 |
03/05/2025 Eski forum arşivi bölümü
Hukuksal Tartışmalar
AMERİKAN UYGARLIĞI |
Av.Fırat Bayındır |
Florida'ya gitme ölürsün
ABD Başkanı George W Bush'un kardeşi Jeb Bush'un valisi olduğu Florida eyaletinde "tehdit edeni vururum"; yasası yürürlüğe girdi. Yeni yasa çerçevesinde silah sahipleri can ya da mal güvenliğini tehdit altında gördüklerinde silahlarına başvurabilecek. Ancak yasa insan hakları örgütlerinin tepkisini çekiyor. Muhalefet edenler yasayı "Önce vur" yasası olarak adlandırıyor.
Silahlı Şiddetin Kontrolü için Brady Campaign adlı grup, yasanın yürürlüğe girmesiyle birlikte ABD ve İngiltere'deki gazetelere ilan vererek, Florida'ya seyahat etmek isteyen turistleri uyarıyor. İlanlarda "sinirli ve korkmuş" bir Florida sakininin öldürmek için ateş edebileceği belirtilerek, "Dikkat: Floridalılar öldürücü güç kullanabilir" deniyor.
İlanda şu ifadeler yer alıyor: "Eğer (Florida'da) herhangi bir trafik kazasına karışırsanız hatta çarpışmayı kıl payı kaçırsanız bile arabanızın içinde kalın ve ellerinizi önünüze koyun. Eğer biri size kızarsa, elinizden geldiği kadar pozitif tavır takının, ona bağırmayın ve asla tehdit etmeyin."
Brady Campaign, eğer bütçeleri elverirse Fransızca, Almanca ve Japonca gazetelere de ilan vereceklerini bildirdi.
Ulusal Silah derneği (NRA) tarafından desteklenen yasa, her vatandaşın kendilerini tehdit ettiğine inandıkları herkesi kamuya açık alanlarda bile vurup öldürmesine izin veriyor. Jeb Bush, Nisan ayında eyalet meclisinde onaylanan yasayı "iyi, mantıklı ve suçlulara karşı" diyerek övmüştü.
Önceki yasa evine ya da topraklarına giren bir kişinin, çıkması yolundaki ikazları dinlememesi durumunda vurulmasını serbest kılıyordu. Yeni yasa ise ortalık yerde basit bir tartışmada bile silahların çekilmesine yol açabilecek. Yasanın destekleyicileri ise eski yasanın suçluyu koruduğunu, yeni yasanın ise artık suçluların birine saldırmadan önce iki kez düşünmesini sağlayacağını savunuyor.
30.09.2005 hürriyet |
buybas |
Şaşırmadım... Amerika Irak'ı henüz işgal etmişti ki, meşhur Irak Enformasyon Bakanından bir açıklama geldi; "Bush'un ataları mağarada resim yaparken, bizim atalarımız bu topraklarda medeniyeti kuruyorlardı" Bence savaş boyunca yapılan en doğru açıklama idi. Florida'daki yasa, Amerikan barbarlığının yalnızca başka ülkelere karşı değil, kendi ülkesine ve halkına karşı da ne kadar rahatlıkla açığa çıktığının en bariz göstergesidir. Ve her ne kadar Amerika'daki toplumsal muhalefet sesini yükseltiyor olsa da Bush'u ikinci defa seçen de bunlar değil miydi? |
Av.Fırat Bayındır |
Bush'un Irak şikesi
ABD Başkanı'nın Irak'taki Amerikan askerleriyle canlı olarak ekrana gelen telekonferans söyleşisinin, soru ve cevapların önceden belirlendiği bir 'tezgâh' olduğu ortaya çıktı
Sema Emiroğlu - New York
ABD Başkanı George W. Bush'un önceki gün anayasa oylamasına kısa bir süre kala Irak'taki Amerikan askerleriyle yaptığı telekonferansta, Bush'un önceden belirlenmiş sorularına askerlerin, kendilerinden istenen şekilde, Bush yönetiminin Irak Savaşı ve Irak'taki anayasa referandumu konusundaki politikalarını destekleyen cevaplar verdiği, kısacası, tüm konferansın önceden ayarlandığı ortaya çıktı.
Amerikalılar, Fox News ve CNN International gibi kanallar tarafından canlı yayımlanan telekonferansın "tezgâh" olduğunu, NBC kanalının akşam haberinde öğrendiler. NBC, Savunma Bakan Yardımcısı Vekili Allison Barber'ın, canlı yayından önce ABD'deki stüdyodan Tikrit'teki askerlere Bush'un sorularına nasıl cevap vermeleri gerektiğini öğretirken gösteren görüntülerini ekrana getirdi. Konuşan askerlerin tamamı Bush'un Irak politikasını destekleyerek Amerikan halkına Irak'ta işlerin yolunda gittiği mesajı verdi.
Önce prova
Son günlerde halk desteği yüzde 40'ın altına düşen Bush, Irak'ta bugün yapılacak kritik anayasa referandumu öncesinde, Tikrit'te görevli 10 Amerikan subay ve eriyle uydu bağlantısı aracılığıyla konuştu. NBC'nin ekrana getirdiği bantta ise Bush'un konuşmasından önce podyuma gelen Barber'ın, görüntüleri dev bir TV ekranına yansıyan askerleri çalıştırdığı görüldü.
Sorulacak soruları ve bunlara verilmesi gereken uygun cevapları askerlere ezberletmek için önceden prova yaptıran Barber, hangi askerin hangi soruyu cevaplandıracağını ve bu cevabından sonra mikrofonu hangi askere vereceğini dahi tek tek anlattı.
Canlı yayın sırasında ise Bush, sorularını askerlere öğretilen sıraya göre sordu. Referandum konusunda Bush'u yanıtlayan Çavuş David Williams, oy kullanacak Iraklı seçmen sayısının yüzde 17 arttığını söyledi, "Irak halkı referandumda oy kullanmaya can atıyor" dedi. Bush da özellikle Saddam Hüseyin'in doğum yeri Tikrit'te halkın referanduma katılma kararında olmasının büyük bir gelişme olduğunu vurguladı.
Çavuş Steven Pratt, Irak ordusunun yakında güvenliği sağlamak için yeterli olacağını ifade ederek, referandumun da güvenli bir ortamda başarıyla yapılacağını belirtti. Pratt, Amerikan ordusunun bundan sonra yalnızca destek gücü görevi üstleneceğini savundu. Beyaz Saray Basın Sözcüsü Scott McClellan, eleştiriler karşısında Bush'un askerlerle yaptığı konuşmanın Pentagon'la koordine edildiğini, ancak askerlerin kendi görüşlerini dile getirdiğini iddia etti.
Milliyet 15 10.2005 |
Av.Fırat Bayındır |
RADİKAL 19 EKİM 2005
ABD'de eylem vardı: Savaş karşıtı 18 nine içeride
Askere alma dairesinin önünde eylem yapan nineleri polis 'izinsiz gösteri'den tutukladı.
ABD'de Irak savaşına karşı çıkan nineler, torunlarının askere alınmasını protesto için The Times Meydanı'nda oturma eylemi yapınca tutuklandı
NEW YORK - New York kentindeki ünlü Times Meydanı önceki gün yaşları 49 ile 90 arasında değişen 'Savaş Karşıtı Nineler' grubunun protesto gösterisine sahne oldu. Irak savaşını protesto için The Times Meydanı'ndaki askere alma bürosu önünde bir oturma eylemi yapan yaklaşık 100 'eylemci nine'den 18'i izinsiz gösteri yapmaktan tutuklandı.
'Savaşa Karşı Nineler', 'New York'taki Öfkeli Nineler' ve 'Gri Panterler' gibi grupların koalisyonundan oluşan 'Savaş Karşıtı Nineler' grubunun üyelerinin amacı, askere alma bürosuna girip Irak'taki 'torunları' yerine kendilerini orduya yazdırmaktı. Aralarında 90 yaşında görme özürlü Marie Runyon adlı bir kadının da bulunduğu nineler, büronun kapısını çaldı ama cevap alamadı. Grup lideri 74 yaşındaki Joan Wile, kapıyı defalarca çaldıklarını söyleyip "Her seferinde kapı camından biri kafasını kaldırıp indirip bize baktı. Neden korktuklarını bilmiyorum. Belki de bir grup nineyle nasıl başa çıkabileceklerini kestiremedikleri için saklanmayı tercih ettiler" diye konuştu.
Bush dibe vurdu
Nineleri bile sokağa döken ABD Başkanı George W. Bush ise halk desteğini yitirmeyi sürdürüyor. CNN/USA Today/Gallup'un anketi, Amerikan halkının Bush'a olan desteğinin yüzde 39'la iki döneminin de en alt seviyesine düştüğünü gösterdi. Katılımcıların yüzde 58'i 'Bush'un icraatlarına karşıyım' dedi. Aynı grubun eylül sonundaki anketinde, Bush'u destekleyenlerin oranı yüzde 45, karşı olanların oranı yüzde 50'ydi. Bush, ikinci dönemi için yemin ettiği sırada ise yüzde 57'lik destek ve yüzde 40'lık muhalefetle karşı karşıyaydı. (ap, aa)
|
Av.Fırat Bayındır |
YAMAN TÖRÜNER (MİLLİYET 12 KASIM 2005)
Amerikan televizyonlarında Kürtlerin reklamları çıkıyor.
#8226; Amerika'da yapılan mahalli seçimler iktidardaki Cumhuriyetçilerin gerilediklerini gösteriyor.
#8226; Amerikalılar Irak harekâtının yeni bir "haçlı seferi" olup olmadığını sorguluyor.
Kürtler, Amerikan televizyonlarında verdikleri ilanlarda, Irak harekâtı nedeniyle Amerikalılara teşekkür ediyorlar. Kürtlerin bağımsızlık mücadelesine verdikleri destek için Amerika'ya teşekkür ediliyor. İlanda, Kürtlerin demokrasiye kavuşmaları ve daha iyi yaşamaları için Amerikalıların yaptıklarına, çeşitli Kürt vatandaşlar "Thank you" diyerek teşekkür ediyorlar. İlanın parasının Kürt Kalkınma Vakfı tarafından karşılandığı belirtiliyor. Bu ilan, bizim Irak politikamızın ne kadar başarılı olduğunun ve hükümetin Amerika'ya yaranmak için neler verdiğinin bir kanıtı. Anlaşılan, Irak harekâtının bir tek galibi var. O da Kürtler.
İktidardaki Cumhuriyetçiler, bu hafta yapılan mahalli seçimlerde önemli ölçüde kayıplarla karşılaştı. Bunun nedeni, bir türlü sonuç alınamayan Irak savaşı ve hükümetin doğal afetler karşısındaki beceriksizliği. Cumhuriyetçi Parti'nin içinden bile karşı görüşlerin çıkmaya başlaması, Bush yönetimini gittikçe zora sokuyor. Bundan sonraki seçimler 3 yıl sonra ve seçimleri Cumhuriyetçilerin kaybedeceği şimdiden kesin gibi. Ancak, Demokratlar erken seçimi gündemde tutuyorlar. Demokrat Parti iktidara gelirse, Irak'tan çekilecek. Aynı Vietnam'da yapıldığı gibi. Cumhuriyetçilerin de, bir hezimete uğramamak için, önümüzdeki seçimlere kadar Irak'da bir çözüm bulmaları şart. Bu çözümün, Irak'ın bölünmesi biçiminde olacağı konuşuluyor. Irak, Kürtler, Şiiler ve Sünniler arasında paylaşılacak. Petrol sahaları ise ortak işletilecek. Önümüzdeki 3 yıl içinde bir çözüm bulunamazsa, çözüm için Ürdün ve Türkiye'ye görev verilebileceği de konuşuluyor. Ama, görülen o ki, Irak sorunu önümüzdeki 3 yıl içinde iyi veya kötü bir sonuca ulaşmak zorunda.
Öte yandan, tarihteki Haçlı Seferleri Amerika'nın gündemine taşınıyor. Büyük ilanlar verilerek, History Channel'da bu konuda iki günlük bir dizi yapıldı. Dizide, Haçlıların yaptıkları katliamlar anlatılıyor ve "Tanrı kimin yanında?" sorusunun cevabı aranmaya çalışılıyor. Programın en çarpıcı araştırması ise, Haçlı Seferlerinin günümüzde de devam edip etmediği ve Irak harekâtının bunun bir sonucu olup olmadığı konusunda yapılanı. Haçlı Seferlerinin bitmediği ve devam ettiği ima ediliyor.
Ayrıca, bu sonbaharın The National Interest dergisinde Robert W. Tucker ve David C. Hendrickson'ın ortaklaşa yayımladıkları ve Amerika'nın "Haçlı Seferi düzenleyen bir devlet" olup olmadığını araştıran bir makaleleri var. Anlaşılan o ki, artık her şey sorgulanıyor.
Irak savaşının sonucu, bizde de dengeleri değiştirir.
|
deltaG |
1 Aralık 2005 Hürriyet
İşkence izni Bush#8217;tan
Kasım CİNDEMİR / WASHINGTON
Bütün dünya CIA#8217;nın işkence uçaklarının izini sürerken Amerikan ABC televizyonu, tutuklulara işkence izninin bizzat Bush tarafından verildiğini iddia etti. İşkenceye yolu açan belge 2002 yılında Bush, dönemin Ulusal Güvenlik Danışmanı Rice ve Adalet Bakanı Ashcroft tarafından imzalandı.
ABD yönetiminin ısrarla #8216;Biz tutuklulara işkence yapmıyoruz#8217; demesine rağmen, ABC televizyonu, işkenceye izin veren belgenin bizzat Başkan George W. Bush tarafından imzalandığını ileri sürdü.
ABC#8217;ye göre, 2002#8217;de yayınlanan belgeye, Bush#8217;un yanı sıra dönemin Ulusal Güvenlik Konseyi Danışmanı Condoleezza Rice ve Adalet Bakanı John Ashcroft da imza attı. ABC, CIA#8217;da çalışmış ve çalışan yetkililere dayanarak, onaylanan işkence yöntemleri arasında su işkencesinin de yer aldığını haber verdi.
CIA Başkanı Porter Goss, son açıklamalarında tutuklulara işkence yapmadıklarını yineledi. CIA#8217;nın, İslamcı terörist olduklarından şüphelendiği tutuklulara #8216;su işkencesi#8217; uyguladığı daha önce ortaya çıkmıştı.
ABC, su işkencesinin, 1500#8217;lü yıllara ve İtalyan engizisyonuna uzandığını belirtti. Bu yöntemde, tutuklu, eğimli bir tahtaya, başına torba geçirilerek ve ayakları kafasından daha yüksekte olacak şekilde bağlanarak üzerine su dökülüyor. İşkence gören kişi şiddetli bir boğulma korkusuna kapılıyor. CIA#8217;nın, El Kaide liderlerinden olduğu belirtilen Şeyh Halid Muhammed#8217;i bu yöntemle çok kısa sürede konuşturduğu ifade edildiyor.
BİLMİYORMUŞ
CIA Başkanı Porter Goss, ABC#8217;den Charles Gibson#8217;un, #8216;Su işkencesi, bir işkence yöntemi mi?#8217; sorusuna, #8216;Bilmiyorum#8217; diyerek cevap verdi.
Halbuki, 1901#8217;deki İspanyol-Amerikan savaşı sırasında Filipinler#8217;de su işkencesi yapan ABD#8217;li bir binbaşı yargılanmış ve on yıl çalışma kampına gönderilmişti. Vietnam Savaşı sırasında da, aynı suçtan askeri mahkemeye verilen bir asker ordudan atılmıştı.
SUÇLU CHENEY
Eski ABD Dışişleri Bakanı Colin Powell#8217;ın danışmanlarından Lawrence Wilkerson, Başkan Yardımcısı Dick Cheney ve Savunma Bakanı Donald Rumsfeld#8217;in savaş esirlerine kötü muamelenin sorumlusu olduğunu ileri sürdü. Wilkerson, Powell#8217;ın ABD#8217;nin Cenevre Sözleşmesi#8217;ne bağlı kalmasından yana olduğunu, Rumsfeld ve Cheney#8217;nin bunu istemediğini iddia etti. Wilkerson, #8216;Bush#8217;un, Cheney ve Rumsfeld#8217;i esirlere kötü muameleden sorumlu tutmadığını, bu nedenle onun da kısmen sorumlu olduğunu#8217; ifade etti.
|
deltaG |
MAHALLENİN KABADAYISI YİNE YANLIŞLIKLA 17 SİVİLİ ÖLDÜRDÜ
" PARDON, BEN SİZİ ZEVAHİRİ SANMIŞTIM"
BU CIA NE ZAMAN ADAM GİBİ İSTİHBARAT YAPACAK???
ABD#8217;den yeni katliam
Afganistan sınırı yakınlarındaki Pakistan köyüne saldıran Amerikan uçakları, kadın ve çocuklara ölüm yağdırdı.
El Kaide#8217;nin iki numaralı adamı Eymen El Zevahiri'nin bulunduğu ileri sürülen Afganistan sınırındaki bir Pakistan köyüne ABD tarafından hava saldırısı düzenlendi. 10 füze atılarak yok edilen köyde çoğunluğunu kadın ve çocukların oluşturduğu 17 kişi hayatını kaybetti.
ABD'den Zevahiri katliamı
CIA uçakları, Ladin'in sağ kolu Zevahiri'ye saldırı adı altında bir vahşete daha imza attı. Saldırıda onlarca kadın ve çocuk hayatını kaybederken, yetkililer Zevahiri'nin bombalanan köyde olmadığını bildirdiler.
El Kaide'nin iki numaralı lideri Eymen El Zevahiri'nin bulunduğu ileri sürülen Afganistan sınırındaki bir Pakistan köyüne ABD tarafından düzenlendiği belirtilen hava saldırısında yine kadın ve çocuklar öldürüldü. Amerikan televizyonları, Damadola adlı köye El Zevahiri'nin geldiği yönünde istihbarat alınmasının ardından CIA'e ait pilotsuz uçaklardan köye füze fırlatıldığını duyurdu.
10 FÜZE ATTILAR
NBC televizyonu, CIA'in kullandığı Predator tipi pilotsuz uçakların, Damadola köyüne yaklaşık 10 füze attığını duyurdu. Olay yerinden haber veren AP ajansı, doktorlara dayanarak, saldırıda aralarında kadın ve çocukların da bulunduğu en az 17 kişinin yaşamını yitirdiğini bildirdi.
Aynı haberde sözlerine yer verilen Damadola köyünün bir sakini ise, saldırıda 24 akrabasını kaybettiğini söyledi. Sami Ullah adlı bu kişi, "Bütün ailem öldü. Kimi suçlayacağımı bilemiyorum" dedi. Reuters ajansına konuşan Pakistan güvenlik yetkilileri ise 18 kişinin öldüğünü belirttiler. Saldırıda üç evin yerle bir olduğu kaydedildi. Pakistanlı yetkililer ise yaptıkları resmi açılamada, Zevahiri'nin, Amerikan uçaklarının düzenlediği hava saldırısı sırasında, hedef alınan bölgede olmadığı bildirildi. Bu arada, Pakistan, saldırıyı kınayarak, bir daha bunun tekerrür etmemesini istedi.
PROTESTO EDİLDİ
Diğer yandan, ABD'nin pilotsuz uçaklarla düzenlediği hava saldırısı, aşiret üyesi binlerce kişinin katıldığı gösteride protesto edildi. Gösteriye katılan binlerce kişi arasında yer alan milletvekili Sahibsade Harun, hava saldırısında ölenlerin tamamının bölge sakinleri olduğunu söyledi ve saldırıyı, "açık bir terör eylemi" olarak niteledi.
15.01.2006 |
Av.Fırat Bayındır |
Yazarlar / Şakir Süter
Ne olacak bu Amerika'nın hali?
Ülkemize iktidar ve iktidarın tam destekçileri cephesinden baktığımızda...
Nasıl olsa Türkiye kurtuldu; ekonomi iyiye gidiyor, herkes hayatından memnun.
Peki ama biz rakıyı çektikten sonra, hiçbir şey kurtaramayacak mıyız?
Madem "Ne olacak bu Türkiye'nin hali" dememizi gerektirecek bir "hal" yok..
Biz neyi ya da nereyi kurtaracağız?
Derkeeen... Ana muhalefet partisi CHP'nin İstanbul Milletvekili Bülent Tanla, kendisine yeni bir dert bulmuş.
Allah başka keder vermesin; Tanla, "Ne olacak bu Amerika'nın hali?" diye soruyor:
- 200'te dünyanın en büyük ekonomisi olan ABD hazinesinin borcu 8 trilyon 092 milyar dolara yükseldi.
- Amerikan hazinesinin 4.1 trilyon dolar piyasalara, 3.9 trilyon dolar da kamu kurumu niteliğindeki kuruluşlara borcu var.
- Maastrich Kriterleri'ne göre bir ülke borçlarının GSMH'ya oranının yüzde 60'ı, bütçe açığının da yüzde 3'ü aşmaması gerekiyor.
- ABD'nin borçları şimdiden yüzde 78'lere, bütçe açığı da yüzde 6'lara ulaştı. ABD'ye en fazla borç veren ülkeler Çin ve Japonya.
- ABD'de yaklaşık 1 milyon insan silah altında. 2005 savunma bütçesi 440 milyar dolar.
- Onbinlerce masum insanın ölümüne sebep olan savaşa ABD, bugüne kadar 205 milyar dolar harcadı.
Benzeri verileri ortaya koyduktan sonra...
İçkisinden bir yudum daha alan Bülent Tanla,araştırmacı kimliği ile de "Ne olacak bu Amerika'nın hali"ne bir-iki satırbaşı daha açıyor:
- Bush'un, halktan aldığı destek yüzde 30'lara indi. Bush yönetimindeki ABD, hızla yalnızlığa terk edilen, güvenilmeyen, ürkülen bir ülke haline gelmektedir.
- Bush yönetimi ilerde, ya "felaketlere yol açan başkan" olarak anımsanacak yeni çılgınlıklara girişecek.
- Ya da Amerikan yönetiminde beklenmedik bir sürprizin gerçekleşmesi kaçınılmaz olacaktır.
İşte bu son cümle, Bülent Tanla#8217;nın "tipik bir Türk vatandaşı" refleksiyle davrandığını ortaya koyuyor:
- Asker, Amerika'da yönetime el mi koyacak acaba?!.
----------------------------------------------------------------------
Demokrasinin azizliği
Bush yönetiminin Ortadoğu'yu ılımlılaştırmak için teşvik ettiği demokratik seçimler, tam tersine radikal İslamcılara iktidar yolunu açtı. The Times'a göre tek başarılı örnek Türkiye'deki AKP
DIŞ HABERLER SERVİSİ
Filistin seçimini terör örgütü olarak nitelenen Hamas'ın kazanması, gözleri Ortadoğu'da yükselen radikal İslamcı güçlere çevirdi. Bazı Avrupa gazeteleri, radikal örgütlerin bu başarılarını bir ölçüde Büyük Ortadoğu Projesi çerçevesinde bölgeye demokrasi getirmeyi amaçlayan ABD'ye borçlu olduğunu iddia ederek, "Washington'a teşekkür etsinler" diye başlık attılar. Bu yorumlardan iki örnek şöyle:
İlk test Türkiye'de
İngiliz "The Times" gazetesi, yorumunda özetle şu görüşlere yer verdi:
"11 Eylül 2001 saldırılarından sonra terörizme karşı savaş çerçevesinde bölgenin ezilen halklarına daha fazla söz hakkı tanınması amacıyla harekete geçen ABD'nin bu çabaları Nil'den Dicle'ye kadar marjinalleşmiş siyasi grupları ön plana çıkardı. İlk test alanı Türkiye oldu. Bu en laik Müslüman ülkede İslamcı kökenden gelen AKP, 2002 seçimini kazanarak tek başına iktidara geldi. Halen gelecek yılki cumhurbaşkanlığı seçiminin favorisi olan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, testin en büyük başarısı olarak görülüyor. Erdoğan, geçen yıl Türkiye-AB üyelik müzakerelerinin başlamasını sağladı.
Tam tersi örnek İran'da ortaya çıktı. Molla rejiminin ılımlılaşması ve pragmatik politikalara yönelmesi beklenirken, Mahmud Ahmedinecad, beklentilerin tam tersi bir yola girdi ve nükleer programa devam etme kararı alırken İsrail'i açıkça tehdit etti.
Irak'taki seçimlerden Batı yanlısı, laik, ılımlı grupların kazançlı çıkmasını umut eden ABD, bir kez daha hayal kırıklığına uğradı. İslamcı partiler ülkenin geleceğine hâkim olacak konuma geldi.
Mısır'da Mübarek'e cumhurbaşkanlığı seçiminde muhalif seslere söz hakkı vermesi için bastıran Washington, sonuçta Hamas ile yakın ilişkisi olan Müslüman Kardeşler'in ana muhalefet olarak ortaya çıkmasının yolunu açtı, ılımlılar yenilgiye uğradı.
Lübnan'da Washington'a duacı olması gereken örgütün adı ise Hizbullah. Suriye'nin çekilmesinden sonra geçtiğimiz yıl yapılan serbest genel seçimin sonucunda militan İslamcı grup parlamentodaki ana muhalefeti oluşturdu."
Bush'un ikilemi
İngiliz yayın kuruluşu BBC'nin internet sitesinde yer alan haber yorumda da benzer bir noktadan hareketle ABD Başkanı George W. Bush'un çıkmaz içinde bulunduğuna işaret edildi. BBC'ye göre, demokrasi isteyen Bush, şimdi radikalizmle karşı karşıya ve ne yapacağını bilemez durumda. Hamas'ın seçim zaferi karşısında şaşıran Beyaz Saray tek beklentisi radikal İslamcı grubun iktidar ortamında ılımlılaşması. |
Bugünün tarihi: 03/05/2025 09:29:12 |