hastalık nedeni ile boşanma |
aksalur |
İyi günler,
Aşağıdaki sorularıma yorumlarınızla katkıda bulunursanız sevinirim:
1)Kalıcı hastalık nedeni ile (Hepatit) boşanma durumu söz konusu olabilirmi. Eşimin evlenmeden önce de bu hastalığa muzdarip olduğunu ve raporlarda da bu durum teyid edildiği halde yerel mahkeme evlliğin feshi talebimi reddetti. Yargıtay'dan da aynı karar dönermi?
2.) "Madde 166.- Evlilik birliği, ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa, eşlerden her biri boşanma davası açabilir." maddesi uyarıca yeni bir boşanma davası açılırsa boşanma gerçekleşebilirmi? Bu durumda karşı tarafa nafaka bağlanırmı? Nafaka belirlemede şahsıma ait ev kirası,taksit ödemelerim maaşıma yakın olması durumunda nafaka verirmiyim yoksa nafaka miktarını düşürebilirmiyim?
İyi çalışmalar. |
Av.Fatih Çiçek |
sayın aksalur;
EVLİLİĞİN FESHİ YÖNÜNDEN; Evliliğin sonradan ortadan kaldırılmasını gerektiren bazı eksikliklerin bulunduğunda Evliliğin butlanı(feshi) istenebilir. Evliliğin feshi için kanun bazı şartlar aramıştır. Ayırt etme gücünden sürekli yoksunluk ve evlenmeye engel nitelikte akıl hastalığı dışındaki herhangi bir hastalıktan dolayı evliliğin feshi İSTENEMEZ. Eşinizin hepatit hastalığı evlenmeden önce var olsa bile yargıtay mahkemenin kararını onaylayacaktır.
BOŞANMA YÖNÜNDEN; Davası reddedilen taraf ilk davadaki boşanma sebebinden farklı bir nedene dayanarak boşanma davası açabilir bundan herhangi bir engel yok. Genel boşanma sebebi olan şiddetli geçimsizlikle açılacak davada evliliğin birliğinin devamının mümkün olamayacağı ispatlanırsa boşanma kararı verilebilir. Evliliğin feshinde olduğu gibi kanun ne kadar ağır ve şifasız olursa olsun AKIL HASTALIĞINDAN BAŞKA bir hastalık (kanser-cüzzam-frengi-hepatit) nedeniyle boşanmaya icazet vermemektedir.
NAFAKA YÖNÜNDEN; Eşiniz nafaka isterse, birlikteliğin yıkılmasında daha ağır kusuru olmadığını - boşanma yüzünden yoksulluğa düşme tehlikesiyle karşı karşıya bulunduğunu ispatlarsa nafaka istenen tarafın MALİ GÜCÜYLE ORANTILI miktarda nafaka bağlanması mümkündür. Zorunlu ihtiyaçlarınızın maaş ve gelirinize denk geldiğini ispat etseniz dahi nafaka bağlanır ancak nafaka miktarının belirlenmesinde söyledikleriniz rol oynar.
|
aksalur |
İlginiz için teşekkür ederim.
Peki aşağıdaki Yargıtay kararına binaen itirazımdan bir sonuç alabilir miyim?
T.C.
Y A R G I T A Y
2.HUKUK DAİRESİ
Esas Karar
93/4236 93/5061
Özet:M.K.119.maddesinde gösterilen süre hak düşürücü süredir. Resen
gözetilir.
Temyiz eden:Davacı
Taraflar arasındaki evlilik akdinin feshi davasının yapılan muhakemesi
sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği
görüşülüp düşünüldü:
Davacının veya neslinin sıhhatı için vahim bir tehlike arz eder bir
hastalık kendisinden gizlenmiş ise, karı yada koca evliliğin feshihi dava
edebilir (M.K.117/2). Fesih davası hak sahibinin fesih sebebine vukufu
yönünden itibaren altı ay ve her halde evlenmeden itibaren beş sene sonra
murur zamana uğrar (M.K.Md.ll9).
Medeni Kanunun 119.maddesindeki ön görülen altı aylık süre evliliği
fesih hakkına yönelik olduğundan hak düşürücü süre olup (Y.2.H.D.nin 9.9.l968
tarihli ve 4328/4943 sayılı kararı) mahkemece resen gözetilir. Taraflar l99l
yılı nisan ayında evlenmiş dava l7.2. l992 de açılmıştır. Şu halde öncelikle
davanın hak düşürücü sürede
açılıp açılmadığının incelenmemesi yasaya aykırıdır. Diğer yönden davacı
davalının hastalığı sebebiyle fesih isteğinde bulunmuştur. Öyle
ise hastalığın davacının veya neslinin sıhhatı için vahim tehlike oluşturup
oluşturmadığının tesbiti gerektiğinin düşünülmemeside bozma nedenidir.
SONUÇ:Açıklanan nedenle temyiz olunan hükmün BOZULMASINA, bozma
nedenine göre sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, temyiz
peşin harcının yatırana geri verilmesine oybirliğiyle karar verildi.13.5.l993
Başkan Üye Üye Üye Üye |
Av.Fatih Çiçek |
sayın aksalur;
''Eşimin evlenmeden önce de bu hastalığa muzdarip olduğunu ve raporlarda da bu durum teyid edildiği halde..'' ifadenizden de anlaşıldığı gibi evlenmeden önce eşinizdeki hastalığı bildiğiniz ortaya çıkmaktadır. Ayrıca evliliğin feshi için şartlardan biri de (nisbi mutlanda) fesih isteyen tarafın fesih sebebini öğrenmesinden itibaren 6 aylık HAK DÜŞÜRÜCÜ SÜREDE dava açmasıdır. Butlan sebebini öğrenmiş olan eş harekete geçmeyerek evliliği devam ettirdiğinde sakatlanmış olan bu evliliğe ONAMA (İCAZET) vermiş olur.
Ayrıca; söz konusu olan davacı ve alt soyunun sağlığı için tehlike oluşturan hastalık GİZLENMİŞ ise evliliğin iptali istenebilir. anlattığınız kadarıyla sizin evliliğinizde böyle bir gizleme (yanıltma) söz konusu olmamış.
|
aksalur |
Sayın avukatım,
Konuyu şöyle toparlayayım.
1.) Evliliğin feshi davası bizim kazara hastalığı tıbbı tetkik sonucu öğrenmemizden 2 ay sonra açılmıştır. Karşı tarafın bu hastalığı bilip bilmediklerini bilmiyorum.Ama benim öğrenmem tıbbi tehkiklerden sonra olmuştur.Bu bakımdan HAK DÜŞÜRÜCÜ SÜREDE ve ONAMA (İCAZET) kavramları şu halde söz konusu değildir.
2.) Karşı tarafın hastalığını bilip bilmediği veya benden kasten gizleyip gizlemediklerini bilmiyorum. Ama yakınlarının düğün öncesi apar topar sağlık karnesi çıkarttırıp SSK ya gitmek istediklerini ama araya düğün girince bunun gerçekleşmediğini biliyorum.
Şu halde durum ne olur? |
Av.Fatih Çiçek |
sayın aksalur;
1- 6 aylık HAK DÜŞÜRÜCÜ SÜREDE davanızı açmış olduğunuzdan davanızın reddedilmemesi gerekir. Süresi içinde açıldığından ve mahkemenin reddi SÜRE bakımından ise TEMYİZ edilebilir. Söz konusu olan sürenin başlangıcı fesih isteyen tarafın hastalığı öğrenmesiyle başlar. 2 aylık sürede açmış olduğunuzdan süre yönünden bir problem yok. Fakat; yargıtay fesih sebebi olarak gösterilen hastalıklarda yanılmayı (eşinin hastalığından haberinin olmaması ve bu konuda eşinin hastalığını gizlemesi) ESASLI ise kabul etmektedir. Mesela eşlerden birinde sara hastalığı varsa bunu diğer fesih isteyen eşin bilmemesinin mümkün olamayacağını dolayısıyla eşin hastalığından ESASLI YANILMA mevcut olmadığından davayı reddebiliyor.
2-Evlenme aktinin düzenlenebilmesi ve meşru olabilmesi için kanun bazı şartlar aramıştır. Bunlardan birisi de; evlenme başvurusu yapılırken eşlerin alacağı sağlık raporudur. Sağlık raporu alınmadan yapılan başvuruların evlendirme memuru tarafından kabul edilmemei gerekir.
|
aksalur |
Sayın Avukatım,
1.) Hastalık Sara gibi dışa tepki veren ve hemen farkedilen bir hastalık olmadığından(Hepatit) bu hastalığı öğrenmem ancak doktora muayeneden sonra oldu. Biz mahkemede bun hastalığı bize söylemediklerini ve bizim de daha önceden karşı tarafın bu hastalığı kendilerinin de bilip bilmediklerini bilmediğimizi ifade etmemize rağmen ve doktar raporunda bu hastalığın sonraki nesle doğumla beraber kesin kez geçeceği raporda belirtilmesine karşın sayın Hakim yine de davamızı reddetti. Sizce bu durumda ,Yargıtay dan nasıl bir sonuç alabilirim?
2.) Belediye Evlendirme dairesi,bizi açıka doktor muayenesine göndermek yerine "sende birşey varmı, sende birşey varmı? Eğer yok ise, Yoksa atın imzaları " şeklinde bir davranışla muayene yapmış sayılır mı? Eğer yapılsa idi, (yani bizi mecburen hasteneye gönderse karşı tarafın durumu hastanede meydana çıkacaktı) ben mağdur olmayacak, kesin kez evlilikten vazgeçecektim. Şu halde elediye ye karşı maddi-manevi tazminat davası açabilmem mümkünmü?
İlginiz için tekrar teşekkür eder saygılar sunarım. |
Av.Fatih Çiçek |
sayın aksalur;
1-Eşinizdeki hastalığın söylediğiniz gibi yargıtayın bahsettiği FARKEDİLEBİLECEK hastalıklardan olup olmadığı konusunda bilgim yok. Eğer dediğiniz gibiyse yargıtayın bunu göz önünde bulunduracağı ve bu sebeple davanızın reddedilmesini BOZACAĞI büyük ihtimal.
2- Evlenme aktinin yapılıp geçerli olabilme şartlarından olan sağlık raporunun olmaması ve buna rağmen evlendirme memurunun evlenme aktini gerçekleştirmesi karşısında belediyeye karşı tazminat davası açabilirsiniz. Fakat çok da kolay kazanılacak bir dava olarak görmemek lazım. Zira; her ne kadar memur görevini ihmal etmiş ve noksan olan evlilik şartına rağmen nikahı kıymıssa da eşinizin böyle bir hastalığının olup olmaması konusunda sizin de gerekli araştırmaları yapma yükümlüğünüz hatırlatılacaktır karşı tarafça. Ayrıca, boşanma davası neticelenmeden yani boşanma kararı verilipte kesinleşmeden böyle bir tazminat için belediyeye dava açamazsınız. Boşanma olacak ve siz ihmalden kaynaklanan memur hatası nedeniyle evlendiğinizden dolayı maddi-manevi zarar uğradığınızı ispatlayacaksınız. AYRICA böyle bir davada tazminata hak kazanabilmeniz için boşanmanıza YA DA evliliğin butlanına bu hastalık nedeniyle karar verilmesi gerekir. Şiddetli geçimsizlikle verilecek boşanma hükmünden dolayı tazminata hak talep edemezsiniz.
|
aksalur |
Tekrar merhaba,
Yargıtay'ın kararı onayacağını varsayarak;
" Madde 166.- Evlilik birliği, ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa, eşlerden her biri boşanma davası açabilir. " maddesi üzerinden açacağım boşanma davası önceki dava dosyası ve raporlar delil gösterilmek sureti ile;
1) Kısa sürede(1-2 celse) boşanabilir miyim?
2.)Boşanmadan dolayı asli kusur bende mi olur ve bu yüzden karşı tarafa yoksulluk nafakası bağlanırmı? Benim maaşım var ve karşı taraf işsiz.Eğer bağlanırsa maaşın kaçta kaçı bağlanır? Bu oran maaşımın miktarı ile orantılımı olur yoksa kafadan bir rakam mı belirlenir?
3.)Maaşımı düşük göstermekle nafaka miktarında bir etki yaratabilir miyim?
İlginize teşekkür ederim.
|
Av.Fatih Çiçek |
sayın aksalur;
1- Elbette daha önce açılmış boşanma davanızla ilgili dosyanın mevcudiyeti şiddetli geçimsizlikle açacağınız davanın süresi bakımından olumlu etkisi olur. Ancak 1-2 celsede boşanmanın gerçekleşmesi mahkemelerimizin iş yükü, yazışmalar, karşı tarafın tutunacağı tavır tebligatlar v.s nedenlerle yine de daha fazla celsede dava neticelenir.
2- Boşanma davasında ağır kusurlu olan tarafın sizmi karşı tarafmı olacağını söylemek mümkün değil. Ancak asli kusurlu olsanız dahi boşanmanıza (davacı olmanıza rağmen) engel değildir. Tam kusurlu iseniz ancak açacağınız boşanma davası reddedilir. Eğer eşinizin evlilik birlikteliğinin bitmesinde daha ağır kusurlu olduğunu ispatlarsanız nafaka bağlanmaz. Maaşın şu kadarı nafaka bağlanır diye bir durum söz konusu değildir. Nafakaya hükmedilecek eşin (sizin) mali gücüyle orantılı hakkaniyete uygun nafaka miktarı belirlenir. Elbette maaşınız ve karşı tarafın işsizliği bu miktarın belirlenmesinde önemli rol oynar.
3- Maaşınınızı düşük gösterdiğinizde eğer karşı taraf aksini ispat ederse (gösterdiğiniz maaşla zıt oranda gelire ve yaşantıya sahip olduğunu ya) nafaka bedeli tahminiziden daha fazla belirlenebilir.
Sayın aksalur... size burdan her ne kadar hukuki içerik olarak bilgi verilmeye çalışılsa da size bir avukata danışmanızı ve hukuki yardım almanızı tavsiye ederim.
|