; Ülkelerin, kapitalist çizgide gelişirlerken, biriken sermayelerinin belli bir aşamadan sonra ülke sınırlarını aşarak geleneksel yapılardaki gelişmemiş ülkelere akmaları ve buraları da kendi denetimlerinde kapitalistleştirmeleri olayına emperyalizm diyoruz...
Emperyalizm 19. yy#8217;ın ikinci yarısında, 1870 yılını izleyen dönemde başlamış ve yüzyılın sonlarında artık herkesin dikkatini çekecek kadar belirgin bir olgu haline gelmiştir.8 Öyle ki, 20. yüzyılın sonlarına doğru küreselleşme olarak anlamlandırılan emperyalizm, 21, yüzyıla kara bir leke gibi düşmeyi de başarmıştır...
Yani Emperyalizm=kürecelleşme olgusu artık ulus devletleri ortadan kaldırarak emelini gerçekleştirmektedir. Ve artık savaşarak topraklarını genişletmek yerine birtakım siyasal, sosyal ve kültürel yanı ile kesin ve kalıcı çözüme ulaşmaktadır. Kaldi ki bunu artık bütün uluslar ve bireyler bilmekte ve kendi nihai çözümlerine ulaşabilmek için ise lokal mücadele etmektedirler... Buna duyarsız olamayız ve görmezlikten gelemeyiz çünkü birgün bizim kapımızı da çalacaklardır...
Sevgi ve saygılarımla...
|
Av.Feyz Pazarbaşı |
Sayın fcob, iyi güzel yazmışsınız da sadece serzeniş veya kritik.
Hadi biraz da çözüm yollarını anlatın. |
fcob |
quote:Sayın fcob, iyi güzel yazmışsınız da sadece serzeniş veya kritik.
Hadi biraz da çözüm yollarını anlatın.
Ekleyen: Av.Feyz Pazarbaşı - 23/12/2005 : 12:48:37
|
Peki o zaman ne mi yapmak gerekir ?
Sayin Feyz Pazarbaşı...
Türk insanı ne yapıp, edip; içinden 100 bin kişilik bir kadro çıkarmalıdır. Eğer bunu yapamazsa, tarih hiçbir hatasını affetmeyecektir. Bu yüz bin kişi, ya önüne düşecek, ya ardına düşecek bunların. Başka çaresi yok.
Ve diğer bir husus, Türk insanı avrupa yutturmacalarını bırakarak, kendi özüne dönmelidir. Yani, kendi ekmeğini, aşını, enerjisini üretecek; denizinin, ağacının, nehrinin, çayırının, ovasının, dağının, karının, yağmurunun, tesisinin, mal varlığının farkına varıp, ona sahip çıkacak.
Bu 100 bin kişinin görevi işte bunlara halkı uyandırmak olmalıdır.
Bu 100 bin kişi yola çıkarken, önündeki en büyük engelin de, kendi halkı olacağını hiçbir zaman göz ardı etmeyecek... Yani; " Türkiye'ye hizmet etmek için, Türklerle mücadele etmek zorundasınız... '' |
Av.Feyz Pazarbaşı |
Ha anladım siz sadece uyarmak istiyorsunuz ve bu 100 bin kişiden birisiniz. Tebrik ederim. |
AFR |
Sayın Gezenkurt bu açıklamalarınızın üzerine diyecek yok
+1
quote:Herkes emperyalizm kelimesini ağzına sakız yapmış. Emperyalizmin ne anlama geldiğini bilmeden papağan gibi tekrar ediyorlar. Emperyalizm; bir ülkenin, başka ülkelerin topraklarını kendi ülkesine katarak büyümeye ve yayılmaya çalışması anlamına gelir. Senin emperyalist tanımın ne merak ediyorum. Bugün Avrupa ve Amerika'nın topraklarına bakacak olursak 500 sene önce nasılsa aynı duruyor. Avrupa ve Amerika gerçekten emperyalist olsaydı toprakları aynı kalırmıydı. Hitler Almanyası emperyalist ülkeye bir örnek. Emperyalist olsalardı Hitlerle birlik olup dünyanın çoğunu ellerine geçirmek zor muydu onlar için. Hiç te zor değildi. Türkiye'yi neden sömürüyorlarmış? Türkiye dünya nimetlerinden faydalanmak için mecburen Avrupa ülkelerine el açmıyor mu? Kardeşim sömürülmek istemiyorsan onlar gibi akıllı ve çalışkan olursun kendi uçağını kendin yaparsın. Türkiye'nin sorunu, düşmanını yakınında değil uzakta araması. Doğanın kanunu böyle: Büyük balık küçük balığı yutar. Ormanların kralı aslan'dır. Emperyalizm naraları atmayı bırak, yakınında neler olup bitiyor ona bak.
Ekleyen: Gezenkurt - 23/12/2005 : 02:53:24
|
|
fcob |
Uzman haklı galiba...
" Türkiye'ye hizmet etmek için, Türklerle mücadele etmek zorundasınız... ''
Çıkarcılık, Umutsuzluk, çaresizlik, bananecilik, her koyun kendi bacağından asılır zihniyeti, toplumsal düşüncesizlik, güvensizlik....
Şairin dediğe gibi yani....
Evet çok haklısınız...
''...insanlarım, ah benim insanlarım / antenler yalan söylüyorsa / yalan söylüyorsa rotatifler / kitaplar yalan söylüyorsa / duvarda afiş, sütunda ilân, yalan söylüyorsa / beyaz perdede yalan söylüyorsa, çıplak baldırları kızların / dua yalan söylüyorsa / ninni yalan söylüyorsa / meyhanede keman çalan yalan söylüyorsa / yalan söylüyorsa, umutsuz günlerin gecelerinde, ay ışığı / ses yalan söylüyorsa / söz yalan söylüyorsa / ellerinizden başka her şey / herkes yalan söylüyorsa / elleriniz balçık gibi itaatli / elleriniz karanlık gibi kör / elleriniz çoban köpekleri ve üzerindeki bitler gibi aptal olsun / elleriniz isyan etmesin diyedir / ve zaten bu kadar az misafir kaldığımız / bu ölümlü / bu yaşanası dünyada / bu bezirgân saltanatı, bu zulüm bitmesin diyedir...'' (Nâzım Hikmet Bütün Eserleri, Cilt 1, S.396, Narodna Prosteva Yayınevi, 1967, Sofya.)
|
Av.Feyz Pazarbaşı |
quote:Türkiye'ye hizmet etmek için, Türklerle mücadele etmek zorundasınız...
Ekleyen: fcob - 23/12/2005 : 13:44:14
|
Yani burada şu anda buraya yazanlara ağır ithamlar yazmaya başladınız. Halbuki şu ana kadar size veya görüşünüze saygısızlık eden olmadı.
Kendi kendinize canavarı yaratıp, bizimle mücadele ediyorsunuz. Yazınızdaki Türkler de biz oluyoruz sanırım.
Türklerle uğraşmaya başladınız öyle mi? Kendi adınıza konuşun, kimsenin uyuduğu falan yok !
Türklüğümüzle de gurur duyuyoruz.
Vatan millet aşkını enaz sizin kadar kalbimizde hissediyoruz. Ama böyle slogan şeklinde yazı yazmaya devam ederseniz, sizin o 100 bin kişiden biri olamayacağınıza kanaat getireceğim. |
fcob |
Uyarım size değildi sayın Av.Feyz Pazarbaşı...
konu ile ilgili olarak bir devam niteliği taşıyordu...
Yanlış anlaşıldım sanıyorum...
Sevgi ve saygılarımla...
|
slug |
Gezenkurt ve AFR nikli arkadaslara nacizane tavsiyem oncelikle EMPERYALIZM kavramina vakif olup yorum yapmalaridir. Emperyalizm bir ulkenin bir baska ulkeyi fiziken isgali anlamina gelmek zorunda degildir. Diger taraftan AB ve ABD'nin toprak sinirlerinin 500 yildir genislemedigini iddia eden arkadaslar bu surec icerisinde Afrika kitasinda bulunmaya BEYAZ IRK'in gokten indigini soyleyemezler herhalde. Bu gun Afrika kitasinin en degerli topraklari Avrupalilar tarafindan somurulmektedir ve Fransa, Hollanda, Ispanya + Ingiltere bu topraklarda fiilien somurgeci konumunda yer almaktadir. Somurgecilik de 'ulkeler arasi emperyalizmin' (emperyalizm tek eylem turunu tanimlamaz) varacagi en son noktadir. ABD'ye bakarsak hakeza kurulusu kac yuz yili buluyor ki? Hangi KURUCU Beyaz Amerikali Amerika kitasinda dogmustur ki? Lutfen zaten ne oldugunu bilmediginiz kavrami yorumlarken kendi bildiklerinizce gosterdiginiz delillerin sizin dusuncelerini curuttugunu gorun. Tabiri caiz ise 'agzinizdan cikani kulaginiz duysun ve kendinize ben ne diyorum yahu deyin'.
Diger taraftan konuyu acan arkadas biraz fazla slogansi yaklasmis ve bir Avukat arkadasimiz hakli olarak 'eee cozum ne sizce?' demis. Verilen cevap bence vahim. Ck fazla sig kalmis. Kendi oz kaynaklarini urune ve nemaya donusturmek guzel bir temel ancak sorunu sadece bu sekilde cozmek hakkatten mumkun mu? Yani yurtdisi kaynakli emperyalizmi yenmek icin bulunacak yegane cozum bukadarcik mi? Hic zannetmiyorum oneriniz sadece cozume giden bir patika kivaminda kalmis. Hele 100000 kisi kavramina hic girmeyecegim.
Oze geleyim; Evet silkinip kendimize gelme zorunlulugumuz oldugu kesinlikle ortadadir. Forumun acilisindaki ana temaya katiliyorum ancak ele alinis ve yaklasim tarzlari (karsilikli) zaten , ULKEMIN GELECEGINE YONELIK duydugum umutsuzlugu sadece pekistirdi. Daha birbirini anlamaya dahi tahammulu olmayan ELIT insanlarla cozum...! UZUCU! |
fcob |
quote:Gezenkurt ve AFR nikli arkadaslara nacizane tavsiyem oncelikle EMPERYALIZM kavramina vakif olup yorum yapmalaridir. Emperyalizm bir ulkenin bir baska ulkeyi fiziken isgali anlamina gelmek zorunda degildir. Diger taraftan AB ve ABD'nin toprak sinirlerinin 500 yildir genislemedigini iddia eden arkadaslar bu surec icerisinde Afrika kitasinda bulunmaya BEYAZ IRK'in gokten indigini soyleyemezler herhalde. Bu gun Afrika kitasinin en degerli topraklari Avrupalilar tarafindan somurulmektedir ve Fransa, Hollanda, Ispanya + Ingiltere bu topraklarda fiilien somurgeci konumunda yer almaktadir. Somurgecilik de 'ulkeler arasi emperyalizmin' (emperyalizm tek eylem turunu tanimlamaz) varacagi en son noktadir. ABD'ye bakarsak hakeza kurulusu kac yuz yili buluyor ki? Hangi KURUCU Beyaz Amerikali Amerika kitasinda dogmustur ki? Lutfen zaten ne oldugunu bilmediginiz kavrami yorumlarken kendi bildiklerinizce gosterdiginiz delillerin sizin dusuncelerini curuttugunu gorun. Tabiri caiz ise 'agzinizdan cikani kulaginiz duysun ve kendinize ben ne diyorum yahu deyin'.
Diger taraftan konuyu acan arkadas biraz fazla slogansi yaklasmis ve bir Avukat arkadasimiz hakli olarak 'eee cozum ne sizce?' demis. Verilen cevap bence vahim. Ck fazla sig kalmis. Kendi oz kaynaklarini urune ve nemaya donusturmek guzel bir temel ancak sorunu sadece bu sekilde cozmek hakkatten mumkun mu? Yani yurtdisi kaynakli emperyalizmi yenmek icin bulunacak yegane cozum bukadarcik mi? Hic zannetmiyorum oneriniz sadece cozume giden bir patika kivaminda kalmis. Hele 100000 kisi kavramina hic girmeyecegim.
Oze geleyim; Evet silkinip kendimize gelme zorunlulugumuz oldugu kesinlikle ortadadir. Forumun acilisindaki ana temaya katiliyorum ancak ele alinis ve yaklasim tarzlari (karsilikli) zaten , ULKEMIN GELECEGINE YONELIK duydugum umutsuzlugu sadece pekistirdi. Daha birbirini anlamaya dahi tahammulu olmayan ELIT insanlarla cozum...! UZUCU!
Ekleyen: slug - 24/12/2005 : 00:16:13
|
Sizi çok iyi anlıyorum ve katılıyorum sevgili slug...
O 100.000 kişilik bir kadronun oluşmasının temelinde aşağıda belirteceğim düşüncelerin sonucu kaleme alınmış olduğu içindir ki malumunuz konu genel anlamda tabi ki geniş anlamda tartışmaya açık bir konudur...
Yola çıkılan düşüncelerin nedenlerini ise kısaca şu şekilde belirtmekte fayda var kınısındayım...
Üstü örtülmeye çalışılsa da, birtakım vaatler verilse de, kırk türlü yalan söylense de; bu ülkenin aklı başında olan gerçekçi insanlarına göre işlerin iyi gitmediği malumdur. Ancak; kendileri doğrultusunda ülkeyi yönetenler ise her şeyin yolunda olduğunu deklare ederler. Halk ise, işte bu iki kesim arasındadır, ama gittikleri yol, kendilerine gerçekleri söyleyenlerin yolu değildir. Halk hep ötekilere oynamıştır. Bunun nedeni de, tembel, miskin oluşu ; üretkenliği sevmemesi ve okumaması, görmemesi...
Geçenlerde ceviz kabuğu Programında, eski bakan Kamuran İnan şöyle diyordu: '' Türkiye'ye hizmet etmek için, Türklerle mücadele etmek zorundasınız... '' Türk gerçeğini bundan daha iyi analiz eden bir ifade bulamazsınız. Bakan doğru söylüyor. Siz bir mücadele vermeye kalkıştığınızda, mücadele etmeye kalkıştığınız kişiye ulaşıncaya kadar, başta ananız, babanız, kardeşiniz, komşunuz, akrabanız, mahalleliniz; sizin önünüzde baştan engeldir.
Örneğin; 3 milyon insanı egzoz gazıyla zehirleyen bir belediyeye karşı savaş mı veriyorsunuz; arkadaşlarınızca Don Kişot olarak alaya alınıyorsunuz, dostlarınız yönünden boş işlerle uğraşıyorsunuz, akraba, anne, babanıza göre; başınızı derde sokuyorsunuz, polise göre boş işle iştigal ediyorsunuz, savcıya göre ise memleketin akıllısı oluyorsunuz... Bakınız , çoluk çocuk milyonlarca insanı zehirleyen belediye başkanına ulaşmak için; önünüz kaç kişi tarafından kesiliyor. Belediye başkanı yatağında mışıl mışıl uyurken, '' uğraşsınlar birbirleriyle '' diye arkasını dönüp, yatıyordur herhalde ? Kısacası, halk hem sizin, hem de kendinin düşmanlığını yapmaktadır. vs. vs.. vs..
Bül ülkede hiçmi bunları gören kadrolar olmayacak, birlik ve beraberlik içinde güzelin ülkemizin varlığını, bütünlüğünü ve geleceğini oluşturabilecek bir kadro oluşturulamayacak... Hakikaten yokmu? ben bunu anlayamıyor ve çözemiyorum... Nedir bu dağınıklık, bu fikir karmaşası, bu uyuşulmuşluk, bu karabasan, bu çaresizlik....
Dosthane sevgilerimle...
|
Bugünün tarihi: 03/05/2025 06:28:42 |