 |
03/05/2025 Eski forum arşivi bölümü
Hukuksal Tartışmalar
Aldatma - Boşanma |
mummy_bk |
5 yıllık evli ve 1 yaşında kızı olan bir babayım. Oldukça düzgün ve mutlu bir aile olduğumuzu düşünürken, bundan 20-25 gün önce şans eseri, eşimin beni aldattığını öğrendim. (cep telefonu mesajlarından öğrendim ve mesajlar şu anda bende mevcut)ve her ne kadar zina artık "suç" olmasa da, birçok kez bu fiili de gerçekleştirdiklerini biliyorum. Eşim öğrendiğimi bilmiyor ve mesajlaşma, telefon konuşmaları sanki bir kız arkadaşı ile iletişim kuruyormuş tarzı ile devam ediyor. Hatta öyle ki; mesajlardan da gördüğüm kadarı ile, küsüyorlar, barışıyorlar, buluşuyorlar, aşklarını sevgilerini ifade ediyorlar, anladığım kadarı ile en azından 1 yıldır da oldukça ciddi denebilecek bir ilişki yaşıyorlar. Benim mesai saatlerim eşime göre çok daha sıkı olduğu ve eşimin pek sıkı olmadığı için duruma uyanma şansım pek olmadı. En azından gündüz saatlerinde fiili, geceleri de mesaj ve telefon yolu ile yarı karı-koca veya sevgili ilişkisi gibi bir ilişki yaşıyorlar.
Ben mesaisi bitince evine koşan, sigara dışında hiçbir kötü alışkanlığı olmayan, evine eşine ve kızına her zaman bağlı ve bağımlı bir koca oldum. Aslında eşimin beni aldatabileceğini hiç ama hiç ummazdım. Ancak elden bir şey gelmiyor, mevcut durum bu.
Artık karıma eskisi gibi bakamıyorum. Aynı evin içinde 15 gündür ne yapacağımı bilemiyor, çok büyük sıkıntılar çekiyorum. Eşimle evli kalmam artık mümkün değil. Ancak kızım benim için çok önemli. Onun velayetini ben almak istiyorum. Ancak hakimlerin, anne şefkatine ihtiyaç duyacağı, çok küçük olması gibi nedenlerle genelde velayeti anneye verdiklerini forumlardan öğrendim. Fakat kızım evdeyken bile bu adamın eve geldiğini biliyorum, hatta kızım evdeyken eve gelmekten hoşlanmadığını teyit eden bir mesaj bile var. Bunu içime sindiremiyorum. Bu ilişkinin küçücük, dünya tatlısı kızımın yanında bile yaşanıyor olması beni öldürüyor. Karıma artık güvenim yok. Kızıma ben bakmak istiyorum. Maddi durumum iyi. Ayrıca mevcut durumda hafta içleri biz işte iken kızımıza annem bakıyor. Ama yanlış anlaşılmasın, niyetim hiçbir zaman kızımı annesinden koparmak değil. Her zaman görsün, gelsin, ilgilensin, alsın; ne de olsa annesi. Hedef kızımın olumsuz aile ilişkilerinden haberdar olmadan ve etkilenmeden (en azından en az etki ile) yetişmesi. Eğer velayet eşimde olursa, aynı şeyleri eşimin bana sunacağından emin değilim, hatta engel ve sorun çıkaracağını düşünüyorum. Bu çerçevede sorularım ve yardım taleplerim şunlar:
1. Velayeti alabilir miyim?
2. Eşime durumdan haberdar olduğumu, fakat güzel bir şekilde, aileler ve çevremiz detayları duymadan (çünkü uzun ve aldatma olayına endeksli bir dava sürecinde bunların bir şekilde ortaya çıkacağından endişeliyim. Ayrıca böyle bir sürecin kızım dahil hepimizi çok yıpratacağı kesin) medeni bir şekilde ayrılmayı, anlaşmalı bir boşanmayı teklif etsem, velayeti bana yazılan bir protokol hazırlanabilir mi? Bu protokole hakim ne ölçüde uyar? Hakimin velayeti bana yazılı protokol mevcut olmasına rağmen, değişiklik yapma riski, velayeti annesine verme şansı, riski sizce nedir?
3. Bazı boşanmalardan duyduğuma göre, babalar çocuklarını 2 haftada bir ve yazın 15 gün görüyorlar. Ben buna dayanamam, bu beni öldürür. Eğer dava olur ve hakim yine de velayeti eşime verirse; kızımı daha sık görebileceğim bir netice sağlanabilir mi?
4. Gelelim delillerime. Mesajlar eskiden eşimin, şimdi benim kullandığım cep telefonunda kayıtlı. (Kendine yeni telefon alınca kullanmam için bana vermişti). Gönderilen ve telefona kayıtlı 120 mesajdan yaklaşık 110 tanesi bu şahsa. Gönderilen numara belli. Numarayı soruşturdum ve 3. şahsı tespit ettim. Fakat telefon bu şahsın değil, muhtemelen babasının üstüne kayıtlı. Ayrıca eşimin hattı da ikinci, belki de üçüncü hat ve onun da bir arkadaşının üstüne olma riski var. (Emin değilim, kendi üstüne de olabilir) Ben bunu delil olarak kullanabilirim değil mi? Durumun böyle olması benim delilimi zayıflatır mı? Gerçi dökümler istetilirse, her şey ortaya çıkar ama hatların kayıtlı olduğu şahıslar farklı olursa ne olacak?
5. Şahidim yok, ben bile olaya dediğim gibi yeni uyandım. Kamera görüntüsü gibi başka delillere ihtiyaç duyar mıyım? Yoksa anlattığım gibi mesajlar yeter mi? Evde kameram var ama bir kasete yalnızca 90 dakika kayıt yapabiliyorum ve gerçekten onlar eve gelmeden bu düzeneği hazırlamak, çalıştırmak ve onlar gelmeden çıkmak gerçekten epey hafiyelik becerisi istiyor. Sırf mevcut mesajlarla velayeti alma şansım nedir sizce?
6. Bir sıkıntı da, dava sürecinde velayet hususu. Benim anladığım kadarıyla burada kanuni bir boşluk var ve çocuklar kim kaparsa onda kalıyor gibi. Eşimle konuşup, ertesi gün dava açmak üzere kızımı alıp evi terketsem, gayri hukuki bir uygulama mı yapmış olurum? (Bu süreçte kızımı alamazsam, davalar sonuçlanana kadar (ki dileğim lehime velayet tesisi) bir daha zor alırım)
Önceden de ifade etmiş olduğum gibi, niyetim kızını annesinden koparmak değil. Tam tersine suçlunun güçlü çıkıp beni kızımdan koparmasından endişe duyuyorum.
Yardımlarınız için şimdiden çok teşekkür ederim. İyi çalışmalar.
|
Nilgül Saraç |
Hakim her olayın dururmuna, özelliklerine göre kendi değerlendirmelerini de gözönünde bulundurarak karar verir. yani belli kalıplar içerisinde değildir. Yargıtay artık telefon mesajlarını boşanmada kesin delil olarak kabul etmektedir. kızınızı alıp gitmeniz sizin alehinize olur zaten gerekli prosedüre uyarsanız mahkeme kızınızı size verecektir. öncelikle bir avukata durumunuzu hemen anlatın ve hemen davanızı açın. yeni TCK da bildiğim kadarıyla telefon dinlenmesi konusunda daha insiyatifli emin olmamakla birlikte mahkemeden tedbir nitelikli eşinizin telefon kayırlarının tutulmasını isteyebilirsiniz fakat elinizdeki delillerde yeterli olacaktır. mahkemede hakim kızınıda konuşturabilir bu hiçbir zaman delil olmayacaktır fakat hakimin bir kanaat edinmesinde yardımcı olur. mahkeme eşinizin aldattığına hükmederse çocuğun yaşına bakılmaksızın velayeti size verir.zina haricindeki birçok davada küçük çocukların velayeti ruhsal gelişimleri açısından anneye verilir. fakat zina nedeniyle boşanmada mahkeme öncelikle çocuğun ahlaki gelişimini düşüneceğinden çocuğu anneye değil babaya verecektir. |
Av.Mine Uzun |
Öncelikle böyle bir durumla karşı karşıya kaldığınız için üzgün olduğumu belirtmek istiyorum. Anlaşmalı boşanmayı sağlayabilirseniz tabii ki işiniz daha kolay olacaktır. Bu durumda eşinizle yapılan protokolde çocuğun velayetinin size bırakılmasında anlaşma olması tabii ki hakimi bağlamaz. Çünkü hakim öncelikle çocuğun menfaatini düşünerek velayet kararı verecektir. Fakat böyle bir durumda çocuğun gerçek menfaati nedir? Sadece yaşının küçük olması sadakatsiz bir anneye bırakılması için sebep olabilir mi? Tartışmaya açık bir konu. Ama anlaşmalı boşanma durumunda hakim sizin gerçek anlamda neden boşandığınızı da bilemeyeceği için velayet konusu da riskli gözüküyor. Çekişmeli boşanma davası tabii ki her zaman yıpratıcıdır. Bu durumda sizin istemediğiniz birçok olay gerçekleşecek; gerçek anlamda boşanma sebebiniz açığa çıkacak; itirazlar olacak. Fakat sonuçta herkes yaptığının bedelini ödemek zorunda; bu olayın ortaya çıkması herhalde sizi değil diğer tarafı utandırması gereken bir konu. Delil olarak kamera vs. gibi olaylara gerek yok; dikkate de alınmaz zaten. Tel. kayıtları en önemli deliliniz tabii ki. Bunun dışında mutlaka eşinizin ya da karşı tarafın yakın arkadaşlarından bu duruma vakıf olanlar vardır; ulaşmaya çalışırsanız şahitlikleri davanızı ispatta önemli katkı yapacaktır. Zinanın ispatı halinde velayet konusunun da umutsuz olmadığını düşünüyorum. |
Benna |
sizin yapabileceğiniz en önemli sey bence durumu kollayıp eve gelme durumu olduğunda polis ile eve gelip konut dokunulmazlığını ihlalden gelen sahis hakkında islem yaptırmanız ardından bu tutanakla bosanma davasına baslamanız. bu arada cocuğunuz kac yasinda bilemiyorum ama cocuğun yanında bile esini aldatan biri durumunu ortaya koymanız lazım ancak bu sekilde cocuğun velayetini alma yolunda asama kaydedebilirsiniz. |
mummy_bk |
Sevgili nilgulsarac, Av.Mine Uzun ve Benna
Herşeyden önce cevaplarınız için teşekkür ederim. Ama müsaade ederseniz aklıma takılan birkaç husus var:
1. Anladığım kadarıyla, velayeti alabilme umudum olması için zinayı ispatlamam şart. Mesajlar salt boşanma ve aldatma için yeterli olabilir ama zina için pek yeterli değil galiba. Bu durumda sırf mesajları delil olarak göstererek velayeti almak epey riskli gibi.
2. Anlaşmalı boşanma seçeneği de en az üstteki seçenek kadar riskli.
3. Olaylara şahit olabilecek arkadaşım, şahidim yok. Dediğim gibi ben bile yanlışlık eseri uyandım. Eşimin arkadaşlarından varsa da herhalde eşimi korumak amacıyla beni desteklemezler zaten. Av.Mine Uzun "kamera kayıtlarına gerek yok, dikkate de alınmaz" demiş. Bildiğim kadarıyla polise de evi zina amaçlı bastırtamıyorsunuz, konut dokunulmazlığını ihlal gerekçe olabilir ama o da zina konusunda yeterli delil olamayabilir. Sırf mesajlar da zinayı ispata yetmiyor gibi. Ben nasıl delil bulacağım, bu rezilliği nasıl ispatlayacağım? Bütün rezilliği bilmeme rağmen, yalnızca boşanıp, göz göre göre kızımı alamayacak mıyım?
4. Mevcut durumum göz önüne alındığında, zinanın ispatı için kamera görüntüsünden başka seçenek aklıma gelmiyor. Siz ne dersiniz? Sizce zina nasıl ispat edilir?
İlginiz ve yardımlarınız için tekrar çok teşekkürler... |
okisa |
Arkadaşım şu dönem belkide hayatınızdaki en güçlü olmanız gereken dönemi lutfen psikolojik destek alın KAMERA GÖRÜNTÜSÜNE GELİNCE yeni TCKda suç yani ceza bile alabilirsiniz ama bildiğim kadarı ile hakim izlemeyi isteyebilir. FAKAT açık alanda çekilmiş birkaç fotoğraf daha faydalı olabilir
|
Nilgül Saraç |
Sevgili Benna,
mummy_bk'ya , eşinin sevgilisiyle evinde buluşması halinde konut dokunulmazlığı nedeniyle polise başvurmasını ve durumun polislerce tespitini önermişsin. ama ortada 'konutu zorla ihlal etme' gibi bir durum yok ki.
kamera görüntüsüne gelince yeni TCK'daki düzenleme ne yönde bilmiyorum fakat halen yürürülükte olan TCK'ya göre yasak yöntemlerle elde edilen delililer değerlendirilmez. fakat hakimbu delilileri kendisinde kanaat uyandırması,bir fikir vermesi açısından gözönünde bulunduramaz mı? hakimin bunu dikkkate alacağını düşünyorum. |
Benna |
Sayın Saraç
zorla eve girme diye bir unsur tasimamakta konut dokunulmazlığının ihlali sucu. "Bir kimse kendisini oradan çıkartmak hakkını haiz olan birinin rızası hilafında veya..." "CD 04, E: 1992/006649, K: 1992/007465, Tarih: 25.11.1992 Mahkeme, evli mağdure ile ilişkide bulunmak üzere sanığın saat 23'te eve geldiğini, konutun içine girdiğini ve fakat bu girmenin kendisini yakalatmak isteyen mağdure ve kocasının rızasıyla olduğu gerekçesiyle beraat kararı vermiştir. Bu kabul yasaya aykırıdır çünkü yasa, irade ve rıza özgürlüğünü ihlal ederek konuta girmeyi yasaklamıştır. Konuta girmede rızadan söz edebilmek için ise, failin başkalarının haklarını çiğnememesi zorunludur. Olayda kocanın haklarına saldırı bulunulduğu, kocanın rızasının söz konusu olamayacağı ve sanığın kendi rızası ile konuta girdiğinin gözetilmemesi hatalıdır."
"CD 04, E: 1996/000244, K: 1996/001203, Tarih: 18.02.1996 Olay gecesi, evli mağdure ile ilişkide bulunmak üzere saat 1.30 da eve gelip, konutun eklentisine giren sanığın eylemi, kendisini, mağdure ile kocası yakalatmak isteseler dahi, hukuka aykırı ve kocanın haklarına saldırı niteliğinde olduğundan, konut dokunulmazlığını bozma suçunu oluşturur."
"CD 04, E: 1996/007029, K: 1996/008017, Tarih: 30.10.1996
TCK.nun 193. maddesi, irade ve rıza özgürlüğünü ihlal ederek konuta girmeyi yasaklamıştır.
Evli bir kadınla ilişki kurmak üzere "konuta girme" eylemi, Türk Medeni Kanununa, dolaysıyla hukuka aykırı ve kocanın haklarına saldırı niteliğindedir. Kocanın rızasının sözkonusu olmayacağını bilerek, kendi iradesiyle konuta girdiği kabul edilen sanığın eyleminin, varsayılan rızasızlık nedeniyle suçu oluşturduğu kabul edilmeli ve sanık cezalandırılmalıdır."
"CG 00, E: 1995/4-146, K: 1995/000170, Tarih: 29.05.1995
Kocanın izni olmadan karının daveti üzerine gayri meşru münasebetlerde bulunmak amacıyla eve girmek onun konut dokunulmazlığını ihlal suçunu oluşturur."
|
suk |
Değerli Saraç;
Sorunuzun ciddiyetinin farkında olmadığınız kanaatindeyim.Hukuki Net sitesi elbette sizlerin sorunlarına bir nebze de olsa yardımcı olmak amcındadır.Ne var ki sizin sorununuz oldukça ciddi.Bu nednle forum sayfasında çözüm aramaktansa ÖZELLİKLE VE ÖNCELİKLE bu sorunun çözümünde muhakkak avukat yardımı alınız.Bu hem size hem çocuğunuza hem de sosyal çevrenizde size yakın insanları düşündüğünüzden daha fazla fayda sağlayacaktır.Sorunuzunun mahiyeti itibari ile bu sayfada çözüm bulması oldukça zor.Bu nedenle mesleki yardım almanız zorunludur.Saygılarımla....
değerli forum yazarları sayın saraç'ın sorununun önemini analadığınıza eminim.Bu sayfada bir çözüm üretilmesi mümkün bulunmamaktadır.Değerli hukuk öğrencileri için elbetteki faydali bir örnek oluşturması ve farklı fikirler yürütülmesi güzel.Ancak yazılan cevapların çözüm bulmaktan ziyade kafa karıştırması olasıdır.Bu nedenle bu denli ciddi konularda bir avukat yardımının alınmasının tavsiye edilmesi daha uygundur.Değerli öğernciler, müstakbel meslektaşlarım lütfen bu gibi hassa konulara biraz daha dikkatle ve özenle yaklaşalım. |
Nilgül Saraç |
sorunun gayet ciddiyetindeyim. sorularıma BURDA cevap aramayacağımda nerde arayacağınm söyler misiniz ? ayrıca sayın mummy_bk' ya iyibir avukata danışmasını zaten önermiştim.
asıl siz yazdıklarınıza bi bakın! kafa karıştıran ben miyim siz misiniz forumu tartışmaya açan ve hukuki problemi olan benmişim gibi yazmışsınız.
|
Av.Soner ENGİN |
Sayın nılgul sarac kendinizi boşuna yoruyorsunuz.Bunca yıllık mesleki yaşantımda davalarımı doğru açabilmek için müvekkilimizden istediğimiz bilgileri zor alıyoruz.her müvekkil kendisine yarayan şeyleri söyler.
Duruşmalarda hazırlıklı olmasak,hazır cevaplılığımız olmasa,mesleki bilgimiz az olsa ve müvekkilimizden bazı şeyleri kerpetenle söke söke almasak mahfolruz. Biz en sonunda kötü avukat olur ve her zaman gider baromuza savunma veririz.Bunun için üzüelmeyin
Bu tür olaylar çok su götürür.Kusurun kimde olduğu bilinmez. |
mummy_bk |
Sayın suk,
Herşeyden önce, sorun sahibi benim, sayın sarac değil. Ayrıca "Sorunuzun ciddiyetinin farkında olmadığınız kanaatindeyim." demişsiniz. Kannatiniz yanlış, siz müsterih olun, hergün bu sorunla ben uyanıyor, her dakika bu sorunu ben soluyorum.
Ayrıca "Bu nednle forum sayfasında çözüm aramaktansa ÖZELLİKLE VE ÖNCELİKLE bu sorunun çözümünde muhakkak avukat yardımı alınız" demişsiniz. Sayın suk, mutlakki alacağım. Bu sorunu buraya yazınca avukat yardımı almayacağımı nereden çıkardınız?
Bir diğer husus da : "Bu sayfada bir çözüm üretilmesi mümkün bulunmamaktadır.Değerli hukuk öğrencileri için elbetteki faydali bir örnek oluşturması ve farklı fikirler yürütülmesi güzel." İlk cümlenizle tartışmaya son noktayı koymuşsunuz, hiç kimse bir fikir yazmasın demişsiniz, "dağılın len" gibilerinden valla. İkinci cümle ise benim açımdan hayli düşündürücü. Olaya emin olun ben sizin gibi, bir vize sorusu veya take-home exam gibi bakamıyorum.
Şöyle ki, suk: Tabii ki iyi niyetle yapmış olduğunuz avukat yardımı alınız önerinizi olumlu karşılıyorum, ama zaten ben de alacağım, almayacağımı düşünmeniz çok yanlış. Keşke bu kadar şey yazdıktan sonra iki satır da sorunumla ilgili fikir yazmış olsaydınız be sayın suk. Ama haklısınız hepimiz, her Türk insanı gibi, bir konu hakkında karşımızdakinin ne bilip bilmediğini, ne düşündüğünü anlamadan ahkam kesmeyi seviyoruz.
Sayın Av.Soner Engin,
Sizi ise hiç anlamadım, hem olayın taraflarını, sorun sahibini hiç anlamayıp bir şeyler yazmak istemişsiniz, hem de yalnızca kendinizi övmüşsünüz. Yazdıklarınızı neden ve kime bir fikir versin diye yazmışsınız anlamak mümkün değil. Ayrıca "her müvekkil kendisine yarayan şeyleri söyler." ifadeniz de gereksiz iddialı. "Her avukat da konulara sizin gibi yaklaşır." diye bir genelleme yapılması hiç doğru ve hoş olmaz bence, özellikle iki karış üstte yer alan 1 sayfacık konuyu ve tarafları hiç anlamamış olduğunuz göz önüne alınırsa. Neyse...
Sayın nilgulsarac, Benna, Okisa ve Av.Mine Uzun,
Tekrar teşekkür eder, her türlü fikir ve yoruma açık olduğumu belirtmek isterim... |
KEMALİST |
Sayın suk'a ve sayın engin'e katılıyorum.İki nesildir hukukçu olan bir ailenin hukukçu bir üyesiyim.Ne demek istediklerini gayet iyi anlıyorum.
Sayın mummy_bk avukat üstadlarım size söylenmesi gereken en doğru şeyi söylemişlerdir.Bunun için kendilerdine tşk etmeniz gerekir.
Eksik bilgilendirmeleriniz sonucu aldığınz cevaplarla icrai hareketlere girişebilir ve çok sevdiğiniz kızınızdan ayrı düşebilirsiniz.Böyle bir durumla karşılaşmamak için üstadlarımı dinleyip profesyonel yarıdm almalısınız.Sarf edilen sözler yine sizin iyiliğiniz içindir. |
Nilgül Saraç |
Bende hukukçuyum ama sanırım babam öğretmen olduğu için anlamıyorum, Sayın KEMALİST.
Sayın mummy_bk zaten bu yazılanların birkısmının fikir alışverişi ortamında geçen görüşlerin olduğunu biliyor . kaldı ki Sayın Suk kim madur kim yanlış bilgiler veriyor bunun bile farkına varmadan cevap yazmış.Sayın soner Engin'in yazdıklarına katılıyorum fakat benim bahsettiğim durum kendisinin yazdığı iletiyle ilgili değildi. kimse burda yazılanlar birebir uydulanacaktır diye bişey demiyor kaldıkı ben uygulamayı henüz görmediğimden edindiğim pratik bilgilere dayanıyor olsam bile yazılarımın birçoğunda yazdıklarımın kendi yorumum olduğunu ya da bildiğim kadarı olduğunu yani kimseyi bağlamamsı gerektiğini özellikle belirtiyorum. ha buna da karşıysanız bu site sadece avukatlara ve hakimlere hitap etsin . son sınıftayım ve bişeyler öğrenme adını çok uğraştığımı düşünyorum fakat butür yazılar tüm hevesimi kırıyor.özellikle Sayın suk'un bu yöndeki yazısına üzüldüm. |
Av.Tayfun Eyilik |
sayın suk'un sayın nilgül ü üzmek amacı ile yazdığını düşünmüyorum. Sanırım meslektaşlarımızın özenli olmasını istiyor mesela başka bir başlıktaki iletisi şöyle :
"Değerli meslektaşlarım lütfen internet ortamında cevap ve eleştiri haklarınızı kullanır iken birbirinizi rencide etmemeye özen gösteriniz, bu ve benzeri yaklaşımlar gerek sizlerin şahsına ve gerekse mesleğimizin saygınlığına zarar verebilir.Bu nedenle sorunlarına cevap arayan kişilere yardımcı olunurken verilen cevapların yanlışlığından ziyade cevapları tamamlayıcı cevaplar yada tamamen bağımsız cevaplar verilmesi bizlerin ve mesleğimizin saygınlığını artıracaktır.Ayrıca internet ortamında yapılan eleştirilerin mesleki bilgisi olmayanlarca yanlış anlaşılması olasıdır.Site yöneticilerini de bu gibi cevaplar karşısında daha hassa olmaya davet edişyorum.Lütfen... Saygılarımla. |
Bugünün tarihi: 03/05/2025 06:46:48 |