 |
03/05/2025 Eski forum arşivi bölümü
Hukuksal Tartışmalar
bu dilekçenin sonucu nasıl olur? mAİL DELİL MİDİR? |
teaaa |
İnternet üzerinden tahmini 4 yıl önce tanışmış olduğum Avusturya’da hayatını sürdürmekte olan (Açık adresi: .....) .... isimli şahısla tanıştım.
Şahsın kişiliğinden haberdar olmadığım için ailemle tanıştırdım, ailesiyle tanıştım, köylerine gittim, misafirim olarak ağırladım.
Bir süre sonra kendisi ve eşi beni rahatsız edici hareketlerde bulundurlar. Cinsel olarak eşi ile birlikte beni kullanmak istediler; ancak onlara olumsuz yanıt verdiğimde ısrarcı olmadılar bende ailemin huzurunun bozulmaması için hareketlerinden aileme bahsetmedim. Yalnız Türkiye’de olmamalarına rağmen beni telefonla sık sık aramaları, hesap sormaları, her yazdıkları mesajda onlara cevap vermemi istemeleri üzerine sıkıldım ve görüşmek istemediğimi her ikisine de bildirdim.
Ben görüşmememe rağmen ailemle görüşmeye devam ettiler ve cep telefonu numaramı değiştirmeme rağmen ailemden öğrendiler. Daha sonra ailecek onların çocukları ile de gerek telefonda gerekse karşılıklı görüşüldüğü için , benim üzerime fazla gelmemek fazla rahatsız etmemek şartıyla onlarla konuşabileceğimi ama en azından ben yaptıklarını unutana kadar beni rahatsız etmemelerini istediğimi söyledim.
2004 yazında eşi ile ... evimize misafirliğe geldiler. Bende herhangi bir art niyet düşünmeksizin onları ağırladım, gezdirdim, onlar akrabalarına giderlerken eşlik etmemi istediklerinde eşlik ettim. Ancak bizim evde misafir otururken ben .......un eşi ile içeriye gittiğimde, bana gelirken hediye olarak getirdikleri telefonun mesaj sesini duydum.(Telefonu hemen takmazsam ve kullanmazsam onlara karsı saygısızlık etmiş olacağımı ima ederek hattımı getirdikleri telefona hemen geçirmemi sağlamışlardı.) Mesaj sesini duyarak içeri döndüğümde aslında gelenin mesaj değil , bir mesajın iletildiğini bildiren rapor olduğunu fark ettim. Telefonun yollanan mesajları hiçbir işlem yapmaksızın direk kayıt etmesi özelliğini fark eder etmez . ....... tarafından kendi telefonuna benim adımdan ‘ben seni internetten tehdit ettirdim, özür dilerim Dayı ‘ benzeri bir mesaj yazdığını gördüm. Bunun üzerine Dayı olarak seslendiğim ......’un internette birileri ile yanlış bir şeyler yaptığını ve bu yüzden bunu birinin tehdit etmiş bulunduğunu eşi olan .....’dan da bunu gizlemek için , eşinin sevdiğini bildiği beni kullandığını düşündüm. Daha sonraları onların bu mesajı bana yollamak için daha önceden plan yaptıklarını ve her istedikleri zaman beni bu mesajla tehdit edebileceklerini, anneme ve bana söyleyerek beni korkutmaya gayret gösterdiklerini anladım. Ancak her görüşmek istemediğimi söylediğimde farklı yöntemlerle telefonla rahatsız etme ev telefonundan rahatsız etme, cocukları araya koyarak bahaneler bulma, evimin kapısına gelme , annemi ikna yoluyla beni yönlendirmeye çalışma şeklinde hareketlerini sürdürdüler.
Şikayetçi olduğum halleri aşağıda numaralandırarak bildirdim.
1) .... sürekli olarak beni aramakta ve konuşmam için zorlamaktadır.
2) Eşi ile birlikte bana internet üzerinden e- posta yollarayak (yolladıklarına dair elinde hem eşi hemde kendisinin cep telefonu mesajları ve mailler elimde bulunmaktadır.) anneannemler olmadan benimle yalnız olarak yazın on gün benim evimde kalma istekleri olmustur.
Evimde kalma isteklerini reddetmem üzerine
*Annem hemen onları aramazsa ve bizde kalmaları yönünde olumlu yanıtlar vermezse, öğretmenlik mesleğimi yapmamı engelleyecek durumlar yaratacağına, beni öğretmenlik yapmaktan alıkoyacağına dair 26.04.2005 tarihinde tehtid ve şantaj içeren mesajlar yollamıştır.
* Onlarla dost olarak görüşme isteklerini reddedersek , erkek kardeşime ailemle ilgili benimle ilgili açıklamalar yapacağını söyleyerek kardeşimi bize düşman edici onur ve gurur kırıcı namusa , insanlığa ve yaptığım mesleğe hakaretle mesajlar göndermiştir.8mesajlar elimdedir.)
*......., beni erkek kardeşimle korkutarak onunla birlikte olmaya zorlamıştır. Onunla birlikte olmazsam hareketlerine devam edeceğini bildiren mesajlar göndermiştir.
Onu ancak dostluk ve sevginin durdurabileceğini aksi takdirde hal ve hareketlerine devam ederek benim hayatımı , işimi tehlikeye sokacağını bildirmiştir.
* Bunların yanı sıra üniversiteden arkadaşım olan ve yazın sadece bir gün gördükleri .........’ün telefonuna da annemle ilgili iftiralarda bulunmuş beni toplumsal anlamda karalayarak arkadaşlarımla olan ilişkilerimi yıpratmaya çalışmıştır.
Şu anda can güvenliğimin olmadığını düşünmekteyim. ............ aileme ve bana yaptığı ve yapmaya devam edeceğini bildirdiği hal ve hareketlerinden dolayı sokağa çıkamaz, iş yerime gitmeye korkar oldum.
|
Kaan V. |
Bilişim Hukuku bölümüne biraz göz gezdirirseniz orada maillerin delil olup olamayacağı konusundada bir kaç soru var.
E-maillerin delil olarak kullanılması için herhangi bir engel yok ancak.E-maillerin ne kadar sağlıklı ispat vasıtaları olabileceği tartışılabilecek bir konudur.
Telefonunuzdaki mesajları kullanabilirsiniz.Ama mailler biraz zor.Yanlışım rahatsız edildiğinizi bildirerek savcılıktan telefonlarınızın dinlenmesini de talep edebilirsiniz. |
Nilgül Saraç |
sanırım sizde bana yardımcı olabilirsini zbir konuda tabi vaktiniz varsa ? |
Nilgül Saraç |
çok özür dilerim bu foruma cevap yazayım derken aynı anda kısa mesaj göndermeye çalıştım ama mesajı buraya yazmışım :-)
forum konusuna gelince
sayın teaaa,
yazınız bana çok garip geldi,sanki gizlediğiniz bişeyler var. tabiki özel hayatınıza karışacak değiliz gfaka sorununuz bu hususla ilgiliyse daha açık omanız gerekir diye düşünüyorum. mailler ceza kanunu açısında delil değildir fakat hakimin taktirine bağlı olarak gözönünde bulundurulabilr. ama bence cep telefonundan gönderilen mailler delil kabul edilmelidir.çünkü bu maillerde gelen kısmında mail yazılan cep telefonun numarası çıkmaktadır. |
Emrah Yavuzcan |
Öngören'e göre, bilgisayar ortamında saklanan veriler ve alınan çıktılar bu bağlamda özel hüküm sebepleri olarak değerlendirilebilir.
Kağıda kayıtlı belgeye dayalı klasik ticaret hukuki işlemleri yanında e-ticaret faaliyetinde elektronik belge olarak adlandırılabilecek elektronik ortama kayıtlı belgenin hukuk sistemlerinde geçerlilik kazanması için ilgili uluslararası birimlerde çalışmalar yapılmış ve BM Ticaret Hukuku Komisyonu tarafından hazırlanan ve 1996 yılında kabul edilen Elektronik Ticarete İlişkin Model Kanun çalışmaları kapsamında:
a) Bilgisayar kayıtlarının delil olarak değerlendirilmesini etkileyen hukuk kurallarının gözden geçirilerek, teknolojik gelişmeler sonucu oluşan araçlarda taşınan kayıtların güvenilirliğini mahkemelerin değerlendirmesinin sağlanması,
b) Ticari işlemlerde veya ticaretle ilgili yazılı belgelerde yazılı biçimin, işlemin veya belgenin kabul edilmesi ya da geçerliliği için şart olup olmadığının gözden geçirilerek, uygun olan yerlerde işlemin veya belgenin bilgisayarca okunabilir şekilde kayıt edilmesine ve gönderilmesine imkan tanınmasının araştırılması,
c) Ticaretle ilgili belgelerde el yazısı imza veya diğer kağıda dayalı belgelerle yapılan doğrulamalara ilişkin hukuksal zorunluluklar gözden geçirilerek, uygun olan yerlerde elektronik araçlarla doğrulamanın kullanılmasına imkan tanınması olanaklarının araştırılması,
önerilerek,e-kayıtların hukuk sistemi içinde kabulü amaçlanmıştır.[21]
Ülkemizde Usul Hukukumuza göre ispat güçleri açısından deliller, kesin ve takdiri deliller olarak iki grupta toplanmakta olup kesin deliller, hakimi bağlayıcı nitelikte olduğundan hakimin bu delilleri takdir yetkisi bulunmamaktadır.Kesin deliller ikrar, kesin hüküm, senet (belge)ve yemin ile sınırlıdır. Delilleri tüketici şekilde sınıflandırıp sınırlandırmakla hukuk sistemimiz delil serbestiyeti sistemini kabul etmemiş olup iddia ve vakıaların belirli delillerle ispatını öngörmüştür.
HUMK md 288 vd. ile halen 40 milyon liranın üstündeki hukuki işlemlerin senetle ispatı ve senede karşı iddiaların yine senet ile ileri sürülmesi zorunluluğu bulunmaktadır.Senet, borçlunun imzasını taşıyan ve o hukuki işleme ilişkin bilgileri ihtiva eden bir yazılı belgedir. Borçlar Kanununun 14’üncü maddesine göre de imzanın borçlunun el yazısı ile olması zorunlu olmakla elektronik imzalı kayıt senet niteliği taşımayacaktır. Dolayısıyla,elektronik kayıtların kesin delil niteliği bulunmamaktadır.
Ancak HUMK md. 367 de anılan ve takdiri delillerden sayılan özel hüküm sebeplerinden hareketle; Hakimin takdir hakkına sahip olduğu, ispat kabiliyeti bulunup bulunmadığı hakim tarafından belirlenecek delil grubu kapsamında:
Bu konuda münhasıran vergi hukukuna yönelik defter, kayıt ve belgelerin manyetik ortamda saklanması ve ibraz edilmesini öngören VUK 257 hükmüne paralel olarak, öncelikle HUMK’da, TTK’da ve BK’da değişiklik yapılması yoluyla manyetik ortamda gerek mikrofilm veya mikrofiş gerekse bilgisayar kaydı şeklinde tutulan kayıtlara hukuk sistemimizde yer verilmeli ve bu tür kayıtların tutulmasına ilişkin standartlar öngörülmelidir.Köklü bir değişiklik yapılana dek Elektronik kayıtların delil olarak değerlendirilmesinde, hakime serbestçe takdir hakkı kullanma yetkisi verilmesini sağlayacak geçici bir düzenleme de yapılabilir.
Eloktronik kayıt ve belgelerin yabancı menşeyli olması halinde iç hukukta delil ve ispat aracı olması bu konuda diğer bir önemli noktadır..
Yabancı Resmi Belgelerin Tasdiki Mecburiyetinin Kaldırılması Hakkındaki Milletlerarası Sözleşme ile yabancı noter senedinin resmi senet olarak kullanılacağı ülkede, belgenin düzenlendiği devletin yetkili makamı tarafından belgenin aslı ve kullanılacak ülke lisanına çevrilmiş metni üzerine bir onay şerhi verilmesi öngörülmüştür.Diğer yandan, belgenin kullanılacağı ülkenin tek taraflı bir düzenlemeyle ya da belgenin düzenlendiği ülke ile yapacağı bir anlaşmayla, resmi belgelere onay verme zorunluluğunu tamamen ortadan kaldırabilme yetkisine sahip olduğu belirtilmiştir.[23]
Ülkemizde HUMK’nun 296’ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince de, yabancı ülkelerde usulüne uygun olarak yetkili makamlar tarafından düzenlenen veya tasdik edilen belgelerin Türkiye’de resmi senet niteliğini kazanabilmesi ve ispat aracı olarak kullanılabilmesi, bu belgelerin, ilgili ülkedeki Türk Konsolosu tarafından o ülkenin yürürlükteki kanunlarına uygun olduğunun onaylanması gerektirmektedir.Ancak yukarıda anılan anlaşma Türkiye tarafından da imzalanmış olmakla usulün bu hükmüne bir istisna getirilmiş olmaktadır.Uygulamada Türkiyede tanzimli bir resmi senedin imzacı bir diğer devlet ülkesinde ileri sürülmesi ilgili lisana çevrisi noter tasdikli belge üzerine il Hukuk Müdürlüğünce verilecek tasdik şerhi (Apostil Kaşesi) ile mümkün olmaktadır.
Yabancı ülkelerde resmi belge olarak kabul edilen bir elektronik kaydın ülkemizde de aynı nitelikte kabul edilebilmesi için onaylanması konusunun, onay makamlarının kuruluş ve görevleri ne ilişkin düzenlemelerin yapılması çerçevesinde değerlendirilmesinin yerinde olacağı düşünülmektedir. |
Bugünün tarihi: 03/05/2025 09:17:10 |