 |
03/05/2025 Eski forum arşivi bölümü
Hukuksal Tartışmalar
Vakıf Şerhinin Kaldırılması Davalarında son durum |
av.ünzile küçüköner |
Vakıf şerhinin kaldırılması için açılan son davalarda,mahkemece Tapulama Kanundaki değişiklik gereği araştırma yoluna gidilmekte.Kanun değişikliğinin geçmişe yönelik uygulanmamasına dair,emsal karar veya araştırma yazısı . |
Av.Ragıp Atay |
T.C
Y A R G I T A Y
1.HUKUK DAİRESİ
Sayı:
Esas 2003 Karar
11212 12613
YARGITAY İLAMI
Mahkemesi : K Asliye H. H.
Tarihi : 22.5.2003
Nosu : 18-195
Davacı : Zehra v.s.
Davalı : Vakıflar Genel Müdürlüğü
Üçüncü Şahıs :
Taraflar arasında görülen davada;
Davacılar, miras bırakanları adına kayıtlı 457 ada 5 parsel sayılı taşınmaz kayıtlarına davalı idare tarafından S Vakfından" şerhinin konulduğunu ileri sürüp, vakıf şerhinin silinmesi isteğinde bulunmuştur.
Davalı, taşınmazın aslının vakıf malı olduğu, taviz bedeli ödenmeden vakıf şerhinin silinemeyeceğini bildirip davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, tapu kaydında yapılacak düzenlemelerin ancak mahkeme kararı ile gerçekleştirilebileceği, davalı idarece tek taraflı düşülen şerhin yolsuz olduğu gerekçesiyle vakıf şerhinin silinmesine, karar verilmiştir.
Karar, davalı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı.
Dosya incelendi gereği görüşülüp düşünüldü.
-KARAR-
Dava, tapu kayıtlarında yazılı olan " vakıf şerhinin " silinmesi isteğine ilişkindir.
Hemen belirtilmelidir ki; Vakıf Şerhi kesinleşen Kadastro tesbitinden sonra 3402 sayılı yasanın 12/3 maddesinde öngörülen on yıllık hak düşürücü sürenin geçirilmesini müteakip çap kaydına yazılmış ise; başka bir tahkike gerek duyulmaksızın silinme (terkin) isteğinin kabulüne karar verilmesi zarureti doğar.Bu kabulde (on yıllık sürenin geçmiş olması halinde) Vakıftan doğan hakkın Medeni Kanunun 764 maddesi anlamında "gayri menkul mükellefiyeti" niteliğini taşıması hukuki sonuç doğurmaz ve sürenin gözetilmesi zaruretini ortadan kaldırmaz.Ancak;şerh on yıllık süre geçirilmeden sicile yazılmış ve davalı Vakıflar idaresi "davanın reddine" ilişkin savunmada bulunmuş ise"vakfın türü ve tavize tabi olup olmama" yönünden bir soruşturmanın yapılması zorunlu hale gelir.Somut olayda on yıllık süre içerisinde şerhin sicile yazıldığı belgelenmiştir."Bilindiği üzere, bir taşınmazın vakıf malı olup
olmadığı, tapu kaydı, evkaf idareleri, şeriye mahkemeleri ve mütevellilerce tutulup daha sonra tapu idarelerine aktarılan defter kayıtları, vakıf defterine işlenen vakıfnamelerle saptanabileceği gibi; 766 sayılı Tapulama Kanunun 33/1.bu yasayı yürürlükten kaldıran 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14. maddesinde belirtilen belgelerden olduğu uygulamada ve doktrinde kabul edilen deftere işlenmemiş vakıfnameler, muteber mütevelli ve temessük senetleri, evkaf idarelerince tutulan sair defterler kısaca belirtmek gerekirse her türlü delil ile kanıtlanabilir.Hemen belirtmek gerekirki, bir malın vakıf olduğunun isbatı onu iddia edene düşer. |
av.ünzile küçüköner |
Kadastro Kanununda yapılan 22.02.2005 tarihli değişiklik ile Ek Madde 1 başlığı altında düzenleme yapılmış ve tapu kayıtlarında icareteyn veya mukataalı olduğuna dair vakıf şerhi bulunan taşınmazlara 12.md 3.fıkra hükümlerinin uygulanmayacağı belirtilmiştir.
Bu durumda kadastrodan sonra açılacak tapu iptali ve tescili davası için olan 10 yıllık dava açma süresi, vakıflar için uygulanmayacak ve hatta hiç bir süre konulmadığı için hiç zamanaşımına uğramayacaktır.
Ancak bu 22.02.2005 tarihinde yapılan değişiklikten önce kesinleşen ve 10 yıllık süresi de dolan,vakıf taşınmazlar için de aynı uygulama yapılacak mıdır ?
Kadastro kanunundaki değişikliğin geriye yürütülmesi mümkün müdür ?
Bu sebeple,önemle,22.02.2005 tarihinden sonra verilen bir Yargıtay Kararı varsa bilgilendiriseniz sevinirim.
saygılarımla |
Bugünün tarihi: 03/05/2025 15:43:10 |