HİSSELİ MİRASTA SAHTECİLİKLE MAL PAYLAŞIMI |
yebu |
Merhabalar..,
babamla annemin boşanmasının üzerinden otuz yıl kadar bir zaman geçti..annemden öz iki kardeşiz..bu evlilikten sonra babamın 3-5 yıl kadar süren kısa bir evliliği ve bu evlilikten bir çocukları daha oldu..babamın aileden miras 6 hisseli, bir evi arsası bulunmakta..ancak bundan dört ay önce babam ölümcül bir hastalığa yakalandı ve kendisinden başka herkes biliyordu..aile meclisi toplanarak babamın 2001 yılında avukatına verdiği veraset vekaletnamesini bizlere sormadan ölümünden 51 (yada 59) gün önce kendisine bakma vaadi ile işleme sokarak!!!!! ( bu bölüm çok önemli ) ÜVEY KARDEŞİMİN ANNESİNİN İLK EVLİLİĞİNDEN OLAN ÜVEY AĞABEYİNİN KARISININ ÜZERİNE HİSSE SATIŞINI GERÇEKLEŞTİRMİŞLER. Bu arada devlet hastahanesinden yapılacak bir şey olmadığı ölümünün en kısa tecelli edeceğiği söyleyen doktorlar babamı hastaneden taburcu etmişler. üvey kardeşimde bir başka ile götürerek ve sağlam raporu alarak babama bakmak yerine huzurevine bırakmış ve babam burada sefalet ve bakımsızlık üzerine bundan 4 gün önce vefat etmiştir.. hastane dosyaları arşivlerde bulunmamakta sağlam raporu vererek huzurevine yerleştiren kişilerin isimleri dahi tarafımıza verilmemekte ve işin enteresan kısmı üzerine hisse satışı yapılan kardeşimin yengesi olan şahıs babamın vefat ettiği hastahanede sağlık görevlisi olarak görev yapmaktadır.. gerekli hukuki işlemlere başlamış bulunmaktayız ancak mirastan öte ölümcül hastalığa yakalandığı vekaleti bulunan avukat ve aile tarafından da bilinen babam 70 yaşında idi ve ölümünden 1 ay yani hisse satışının yapıldığı günlerde öleceği kendisine bildirilmiş ve ölümüne kadar bakma vaadi ile bulunduğu yerden bir başka ile nakledilmiştir. ölümünü öğrenen ve bakımsızlıktan naçar durumda sağlıklı karar verememiş olduğunu düşündüğümüz babamın verdiği vekalet geçerlimidir + bizlere sorulmadan böylesi bir karar alınabilinir mi? satış işlemlerini gerçekleştirene kadar devlet kurumlarındada sahte evraklar düzenleyen bu şahisların hakkında miras hukuku haricinde yasaları istismardan açtığımız davada cezaları olacakmıdır..
İlginize teşekkür ederim... |
alisinkay |
Bu işlem geçerli mi?
Babanız temyiz gücünden yoksunken bir sözleşme yapmışsa bu işlem geçersizdir.
Ölünceye kadar bakma sözleşmesi vasiyatname şeklinde düzenlenmediyse geçersizdir.(Şekil yönünden)
Muvazaa nedeni ile iptal davası açabilmeniz de mümkün.Ancak külli halef olduğunuz için delil kısıtlaması ile karşılaşacaksınız.
Bağışlama niyetini ispatlamalısınız.Bunu ispatlayıp sözleşmenin geçersizliğini de ispatladığınızda bağışlama şekil şartına uymadığı için geçersiz olacaktır.
Bu konuda saklı pay ve buna bağlı olarak tenkis talebinde bulunmanızı tavsiye etmem.
Bir an önce bir avukatla görüşün. |
yebu |
sorumu yanıtladığınız için çok teşekkür ederim.. ancak anlayamadığım bir nokta var... babamın hastalık teşhisinin konulduğu tarih ile hastaneden yapılacak bir şey yok diyerek taburcu edildiği tarih arasında 51 gün bundan sonra ölümüne giden zaman dilimide 59 gün var...huzurevine yerleştirilmeside bu sürede..evin satışında 6 hissee var ve hepsi intikal..müşterek muvaffakiyet denilen olayı gerçekleştirmişler ve mirasçılar biz ilk eşten olan 2 kardeşe pay vermemek için usulsüzlüğe ortak olmuşlar...satışı aile avukatları 2001 yılında babamın vermiş olduğu vekaletname ile gerçekleştirmiş...ayrıca babama ölene dek bakma vaadi ile yapılan sözleşme üvey kardeşime mi ya da evin satışının yapıldığı 3.yabancı şahıs olarak gösterildiği üvey kardeşimin yengesinin mi verdiğini de bilmiyoruz..bu bayan hemşire ve mesleki yetilerini adaleti kandırarak kullanmış..çünkü babam huzurevine yerleştirilmiş...üvey kardeşimde aynı ilde meslek liselerinden birinde öğretmen...sosyal ilişkilerini bu fesatlık için kullanmışlar...
şimdi; madem babam huzurevinde bakılarak ölecekti yaşadığı ilde özel bir huzurevine bağış yaparakta kendisini baktıramaz mıydı?
biz iki kardeşe hiç haber verilmeden aile meclisi bu kararı aldı, karar aşamasında bulunmamız gerekmez miydi? ( kaldıki 15 gün bizi uzaklaştırdılar ne olduysa bu dönemde oldu )
işlemi gerçekleştiren avukat 2001 yılındaki vekaleti yeniletmiş olduğunu düşünsek dahi ki böyle bir şey yok ölümü beklenen bir hastanın hakkında bu işlemi neye dayanarak yapabilmiş? hastalığının başlangıç teşhis tedavi ve nihayeti 2005 nisan-mayıs ayı ile 2005 eylül ayı başlarında...
diyelim ki usule uygun her türlü evrak hazırlandı ve satış işlemi gerçekleşti yasal bulundu...aynı adalet sisteminde olaydan hiçbir şekilde haberdar edilmeyen biz iki kardeşi koruyan yasalar yok mu?
önce davranıp edepsizce, ahlaksızca ve imansızca davranmadığımız için sadece yasalar usule uygun dedi diye bakamı kalıcaz??
|
alisinkay |
Üstte yazdığım yollardan birini kullanabilirsiniz.Bu da baka kalmayacağınızın bir delili. |
yebu |
ilginize teşekkür ederim... terminoloji ve sisteme hakim olmayınca soru tekrarı yapılabiliniyor... biz sade vatandaş yalın ve kısa cevaplardan anlarız... hekimliktede durum aynıdır bilirsiniz... hasta ölecek mi yaşayacak mı? sakat mı kalacak sağlam mı? düz mantıkla ancak dedikodu misali bilgi alışverişinde bulunabiliyorum :) hukuk ve tıp diğer meslekler gibi değil..kendine has hiyerarsisi var uzun yıllar eğitim alarak mesleki yeterliliğe sahip olunabiliniyor... kendinizi benim gibi pozisyon işlerde görev almış birisinin yerine koyar hatta benim kadarını bile gerçekleştirememiş insanların mağduriyetiyle değerlendirirseniz serzenişime hak vereceğinizi umuyorum...sizleri sevgiyle kucaklıyor ancak bizlerin sade vatandaş olduğunu unutmamanızı rica ediyorum...
|
alisinkay |
:)
Muvazaa: Gerçek işlem ile görüünürdeki işlem arasında bilinçli olarak meydana getirilen sakatlık.
Örneğin aslında bağış işlemi yapmak ister ama diğer mirasçıların tepkisinden çekindiği için tapuda satış gibi gösterir.Buna muris muvazaası denilir.
Temyiz gücünden yoksun olmak genel anlamı ile yaptığı işlemin sonuçlarını idrak edemeyecek derece düşünce yapısının bozuk olması
Saklı Pay ise miras bırakanın mirasçılarına rağmen karşılıksız kazandırmalarda bulunmalarını engellemek için kanun koyucu tarafından mirasçılara murisin malvarlığı üzerinde belli oranda öldükten sonra kullanılmak üzere söz sahibi olmasıdır.
Tenkis Davası ise saklı pay sahibi mirasçıların ihlal edilen saklı paylarını alabilmeleri için kanun koyucunun verdiği dava hakkına verilen isimdir.
|
yebu |
:)) kısacası bu olayda uzun süre sürünücez... adalet yanılmaz diyerek sabırla bekleyeceğiz... tekrar çok teşekkür ediyorum... unutmadan sizi gelişmelerden mutlaka haberdar edeceğim... |
alisinkay |
Takip edeceğim.Ama dediğim gibi teknik bilgi gerektiren bir konu ve hukuk davalarında hakkınızı en ufak bir hata ile kaybedebilirsiniz.Bu nedenle bir avukatla görüşmenizi mutlaka tavsiye ederim. |
yebu |
avukat arkadaşlarıma dün bu konuyu transfer ettim...biraz!! meraklı olup çok soru sorduğum aynı zamanda avukatında gözünden kaçabilecek nokta olabileceğini düşünerek için siteniz kanalı ile ek bilgi sahibi olmaya çalışıyorum ( insanlık hali ) konu kesinlikle beni aşar ve kesinlikle işi şansa bırakmamam gerektiğinide biliyorum... ama ya avukatlarımda yanılırsa!! hukuki net'i keşfettiğim için şanslıyım... sğlun... |