Hukuki.NET


03/05/2025  Eski forum arşivi bölümü

Hukuksal Tartışmalar




 


Forum:
Boşanma Davası
meyfa2004 Merhaba! Dört ay kadar önce eşim ailesini ziyarete gitti, telefonda tartıştık ve bunun sonucunda da geri dönmedi ve ailesinin bulunduğu ilden boşanma davası açtı. O beni terk ettikten sonra ben de İstanbul'a geldim. Duruşma çağrısı birlikte ikamet ettiğimiz yerdeki muhatara gelmiş ve benim orada iakmetgah kaydım olmadığı evlilikten öncesinde İstanbul'da olduğu halde bu dilekçeyi teslim almış ve duruşma gününden önceki akşam şu an bulunduğum yerde bana ulaştı. Ben de davaya katılamayacağımı, davanın açıldığı ilin mahkemelerinin bu konuda yetkili olmadığını, son ikamet yerimizin orası olmadığını bildiren bir dilekçeyi posta-telgraf yoluyla oraya gönderdim. Ayrıca sonucun bildirilmesi için harç ta ödedim. Fakat ilk defasında evrakı teslim alan muhtar ikincisinde duruşma sonucunu bildirir evrakı teslim almamış ve orada ikamet etmediğimi söylemiş. Şimdi duruşmanın sonucunu bilmiyorum. 1 ncisi dava için geçerli olan yer neresidir? Nerede açılıp yürütülebilir. İtirazım geçerli olmuş mudur? Duruşmanın sonucunu ne şekilde öğrenebilirim? 2 ncis eğer itirazım kabul edilmediyse ve yeni bir duruşma tarihi verildiyse bana tebliğ edilmediği halde dava aynı yerde devam edilebilir mi? Nasıl bir yol izlemeliyim?
Emrah Yavuzcan Yetkili mahkeme eşlerin son ikamet ettikleri yerdir. İlk itiraz olarak yetkisizliği öne sürmeniz isabetlidir. Son 5 yıldır ikamet ettiğiniz yer neresi ise orada işlemler sürdürülecektir.
Av.Ahmet Kezer En yakın avukatlık bürosuna gidip avukat arkadaşa vekalet vererek, en doğru kararı vermiş olursunuz.Yada bin değişik görüş ve fikirle ilerde kuvvetle muhtemel hak kaybına uğrarsınız.saygılarımla...[:)]
meyfa2004 Haklısınız. Ben de bir avukata mutlaka vekalet vereceğim ama nerede vermem gerektiğini bilmiyorum. Davanın seyrinin nerde devam ettiğini ya da edeceğini de bilmiyorum çünkü. Ben İstanbul'dayım, karım başka yerde, birlikte ikmat ettiğimiz yer başka. Yine de ilginize teşekkürler.İyi çalışmalar...
hukukcu_71 medeni kanunun 168.maddesini açıp okusaydınız yüzde yüz doğru cevaba ulaşırdınız.ilgili maddeye göre:yetkili mahkeme eşlerden birinin yerleşim yeri "veya" davadan önce son altı aydır oturdukları yer mahkemesidir.
meyfa2004 Medeni Kanunun 168. maddesini okuduğumu yukarda belirttim zaten. O zaman bu çelişki niye peki? Bu konuda birkaç avukattan bilgi aldım çoğunluğu da yetkili mahkemenin kesinlikle birlikte son altı ay ikamet edilen yer olduğunu söyledi. Eşim son altı ay birlikte ikamet ettiğimiz yerden değil de ailesinin yanında kalıyo şu an ve oradan dava açtı bana. Yeterince açık oldu mu?
Benna Sayın Meyfa sizin bir hukukcudan yardım almanız en iyisi durumlar ne olabilir bunları özetlemek gerekirse öncelikle sizin orda ollmadıığınız ve muhtarın yanlıslıkla aldığı ortaya çiktiği takdirde usulsüz tebligat sözkonusudur ve siz ne zaman öğrendiğinizi beyan ediyorsanız o tarihte öğrenmis sayılırsınız ve on gün icinde yetki itirazında bulunmanız gerekli bu durum dilekcenizde mevcut ise muhtemelen mahkeme bu durumu arastirip yetkisizlik kararı verecektir. siz ilgili mahkeme kalemini arayarak dosya hakkında bilgi isteyiniz
meyfa2004 Bu yetki konusunu bir türlü anlayamadım. Bir avukata soruyorum, eşlerden birinin ikamet yerinde dava açılıp yürütülebilir diyo(2001 yılında yürürlüğe giren Medeni Kanunda da böyle diyo), başka avukatlar yetkili mahkeme sadece eşlerin son altı ay birlikte oturdukları yerdir diyo. Nedir bunun aslı? Bana yüzde yüz doğru cevabı verecek kimse varsa lütfen yanıt bekliyorum.
hukukcu_71 ortada bir çelişki yok ama siz öyle anlamak istiyosunuz.siz en iyisi bir avukata gidin
meyfa2004 Sevgili hukukcu_71, tabi ki avukata gidicem ama burada mademki böyle bir site var, bir nebze de olsa yardım alıp istifade etmek için buradayım. Herhalde sitenin amacı da budur. Herhangi birşeyi bir şekilde anlamak istemiyorum. Ben doğrunun ne olduğunu öğrenmeye çalışıyorum. Bunu yukarıda da açıklamıştım.
Av.Tayfun Eyilik sitenin kurallarında da yazdığı gibi sitenin avukatlık hizmeti vermek değildir. Site üyesi hukukçu arkadaşlarında amacı bu değildir. Bu sınırlar içinden bilgileri paylaşmak, akla takılan sorulara cevap bulabilmektir. sorularınıza cevap veren arkadaşlar aslında yeteri kadar cevap vermişler, özellikle yetki konusu sizin olayınızda yasa birden fazla yetkili mahkeme seceneği sunmuştur. Burada çelişki yoktur davacı yasanın gösterdiği yetkili mahkemelerden birinde davasını açabilir. hukukçu arkadaşların sizi avukat tutmanız konusunda beyanları dahi size yardım etmeyi amaçlamaktadır inanın
meyfa2004 Farkında olmadan sitenin kurallarını ihlal etmişsem üzgünüm. Peki Tayfun Bey,derdimi ben tam olarak anlatamadım galiba. Bu sebeple sorularıma net bir yanıt ta alamadım. Çalışmalarınızda başarılar, iyi günler diliyorum. İdealim hep hukuk okumaktı,hala geç kalmış sayılmam galiba, bir kaç yıl içerisinde aranıza katılmayı umut ediyorum. Karımdan yediğim darbenin neticesinde herhalde hukukçu olucam.
meyfa2004 Duruşmanın üzerinden iki ay geçti, muhtarın almadığı yani bana ulaşmayan yazı dışında hiçbir ses seda çıkmadı. Avukatla görüşüyorum, beklememi öneriyo. Eşimin dava açtığı mahkemeye bizzat gitme şansım yok, bu nedenle ilk duruşmada ne olup bittiğini de öğrenemiyorum. Bir de bu yetki konusunda görüştüğüm avukat yetkili mahkemenin son altı ayki ikamet yeri olduğunu söylüyor, neden böyle söylüyor bilmiyorum, yeni bir avukat ta değil, 15 yıldır bu işin içinde. Medeni Kanunda "eşlerden birinin ikamet yeri ya da son altı ay birlikte ikamet ettikleri yer " diye yazıyo. Peki dava orda devam ediyorsa bana ulaşmayıp geri dönen tebligata rağmen dava görülmeye devam ediyor mudur yoksa tebligat ulaşmadığı için görülemiyor mudur? Ya da benim bilgim dışında alınmış bir karar beni bağlar mı?
meyfa2004 Sorularıma cevap verecek kimse yok mu? Lütfen bekliyorum.
Emrah Yavuzcan Orası neresi anlamadım? Hangi kapı? Tebligat kanuna bir göz atmanızda yarar var. Tebliğ usulleri ve kişinin adreste bulunmaması hakkında bilgi edinebilirsiniz. Anladığım kadarıyla, kapıya asılan tebliğ uygun olmuş. Bu arada avukatınız ne diyor?
meyfa2004 Avukat Ahmet Bey'in söylediği gibi hak kaybına uğradım. Orada ikamet etmediğim halde muhtar ilk ihbarı almış ve tanıdıklar vasıtasıyla zoraki bana ulaşmıştı. İkinci ihbarı orada olmadığımı beyan ederek teslim almadı, ancak mahkemeye bildirdiğim halde ve benim resmi ikametgahım orada hiç olamadığı halde her ne şekilde yapıldığını bilmiyorum ama Haziran'ın 1'inde kapıya bir ihbar asılmış, dün tesadüfen annem oraya gittiğinde ihbarı görmüş, ihbarda yetki itirazımın reddedildiği ve 10 gün içinde delil sunmam gerektiği belirtiliyor ki bu süre geçtikten sonra yazıyı tesadüfen gördük. Şimdi ikametgah kaydımın kesinlikle orada olmadığını, kendi kayıtlarında bulunmadığını bile bile benim işlerimi zorlaştıran muhtarı ve posta memurunu da mı dava etmeliyim acaba?
slug Öncelikle her iki eş de ikamet adreslerini terk etmiş son 6 aydır oturulan yer kavramı bence tartışmalı hale geliyor. Diğer taraftan son 6 ay ikamet edilen yerde dava açılmasına gerek olmayan haller de vardır durumunuz onlardan birisine uyuyor olabilir zira MK öncelikle son 6 ayı arasa da şart koşmuyor. Diğer taraftan mahkemeye artık eski adresinizde ikamet etmediğinizi söylemiş olabilirsiniz ancak yeni ikamet adresinizin ne olduğunu iletmediyseniz mahkeme eski ikametinize tebligat çıkarır ve re'sen tebliğ edilmiş kabul edilir. Zira yaklaşımız mahkemece şüpheli durum statüsünde değerlendirilebilir. Kasten davadan kaçmaya çalışmak olarak adledilebilir. Ben hakimin yerinde olsam bana telgraf çeken şahsın yeni ikametsenedini yollamamasını hiç de iyi yorumlamam. Hala geç kalmış sayılmazsınız bir diğer önerim illa postada birşey olmasın diyorsanız bir de noter kanalıyla tebligatı deneyin artık tüm tebligatlar sizi bulur. Mahkemenin ne ahvalde olduğunu öğrenmek hiç de zor değil; bir arkadaşınıza dosya numaranızı verin gidip baksın kalemden öğrensin. 10 günlük kesin süre ve zaman aşımı konuları sizi endişelendirmesin. Hakim 3 kere zaman limiti koyup sonuncusunda tarafları uyarmakla mükelleftir. Siz henüz delillerin süre aşımından önce sunulması için 3 kere uyarılıp bunun neticesinde bu haklardan feragat etmiş sayılacağınız telkinine maruz kalmamışsınız. Siz delillerinizi bu aşamada sunduğunuz takdirde kabul etmekle mükelleftir.
meyfa2004 Öncelikle cevaplarınız için teşekkür ederim. Öncelikle şunu belirtmeliyim, olayın en başından. Muhtarın kanunen yapması gereken ilk başta şu değil miydi? Posta memuru adrese geliyor, evde oturan yok, iki katlı evin tamamında oturan yok, gidiyor muhtara. Buraya kadar doğru. Fakat muhtar kayıtlarında olmayan bir kişiye ait evrakı teslim alıyor. Bilgisayarından baktığında benim orada kaydım olmadığını görecek, zaten benim kaydım İstanbul'da, hatta resmi ikametgahım 3 yıldır İstanbul'da. Birlikte oturduğumuz yer daimi ikametgahımız zaten değil. Ben orda var görünmüyorum. Anlatabiliyor muyum? Muhtarın yapması gereken benim ikametgahım hangi adrese taşınmışsa kaydını bulup bu evrakı o adresteki muhtarlığa göndermekti. Ve bir sonraki evrak geldiğinde kaydımın orada olmadığını söyleyerek almıyor ama sonuncu evrak her ne şekilde olmuşsa benim kapıma asılıyor. Bence tebligat kanununda fazlaca açıklık var. Bir şekilde annem oraya uğramasaydı ben mahkemeye ikamet ettiğim adresimi de bildrmiş olduğum halde önümüzdeki ay yapılacak olan duruşmadan haberdar olamayacaktım. Saçmalık değil mi bu? Benim hatam nedir bu konuda?
slug Öncelikle resmi ikametgahım İstanbul'da diye bir kavram yoktur. Yasa eşlerin son 6 aydır birlikte yaşadıkları konuta göre davranır. Siz ikametinizi işiniz düşmedi diye aldırmadıysanız bu mahkemenin sorunu değil. Diğer taraftan 3 yıldır ikametinizi aldırmadıysanız muhtar nereden sizin adresinizi bulup İstanbul'a yollayacaktı? Böyle bir görev ve sorumluluğu yok ki! Eşiniz çok gerekirse mahalleden 2 kişi götürür "işte şahitlerim orada oturuyorduk" der olur biter. Emin olun muhtar da aynını söyler [:)] Her ne şekilde olmuş sa kavramı da yanlış (BENİM KAPIMA ASILMIŞ diyen sizsiniz İşte kavram bu: SİZİN KAPINIZ). Eşiniz nerede olduğunuzu bilmiyor mu? Benim evimde telefon var ve arayan numarayı göstyeriyor. Telekomdan bu numaranın adresini de öğrenip mahkemeye bildiririm olur biter. Bakın artık olan olmuş ve siz böyle devam ettikçe mahkemenin güveni kaybolur. Dava da gıyabınızda sürer gider kaybeden olursunuz. Burada direnmek anlamsız. Ben bile tonla komplo teorisi üretebilirsem yılların hakimleri neler düşünür? Ayrıca annenizin oraya uğraması durumu değiştirmez ki. Anlamadığınız uğransa da uğranmasa da AİLE KONUTU orası görülüyor. Kapıya asmasalar da tebligat yapılmış sayma hakları var.
meyfa2004 Sayın slug lütfen konuyla ilgili bilgili kişiler ve ilgilerini çekerse avukat arkadaşlar yanıtlasın. Siz konuya çok dar açıdan bakıyosunuz ve hiç anlamsız yere savaşa dönüştürdünüz meseleyi. Zaten yeterince sıkınıtım var, bir de sizinle uğraşmayayım mümkünse. Benim kapıma falan asılmış değil, oraya anneme ait boş bir ev. Ben İstanbul'da ikamet ediyorum, eşimde aşka bir şehirde ailesinin yanında.Ayrıca teknoloji benim tam 10 yıllık işim. Mümkünse kendi işinize bakın. Buaradaki kötü niyet karşı tarafta, bende değil. İkametgahım açık seçik mahkemede belli ve ısrarla beni hak kaybına uğratmak için evraklar farklı yere gidiyor. Herneyse avukatım var ve bi sorun yok.
meyfa2004 Sayın avukatlar yanıtlarsa sevinirim. Boşanma davası için bir avukat tuttum fakat kafamda soru işaretleri var. Bu zamana kadar eşimle birçok kez iletişim kurmaya çalıştım ama hiçbir zaman buna izin vermediler. Dava açmışlardı, tebligatlar düzgün şekilde bana da ulaşmıyordu ve davayı istedikleri gibi yürütüyorlardı. Benim bilgim olmaksızın iki duruşma geçmiş, hatta 250 ytl tedbir nafakası ödemeye mahkum edilmişim. Bir şahit dinletmişler, benim hiç tanımadığım, hiç evime gelmemiş, hatta adını bile mahkeme tutanaklarından öğrendiğim biri. Zaten gördüm şeklinde bir ifade de verememiş, ancak duydum diyebilmiş. Diğer üç tanığı da iki abisi ve babası ki bunlar da ne evimizi bilirler, ne yaşadığımız ortamda da bulunmuş değiller. Sadece birkaç kez kendi memleketlerinde görüştük. İlk baştan avukatım davayı reddeceğini, gösterilen tanığı hiç tanımadığımızı, tedbir nafakasının azaltılmasını talep edeceğini söylerken şimdi tam tersi olarak bana anlaşma yoluna gitmemiz için öneride bulunuyor. Nafaka konusunda da hiçbir şey yapamayacağını söylüyor. Eşimin avukatı avukatımla görüşmüş ve bütün taleplerinden vazgeçeceklerini söylemiş. Bunun anlamı da şu, bu zamana kadar kendimi savunamamıştım ve istedikleri şekilde davayı sonuçlandırmış gözüyle bakıyorlardı. Avukatım son konuşmamızda öyle bir konuştu ki ben anlam veremedim. Tamamen haklı olduğum bir davada ben onun gözüyle neredeyse bu nafaka yüzünden hapislik oluyorum. O beni savunacağı yerde bana herşeyin en kötü tarafını gösteriyor. Ben ondan beni savunmasını istemiştim, haklı olduğum bir dava ve tanıkları tutarsız, zaten ispat edilebilecek şiddetli geçimsizlik te yok, sadece aile baskısıyla ve gururuyla hareket ediyor. Birikmiş nafaka borcunu taksitlendirmek vs. gibi bir yol yok mudur? Bunu azaltmanın bir yolu yok mudur? Avukatım beni savunamayacaksa, haklılığımı ispat edemeycekse beni temsil etmesinin ne anlamı var? Eşim benimle anlaşacaksa avukata ne gerek vardı? Bunu bu zamana kadar yapmayıp ta şimdi yapmasının anlamı ne? Ben ona boşanmayalım da demedim, o görüşmekten hep kaçtı ve bana verdiği zararlar yetmiyormuş gibi daha da yıpratmaya çalıştı. Anlaşacaksa baştan da nalaşabilirdi. Lütfen acil yorumlarınızı bekliyorum.
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • Clicking Here TLO lookup 
  • 02.05.2025 08:42
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük + Arşiv +
    Bugünün tarihi: 03/05/2025 06:26:57