commodore1tr |
#8221;BURADA TURKLER KALAMAZ!..#8221;
Iste size dusundurucu bir soru: Bu sozler acaba kim
tarafindan, nerede, ve ne zaman soylendi? Asagidaki
cevaplardan sadece biri dogrudur:
1) 1529 Viyanasi#8217;nda bir Avusturya#8217;li rahip tarafindan
2) 1878 Yesilkoy#8217;unde (Ayastefanos) bir Rus general
tarafindan
3) 1915 Van#8217;inda bir Ermeni militani tarafindan
4) 1963 Kibris#8217;inda bir EOKA ci bir Rum militani
tarafindan
5) 1987 Almanya#8217;sinda irkci bir Alman genc tarafindan
6) 2004 Istanbul#8217;unda #8220;Dogulu#8221; bir otelci tarafindan
Eger yukaridaki cevaplardan ilk 5 i uzerine kafa
yorduysaniz, zamaninizi bosuna harcadiniz. Dogru
cevap 6 dir. Nasil mi? Buyurun, once olayi bizzat
kahramanindan dinleyin. Sonra tekrar konusalim.
Asagidaki bilgi, olayin kahramani olan Belcika#8217;da
yasayan bir Turk kardesimiz, Sayin Ahmet Aytac,
tarafindan yazilmis ve internette elden ele dolasarak
sonunda bana da ulasmistir. (Cok az sayida birkac
basit duzeltme disinda, mektubu aynen veriyorum)
Selamlar Dostlar,
Geçen hafta bir haftalığına İstanbul'a gitmiştim.
Bazı görüşmeler ve iş için Ankara, Aksaray ve Bursa#8217;ya
uğramıştım. Bir gece yolculuğundan sonra, sabah saat
05 te, otobüsten indim ve otobüs firmasının servis
minibüsüyle merkeze gelirken, Aksaray#8217;da inmem
gerektigi halde, uykusuzluğun verdiği mahmurluk ile,
rast gele bir yerde inmiştim. Yorgunluk ve
uykusuzluktan yürüye yürüye takatim kalmamıştı. Önüme
çıkan bir otele girdim. Saat sabahın 06 sı olmuştu.
Ve öğlen saat 14 e kadar dinleneceğimi söyledim,
ücreti ödedim ve odama çekildim.
Bir saat sürmedi, tam derin bir uykuya dalmıştım ki,
kapı gümbür gümbür vurulmaya başladı. Kalktığımda ve
kapıdaki görevliye ne oluyor diye sorduğumda, o0telde
kalamayacağımı, odaların daha önceden satıldığını ve
benimde oteli terketmemin gerektiğini söylediler.
Apar topar çantamı aldım ve otel katibinin bulunduğu
yere indim. Otelde kalamayacağıma göre ücretin iade
edilmesini istedim.
Görevli ücreti iade etmeyeceğini ve oteli terketmemi
istedi. Bu arada biraz tartışma olunca müşteri
olduğunu söyleyen bir Güneydoğulu vatandaş, otel
katibine arka çıkarak: "Senin kafanda varmı? Duymadın
mı oteli terket" diye üzerimize yürüdü.
Otelin masa üzerindeki kartını aldım. Bu arada
amcaoğlu aradi. Ona durumu anlattım. Bazı beni arayan
ve benim aradığım arkadaşlara da İstanbul#8217;un
göbeğinde, Laleli #8216;e böyle durumlar oluyor mu diye
sitemlerde bulunmuştum.
Bu arada benim otelin salonunu terketmem halinde
paramın yarısını iade edeceklerini söylediler. Tabi
eklediler: #8220;BURADA TÜRKLER KALAMAZ AMA SEN BU KADAR
KALABİLDİN ŞÜKRET#8230;#8221; diye iltifatlarda da bulundular.
Ben otelin önüne çıktım ve üç dört polis memunu
kenarda oturmuş sohbet etmekteydiler. Ve onlar lakayıt
vaziyette neler oluyor gibisinden sordular. Durumu
anlatırken otelde görevli başka birisi önceden
seviyeli konuşurken polislerin yanında sesini
yükselterek hakaretler etmeye başladı. Polislerden
hala çıt yok.
Bu itirazımız üzerine otele dışardan gelen ve bizim
etrafımızı çeviren Güneydoğulu Mardin#8217;li bir gurup,
beni ve yanımdaki Amcamın oğlunu çevirmeye aldılar.
Ancak biraz zaman gecince bazı dostlarımin gelmesiyle
işler değişti. Ve durum Emniyet Müdürlüğüne kadar
gitti.
Emniyet Müdürlügünden gelenler olunca bizi ablukaya
alanlar kayboldular. Birlikte otele girdiğimizde ise
görevliler ve orada bulunanlar müthiş bir yalan ve
yemin edebiyatina basladilar. Özür dilediler ve
parami iade ettiler.
Emniyetten gelenler davacı olup olmadığımı sorunca,
davacı olmadığımı fakat bu mıntıkaya bakan polis
memurlarının bu insanlarla birlikte hareket etmesini
ve #8220;BURADA TÜRKLER KALAMAZ#8221; sözlerini hazmedemedigimi
soyledim.
Tabi bu arada ben de boş durmamıştım. Bazı memurların
oradaki görevlilerle çok sıkı fıkı olduklarının ve
etraftaki bizi ablukaya alanların resimlerini
çekmiştim. Otelcilerin yalanları yeminlerini
aşamamıştı. Ve anlattiklarim, dijital makinadaki
resimlerle perçinlenmiş olmuştu. Tabi ben resimleri
silmedim, makinamı da vermedim. Davacı olmamıştım.
Oradaki esnaftan aldığım duyumlara gore, o bölgede
çalışan bazı polis memurları, yasa disi işlerin olduğu
bu otellerle ve otelcilerle birlikte çalışiyor ve bazı
hırsız şebekeleriyle birlikte hareket ediyorlardi.
Iste ben bunu hazmedemiyordum.
Velhasıl Türkiye Cumhuriyeti#8217;nin en büyük kentinin
nadide semtlerinden birisi tamamen işgal altindaydi.
Kanunlarin işlemesi gerektiği yerde, kanun adamlarıni
yanina cekmis olan çapulcu ve hırsızların duruma
tamamen hakim olmalari gercekten de cok uzucu idi.
Birde Turkiye#8217;de ezildigini soyleyen, durmadan hak ve
özgürlükler isteyen bazi guruplarin kendi çaplarında
#8220;mini krallıklar#8221; kurması ve diger insanlarin
ozgurluklerini kisitlama curetini gostermesi de ayrica
ibret vericiydi.
YORUM TÜRK MİLLETİNİNDIR. TÜRKÜN VATANINDA GUYA
ÖZGÜRLÜK ARAYANLARIN, TÜRKÜN MEMLEKETİNİN EN GÜZEL
YERLERİNİ İŞGAL ETMELERİNI; GÜNÜMÜZDE SİYASET
YAPANLARIN, BİZİM ÇANAĞIMIZDAN YİYENLERIN, BİZİM
ÇANAĞIMIZA #8220;ETMELERINI#8221;, VE BUTUN BUNLARIN ARZETTIGI
BU COK HAZIN DURUMU, TÜRK MİLLETİNİN DIKKATINE
SUNUYORUM. BU E-MAIL, CUMHURBAŞKANLIĞINDAN
BAŞBAKANLIĞA, İÇİŞLERİ BAKANLIĞINDAN TUM TANIDIKLARA
KADAR HER YERE GİTMEKTEDİR. DAHA FAZLA BILGI, BELGE,
FOTOGRAF ISTEYEN OLURSA DA AYRICA YARDIMA HAZIRIM.
SEVGİYLE KALIN.
AHMET AYTAÇ, BELÇİKA
|