| erolkara |
Eger bir arkadasiniza hayati boyunca unutamayacagi kotu bir saka yapmak isterseniz, ona bir Turk Ceza Kanunu hediye edin.
Kanunu, mumkun oldugu kadar cekici bir ambalaj icinde verin ki, ilk birkac maddeyi okuduktan sonra birakmasin.
Emin olun, okudukca, gulme krizi ile dehsetten mide kramplari gecirmek arasinda inip cikan duygu turbulanslarina girip cikacaktir.
Bir insana verilen zarar icin 15 gun hapis, baglardaki meyve agaclarina verilen zarar icin ise yedi yila kadar hapis ongoruldugunu okudugunda, once inanamayacak, belki de kanunu sizin duzenlediginizi sanacaktir.
Bir kimse sattigi mal yerine baska bir mali paketlerse bir yila kadar hapis.
Bir evi su basmasina neden olana bes seneye kadar hapis, istemeden yangina sebep olanlara 30 ay hapis...
Kamu kurumlarinin duvarlarina ilan yapistirmak alti aya kadar hapis.
Sizin amaciniz her ne kadar saka yapmak olsa da, sabredip kanunu tamamen okursa, 1926 yillari Turkiye'sinin siyasal, sosyal, ekonomik ve kulturel tablosu hakkinda, ciltlerce kitap okuyarak ogrenemeyecegi kadar bilgiyi de edinmis olacaktir.
Izin almadan eglence duzenleyenlere bir aya kadar hapis...
Lokantada yiyip, icip hesap odemeyenlere uc aya kadar hapis...
Ve ummetten millete gecis surecinde, bir toplumun nasil bir korkutma cenderesi icine sokuldugunu da gorecektir.
Bir trene zarar verenlere bes seneye kadar hapis...
Telefon hatlarini kesenlere bes seneye kadar hapis...
Buldugu malda sahiplik iddia edene bir seneye kadar hapis...
Halkin gelip gececegi yerlere ote beri atanlara 10 gune kadar hapis...
Arkadasiniz, aradan gecen 76 yil icinde, toplumun gecirdigi onca degisime ragmen reel hayat pratiginde uygulamasi kalmamis bazi maddelerin, kanun icindeki dinozor duruslarini da fark edecektir.
Izin almadan havai fisek patlatmak 15 gune kadar hapis...
Fakirlige iliskin yalan taniklik edenlere alti aya kadar hapis...
Beygiri ile bir baskasinin korkmasina neden olanlara bir aya kadar hapis...
Kuduz oldugunu bildigi kedisini ihbar etmeyenlere 15 gune kadar hapis...
Fiyatlarin artirilip eksilmesine neden olanlara uc seneye kadar hapis....
'Ah kavaklar! Aci dustu pesime'
Sizi uyarmaliyim! Saka niyetiyle yaptiginiz bu davranisiniz, arkadasiniz icin bir kâbusa donusebilir.
Kanuna soyle bir goz atmak yerine, kapsamli bir Osmanlica sozluk esliginde, Ceza Kanunu'nu tamamen okumaya kalkisirsa, dehsete dusebilir.
Hatta 'Bu devlet beni cezaevine atmak icin bahane ariyor galiba' diye paranoyalar da gelistirebilir.
Boyle bir ruh hali icindeyken, cumartesi gunu Hurriyet gazetesindeki '2 kavak kesti, 2 yil hapis aldi' haberini okursa, buyuk bir ihtimal klinik bir vakia kivamindadir artik.
Haberi okuyunca, urpermemek mumkun degil.
Gercekten de, ev yapmak icin bahcesindeki iki kavagi kesen koyluye iki yil hapis ve 1 milyar 600 milyon lira para cezasi kesilmis. Saka degil, ayniyla vaki.
Megerse kavaklar Orman Mudurlugu'nun degilmiymis.
Devlet de hakli. Kim bilir ne guzel kavaklardir. Bir daha yerleri asla doldurulamaz.
Devletin mallari cok kiymetlidir, mulktur onlar.
Fakat, olay diger taraftan degerlendirildiginde, koylu de hakli gorunuyor.
Kavak bu, "Hemserim nerelisin?" diye sorulmaz ki!
Yillardir bahcede uzun uzun dikilen iki kavak.
Ustelik her sonbahar, sari sari yapraklarini da doker bu kavaklar, bilirim ben.
Koylu mahkemede "Ben bu kavagi yillardan beri suladim, korudum. Devlet bana bir gun olsun bile aferin demedi" deseydi keske.
Sonra da "Bu kavak kurusaydi, yine beni yargilayacak miydiniz?" diye sorsaydi.Bununla da kalmayip, "Bunca yildir kavaklara verdigim emegimin karsiligini istiyorum" deseydi.
Koylu iste, kim dinler onu.
Sonuc olarak iki sene hapis.
Koylu kavak yerine birinin kolunu kesse ancak bu kadar ceza alirdi zaten.
Davulun uzaktan gelen sesi
Sairin dedigi gibi, sadece olum ayni siddette vuruyor
sah ile fakiri....
TCK 546'nin gucu, sehir merkezleri ve tatil beldelerinde, muzik adi altinda sabahlara kadar gurultu cikaran eglence yerlerine yetmez.
Ama, Bolu'da isten cikarilmalarini protesto etmek icin madenin onunde davul calip halay ceken maden iscilerine sahin kesilebilir.
TCK 546: "...gurultu veya velvele ile... can veya alati saire calarak...
halkin veya meclis ve mahfillerin... huzur ve rahatini ihlal...."
Kanunda adi gecen 'meclis' ve 'mahfil' kelimeleri insanlarin topluca bulundugu yer anlamina geliyor.
Bir maden ocagini kanunun tarif ettigi yerler icinde degerlendirmek oldukca caba isteyen bir is. Ancak iscilere verilen para cezasi, bir mahkemede yargilama sonucu verilmis bir karar degil. Savcilik tarafindan duzenlenmis idari nitelikte bir para cezasi. Elbette itiraz etmek mumkun.
Adi: On odeme. Yani karsiligi kisa sureli hapis veya para cezasi olan bazi suclarda, yargilanacak kisiye "Devlete 54 milyon lira para cezasi odersen hakkinda dava acilmaz" deniliyor. Odeme yapmasi icin de kendisine 10 gunluk sure veriliyor.
Bir nevi kamu adina devlet-birey pazarligi.Ceza kesilen kisinin "Benim sucum yok. Para cezasini odemiyorum. Yargilanmak istiyorum" diyebilme hakki var.
Yargilama sonucu beraat ederse, para cezasi ortadan kalkiyor.
Ama dava sonucunda sucu sabit gorulurse, daha once verilen 54 milyonluk ceza, bu sefer yari nispetinde artiriliyor.
Maden iscilerinin cezayi odeyip, sulh olmaya niyetleri yok. Yargilanmak istiyorlar.
Bakalim mahkeme, maden ocagini kanun kapsaminda kabul edecek mi?
EROL KARA |
