Hukuki.NET


03/05/2025  Eski forum arşivi bölümü

Hukuksal Tartışmalar




 


Forum:
4771 s.Kanun teklifinin 1.maddesi hk.
ozcanhukuk AB ile uyum paketi çerçevesinde çeşitli kanunlarda değişiklik yapılmasını öngören 4771 sayılı kanun teklifi 03.08.2002 günü TBMM'nde kabul edildi,kanun teklifi şu anda Cumhurbaşkanlığında ve onay bekliyor. Yasanın bilhassa idam cezasının yerine müebbet ağır hapis cezasını öngören 1. maddesi hakkında görüşlerimizi belirtmek ve değerli üyelerimizin görüşlerini de almak isteriz. Yasa'nın 1. maddesi aynen şöyledir; "MADDE 1. – A) Savaş ve çok yakın savaş tehdidi hâllerinde işlenmiş suçlar için öngörülen idam cezaları hariç olmak üzere, 1.3.1926 tarihli ve 765 sayılı Türk Ceza Kanunu, 7.1.1932 tarihli ve 1918 sayılı Kaçakçılığın Men ve Takibine Dair Kanun ile 31.8.1956 tarihli ve 6831 sayılı Orman Kanununda yer alan idam cezaları müebbet ağır hapis cezasına dönüştürülmüştür. Şu kadar ki, a) Türk Ceza Kanununun 47, 50, 51, 55, 58, 59, 61, 62, 64, 65, 66, 102, 112, 451, 452, 462 ve 463 üncü maddeleri ile 7.11.1979 tarihli ve 2253 sayılı Çocuk Mahkemelerinin Kuruluşu, Görev ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanunun 12 nci maddesinin idam cezasına ilişkin hükümleri, b) Türk Ceza Kanununun 17 nci maddesi ile 13.7.1965 tarihli ve 647 sayılı Cezaların İnfazı Hakkında Kanunun 19 ve Ek 2 nci maddelerinin Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından ölüm cezalarının yerine getirilmemesine karar verilenlere ilişkin hükümleri, Saklıdır. B) Bu Kanun hükümlerine göre idam cezaları müebbet ağır hapis cezasına dönüştürülenler hakkında Türk Ceza Kanununun 70, 73 ve 82 nci maddelerinde öngörülen süreler iki kat, terör suçluları hakkında üç kat olarak uygulanır. Bu Kanun hükümlerine göre idam cezaları müebbet ağır hapis cezasına dönüştürülen terör suçluları hakkında Cezaların İnfazı Hakkında Kanun ile 12.4.1991 tarihli ve 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununun şartla salıverilmeye ilişkin hükümleri uygulanmaz. Bunlar hakkında müebbet ağır hapis cezası ölünceye kadar devam eder." Madde metninden anlaşılacağı üzere idam cezası hakkında anayasanın 38. maddesinde öngörülen "savaş ve çok yakın savaş tehdidi" istisnası aynen kanuna geçirilmiş ve savaş ve çok yakın savaş tehdidi dışında idam cezası öngörülen suçlar bakımından cezaların müebbet ağır hapis cezasına dönüştürüleceği hükmü konulmuştur. Fakat öte yandan anayasadaki 38. madde değişikliğinde de öngörülen bu istisnadan başka bir takım hükümler de konulmuştur. Şöyle ki;maddenin devamında sayılan birtakım yasalardaki ceza maddelerinde idam cezasına ilişkin hükümleri saklı tutulmuştur. Sayılan yasa maddelerinin hepsi cezada indirim öngören ceza hükümlerini içermektedir. Bu itibarla yasadan anladığımız kadarıyla kişinin işlediği suçtan dolayı kanunda öngörülen cezası idam ise ve savaş yahut çok yakın savaş tehlikesi durumu da yoksa bu ceza müebbete çevrilecek ve ancak kişi hakkında ayrıca TCK. 51(haksız tahrik) gibi TCK 59 (takdiri indirim sebepleri) gibi,TCK 55(yaş küçüklüğü) vs gibi cezada indirim öngören ceza hükümlerinin uygulanması durumunda bu hükümlerdeki saklı tutuyoruz yani ceza indirimi öngören ve sayılan ceza hükümlerinin uygulanmasında kişi hakkında ceza tertip ederken kişi idam almış gibi hesap yapacağız ve idam cezası üzerinden öngörülen ceza indirimlerini yapacağız. Buna göre şu soruların çözümlenmesi gereklidir; 1)Öncelikle yorumumuz doğru mu? Yani yasada zikredilen "şu kadar ki....maddesinin idam cezasına ilişkin hükümleri saklıdır." sözüne yukarıda zikrettiğimiz yorumumuzdan başkaca anlam yüklenebilir mi? 2)Yasada öngörüldüğü biçimde savaş ve çok yakın savaş tehdidi istisnası dışında idam cezası öngörülen suçlar bakımından öngörülen idam cezasının müebbet ağır hapis cezasına dönüştürülmesi hükmünü hangi vasıfta değerlendirmek lazımdır? Yasayı bu haliyle belirli suçlar için öngörülmüş sınırlı bir af olarak değerlendirebilir miyiz? Yasanın adı ne olursa olsun sonuçta yapılan bir ceza indirimi daha doğrusu af değil midir? Şayet bu bir af ise yasakoyucu anayasada öngörülen şekil şartlarına(3/5 oy çoğunluğu) uymuş mudur? Yasa'nın bu haliyle Anayasa Mahkemesine götürülmesi ve iptali gerekmez mi? 3)Yasada idamın müebbet ağır hapis cezasına dönüştürüleceği açıklandıktan sonra ceza indirimi öngören yasalardaki ceza hükümlerinin uygulanmasında ise idam cezasın ilişkin hükümlerin saklı tutulmasını nasıl değerlendirirsiniz? Yasa tekniği açısından bu şekil bir düzenlemenin Türk Hukuk tarihinde ve tüm Dünyada bir örneği var mıdır? 4)Ayrıca bu şekilde istisna öngörülmesi Anayasa'da öngörülen cezaların kanuniliği ve bilinirliği,adalet,eşitlik vs. ilkelerine aykırılık teşkil etmez mi? Size bir örnek vereyim her ikisi de mevcut yasalara göre idam cezası öngörülen suçları işlemiş olan iki müvekkilim var,şu kadar ki birisi ortada hiçbir tahrik sebebi yokken suçu işlemiş diğeri ise maktulden sadır olan hafif haksız tahrik altında suç işlemiştir. Ve bana şu soruyu soruyorlar:"ne kadar ceza alırız?Bizim suçumuzun kanunda öngörülen cezası nedir?" Bu yasa karşısında ne diyeceğiz?-Bilmiyorum kardeşim,eğer hakkında 51 hükümleri uygulanmazsa TCK 450/.. fıkrası ve 4771 sayılı yasa gereğince müebbet ağır hapis cezasına çarptırılırsın,yok şayet hakkında TCK 51 hükmünün tatbiki hey'ette kabul görürse TCK 450/.. fıkrası gereğince idam alırsın ancak bu defa hakkında TCK 51/1 uygulanacağı için 4771 sayılı yasadan faydalanamazsın cezan işbu yasa gereğince müebbet ağır hapse çevrilmez. Ve ancak TCK 51/1 gereğince idam olan cezan müebbete çevrilir. İşte sonuç bu farklı hukuksal konumda bulunan sanıkları adil olmayan bir biçimde eşitleyen bir ceza eşitliği... TCK 70,73,82 maddelerinde öngörülen sürelerin iki katı,üç katı uygulanması ve bu şekilde kendince bir ceza adaleti sağlandığı yorumlarına gelince; ceza davalarına bakan tüm arkadaşlar çok iyi bilirler ki uygulamada mahkumun hücreye atılması aslında cezaevi müdürlerinin inisiyatifinde olan bir şeydir,çoğu kereler mahkumun cezası hücrede hiç çektirilmez fakat sanki hücresini tamamlamış gibi belgeler düzenlenir. Hem sanki cezaevlerimizde mahkumların öngörülen cezalarının hücrede geçirilmesi gereken ceza kısımlarını karşılayacak kadar hücre var mıdır?Bundan da emin değilim. Kaldı ki sanığın nazara aldığı şey cezanın süresidir,hapis cezasının ne şekil infaz olunacağı esasen infaz hukuku meselesidir. Şimdilik bu kadar,yasa teklifi onaylanırsa yeni yorumlarda bulunuruz,ayrıca tüm arkadaşların bu konudaki görüşlerini bekliyorum. Saygılarımızla,
PAPYON Sezer'den AB Uyum Yasası'na onay Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, Avrupa Birliği'ne uyum yasaları paketini onayladı. Cumhurbaşkanlığı Basın Merkezi'nden yapılan açıklamada şöyle denildi: "Sayın Cumhurbaşkanımız, TBMM tarafından gerçekleştirilen bu önemli düzenlemeler karşısında Avrupa Birliği'nin de sorumluluklarının bilinci, gerekli özen ve duyarlılık içinde hareket edeceğine ve Türkiye'nin üyeliğinin olabilecek en kısa sürede gerçekleşmesine yönelik düzenlemelerin aksamadan işletilmesini sağlayacak bir sürecin başlatılacağına inanmaktadır. Avrupa Birliği'nin bu yönde atacağı adımlar Türkiye'nin üyeliğine ilişkin içtenliğinin de ölçüsü olacaktır." Sayın ozcanhukuk Cumhurbaşkanımızın uyum yasasını onaylaması ile ilgili yukarıdaki haberi aynen aktardım. Evet artık teklif yasalaştı diyebiliriz. Ancak bir noktayı eleştirmeden geçemeyeceğim sayın Cumhurbaşkanımızın önüne gelen yasalar ile ilgili olarak onaylama yahut TBMM'ne geri çevirme biçiminde yetkisini kullanırken nedense hep medyanın dediği oluyor! Medya daha yasa teklifi köşke varmadan yasa ile ilgili yoğun propagandalara başlıyor ve bakıyorsunuz köşkün tavrı medyanın yayınları doğrultusunda oluyor. Soruyorum uyum yasasının hangi maddesi toplumda tartışıldı? Hangi maddesi toplumca benimsenmiştir ve hatta bilinmektedir? Tarih tekerrürden ibarettir derler, uyum yasalarına yeniden bir tersane vak'ası diyebilir miyiz? Doğru bile olsa doğru olanı memleketin gereklerinden değil de daha çok dış kaynaklı zorunluluklardan yapmak ve tabandan,milletten gelmeksizin doğrudan tepeden kabul ile uygulamak işte bunda bir tuhaflık yok mu? Memleketimi gerilere götüren,nice insanımı katleden bir terörist başının cezasını tüm topluma rağmen veremeyen,ortada fol yok yumurta yok iken azınlık vakıflarını düzenleyen,Kürtçe konusunda tehlikeli kabullere giren bir yasa neyin nesidir? Tersanede namlusunu dikmiş donanmalar şekil mi değiştirmiştir? Yapılanların kısmen yanlışlığına inancıma rağmen uyum yasasının doğruluğunu yanlışlığını tartışmıyorum,sorunumuz zaten bu değil. Sorun şudur; doğru da olsa doğruyu biz istediğimiz için, milletimiz istediği için yaptığımız söylenemez. Milletinin adına egemenlik yetkileri kullanma yetkisine sahip olan TBMM ve uyum yasasının bu yönleri bizi düşündürüyor...
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • Clicking Here TLO lookup 
  • 02.05.2025 08:42
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük + Arşiv +
    Bugünün tarihi: 03/05/2025 09:05:21