bas ortusu hakkında kısaca |
unforgivable |
özgürlük iktidarın tutum ve davranıslarına muhalefet cesaretidir demis perikles isadan önce Cagdas insan bilir ki her sususunda özgürlüğünün bir bolumunu yitirmektedir...
Sonuc olarak bu konu ile ilgili dusuncem: hiç okumamısı dogru yola getirebilirsiniz, iyi okumus zaten kendiliğinden bulacaktır dogru yolu,ama yarı iyi okumus insanları asla gercege yoneltemezsiniz...ornek mi
buyrun
hic okuma yazma bilmeyen ninelerimiz bu vatan icin can siperane birsekilde savastan once savasta ve sonrasında calısmıstır hemde heralanda o gunku ninelerimizden sadece 65 yıl sonra bir takım siyasi partilerin dayatmaları baskıları oy hesapları sonucunda universiteli genc kızlarımız basortusu savası vermekle kole olma ozgurlugunu yeglemektedir.... yorumsuz
|
Av.Mine Uzun |
"...bir takım siyasi partilerin dayatmaları baskıları oy hesapları sonucunda universiteli genc kızlarımız basortusu savası vermekle kole olma ozgurlugunu yeglemektedir.... yorumsuz" Başörtülü bayanlar kime köle oluyorlar? |
dipdalga |
Başörtüsünün özgürlükle ilgili olduğuna katılıyorum. Ancak kanunda yapılacak olası bir değişiklik 'kara çarşaf'ın da yolunu açacaksa buna kesinlikle karşıyım. Hukukçularımızın bu konuyu aydınlatmalarını rica ederim. Şahsen devlet dairelerinde çarşaflı insanların gezmesini asla ve asla istemem... |
Emrah Yavuzcan |
Siyaset felsefesinin en büyük uğraşlarından birisidir özgürlük-otorite , ya da birey-devlet çatışması... Wolff demiş ki; "insanların en büyük yükümlülüğü otoriteye başkaldırmak, otoritenin en büyük görevi de yönetmektir."
Yöneticiler her zaman halktan olmamış, yönetilenler de her zaman sadık olmamıştır tarih boyunca... Köle olmak bir özgürlük değildir, yönetenlerin seçimidir. |
Benna |
“Ey insanoğulları!Ayıp yerlerinizi örtecek giyimlikle sizi süsleyecek elbiseler gönderdik.Takva örtüsü ise bunlardan daha hayırlıdır.Allah¬¬¬ ın bu ayetleri öğüt almanız içindir.(Araf S.26.ayet)
“Evlerinizde oturun. Önceki cahiliye devri kadınları gibi,açılıp saçılmayın...”(Ahzap s.32-34.ayet).Bu ayetle ilgili bir müellif bu ayetlerin Peygamberimizin hanımlarının ayete konu alındığını belirtmiştir.(s.624 Kurandaki İslam,Yeni Boyut.İst 2000 Y.Nuri Öztürk) .Şu da bir gerçek ki; Eğer bu şekilde ise Müslüman hanımlardan da bu şekilde giyinmek isteyenlerin olabileceği açıktır.
Kuran ı Kerimde örtünme ile ilgili açık ayetler mevcuttur. Her ne kadar yorumdan yorum çıkaran birkaç istisna din cahili dışında aksini iddia eden din bilgini hemen hemen yoktur.Aslında bu başörtüsü-türban olayının birçok yönü vardır.Bu durum dini,sosyal,ekonomik,kültürel boyutları vardır.
Eğer sosyal boyuttan bakacak olursak bugün toplumumuzda çoğunluk bir şekilde başını örtmektedir. Olayın temelinde asıl sebep olarak dini nedenler olsa da bunun yanı sıra büyüklerden görme,çevrede insanların çoğunluğunun bu şekilde olması,aile baskısı da buna dahil edilebilir elbette.Ancak örtünmenin şekli yöreye göre de değişmektedir.Ancak tamamında ortak nokta başların başkaları tarafından görülmeyecek şekilde kapatılmasıdır.
Öncelikle yönetimin en alttan en üst birimine kadar insanların yaşayışlarını sorgulamadan olduğu gibi kabul etmesi saygı göstermesi gereklidir.”Hudutsuz şekilde açılabilmenin sınırsız hürriyetlerle serbest olduğu bir dünyada, inançları yahut zevkleri yüzünden vücudunu, saçını başını şöyle veya böyle örten insanlara kötü gözle bakmak,onları horlamak,her şeyden önce insan haklarına ve hürriyetlerine tasalluttur;insanın gelmiş bulunduğu bilgi ve aydınlık boyutuna hakarettir.Bundan daha acısı,bunu yapan anlayışın Batı’daki kabul ve standartları şaşmaz yaradılış ölçüleri gibi hareket noktası alarak onlara uymayanları ilkellikle suçlamasıdır.Şu veya falan medeniyetin ölçüleri neden insanlığın ve hayatın şaşmaz ölçüleri olsun.” (S.616-617,Kurandaki İslam, Yeni Boyut.İst 2000 Y.Nuri Öztürk)
Türkiye’de toplumsal hayatta dönemlere hayat tarzlarında giyim kuşam tarzında da elbette değişiklik olmuştur. Şöyle bir durumda mesela bindokuzyüzlü yılların başında “insanlar türban takmaya başladı” denilse idi herhalde bu durum insanların dinden ve örf ve adete aykırı tutum olarak değerlendilirdi. Çünkü toplumun tamamına yakını şu veya bu sebeple zaten çarşaf diye tabir edilen giyim tarzında idiler eğer böyle bir tabir kullanılırsa bunu ahlaksızlık olarak değerlendirirlerdi herhalde. Bugün insanların bir önceki döneme daha iyi dini eğitim aldıkları bir gerçektir. İnsanların daha dindar oldukları, ve dinlerini daha iyi yaşamak istedikleri bir vakıadır. “Türkiye’nin talihsizliği üretim biçiminden kaynaklanmaktadır.... sivil toplum geleneğinin olmaması, üretimin ve demokrasinin gelişmemesinin nedeni; Selçuklulardan bu yana üretim biçiminin hep tarıma dayanmasındandır. Siz o tarım toplumu niteliklerini değiştiremezsiniz. ‘Köylü efendimizdir’ dersiniz: ama Çankaya’ya çıkan köylüleri dövdürtür veya kararname ile kılık kıyafet devrimi yaparsınız. Bundan yetmiş yıl sonra türban meselesi ortaya çıkar. Çünkü kılık kıyafet devrimi bir üretim biçimiyle topluma gelir yerleşir. Tarım toplumundan sanayi toplumuna geçtiğiniz zaman kılık kıyafet değişir, çünkü tarla kıyafetiyle fabrikada çalışamazsınız. Bu bir süreçtir. O süreci dürtüklemek yerine bu işi kararnamelerle yaptığınızda toplum ona intibak edemez. Başlangıçta intibak etmiş görünür ama sonradan intibaksızlık ortaya çıkar. (Mehmet Altan)
Yani bu gerçekten değişimdir, değişikliktir, süreçtir. Dikkat edilirse kökten laikler kendilerine slogan yaptıkları “bizim yaşlı nenelerimiz böyle örtünmüyorlardı. Bu örtünme tarzı farklı ve başka bir olguyu simgeliyor, bunun altında başka nedenler olsa gerek” demeleri ya zorbalıklarını örtbas etme ya da bu zorbalıklarını meşrulaştırmaya çalışmaları olsa gerektir. Bu azılı azınlığın neye nasıl saldıracaklarını karıştırmaları işin ilgincidir. Mesela; Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı Fikret Karaca imzasıyla gönderilen 2508-07-öğ.işl.-501/5006 sayılı .........tarihli yazıda, konu olan Nebiye Kahraman’a bildirilen şu metinler ibret vesikasıdır.”... öğretim kurumlarında başörtüsü yerine ancak modern bir şekilde ‘türban’ kullanabilecekleri” bildirilmiştir.(Bütün Yönleriyle Başörtüsü Sorunu, MAZLUMDER, 2. Baskı
S.345). Galiba bu işte bir sorun var modern bir türban kullanabilirsiniz modern olmayanı nedir acaba? Var mı bir fikri olan? Onların modern dediklerine, şu an laisizmlerinin tehdidi algılayanlara ne denmeli acaba, bu ne lahana bu ne perhiz turşusudur. Yukarıdaki kararda imzası olan dekan özürlü gibi davranıyor ve yukarıda deve mi kuş mu belli olmayan kararın yanına bir hukuk adına facia bir karara imza atıyor karar aynen şöyle “Fakülte içinde başörtüsü örtmek halen yürürlükte bulunan yasa yönetmelik ve YÖK kararları açısından suçtur... Ayrıca yapılan gözlemler sonucu kurum içinde başörtüsü örtme suçunu işlemeye devam ettiğiniz anlaşılmıştır.(..........S.337) Buyrun kel başa şimşir tarak.. birileri suç da ihdas etti buyur buradan yakın.
Netice : kavram kargaşasına girmenin anlamı yok ister dini ister siyasi olsun isteyen istediğini giysin. Ne yapmalı siyasi diye Deniz Gezmiş türü kaban giyenleri okula devlet kurumlarına almayalım mı denecek ya daşu ideolojik gurubu andıran felan sakal ya da bıyık bilemediniz renk mi engellenecek bırakın renkler giysiler düşünceler özgür kalsın ya ben merak ediyorum bu şekilde kimi koruyoruz. İran da en azından (tasvip etmiyorum) çoğunluk azınlığı ezerken bizde azınlığın çoğunluğu ezme arzusu o biçim. Neyi ne adına koruduğumuz önemli beyler…………………………….
|
Av.Fatih Çiçek |
Baş örtüsü o insanın beynindeki zekasını, başarısını,o insanın bu vatana, çevresine, devletine, ailesine edeceği hizmeti-sevgiyi-saygıyı engelliyorsa kamusal alan ya da kamusal olmayan bütün alanlarda YASAKLAYALIM!
Ama eğer önemli olan BAŞÖRTÜNÜN içindekilerse ve hala bu konuda YASAK söz konusu ise işte ben derim ki; başörtüsüne karşı bu kadar düşman tavır sergileyenlerin uzanan ELLERİNİ YASAKLAYALIM!! |
Emrah Yavuzcan |
Olaya felsefe açısından yaklaşmak isteyen arkadaşımıza yardım etmek istedim fakat bu konuya iletiler eklenince kesinlikle aynı görüntüler karşımıza çıkacaktır.
Her yerde tartışılan fakat sonuç alınamayacak bir konu. |
AVSEHER |
Aslında fazla tartışılacak birşey yok olayda. Birilerinin özgürlüğü elinden alınıyor ve sen buraya giremezsin diye setler çekiliyor. Kamu alanı ve evet kamu olmayan alan. İki ayrım ve iki ayrım insan statüsü.Üçbeş kişi öyle istedi diye sessiz çoğunluk yönetiliyor ve sindirilyor. Ne siyasetle alakalı başörtüsü engeli nede başka bir olayla. Tamamen din düşmanı çevrelerin engeli. Ve çekmeye, eğmeye ve bükmeyede hiç gerek yok..... |
Av.Mine Uzun |
Bence başörtüsü sorunu JOKER gibi; kime lazımsa kullanıyor. |
AVSEHER |
size kesinliklede katılıyorum mine hanım. kime lazımsa alıyor konuyu esnetiyor gündeme getiriyor, kavga çıkarıyor, yönlendiriyor, kullanıyor.... |
Av.Mine Uzun |
Başörtüsünü siyasi veya başka anlamda malzeme olarak kullananlar var diye ne yapılacak peki? Yarı okumuş grubundan biri olarak sormak isterim. |
trip |
ya boyle bır dusunce olamaz... dayatmanın oldugu yerde ozgurlukten bahsedemeyız kı T.C. DEVLETİ laik, demokratik, sosyal bir hukuk devletidir... evet bu vatan toprakları kanla, canla, basla bugune kadar gelmıştir ve boyle olmaya da devam edecektir ki;taviz verilecek konular bellidir.. |
trip |
Asker 'ılımlı İslam' modeline tepkili
Türkiye'nin laik bir ülke olduğunu söyleyen Orgeneral Özkök, "Ülkenin ılımlı İslam modeline götürülmesine ulusça karşı çıkılacaktır" dedi.
Türk dış politikasının batıyla ilişkilerinde iki temel ekseninin mevcut olduğunu, bunlarından birisinin ABD, diğerinin ise AB olduğunu söyleyen Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök, "Türkiye- ABD ilişkilerinin kötü bir dönemden geçtiği" şeklindeki değerlendirmelerin doğru olmadığını söyledi. Terör örgütünün Türkiye'nin üniter yapısını değiştirecek parçalamayı amaçladığını belirten Orgeneral Özkök, "Terör örgütü politikalarını AB ekseninde geliştiriyor" diye konuştu. Özkök, İstanbul'daki Harp Akademileri Komutanlığı'nda yaptığı yıllık değerlendirme konuşmasında şu tespitlerde bulundu.
TÜRKİYE LAİK BİR ÜLKE
Orgeneral Özkök, konuşmasının ilk bölümünde, Büyük Ortadoğu Projesi'ne atıfta bulunarak, bu proje çerçevesinde Türkiye'nin bölgedeki stratejik konumu nedeniyle adının anıldığını söyledi. Orgeneral Özkök, "Bir kısım çevreler, Türkiye'yi bu projede 'ılımlı İslam modeli bir ülke' olarak tanımlamak istediler. Türkiye'nin nüfusunun yüzde 99'a yakını Müslüman'dır. Ancak Türkiye, laik, demokratik, sosyal bir hukuk devletidir. Türkiye ne İslam devletidir, ne de İslam ülkesidir'' şeklinde konuştu. Orgeneral Özkök, "Laiklik ilkesi, Türkiye Cumhuriyeti'ni oluşturan tüm değerlerin kilit taşıdır. Ilımlı İslam modeline dönüştürülmek istenmesi halinde, bu yaklaşıma ulusça karşı çıkılacağı gözden kaçırılmamalıdır'' dedi.
(sabah) |
unforgivable |
öncelikle konuya av. hanımın sorusunu yanıtlayarak baslamak istiyorum kimin kime kole oldugunu sormus basortusunu bi sembol olarak kullananlara onu bir propaganda aracı olarak görenlere köle olunuyor sevgili arkadaslarım gelelim bir diger hususa ben bu baslığı acarken hicbir sekilde bas örtüsünün ayıpsanacak birsey olmadıgını bilerek yazdım. Sunu kesin bir dille belirtmek isterim ki karsı cıktıgımız nokta ortunmek degil yazılan ayetleri hepimiz biliyoruz bir burada sadece bunun siyaset oyunu olmasını istemedigimizde paylasalım dedik ama aldığım tepkiler karsısında yukarıda ki sozun ne kadar dogru oldugunu anladım az okumus iyi okumus yarı iyi okumus hakkındaki kıssadan hisse |
idealist |
Elimizde bir inasanın davaranışının siyasi amaçlı mı yoksa inancı gereği mi olduğunu gösterebilecek bir turnusol kağıdığımız olmadığına göre bize düşen öncelikle davaranışın inancın gereği yapıldığını düşünerek bu konuda özgürlük verilmesine katkı sağlamak.Böylece siyasilerin art niyetlerine alet edilmekten Ve'JOKER'likten de uzak tutulmuş bir olgu olur diye düşünüyorum.Özgürlüğü istiyor ve savunuyorsak herkes için düşünülmesi gerektiğini düşünüyorum.Tabiki bu konuda başörtülülerin sadece kendileri için değil diğer özgürlüklerede destek çıkmaları gerekir.. |
unforgivable |
benim yarı-okumus kesim diye kasttettigim siz degilsiniz yazımı bir daha okursanız sevinirim ayrıca yapılması gerekenlere gelince ise bu insanların bunu kullanmasına engel olmaya calısmak halkı aslında basortunun sadece dini bir gerekce oldugunun anlatılmasını oneriyorum her insan herseyi elbette bilemez bilgi paylastıkca artar gunumuzde kız cocukları okul yerine kuran kurslarına yollanıyor elbetteki bu da gerekli ama genc dimaglar dogru ve yanlısı ayırabildikleri olgunluga ulastıkları zaman ister istemez kendileri bu yone yonlenecektir kole olmayacaktır. kendi istek ve arzuları dogrultusunda hareket edeceklerdir ancak hedonist olmadan onemli olan nokta da zannedersem burada yatıyor.bu yazı kimseyi suclamıyor. Özellikle basortusu takanları hic suclamıyor onlar dini vazifelerini yapıyor ancak basortusu yada diger semboller dini vasfının dısında kullanılıyor bu konuda basit bir bilgi notu idi anlatmak istedigim |
Av.Mine Uzun |
Başörtüsü sorunu olduğu sürece kızların bir kısmı okutulmadığı için (önce devlet, sonra da onların cahil aileleri tarafından) dediğiniz anlamda bir kısır döngü yaşanmıyor mu zaten? Yazınızı anlamamış olabiliriz ya da siz yazdıklarınızla ne demek istediğinizi anlatamamış olabilirsiniz.. Önemli olan niyetiniz ve kimseyi eleştirmek için yazmadığınıza da sevindim. |
Av.Mine Uzun |
Dediğinize katılıyorum; şüphesiz her özgürlüğün sınırı olmalı. Bir kadının nasıl giyineceğini kimse belirlememeli ama devlet dairelerinde, çeşitli meslek kurumlarında zaten kıyafet sınırları var: Erkekler için takım elbise, kadınlar için belirli etek boyu (pantolon bile kaç yıl önce serbest oldu) vs. İstenirse ortak noktada buluşulabilir. Başörtülü hanımlar da tabii ki hiç kimseyi rahatsız edecek boyutta kıyafet taşımamalı diye düşünüyorum. |
unforgivable |
Ben de bu konu guncel kalsın her zaman oldugu gibi bi sure gundem yapıp sonra unutulmasın diyerek bu konuyu actım suclama konusuna gelince ben ne o kadar buyuk biriyim nede kendini bilmez biri ben sadece paylasarak sorgulayarak dogruya ulasmaktan yanayım.... |
unforgivable |
carsaf konusu icin de bi acuklama yapmak istiyorum asıl olarak ne islamiyette ne de Turk Kültüründe kara carsaf diye birsey yoktur nereden geldi peki bu diyecek olursanız beraber yasadıgımız ortodoks kadınlarının yas tutarken giydikleri carsaflar onlardan bize gecmistir. yani boyle olmazsa olmaz o olmazsa dinsiz olursunuz diye birsey yok bunu paylasmak istedim carsafın bahsi gecicince |
unforgivable |
bu konu hakkında fikirlerini beyan eden herkese tesekkur ederim oncelikle peki ne yapılmalı bu konuda nasi cozume ulasabiliriz yani serbest mi bırakılmalı yoksa bırakılmamalı mı |
Av.Ragıp Atay |
AİHM-TÜRBAN konulu forumda bu sorun yeteri kadar tartışıldı. Yeniden farklı bir forumda ileri sürmenin mantığı da yok |
unforgivable |
o zaman kilitlenmesini talep ediyorum |