 |
20/08/2025 Eski forum arşivi bölümü
Hukuksal Tartışmalar
ÖZEL ÜNİVERSİTELERDE HUKUK |
ANİBUS |
ÖZEL ÜNİVERSİTELERDE HUKUK EĞİTİMİNİ DOĞRU BULUYORMUSUNUZ ? |
Nilgül Saraç |
tabiki her ister özel ister devlet üniversitesi olsun her hukukçununu en doğal ve kazanılmış hakkıdır 'hukuta okuyorum demek ' ama biri parasıyla diğeri emeğiyle. özel üniversitelere sonuna kadar karşı.ben onları EMEĞİ SÖMÜREN kurumlar olarak görüyorum. 2004 yılı hakimlik -savcılık sınavı, 0 çekenlerle doluydu. bir yargıtay mensubu bunun kendileri adına utanç verici bir durum olduğunu bellirtti. 0 çekenleri büyük çoğunluğu özel üniversite mezunuydu. devlet dah NİTELİKSİZ hukukçuların bu üniversitelerden geldiğini bildiği için 2001 girişlilerden itibaren hukuk fakültelerininde okuyan tüm öğrencileri 'Auvukatlık Sınavına ' tabi tutuma kararı aldı. eee o okulları kapatmak aldıkları vergi gereği işlerine gelmeyectir o halde yapılabilecek en iyi şey ayrım yapmadan hepsini fakülte sonunda bir süzgeçten geçirmektir.birazcık objektif bakalım duruma. biz Bilge Öztan 'ın kalın kalın kitaplarını okurken onlar Sayın Öztan'ın onlar için hazırladığı 60 sayfalık notlaını okumakla yetiniyorlar. bu emeği sömürmek değil de nedir peki ? |
Kaan V. |
Sömürmek kelimesi pek iyi olmamış Sayın nilgulsarac.
Sömürmek, başkalarının emeği kullanarak kendine yarar sağlamaktır.Özel üniversitelerde okuyan arkadaşlarımız sadece bizim harcadığımız emekten daha az emek harcıyorlar(bizlerin düşünce ve yaklaşımından bakarsak).Ancak bizim emeğimizi kullanmıyorlar bizim emeğimizden kendilerine yarar sağlamıyorlar öyleyse sömürmekten bahsetmemiz doğru degil.Bu şekilde konuşmak kırıcı olur ve haksızlık yapmış olursunuz.Ama bahsettiğiniz sadece sizin çok daha fazla emek harcayarak çalışarak geldiğiniz yerlere bu arkadaslarımızın daha kısa yoldan ve kolayca geldigiyse tam olmasada katılırım bu düşüncenize.
Ancak "sömürmek" çok ağır kaçıyor.
|
Nilgül Saraç |
benim tepkim özel üniversielerde okuyan öğrencilere değil onlara bu imkanı tanıyanlara,bizi hiçe sayanlara. |
handas |
Hiç doğru bulmuyorum.bir tarafta bu mesleğe gönül vermiş insanlar gecelerini gündüzüne katarak çalışıyor binlerce insan arasından sıyrılabilmek için emek harcıyor,diğer tarafta bazıları hiç bir emek sarfetmeden,hiç bir başarı göstermeden parayı bastırarak hukuk diplomasını alıveriyor. |
heyyou |
Hiç bir şekilde doğru bulmuyorum,özle okulda hukuk okuyup da ben hukukçuyum,şöleyim,böleyim diyenleri aşşalıyorum.
Ben ve benim gibiler iyi puan alabilmek için eşşekler gibi çalışıp dururken onlar özle okula girmenin verdiği rahatlıkla gezip tozdular,bi kere bu özel okullarda hukuk gibi nitelikli bölümler okutulması ahlaksızlıktır,öss'de bileğinin hakkıyla çalışan öğrencinin emeğine saygısızlıktır!!!
Saygılar... |
av_s_engin |
Emeğiyle bu fakülteye girip mezun olan hiç bir meslektaşımın bu soruya "evet "diyebileceğine inanmıyorum.. |
Emrah Yavuzcan |
Arkadaşlar, forumlara yazı yazarken klavyenizin üzerindeki parmaklarına sahip olun... Kimseyi aşşağılamaya hakkınız yoktur. Onlar da bizim gibi hukuk öğrencisidir. Unutmayalım ki, burslu öğrenciler de özel üniversitelerde okumaktadır. |
av_s_engin |
Sevgili Emrah,
Bence burda ileti yazmış 3 kişi olarak fevkalede parmaklara sahip olunmuş. Hiç kimsenin aşağılandığı yok. Cümleye dikkat edin "emek" diyorum. ve diğer arkadaşlar da hiç bir aşağlayıcı cümle sarfetmemişler. Bu anlamda siz bir konuyu kınamadan önce daha özenli davranmalısınız diye düşünüyorum .
Ayrıca "bizim gibi hukuk öğrencisidir" demişsiniz. Mesele de bu zaten sevgili Emrah, Biz de bizim gibi öğrenci olmadıklarını savunuyoruz zaten. Türkiyenin en yüksek puanları ile öğrenci alan belli başlı fakültelerindeki hukuk bölümlerine giren öğrencinin aldığı puan ve bu fakülteyi kazandıktan sonra bitirmek için harcadı emekle hukuk okumayı hayal bile edemeyecek çünkü aldığı puanla Sütçü İmam Ünv. de iktisat bile okuyamayacak arkadaşın hukuk fakültesine girebilmesi siz de nasıl bir "bizim gişbi" havası yaratmış şaşırdım doğrusu: )) Burslu arkadaşlara gelince bu da anlamsız çünkü o arkadaşlar hersene her okul için sene de 2 kişiden fazla olmayıp üstelik isteseler iyi bir devlet ünv. den de mezun olabilirler ve sanırım onlarda bunu üzerlerine alınmıyorlardır. Diğer iletimdeki cümleyi tekrar etmekte fayda var EMEĞİYLE bu fakülteye girip mezun olan hiç bir meslektaşımın bu soruya "evet "diyebileceğine inanmıyorum ...
|
av_s_engin |
Ayrıca bu konuya çok yakın bir konu da HUKUKÇULARIMIZ konulu ankette yer alıyor. Oradaki iletimde bu konuya daha detaylı değindim.. Fırsat eşitliğine son derce aykırı olan bu duruma ilişkin olarak dilrseniz oradaki iletime de bir göz atabilirsiniz Sevgili Emrah... |
Emrah Yavuzcan |
Sayın engin, neden üzerinize alındığınızı bilmiyorum... Çoktandır tartışamadık ondandır belki [:)]
"Hiç bir şekilde doğru bulmuyorum,özle okulda hukuk okuyup da ben hukukçuyum,şöleyim,böleyim diyenleri aşşalıyorum." sözüne karşılık böyle bir yazı yazma gereği duydum, yine yazıyorum... Ayrıca sevgili engin, diğer yazınızı da okudum, avukatlığı iktisadi açıdan çok düşürmüşsünüz. Tanıdığınız avukat yok mudur ki aylık geliri 10 milyarın üzerinde olan? Her doktor çok mu kazanıyor, her market çok mu kar yapıyor?
|
heyyou |
Sevgili Emrah,
Ben o kelimeyi kullanırken(sen de belirtmişsin zaten) özel üniversitelerde hukuk okuyup da "ben hukuk okuyorum,çok büyük insanım" tarzında düşüncelere sahip olanları aşşalıyorum dedim.Bu eylemi gerçekleştiriken ki sebebim de gayet açık yukarı da yazdığım gibi.Yani özel üniversitilerde hukuk okuyanları değil bunun üstüne yukarıdaki eylemleri yapanları aşşalıyorum...
|
Emrah Yavuzcan |
Sevgili arkadaşım, 9 eylül 1. sınıf öğrencisiymişsin, ben de Gazi 3. sınıftayım. İnsan haklarında nasıl "insana sırf insan olmasından dolayı" temel haklar veriliyorsa, özel veya devlet üniversitesinde okuyan bir öğrencinin de hukuk okuyorum demeye hakkı vardır. Çok büyük insanım demekse, insanın kendine bakışını anlatır, hukukçu olmak büyük insan olmak demek değildir. Özel üniversiteler de kapatılamaz, kapatılmamalıdır da... Pekala özel üniversite de okusa, onlar da bizim gibi öğrencidir ve ayrımcılık yapmak HUKUKÇULARA yakışmaz!! |
heyyou |
Yakışr yakışır şu bahsettiğimiz durumda ben onları ezik insanlar olarak görüyorum.Parayla hukuk okumak bana hiç etik gelmiyor ve durumun tadını çıkaranlara da sinir olmaktayım
Benim savunmam ise böyle hukuk gibi nitelikli bölümlerin özel üniversitelerde okutulmaması.Şu durumda kesinlikle insanların emeğine saygısızlık var. (senin de buna katıldığını umuyorum) |
Av.Tayfun Eyilik |
Üniversite sınavlarındaki başarı durumuna göre mi hukukçuluğunu ölçeceksiniz ? Meslekteki başarısına göre mi ?
Mesleğimizin hak ettiği yerde olmasının tek sebebi özel üniversiteler mi ?
|
kumru |
ben Hukuk fakültesine girdiğim zaman türkiyede mezun vermiş iki tane fakülte vardı ankara ve istanbul. izmir daha mezun vermemişti üniversite sınavlarında puanı yüksek olmasına rağmen (komik ama ) o fakülteyi küçümserdik. Daha sonraki yıllar erzincan hukuk fakültesi açıldı ama öğrencileri bizim fakültedeydiler binaları yoktu, Diyarbakıra hocalar uçakla gidip ders verir geri gelirlerdi bizde onları beğenmezdik. Ama kendini yetiştiren her yerde yetiştiriyor. |
Av.Fatih Çiçek |
Bilgisayar-mühendislik-veteriner-grafik-ressam-heykel-televizyon-basın yayın-müzik-insan kaynakları- yöneticilik-bankacılık-finans- v.s her türlü konu ve meslekte özel eğitim mümkün görülebilir.. Lakin; insanla, hak ve hukukla ve insanın sağlığıyla ilgili TIP-SAĞLIK-EĞİTİM-HUKUKSAL konu ve mesleklerde özel eğitimi desteklemek ve ekonomik imkanları yüksek olan insanları bu mesleklerde bir şekilde söz sahibi yapmak BENCE yanlış...
Elbette insanlar kendilerini mesleklerinde geliştirip çok daha zor imkanlarda bu tür meslekleri edindiren okullardan mezun olanların önüne bile geçebilirler... Fakat bu yine de start verilirken yapılan HAKSIZLIĞIN önüne geçmez...
ADİL BAŞLAMAYAN YARIŞIN SONUNDAKİ BAŞARIYI YA DA BİRİNCİLİĞİ KİM TAKDİR EDİP ALKIŞLAYABİLİRKİ... |
Emrah Yavuzcan |
Hiç kimseye kendi düşüncelerimi benimsetmek zorunda olduğumu söylemiyorum fakat yazdıklarınız haksızdır. Özel üniversitelere karşı neler hissediyorsunuz böyle? Hukuk da diğer bölümler gibi normal bir bölümdür, neden kendinizi yüksek görüyorsunuz? Şimdi uluslararası ilişkilerin puanı bizden fazla olsaydı (nitekim bazı üniversitelerde öyledir) onlar üst tabaka, biz alt tabaka mı olacaktık? |
commodore1tr |
Büyük düşünemeyen insanlar büyük işleri başaramazlar... |
Emrah Yavuzcan |
Ama diğerlerini küçük gören insanlar hiç bir şeyi başaramazlar. |
heyyou |
SAyın Emrah Yavuzcan,
Önceki mesajlarımda da bir çok kez belirttğimi gibi bu eylemi yaparken ki nedenimi daha ne kadar belirtmeliyim acaba?
Ve sayın Av. Tayfun Eyilik, eğer össdeki başarı gözönüne alınmayacaksa bu sınavı yapmanın ne manası var?Bu sınavda belli bi seviyeyi yakalamak gerekir ki hukuk,tıp... gibi nitelikli bölümlere girilebilsin. |
Av.Tayfun Eyilik |
o zaman üniversitelerden ders tekrarı nedeni ile atılan öğrenciler af yasaları ile geri alınmasın bir daha üniversite sınavına girsin. (ehliyetin süresini geçirmiş oluyorlar degilmi ?)
|
commodore1tr |
Aslında sorun özel devlet sorunundan çok taşıma suyla değirmen döndürülme çalışmasında..
Fakülte açmakla okul statüsü olsaydı ohooooo çok anormal bir düzeye gelirdik.. Ama öğretim üyesi oradan bu buradan olmuyor... öğrenci olsun diye düşük puanla almak olmuyor.
Hukuk konusunda gündeme gelen bu sorun tıp ve eğitimdede aynı maalesef gördüğüm oki bazı özel üniversiteler boş dersleri geçirerek mezun veriyorlar böylece kadavra görmeden doktor ceza hukuku görmeden hukukçu eğitim pedagojisi görmeden eğitmen çıkıyor
Netice de böyle oluyor.... |
heyyou |
quote:o zaman üniversitelerden ders tekrarı nedeni ile atılan öğrenciler af yasaları ile geri alınmasın bir daha üniversite sınavına girsin. (ehliyetin süresini geçirmiş oluyorlar degilmi ?)
Ekleyen: Av.Tayfun Eyilik - 13/04/2005 : 20:49:50
|
Konuyla ne alakası var anlayamadım |
Av.Tayfun Eyilik |
savunduğum icin değil uç bir örnek vermek istedim sadece. üniversite sınavlarındaki başarıyı temel kabul edilmesine yönelik bir eleştiriydi. Kurduğunuz mantığın ulaşabileceği yerleri göstermek istedim.
üniversite sınavında başarılı ama ders tekrarı yüzünden atılıyor demekki aslında başarılı degil kendisine verilen hakkı doğru kullanamamış yani hakkı yanmış o zaman kendisini yeniden ispatlaması gerekiyor değilmi af yasası olmasa üniversite sınavına bir daha girmek zorunda. Belki bu kez başarılı olamayacak...
ayrıca üniversite sınavlarındaki puan durumları okulun ne kadar çok tercih edilmesi ile ilgilidir. Yukarıda verilen örnek de daha yeni açıldığında ders verecek hoca sıkıntısı çekilmesine ( eğitimin kalitesinin şüpheli(ünlem işaretli) görünmesine) rağmen az sayıda öğrenci alması ve diğer okullara göre daha çok kişinin tercih etmesi sebebi ile istanbul ve ankaranın puanlarından daha yüksek bir puanla girilebiliyordu.
Yani üniversite sınavlarındaki puan okulun kalitesi için bir kıstas değildir. okulun ne kadar çok tercih edilmesi ile ilgili bir durumdur. diye düşünüyorum |
SN_SVC |
Bu adaletsiz dünyada heryerde adaletsizlik olduğuna göre burdada olacaktır.ben hukuk fakültesi öğrencisiyim devlet üniversitesinde.bu yıl ilk senem.ben ve benim gibi arkadaşlar buraya hak ederek geldik.ama özel üniversitelere giden arkadaşlar lise zamanında dersle alakası olmayan dersten başka şeylerle ilgilenen arkadaşlardı.ve onlarda şimdi hukuk fakültesi öğrencileri?ordada pek değiştiklerini zanetmiyorum ve yarın onlar bize rakip olacaklar.herzamanki gibi yine bir adım önde olarak... |
trip |
ozel unıversıtelerın konumu ıtıbaryla ve ogrencılerın bırkısmının burs alması ve egıtımını en ıyı sekılde tamamlamaya calısması pozıtıf yonudur ki desteklenmesı gerekır... |
Emrah Yavuzcan |
Sayın trip'e katılmaktayım ve özel üniversitede okuyan arkadaşlarımın benim bir adım önümde olacağına inanmıyorum. [:D] |
Kaan V. |
Bu konuyla alakalı diğer bir forumada yazdım buraya da yazıyorum özel hukuk fakültelerinin tek zararı hocaları yüksek tekliflerle kadrolarına almaları ve devlet üniversiteleri bünyesinde kurulmuş hukuk fakültelerinde eleman bırakmamalarıdır.Bunun haricinde kimse somut zarar olduğunu söylememelidir.Her yıl binlerce değilde onbinlerce özel üniversitelerinden mezun olsun siz iyiyseniz kendinize güveniyorsanız ne değişir?!Özel üniversitede hukuk okuyan arkadaşların kaçı avukat olup sıkı şartlarda çalışmak isteyebilir?Çok fazla değil...Zaten şuana kadar Sayın commodore1tr'nin söylediğine göre hakim ve savcılık sınavlarında başarı %0 diğer sınavlardaki başarınında çok yüksek olmayacağı muhtemel.Yani kısacası hocaları bünyelerinde toplamaktan başka bir somut zararları yok.Kendinize güveniyorsanız aldığınız eğitime güveniyorsanız problem olmamalı bu kadar çok.Aldığınız eğitime güveniyormusunuz?
Heyyounun değindiği nokta güzel bir nokta onun kastettiği aslında özel hukuk fakültelerinde okuyan insanlardan ziyade elinde birçok imkan olupta aslında hiçbir şeyi beceremeyen insanların, gereksiz yere başkalarını küçümsemesi hor görmesi ki buna kızmakta tepki göstermekte haklı Heyyou.Bu insanın kişiliğiyle dogrudan alakalıdır.Kişiliği sağlam bir insana nekadar maddi ve manevi olanak sağlarsanız sağlayın kimseyi aşağılamaz
Eğer neden onlar hiç çalışmadan bu olanakları elde ediyorlar da biz bukadar çalışıyorken bu olanakları elde edemiyoruz diyorsanız.Buna Allah mı denir, kadermi denir, kapitalist dünya düzenimi denir yoksa doğal seleksiyonun bir sonucumu denir cevabını siz verin. |
marmara_2 |
bende sayın kaan V.'ın tespitlerine katılıyorum ve azönca ankette yazdığım satırları tekrarlıyorum..
''merhabalar,ben siteye yeni üye oldum ve sitedeki formlarda bu anket içeriğindeki formları inceledim ve bazı tesbitlerde kimi arkadaşlarımın fevri davranışlara klavyede raks ettiğini düşündüm..bende bir devlet üniversitesinde okuyorum.ama özel üni.lere bukadar yüklenilmesi meselesine katılmıyorum..önemli olan ceza hukukundada olduğu gibi hazırlık aşaması değil.nasıl bir suç ta icra hareketi şuç kapsamının sınırlarına giriyorsa ve suçun şahsiliği varsa,
özel üniversitelere girmekte onların önyargılarala aşağılanmalarına gark edilmesi anlamına gelemez..insanları etiketlerine göre ve genel anlamda değil,insanları şahsi ve ortaya koydukları icraatlara göre değerlendirmek gerek..ben sorunun özünde üniversite eğitiminin,gerek vakıf olsun gerek özel olsun,yetersizliğinden ve müfredatın ağırlığına rağmen 4 seneya sığdırılmaya çalışıldığını anlamıyorum..bence pratikler çoğaltılmalı ve öğrencilerin hukuki tesbitler çerçevesinde muhakeme gücünün çokça kullanması sağlanılmalıdır.
saygılarımla..''
sizde bilgi ve becerinizi gösterin..başarılı olanı herzaman alkışlamayı bilmeliyiz..hepimiz aynı toprakların insanıyız.. |
SANT-7922 |
Ben bu ülkede yaşayan herkesin hukuk eğitimi alması gerektiğini düşünüorum.Bölüm olarak okumak da gerekmiyor yeter ki farketsinler bir şeyleri.Ayrıca özel üniversitelerin bencede en büyük zararı devlet üniversitelerinde ki alanında uzmanlaşmış olan hocalarımızı bünyelerine dahil etmeleri...ayrıca bilkent gibi üniversiteler öğrencilerini_üzülerek söylüyorum ki_ çok iyi bir eğitim döneminden geçiriyor.biz okuldayken adliyeyi bile görmezken onlar anayasa mahkemesinde çalışma imkanı elde ediyorlar.en büyük sorunsal bence fırsat eşitsizliği.ayrıca eklemek istediğim bir şey daha var ki çok düşük puanlarla özel üniversiteye gidenlerin nasıl bir eğitimden geçerse geçsin bu meslekte başarılı olabileceğini zannetmiyorum.yani ne olursa olsun zeka kapasiteniz çok çok önemli... |
dnt_uruk |
Ben de özel üniversitelerdeki hukuk eğitimine karşıyım.size bir örnek vereceğim.Kesinlikle reklam olsun diye yazmıyorum.Ben erzincan hukuk fakültesini 1.likle bitirdim 2001 yılında.Girdiğim bi kaç sınavda başarılı olamadım.Avukatlık stajımı yapmış olmama rağmen avukatlık maddi gücünü bulamadım.staj sırasında gördüm ki bulunmuş olduğum şehirde tanınmış ün yapmış avukatların çocukalrı özel hukuklarda okuyorlar.Bu şu demek yani ilerde bu öğrenciler iyi yetişmeselerde babalarının annelerinin vs desteğiyle ayakta kalıyorlar.Benim şuna itirazım yok.Herkes rızkını yer.ben şu an kamu görevlisiyim.milli emlak denetmen yardımcılığını kazandım.Hayatımı idame ediyorum.Ama fakülte yıllarında çok çalışmamın ürünü bu mu?Hayatı kazanmak için didindim.Birileri sırf paralarıyla diploma alıp avukatlık yapıyorlar.Bir de bu durumu kabul etmiyorlar.Hangi üniversite mezunu olursa olsun hukuk mezunu birisi kaliteli olmalı ve yeterli olmalı.Hukuk çok geniş bir alan herşeyi bilmek imkansız ama bu uğurda çalışmak imkansız değil.Bütün arkadaşlara başarılar diliyorum. |
aegis |
fikrimce konu, forumda cok genel ele alinmis. ben birkac noktaya dikkat cekmek istiyorum.
egitim duzeyi devlet universitelerinden cok daha iyi durumda olan ozel universiteler var. ornegin bilgi univ. hukuk fak.ni bu konuda cok begeniyorum. gerek kadrosu gerekse sistemiyle basarili bir ozel universite. ayrica burssuz kabul puani bircok devlet univ.den daha yuksek.
devlet univ. ne girmek cok mu zor..? 9 eylule girerken cok mu emek harcaniyor.? onemli olan okurken verilen emektir. bu emegin karsiligi da diploma ile degil, kaliteyle olculmedlidir.
|
Av.Dilek Kuzulu Yüksel |
Merhabalar,
Bence sorunumuz özel üniversiteler degil, devlet üniversitelerinin kalitesi. Herseyden önce yeterli altyapi olmadan açilan hukuk fakülteleri sorunun en büyük kaynagi. Ben bir ilçede yasiyor ve avukatlik yapiyorum, yakinimizda bir ilçede sirf siyasi nedenlerle bir hukuk fakültesi daha açilmasi gündemde, bu ve bunun gibi hiçbir altyapisi ve kaliteli kadrosu olmayan hukuk fakültesi mezunundan ne bekleyebilirsiniz ki. Unutmayalim ki ögretim üyeleri ( Genelleme yapmiyorum) de bu hukuk fakültelerinden mezun oluyor ve ayni kalitesizlikle kalitesiz hukukçular meydana getiriyorlar. Özel üniversiteler ise daha iyi sartlar sunarak sayisi zaten az olan kaliteli ögretim üyelerini bünyelerine toplayarak devlet üniversitelerinin kalitesini iyice düsürüyorlar. Burada hata özel üniversitelerde mi yoksa akademisyenini maddi ve manevi olarak tatmin edemeyen ve onlari özel üniversitelere iten sistemde mi?!!!
Eger devlet üniversiteleri her anlamda dört dörtlük olsaydi bence özel üniversite devlet üniversitesi tartismasi da olmazdi ve gerek ögrenciyken gerekse de meslek hayatinda tüm hukukçular basarisi ile degerlendirilirdi.
Ancak 9 Eylül Üni. mezunu olarak sunu da belirtmek isterimki özel üniversitelerde okuyup da devlet üniversitelerinde okuyan arkadaslarimi asagilayan, küçük gören herkesi ben de kiniyorum ve bu davranislarinin kendi eksiklerinin bir yansimasi oldugunu düsünüyorum.
Sevgiyle kalin... |
heyyou |
quote:
devlet univ. ne girmek cok mu zor..? 9 eylule girerken cok mu emek harcaniyor.? onemli olan okurken verilen emektir. bu emegin karsiligi da diploma ile degil, kaliteyle olculmedlidir.
Ekleyen: aegis - 12/05/2005 : 04:38:33
|
Aaa çok emek harcanır mı hiç?Ben geçen sene hep yattım,günlerce gezdim,nası oldu anlamadım hala daha anlayamıyorum,benim burada ne işim var diyorum.!!!
Emeğe olan büyük saygınızdan dolayı kutluyorum sizi... |
aegis |
quote:Emeğe olan büyük saygınızdan dolayı kutluyorum sizi...
Ekleyen: heyyou - 12/05/2005 : 17:00:58
|
emege olan saygim sonsuz.. sadece fakultede harcadigim emeğin, fakulteye girerken harcadigim emekten daha fazla olduğunu
dusunuyorum. sanirim bunu siz de biraz zaman gectikten sonra daha iyi anlayabileceksiniz.
daha once de belirttigim gibi bircok ozel universitenin ogretim duzeyi ve kadrosu devlet universitelerinden iyi. devlet universitelerinin hocalarinin ozel universitelere gecis yapmasi bu durumu cok etkileyen bir olgu. ancak, dev. univ. nde hocalara saglanan kosullar ne yazik ki yetersiz. bu durumda hocalar da daha iyi kosullarda daha verimli dersler yapma amaciyla ozel universiteleri tercih ediyorlar.
ben de bir devlet univ. nde ogrenciyim. onceleri ben de hocalarimi ozel univ. ile paylasmak istemiyordum, ancak Türkiye' deki hukukcu kalitesinin giderek dusmesi goz onune alindiginda, hocalarimi diger ogrencilerle paylasmaktan mutluluk duyuyorum; cunku bircogu cok degerli, hukuk fakultesi mezunundan ziyade hukukcu yetistirme amaciyla gorev yapan kisiler.
boylece ben de kendi adima, karsimda daha iyi rakipler gorerek, kendimi daha iyi yetistirecegime inaniyorum.
saygilarimla...
Not:
İleti sahibinin yapmak istediği düzeltme metne işlenmiştir. |
bambie |
özel üniversitelerde hukuk eğitimi yapılması son derece doğru buluyorum çünkü devlet üniversitesinde hukuk okuyan bir öğrenci olarak rahatlıkla söyleyebilirim ki özel okullardaki arkadaşlarımız bizden maddi olanaklara sahip oldukları için değil hocaların ilgisinin daha yoğun ve gerçek olmasından ve öğrenciyi sınıfta bırakmak kastından çok ona bir şeyler öğretmek için uğraşan hocalarının olmasından dolayı daha şanslı durumdalar ve neyazıkki puanım tuttuğu halde özel bir üniversiteye gitmediğime üzülüyorum çünkü devletteki hocalar bir hayaletten farksızlar.bir çoğu ztn hiçbir şey öğretemeyen ve bunu açık açık dile getiren insanlar.bari bırakın özel okuldakiler hukuk öğrenebilsin. |
nihilist |
sözün özü; parayla saadet olur mu bilmem ama parayla hukuk fakültesi diploması alınıyor:) ha, 'hukukçu olunuyor mu peki' diye sorarsanız onu bilemem... |
rasathane |
Degerli arkadaşlar.
Birincisi emek harcamadıklarından şikayet ettiğiniz özel okullardaki hukuk fakültesine ders veren öğretim üyeleri bir çok üniversitedeki ögretim üyelerinin hocaları. Dokuz Eylül Ün.. dekanı bir çok devlet okulundaki PRF.'ler .Ama görüyorumki hukuk ve hukuğun felsefesini üniverste sınavlarındaki başarıya bağlayarak devlet üniverstesini kazanmayı hukuk okumak için yeterli gören arkadaşlar var. Arkadaşlara birinci değineceğim konu: eğtim aldığınız kurumlarda nekadar mesleki eğitimler aldınız. Branşınızı nekadar kendi başarı ve eğilimlerinize göre belirlediniz.
İkincisi hanginiz meslek lisesi çıkışlısınız. Hanginize meslek lisesine giriş yaparken ilerde karşılaşacağınız kanun değişikliği sonucu belirli üniverstelere girmenizin engelleneceği söylendi.
Üçüncüsü hukukçu olduğunuzu,adaleti temsil ettiğinizi söylüyorsunuz. Hukuçu kimliğe sahip olmanız bile bunu birebir söylemenizi gerektirmiyor. Eğerki devlet üniverstelerinin yeterli olduğunu sizin verdiğiniz harçlar dışlında alınan okul ücretlerinin aslında hak edilmeyen bir eğitim için alınan paralar olduğunu düşünüyorsanız Ve insanların sadece '' kabullendiğiniz çok net bir şekilde ortada''çarpık sistemin ve insanların eğitimi yerine elemesini düşünen bir sınavın sonuçlarına göre hak sahibi olmalarını istiyorsanınız ve sizin hukuk okumak için kriteriniz buysa ,samimi olarak buysa, sizin avukat ,hakim ,savcı,notervs.. olmanıza bir şey söyleyemem. Ama hukukçu bir kimliğe sahip olduğunuzada inanmamı beklememelisiniz. |
Av.Tayfun Eyilik |
çok gereksiz bir tartışma bu ben başka bir tartışma konusu açayım
"üniversite sınavlarını gerekli buluyormusunuz"
"herkese yüksek öğrenim hakkı tanınması gerektiğini düşünüyormusunuz"
bu sorulara vereceğiniz cevapları birbiri ile karşılaştırın bakalım ne çıkacak |
rasathane |
değerli üstad çok güzel bir konuya değinmişsin. Aslında bu sorunun (yukarıda tartışılan sorun) cevabıda bu konularda gizli. öncelikle su konuya değinelim. Gerçektende türkiyede eğitim amacına uygunmu. Ben bunun cevabının hayır olduğunu düşünüyorum. Baştan itibaren belirli bir sistem içerisinde yürütülen eğitim ezbere dayalı. sayısal diye nitelendireceğimiz dersler için belki bu geçerli değil yada daha az geçerli ama sosyal dersler ve eğitim için gerekli. Yeni bir nesile son 15 20 yılın hatta daha fazlasının yaşanan olaylarına hiç değinmeden yaşananlara gerçekleriyle yorumyapmayan bir eğitim sistemi ve bu sistemin getirdiği eleme usulu üniverste hakkı mevcut. Kaldıki hiç bir branşlaşma eğiti verilmeyen bir sistemde sadece toplum tarafından öncelik kazamış yada beğeni kazanmış bölümlerin seçilmek istenmesi sözkonusu. Böyle bir sistemde elbetteki hem üniversteler hemde özel üniverstelerdeki bütün bölümler bir haktır. Hatta artık bazı meslekler için ikinci bir üniverstenin okunmasının bir gerekliliğinden çok melekte uğraşmak için eğitiminin verilmesi gerekli diye düşünüyorum.Sınav sistemenin çarpık olduğu yeterli anlamda bir altyapının olmamasından dolayıda eleme amacını güttüğü inancındayım . Çarpıklık işçin şu örnek çok basit. Siz bir teknik lisede makina bölümünde okuyaN makina torna tesviye bölümünde ögrenilmesi gerekenleri ögrenen kişiyi akademik anlamda mühendislik eğitimi almasını engelliyor hatta bu eğitimlerine rağmen başkalarına (puan ) ayrıcalık tanıyorsanız burada bir yanlışlık söz konusu. hayatında torna veya freze veya taşlama vs.. makinaları görmeyen birisinini eğer mühendislik konusunda eğitmeye başlıyor ve buakademik ünvanı ona layık görüyorsanız diğer tarftan bu eğitimi tekniki anlamda da görmeye başlayan kişiye bu hakkı vermiyorsanız bu sistemde sınavın doğruluğu tartışılır. ( yazıda -nız gibi yönlendirmelerdeki kasıt sizler değil elbetteki sorunların kaynağıdır.) saygılarımla |
mceyhan |
bazi özel üniversitelerde devlet üniversitelerinde olmayan imkanlar mevcuttur. ayrica bazi özel üniversitelerin hukuk bölümlerinde devlet üniversitelerinde oldugundan daha iyi ögretim üyeliri görev yapmaktadir.
iyi hukuk egitimi veren özel üniversitelere girmek devlet üniversitelerinin hukuk bölümüne girmekten daha kolay olsa da(puan itibariyle), bitirmek kolay degildir.
diyorsaniz ki, parayi bastirip hukuk diplomasini aliyorlar, bunun sonucunu düsünmenizi de tavsiye ederim. para ile alinmis hukuk diplomasindan kime ne hayir gelir? eger bilgisi ile degil parasi ile diplomaya sahip olmus avukatlari tutanlar varsa, bu onlarin bilecegi istir.
kisi ister devlette ister özelde okusun, eger çalisirsa karsilik alabilir. para ile diploma sahibi olanlar da bilgi ve birikimlerinin karsiligindan fazlasini alamazlar. ancak basarisiz birer avukat olabilirler para ile diploma sahibi olan kisiler. eger basarili oluyorlarsa, o halde diplomayi para karsiligi degil, emeklerinin karsiliginda almislardir.
unutmayin ki hakimlerin ve savcilarin arasinda bir çok özel üniversite mezunu vardir. is kisinin kendisinde biter, üniversitesinde degil. |
trgykllm |
Arkadaşlar yaptığınız tartışmanın gayet mantıksız olduğunu düşünüyorum. Bunun nedenini ÖSS sınavında cevapladığınız sorulardan kaçının şu anda sahip olduğunuz donanıma etkisi olduğuna bakarak anlayabilirsiniz.Bana göre ÖSS yalnızca bir eleme ve genel kültür bilgisi sınavıdır. Asıl olan meslek eğitiminiz esnasında ve sonrasında gösterdiğiniz azim ve kararlılıktır. Kişiler gerek eğititimleri ve gerek eğitimleri sonrasında ki staj ve meslek hayatlarında bu kararlılığa sahip olmadıkları sürece ne başarılı olabilirler nede verdikleri (ya da vermedikleri) eğitim ücretleri bir işlerine yarar. O yüzden ÖSS'den kaç puan alınmış yada özel okulmuş-devlet okuluymuş gibi tartışmaların bizim mesleğimiz açısından yapıcı tartışmalar olduğunu düşünmüyorum. |
Emrah Yavuzcan |
Sayın trgykllm, yaptığımız tartışma gayet mantıklıdır. Bildiğimiz üzere özel üniversiteler ile devlet üniversiteleri arasında eğitim ve olanak açısından bir çok farklar mevcuttur ve bunlar asla yadsınamaz. Kararlılık konusunda ise size aynen katılmaktayım. Kararlı olmayan bir insanın geleceği istediği gibi olmaz. Bir söz vardır:"Hangi rüzgara yelken açacağınızı bilmezseniz, rüzgar sizi istediği yere sürükler."
ÖSS, başarılı öğrenci-başarısız öğrenci ayrımı yapar ve buna göre kişilerin hayatları belirlenir. Maalesef eğitim sistemi böyle, katıldığım için söylemiyorum. Bu yüzden tartışmak faydalıdır. |
Av.Tayfun Eyilik |
üniversite sınavları neyi ölçmektedir. ?? |
jasmeen karya |
Ben AÜHF mezunuyum ve açıkçası okulumun öğrenmek isteyen herkese bir şeyler kattığını düşünüyorum. Özel Hukuk Fakültelerinde okuyan arkadaşlara birşey diyemem ama fikrimce tıp ve hukukun özeli olmamalı. Bunun nedeni ise her ne kadar çok iyi bir kaç özel hukuk fakültesi olsa da özel hukuk fakültelerinde dersleri DOÇ.lar ve kimi zaman asistanların verdiğini o fakültelerde okuyan arkadaşlardan duydum. Bizden o ünv. zaman zaman derse giden hocaların bize çeşitli kereler anlattığına göre derslerde konuları basite indirgemeye çalışarak ve sınavlarda da basit Pratik-kur lardan sorarak adeta öğrencileri ittir kaktır bir şekilde geçiriyorlarmış. Ama bir arkadaşın yorumuna da katılmadan edemeyeceğim. Bu fakültelerde okuyanların aileleri zaten belli bir gelir düzeyine sahip insanlar ve çocukları ailelerinin desteğiyle onların bürolarında belli bir hukuki kariyere benim gibilere oranla daha kolay ulaşıyorlar. |
pınar84 |
İnanamıyorum...Bu ülkede ne kadar da boş hukuk fakültesi bitirdiğini zanneden varmış...Öncelikle kendisini yüksekte gören tüm hukukçu geçinenlere şunu söylemeliyim ki Türkiye de özel üniversite yok!VAKIF üniversitesi var...Gelelim Öss başarısına...Ben Öss de 180 tm puanı aldım ama kesinlikle devlet üniversitesi tercih etmedim ayrıca okulumda benden daha yüksek puanlarla giriş yapan arkadaşlarım var..Ne başarısından bahsediyorsunuz siz?İstanbul Ticaret Üniversitesinde okuyorum burslu olarak ve bununla gurur duyuyorum...Devlet üniversitelerinde eğitimin bittiği bir gerçektir...Okulumuzda en nitelikli prof.lar eğitim vermektedir...Ve derslerin ardından da pratik çalışmalar yapılmaktadır...Elbetteki vakıf üniversitelerindeki öğrencilerde çok emek veriyorlar ve her ne kadar kabul etmek istemeseniz de devlet üniversitesindeki öğrencilerden çok daha iyi eğitim alıyoruz...Daha çok bilgilenmeniz dileğiyle.... |
Av.Fırat Bayındır |
Sayın Pınar 84 yazdıklarınıza inanamadım tekrar tekrar okudum.Yine de bir anlam veremedim kusura bakmayın.
Hele şunu
quote:Öncelikle kendisini yüksekte gören tüm hukukçu geçinenlere |
hiç anlamadım...ve insanlara böylesi bir yaklaşım gösterme sakarlığını kendinize nasıl yakıştırdığınızı da anlamadım.
Herkesin ve sizin de çok iyi bildiğiniz gibi vakıf üniversiteleri halk dilinde ÖZEL ÜNİVERSİTELER olarak betimlenmiş, benimsenmiştir. Yıllık 5-10 BİN ABD doları gibi (her nedense bu üniversitelerde YTL geçmez) bedellerle öğrenim görmenin daha uygun bir tanımlaması da yoktur sanırım. O nedenle quote: Türkiye de özel üniversite yok!VAKIF üniversitesi var.. |
türünden üstün bilgilendirmenize de gerek yoktu,bunu zaten herkes biliyor.
Hukukçuluk meşakkatlidir, sadece bilgi yetmez, nosyon,muhakeme yeteneği, toplumun yapısını kavrayış,hoşgörü,sezgi,sabır ve daha bir çok haslet gerektirir. Velhasıl çok ama çok zor bir zanaattir (İnsanların maddeye dayanan ihtiyaçlarını karşılamak için yapılan, öğrenimle birlikte tecrübe, beceri ve ustalık gerektiren iş, TDK sözlüğü)Herkes hukuk fakültesinden mezun olabilir ama herkes hukukçu olamaz. Ve yine hukukçu kendisine yakışan bir ÜSLUBA sahip olmalıdır. Bunlar öğrenim hayatınızda ders olarak verilmez, izlenerek benimsenerek, özümsenerek gelişir. "Üslûp beyan aynıyla insandır."- Y. K. Beyatlı." O nedenle yazınızdaki tarzı hiç ama hiç beğenmediğimi bilmenizi isterim. ( En azından 25 yıılık mesleki deneyimimle bunu söyleme hakkım olduğunu sanıyorum) Ne yazık ki hukukçuluk sizin yaptığınız değildir, daha H harfindesiniz ve umarım bu FAHİŞ HATA' dan bir an önce dönersiniz, eğer gerçek bir hukukçu olmayı yürekten istiyorsanız.....O zaman kimseyi hor görmeden, durduk yerde agresivleşmeden sade ve açık bir biçimde kendimizi ifade edelim,yeter.
Sizin istediğiniz biçimde söylersek VAKIF Üniversiteleri kurulduktan sonra doğrudur, Devlet Üniversitelerinde görev yapan pek çok nitelikli hocalarımız daha iyi maddi olanaklar nedeniyle buraları tercih ettiler, bir anlamda idealler maddiyata tahvil edildi ve sonucunda da o güzelim Üniversitelerimizin içleri boşaldı... Acı ama gerçek bu! Ve siz ve sizin gibiler bu maddi olanaklardan yararlanabiliyorsunuz, diğerleri yararlanamıyor... Bu sistemin ileride verecekleri meyvelerin ne denli acı olacağını hepbirlikte izleyeceğiz. Devlet üniversitelerinde eğitim bitmiş olabilir ama mezun da veriyorlar bu arada. Ve Mezunları yarın SİZİN karşınıza hakim ve savcı olarak çıkacaklar ve aslında sizin aldığınız üstün eğitimin bir hiç olduğunu yaşayarak göreceksiniz.
Öncelikle kendinize çok iyi davranın.......
|
pınar84 |
Vakıf Üniversitelerini eleştirirken nasıl davranılıyorsa ben de aynı şekilde konuya yaklaştım...Ne ekerseniz onu biçersiniz...Sevgi ekerseniz sevgi biçersiniz,zehir ekersiniz zehir biçersiniz...Vakıf üniversitelerini acımasızca boş eleştirilere boğanlara nasıl hak verirsiniz? Böyle birşey mümkün mü? Ayrıca lütfen araştırmalarınızı dikkatli yapınız! Kendi üniversitem için konuşacak olursam her yıl ücretler TL üzerinden alınıyor Dolar veya Euro değil...Size şurada hak veriyorum ki konuya biraz sert yaklaştım...Ancak şu konu başlığına birkez daha bakar mısınız?Size şu soruyu yöneltemk istiyorum.Bir Devlet Hastanesine gittiğiniz de mi iyi tedavi olursunuz,yoksa bir özel hastaneye gittiğinizde mitedaviniz tam olarak gerçekleşir?Daha fazla söze lüzum yok...Zaten sorduğum soru apaçık herşeyi tek bir cevapta özetliyor...Saygılarımla.. |
pınar84 |
Sn Fırat,devlet üniversitelerinden hakim savcı çıkacak ise pek tabiidir ki vakıf üniversitelerinden de hakim savcı çıkacak...Ayrıca son yıllarda devlet üniversitelerinin hakimlik savcılık sınavlarında da başarıları düşmektedir...Bence Vakıf üniversitelerini eleştireceğiniz zamanı devlet üniversitelerinde ne tür değişiklikler yapılırsa eğitim düzelebilir sorusuna cevaplar,çözümler üretmekle geçirebilirsiniz...Merak etmeyin ben ve benim gibi öğrenciler vakıf üniversitesinde çok iyi bir eğitim alıyoruz artık bunun tartışmasını yaparak zaman harcamayınız! Ayrıca asıl karşısındakini aşağılayıcı tavırlarda bulunanın siz olduğunu düşünüyorum...Takdir edersiniz ki Zanaat kelimesinin manasını bilmememe imkan yok.Bilemiyorum anlatabildim mi? Siz de kendinize iyi davranın... |
Av.Fırat Bayındır |
SAYIN PINAR84
Size bundan sonraki yaşamınızda başarılar dilerim..... |
nozyavuz |
söylenebilecek yüzlerce sözü bir kenara bırakıp, bu tartışmaya *bence* son noktayı koyan Pınar84'e bize vakıf üniversitesi ile özel üniversite arasındaki farkı öğrettiği ;
ve özel üniversitedeki öğrencilerin tartışmanın başından beri adeta yakınılan tavırlarını AYNEN SERGİLEYEREK !! BİZE VAKIF ÜNİVERSİTESİ -DEVLET ÜNİVERSİTESİ FARKINI BİZZAT YAŞATTIĞI İÇİN teşekkürü bir borç biliyorum....
ve...genç bir avukat olarak şunu idrak ediyorum ki bir devlet üniversitesini * özel* kılan verdiği hukuk bilgisinden ziyade öğrencide oluşturduğu HUKUK VE HUKUKÇULUK KÜLTÜRÜ dür,
ve hukukçuluk SAYGIN ve SAYGILI OLMAYI gerektirir.
Saygılarımla.. |
sekizinci_renk |
Hukuk fakültesine kaç puanla girersek girelim hukuk eğitimine hepimiz aynı noktadan başlıyoruz. Hangi üniversiteden olduğumuz önemli değil, önemli olan iyi donanımlı bir hukukçu olarak mezun olabilmektir. |
afad |
ben liseden sayısal öğrencisi olarak mezun olmuştum ve ileriye dönük fikirlerimin henüz sağlıklı bir şekilde oluşmaya başlamadığı dönemde seçmiş olduğum sayısal bölümü benim şuan kıbrısta hukuk okuyor olmama neden oldu.öss sınavından aldığım puan ile itü inşaat mühendisliğine girebiliyordum fakat idealim olan hukuk fakültesini okuyabilmek için bir özel üniversiteye gittim,hemde ülkemin dişına çıkarak.haa,şu gün itibariyle okulumdan ve almakta bulunduğum eğitimden dolayı çok memnun ve mutluyum.ayrıca değerli arkadaşlarıma şunuda belirtmek istiyorum benim üniversitemde ders geçmek devlet üniversitelerinin bir çoğundan daha zor,çünkü unutmayınki bizler o okula para akıtıyoruz(her ne kadar ben burslu okuyor olsamda)fazladan okuyacağımız her sene okul için kardır.devlet üniversitelerinin endeğerli hocaları,bölüm başkanları ve dekanları üniversitemizde hoca olarak bulunuyorlar,buda bi öğrenci eğerki iyi bir eğitim almak ve kendini geliştirmek istiyorsa bulunmaz bir fırsattır.herkes öncelikle kendine güvensin arkadaşlar.eğer sen başarılı isen ve iyi bir donanıma sahip isen bunu dile getirmene bile gerek yoktur,çünkü zaten hakettiğin değeri meslek hayatında bulacak ve alacaksın.nitekim en nihayetinde şunu belirtmek istiyorum;bütün meslektaşlarım lütfen bir konu hakkında düşüncelerini dile getirirken ithamda bulundukları kurumun varolan ve olabilecek bütün mensuplarını göz önünde bulundursunlar.saygılarımla... |
zalasta |
Ben bilgi üniversitesinde hukuk okumaktayım. ve çok memnunum ve doğru karar verdiğimi düşünmekteyim.
Arkadaşlar isim isteyen bir üniversite (ister vakıf ister devler) eğitim kalitesini yüksek tutmak zorundadır.
Vakıf üniversitesinde okumayan arkadaşların bu konuya önyargıyla yaklaştığını düşünüyorum. İsim yapmak isteyen bir vakıf üniversitesi eğitim hayatında belli bir ölçüyü korumak zorundadır. Bilgi Koç Ve Yeditepe gibi önde gelen vakıf üniversiteleri birçok bölümünden daha çok hukuk fakültesi ile ilgilenmekte ve daha çok yatırım yapmaktadır.
Bu arada burslu okuyan bir öğrenci olduğumu hatırlatmak isterim(sırf negatif düşünceleri silmek için bu konudaki.)
Ben aldığım öss sonucuyla devlet üniversitelerinin hepsine girebilmekteydim. Size neden Bilgiyi seçtiğimi anlatmak isterim bu bu konudaki düşünceleriniz içinde yardımcı olacaktır.
Arkaşlar öğrenen öğrencidir çabalamayan kimseyi ister devlet ister vakıf hiçbir üniverisite geçirmez. Benim okulumda derslerden geçme oranı yüzde 40 ile yüzde 50 yi geçmemektedir. Bun bence bilenin geçtiğini gösteren sayısal bir sonuçtur.
Şunu kabul etmek gerekir ki modern dünyada eğitim paraya dayanmaktadır. Bugün Harvard üniversitesinin hukuk eğitimini tartışamayız değil mi arkadaşlar bununla birlikte harvardda eğitim görmek için gerçekten yüklü bir miktarda para harcamak zorunda oldugunuzu gözden kaçırmayın(bu bir örnek sadece)
Yani para harcarsan eğitim kötüdür parayla satın alınır diye birşey yok.
Artık eğitim sistemleri bile globalleşmekte. Yabancı dil bilmeden farklı bir kültürle tanışmadan varolan dünyada yer edinebilmek nitelikli bir insan olabilmek çok zor. Ben vakıf üniversitelerin imkanlarından faydanalarak AB toplantılarına(Brükselde models of EU) ve Hollandaya Models of UN gitme şansı yakaladım.
Ayrıca Erasmus programıyla seneye Sorbonne gibi bir hukuk fakültesinde eğitim görme şansım olacak.
Bunları bir devlet üniversitesinde elde edemessiniz demiyorum ama bir vakıf üniversitesinde bu imkanları sağlamakla yükümlüdür okul bu yüzden daha kolay ulaşma şansına sahip olursunuz.
Ama şunu söliyim beyler ister devlet ister vakıf kimse birşeyleri çabalamadan elde etmiyor. Vakıf üniversitesinde okuyan paralı çocukların kantınde eğlenecekleri vakitleri ders çalışarak harcadıklarına şahit oldum. Lütfen hiçbir emeği küçümsemeyelim. Herkes kendisine ait bir amaçla bu okullarda okumakta.
Ve yetkin olmayan insanlar içinde hiç merak etmeyin ister vakıf ister devlet olsun bu insanlar hayatta mutlaka elenecektir. Unutmayın sadece en iyiler tutunur. Dünyanın kuraluı bu .
Saygılar ... |
angell |
özel bir okulda hukuk fakultesinde okuyorum ve neden bize bu kadar düşmansınız anlamıyorum!!!!emin olun girmek daha kolay olabilir fakat bitirmek devlet okullarına nazaran daha zor çünkü sırf daha fazla para almak için şartlar zorlaştırılıyor
|
savini |
ben marmara hukukvson sınıftayım.kım ne derse desın ozel unıversıteler su ankı durumlarıyla devlet unıversıtelerınden daha yı durumdadır ve daha ıyı bır egıtım vermektedır.eger arastırırsanız goreceksınız kı okudugunuz okuldakı butun hocalar ozel unıversıtelere gıtmektedır.su ankı emperyalıst duzunde bunun olması son derece dogal ve kacınılmazdır.ozellıkle ankara hukuk fakultesındekı arkadasların kendını elıt bır hukukcu tabakası ılan etmesı son derece yanlıştır.begenılmeyen ozel hukuk unıversıtelerının yurtdısı bağlantıları bızım unıversıtelerden daha ıyıdır.ve ılerde 10 yıl sonra ıngılızce bılmeyen avukatalr vasat olmaya mahkumdur.bu gecegı kabul edelım ve.onları baltalamak yerını aramıza kabul edelım.sevgılerımle...
|
izmirli |
ŞU SORUYU BİR DAHA SORSAK DA TARTIŞMAYI DOĞRU ZEMİNE OTURTSAK DİYORUM....
Anket Sorusu:
ÖZEL ÜNİVERSİTELERDE HUKUK EĞİTİMİNİ DOĞRU BULUYORMUSUNUZ ?
|
angell |
özel üniversitelerde ders veren hocaların birçogu devlet üniversitesin de de ders veriyor ve devlet üviversitesi kökenli bu durumda devlet üniversiteleri ile özel üniversiteler arasındaki eğitim farkını hangi mantıkla tartışıyoruz acaba merak ediyorum???? |
DBektas |
Öncelikle özel üniversitelere dostluk düşmanlık konularına girmeyeceğim çünkü işin içine sempati-antipati kavramları girerse objektiflik ortadan kalkacaktır. Dolayısıyle Özel üniversiteler düşmanlık besleyen yazarları (yada tam tersi) objektif bulmuyorum.
Ben Bahçeşehir Üniversitei Hukuk Fakültesi Mezunuyum ve şu anda Avukatlık stajımı yapmaktayım. Hukuk fakültelerine yeni giren yada girecek olan arkadaşlara neden bu yolu seçtiğimi, bana artılarını ve eksilerini anlatmak isterim:
Öss'ye girdiğim yıl İstanbul; maramara gibi bir çok üniversitenin Hukuk Fakültesine girmeye yetecek puanım olduğu halde Bahçeşehir Burslu Hukuk Bölümünü tercih ettim. tabi ki Üniversite seçmek şaka değil, hayatımı etkileyecek bir karar olduğu için bu tercihi uzun araştırmalar sonucu yaptım. Herkes türkiyede klasik ve pratiği dayalı olmayan hukuk eğitiminden şikayet edilirdi. Oysa Bahçeşehir'de İngilizce Hukuk eğitimi de almak mümkündü (tabi uluslararası derslerde) bunun yanında "legal english" dersi ile hukuki ingilizcesine de hakim olabileceğiniz vaad ediliyordu. üniveritenin içinde bulunan farazi mahkeme salonunda yapılacak olan derslerde teoriyi de öğrenebileceğimizi, geniş seçimlik derslerle ilgi alanımızı genişletebileceğimizi öğrendim. Araştırma yaptığım sırada araştırma görevlileri yanında bir çok değerli prof. bile bana seve seve bilgi verdiler. SONUÇTA; bu üniversiteyi sectim ve hazırlığı benim gibi atlayan 22 kişi arasından okulu 4 senede bitirebilen 8öğrenciden biri oldum. Bu öğrencilerin 7'si benim gibi burslu sadece 1'i burssuzdu. (eger parayla mezun olunabilseydi emin olun geri kalan 16 kişi de olurdu) Mezun olduktan sonra da her zaman hocalarımız ve okulumuz bize desteği sürdürdü ve çoğu arkadaşım benim gibi çok değerli hukuk bürolarında stajlarına başladılar, bir kaçı ise akademik kariyer yolunu seçtiler. Hocalarla iletişimim her zaman devam ediyor. 8kişilik bir sınıfta hocalardan çekinmeden son derece interaktif bir hukuk eğitimi aldım. bu durum mezuniyet sonrasında da değişmedi, bize çekinmeden telefonlarını, eposta adreslerini veren hocalarımız hala her konuda bize yardımcı olmaya devam ediyorlar. ayrıca bu interaktif eğitim sayesinde kendimize güvenimiz, insanlarla iletişimimiz inanılmaz arttı. farazi mahkeme dersi sayesinde stajına başlayan çoğu arkadaşıma nazaran pratik konusunda daha tecrübeliyiz. Seçmelik dersler de inanılmaz işimize yarıyor. kendi adıma örnek vermek gerekirse 4. sınıfta seçtiğim arkeoloji ve eski eser hukuku dersinde öğrendiklerim geçen gün yanında çalıştığım avukata gelen bir davada karşıma çıktı, çok bakir bir alan olduğu için benim bu konuda eğitim almış olmam çok işime yaradı.
Bir çok üniversite öğretim görevlisi bulmakta zorlanırken biz Türkiye'nin en Ünlü Proflarından ders aldık. Süheyl Batum, Feridun Yenisey, Cumhur Özakman, Emin Cem Kahyaoğlu, Eser Karakaş, Aziz Can Tuncay, Özer seliçi, Gökhan Antalya, Mücahit Tanverdi, Cemal Bali Akal, Hatice Özdemir Kocasakal, Joti Kohli, Yüksel Yalova, Ediz Hun, Haluk Perk, Selahattin Keyman, Bülent Tahiroğlu, Ali Sirmen... Bunlardan sadece bir kısmı...
Forumda yazan çoğu arkadaşıma tavsiyem nasıl ben devlet üniversitelerini tanımadan yorum yapmıyorsam, devlet üniversitelerini tanımadan, bilen birinden yada birmezunundan dinlemeden haksız şekilde eleştirmemeleri ve bu yolla üniversitelerin hukuk fakültelerine yenigirecek arkadaşları yanlış yönlendirmemeleridir. |
Av.Selim Acı |
Değerli meslektaşlarıma şunu belirtmek isterim ki çok eskilere döndüğümüzde bile hukukçuların aristokrat ailelerden çıktığı görülmektedir.
Bu arada ayrım yapan arkadaşlara Molierac'ın sözünü hatırlatmak isterim GÖREVİMİZİ YAPARKEN HİÇ KİMSEYE, NE YARGICA,
NE MÜVEKKİLE NEDE İKTİDARA BAĞIMLIYIZ. BİZİM AŞAĞIMIZDA KİŞİLERİN VARLIĞI İDDİASINDA DEĞİLİZ. HİYERARŞİK HİÇ BİR ÜST DE TANIMIYORUZ. EN KIDEMSİZİN, EN KIDEMLİDEN YADA ÜN YAPMIŞ OLANDAN FARKI YOKTUR. |
Nilgül Saraç |
quote:Değerli meslektaşlarıma şunu belirtmek isterim ki çok eskilere döndüğümüzde bile hukukçuların aristokrat ailelerden çıktığı görülmektedir.
|
bu nasıl bir mantıktır anlamıyorum ozaman devlet üniversitelerini kapatalım özel üniversitelerin hukuk fakültelerinede gelir düzeyi belli birmiktarın üzerindeki kişileri alalım. yüzyıllar öncesnin mantığıyla hareket edelim. |
Dsanver |
gerçekten ilginç...buradaki yazıları sonuna kadar okudum ve bunu diyebiliyorum...ben yeditepe hukuk fakültesini bitirdim...derslerimizin çoğunu alanında uzman hocaların gelmesinin yanı sıra almanca ve ingilizceyle derslerimiz destekleniyordu.Ders saatlerimizde devlet üniversitesindeki arkadaşlara göre iki kat daha fazlaydı bunuda belirteyim...Ben devlet üniversitelerini de orada okuyanları da orayı nasıl kazandıklarını da gayet iyi biliyorum...Herkes boş konuşmaya meraklı orada bir sorun yok...Ama şunları düşünmüyorlar sanırım :
1 - Oss sistemi zaten adaletsiz bir sistemdir . Dershanelerle , özel derslerle , okuldan gelen şişirilmiş başarı puanlarıyla devlet üniversitelerine giren arkadaşlar zaten yüzbinlerce kişinin hakkını yemektedirler .
2 - Oss sistemindeki başarının , hukuk fakültesiyle HİÇBİR alakası bulunmamaktadır . Hukukçu olmak için gerekli donanım HİÇBİR şekilde öss yoluyla verilmemektedir . Böyle bir şeyi savunan arkadaşlarda abesle iştigal etmektedirler . Sanki orda test çözdü diye para kazanmış olacak . Özel dersler alınsın , dersahanelere milyarlar dökülsün sonra eşitlikten , adaletten bahsedilsin ne güzel küçük dünyalar kurulmuş!!
3 - Devlet üniversitesine kapak attım , okulu uzatmadan olmaz artık mantığıyla senelerce o fakültede okuyarak , milletin vergisini , EMEĞİNİ yemektedir birçok orda okuyan arkadaş . Orada bedava okumanın maliyetinin yüzlerce dar gelirliye çıktığı kimsenin aklına-işine gelmemektedir anlaşılan .
4 - 400-500 kişilik sınıflarda kopyalarla , yarım yamalak ders notlarıyla , ders takip etmeden yapılan eğitimin , 30-40 kişilik sınıflarda asistanlarla değil - değerli öğretim elemanlarıyla yapılan eğitime göre kötü olacağı bir gerçektir .
5 - Oss zamanında yuzbinlerce insanın önüne geçip , üniversite yıllarında milletin vergisiyle okuyan bu insanların , ilerde bir gün mezun olunca bu haksızlık olarak niteledikleri olanaklardan yararlanmak için daha çok para kazanmaya çalışıp , pek çoğunun -çilingir sofralarındaki vatan millet sakarya muhabbetinden başka- gerçekten ülkelerini düşünüp , ben bu devlet sayesinde okudum ve bunun karşılığını vermeliyim demeyeceğini düşünüyorum . Hatta sürekli ben herşeyi kendim başardım gibisinden egoist şeyler söyleyeceğinide eminim . Tabii millet keriz , parasını yemeliyiz mantığının hakim olmadığı bir zihniyet var mı bu ülkede ?
6 - Kimseye yük olmadan kendi ailesinin parasıyla okuyana da 'vay adiye bak biz devletin parasıyla okuyoruz o ailesinin çalışıp kazandığı parayla' diyecek kadar akıldan yoksun insanlarla beraber yaşamaktan dolayı da utanç duyduğumu belirtmek isterim .
Saygılarımla .
|
YÖRÜK |
Merhabalar;
Ben bu foruma yeni kayıt oldum ve sıcağı sıcağına konuya katılmak istedim bir Vakıf Üniversitesi öğrencisi olarak.
Öncelikle bence bir genelleme yapmak olanaksız,Özel Üniversiteler şöyle devlet Üniversiteleri böyle yargıları kaçınılması gereken genellemelerdir.
Her somut olay ayrı ayrı değerlendirilmelidir, her somut olay her öğrencinin bizzat kendisidir.
Evet vakıf üniversitelerinde,karşılaştığım bazı yanlış durumlar oldu.
Örneğin; bir öğrenci ceza genel hocasıyla konuşurken ''hocam ben bir çete üyesiyim ve amacım çetemi savunmaktır'' dedi. Böyle bir gaflette bulunan öğrenciler mevcutken gayet idealist öğrenciler de öğrenimlerine vakıf üniversitelerinde paralı olarak devam etmektedirler.
Zaten verdiğim örnekteki çirkin davranış, vakıf üniversitesi öğrencilerine de has değildir, kabul etmek gerekir ki neslimiz de yozlaşmalar başlamıştır.
Bunun ÖSS'de alınan sonuçlarla bağlantısı yoktur.
Ayrıca bence hiç kuşku yoktur ki, burda yazı yazanların görüşü ne olursa olsun duyarlı hukukçulardır ve bizler gibi bir çokları vardır, emin olun ki mesleğimizi en iyi şekilde icra etme emelinde olan bizler ve piyasa sayesinde o eleştirilen hukukçu adayları elenip gidecektir.
Bu forumda yapılan bazı eleştiriler haddini aşmış vaziyettedir maalesef bir hukukçuya yakışmayacak derecededir lütfen biraz daha saygılı olalım hepimiz meslekdaşız, daha doğrusu olacağız. |
Kaan V. |
quote:sayın arkhonn , bizi saygılı olmaya davet etmişsiniz fakat burda size bir saygısızlık yapılmıyor . özel üniversitelere karşı olmak bir düşüncesinin ifadesidir, saygısızlık değildir. eğitim aldığınız hocaların kalitesinin bizlerde farkındayız. hergeçen gün devlet üniversitelerinden hocalarımız özel üniversitelere kaymaktadır. bizim tartıştığımız konu ise ÖZEL ÜNİVERSİTELERDE VERİLEN EĞİTİMİN KALİTESİ VEYA VERİLİŞ ŞEKLİ DEĞİL o üniversitelre giriş şeklidir.
Ekleyen: nilgulsarac - 11/10/2005 : 21:13:48
|
Sayın nilgulsarac;
Yerden yere vuruldu vakıf üniversitelerinde okuyan arkadaşlarımız söylenecek ne varsa söylendi (hatta bana kalırsa uzadı da uzadı), saygısızlık hiç yapılmadı öyle mi?
Zor olacak gerçi biraz uzun ama baştan okurmusunuz rica etsem. |
Oğuz Özgüldür |
quote:Değerli meslektaşlarıma şunu belirtmek isterim ki çok eskilere döndüğümüzde bile hukukçuların aristokrat ailelerden çıktığı görülmektedir.
Ekleyen: Avukattt - 09/10/2005 : 02:43:39
|
Avukat olmuş birine bu derecede irrasyonel bir bakışaçısını yakıştıramadığımı en baştan belirtmek isterim. Ayrıca unutmayın çok eskileri bugün "Tarih" bilimi olarak okumamız boşuna değildir. O çok eskilerle işleri yürütebiliyor olsaydık bugün gelişme diye bir şey söz konusu olmazdı. Ayrıca bu bahsettiğiniz "çok eskiler"in tarihi süreçte ne kadar yanlış olduğu, çökmeleriyle de tasdik edilmiştir. Tarih okumak güzeldir, ama amacı iyi bilmek lazım kanımca. Geçmişte yapılan yanlışları öğrenmeli, yeniden yapmamalı...
Saygılar... |
Oğuz Özgüldür |
Sayın Dsanver;
Baştan belirteyim ben Gazi Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nde birinci sınıf öğrencisiyim. Tamamıyla kendi yaşadıklarımdan, gözlemlediklerimden ve okuduklarımdan yola çıkarak size birkaç şey hatırlatmak istiyorum:
quote:
1 - Oss sistemi zaten adaletsiz bir sistemdir . Dershanelerle , özel derslerle , okuldan gelen şişirilmiş başarı puanlarıyla devlet üniversitelerine giren arkadaşlar zaten yüzbinlerce kişinin hakkını yemektedirler .
Ekleyen: Dsanver - 08/10/2005 : 22:30:29
|
Öncelikle şunu belirteyim öss sisteminin adaletsizliğini ben de biliyorum ben de yaşadım bu sene. Okuldan gelmiş şişirilmiş başarı puanları ibaresine gelince: Ben anadolu lisesi mezunuyum. Biz bu sene -başta özel okullar olmak üzere- birçok okulun izin vermesine ve işlememesine rağmen sene sonuna kadar uğraştık. Ben mayıs ayında türev-löpital çalıştığımı hatırlıyorum. Ayrıca şunu da peşinen söyleyeyim hiç de öyle dediğiniz gibi şişirilmiş puanlara ulaşamadık hiçbirimiz. Ben 4.59 ortalama getirdim, okulunki 4.52'ydi ve 4.59'u özel okullarda elde eden arkadaşlarıma göre 1.5-3.5 puan arası düşük AOBP aldım. Ayrıca şunu da unutmayın ben buraya da sınavla geldim. Kimse beni hoşgeldin diye buyur etmedi anadolu lisesine.
Dersanelerle ilgili eşitsizliklerde size sonuna kadar katılıyorum. Ben de bu eşitsiz dengenin güçlü kefesindeydim. İyi bir dersaneye gittim, buna imkanı olmayan birçok arkadaşımın önüne geçtim. Ama şunu unutmayın, tıpkı ütopyaların imkansızlığı gibi tamamiyle homojen dengede bir toplum oluşturmak ancak ve ancak bir hayaldir. Rousseau'nun 18.YY'da getirdiği çözümleri ele alacak olursak o bile "İnsanlar Arası Eşitsizliklerin Kaynağı"nda ayrı, "Toplum Sözleşmesi"nde ayrı telden çalmıştır. Ki 18.YY'daki toplumsal dengesizlikle şu anı bir tutmak bile saçma olur kanımca. Bunun net bir çözümü yoktur. Çözüm adına yapılan şeyleri de aşağıdaki maddelerde baltalamışsınız. Onlarla ilgili de birkaç şey söyleyeceğim sanırım.
Ayrıca bu eşitsizlikten şikayet etmenizin de pek mantıklı olduğunu da düşünmüyorum. Siz, ben bizler şanslı insanlarız. Ailemiz bize istediğimiz hayatı büyük oranda sunabilmektedir. Siz de bir vakıf üniversitesi bitirdiğinize göre ailenizin sizi dershaneye gönderecek imkanı olmuştur muhtemelen. Benim ailemin de imkanı vardı, ben de gittim. Ama ben çıkıp da burda eşitsizlik var arkadaş kimse hiçbirşeyi haketmedi diye yanmıyorum. Unutmayın nasıl ben devlet üniversitesinde dershaneye imkanı olmadığı için gidemeyen birçok arkadaşımın hakkını bir nebze gasp ederek okuyorsam, siz de imkanı olmadığı için bahsettiğiniz çok iyi öğretim üyeleriyle ders işleme zevkine ulaşamayan birçok arkadaşımın hakkını gasp ediyorsunuz. Yaptığımız hareketlerin temelde çok da büyük bir farkı olduğuna inanmıyorum.
Ayrıca benim sınıfımda Ankara'da devlet bursuyla kalan, sizin benim içine girmeye tenezzül etmeyeceğimiz yurtlarda kalan, ellerinde burs olarak aldıkları parayla okulun ödenekle açmış olduğu 1.50YTL'lik tabldot yemeğini yiyip bunu çilingir sofrası olarak gören, tüm bunlar yetmiyomuş gibi bir de "gelin size güzel hayat verelim" vaadiyle beyinlerini yıkamak isteyen şu meşhur AĞABEY'lerden kendilerini uzaklaştırmaya çalışan arkadaşlarım var. Bu çocukların kabahati ne? Babalarının Tekirdağ'da Tekel işçisi olması annelerinin ise işsiz olması mı? Bu suç mudur sizce? Bu çocukların bizim aldığımız eğitimi almaya hakları yok mudur? Bunların tek bir şanssızlıkları var o da dar gelirli ailerlerde doğmuş olmaları. Çok şükür ben imkanları iyi bir ailede doğdum. Babam öğretim üyesi bir subay, annem yine devlet memuru bir psikolog. Benim nasıl bu imkanlardan yararlanma hakkım doğduysa, bu arkadaşların da doğmalıdır. Bunun sorumluluğunun devlette olması da anayasamızın birinci maddesinde bulunan SOSYAL DEVLET kavramının doğal bir gereliliğidir. Eğer sosyal bir devlet olma iddiasında iseniz bu imkanı olmayan çocuklara da bizim gördüğümüz nitelikli eğitimi sağlamakla mükellefsiniz. Burda eğitim politikasını eleştiriyorsunuz, bu politikayla yerleşip okuyan öğrencileri eleştiriyorsunuz ama çözüm üretmek derdinde değilsiniz. Sadece şikayet ediyorsunuz.
quote:
3 - Devlet üniversitesine kapak attım , okulu uzatmadan olmaz artık mantığıyla senelerce o fakültede okuyarak , milletin vergisini , EMEĞİNİ yemektedir birçok orda okuyan arkadaş . Orada bedava okumanın maliyetinin yüzlerce dar gelirliye çıktığı kimsenin aklına-işine gelmemektedir anlaşılan .
Ekleyen: Dsanver - 08/10/2005 : 22:30:29
|
"Devlet üniversitesine kapak atmak" gerçekten çirkin bir ifade. Biz buna "devlet üniversitesinde okumaya hak kazanmak" diyoruz. Okulu uzatmak artık o kadar da kolay değil, en azından bizim fakülte için yedi sene zorunluluğu var. Ki kalan herkesi de bu şekilde suçlayamazsınız, ben çok uğraşıp ama gerçekten sınav kaygısı gibi bazı psikolojik etmenlerle kalan birçok insan tanıyorum. Milletin vergisini, emeğin hor kullanılmasını önemsemeniz bence gerçekten örnek alınacak bir davranış. Çok saygı duydum buna; ama burda gözden kaçırdığınız birkaç nokta var. Öncelikle şunu unutmayın "devlet birey için" şeklinde düzenlenmiş devlet modellerinde, EĞİTİM DEVLETİN SORUMLULUĞUDUR. Eğer biz moderni budur diyip bu modele uymak istiyorsak önce samimi olmalıyız.
İçtiğiniz suya bile "dolaylı vergi" kapsamında %70 dolaylarında vergi ödemektesiniz. Buna itiraz etmeden, tutup da devletin gelirlerini yorumlayarak eğitimi bırakmasını iddia etmek pek de rasyonel bir tavır olmasa gerek. Ayrıca şunu da unutmayın sizin, benim ya da gelir düzeyi düşük bir vatandaşın eğitim hakkı eşittir, değilse bile eşitlenmelidir. Bizim ekonomi politikamız ve yüksek enflasyonla dengesiz arz-talebin doğal sonucu olarak vergilerimiz yüksektir. Bu yüksek vergilerle sadece gençler de okutulmamaktadır. Siz de her gün işinize giderken milletin vergileriyle yapılan yollardan geçiyorsunuz. Ayrıca devlet üniversitesinde okuyanlar o millet kavramının dışında da değiller. Aynı vergileri siz ya da bahsettiğiniz dargelirli vatandaşlarımız kadar bizler de ödüyoruz. Biz de devlet üniversitesinde okuyan diğer arkadaşlarımızın paralarını ödüyoruz eğer vergi bu kadar dar bir olguysa.
quote:
4 - 400-500 kişilik sınıflarda kopyalarla , yarım yamalak ders notlarıyla , ders takip etmeden yapılan eğitimin , 30-40 kişilik sınıflarda asistanlarla değil - değerli öğretim elemanlarıyla yapılan eğitime göre kötü olacağı bir gerçektir .
Ekleyen: Dsanver - 08/10/2005 : 22:30:29
|
Bana herhangi bir devlet üniversitesinde 400 kişilik sınıfı olan bir hukuk fakültesi gösterin, bu madde için sizden özür dileyeyim. Baştan söyleyeyim Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi 400 kişi almaktadır bu doğru, lakin bu 400 kişiyi kaldıracak bir mimari altyapısı vardır. Dersleri 1 -A ve 1 - B olmak üzere iki ayrı şube ikiyüzer kişi halinde işliyorlar ve hepsi de gayet güzel duyuyorlar dersleri. Mikrofonlu sistem uygulanıyor. Ayrıca benim şu an Yeditepe Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler'de okuyan bir arkadaşım var. Haftasonları telefonda konuşurken kopya maceralarını dinliyorum. Kopya öğrencinin olduğu her yerde vardır canınızı sıkmayın. Ayrıca şu çok beğendiğiniz(!) asistanları da o değerli öğretim elemanları yetiştirmektedir. Siz de bu 200 kişilik sınıflarda ders işleyen öğretim üyelerinin, onların yetiştirdiği diğer akademisyenlerin ya da etkilenenlerin kitaplarından öğrendiniz hukuku, bunu da unutmayın.
Saygılar... |
Av.Fırat Bayındır |
quote: Değerli meslektaşlarıma şunu belirtmek isterim ki çok eskilere döndüğümüzde bile hukukçuların aristokrat ailelerden çıktığı görülmektedir. |
Ben bundan bir şey anlamadım. Meslektaşımız bu deyişi hangi anlamda ne amaçla, neyi ifade etmek için kullandığını açıklarsa memnun olacağız. |
Dsanver |
[quote]
Ayrıca bu eşitsizlikten şikayet etmenizin de pek mantıklı olduğunu da düşünmüyorum. Siz, ben bizler şanslı insanlarız. Ailemiz bize istediğimiz hayatı büyük oranda sunabilmektedir. Siz de bir vakıf üniversitesi bitirdiğinize göre ailenizin sizi dershaneye gönderecek imkanı olmuştur muhtemelen. Benim ailemin de imkanı vardı, ben de gittim. Ama ben çıkıp da burda eşitsizlik var arkadaş kimse hiçbirşeyi haketmedi diye yanmıyorum. Unutmayın nasıl ben devlet üniversitesinde dershaneye imkanı olmadığı için gidemeyen birçok arkadaşımın hakkını bir nebze gasp ederek okuyorsam, siz de imkanı olmadığı için bahsettiğiniz çok iyi öğretim üyeleriyle ders işleme zevkine ulaşamayan birçok arkadaşımın hakkını gasp ediyorsunuz. Yaptığımız hareketlerin temelde çok da büyük bir farkı olduğuna inanmıyorum.
Şimdi aslında buna siz cevap vermişsiniz ama ben sizin gibi aklını kullanarak yazan insanlar için bu yazıyı yazmamıştım.Yazının bir çok yerinde benim dediklerimin her yerde oldugunu bir gercek oldugunu söylüyorsunuz . Zaten bende bunların hayatın bazı tatsız realiteleri olduğunun farkındayım . Peki ya neden bunları söyleme gereği duyuyorum ? Çünkü böyle herşeyi trajik bir şekilde ortaya koyarak 'duygu sömürüsü' yapmaya çalışan arkadaşlara karşı bir yazı yazma gereği duydum . Ha buraya çocukluğundan beri gerçekten kötü şartlarda yaşamış , hiç eğitim olanağı bulamamış , biri gelse de dese ki ben de bu ülkenin vatandaşıydım ama sizin kadar bu ülkenin olanaklarından yararlanamadım . Diyecek bir şey yok...Ama şöyle ya da böyle , düzenin çarklarına girebilmiş birinin , uzanamadığı ciğerlerle uğraşmasını kabul etmiyorum .
Evet bir eşitsizlik vardır . Ama bu eşitsizliğe sırf kendi hayatınızda aramayınız. Eşitlik için mücadele etmek istiyorsanız , Türkiye`de birçok yerde adaletsizlik var . Eğer samimiyseniz , eğitim gönüllüleri gibi kuruşlarda çalışarak , kaldırmaya çalışın eğitimdeki bu adaletsizlikleri... |
maliaydın |
Arkadaşlar gelin hukuk mantığı ile düşünelim Özel üniversiteler ancak vakıf şeklinde kurulabilir.Vakıf hukukçu olduğunuz için bilirsiniz ancak hayri amaçlar için kurulur yani vakıf para kazanma amacı güdemez ama ülkemizde bu amaç dışına çıkıldı vakıf üniversiteleri para için var zaten 3000-5000 dolar vs arasında öğrenim ücretleri var bu okullar bir de vergi indiriminden yararlanıyor Allah razı olsun hani çok ucuz eğitim veriyorlar ya o yüzden.Ayrıca buralara giren arkadaşların öss barajını geçmeleri yeterli hemde en iyi hocaları da parayı bastırıp getirtiyorlar artık başka sorunda kalmıyor tek sorun tabi başka devlet ünvlerini kazanıp emek veripte araştırma görevlilerinden hukuk dersi almaya çalışanların hali tabi bu öğrencilerin ne önemi var zaten onlarda para yok adam mı ki onlar yoksa istedikleri kadar çalışsınlar.Yurdumuz AB sürecinde heder ola dursun Anayasaya biz Sosyal devlet yazalım ama devlet çıkardığı bu yasa ile(özel ünvlerle ilgili) kaliteli eğitimi para mal mülk sahiplerine bahşetsin sonra bu doğru ve adil bir yol olsun.
Unutmayın bu devlete adalette hizmet edecek olanlar öncelikle parası olanlar değil hakim savcı olmak isteyip yurdunun her köşesine gitmek isteyen genç hukukçulardır. |
Av.Ömer Faruk Daş |
Arkadaşlar özel okullarda hukuk okumuş insanlara ki bunlar arasında ben de varım biraz daha saygılı olmanızı rica edeceğim.Özel okullarda kayıt yapmak çok kolaydır parayı basar kaydınızı yaparsınız.Ama o fakülteyi bitirebilmek için üniversite yerleştirme sınavlarında sahip olunmayan ders çalışma ahlakına bi şekilde sahip olmak zorunda kalırsınız aksi takdirde o diplomanın size verilme zorunluluğu yorktur.Şunu da söyleleyim fakültemde -üniv.ismini zarar görmemesi için ismini yazmıyorum-hukuk fakültesine kayıt yaptıran 300 öğrenciden 40 kişi ilk yıl 18 kişi ikinci yıl kayıtlarını sildirmiş ve bu yarıştan elenmiştir.Benimde aralarında bulunduğum 2003 yılı mezunlarının sayısı 40 dır.Okuduğum fakültenin hocaları türkiyede dallarında isim yapmış sonderece değerli hukukçulardır
Prof. Dr. Yıldırım Uler ------------- Üniversitesi
HukukFakültesiDekanı, İdâre Hukuku #8211; İdârî Yargı
Prof. Dr. Cahit Can ------------ Üniversitesi Hukuk Fakültesi,
Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi
Hukuk Sosyolojisi ve Hukuk Felsefesi
Anabilim Dalı Başkanı,
Hukuk Sosyolojisi #8211; Hukuk Felsefesi
Prof. Dr. Şeref Ertaş ------------- Üniversitesi Hukuk Fakültesi,
Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı
Eşyâ Hukuku #8211; Mîrâs Hukuku #8211; Borçlar Hukuku
Prof. Dr. Şükrü Sina GüreL --------------Üniversitesi,
Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi
Uluslararası İlişkiler Anabilim Dalı Başkanı,
1995-2002 İzmir Milletvekili
Avrupa Konseyi Parlamanterler Asamblesi Üyesi,
55,56,57. Dönem Hükûmetlerinde Devlet Bakanı,
Dışişleri Bakanı, Başbakan Yardımcısı
Uluslararası İlişkiler
Uluslararası İlişkiler ve Hukuk Sistemleri
Prof. Dr. Ümit Hassan ------------- Üniversitesi Rektörü,
Hukuk Tarihi #8211; Genel Kamu Hukuku
Prof. Dr. Tunçer Karamustafaoğlu ------------- Üniversitesi Hukuk Fakültesi,
Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi,
Anayasa Hukuku
Prof. Dr. Arif Kocaman ------------- Üniversitesi Hukuk Fakültesi,
Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi,
Medenî Hukuk #8211; Borçlar Hukuku
Prof. Dr. Nevzat Koç -------------- Üniversitesi Hukuk Fakültesi,
Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesi
H.F. Yönetim Kurulu Üyesi,
Adâlet Bakanlığı Borçlar Kanunu Komisyonu Üyesi,
Medenî Hukuk
Prof. Dr. Levent Köker ------------ Üniversitesi
Genel Kamu Hukuku #8211;
Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi
Prof. Dr. Ahmet Kumrulu ----------- Üniversitesi Hukuk Fakültesi,
Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi
Vergi Hukuku Anabilim Dalı Başkanı,
Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi
Maliye Anabilim Dalı Başkanı,
Vergi Hukuku
Prof. Dr. Hüseyin Pazarcı -------------------Üniversitesi Hukuk Fakültesi,
Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi
Uluslararası Hukuk Anabilim Dalı Başkanı
(1977-1997),
Siyasal Bilgiler Fakültesi
Uluslararası İlişkiler Bölümü Başkanı,
Paris II Üniversitesi Öğretim Üyesi,
Büyükelçi,
Uluslararası Hukuk
Prof. Dr. Hakan Pekcanıtez --------------- Üniversitesi Hukuk Fakültesi,
Dokuz Eylül Üniversitesi
Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi (1999-2003),
Usûl Hukuku #8211; İcra İflâs Hukuku
Prof. Dr. Yavuz Sabuncu ------------- Üniversitesi,
Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi
Kamu Yönetimi Bölümü Başkanı,
Anayasa Hukuku
Prof. Dr. Jouni Suistola ------------- Üniversitesi
Rektör Yardımcısı,
Avrupa Hukuku ve Siyasal Dinamikler (seçimlik)
Prof. Dr. Murat Şeker -------------- Üniversitesi
Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi
Çalışma Sosyolojisi Ana Bilim Dalı Başkanı,
Kriminoloji #8211; Hukuk Sosyolojisi
Prof. Dr. Bülent Tahiroğlu -------------- Üniversitesi Hukuk Fakültesi,
Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı,
Roma Hukuku
Prof. Dr. Durmuş Tezcan -------------- Üniversitesi Hukuk Fakültesi,
Adâlet Yüksekokulu Müdürü
Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesi
Kamu Hukuku Bölüm Başkanı,
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Ad Hoc Hakimi,
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi nezdinde
Türkiye#8217;nin 1996#8217;dan beri savunmanı,
Uluslararası Hukuk #8211; Ceza Hukuku
Prof. Dr. Nevzat Toroslu --------------- Üniversitesi Hukuk Fakültesi,
Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi
Ceza Hukuku Anabilim Dalı Başkanı,
Ceza Hukuku #8211; Ceza Usûl Hukuku
Prof. Dr. Asuman Turanboy --------------Üniversitesi Hukuk Fakültesi,
Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi
Deniz Hukuku Anabilim Dalı Başkanı,
Ticaret Hukuku
Prof. Dr. Berna Kocaman ------------------- Üniversitesi,
Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi,
Kamu Maliyesi
Prof. Dr. Işıl Özkan -------------------Hukuk Fakültesi,
Başkent Üniversitesi Hukuk Fakültesi
Devletler Özel Hukuku Anabilim Dalı Başkanı,
Devletler Özel Hukuku#8211;Avrupa Topluluğu Hukuku
Doç. Dr. Mehmet Çakıcı ----------------- Üniversitesi
Psikoloji Bölümü Başkanı,
Adlî Tıb
Doç. Dr. Ayşe Havutçu ----------------
Dokuz Eylül Üniversitesi,
Medenî Hukuk
Doç. Dr. Eser Köker -------------------
Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi,
Siyaset Bilimi
Yard. Doç. Dr. Yalçın Akçalı ----------------------------
Bilgisayar Enformatik Bölümü Başkanı,
Bilgisayar Yazılımı ve Uygulaması
Yard. Doç. Dr. Zeki Beşiktepeli ----------------- Üniversitesi Hukuk Fakültesi,
Ekonomi
Anthony Hodson, LLB ----------------------
Hukuk Fakültesi,
İktisadî ve İdarî Bilimler Fakültesi
Common Law#8217;a Giriş (seçimlik)
Öğ. Gör. Pıtırcık Uler -------------- Üniversitesi Hukuk Fakültesi,
Orta Doğu Teknik Üniversitesi
Öğretim üyesi (1976-1994),
Hukuk Başlangıcı
(Okulumun ismi -- işareti ile gizlenmiştir) Hocalarımızın hepside türkiyede ki müstesna hukuk faültelerinde öğretim görevlisidir.Aynı zamanda mezun olduğum okulun hocalarıdır
İnanmak veya inanmak istememek siz değerli arkadaşlarım size kalmış.Ama ben hukuk fakültesini çok çalışarak azimle ve çok büyük zorluklarla okudum benim gibilerin sayısıda az değildir.Ancak zenginlikleri nedeniyle önlerine gelen menüden hukuk seçen öğrenciler yokmu elbette var.Ama unutmayın imamhatipli olduğu için hukuk okuma fırsatı bulamayan birçok insan ailesinin birikimleri ile özel üniversitelerde hukuk öğrenimi görüyor.Lütfen yazarken duyarlı olunuz. |
Nvicir |
Öncelikle şunu belirtmek isterim ki,konu başlığı olarak seçilen soru bizleri konunun ana temasından uzaklaştırıcı niteliktedir.Asıl önemli olan nokta,vakıf üniversitelerinde hukuk eğitimi verilmesinin doğru olup olmadığı değil,bu konunun bir devlet politikası olarak ,devlet kurumlarının içlerinin boşaltılması,eğitim elemanlarının çeşitli maddi ve manevi yollarla yıldırılarak bu kurumlardan uzaklaştırılması ve en sonunda eğitimin tamamen özel sektöre devrine yönelik uygulamalardır.Yoksa vakıf üniversitelerinde mühendislik,tıp ve diğer tüm sosyal bilimlerde eğitim veriliyorken,hukuk eğitimi verilmesine karşı çıkmak yeterli tabanı olmayan bir yaklaşım olacaktır kanısındayım.
Ben de bir devlet üniversitesi olan Gazi Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunuyum.1995 yılında girdiğim okulumu 2000 yılında bitirdim.bu okulu seçmemdeki en büyük etken 40 kişilik bir kontenjanı olmasıydı.Lakin gelin görün ki bu 40 kişiden yalnızca 2 arkadaşımız okulu normal eğitim süresi olan 4 yılda bitirme başarısını gösterebildi.Bizler okula kayıt yaptırdığımızda okulun açılışının 2.yılıydı.Çok emekler verilerek,pek çok bürokratik sorun aşılarak açılmış bir fakülteydi.Son derece saygın,değerli,yüksek donanımlı öğretim görevlileri tarafından uzun uğraşlar sonucu kurulduğu ve onların kendilerini bizlerin başarılarıyla ispatlama çabalarından olsa gerek ancak 2 arkadaşımızın 4 yılda mezun olabilmesi.Çok ciddi barajları olan bir sınıf geçme sistemi uygulanmaktaydı.Bütün bunların yanında okul mevcudunun azlığını da eklersek tüm öğretim üyelerimiz bizlerin üzerine titrer,bizlerle birebir muhatap olur,adlarımızı dahi bilirlerdi.Çünkü biz onların yüz akı olacaktık.
Fakat geçen yıllarla beraber bu ortam tam ters doğrultuda değişim göstermeye başladı.Sanki birileri okulun temeline dinamit koyuyordu.Olaylar fakültenin ilk dekanının emekli olmasıyla beraber onun tarafından 1 yıl önce okuldan uzaklaştırlan bir öğretim görevlisinin tüm teamüller hiçe sayılarak tepeden inme bir şekilde dekanlığa atanmasıyla başladı.Neler yapılmadı ki bu bilime saygısı olmayan yeni yönetim tarafından.Medeni Hukuk Kürsü başkanımızın hasatanede yatıyor olması fırsat bilinerek,başkana hiçbir bilgi verilmeden,onayı alınmadan,mevzuata aykırı bir şekilde,yönetimin kendi siyasi yandaşlarının okula katılması için araştırma görevlisi sınavı açıldı.Ardından bir başka öğretim üyesi okulda değilken odası habersizce açılarak eşyaları başka odaya taşındı.Uygulamalara isyan eden öğretim üyelerine karşı "Bize derse girecek insan lazım.Adı,sanı,niteliği önemli değil,beğenmiyorsanız ayrılın" demek cüreti dahi gösterildi.Öğrencilerle siyasi polemiklere girilerek,okula kafasında BP reklamlı,bazen de ay yıldız işlemeli şapkalarla,bir hukukçuya,hukukçunun ötesinde bir öğretim görevlisine yakışmayacak kıyafetlerle okula gelen,elinde leblebi dolu bir tas ve bir kavunla koridorlarda dolaşan,odasında piknik tüpü üzerinde menemen yaptığı rivayet edilen,öğrenciler arsında alay konusu olan bir öğretim üyesi tarafından "Herkes kendi çöplüğünde ötsün,burası benim çöplüğüm,ben solcuya sınıf mınıf geçirtmem,gidin Ankara Hukuk Fakültesi orada,sizin çöplüğünüz orası"dendi.Miras hesabı yapamayan,"Hocam,hesap yanlış oldu" diye uyarıldığında "Ben bunu evde çözdüm,ezberledim.Bana bunu değiştirtemezsiniz" diyen ve daha sonra profesör ünvanını hak ederek fakülteye dekan olan miras hukuku doçentleri gördü bu okul öğrencileri.Hiçbir maddi beklentileri olmaksızın sadece ve sadece destek olmak amacıyla pek çok fedakarlıklara katlanarak Ankara Hukuk Fakültesi'nden gelip bizlere bilimin aydınlık ışığını gösteren insalara,ne ders aralarında oturup dinlenebilecekleri bir sandalye gösterildi ne de bir bardak çay ikram edildi.Kantinimiz,yemekhanemiz ve en önemlisi kütüphanemiz olmadı son sınıfa gelinceye değin.Başka fakültelerin kantinlerini, yemekhanelerini kullandık.Ders saatlerimiz uymadığı için aç kaldık.Yıllar sonra bizlere lütuf gibi sunulan kütüphanemizin,öğretim üyelerinin miyadı dolduğu,mevzuat değiştiği için kullanmadığı kitaplalarla doldurulduğunun görünce hevesimiz kursağımızda kaldı.
Sözün özü,siyasi düşüncesi,kılık kıyafeti ne olursa olsun bilime saygısı olmayan insalarla dolduruldu canım okulum.Ve tabii yavaş yavaş okuldan kaçış başladı.Birer birer gitti o değerli insanlar.Ankara Hukuk Fakültesi'nden verilen destek de kesildi bu tavırlar karşısında.
Bizler nispeten şanslıydık.Her biri kendi alanlarında doktrinde söz sahibi,donanımlı,40 yaşında profesör olan ve yayınlanmış 19 kitabı bulunan öğretim üyelerini tanıma,onların engin bilgilerini edinme fırsatını yakalayıp çok ağır tahribat görmeden mezun olabildik bizler.Ancak arkadan gelen arkadaşlar için hep hüzünlemişimdir bizlerin eğitim imkanlarına sahip olamadılar diye.Şimdilerde düzelmiş midir bilemiyorum.
İşte ben yukarıda açıkladığım sebeplerle vakıf üniversitelerinde hukuk eğitimi verilmesine karşı değilim.Anlattıklarımın hiçbir tanesinin bu kurumlarda yaşanmayacağına eminim.Bilime saygısı olmayan,memur zihniyetli,yeterli donanımı bulunmayan,öğrencilerle diyalog içine giremeyen bir kişiyi eğitim kadrolarında tutmayacaklarını düşünüyorum.Ben devlet politikası olarak eğitimin hepten özelleştirilmeye çalışılmasına karşıyım.Sanırım olaya bu açıdan yaklaşmak bizleri daha doğru bir sonuca götürecektir.
Saygılarımla. |
Nilgül Saraç |
sayın arkhonn , bizi saygılı olmaya davet etmişsiniz fakat burda size bir saygısızlık yapılmıyor . özel üniversitelere karşı olmak bir düşüncesinin ifadesidir, saygısızlık değildir. eğitim aldığınız hocaların kalitesinin bizlerde farkındayız. hergeçen gün devlet üniversitelerinden hocalarımız özel üniversitelere kaymaktadır. bizim tartıştığımız konu ise ÖZEL ÜNİVERSİTELERDE VERİLEN EĞİTİMİN KALİTESİ VEYA VERİLİŞ ŞEKLİ DEĞİL o üniversitelre giriş şeklidir.
|
number_one |
merhabalar...bende kıbrısta özel üniversitede okuyan bir ögrenciyim.forumu başından sonuna kadar okudum özel üniversitelerde okuyan ögrencilere yapmış oldugunuz eleştirilere (olumlu veya olumsuz) katıldıgımda oldu,katılmadıgımda..öncelikle bazı arkadaşların yazdıklarına cevap vermek istiyorum.. heyyou arkadaşımın yapmış oldugu eleştiri beni çok çok üzdü."özel okullarda hukuk okuyanları aşağılıyorum,onları ezik insan olarak görüyorum" demesi bence cok yanlış..her nasıl olursa olsun bizlerde saygı duyulacak bir meslek icra etmek istiyoruz yani sizlerle meslektaş olacagız..bizleri aşagılamanıza gerek yok..ikinci bir konuda
;özellikle özel okullarda okuyan öğrenciler,yani bizler kesinlikle sizlerin dediği gibi,"parayı basarak"diplama almıyoruz.sizler ne kadar emek vermişseniz veya hala daha vermekte iseniz bizlerde bu meslek için emek vermekteyiz.lütfen özel okullarda hukuk egitimi alan kişilerin hepsini aynı görmeyin.amaçları dalga geçmek,aileden kurtulmak,para yemek olan kişilerle bizleri karıştırmayın.zaten o kişiler belli süre içinde ne olduklarını belli ediyorlar ve okulu bırakıyorlar. bırakmayanlar ise okul sonrasında kendini geliştirmemesinin sıkıntısını cekiyorlar..mceylan arkadaşıma sonuna kadar destekliyorum ve onunda dedigi gibi "iyi hukuk egitimi veren özel üniversitelere girmek devlet üniversitelerinin hukuk bölümüne girmekten daha kolay olsa da(puan itibariyle), bitirmek kolay degildir. " "Hukukçuluk meşakkatlidir, sadece bilgi yetmez, nosyon,muhakeme yeteneği, toplumun yapısını kavrayış,hoşgörü,sezgi,sabır ve daha bir çok haslet gerektirir. Velhasıl çok ama çok zor bir zanaattir" deniyor." kesinlikle katılıyorum buna ve hiç itirazım olamaz ama bende diyorum ki;kimse anasının karnından hukukcu olarak dogmaz.. "Herkes hukuk fakültesinden mezun olabilir ama herkes hukukçu olamaz. Ve yine hukukçu kendisine yakışan bir ÜSLUBA sahip olmalıdır. Bunlar öğrenim hayatınızda ders olarak verilmez, izlenerek benimsenerek, özümsenerek gelişir."Devlet üniversitelerinde eğitim almış veya almakta olan arkadaşların sözleri bunlar...bu arkadaşlarında dedigi gibi özel üniversitede okuyan bizlerde;izleyerek,benimseyerek,özümseyerek bilgi sahibi oluyoruz...bizlerde sizler gibi hukuk eğitimine sıfırdan başlıyoruz.hangi üniversitede olursak olalım herşey kendimizde bitiyor sonuçta..kimisi vardır cok kaliteli bi devlet üniversitesinde eğitim almıştır ama bi özel üniversiteden mezun olmuş ögrenc ikadar bilgisi yoktur çünkü kendini geliştirmemiş ve okudugu okuldan hiç bir şey alamaştır..bizim hocalarımızda sizleri okutan hocalar..isteyen olursa hepsinin ismini yazabilirim..türkiyede kendini ispatlamış ve halen türkiyede önde gelen devlet üniversitelerinde eğitim veren belli bi kariyer edinmiş kişilerdir bunlar..sizlere ne anlatılıyorsa ne verilmek isteniyorsa bizlerede aynısı veriliyor aynı şartlarda sınava giriyor aynı şartlarda sınav oluyoruz. kimse hakkından fazlasını alıpta ders geçmiyor..özel üniversitelerde nitelikli ve kaliteli hukukcular yetiştirilmeye çalışılıyor tabi bunu almasını bilmek lazım...bence bizim bunu tartışaraK kalp kırmak yerine ayrım yapmadan büyüklerimizden bilgi alarak eksiklerimizi kapatmamız gerekir...neyse uzun lafın kısası herşey insanın kendisinde bitiyor önemli olan bilgi almak ister devlette olsun ister özelde...istemeyerek yazdıklarımda yanlış birşey söyleyerek kalp kırdıysam herkezden özür dilerim...saygılarımla... |
denizhan_aga |
number one ye katılıyorum... ben de özel de okumak isteyen bi vatandaşım hukuk özel okuyanlar da bu mesleği icra etmek için kanat çırpıyorlar.. lütfen laflarımıza dikkat edelim... saygılarımla |
Av.Fırat Bayındır |
SAYIN DENİZ HAN AGA
Lütfen saçmalamayın ve forumu iyice çığrından çıkartmayın |
ozgelif |
Kriterimiz şu mu yani "DEVLET OKULU EN İYİSİ" ??? Bunu neye dayanarak diyoruz acaba? Ya da özel okullarun kötü eğitim verdiğini neye dayanarak söylüyoruz.İlk önce bunu açıklarsak ii olacak bence :
saygılar&sevgiler |
safis |
elbette doğru buluyorum ben bilkent hukuk fakültesinde okuyorum ve hiç te parayı bastırıp diploma almıyoruz biz sabahlara kadar çalışmıyomuyuz sanıyosunuz türkiyenin en kaliteli üniversitelerinden birinde okuyorum ve paralı olduğu için hiç gocunmuyorum sonuçta diğer okullardan farklı olarak bizim okul uluslararası hukuk olarak geçiyor ve bu açığı kapatmanız eminim zor olacak
YAŞASIN BİLKENT HUKUK |
Av.Tayfun Eyilik |
SAYIN DENİZ HAN AGA
Lütfen saçmalamayın ve forumu iyice çığrından çıkartmayın
Sayın Fırat kardeşimize gönülden katılıyorum. Fikrinizi tartışmak isterdim eğer ciddiye alsa idim. Ne yazık ki insan haklı iken haksız duruma böyle düşüyor işte
iletinizi en kısa zamanda düzeltiniz. Aksi halde üyeliğiniz askıya alıncaktır
|
Emrah Yavuzcan |
bitmez... |
diq4gen |
Kimsenin kimseyi aşağılamasını doğru bulmuyorum bu bir devlet sorunudur, devlet kendi okullarına ödenek sağlayamıyor ancak son çıkan yasa ile özel okulda okuyanlara yardım yapıyor.Böylece ileriye dönük olarak devlet, sosyal - liberal terazisini bozarak liberalliği öne çıkarıyor.Halktan doğru düzgün vergi toplamaktan aciz olan devletin yaptığı bir kıyımdan başkası değildir bu.Kimsenin özel okuyanları aşağılamasını doğru bulmuyorum, ayrıca özel okuyanların da devlet üniversitesinde okuyanları aşağılamasını kınıyorum.Ben özel üniversitelere tamamen karşıyım.Özel üniversitelerin açılması sonucu zengin kesimin evlatları rahat rahat (her meslekte olmasa da) meslek sahibi oluyor, böylece çark daha da kapitalistleşiyor ve rezil bir duruma geliyor.Fakir insanların hayat standartlarını arttırması engelleniyor, zorlaşıyor.Bununla beraber özelde okuyanların da kesinlikle suçlanması yanlış.Bu onların da sorunu değil herkes kendisine tanınan olanaklardan yararlanma hakkına sahip.
Aynı dengesizliği sağlıkta ve diğer kesimlerde de görüyoruz.Bence Türkiye henüz sosyal devlet olmaktan uzaklaşacak bir yapıya sahip değil.Bu zamanda böyle işler yapılınca da ortaya bu sorunlar çıkıyor.
Biraz geniş bir çerçevede ele aldım ama mazur görün :))
Alakanız için şimdiden teşekkürler.Yorumlarınızı bekliyorum. |
Emrah Yavuzcan |
Eğitim kalitesinin vakıf üniversitelerine kaydığına inanmıyorum. Zamanında ünlü olan hocalar ki zaten bunların çoğu Ankara Hukuk ve İstanbul Hukuk kökenlidir, vakıf üniversitelerine geçmektedir doğru. Ama şu var, Çankaya'da da Başkent'te de derse girdiğim için biliyorum, 70 yaşın üzerindeki hocalarla ders işlemek benim için işkenceydi. Ünlü olabilir, bilgili olabilir ama bu bilgiyi anlatamadıktan sonra o bilgi hiç bir şeydir. Daha genç ve çağı yakalayan hocaların hukukçulara daha yararlı olacağı düşüncesindeyim. Vakıf üniversiteleri kötü demiyorum, binaları çok güzel, bahçeleri var, güzel sınıflar... Ama ne olur kampüse girdikten sonra konuşulanlara bakın, burslu öğrencilere de yazık diyorum. İçimden gelerek ve açık sözlü olarak yazdım, kusura bakmayın. |
4JJustice |
Hukuk ve Tıp bölümleri diğer bölümlerden farklı ve olmalı da.Çünkü bu bölümler gerçekten de ayrı öneme sahipler.Devletin en önemli görevlerinden ikisi için beyin yetiştiriyorlar.
Arkadaşlar ben Çankaya üniversitesinde burslu olarak okumaktayım.Öss sisteminin (başta aobp olmak üzere) canı cehenneme.Ama,2 arkadaşımın dedikleri gibi,dünya ne kadar 'EŞİT ve ADİL' ki?(Sosyal adalet) ve Matematik de hukuk için ne kadar önemli ki?(:S bu görüşe katılamayacağım,Yaşar Karayalçın /pratik hukukta metod kitabı:'...İyi hukukçular da zaten iyi matematik ve mantık bilenlerden oluşur.')
Bana kalırsa vakıf üniversitelerinde de hukuk ve hatta tıp da olabilmeli ama bunlar sıkı sıkıya denetlenmeli.Vakıf üniversiteleri, ki halk arasında bunlara ÖZEL üniversite denmesinin bir nedeni:whistle: olmalı,para kaygısıyla olmadık uygulamalara gidebiliyor.Mesela bizim okulda şu an 1.sınıfları oldukça zor bir öğretim yılı bekliyor.Ama nedendir bilinmez,geçen seneden daha zor olacağı konusunda çoğu öğrenci hemfikir.(örneğin Türkiye'deki hukuk fakültelerinin 1.sınıflarında Hukuk metodolojisi dersini sadece bizim fakülte görmekte ve objektif olarak bunun not düşürmek amacıyla yapıldığı da besbelli)Bunun sebebi de öğrencilerin yüksek not ortalaması yaparak burssuz okuyanların yatay geçiş yapmalarını ve %50 indirimli okumalarını önlemek.
Seçme anektodlar:
1-Vakıf üniversitemizde,hem de hukuk fakültesinde,bırakın kafeleri (ki onlar da kapalı mekan sınıfına girer) fakülte bozması binamızın koridorlarında dahi sigara içiliyor.Kötü huylu beni çok olan biri olarak buna dayanamıyorum.HUKUKÇU! hocalarıma bu HUKUKSUZLUĞU! söylemekten utanıyorum vallahi billahi,'çıbanın başı'olmak da! hiç istemiyorum.(Belki hukuçu da olmak istemiyorumdur)
2-Yüce amaçları gerçekleştirmek amacıyla çalışan saygıdeğer vakıf üniversitemizde tabldot yemek fiyatları 7.0ytl!HUKUKÇU hocalarıma bu HUKUKSUZLUĞU söylemekten yine utanıyorum.
3-Okulumuzdaki,genelde paralı ve 'etiket'amacıyla okuyan bir avuç çakal(siyasetle alakaları da yok aslında) aşağılık komplekslerini 'siyaset' yapmaya çalışarak gidermeye çalışıyor ama onu da yapamıyorlar ki:( Baskı kurmak illaha ki silah zoruyla da olmaz.Okul seçimlerinde de bu serseri takımı,mafya vari çalışarak amaçlarına ulaşmış bulunuyor.Bu HUKUKSUZLUĞU da HUKUKÇU hocalarıma söylemekten utanıyorum.Sanki bunları bilmeleri benim söylememe bağlıymış gibi,onlar benim bilgilerime izlenimlere muhtaç da değiller ki.Ne kadar APTAL bir insanım ben.
4-Para amacıyla değil de yüce amaçlarla çalışmakta olan-istisnalar olmakla birlikte-bazı hocalarımıza dersle ilgili soru sorduğumuzda baştan savma cevap vererek öğrenmek isteyenleri başlarından def etmeleri de ayrı bir konu.
Son olarak bir şey daha söylemek istiyorum:
'Her şeyin yeterli bir nedeni vardır.'Leibniz |
baskenthukuk |
özel üniversiteye giden öğrencinin ya puanı düşüktür, mecbur kalmıştır. 2. alternatif ise burslu ya da puanı bir çok devlet üniversitesinin hukuk fakültelerini kazanmaya yeten (gsü dışında, bir tek o) ama daha iyi bir eğitim alabileceğini düşünen öğrenciler.. 400 kişiyle değilde 100 kişiyle okumak isteyen öğrencilerdir bunlar. adam akıllı sınıflarda amfilerde lab.larda ders görmek isteyen, adam akıllı yabancı dil öğrenmek isteyen öğrencilerdir. ne zaman kafasına bir soru takılsa istediği hocanın ki dekan bile olsa kapısını tıklatıp içeri girip sorusunu sormak isteyen öğrenclerdir bunlar... bu daha gider böyle..
abuk sabuk yalan yanlış bilgilerle yorum yapmak yanlış sevgili büyüklerim ve arkadaşlarım. yok parayla diploma almak, sınavlarda hocaların çok kolay sorması vs..
ha bir de tıp ve hukuk özel ünide olmamalı diye bir tez var. sadece "ilginç" demek istiyorum buna.
dileyen özel üniversitelerin hukuk fakültelerinin akademik kadrolarına bakabilir. başkent, bilkent, çankaya.. bizleri aşağılayan bazı devlet üniversiteliler kusura bakmayın bu bir gerçek "maalesef" ama özel üniversiteler eğitim ve öğretim kalitesiyle sizlerin üniversitelerini geçti. tabi liseden bozduk üni oldu özel üniversitelerini saymıyorum ben de.
şimdi farkettim sürekli özel yazmışım vakıf yazacağıma. afedersiniz. |
öykümm |
herkes ne çok yorum yapıyor! benim asıl merak ettiğim bu tartışmanın bizi nereye götüreceği... vakıf üniversitelerde yıllardır mühendislik var diğer bölümler var da şimdi hukuk açıldı diye mi sorun oluyor? bırakınız isteyen istediğini yapsın istediğini düşünsün! evet, devlet üniversitelerindeki biçok deneyimli ve alanında söz sahibi hocamızın vakıf üniversitelerine kaydığı bir gerçektir.eğitim kalitesinin de hocalarla birlikte gittiği anlamına geliyorsa bu devletin ayıbıdır! burada devlete çok iş düşmektedir devlet bu tip konularda daha ciddi davranmalıdır... eğer devlet hocalara gereken ilgiliyi göstermezse bizim gibi maddi olanakları kısıtlı ve yüksek puan almış öğrenciler bu cezaya hak etmekdikleri halde maruz kalacaktır!bence tartışmayı bu boyutuyla ele almaya başlamalı ve dikkatleri bu yöne çekmeliyiz... |
DemirEfendi |
Ya Arkadaşlar Lütfen..
İçinde bulunduğumuz adalet sisteminde elbirliği ile çözmemiz gereken bir sürü sorunlar mevcut iken, özel üniversitelerde hukuk diye tartışmak kusura bakmayın büyük AYIP..Bizler daha kendi içimizde yok siz iyi eğtim aldınız,yok sizler paralı diploma aldınız diye kısır döngü tartışmalar yaparsak, ilerde bizden sonraki nesillerin arasına nifak tohumları ekmiş olacağız farkında değilmisiniz..??
ARKADAŞLAR LÜTFEN...
Tartışmak bizim aldığımız eğitimin bir parçası ve olmalıda ama lütfen daha aklı başında konularda olsun..Vakıf üniversitesi mezunuyla Devlet üniversitesi mezunu arsında hiçbir fark yoktur..olmamaılıdır da.. Hepimiz gelecekte daha Güçlü bir Türkiye için elbirliği içerisinde çalışacak Hukukçularız.. Bunu biz bozmayalım..Kimseyede Bozdurmayalım.. Hepinize Sevgiler.. |
öykümm |
bence devlet üniversitesi ile vakıf üniversitesini bir tutmak çok yanlış çünkü bi kere öğrenci profili çok farklı! herkes belli bi puan alıyor ona göre yerleşiyor üniversiteye kimse şimdi benim puanım yüksekti de ben devlet üniversitesi yazmadım demesin [:D] neyse daha önce de belirttiğim gibi bu konuları tartışmak bize bişey kazandırmayacak başka şeyleri düşünün başka şeyleri[8D] |
basaksenkos |
Bence yanlış düşünüyorsunuz. Kimse bir sınavda aldığı puana göre değerlendirilmemelidir. Kimsenin zekası bir sınava göre belirlenemez. Türkiye'de öğrenciler resmen haksız yere yarıştırılıyor. Kendi seçimlerini yapması engelleniyor. Eğer herkesin gelir seviyesi özel üniversitelerin ücretlerini kaldırabilecek seviyede olsa idi ozaman herkes özel üniversitelere kayıt olurdu. Çünkü özel üniversitelerdeki eğitimin daha iyi ve kaliteli olduğu kanısındayım. Özellikle dil öğrenimi açısından.
|
4JJustice |
Sn. Emrah arkadaşım,iyi gözlem yapmışsın vallahi beynine sağlık.Ama sana bir konuda katılamayacağım.O da şu:Özel okul hocalarını yaşlı diye genellemişsin(ki bunda da kısmen haklılık payın var) halbuki özel okulun tek bir avantajı var o da PARA ve adamlar o kadar çok para TOPLUYOR Kİ(OKUL ÜCRETLERİ DIŞINDA;KANTİN FİYATLARI,FOTOKOPİ FİYATLARI,YEMEK FİYATLARI...) istedikleri her hocayı getirebilirler;ister yaşlı ister genç.YANİ DEĞERLİ VE SAYGIDEĞER ARKADAŞIM,PARAYI VEREN DÜDÜĞÜ ÇALIYOR ve hocaların kalitesi konusunda özel okullarla rekabet edebileceğini sanmıyorum devlet okullarının ama senin de belirttiğin gibi
' ...Ama ne olur kampüse girdikten sonra konuşulanlara bakın...'
devlet okullarındaki Hukuk fakültesi havasını ve öğrencilerin azmini -rekabetini vakıf üniversiteleri parayla sağlayamıyor.Hocalarımız sizden gerçekten de iyi ama sizin öğrenci ruhunuz bundan daha da önemli emin ol.
Mesela ben de şunu ekliyim,Ben de Ankara hukuka derse girmeye çalışıyorum arada ve okula girerken bahçede öğrenciler kitaplarını açmış ve severek bir şeyler okuyor ya da kantinde bir grup öğrenci gerçek hukukçu gibi seviyeli ve bilgili bir şekilde tartışıyor...Bunları parayla satın alamazsın...
Sn öyküm ,'herkes ne çok yorum yapıyor!' yorumu bir yorum olsa da,sanki diğer yorumları aşağılayıcı bir yorum gibi geldi bana...Bırakınız 'ağzı olan'konuşsun 'beyni olan' eleştirsin, düzeltsin.
Sn. Demirefendi,'özel üniversitelerde hukuk diye tartışmak kusura bakmayın büyük AYIP' demişsiniz ama tartışılanlar hakarete varmadığı sürece neden ayıp olsun ki?[?]bir de aklı başında konular seçin demişsiniz ama 'aklı başında' ile neyi kastediyorsunuz ki?bana kalırsa bu konu da son derece 'aklı başında'[?]:Ben şu an bir vakıf üniversitesinde burslu olarak okumaktayım ve bazı sorunlarım var bunları dile getirmek ve diğer arkadaşlarımın fikirlerinden yararlanmak(yani tartışmak) neden acayip oluyor anlamadım gitti[?]
Yapılan bu tartışmaların(devlet X vakıf üniversiteleri karşılaştırması çerçevesinde yapılanlar) ilerde Hukuk okumak isteyip de fakülte konusunda kararsız kalanlara bir hayli yardımcı olacağını düşünüyorum.
Son olarak bir söz:
'Düşüncelerine katılmıyor olabilirim ama onları ifade edebilmen için elimden geleni yapacağım.' |
baskenthukuk |
öykümm, öss de aldığım puanla gsü, ankara ve gazi dışında bütün devlet üniversitelerine girebiliyordum..
vakıf üniversitelerine karşı bi düşmanlık var bazı insanlarda nedenini bir türlü anlayamadığım. onlardan adam olmaz, para pul işleri güçleri vs.. bir insanın maddi imkanları ve böyle bir hakkı varsa neden kullanmasın?
bir de vakıf üniversitelerinde okuyan öğrencilerin hepsi zengin, afedersiniz b.k gibi parası olan öğrenciler değil, banka kredileriyle okuyan, evini arabasını satıp okuyan bir sürü öğrenci var.. ha yokmu işi güç marka kıyafetler, araba olan insanlar, hayatı makyaj yapmaktan ibaret olan kızlar ve bunların peşinde bütün gün erekte koşan erkekler.. tabiki var.. ama buzdağının görünen kısmı sizin gördükleriniz.. görmek istedikleriniz de diyebiliriz buna bir kısmınız için..
sonuçta ne olursa olsun, vakıf üniversiteleri var, bunların kapatılması ya da el koyulması ya da bir takım "dahilerin" düşündüğü gibi tıp ya da hukuk eğitiminin buralarda verilmemesi gibi bir şey mümkün değil.. bence gelecekte bunun ne olacağıdır önemli olan, tartışılması gereken.. vakıf üniversiteleri maddi imkanları sınırsız diyebileceğimiz üniversiteler... parayı verende düdüğü çalıyor yukarıda denildiği gibi..
bir de bu ülkenin mühendisede, doktorada, hukukçuyada, öğretmenede yani bütün meslek dallarından insanlara ihtiyacı var.. hukuk ya da tıp okumak kimseyi diğer insanlardan üstün kılmıyor..
düzenli adam akıllı bir şeyler yazmak isterdim ama vaktim yok fazla, herkese başarılar diliyorum sınavlarda. |
aysegul1378 |
ben de özel üniversitelerde hukuk bölümünün bulunması onaylamıyorum bende özel bir üniversitede (yakın doğu üniversitesi)hukuk okuyorum ve kontenjan bursundan faydalanarak eğitimi tamamlamaya çalışıyorum. bedelli askerliğe benzetiyorum hukuk bölümünün özel üniversitelerde okutulmasını.yanlız paraya güvenip'emek'harcamayanlar özel üniversitelerde özelliklede hukuk bölümünde gereken özeni sağlayamamaya devam ediyorlar emin olun.bu benim şahsi fikrim ve bu fikirlerimi sizinle paylaşırken dikkat ettiyseniz hukuk bölümünü övüp diğer bölümleri ve diğer üniversiteleri küçümsemedim sütçü imam da olsa türkiye nin üniversitesidir!!!!! |
öykümm |
yazık,hem de çok yazık! sayın vakıf üniversiteli arkadaşlarım hala neyle övündüğünüzün farkında değilsiniz. yerden yere vurduğunuz beğenmediğiniz devlet üniversiteleri bu devletin üniversiteleridir! iyi de olsa kötü de bizim hepimizin ortak iyisi hepimizin ortak kötüsüdür! paramız var biz daha iyi imkanlarla daha iyi okullarda okuyoruz demek bencilliktir hatta bence acımasızlıktır! (ben vakıf üniversitelerinin daha iyi olduğunu düşünmesem de ..) arkadaşlar neden ısrarla gözlerinizi kapatıyor kulaklarınızı tıkıyorsunuz? görmüyor musunuz ülke elden gidiyor! eğitim hakkımız bile elimizden alınmaya çalışılıyor! devlet elindekileri teker teker kaybediyor![:(] |
olcaydemircan |
Bence eğitimin özel okulda verilmesi yada devlet okulunda verilmesi onemli deil onemli olan verilen eğitimin kalitesi sonuçta bu kadar katı ayrımlar yapmanın kimseye faydası olmaz ayrıca unutmamlıyızki öel okuldanda mezun olsa devlet okulundanda mezun olsa bu hukukcular bu ulkeye hizmet edecek olan bu milletin insanlarıdır iki grup arasında fanatik bi ayrım yapılması tamamen uyumsuz ve cozum yolundan uzak zihniyetlerin isi olabilir son olarak "aysegül 1378" profiline sahip uyenin ozel universitelerde tamamen paraya dayalı eğitime onem vermeyen bir anlayısın yürüdüğüne inanması cidden cok uzucudur bu fikrinin değişmesi için biraz arastırma yapıp 2004-2005 eğitim öğretim yılı sonunda DOĞU AKDENİZ UNİVERSİTESİ mezunlarından hakimlik ve savcılık sınavında gosterdiği basarıya dikkat etmesini öneririm... |
denizhan_aga |
''kadaşlar neden ısrarla gözlerinizi kapatıyor kulaklarınızı tıkıyorsunuz? görmüyor musunuz ülke elden gidiyor! eğitim hakkımız bile elimizden alınmaya çalışılıyor! devlet elindekileri teker teker kaybediyor!''
öykümm adlı kullanıcı
?????????????????? ne demek istiyorsun sen?????????????????
absürdleşmeyelim lütfenn!!!
|
diq4gen |
Arkadaşlar kimse kimsenin ne yazdığına karışmasın lütfen.Yazılanlar hakkında sadece yapıcı yorum yapılması daha güzel olur.Öyle absürdleşmek falan kötü duruyor, yakışmıyor.Fikirler böyle değerlendirilmez.Eğer karşısında yer alıyorsan gerekçelendirerek yazarsın kendine göre doğru olan düşünceyi! |
Emrah Yavuzcan |
Tartışılan konu sapmaktadır ve tartışmada seviyeyi kaybetmek üzereyiz. Lütfen dikkat edelim yoksa forum kilitlenecektir. |
Av.Fırat Bayındır |
Sevgili Emrah
Her ne olursa olsun, kim ne yazarsa yazsın ( ki yazarların çoğu henüz hukuk öğrencisidir) geleceğin hukukçularının kimliklerini ve fikirlerini görmek açısından bu forumun kilitlenmesine hiç bir zaman gönlüm razı gelmez. |
Av.Fırat Bayındır |
absürdleşmeye gelince.............
quote:Şunu hiçbir zaman unutmayalım!!! :
''yargıtay da çetelerle ilişkiye girenler, yolsuzluk yapanlar, Ankara veye İstanbul hukuk mezunudur...
ÖZEL hukuk mezunu değil, DEĞİİİİİİİİL!!!.... siz devlette okuyanlar ahlakınızı düzeltin önce...!!! |
Bunu da kim yazmıştı acaba? |
denizhan_aga |
tamam sana hak veriyorum bir anlık sinirle söylenmiş sözler konu ile alakası yoktur... forum yöneticisi o yazımı silebilir
benim üzüldüğüm nokta şu herkes söz birliği etmişcesine özelde okuyanları lanetliyor, sanki onlar hiç çalışmadan , çabalamadan sınıf geçiyorlar gibi algılanıyor ama gerçekler hiç de öyle değil !!!
saygılar sunarım
NOT: şu an oss ye hazırlanıyorum, diyeceksinizki sen nerden ilgilisin bu konuya??
özelde okuyan çok arkadaşım var sık sık görüşürüz onları hiç böyle (inek gibi) görmemiştim... belki ben de özele gidecem gibi... bakalım
Tekrar ediyorum özelde okuyan arkadaşlarımızı küçümsemeyelim. onları bi kenara atmayalım, sonuçta siz zararlı çıkarsınız... onlar da bu ülkenin evlatları
devlet- özel kardeş kardeş geçinsinler işte di mİ??:) |
aysegul1378 |
sayın olcay demircan arkadaşım benim anlatmak istediğim sizin bahsettiğinizden apayrı bir konudur ben kıbrısta okuyorum ve birçok akrabam benim gibi kıbrıs hukuk mezunudur ve burslu okumuşlardır benim gibi eğitimin kötü olduğunu düşünsem eğitimi kötü olan biyerde okumayı reddederdim ve akrabalarımın 2 side hakimler şuan.bizim okulumuzun eğitimi iyi ben kendi okulum için konuşabilirim ancak diğerleri haddimi aşar çünkü.benim demek istediğime gelirsek;biliyorsunuzki kıbrıs üniversiteleri temsilciliklede olsa çok kolay öğrenci kayıt etti 2003 yılında çünkü össden barajı geçmiş olması yeterliydi hukuk bölümüne kayıt yaptırabilmek için.2003 yılında 250 kontenjanlık hukuk bölümüne bu nedenle 1350 kişi kayıt yaptırdı ve yökten uyarı geldi.bu insanların içerisinde hiç emek sarf etmeden öss nin sadece barajını aşsam kıbrısta istediğim bölüme yerleşirim mantığıyla çok kişi geldi bu insanlar alışmış oldukları vurdumduymazlıkla hala emek harcamadan 2003ten beridir1 .sınıfı okuyorlar ve bunca kişi emek sarf edip gelmeye çalışırken onlar sadece maddi durumdan kaynaklanan rahatlıkla istediği bölüme hemde puanı çok yüksek olan bölümlerden biri olan hukuk bölümüne yerleşiyorlar ben buna karşıyım |
ihsanozdamar |
neden özel üniversitelerle devlet üniversilerin arasında bir ayrım yapılır hiç anlamıyorum. devlet üniversitelerinde okuyanlar bi hakısızlık mı yaratıldığını düşünüyorlar? |
Av.Fırat Bayındır |
Sayın denizhan aga
Birincisi ;Forum Yöneticisi benim ve o yazınızı silmeyeceğim.
İkincisi; sizin arkadaşınız değilim, sizinle hiç bir samimiyetim de yok. O nedenle (SEN) diye hitap etmeyiniz.
Üçüncüsü; umarım bir ÖZEL(!) ÜNİVERSİTENİN HUKUK FAKÜLTESİNE girersiniz, sizin gibilere çok ihtiyacımız var. |
denizhan_aga |
quote:Sayın denizhan aga
Birincisi ;Forum Yöneticisi benim ve o yazınızı silmeyeceğim.
İkincisi; sizin arkadaşınız değilim, sizinle hiç bir samimiyetim de yok. O nedenle (SEN) diye hitap etmeyiniz.
Üçüncüsü; umarım bir ÖZEL(!) ÜNİVERSİTENİN HUKUK FAKÜLTESİNE girersiniz, sizin gibilere çok ihtiyacımız var |
Av. Bayındır bey :
öncelikle o ünlem işaretinin ne manaya geldiğini biliyorum
1) beni salak yerine koyuyorsunuz
2) benim hayallerimle dalga geçiyorsunuz
3) sizin gibilere ih. var diyerek benimle dalga geçiyorsun
ben de sizinle(Av. Fırat Bey'le)dalga geçmesini bilirdim ama aile terbiyem maalesef buna engel oluyor[:tps]( c. savcısı evladıyım, babam gibi olmak isteğim, arzum. )
bu davranışları forum yöneticisine, ondan da öte hukuk fak. bitirmiş ve Av. olmuş bir kişiye yakışık bulmuyorum :(
yürü hür maviliğin bittiği son hadde kadar
çünkü insan dünya da hayal ettiği müddetçe yaşar
Y.K. Beyatlı
|
baskenthukuk |
sayın avukat fırat beyefendi,
karşınızdaki insanın üniversite sınavına girecek bir lise öğrencisi ya da liseden yeni mezun bir genç olduğunu unutmuş olduğunuzu düşünüyorum.... ayrıca saygıyla eğiliyorum karşınızda...
iyi günler diliyorum herkese. |
Av.Fırat Bayındır |
Yazılarınızı gençlik heyecanınıza veriyorum.
Ama yargılamadan infaz olunmayacağı da temel bir kuraldır. O nedenle de
Yargıtayda çetelerle ilişkiye girenlerin yolsuzluk yapanların Ankara ve İstanbul Hukuk mezunu olduğunu söylemek de herhalde maksadını fazlasıyla aşan ve altından kalkamayacağınız bir ifadedir.
Kimsenin hayalleriyle oynadığımız da yok
ÖZEL (!) İFADEMİZ İSE Özel Üniversite değil Vakıf Üniversitesidir diye burada yazanlar içindir üstünüze alınmayın. ( forumu dikkatle okursanız göreceksiniz)
Bunun dışında, eğer hukukçu olmayı kafamıza koymuşsak, önce hukukçuya yaraşır yazım ve uslubu kazanmak gerekir. Bunu hatırlattık.
Ayrıca madem ki öğrencisiniz o zaman mevcut hukuk eğitimi sistemi üzerine de biraz çalışın Vakıf ve Devlet Üniversitelerinin artıları ve eksilerini ülke koşullarını da dikkate alarak objektif olarak değerlendirin.
Hukuk eğitimi zor ve zahmetlidir. Hukukçuluk ise bir sanattır. Sizler bu sanatı öğrenmeye çalışın ama heyecanlarınıza yenilmeden, objektifliğinizi kaybetmeden.
|
akkush |
Özel üniversitelerde hukuk eğitimini doğru bulmadığını söyleyen hersekese sorum, sözkonusu kurumlardaki hukuk eğitimiyle ilgili ne biliyorsunuz? Sözkonusu kurumlarda yanlış olan ne? Sorun emek harcanmaması ise bunu ispatlıycak mantıklı bir deliliniz varmı? Aynı puanı alan iki kişiyi mukayese ederek bu sonuca varıyorsanız puanlara varılan yol gerçekten birebir aynımı öncelikle bunu sorgulayın. Arkadaşın parmaklarınıza sahip olun çıkışına katılmıyorum düzeltilmesi gerekiyor çünkü bir iddia varsa iddia sahibinin öncelikle "önyargısız" ve söylediklerinde ciddi olması gerekiyor. Bunu söyleyenlerin biranlık hevesle bu yazıları yazmadıklarına eminim.
Eğer bir tartışma konusu olacaksa sözünü ettiğiniz kurumlardaki diğer eğitim alanlarının daha mı iyi olduğuna inaniyorsunuz? Neden Fen Edebiyat, Mühendislik yada başka bir alan değilde hukuk eğitimine karşısınız?
Ayrıca bir düzeltme T.C. sınırlarında henüz özel üniversite açılamıyor özel okullarla karıştırılmasın enazından adı farklı lafı edilen okullar Vakıf üniversitesi adıyla anılıyor. |
denizhan_aga |
quote:Ayrıca madem ki öğrencisiniz o zaman mevcut hukuk eğitimi sistemi üzerine de biraz çalışın Vakıf ve Devlet Üniversitelerinin artıları ve eksilerini ülke koşullarını da dikkate alarak objektif olarak değerlendirin.
Hukuk eğitimi zor ve zahmetlidir. Hukukçuluk ise bir sanattır. Sizler bu sanatı öğrenmeye çalışın ama heyecanlarınıza yenilmeden, objektifliğinizi kaybetmeden. |
syn. Av. Bayındır Bey
geçenlerde bir film izledim bir bayan hukuk fak okuyor ve konu onun etrafında geçiyor... arada bir der ortamını da filim sayesinde görüyoruz (ABD_holywood_yapımı)
1) herkesin önünde diz üstü bilgisayar
2)sınıf toplam 50 kişi
3)herkesin özel dolabı var(kitap koyma vb..)
4)öğretmenle bire bir soru-cevap ilişkisi
5)elektronik tablo, hocanın da sopası var elinde(yanlış anlaşılmasın o sopa adam dövmek için değil elktrnk. tabloda ders anlatmak için :) )
6) sosyal yaşantıya hiç değinmiycem artık ona da değinirsen bizdeki ünilerin kepenk kapatması lazım...
7)eğitim kalitesi süper...
bu üninin baş harfi H son harfi D ee bu kadar tiyo verdik artık :)
peki buna yakın bi üni. ülkemizde gösterebilecek var mı???????
sorum şu:
bi tane devletten örnek verin
bi tane de vakıftan(özelden)
ben vakıftan örnek vereyim; KOÇ/hukuk (ingilizce eğitim)
devletten örnek vereyim : YOK malesef :(
Yani anlıyacağınız UÇURUM var
saygılarımla
|
diq4gen |
Lütfen!..Özel üniversiteye giden devlet üniversitesini kazanamayandır.Böyle ortamlarda saçma sapan konuşmamanızı rica ediyorum.Çünkü buralar geldiğiniz ortamlardan farklıdır.Biraz daha akılcı şeyler yazarsanız sizin haricinizdekiler memnun olur.Ayrıca herşey olanakla olmuyor.Ankara Hukuk'ta o kadar olanak olmamasına rağmen neden Türkiye'de birinci.Galatasaray devlet üniversitesi değil mi?Özele gidenler lütfen kendi egolarının tatmini için devlet üniversitelerine laf atmasınlar.Çünkü herşey ortada.Keşke Harward'da paralı olsaydı da oraya gitseydiniz o zaman.Harward'a parası olan değil zekası ve çalışma azmi olan gidiyor.Bir şeyi düzeltmek için önce düzeltecek mevkiiye gelmek gerekir.Yoksa şikayetlerle bir yere varılmıyor bu ülkede.Kendi pembe dünyanızda kendi gerekçelerinizle yaşamaya devam edebilirsiniz.Zordan kurtulmanın tek yolu çoğu kişiye mantıksız size de mantıklı gelen gerekçeler bulmaktır.Siz kendinize göre gerekçeler bulmakta gayet başalırılısın kanımca.Daha fazla uzatmaya gerek yok. Fırat Bey'e kesinlikle katılıyorum.
denizhan_aga umarım istediğiniz yeri kazanır, istediğiniz olanaklarda bir eğitim alırsınız.Biz alamadık o şartlarda eğitim çünkü biz özel üniversitelerin daha konforlu olduğunu anlayamadık, kavrayamadık!Puanımız özel bursluya yetmesine rağmen devlet üniversitesi yazdık, halbuki özel daha konforlu neden özel yazmadık acaba?[Bu arada özelde (burslu veya paralı) okuyan arkadaşlarıma da kesinlikle bir şeyler anlatmak çabasında değilim.İsteyen istediği yere gidebilir tabii ki.Sadece biraz patavatsızca konuşanlaradır yazdıklarım.]
Seviyeli sohbetler dilerim hukukçu arkadaşlarım ve büyüklerim...
|
Av.Fırat Bayındır |
HUKUK ÖĞRETİMİ VE HUKUKÇU EĞİTİMİNE BAKIŞ
SORUNLAR VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ
İnsanlığın ilkel yaşamdan uygar yaşama uzanan evrimleşme süreci içinde hukukun her zaman özel bir yeri ve önemi olduğu sosyal bir gerçekliktir. Roma Hukukunda ubi societas ubi jus ( toplumun bulundu yerde hukuk vardır) biçiminde ifade edilen ünlü özdeyiş bu gerçekliği öz olarak anlatmaktadır.
Devlet öncesi toplumlarda sosyal yaşamın diğer kurallarıyla özellikle din kurallarıyla kaynaşmış olan hukuk, toplumsal gelişmenin daha sonraki aşamalarında ve özellikle devletli toplum aşamasında ayrı bir yer tutmuş ve giderek bağımsız bir kurum haline gelmiştir. Devletli toplumda siyasal yaşamın gelişmesinde ve devletin hukuk devleti aşamasına varmasında laikleşmiş hukuk anlayışının ve düzeninin önemli bir rolü olduğu yadsınamaz.
Günümüz devlet veya siyasal yaşamında; devletin yapılanması, uluslararası ilişkiler, devlet-toplum ve devlet- birey ilişkileri ve diğer tüm sosyal ve siyasal ilişkiler ya hukuksal ya da hukuksal plana yansımaları olan ilişkilerdir. Kısaca hukuk veya hukuksal ilişki siyasal toplumun her yerindedir ve onun bir tür ara maddesini oluşturmaktadır.
Hukukun modern devlet yaşamı ve aynı zamanda Türkiye Cumhuriyeti Devleti içinde tuttuğu bu çok önemli ve büyük payın doğal sonucu olarak, hukuk öğretimi ve hukukçunun eğitimi özel bir önem taşımaktadır.
Gerçekten, devlet yaşamımıza baktığımızda, kamu ve özel hukuk bağlamında hukuk ve hukuk uygulaması her yerdedir: yasama, yürütme ve yargı organlarının oluşumunda; bu organların her türlü faaliyetinde, eylem ve işlemlerinde; yasama, yürütme ve yargı organlarının karşılıklı ilişkilerinde; devletin ve devlet organlarının gerek sosyal gruplar ve kitle örgütleri gerekse hukuk kişileriyle (tüzel veya gerçek) ilişkilerinde ve, nihayet, hukuk kişileri arası ilişkilerde hukuk söz konusudur.
Devlet ve toplum yaşamında hukukun ve uygulama alanının bu denli önemli ve geniş olması; devlet iktidarının yapılanması, kullanılması, işleyişi ve yönetilenlerle ilişkileri yönlerinden hukukun, genel hukuk bilgileri çerçevesinde herkese öğretilmesini ve aynı zamanda bir bilim ve teknik olarak hukuku öğrenmeyi, öğretmeyi ve uygulamasını bir meslek olarak seçenlerin öğretimini, öğrenimini ve eğitimini içermektedir. Bu iki farklı ve genel bir bakış açısından ele alınacak olursa, hukuk öğretimi ve hukukçunun eğitimi konusu aşağıda belirtilen boyutlarıyla ve bu boyutlara ilişkin sekiz başlık altında incelenebilir.
1. Hukuk Fakültelerinin Yapısal ve Mali Sorunları
Bugün, ülkemizde hukuk fakülteleri yürürlükte olan YÖK yasasından ve uygulamalardan kaynaklanan ve iyi bir hukuk öğretim ve eğitimi için öncelikli olarak çözümlenmesi gereken çeşitli hukuksal, yönetsel ve mali yapısal sorunlarla karşı karşıyadır. Gerçekten;
YÖK sistemi içindeki tüm fakülteler gibi hukuk fakülteleri de tüzel kişilikleri olmayan yüksek öğrenim kurumlarıdır. Daha önce var olan ve 2547 sayılı Yasayla kaldırılan tüzel kişiliğin yokluğu, hukuk fakültelerinde olması gereken mali, idari ve bilimsel özerkliği olumsuz etkilemektedir. İyi bir hukuk öğretiminin bu özerkliklerle ilintili olduğu yadsınamaz .
Bunlar arasında en önemlisinin mali özerklik olduğu tartışma götürmez. O kadar ki tüzel kişiliği bulunan üniversitelerin de YÖK#8217;e karşı yönetsel özerkliğinden ve bir bütün olarak yüksek öğretim kurumlarının siyasal iktidar karşısında mali yönden özerk olduğunu iddia etmek olanaksızdır. Zira katma bütçeli olan üniversitelerin giderlerinin YÖK#8217;ün planlaması çerçevesinde devlet tarafından karşılandığı bilinen bir gerçektir. Bu bütçeler ise son derece sınırlı ve büyük ölçüde personel giderleri ile işletme giderlerini ancak karşılayan, araştırmaya giderleri konusunda yetersiz durumdadır. Öğretim elemanlarının maaşları son derece yetersizdir. Bu durum, nitelikli elemanları fakülte kadrolarına çekmemesine, fakülte kadrolarında çalışan öğretim elemanlarının verimsiz ve isteksiz çalışmalarına, çeşitli aşamalarda akademik kariyerden ayrılışa veya erken emekli olmalarına ve vakıf üniversitelerine geçmelerine neden olmaktadır.
Daha çok Devlet üniversitelerinin önemli bir sorunu olarak karşımıza çıkan bu mali sorunun çözülmesinin tek yolu, fakültelere tüzel kişilik tanımak ve böylece ayrı bir bütçeye sahip olmalarını sağlamak ve, bunun yanında, öğrenci harçlarını yükseltmektir. Hukuk fakülteleri için öğrenci harçları bu kurumların kitaplık, bilgisayar ve internet bağlantıları, öğretim araçlarının geliştirilmesi, araştırma ve yayın fonları, öğretim elemanlarının maaşlarının iyileştirilmesi gibi alanlarda kullanılmak üzere mali yönden kendilerine yetebilecekleri bir düzeye getirilmelidir. Örneğin, bu fakültelerde ödenmesi gereken harçlar yıllık bir milyar civarında olmalıdır. Bu miktarı kimlerin, nasıl ve hangi biçimlerde ödemesi gerektiği ve muafiyetler üzerinde düşünülmesi gereken detaya ilişkin konulardır. Yüksek öğretim kamu hizmetinin etkinliği ve verimliliği, üniversitenin mali özerkliği ve vergi adaleti yönlerinden böyle olması gerekir. Vergi adaleti gereğidir zira, bu harç öğrencilere eğitim ve öğretimin ve bu alanda yapılan giderlerin tam karşılığı olmaktan uzaktır. Bu hizmetin tam karşılığı belki vakıf üniversitelerinde ödenen öğretim ücretleridir. Ancak, bugün alınmakta olan harç miktarları da sembolik niteliktedir ve vergi veya harç hizmetten doğrudan yararlanıldığı zaman ve sürece adildir.Yoksa, vatandaşların ödediği vergilerden bu hizmetin genel olarak finanse edilmesinin vergi adaletiyle bağdaşır bir yanı yoktur.
2. Temel Eğitim ve Orta Öğretimde Hukuk Dersleri
Devlet, en kısa tanımıyla, belirli bir ülkede yerleşmiş insan topluluğunun siyasal ve hukuksal olarak örgütlenmesidir. Devletin siyasal örgütlenmesi, toplum içinde bir yöneten-yönetilen ilişkisinin ortaya çıkması ve bu ilişkide yönetenlerin hukuk çerçevesinde güç kullanma yetkisine ve tekeline sahip olması; yönetilenlerin ise hak ve özgürlüklere sahip yurttaşlar olarak hukuka, siyasal iktidarın buyruklarına uyma ve yasal yükümlülüklerini yerine getirmesi demektir.
Yurttaşların hukuka ve devlete saygılı olması ve itaat etmesinde, kuşkusuz siyasal iktidarın meşru (légitime) kabul edilmesi, toplumun ekonomik gelişmişlik düzeyi, çalışma olanağının bulunması, ücret dengesi, haklarda ve ödevlerde eşitlik veya denge, yasalar önünde ve uygulamalarda eşitlik gibi siyasal, sosyal ve ekonomik faktörler etkilidir. Fakat, bunlar kadar, daha sonra edinilecek mesleklere hazırlama, bireyleri devletin siyasal felsefesine veya ideolojisine uyumlu kılma anlamlarında genel olarak vatandaşların eğitiminin de yönetilenlerin devlete itaatinde önemli bir etkisi vardır.
Bu bağlamda, sekiz yıllık veya uygulanacak on bir yıllık genel eğitim veya liseler ve meslek liseleri eğitim ve öğretim programları içinde hukuk öğretimine ayrı ve özel bir önem vermek gerekir. Bu amaçla öğrencilerin yaş ve bilgi düzeylerine göre bir çok yıla yayılan hukuk derslerine bu programlarda yer vermek, onlara hukukun temel kavramlarını ve kurumlarını öğretmek; ekonomi bilimi, tarih, sosyoloji ve felsefe derslerine paralel olarak hukukun diğer disiplinlerle olan ilişkisini ve hukukun devlet ve toplum içindeki rolünü ve önemi kavratmak, program mesleğe yönelik ise ayrıca o mesleğe egemen olan hukuk kurallarını veya bu mesleğe ilişkin mevzuatın genel esaslarını öğretmek gerekir. Bu düzeylerde verilecek hukuk eğitiminin, hak ve özgürlüklerine sahip çıkan, vatandaşlık görevlerinin bulunduğunun bilincinde olan yurttaş yetiştirme açısından da çok yararlı olacağı kuşkusuzdur.
Sekiz yıllık ve daha sonraki lise eğitimi programlarına konulacak hukuk derslerinin içerikleri, hukuk fakültelerinden seçilecek alanlarında uzman öğretim elemanlarından oluşacak alt kurullar ve yazım kurullarınca hazırlanabilir. Bu derslerin verilmesinde ise belirli ölçülere göre seçilecek, öğretmen kökenli veya pedagojik formasyon verilen avukat, emekli yargıç, savcı veya hukuk mezunu yöneticiler öğretim görevlisi olarak görevlendirilebilir.
3. Diğer Fakülte ve Yüksek Okullarda Hukuk Öğretimi
Bugünkü haliyle ülkemizdeki yüksek öğretim ilke olarak açık öğretim ve üniversite biçimlerinde düzenlenmiş ve örgütlenmiştir. Gerek açık öğretim fakültelerinin öğretim programlarında gerekse üniversitelerde öğretim konusu doğrudan hukuk olmayan ön lisans, lisans ve yüksek lisans programlarında, programlardaki konularının niteliklerine ve gereklerine göre hukuk öğretimine ve derslerine çeşitli oranlarda (duruma göre yeterli, yetersiz veya fazla) yer verilmektedir. Hukuk öğretimi açısından bu durum kuşkusuz olumludur. Ancak, bu alanda, özellikle örgün öğretim yapan üniversitelerde, hukuk öğretimi konusunda bazı sorunların ve yanlış uygulamaların olduğu da bir gerçektir. Şöyle ki;
Bir kere, hukuk derslerine yer veren meslek yüksek okulları, dört yıllık meslek okullarının bazılarında ve iktisadi ve idari bilimler fakülteleri veya bu kapsamda öğretim yapan diğer fakültelerin ( iktisat, işletme. siyasal bilimler vb.) bazı bölümlerinde, sayı ve çeşit olarak hukuk derslerine gereğinden fazla yer verilmektedir. Bunun bir nedeni, buralardan mezun olanların girebilecekleri kamu kurumlarının giriş sınavlarında (denetçilik, müfettişlik, idari yargı hakimliği gibi) hukuk derslerine ilişkin soruların önemli bir yer tutması ise; diğer nedeni, ilgili alanlardaki sosyal bilimlerin özüne ilişkin bilgi üretmek ve öğretmenin zorluğundan kaçılarak, mevzuata dayalı hukuk öğretiminin kolaylığına sığınılmasıdır. Bazı fakültelerin maliye bölümü programları bunun tipik örneğidir.
Bu konudaki ikinci sorun, söz konusu yüksek öğretim kurumlarında verilecek hukuk derslerinin hangileri ve bunların içerikleri veya kapsamlarının ne olması gerektiği konusundaki belirsizlikler ve bu konuda yapılan farklı uygulamalardır. Kanımca, bunların giderilmesinin en iyi yolu, yüksek öğretimi planlama görevi bulunan YÖK tarafından hukukçular arasından oluşturulacak uzman kurulları bu konularda görevlendirmek, hazırlanacak önerileri ilgili çevrelerin tartışmasına açmak ve buna göre bu fakülte veya yüksek okullarda okutulacak hukuk derslerini, bu derslerin kapsam ve içeriklerini belirlemektir.
Bunun yanında, belirlenen konularda öğretim programlarının özelliklerine göre aynı yöntemler izlenerek, kolay anlaşılan ve öğrenmeyi kolaylaştıran biçimde hazırlanmış, özet ve standart ders kitapları hazırlatılabilir. Böyle bir yöntem izlemenin öğretim özgürlüğü ve üniversite özerkliğini zedeleyen bir yanı da yoktur. Çünkü aynı yöntem açık öğretimde uygulanmaktadır. Amaç, belirlenen hukuk dallarında ilgili öğrencileri ulusal düzeyde asgari düzeyde bilgilendirmek ve onlara bu alanda ortak bir formasyon vermekse, izlenecek yol bu olabilir. Ayrıca, bu yolla öğrencilerin genellikle yakındığı kitap fiyatlarının yüksekliği hakkındaki şikayetleri giderilmiş ve kitap ticareti yapıldığı iddialarının önü alınmış olur. Nitekim, Fransa#8217;da Dalloz ve Themis yayınevlerince précis (özet) biçiminde çıkarılan hukuk kitaplarıyla iktisadi ve idari bilim yüksek öğretimi yapan kurumlarının ihtiyaçları karşılanmaktadır. Bu yayınların temelinde kuşkusuz ulusal düzeyde yapılmış hukuksal düzenlemeler bulunmaktadır.
Bu kurumlarda uygulanacak ortak temel kitap usulünün, hukuk dersleri için görevlendirilecek öğretim elemanlarının derslerinde konuların değişik boyutlarını kendi yöntemleriyle anlatma ve açıklamaya engel olmadığı gibi, temel ders kitabı yanında öğrencilere yardımcı veya ek kaynaklar önermeyi önleyen bir yanı bulunmamaktadır.
Üçüncü olarak, sözü edilen yüksek öğretim programlarındaki hukuk derslerinin kimler tarafından verileceği de üzerinde durulması gereken diğer bir sorundur. Bu konuda hukuk öğretiminin yapıldığı yüksek öğretim kurumlarının niteliklerine göre iki farklı yöntem izlenebilir.
Bir yöntem, tıp, eczacılık, zıraat, mühendislik fakülteleri gibi fen ve teknik bilimleri alanlarında öğretim yapan kurumlar ile eğitim fakülteleri ve fen-edebiyat fakülteleri gibi hukuk derslerine çok düşük oranda yer veren mesleki eğitim kurumlarında okutulan hukuk dersleri; hukukun temel ilkeleri ve kavramları bölümü uygulamacılar (avukatlar, hukuk müşavirleri, yargıçlar) veya hukukçu akademisyenler, meslek mevzuatı ise o alandaki uzmanlar tarafından öğretilebilir.
İkinci yöntem, hukuk derslerine daha yüksek oranda yer veren İİBF, İşletme, iktisat gibi.fakültelerde ise bu dersler hukuk fakültelerinin genç öğretim elemanları veya hukuk uygulamacıları tarafından belli bir plan ve bir akademisyenin denetim ve koordinasyonu altında yürütülebilir. Buralardaki akademik kadrolar da hukuk fakültelerine kaydırılabilir.
4. Öğrencilerin Genel Kültür Düzeyleri
Üniversite giriş sınavları sonucunda hukuk fakültelerine girme hakkı elde eden öğrencilerin bilgi ve eğitim düzeyleri hakkında bazı saptamalarda bulunmadan önce, hukuk öğretimi ve eğitiminin ve geleceğin hukukçularının hukuk fakültesi öncesinde nasıl bir formasyona sahip olmaları, genel kültürlerinin ve bilgisel alt yapılarının ne olması gerektiğini belirlemek gerekir. Bunun belirlenmesinde, hukuk öğretimi konularının niteliği ve hukuk fakülteleri mezunlarının yöneldikleri veya genellikle yaptıkları meslekler bize yol gösterici olabilir.
Hukuk fakülteleri ders programlarında yer verilen konular genellikle öğrencileri yarının hukuk uygulamacıları olarak edinmeleri gereken çeşitli hukuk alanlarının terminolojisi, kavramları, temel ilkeleri ve normatif bilgileri, uyuşmazlığa ilişkin veya yönetsel karar alma usulleri ve yöntemleri, kuralları anlama ve yorumlama yöntemleri ve teknikleridir. Özünde hukuk normlarının yapılarına, içeriğine ve uygulanmasına ilişkin olan hukuk öğretimi ve eğitimi- usul, şekil, teknik ve yöntemsel yönleri bir yana bırakılırsa-özellikle maddi hukuk olarak nitelenen yanıyla toplumsal ilişkilerin ve devlet-vatandaş ilişkilerinin, kısaca insan yaşamının, tüm yönlerini içine alan ve ilgilendiren; bu bağlamda sosyal bilim niteliği taşıyan bir bilim dalıdır.
Sosyal nitelikli normatif bir bilim dalı olan hukuku iyi anlayabilmek, kavramak, kavratmak ve anlatabilmek; iyi öğrenmek ve öğretebilmek için gerek öğrencilerin gerekse öğreticilerin hukuk bilimiyle yakından ilişkili sosyal bilimlerin diğer alanlarında da gerekli ve yeterli bilgilere sahip olmaları gerekir. Kanımca, iyi bir hukukçu yetişmesinde rol oynayan başlıca sosyal bilim alanları Türk dilinin grameri, sözlü ve yazılı anlatım, siyasi tarih, tarih felsefesi, siyaset bilimi, yönetim bilimi, siyasal düşünceler tarihi, iktisat bilimi, ikisadi gelişmeler ve iktisadi düşünceler tarihi, sosyolojı bilimi ve ekolleri, felsefe ve felsefe ekolleri, sosyal antropoloji, davranış psikolojisi, sosyal psikoloji gibi alanlardır.
Öte yandan, fakültelerinden mezuniyetleri sonrasında yöneldikleri ve/veya girdikleri ya da bulundukları mesleklere ve sosyal statülere baktığımızda, hukukçuları toplumsal yaşamın ve devlet hayatının hemen her alanında görebiliyoruz : siyasal partilerin her kademesinde; devlet başkanı, başbakan, bakan ve milletvekili olarak siyasal hayatta; emniyet mensubu, vali, müsteşar, yönetici, memur vs olarak devletin merkez ve taşra yönetiminin her düzeyinde: başkan veya üye olarak yerel yönetimlerde, kamu iktisadi teşebbüslerinin çeşitli birimlerinde; şirketlerde, derneklerde, vakıflarda, sendikalarda ve diğer toplumsal kuruluşlarda üye veya yönetici olarak. Yukarıda belirtilen görevler, yetkiler veya statüler siyasal ve sosyal sorumluluklar içeren, bunun sonucu olarak doğru, yerinde, zamanında kararlar vermeyi gerektirir. Bu nitelikleri taşıyan kararlar alabilmek, kararın konusuna ilişkin ön bilgiler ve edinilmiş yeterli deneyim kadar, iyi bir eğitim ve bu eğitim sırasında kazanılmış asgari bir genel kültür, bu genel kültür ve formasyon çerçevesinde konuyu tüm yönleriyle değerlendirme ve yorumlama yetkinliği gerektirir. Hukuk eğitimi öncesinde veya bu eğitim sırasında görülecek yukarıda belirtilen diğer sosyal bilimlere ilişkin dersler, isabetli karar almak için genel kültür ve genel bakış açısı kazanmış olma kuşkusuz çok yararlı olacaktır.
Hukukçunun gerek mesleğini icra ederken gerekse başka mesleklerde çalışırken ya da konumları gereği çeşitli siyasal ve toplumsal roller oynarken, genel kültür ve sosyal bilimlerin alanında edinilmiş bilgilerin öneminin bilincinde olan gelişmiş ülkeler, farklı biçimlerde fakat hepsi de hukukçuyu aynı zamanda bir sosyal bilimci olarak yetiştirmektedirler. Örneğin, ABD#8217;de hukuk öğrenimi yapabilmek için daha önce lisans düzeyinde bir yüksek öğretim kurumundan mezun olmak şart koşulmaktadır. Yine İngiltere#8217;de bir yandan davada temsil yetkisine sahip avukat olmak oldukça zor koşullara bağlanırken, diğer yandan yargıçlar avukatlar arasıdan seçilmekte ve ancak 40 yaşları civarında yargıç olunabilmektedir. Bütün bu sınavlarda ve seçmelerde genel kültür düzeyi de aranan koşullardan biri olmaktadır. Kıta Avrupa#8217;sı ülkelerinden Fransa ve Almanya#8217;da ise ise yüksek öğrenim öncesi aşamalarda genel kültüre ve sosyal bilimlerin öğretimine özel bir önem verilmektedir.
Bir hukuk fakültesi öğrencisinde olması gereken yukarıda belirtilen genel kültür düzeyi karşısında, ülkemizde üniversite giriş sınavlarını kazanan, özellikle hukuk fakültelerine girme yönünde tercih yapan ve girmeye hak kazanan öğrencilerin genel kültür düzeylerinin ne olduğu sorununa gelince, ideallerle gerçeklerin örtüştüğünü söylemek oldukça zordur. Gerçekten, içinde yetiştiği aile ortamı, sosyal ve kültürel çevre, okul ve arkadaş ortamı ve kişisel nedenlerle okuma ve öğrenme merakı gelişmiş ve maalesef sayıları giderek azalan gençlerin durumu istisna edilirse, günümüz Türkiye#8217;sinde gençlerin ve öğrencilerin bilgi düzeylerinin gittikçe düştüğü, okulların işlevlerini artık yerine getiremedikleri, bu nedenle dershanelere talebin sürekli arttığı görülmektedir. Okullarda öğrenme, araştırma ve okuma alışkanlıklarının geliştirilemediği; düşünme, akıl yürütme, sorgulama, neden-sonuç ilişkisi kurma, analiz ve sentez yapma, sözlü ve yazılı anlatım yeteneklerinin kazandırılmağı ve geliştirilmediği bilinen gerçeklerdir. Bunun yanında, orta öğretim ders programlarında felsefe, sosyoloji, mantık, psikoloji, tarih, Türkçe ve kompozisyon gibi hukuk öğreniminin alt yapısını oluşturan derslere veya konulara ya hiç ya da yeterince yer verilmemektedir. Yer verildiği durumlarda ise, uygulamada ve üniversite giriş sınavlarında bu konulara yeterince önem ve ağırlık verildiğini iddia etmek zordur. Kaldı ki, giriş sınavlarının, anlatım yeteneğini; genel kültürü, analiz ve sentez, sorun çözme yeteneklerini ölçme yerine; yanıtların sınırlı bir zaman süresi içinde tek bir sözcükle verildiği test biçiminde yapıldığı ve kazananların buna göre belirlendiği dikkate alındığında; hukuk fakülteleri için gerekli olan öğrencileri belirlemek, ölçme ve değerlendirmeyi buna göre yapmak zaten olanaksızdır.
Gerek hukuk öğrenimi sırasında gerekse sonrasında yukarıda kısmen belirtilen sosyal ve siyasal bilimlerin çeşitli alanlarında hukukçuların yeterince donanımlı olmaları gerçeği kabul ediliyorsa; bunu sağlamanın kuşkusuz çeşitli yol ve yöntemleri olmak gerekir. Kanımca, bunu sağlayabilecek yollar iki gurupta toplanabilir: orta öğretim düzeyini yükseltmek ve hukuk fakültelerine girişi ve bunlardaki öğretimi yeniden düzenlemek, yani hukuk eğitim ve öğretiminde reform niteliğinde düzeltmeler yapmak.
Yukarıda da belirtildiği gibi, MEB#8217;na bağlı okullarda genel olarak eğitim düzeyi; özellikle 1970 li yıllardan sonra, ulusal eğitimim siyasallaşması, Cumhuriyetimizin felsefesinden ve temel ilkelerinden giderek uzaklaşma, eğitim birliği ilkesinden siyasal nedenlerle büyük ödünler verilmesi ve diğer bir dizi sosyal, iktisadi ve siyasi nedenlere bağlı olarak düşmeye başlamıştır. Örneğin, lise ve öğrenci sayısının sınırlı, öğrenci ve öğretmen kalitesinin üst düzeyde olduğu, öğretimde ve sınavlarda asgari bir ciddiyetin bulunduğu, derslerdeki çeşitlilik ve içerik olarak zenginlik, orta öğretimin her aşamasında geçilmesi zorunlu olgunluk veya yeterlilik sınavlarının varlığı (bakalorya) önceki eğitimin kalitesini gösteren unsurlarından bazılarıdır. Sonraki yıllarda bunların her biri sürekli geriye gitmiştir.
Bu gidişi durdurmak için köklü reformlar gerekmektedir. Zorunlu temel eğitim ve lise eğitimi konusunda yapılacak bir reform, kanımca, genel, mesleki veya konu bakımından uzmanlaşmış liselere sınavla öğrenci almak ve bu sınavları kazanamayan tüm öğrencileri 18 yaşına kadar hemen her alanda açılacak ve gençleri istek ve yeteneklerine göre uygulamalı meslek okullarına yerleştirilmesi biçimindeki bir anlayış esasına dayanmalıdır. Böyle bir sistem içinde yetişen öğrencilerin üniversiteye girişleri için yapılacak bir sınav sadece mesleki yetenek tespiti veya mesleğe yönlendirme sınavı olabilir.
Bu yönde yapılacak reformlar, çağdaş, bilimsel ve Atatürkçü, ilkelere göre hareket eden, siyasal tabanı olan, kadroları ve mali olanakları yeterli güçlü bir siyasal iktidarı gerektirmektedir; fakat mevcut siyasal koşullarda böyle bir reform olanaksız görünmektedir. Öte yandan, nüfus artışı, sekiz yıllık veya olası on bir yıllık zorunlu temel eğitim nedeniyle okullaşma oranının artması, buna karşılık eğitim bütçesinin daralması buna eklenince bu olanaksızlık kesinleşmektedir.
5. Hukuk Fakülteleri Ders Programları
Türkiye#8217;de kurulu hukuk fakültelerinin öğretim programlarına baktığımızda, bunların genellikle birbirine benzediği görülür. Bunun nedeni, sonradan kurulan hukuk fakültelerinin Ankara ve İstanbul hukuk fakültelerinin ders programlarını esas almalarıdır.
Bu programlarda dikkati çeken diğer bir nokta, konulan derslerin oldukça klasik olduğu, yüzyılın başından beri pek değişmediği ve gelişen yeni hukuk dallara pek yer verilmediğidir.
Üçüncüsü, özel hukuk konularına fazlasıyla yer verilmesi ve kamu hukukunun çeşitli dallarının programlarda yeterince yer almamasıdır.
Dördüncüsü, hukuk bilimini doğrudan ilgilendiren disiplinlerden olan genel hukuk tarihi, Türk hukuk tarihi, Roma Hukuku, hukuk felsefesi, hukuk sosyolojisi, suç bilimi, adalet psikolojisi, hukuk sistemleri gibi derslere ya hiç veya gerektiği kadar yer verilmemekte ya da seçmeli ders olarak programlara konmaktadır.Ancak çeşitli yıllara yayılmış bu derslere öğrencilerin gereken ilgiyi gösterdiğini ve önemi verdiğini söylemek zordur. Bu dersler seçmeli olduğundan ilgi daha da azalmaktadır. Kaldı ki seçmeli dersler yeni kurulan veya öğretim üyesi ve elemanı yeterli olmayan fakültelerde pratikte uygulanmaktadır.
Özel ve uygulamalı hukuk derslerine fazla yer verilmesinin neden, mezuniyet sonrası sınavlarda ve hukuk mesleğinin icrasında öğrencinin doğrudan ve hemen kullanılacağı bu derslerden daha çok pratik fayda sağlamasıdır. Ancak, bu durum hukuk fakültelerini bilimsel ve akademik kurumlar haline yerine, onlara birer meslek okulu veya hukuk mektebi kimliği vermektedir. Bir başka anlatımla, bunların sonucu olarak hukuk öğrencisinin hukukun genel çevresini, hukukun diğer sosyal bilimlerle ilgisini kavraması, kısaca hukuk kültürüne sahip olması için asgari bir formasyon alması mümkün olamamaktadır.
Öte yandan, hukukun temel kavramlarının hukuk öğreniminin başlangıcında yeterli biçimde ve düzeyde öğretildiğinin savunmak zordur.#8220;Hukuk başlangıcı veya hukuka giriş gibi adlarla okutulan bu derse ilişkin kitapların içeriklerinin yeterli olmaktan çok uzak olduğu kanısındayım. Ayrıca, denebilir ki okutulan derslerin her biri için hukuka giriş, kaynakları, ilkeleri, tarihi vs. yönlerinden tekrar edilmektedir. Çeşitli hukuk alanlarını ilgilendirilen böyle bir ders kitabı, oluşturulacak bir plan dahilinde çeşitli disiplinlerin uzmanları tarafından ortak olarak hazırlanması ve tüm fakültelerde bu plan dahilinde okutulmasının yararlı olacağı kanısındayım.
Bu konu batı Avrupa ülkelerinin çoğunda hukukun genel teorisi adı altında hazırlanan kitaplarla öğretilmektedir. Bu dersi oluşturan başlıca konular şunlardır:
Hukuk düzeni teorisi, hukuk normları genel teorisi; hukuksal kavram teorisi; hukukun tamamlanması, uygulanması ve hukuk boşlukları;; hukuksal akıl yürütme (Mantık) ve yorum teorisi gibi konulardır.
Hukuk fakültelerinin ders programlarının ne olması gerektiği konusu internet ortamında veya çeşitli toplantılar yaparak, teknik çalışma komiteleri kurarak, tüm hukuk uygulamacılarını, akademisyenleri ve öğrencileri bir araya getirerek, bu konuda Avrupa örneklerinden de yararlanarak üzerinde enine boyuna tartışılması gereken bir konudur.
6 Hukuk Fakültelerinde Öğretim Elemanı Sorunu
Öğretim elemanı, hukuk öğretiminin en önemli unsurlarından birini oluşturmaktadır. Ancak bu konuda da hukuk fakültelerinin ciddi sorunlarının bulunduğu da bir gerçektir. Belirleyebildiğimiz kadarıyla, bu konuya ilişkin sorunlardan bazıları ve bizce çözüm yolları veya alınması gereken önlemler şunlardır.
- Hukuk fakültelerinde yapılan eğitim ve öğretimlerin yeterli olması için, uygulamadan gelenlerden yararlanmak koşuluyla derslerin uzman kişiler tarafından verilmesi ve bu kişilerin akademik kariyer içinde yer almaları olması gereken bir durumdur.
- Araştıra görevlisi sayısı yeterli olmalı, pratik çalışmalara ve sınavlara destek hizmetleri araştırma faaliyetlerini aksatmayacak şekilde düzenlenmelidir.Böylece diğerlerine bilimsel çalışmaları için zaman kazanılmış olur. Ayrıca, araştırma görevlilerinin ücret düzeyi yeterli olmalı ve avukatlık stajını yapanlar ve bu staja ilişkin sınavları başaranlar arasından ve okul başarı düzeyi belli bir notun üstünde olanlar girebilmelidir.
- Doçentlikten itibaren öğretim üyelerine kendi alanlarıyla sınırlı olmak koşuluyla avukatlık, hukuk danışmanlığı ve uygulamaya yönelik diğer mesleki faaliyetlerini yapma hakkı kendilerine tanınmalıdır. Böylece, hem ekonomik durumları iyileştirilmiş olacak hem de uygulamadan kopmamış olacaklardır.
- Doktorasını yapmış elemanlar atanmak için bekletilmemeli veya bekleme dönemlerinde taşra veya vakıf üniversiteleri hukuk fakültelerinde belirli bir süre için geçici olarak görev yapma zorunluluğu veya imkanı sağlanmalıdır.
- Doktoralar belirli birkaç merkezde(Ankara, İstanbul, İzmir), üniversitelerden bağımsız araştırma merkezleri bünyelerinde yapılmalıdır. Özel yurtlar veya kamu kuruluşları konukevlerinde kalma imkanı verilmelidir.
- Araştırma görevlileri yaz aylarında veya birer yıllık sürelerle Avrupa#8217;daki belli hukuk fakültelerinde yapılacak antlaşmalar çerçevesinde gönderilmelerine veya gitmelerine olanak hazırlanmalıdır. Böylece araştırma kaynaklarına ulaşma sağlanmış olacak ve oluşma yabancı dillerinin gelişmesi görgülerinin artması olanaklarının artmasıdır.
- Akademik kariyerin çeşitli aşamaları ve akademik unvanlar üzerinde yeniden düşünmek gerektiği kanısındayım.
7- Hukukçunun Mezuniyet Sonrası ve Meslek İçi Eğitimi
Hukukçunun ve eğitim süreci hukuk fakültesinde öğrenimi tamamlamak ve mesleğe girişle sona ermemektedir. Bu eğitim hukukçunun mesleki yaşamı boyunca sürmektedir. O kadar ki her karar ve her dava bu eğitimin bir parçası oluşturur ve bunlar hukukçuyu kariyeri boyunca zenginleştirir. Ancak yinede bu eğitimin biçimsel bazı aşamaları vardır ve olmak gerekir.
Bu aşamalardan ilki; avukatlık veya yargıçlık için mesleğe girişin ön koşulu stajdır. Staj hukuk öğreniminin bir parçası kabul edilerek çok ciddi yapılmalıdır.
Avukatlık stajı, yeni yasayla bir yıl olarak düzenlenmiştir. Ancak bu süre fakültelerinde yeterince hukuk pratiği hukuk yapamayan hukuk mezunları için yeterli olmaktan çok uzaktır. Kaldı ki yargıçlık stajı iki yıl olarak düzenlenmişken avukatlık için daha az bir sürenin öngörülmüş olmasının hiçbir mantığı yoktur ve bu süre de iki yıl olmalıdır. Staj sonunda yapılması öngörülen sınavların merkezi sistemle yapılması olumludur; ancak sınavların biçimi ve sorulacak soruların hazırlanması, içereceği konular da en az bunun kadar önemlidir.
Yargıçlık stajı konusunda Bakanlıkça hazırlanmakta olan yargıçlık yüksek okulu kurulmasına ve yargıçlık stajlarının bu okul bünyesinde yapılmasına ilişkin tasarı olumlu bir girişimdir. Ancak bunun yasalaşma sürecinin hukukçu camiasının eleştirilerine ve görüşlerine açık olması gerekir.
Avukatlara; fakülteden mezuniyet derecelerine, mesleğe kabul için girdikleri sınavda aldıkları puana, meslekte geçirdikleri sürelere, kazandıkları davaların sayısına, alanlarında uzmanlaşmış olup olmamalarına (master, doktora vs.) ve belirlenecek diğer kriterlere göre sulh, asliye, ağır ceza, istinaf ve temyiz mercileri önünde dava izleme yetkisi tanımak ve böylece onları derecelere ayırmak da meslek içi eğitimin bir parçası olarak düşünülebilir.
Yargıçların meslek içi eğitimi, bu amaçla her yıl düzenlenecek adli sorunların ve bunlara çözüm önerilerinin tartışıldığı seminerlerle de sağlanabilir. Bunun için adli tatilin bir bölümü kullanılabilir.
Avukat, yargıç ve savcılardan isteyenlere üniversitelerin yüksek lisans programları bünyelerinde #8220;tezsiz master#8221; programlarına sınavsız girmeleri yolu açılarak meslek içi eğitimleri ve kendilerini geliştirmeleri sağlanabilir..
8. Hukuk Fakültelerinde Öğrenim Süresi ve Yabancı Dil Öğretimi
Yukarıda açıklamaya çalışılan koşullarda ve aşağıda yapacağımız öneriler çerçevesinde, ülkemizde hukuk öğretiminin ne olması gerektiği konusuna gelindiğinde, bu sürenin halen uygulanmakta olan süreden daha fazla olması gerektiği sonucu ortaya çıkmaktadır.
Öte yandan, gerek devlet ve bireyler gerekse ilişkinin konularının çeşitliliği ve niteliği bağlamlarında uluslararası ilişkilerin çok yoğun olduğu günümüzde hukuk mezunlarının da uluslararası geçerliliği olan bir yabancı dili ıyi öğrenmeleri gerekmektedir. Bu öğrenim ya orta öğretimde ya da yüksek öğretim süresi içinde kazanılabilir. Orta öğretimde öğrendiğini ve bildiğini yapılacak bir sınavla kanıtlayanlar dahi hukuk ingilizcesinin öğrenilmesi için dil öğrenimine devam etmelidirler.. Dil yeterlik sınavı mezuniyet aşamasında ayrı ve özel bir sınavla ölçülmelidir. Yabancı dil öğretimi bunun için hazırlık sınıfı oluşturularak değil, öğrenimini yıllara yaymak biçiminde yapılmalıdır. Genel kültür ve hukuk kültürüne ilişkin derslere ilk yıldan itibaren başlanmalı ve yaz ayları da dil öğrenimi ve hukuk pratiği için ayrıca planlanmalıdır.
Böyle olunca, yani bir yandan hukuk öğretiminde hukuk ve genel kültür derslerinin sayı ve çeşit olarak ulaşması gereken düzey ve diğer yandan bir yabancı dili öğrenmek için gereken zaman hukuk eğitiminin (5) yıl olmasını gerektirmektedir. Gelişmiş batı ülkelerinde hukukçunun eğitimi için gereken sürenin (7) yıldan fazla bir süreyi kapsadığı dikkate alınırsa bu süre hiç de fazla değildir. Ayrıca ülkemizde hukukçu adaylarının yukarıda açıklanan durumları, mevcut sürenin bir yıl uzatılmasını zorunlu kılmaktadır.
9. Hukuk Eğitimi ve Öğretimine İlişkin Diğer Bazı Sorunlar ve Öneriler
Temel eğitim ve lise düzeyi öğretimde koşulların bugünden yarına değiştirilmesinin güçlüğü karşısında, ivedi ve mümkün olan çözümü yüksek öğretimde, konumuz açısından hukuk eğitim ve öğretiminde yapılacak reformlarda aramak gerekir.
Bu konuda ilk akla gelen veya olası çözümlerden bazıları, hukuk fakültesine giriş biçimi veya sınavlarıyla ilgili olabilir:
Bu yollardan biri, üniversiteye giriş sınavlarının, en azından hukuk fakültelerine girişin, iki aşamalı olması. İkinci aşamadaki sınav,- ilk aşamanın sonuçları açıklandıktan sonra veya ilk aşamanın ardından istekliler arasında yapılacak ve soruları hukuk sosyal ve siyasal bilim çevrelerinin belirleyeceği esaslar çerçevesinde hazırlanacak özel bir sınav biçiminde olabilir.
İkinci bir yol, üniversiteye giriş sınavlarının puanları ilan edildikten sonra hukuk fakültelerine girmek isteyen öğrencileri, normal kontenjanın iki veya üç katı oranında bir özel ve geçici kontenjan belirlemek suretiyle, puan sıralamasına göre bir yıllık ön hazırlık ve baraj sınıfına almak.
Bu sınıf, açık öğretim düzeyinde açılabileceği ve dersleri ulusal düzeyde yetkin öğretim üyelerine hazırlatılmak suretiyle verilebileceği gibi; fen-edebiyat, iktisat, eğitim ve siyasal bilimler fakülteleri olan ve yeterli sayıda öğretim üyesi bulunan üniversitelerin hukuk fakülteleri, bu hazırlık sınıfını kendi bünyelerinde de açabilirler.
Bu hazırlık sınıfının normal kontenjan oranındaki belirli sayıdaki öğrencileri yıl usulüne göre yapılacak bir yıllık öğrenim ve sınav veya sınavlar sonucunda (merkezi veya kurumsal ya da hem merkezi hem kurumsal), yukarıdan aşağıya doğru yapılacak sıralamaya göre, hukuk fakültesinin birinci sınıfına girmeye hak kazanacaklardır.
Bu sınav ve yapılan sıralama sonucunda hukuk fakültesine yazılma hakkı kazanamayanlara, ikinci yıl için örgün öğretime devam hakkı olmaksızın, isterse ikinci bir sınav hakkı verilebilir.
Öte yandan, birinci yıl sonunda hukuka kayıt elde edemeyenlere üniversiteye giriş konusunda bir hak tanımak gerekir. Bu hak, hukuk fakültesinin hazırlık bölümünü seçerken kendisine#8211; eğer puanları tutuyorsa ve seçme sonucunda kayıt hakkı elde ediyorlarsa #8211; bir veya iki yüksek öğretim programını seçme hakkı tanımak biçiminde olabilir. Böylece, hukukun hazırlık sınıfında başarılı olamayanlar, başlangıçta yaptıkları ek seçim veya seçimlere uygun olarak bir başka yüksek öğretim programında öğrenimlerine devam edebilme olanağı tanınmış olur. Ayrıca, bunlara başarılı oldukları derslerden yeni fakültelerinin yetkili organlarının kararıyla muaf olma veya sınıf atlama hakkı tanınabilir.
Üçüncü bir yol, hukuk fakültelerine belirli bir oranda (% 10-20) kontenjan ayırmak suretiyle daha az puanla (örneğin o fakülteye giriş puanının ortalamasının yüzde 10 oranında daha düşük puanla) fakat giriş için azami yaş sınırı koyarak ve mezuniyet derecelerinin belirli bir düzeyin üstünde olması koşulu getirilerek, özellikle sosyal ve siyasal bilimlerin belirli alanlarındaki fakülte mezunu olan ( işletme, iktisat, iktisadi ve idari bilimler, tarih, siyasal bilgiler, fen-edebiyat fakülteleri- felsefe, sosyoloji, psikoloji bölümleri-, DTCF, -edebiyat ve eğitim (Türkçe bölümü) fakülteleri veya bunların uygun bölümleri) öğrenciler almak. Ayrıca, bu öğrenciler, varsa, hukuka hazırlık sınıfından veya bu sınıfta veya hukuk fakültesinde okutulan kendi alanlarındaki derslerden muaf tutulmak suretiyle doğrudan hukuk fakültesinin birinci sınıfından başlatılabilir.
Dördüncü bir yol, Fransa#8217;da Avrupa standartları (Erasmus- Socrates) çerçevesinde planlanan DEUG de Droit (diplome d#8217;étude universitaire générale de Droit: Hukuk: üniversite genel eğitim diploması) adıyla yeni uygulanmaya başlanan hukuk ön lisansı sistemidir. Bu sisteme göre, sınavsız olarak hukuk fakültelerine giren öğrenciler iki yıllık bir dönemi kapsayan hukuk ön lisansı programına yazılmış sayılmaktadır. Bu programda genellikle ekonomi bilimi,, siyaset bilimi ve, uluslar arası ilişkiler, anayasa ve yönetim hukuku, hukukun genel ilkeleri, genel hukuk metodolojisi, hukukun genel tarihi ve kamu maliyesi gibi hukuk lisansına hazırlık niteliğinde konular öğretilmektedir. Bu iki yıl içinde aynı konulardan yapılan yazılı ve sözlü sınavlarda başarılı olanlar bir yıllık lisans programına yazılma hakkı elde etmektedirler.
Bu sistem Türkiye koşullarına uyarlanmak suretiyle ülkemiz hukuk fakültelerinde de uygulanabilir. Bu uyarlama, örneğin; kontenjanları artırarak ön lisansa fazla sayıda öğrenci almak, belirli bir puanın üstünde başarı sağlayanları (iyi ve pekiyi) ve belli sayıda öğrenciyi son iki yıla kabul etmek, orta düzeyde başarı gösterenlere ise bir yıllık uygulamalı eğitimden geçirmek suretiyle mahkeme kalemlerinde görev alma hakkı tanımak vs. biçimlerinde yapılabilir.
Beşinci bir yol, Almanya#8217;da eyalet düzeyince uygulandığı gibi hukuk fakültelerinden diploma alabilme hakkının, ulusal çapta yapılacak bu sınav sonunda verilmesidir. Son yıllarda hukuk fakültesi sayısının 15-16#8217;sı resmi olmak üzere (26) ya çıkması, düşük puanlı öğrencilerin alınmaya başlaması, sınıf geçme ve mezuniyet ortalamalarının aşağıya çekilmesi, sadece yazılı yapılan sınavların yeterli, resmi ve özel fakültelerde görev yapan öğretim elemanı sayısının yetersizliği, taşra üniversitelerindeki hukuk fakültelerine alanlarında uzman eleman bulmada zorlukların yaşanması gibi nedenler hukukçu yetiştiren bu kurumlardan mezun öğrencilerin eğitim ve öğrenim düzeylerinin ulusal çapta yapılacak sınavlarla ölçülmesi gerekliliğini ortaya koymaktadır. Nitekim, Adalet Bakanlığı tarafından merkezi sistemle yapılan yargıçlığa giriş sınavları hukuk fakültelerinin verdiği mezunların kalitesi hakkında genel bir fikir vermektedir.
S o n u ç olarak, buraya kadar yapılan açıklamalarda görüldüğü gibi, ülkemizde hukuk öğretimi ve hukukçunun eğitimi konusunda ciddi ve önemli sorunlar bulunmaktadır. Cumhuriyetimizin 80. yılında bu alanda çok daha ileri gidilmesi gerekirken, ne yazık ki bir çok alanda olduğu gibi, devletin ve toplumum temeli olan hukuku öğretme ve mesleki ve etik boyutlarıyla hukukçu yetiştirme alanında da bozulmalar ve gerilemelere açık bir biçimde görülmektedir.
Bu sorunlar, genel çerçevede devlet ve eğitim reformu ile doğrudan bağlantılı ve çok daha geniş kapsamda ele alınarak değerlendirilecek ve çözüm yolları araştırılacak sorunlardır. Ancak, konu salt kendi içinde ele alındığı takdirde dahi hukuk öğretimi ve hukukçu eğitimi birçok yönden reform gerektiren bir alandır. Barolar birliğinin düzenlediği bu sempozyumda birer sorun olarak dile getirilen konular hakkında ,barolarla işbirliği halinde Barolar Birliği tarafından bir anket düzenlenmesi ve bu anketin hukuk fakülteleri öğrencilerini, öğretim elemanları, yargıç ve avukat stajyerlerini, avukatları, çalışan ve emekli savcıları ve yargıçları, kamu kurumları hukuk müşavirlerini kapsayacak genişlikte olması gerektiği kanısındayım. Bu konuda stajyerler ve hukuk fakülteleri öğrencilerinden anketör olarak yararlanılabilir.
Öte yandan, hukuk öğretimi ve hukukçu eğitimi konulu sempozyumda ele alınan konuların yapılan anketler, bugüne kadar edinilen deneyimler , hukuk ve adalet sistemleri yerleşmiş devletlerin uygulamaları dikkate alınarak ilgili, deneyimli ve uzman kişilerin yer alacağı komisyonlarda tartışılarak reform taslakları haline getirilmesi ve bunlara göre çözümler aranması gerektiği kanısındayım.
Prof. Dr. Cevdet Atay
Çağ Üniversitesi
Hukuk Fakültesi
|
Av.Feyz Pazarbaşı |
quote:
NOT: şu an oss ye hazırlanıyorum, diyeceksinizki sen nerden ilgilisin bu konuya??
özelde okuyan çok arkadaşım var sık sık görüşürüz onları hiç böyle (inek gibi) görmemiştim... belki ben de özele gidecem gibi... bakalım
Tekrar ediyorum özelde okuyan arkadaşlarımızı küçümsemeyelim. onları bi kenara atmayalım, sonuçta siz zararlı çıkarsınız... onlar da bu ülkenin evlatları
devlet- özel kardeş kardeş geçinsinler işte di mİ??:)
Ekleyen: denizhan_aga - 07/12/2005 : 17:10:26
|
Denizhan kardeşim konuya hakim değilsin. Bak biz burda Özel Üniversitelerin Hukuk Fakültelerinde okuyanları küçümsemek veya büyütmek amacında değiliz.
Burada tartışılan şey eğitim seviyeleri, yeterlikleri...
Diğer taraftan arkadaşların özel de olsa devlet de olsa hukuk fakültesinde okuyorlar tabii ki çok çalışacaklar. Burası hukuk fakültesi... Liseyi bitirip, hukuk fakültesini kazanınca herşeyin bittiği sanılmasın. Asıl o zaman başlıyor.
|
denizhan_aga |
konforun olduğu yerde huzur da olur
düzeltilecek mevkiye inş. sen gelirsin
ben devlet üni.lerin de konforlu olmasını isterim(devletin görevisir bu)
özel yazıp yazmaman senin meselen bizi ilgilendirmez
bağcıyı dövmüşün, dövmüşün, dövmüşün sonrada isteyen istediği yeri yazar demişin ... bunlar garip şeyler
siz çok akıllı şeyler yazdınız özelde okuyanları küçümseyerek
özele gidenler devlettekilere laf atıyormuş ???? nasıl bi laf bu??
devlet üni.sini kazanabilecek puanı olupta yılda 15milyar ücret verip özel hukuk fak.sine giden çok insan var bunu unutma
mantıklı gerekçeler demişken aklıma bi temel fıkrası geldi : temel bi gün ormanda geziyormuş birden karşısına ayı çıkmış bu ayı temeli oracıkta yakalayıp ağaca tabiren yapıştırmış temel allaha dua etmiş ne olur allahım şu ayıya iman ver demiş tam o sırada ayı elindeki saate bakmış her nedense temeli orada 1dk sükunetle tutmuş temelde allahım şukurler olsun duam kabul oldu demiş 1dk geçtikten sonra ayı
-NİYET ETTİM ALLAHIM ORUCUMU AÇMAYA demiiiiş :)
isteklerimiz mantığa dayalı ve sonu lehimize olan sonuçlar doğurmalı ki bir yere varabilelim
sAYGILARIMLA
|
diq4gen |
Öncelikle tanımadığınız birine "sen" diye hitap etmemenizi rica ediyorum.Seviyeli muhabbetten kastım biraz da bu idi.Ayrıca her okulun konforlu olmasını ben de en az sizin kadar isterim.Doğru bu devletin görevi, ancak gördüğünüz gibi kendi okuluna ödenek ayırmayıp özel okullara teşvik yasası çıkaran bir hükümetimiz var.Ayrıca devletin ne halde olduğu da malum.Özel yazıp yazmamamı da sadece bir örnek olarak verdim.Tabii ki sizi ilgilendirmez.O şekilde düşünülürse siz de beni ilgilendirmezsiniz, sizinle bu tartışmaya girmek dahi anlamsız olur.Bireyci düşünmemek gerekir.Bağcı konusuna gelince; özele giden arkadaşları kırmak istemem.Bunlar sadece benim düşüncelerim.Herkes yaptığı işlerde özgürdür.Fikir belirtmek de belirtene mahsustur.Özel okuyan arkadaşlarımla bir polemiğe girmek istemem.Benim laflarım dediğim gibi PATAVATSIZ yazılar yazan arkadaşlara idi.Onların da kim olduğunu bu yazıları okuyan herkes anlamıştır.
"siz çok AKILLI şeyler yazdınız özelde okuyanları küçümseyerek
özele gidenler devlettekilere laf atıyormuş ???? nasıl bi laf bu??"
Cümlelerine gelince...Özele gidenler devlettekilere laf atıyor konusunda; eğer daha önce yazılanlara ve "Ankara'dan İsyanbul'dan mezun olanlar" ile ilgili küçük düşürücü sözlere bakarsanız sanırım cevabınızı alırsınız.Özelde okuyanları küçümsemek gibi bir amacım yok.Ben insanları küçümsemem küçümseyenleri de sevmem.Ancak yazdıklarımın AKIL"C"I olduğunu düşünüyorum.Bunları yazarken mantıklı dayanaklarım var çünkü.15 milyar verip özele giden arkadaşlar da sizin mantığınızla düşünürsem eğer "BENİ İLGİLENDİRMEZ!".Ancak böyle düşünmüyorum.Onların da kendilerine göre gerekçeleri vardır.Ben dediğiniz gibi birini de hiç tanımadım.
"isteklerimiz mantığa dayalı ve sonu lehimize olan sonuçlar doğurmalı ki bir yere varabilelim"
Cümlenize de kesinlikle katılıyorum. Cevabınız için teşekkür ederim.
SEVİYELİ sohbetler dilerim hukukçu arkadaşlarım ve büyüklerim...
|
denizhan_aga |
quote:Öncelikle tanımadığınız birine "sen" diye hitap etmemenizi rica ediyorum.Seviyeli muhabbetten kastım biraz da bu idi.Ayrıca her okulun konforlu olmasını ben de en az sizin kadar isterim.Doğru bu devletin görevi, ancak gördüğünüz gibi kendi okuluna ödenek ayırmayıp özel okullara teşvik yasası çıkaran bir hükümetimiz var.Ayrıca devletin ne halde olduğu da malum.Özel yazıp yazmamamı da sadece bir örnek olarak verdim.Tabii ki sizi ilgilendirmez.O şekilde düşünülürse siz de beni ilgilendirmezsiniz, sizinle bu tartışmaya girmek dahi anlamsız olur.Bireyci düşünmemek gerekir.Bağcı konusuna gelince; özele giden arkadaşları kırmak istemem.Bunlar sadece benim düşüncelerim.Herkes yaptığı işlerde özgürdür.Fikir belirtmek de belirtene mahsustur.Özel okuyan arkadaşlarımla bir polemiğe girmek istemem.Benim laflarım dediğim gibi PATAVATSIZ yazılar yazan arkadaşlara idi.Onların da kim olduğunu bu yazıları okuyan herkes anlamıştır.
"siz çok AKILLI şeyler yazdınız özelde okuyanları küçümseyerek
özele gidenler devlettekilere laf atıyormuş ???? nasıl bi laf bu??"
Cümlelerine gelince...Özele gidenler devlettekilere laf atıyor konusunda; eğer daha önce yazılanlara ve "Ankara'dan İsyanbul'dan mezun olanlar" ile ilgili küçük düşürücü sözlere bakarsanız sanırım cevabınızı alırsınız.Özelde okuyanları küçümsemek gibi bir amacım yok.Ben insanları küçümsemem küçümseyenleri de sevmem.Ancak yazdıklarımın AKIL"C"I olduğunu düşünüyorum.Bunları yazarken mantıklı dayanaklarım var çünkü.15 milyar verip özele giden arkadaşlar da sizin mantığınızla düşünürsem eğer "BENİ İLGİLENDİRMEZ!".Ancak böyle düşünmüyorum.Onların da kendilerine göre gerekçeleri vardır.Ben dediğiniz gibi birini de hiç tanımadım.
"isteklerimiz mantığa dayalı ve sonu lehimize olan sonuçlar doğurmalı ki bir yere varabilelim"
Cümlenize de kesinlikle katılıyorum. Cevabınız için teşekkür ederim.
SEVİYELİ sohbetler dilerim hukukçu arkadaşlarım ve büyüklerim...
Ekleyen: diq4gen - 12/12/2005 : 00:15:26
|
ben de tşk ederim sayın dik4gen beyefendi/hanımefendi(bilemiyorum cinsi)
önceki açıklamalar o şahısların düzeysizliğinden bence, ama onlar seviyesizleşti diye bizler de seviyesizleşecek değiliz , aksine onları görmezden gelip kendi -nezaket kuralları çerçevesinde- düşüncelerimizi savunmaktır.
nezaket konusunda ise haklısınız sizler nasıl isterseniz sizlere öyle hitap ederim(alışık değilim o yuzden ellerimden sen kelimesi çıkıyo, mazur görün artık )
SAYGILARIMLA
|
denizhan_aga |
GEÇMİŞ ZAMAN OLUR Kİ...(anılarımızı tazeleyelim)
quote:İnanamıyorum...Bu ülkede ne kadar da boş hukuk fakültesi bitirdiğini zanneden varmış...Öncelikle kendisini yüksekte gören tüm hukukçu geçinenlere şunu söylemeliyim ki Türkiye de özel üniversite yok!VAKIF üniversitesi var...Gelelim Öss başarısına...Ben Öss de 180 tm puanı aldım ama kesinlikle devlet üniversitesi tercih etmedim ayrıca okulumda benden daha yüksek puanlarla giriş yapan arkadaşlarım var..Ne başarısından bahsediyorsunuz siz?İstanbul Ticaret Üniversitesinde okuyorum burslu olarak ve bununla gurur duyuyorum...Devlet üniversitelerinde eğitimin bittiği bir gerçektir...Okulumuzda en nitelikli prof.lar eğitim vermektedir...Ve derslerin ardından da pratik çalışmalar yapılmaktadır...Elbetteki vakıf üniversitelerindeki öğrencilerde çok emek veriyorlar ve her ne kadar kabul etmek istemeseniz de devlet üniversitesindeki öğrencilerden çok daha iyi eğitim alıyoruz...Daha çok bilgilenmeniz dileğiyle.... |
quote:Vakıf Üniversitelerini eleştirirken nasıl davranılıyorsa ben de aynı şekilde konuya yaklaştım...Ne ekerseniz onu biçersiniz...Sevgi ekerseniz sevgi biçersiniz,zehir ekersiniz zehir biçersiniz...Vakıf üniversitelerini acımasızca boş eleştirilere boğanlara nasıl hak verirsiniz? Böyle birşey mümkün mü? Ayrıca lütfen araştırmalarınızı dikkatli yapınız! Kendi üniversitem için konuşacak olursam her yıl ücretler TL üzerinden alınıyor Dolar veya Euro değil...Size şurada hak veriyorum ki konuya biraz sert yaklaştım...Ancak şu konu başlığına birkez daha bakar mısınız?Size şu soruyu yöneltemk istiyorum.Bir Devlet Hastanesine gittiğiniz de mi iyi tedavi olursunuz,yoksa bir özel hastaneye gittiğinizde mitedaviniz tam olarak gerçekleşir?Daha fazla söze lüzum yok...Zaten sorduğum soru apaçık herşeyi tek bir cevapta özetliyor...Saygılarımla.. |
quote:Sn Fırat,devlet üniversitelerinden hakim savcı çıkacak ise pek tabiidir ki vakıf üniversitelerinden de hakim savcı çıkacak...Ayrıca son yıllarda devlet üniversitelerinin hakimlik savcılık sınavlarında da başarıları düşmektedir...Bence Vakıf üniversitelerini eleştireceğiniz zamanı devlet üniversitelerinde ne tür değişiklikler yapılırsa eğitim düzelebilir sorusuna cevaplar,çözümler üretmekle geçirebilirsiniz...Merak etmeyin ben ve benim gibi öğrenciler vakıf üniversitesinde çok iyi bir eğitim alıyoruz artık bunun tartışmasını yaparak zaman harcamayınız! Ayrıca asıl karşısındakini aşağılayıcı tavırlarda bulunanın siz olduğunu düşünüyorum...Takdir edersiniz ki Zanaat kelimesinin manasını bilmememe imkan yok.Bilemiyorum anlatabildim mi? Siz de kendinize iyi davranın... |
PINAR 84'ün yazısı
görüşleri gayet net dobra dobra yazmış, gerçekleri yazmış... saygılar |
DemirEfendi |
sn:4jjustice ...
Eğer yazımı bir daha anlayarak okursan orda ne demek istediğimi çok daha iyi anlıyacağını umuyorum ama ben yinede senin merak edip anlayamadığın noktalara açık getireyim.. Böyle bir tartışma ayıp dedim çünkü ortada faydalı bir nokta yok..Şuan tartışılan sadece özel üniversiteler mi.? Devlet üniversitelerimi..? Bense adalet sistemimizde öncelikli çok daha önemli ve büyük sorunlar varken bu tür konuları tartışmak AYIP dedim ve arkasındayım..Aklı Başında konu derken neyi kastettiğimi umarım bu sefer anlamışsındır..Biz avukatların Sistemle ilgili birçok sorunlarımız var ve eğer bunları çözemez ve oluruna bırakırsak şimdilik öğrencisiniz fakat geleceğin genç hukukçuları olarak sizlerde bunlarla uğraşmak zorunda kalacaksınız..Okulunda sorunların olduğunu yazmışsın.. Okulundaki sorunlarının çözüm platformu burası değil..burdaki herşey geneledir..ve herkeste burda kendine pay çıkartır..şuan ki tartışmada tekrar söylüyorum.. Faydadan çok zarar verecek..Hepimiz sonuçta hukukçuyuz..Amacımız insanlara hizmet..aramızda ayrımımız yok olmalı.. özelimizde yok devletimiz de.. bizler hukukçularız ve omuz omuza verip çözümler üretmeliyiz.. umarım düşüncelerimi anlamışsın arkadaşım...
Sn. Demirefendi,'özel üniversitelerde hukuk diye tartışmak kusura bakmayın büyük AYIP' demişsiniz ama tartışılanlar hakarete varmadığı sürece neden ayıp olsun ki?bir de aklı başında konular seçin demişsiniz ama 'aklı başında' ile neyi kastediyorsunuz ki?bana kalırsa bu konu da son derece 'aklı başında':Ben şu an bir vakıf üniversitesinde burslu olarak okumaktayım ve bazı sorunlarım var bunları dile getirmek ve diğer arkadaşlarımın fikirlerinden yararlanmak(yani tartışmak) neden acayip oluyor anlamadım gitti
|
diq4gen |
Bu forumda
""" Şunu hiçbir zaman unutmayalım!!! :
''yargıtay da çetelerle ilişkiye girenler, yolsuzluk yapanlar, Ankara veye İstanbul hukuk mezunudur...
ÖZEL hukuk mezunu değil, DEĞİİİİİİİİL!!!.... siz devlette okuyanlar ahlakınızı düzeltin önce...!!! """
gibi saçma sapan yazılar yazılmış.Umarım bir daha böyle şeylerle karşılaşmayız.Size katılıyorum bunlar o şahısların düzeysizliğidir, onlar seviyesizleşti diye biz de seviyesizleşecek değiliz.Nezaket kurallarına gelince, eğer hukuk fakültesini kazanırsanız bu şekilde konuşulacak ortamlara alışık olmanız gerekir bence, bu sizin yararınıza olur.Yoksa biz de sen'li ben'li ve gayet matrak şekilde konuşabiliyoruz gerçek hayatta.[|)]Ancak burada muhattap olduğumuz insanların önemini bildiğimizden bu şekilde konuşmayı yeğliyoruz. Sevgiyle kalın...Fikirlerinizi paylaştığınız için teşekkür ederim.
Can Doğan IŞIK |
denizhan_aga |
sinir anında söylenmiş sözlerdir daha önceden herkesten özür diledim YİNE DİLERİM !!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!
daha fazla polemik yaratmak istemiyorum
saygılarımla
Denizhan Ağyaroğlu |
cankaya_uni_hukuk |
vakıf üniversitesinde okuyan biri olarak aldığım eğitimden çok memnunum.
ankara üniversitesinde 300 kişinin dinlemeye çalıştığı değerli hocaları 60 kişilik sınıflarda 10-15 öğrenciyle dinliyorum.karşılıklı tartışabiliyorum.derse girip not alıp çıkmıyorum sadece.bunlar bana göre benim avantajlarım.
dezavantajlarım ise ankara mezunu olmadığım için muazzam bir derece yapmazsam özel sektör harici bir yere gelemiyorum.
tanıdığım yoksa stajda zorluk çekiyorum.
"sütçü imam iktisata giremeyen gitmiş hukuk diploması almış" tabiri de yanlış.zira boğaziçi mat. mezunu da var,dicle matematik de.
biri microsoftta çalışır,diğeri özel ders verir ilkokul talebelerine.
ankara hukukta vb. okuyan bir kişi de biz vakıf üni. dekilerden bir adım öndedir diploma,referans açısından.
illa bir ayıklama yapılacaksa en doğrusu yetersiz fakülteleri kapatmak ve adam akıllı bir avukatlık sınavı koymaktır.böylece vakıfta eğitim almayanı da,devlete girdikten sonra yan gelip yatanı da ayıklarız.
|
diq4gen |
Adam akıllı avukatlık sınavı konusunda katılıyorum.Bu çürük elmaları ayıklayacak, öğrencilere de belli bir seviyeye gelme zorunluluğu getirecektir.Gelemeyenlerde ellerinde diploma gezerler artık... |
Av.Tayfun Eyilik |
quote:sinir anında söylenmiş sözlerdir daha önceden herkesten özür diledim YİNE DİLERİM !!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!
daha fazla polemik yaratmak istemiyorum
saygılarımla
Denizhan Ağyaroğlu
Ekleyen: denizhan_aga - 12/12/2005 : 16:56:23
|
özür dilediniz şimdi de özre konu iletiyi düzeltiniz lütfen |
Av.Tayfun Eyilik |
Bu konu yeterince uzamıştır. Konu şu fakülteden mezun olanlar iyi bu fakülteden mezun olanlar kötü tartışması gerçekten de gereksiz bir tartışmadır. Hukuk'ta kalitenin yükseltilmesi başka bir konu
yüksek öğrenim hakkı konusunda eşitlik sağlanması başka bir konudur.
Kabul etmek gerekir ki mantar gibi bitiveren hukuk fakülteleri ile mesleğimizde kalitenin yükselmeyeceği ortadadır. O halde çözüm başka şekilde aranmalıdır. Yani herkezin özgürce yüksek öğrenim görebilmesine olanak tanımalı ama aynı zamanda bu fakültelerdeki eğitimin kalitesinin yükseltilmesi gerekmektedir. Burada en büyük görev ise meslek kuruluşlarına düşmektedir. Ülkemizde yasal olarak uygulaması bulunmamakla birlikte sanırım anglo sakson ülkelerde bu görev barolara verilmiş. Barolar her yıl baroya başvuru için açtığı sınavlara katılacak kişilerin mezun olacakları okullar konusunda seçici davranmaktalar. Bütün bir yıl ülkedeki tüm hukuk fakülteleri barolar tarafından denetlenmekte ve yıl sonu barosuna katılacak kişilerin o yıl denetimde başarılı olduğunu tespit ettiği fakültelerden mezun olma şartı getirmektedir.
Kabul etmek gerekirki hangi fakülteden mezun olunursa olunsun meslekte kalite öncelikle meslektaşlarımızın bizzat kendi çabaları ile oluşur. Bu ise hem mesleki ahlak olgunluğuna erişmek hemde teknik olarak sürekli kendisini geliştirmekle mümkündür.
Bir başka çözüm şekli ise özellikle avukatların müvekkillerine verebilecekleri zararları asgari seviyede karşılacak zorunlu sigorta olmalıdır.
bu husus hemde müvekkillerin haklarını koruyacağı gibi hemde olası rucu davaları nedeni ile avukatların aldıkları işi özenle yürütmelerine sebep olacaktır
quote:Üniversite sınavlarındaki başarı durumuna göre mi hukukçuluğunu ölçeceksiniz ? Meslekteki başarısına göre mi ?
Mesleğimizin hak ettiği yerde olmasının tek sebebi özel üniversiteler mi ?
Ekleyen: Av.Tayfun Eyilik - 13/04/2005 : 00:17:37
|
quote:ben Hukuk fakültesine girdiğim zaman türkiyede mezun vermiş iki tane fakülte vardı ankara ve istanbul. izmir daha mezun vermemişti üniversite sınavlarında puanı yüksek olmasına rağmen (komik ama ) o fakülteyi küçümserdik. Daha sonraki yıllar erzincan hukuk fakültesi açıldı ama öğrencileri bizim fakültedeydiler binaları yoktu, Diyarbakıra hocalar uçakla gidip ders verir geri gelirlerdi bizde onları beğenmezdik. Ama kendini yetiştiren her yerde yetiştiriyor.
Ekleyen: kumru - 13/04/2005 : 00:21:29
|
quote:savunduğum icin değil uç bir örnek vermek istedim sadece. üniversite sınavlarındaki başarıyı temel kabul edilmesine yönelik bir eleştiriydi. Kurduğunuz mantığın ulaşabileceği yerleri göstermek istedim.
üniversite sınavında başarılı ama ders tekrarı yüzünden atılıyor demekki aslında başarılı degil kendisine verilen hakkı doğru kullanamamış yani hakkı yanmış o zaman kendisini yeniden ispatlaması gerekiyor değilmi af yasası olmasa üniversite sınavına bir daha girmek zorunda. Belki bu kez başarılı olamayacak...
ayrıca üniversite sınavlarındaki puan durumları okulun ne kadar çok tercih edilmesi ile ilgilidir. Yukarıda verilen örnek de daha yeni açıldığında ders verecek hoca sıkıntısı çekilmesine ( eğitimin kalitesinin şüpheli(ünlem işaretli) görünmesine) rağmen az sayıda öğrenci alması ve diğer okullara göre daha çok kişinin tercih etmesi sebebi ile istanbul ve ankaranın puanlarından daha yüksek bir puanla girilebiliyordu.
Yani üniversite sınavlarındaki puan okulun kalitesi için bir kıstas değildir. okulun ne kadar çok tercih edilmesi ile ilgili bir durumdur. diye düşünüyorum Ekleyen: Av.Tayfun Eyilik - 15/04/2005 : 00:14:13
|
quote:söylenebilecek yüzlerce sözü bir kenara bırakıp, bu tartışmaya *bence* son noktayı koyan Pınar84'e bize vakıf üniversitesi ile özel üniversite arasındaki farkı öğrettiği ;
ve özel üniversitedeki öğrencilerin tartışmanın başından beri adeta yakınılan tavırlarını AYNEN SERGİLEYEREK !! BİZE VAKIF ÜNİVERSİTESİ -DEVLET ÜNİVERSİTESİ FARKINI BİZZAT YAŞATTIĞI İÇİN teşekkürü bir borç biliyorum....
ve...genç bir avukat olarak şunu idrak ediyorum ki bir devlet üniversitesini * özel* kılan verdiği hukuk bilgisinden ziyade öğrencide oluşturduğu HUKUK VE HUKUKÇULUK KÜLTÜRÜ dür,
ve hukukçuluk SAYGIN ve SAYGILI OLMAYI gerektirir.
Saygılarımla..
Ekleyen: nozyavuz - 08/09/2005 : 18:29:15
|
üniversite sınavları neyi ölçmektedir. ??
quote:çok gereksiz bir tartışma bu ben başka bir tartışma konusu açayım
"üniversite sınavlarını gerekli buluyormusunuz"
"herkese yüksek öğrenim hakkı tanınması gerektiğini düşünüyormusunuz"
bu sorulara vereceğiniz cevapları birbiri ile karşılaştırın bakalım ne çıkacak
Ekleyen: Av.Tayfun Eyilik - 07/06/2005 : 10:33:51
|
|
gurpinar |
Artık daha başka sorunlara yönelelim özel okulmuş devlet okuluymuş bunlar yerine ülkemizdeki hukuk sistemini veya eğitim sistemindeki sorunları tartışabiliriz. Fakat şunu söylemek isterim ki özel üniversitelerden mezun arkadaşlarımız bugün iş hayatına çok daha donanımlı ve özgüvenli olarak atılmaktadır. Önemli olan ÖSS gibi çarpık bir sınav düzeninde elde edilen başarı değili hukuk öğrenimi boyunca elde edilen başarılar, gösterilen istikrardır. Bir devlet üniversitesini kazanıp 7 senede bitiremeyen arkadaşlar mı yoksa özel üniversiteyi 4 senede hiç bütünlemeye kalmadan bitiren arkadaşlar mı daha başarılı? Devlet üniversitelerinin eğitim kalitesi mi daha yüksek özel ünversitelerin mi? Peki hangisi öğrenciyi daha donandımlı hale getiriyor. Bence bilmeden gereksiz polemikler yaratıp gündem yaratmayalım. Hukukçu olarak çok daha başka sorunlara eğilelim. Herkese iyi günler. |
microcosmos |
ülkemizde özel üniversitelerde öğrenim hakkını çok adil bulmuyorum aslında.yalnız hukuk eğitimi değil,tıp,iktisat vs.vs.
evet,pek çok ülkede özel üniversite var,amerika önemli bir örnek.ama orada ve diğer ülkelerde devlet ya da özel üniversite ye girme koşulları farklı değil.aynı koşullara sahip öğrenciler okuyor.
ülkemizde özel üniversitelerde eğitim kalitesi de tarışmaya açık,kolej mantığıyla açılmış,kar amaçlı kuruluşlar bunların büyük kısmı....ancak devlet üniversiteleri çok mu kaliteli?
ben 1996 yılında ankara hukuk fakültesi ni kazandığımda fakültede 35 kadrolu prof vardı,derslere y.doç. filan girmezdi.geçenlerde sitesine baktım,22 prof. kalmış,bunların önemli kısmı bir iki yıl içinde prof. kadrosuna atanmış isimler.
istanbul daha da vahim,o büyük fakülte,dünyanın önde gelen hukuk okullarından sayılan fakülte mütavazi bir fakülte olmuş artık.
ankara istanbul böyleyse diğrelerini varın siz düşünün.kadrodaki aşınmanın en büyük nedeni özel üniversiteler.
günah orada okuyanların mı?yoksa derslerde özgürlük,eşitlik,adalet nutukları çekip ilk fırsatta kapağı özel bir üniversiteye atanların mı?
ismini varmeyeyim,her fırsatta özel eğitim kurumlarına sataşan bir hocanın ismini özel fakültelerin birinin akademik kadrosunda görünce şaırıp kalmıştım.
benim özel üniversitelere yönelteceğim en büyük eleştiri akademisyen yetiştirmek yerine fenerbahçe gibi transfer yapmaları:-)siz yüzde bir dilime girin,okulda asistanlardan ders dinleyin,adam sıfır puan çeksin bilkentte ders alsın!
bir de merak ettiğim bir konu var,okulda bizlere kök söktüren,sınav listeleri 0 puanlarla dolu pek muhterem hocalarımız aynı tavırlarını özellerde de sürdürüyorlar mı acaba?sanmıyorum...hatta fakültede öğrencilerin yarısının okul uzatmasına neden olan bir hocanın özel üniversitede ortalama notunun 75 olduğunu söylesem!!!
adaletsizlik burada da bitmiyor,kimse kendini kandırmasın,sen çalış çabala,öğrenmeye anlamaya çalış,aldığın davalar diş kovuğunu doldurmasın,öte yandan adam şehrin önde gelen avukatlarından olsun,üniversiteyi kazanamayan oğlunu özel üniversitede okutup büroyu tüm iş çevresiyle oğluna devretsin,yaşadığımız,tanık olduğumuz şeyler bunlar.
maalesef burası türkiye ve nasrettin hoca ya bakılırsa 600 yıl önce de böyleydi durum,çünkü parayı veren düdüğü çalıyor. |
ihsanozdamar |
Size bir örnek; Yakındoğu Hukuk Fakültesinde 22 prof var. isterseniz www.neu.edu.tr den kontrol edebilirsiniz. bu fakültede 1-3 , 2-4 sisteminin yanısıra alttan dersi olana üsten bağlantılı dersi verilmez. bunda da ceza genel- ceza özel gibi tam bir bağlantı aranmaz. örneğin bir öğrenci borçlar genel dersinden kalmış ise 1. sınıftan hiç dersi kalmamış olsa dahi borçlar özel ve ticaret 3 verilmez. 1. sınıftan dersi varsa zaten işi Allah'a kalmış demektir. bu arada derslerden geçme notu 60 tır ve mezun olabilmek için 70 ortalama gerekir. medeni hukuk, eşya, miras ve ticaret derslerinden kalan öğrencilerden yaklaşık 3000 nufüslu bir kent kurulabilir. sadece miras dersi yüzünden o dönem son sınıf mevcudunun yaklaşık yarısı okul uzatır. yani tek dersten.. umarım size özel hukuk fakültelerindeki eğitim hakkında biraz olsun bilgi verebilmişimdir. |
diq4gen |
bir okuldan örnek her okulu bağlamaz.bu ölçütlerde öğrenci kalitesi de önem arz eder. Özelin de devletin de iyisi de var kötüsü de var işte, herkes kendi okulunu överse de bu işin içinden çıkılmaz eğer okul tanıtımı yapılacaksa buna ayrılan bir bölüm de bulunmaktadır bu sitede, şu dersten şu kadar kişi kalıyor demekle o okulun çok iyi olduğu sonucu da çıkmaz.Malum, bölüm hukuk, her okuldan kalanları toplasan bir ülke oluşur heralde. memnunsanız sorun yok. iyi sohbetler |
ihsanozdamar |
öncelikle şunu söylemek gerekir ki ben bi okulu övmek maksadıyla yazmadım bunları. kendi hocalarına güvenmeyen ve onların özel okulda bol bol not dağıttığını düşünen öğrenci arkadaşlara idi sözüm.
bir eşitsizlik nidaları aldı başını gidiyor. eşitlik nedir ki eşitsizliğin olduğunu savunuyorsunuz. eşitsizliğin ta kendisi lise yıllarında başlıyor. not verme kıstaslarının neler olduğunu gayet iyi biliyorum. ÖSS puanını baz alarak yapılan yorumlara da bir anlam veremiyorum. kaç kişi tanırım 120 ancak alıp da şimdi düzgün bir avukat olan.
yani sözün kısası özel okuyan kişileri burda aşağılamakla sağlanmaz o eşitlik. eğer gerçekten hukukçu olmak istiyorsa bir kişi ister devlet üniversitesinde olsun ister özelde olsun not almanın hocaya yalakalık yapmakla sağlanacağını zannetmemelidir. hocanın bir an olsun yanından ayrılmayıp ismini ezberletene kadar gölge gibi yanında kalıp binbir türlü şebeklik yapmamalıdır. dün bunu yapan öğrencinin bu gün icra memurlarına yalakalık yaptığını gözlerimle gördüm. eğer gerçekten hukukçu olacaksa bir kişi herşeyden önce devletin kendisine bu eğitimi parayla da almasına imkan sağlayan kişileri aşağılamamalıdır.
hukuk fakültesi kimsenin tekelinde değildir. parayla bir değer bir bilgi satın alınmasına karşı olan kişi. icra memurlarına üstü kalsın demez. işini hiç bir zaman parayla yapmaz.
şimdi öğrenci sıralarında konuşmak kolay. hele bi mesleğe başlayın bakalım. bu idelist arakadaşlardan kaçı yaşamını böyle sürdürmeye devam edecek merak ediyorum |
diq4gen |
Ben de bir okuldaki durum her okulu bağlamaz diyorum, kendi okulunuz anlattığınız gibi diye her okulu mu aynı kategoriye koyuyorsunuz?Özelin de devlet üniversitelerinin de iyisi de var kötüsü de.Burada sizin okulunuz gibi olmayan birçok okuldan da örnek verilerek özel okulların örnekteki gibi olduğu söylenebilir.Ancak olay o kadar basit değil.Burada genel konuşmak daha doğru olur bence.Lisedeki notlar konusunda ise size katılıyorum, eşitsizliğin burada var olduğunu iyi teşhis etmişsiniz.Eşitliğin ne olduğuna gelince, sanırım mezun olmuşsunuz, hukuku, eşitliği, hakkaniyeti benden daha iyi bilen biri olduğunuz için size soruyorum.O zaman eşitlik ne ki eşitsizlik ne olsun, boşverin ne olursa olsun!İcra memurlarıyla olan ilişkilerde ise özelden veya devletten o dediğinizi yapanları sanırım kimse hoş görmez.Ancak "parayla bir değer bir bilgi satın alınmasına karşı olan kişi. icra memurlarına üstü kalsın demez. işini hiç bir zaman parayla yapmaz." düşüncelerinize aynen katılıyorum.Bunu da yapanlar gerek okullarında gerekse mesleklerinde gerçek idealist değildir!
Öss puanına gelince öss önemli bir ölçüt ancak dediğiniz kişiler de var tabi ki, özellikle de hukukta örneğin iyi konuşamayan veya çekingen olan bir kişi isterse öss de tam puan alsın mesleği yine de yapamaz.Az puan alıp da iyi avukat olanlar da vardır tabi ki.Ancak şunu da soruyorum, geleceğini düşünmeyip össye çalışmayan insan nasıl o kadar dava üzerinde çalışacak ve kendi hayatına önem vermeyen biri nasıl başkalarının hayatına önem vererek onların hayatı üzerinde etkili olacak kararlar vereceklerdir?Bu konuda sınav sistemi açısından değerlendirmiyorum, hayata verilen önem ve emek açısından değerlendiriyorum.Sonuç olarak istisnalar kaideyi de bozmaz.Mesleğinizde başarılar dilerim, |
figen-veli |
heyyou saygılar diyorsun ama saygıdan bir habersin sen bir hukukcuysan bu utanç verici.ne türkçeden haberin var,ne söylediğin lafların nereye gittiğinden.... biraz düşünerek yaz... yazdığını bir daha oku bakalım burada suç oluşuyor mu oluşmuyor mu???? |
figen-veli |
SN_SVC arkadaşım hiçkimse lisedeki haliyle kalmıyor.ve sen devlet üniversitesini kazandın okuyorsun diye diğer arkadaşlarını aşağılamaya hakkın yok.neden ülkemizde eğitim alan insanların artmasından rahatsız oluyorsun? neden onlarla rekabetten korkuyorsun.madem sana göre devlet üniversitelerine girenler başarılı olacak o zaman mesleğe başla onların sana rakip olmasından da korkma... önce okulunu bitir bakalım düşüncelerinde görüşlerinde ne farklılıklar olacak... başarılar diliyorum..
|
Oguzhan Arslan |
Konunun ilk sayfalarındaki mesajları okuyunca açıkçası çok üzüldüm. Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nde burslu olarak son sınıf öğrenimi görmekteyim ve son dönemimdeyim. Okuldaki 4. yılımdayım ve şu an hiç alttan dersim bulunmamakta. Bu dönem toplam 13 ders alacağım ve alacağım dersler arasında normal bir devlet üniversitesinin hukuk fakültesinde okutulmayan dersler de var. Örnek vermek gerekirse;
- Anglo-Sakson Hukuku'nda Sözleşmeler ve Haksız Fiil
- Alman Hukuku ve Terminolojisi
- Özel Hukuk Uygulamaları (Bu ders tüm özel hukuk dallarını kapsamakta ve tamamen pratik çalışmaya yönelik bir ders)
- Law Firm Legal Terminology (Daha çok yabancı şirketlerle çalışmayı düşünen avukatlar için hukuk terminolojisi, ticaret hukuku ağırlıklı)
- Hukuk Kliniği (Sanal Mahkeme dersi. Bu dersi İstanbul Barosu Başkan Yardımcısı Av. Filiz Saraç vermekte)
- International Commercial Arbitration (Uluslararası Ticari Tahkim)
Bunların dışında bir de seçmeli dersler de verilmekte. Elektronik Ticaret Hukuku (e-ticaret sorunları), Hukuk Muhasebesi (ticaret hukuku alanında çalışmak isteyen avukatlar için), Çevre Hukuku, Tüketici Hukuku, Avrupa İnsan Hakları Sözl. ve Uygulaması, European Business Law gibi...
Diğer özel üniversitelerdeki eğitimi tam olarak bilmiyorum. Ancak kendi okulum olan Yeditepe Üniversitesi açısından konuşacak olursam, hukuk fakültesi okulun en zor fakültesidir. Bütünleme sınavı da fakültemde bulunmamaktadır (!). Sınavlarımız çok sıkışık bir zamanda ve ard arda yapılmaktadır. Bu nedenle affınıza sığınarak belirtmek istiyorum, eşşek gibi çalışıyoruz. Sözüm meclisten dışarı; bazı devlet üniversitelerinde okuyup da okula gitmeyip, sağdan soldan not tedarik ederek derslerinden geçen arkadaşlar gibi yetişmiyoruz. Aldığımız eğitim ve gördüğümüz derslerle bu piyasaya çok sağlam ve bilgili olarak atılacağımız kanaatindeyim.
İlk sayfalarda belirtilen "aşağılama" olayını üzerime almamakla beraber, fakültedeki arkadaşlarım adına kınıyorum. Davulun sesi uzaktan hoş gelir ancak benim durumumda bulunan arkadaşlar için de söylenecek en güzel söz "meyve veren ağaç taşlanır" olacaktır. |
esra14 |
[quote]
Hiç doğru bulmuyorum.bir tarafta bu mesleğe gönül vermiş insanlar gecelerini gündüzüne katarak çalışıyor binlerce insan arasından sıyrılabilmek için emek harcıyor,diğer tarafta bazıları hiç bir emek sarfetmeden,hiç bir başarı göstermeden parayı bastırarak hukuk diplomasını alıveriyor.
Ben özel hukuk mezunuyum.Ancak tek ders 300 dolar o yuzden de pek dediğiniz gibi olamıyor maalesef.Sırf para almak için geçmek üzere olduğunuz derstten kalabiliyorsunuz.
Girmesi kolay çıkması zor anlayacağınız. |
heyyou |
Sn. Figen-Veli,ben ne yazdıysam bir fikir doğrultusunda ve o fikri inandığın nedenlere dayandırarak yazdım.Yani sizin gibi direk,gocunarak ve kişisel suçlayıcı ifadeler kullanmadım.Siz de fikirlerini belirtirken nedenler ve argümanlar öne sürerseniz daha fazla saygı görürsünüz.Bu yönden sizin utanmanız gerektiği gibi utanmam gerekmiyor.Böyle kişisel cümleler kurduğum için de tüm siteden özür dilerim ancak gördüğünüz gibi sn. figen-veli'ye ancak böyle şeyler yazabilirdim,yani anlayacağı dilden.Yaş ve konum itibariyle size de saygım var ancak daha saygılı olmanız forum ve hayat düzeniniz açısından yararlı olacaktır. |
figen-veli |
heyyou yine anlamamışsınız ya da geçmiş tarihli bir yazınızdan bahsettiğim için yazdıklarınızı hatırlamıyorsunuz.sorularımlşa hatırlatayım.11.0.2005. özelde okuyup ben hukukçuyum diyenleri aşağılıyorum demek NE DEMEK?Özele girmenin rahatlığıyla gezip tozdular NE DEMEK?Böyle konuşabilmek için çok iyi gözlemlemiş olmanız gerekiyor iyi bir hukukçu iyi bir gözlemci olabilmeli. burada hatalısınız... özel okullarda hukuk fakülteleri gibi nitelikli bölümlerin okutulması *a h l a k s ı z l ı k t ı r* şeklindeki hakaretinizi devletin hangi kademesindeki kişiye ya da kime yönelttiniz. kimi suçluyorsunuz.Saygısızlık yaptığını düşündüğünüz kişiler kimler? Bu kadar düşüncesizce sarfedilmiş sözlerden snra saygılar demek NE DEMEK? Şimdi sözlerinizin arkasında durarak saygılı bir şekilde bunları ama bütün sorularımı cevaplamanızı rica ediyorum. hem kendi adıma hem de özel üniversitelerde okuyan arkadaşlarım adına hem de suçladığınız düzen adına... herkese sevgi saygı ve başarılar diliyorum. |
heyyou |
quote:11.0.2005. özelde okuyup ben hukukçuyum diyenleri aşağılıyorum demek NE DEMEK?
|
İlk sorunuzdaki benim belirttiğimi söylediğiniz cümle aynen şöyledir:
quote:
Hiç bir şekilde doğru bulmuyorum,özle okulda hukuk okuyup da ben hukukçuyum,şöleyim,böleyim diyenleri aşşalıyorum.
|
Yani o cümlede özel üniversitede hukuk okuyup ben hukukçuyum diyenleri değil ben hukukçuyum deyip bunun havasını atanları aşağı görüyorum.Anlatabilmişimdir umarım,zor bir cümle kurmadım.Zaten ilk sayfaya bakarsanız cevabını bulabilirsiniz.
quote:
Özele girmenin rahatlığıyla gezip tozdular NE DEMEK?
|
Asıl cümlem şöyle:
quote:
Ben ve benim gibiler iyi puan alabilmek için eşşekler gibi çalışıp dururken onlar özle okula girmenin verdiği rahatlıkla gezip tozdular..
|
Açık bir şekilde neden bunu söylediğim yazıyor,değil mi?Tamamını okusaydınız,soruya gerek kalmazdı.
quote:
özel okullarda hukuk fakülteleri gibi nitelikli bölümlerin okutulması *a h l a k s ı z l ı k t ı r* şeklindeki hakaretinizi devletin hangi kademesindeki kişiye ya da kime yönelttiniz. kimi suçluyorsunuz.Saygısızlık yaptığını düşündüğünüz kişiler kimler?
|
Yine asıl cümlem şudur:
quote:
bi kere bu özel okullarda hukuk gibi nitelikli bölümler okutulması ahlaksızlıktır,öss'de bileğinin hakkıyla çalışan öğrencinin emeğine saygısızlıktır!!!
|
Kimi suçladığımı hiç düşünmedim,zaten bir önemi yok bu durumu yaratan kişileri ya da kurumları suçlamak.Orada dikkat çektiğim nokta virgülden sonra gelen cümlemdir.Sadece okumak istediğiniz yerleri okumayın lütfen.
quote:
Bu kadar düşüncesizce sarfedilmiş sözlerden snra saygılar demek NE DEMEK?
|
Bu cümleler yukarıda da çok basit ve herkesin anlayabileceği şekilde belirttiğim gibi belli düşünce ve argümanlara dayanıyor.Geçen yıldan beri aynı olmamamdan dolayı(hiçbirimiz öyle değiliz zaten) oldukça sert şeyler yazmış olabilirim ancak bu cümlelerle olmasa da hala aynı düşüncelere sahibim.(gördüğünüz gibi de her sert cümlemi aynı şekilde ve çok anlaşılır bir şekilde savunuyorum) Bu yönden gayet düşünerek söylenilmiş ve nedenlere dayandırılmış düşünceler olduğunu siz de görebilirsiniz sn. figen-veli.
quote:
Şimdi sözlerinizin arkasında durarak saygılı bir şekilde bunları ama bütün sorularımı cevaplamanızı rica ediyorum. hem kendi adıma hem de özel üniversitelerde okuyan arkadaşlarım adına hem de suçladığınız düzen adına...
|
Oldukça açıklayıcı olduğumu düşünüyorum bunun üzerine kafanızda hala soru işaretleri varsa artık yapabileceğim birşeylerin olduğunu sanmıyorum.Siz de gördüğünüz gibi nasıl davranırsanız öyle karşılık görürsünüz,umarım dilediğiniz saygıyı sağlamışımdır yazımda.Haa bir de bir dahaki sefere daha dikkatli okuyun eleştirdiğiniz insanların düşüncelerini,nacizane tavsiyemdir...
Yine saygılar... |
figen-veli |
size artık hiçbirşey söylemiyorum. Anladığım kadarıyla hala öğrencisiniz. yoksa çoktan ne demek istediğimi anlardınız. neyse bi mezun olun sonra görüşürüz sizinle. öğrenciyken anlamanız ve size bazı şeyleri anlatmak oldukça zor... böyle meslekdaşlarınızı aşağılamak gireceğiniz mesleğin onuruna yakışan bir davranış değil taraflı davranmak da öyle bunu bilin yeter sevgili kardeşim. neyse okulunuzda sınavlarınızda başarılar diliyorum... |
zeenep |
arkadaslar hepinize merhaba
ben vakif universitesinde okuyorum.. kimsenin söz söylemeye ne titri ne de terbiyesinin el vermeyecegi hocalarim var.. universite tercihlerimi yazarken once ögretim üyelerinin kimler olduguna dair bir arastırma yaptım.. cogu emekli olmus, inanılmaz başarılı avukatlara ya hocalık yapmıs ya da cogu rahmetli olmus degerli hocaların ögrencileri olmus hocaların bulundugu bir fakultedeyim.. tercihimi kazandigim öss puanına göre degil fakültelerin kadrolarına göre yaptım.. siz söz sahibi bir cok hocanın degerli kıtaplarını okurken, ben o degerli hocalarla ders yapıp onların degerli görus ve tecrubelerinden faydalanıyorum..eger universite puanımı göze alsaydım bu kadar basarılı hocalarla birlikte olamayacaktım,bu birrr... eger vakıf universitesinin masraflarini karsilayabiliyorsam devlet universitesini tercih etmem haksızlık olur.. böylelikle girebilecegim halde tercih etmedigim devlet universitesinin ögrenci kotasını doldurmadan maddi yönden benim kadar sanslı olmayan arkadaslarımın onunu acmıs oluyorum.. devlet universitesi ve vakıf universitesi arasında yapılması gereken tek ayrım ise birinin devletin sagladıgı makul olculerdeki egitim olanagı olmasıdır,bu da ikii...
sonuc ise.. akla kara mesleki hayatta zaten belli oluyor, olacaktır da..
ps: başarının ölçüsü asla banka hesabınız degildir.. yukarıdaki cumleden kastım bu yonde anlasılmasın..
sevgilerimle.. |
mavrick |
dogru bulup bulmamak degıl sorun... cok kalıtelı avukatlarımız yetısıyor ozel unıversıtelerden de...corba var goruyoruz ama nasıl yıyecegımızı bılmıyoruz..corbayı gostermeyın lutfen.NASIL? |
avukatsanem |
[quote]ÖZEL ÜNİVERSİTELERDE HUKUK EĞİTİMİNİ DOĞRU BULUYORMUSUNUZ ?
evet, doğru buluyorum.neden doğru olmasın ki? eğitim alındığı sürece yararlı olur verilip alınmadığı sürece değil... yüzlerce hukuk fakültesi var özel yada devlet üniv.lerin de bunlara devam eden ya da bitirmiş olan öğrencilerin kaçta kaçı anlayarak gerçekten öğrenerek bu fakülteyi bitiriyor. ya da kaçta kaçı kendi hakkıyla sınav notunu alıyor. bence biz sonuca bakmalıyız kişinin nereden mezun olduğu değilde aldığı eğitimi ne kadar iyi kullandığıdır önemli olan. |
Enteresan |
Özel üniversitelerin Hukuk Fakültesi açması diğer fakültelere göre daha az maliyetli ve bunun yanında getirisi daha fazla..Özel Üniversiteler diğer hukuk fakültelerindeki deneyimli ve iyi yetişmiş öğretim görevlilerini kendi kadrolarına dahil ediyorlar ve böylece devlet üniversiteleri ile özel üniversiteler arasındaki eşitlik yok oluyor.Bilmem aynı nfikirde misiniz |
canset |
Yapılan eleştirileri kanım iliğim donmuş şeklide okudum desem yeridir sanırım.
Ben de bir vakıf üniv.hukuk fak. öğrencisiyim.Kadir Has Üniv. hakkında duyumları olanlar bilirler bizim üniv'de aslında tamamen mühendislik fak.'e uyumlu bağıl not sistemi uygulanmaktadır ve buna ek olarak bütünleme vs gibi yıl içinde başarısız olunan dersleri kurtarmaya muktedir bir yapılanma yoktur gelmek istediğim nokta sudur;devlet üniversitelerine bilinen yüksek puanlarla girmiş zeki arkadaşların bir çoğu neredeyse derslerin büyük çoğunluğunu bütünlemelerle vermekte ve 40-45 gibi notlarla dersleri geçmektedir oysa ki bizler 55-60 gibi notlarla geriye dönük kurtarma olasılığı olmaksızın(bir üst sınıfta alttan almak koşuluyla)derslerimizi vermeye çalışmaktayız.Şahsım adına eminim ki pek çok devlet üniv. öğrencisinden hatta mezunundan daha bilgili konumdayız bunun para ile ilşkilendirilmesinin burada rolü sıfır,küçük bir örnek vereyim bizler bölüm olarak önceden dağıtılan pratik çalışmaları çözerek derse geliyoruz amacımız konuya hakim olabilmek bunu söylediğim pek cok devlet üniv'de okuyan arkadasım benimle ya dalga geçti ya da kaba tabiri ile ''inek''statüsüne soktu oysa bunun ne dersin hocası ile ne de dersten geçmek ile ilgisi yoktu amac yukarıda da değindim gibi konuya hakim olabilmek ve muhakeme yeteneğini arttırabilmekti.Ayrıca,bölümümüze burslu olarak giren pek çok kişinin de zannı ilk etapta ''özel üniv'den mezun olmak kolaydir''idi ancak bunun acı sonu ile yüzleşmek zorunda kaldı pek çoğu ve benim bildiğim 3 kişi su an bursunu başarızlık sebebiyle kaybetti(bu arada kendilerine düşük olan notlarını düzeltmek için 4 dönem hak tanınmış buna rağmen notları halen düşük olanların bursu kesilmiştir sanıldığının aksine bu şahıslardan da gelir elde etmek gibi bir düşünce yoktur)diğer taraftan şahsım adına(övünmek maksadıyla değil sadece örnek itibariyle)belirtmek isterim ki şu an itibariyle tek bir zayıfım bile yoktur bu nedenle yukarıdaki örneği de dikkate alarak bizleri ağır eleştiri bombardımanına tutan arkadaşlara soruyorum her koşulda başarılı olmayı hedef edinmiş bir meslektaş mı daha makbuldür yoksa önyargılarla hareket edip çoğu zaman umarsızca davranan(4 dönem boyunca notlarını düzeltmemek)ardından derin yenilgilere uğrayan bir meslektaş mı daha makbüldür? |
canset |
Diğer bir nokta olarak sunu da belirtmek isterim.İstanbul Üniversitesi İdare Hukuku kürsüsünden Dr.Kahraman Berk'in ifadesi ile diğer vakıf üniversitelerini bilemeyiz ama Kadir Has Üniv'de kar elde etme gibi bir amaç yoktur ve üniversiteden kurucu vakfa değil kurucu vakıftan üniversiteye para akıtılmaktadır dolayısıyla kar yoktur ayrıca Kadir Has Üniv. devletten ödenek de almamaktadır.Hocanın diğer bir ifadesi ile her bir öğrencinin devlete olan yükü 3.200 YTL'dir,devlet üniversitelerinde okuyan öğrenciler bu paya çok küçük meblağlarda katılmakta kalan kısmı vakıf üniv'deki öğrenciler vasıtası ile devletin vergi gelirinde pay teşkil ederek sistem işlemektedir. |
sare |
Meslektaşlarımın ve müstakbel meslektaşlarımın özel üniversitelere karşı muhakeme yetisinden uzaklaşıp yaptıkları eleştirileri okuyunca hayret ettim.
"özel üniversitelerdeki eğitimi doğru buluyor musunuz?"
1- Talihsiz bir soru olarak nitelendiriyorum.Şöyleki özel üni.lerdeki öğretim görevlileri devlet üni.lerinde kariyer yapmış prof.lardır.Yani uzaydan gelmiyorlar.Eğitim aynı eğitim.Öyleyse neyi tartışma konusu ediyorsunuz.Eğitim prof.lara ve onların öğretim kalitelerine göre değerlendirilir. Üniversiteye göre değil, hele özel veya devlet olduğuna göre hiç değil.
2- "Biz emek harcadık onlar parayla hazıra konuyorlar" diye yakınanlar ne yazıkki öss mantığından hala kurtulamamışlar.Size tek tek soruyorum.Öyleyse seneler önce öss de iyi bir yer kazanabilmek için bilmem kaç milyar verip (özel )dershaneye neden gittin?Özel hocaların saatine bilmem kaç milyonu neden verdin?Neden? Devlet okulu neyine yetmedi?Senin sahip olduğun maddi imkanlara sahip olamayan dershaneye gidemeyen veya özel hocalar tutamayan arkadaşın yerinde sırf paran olduğu için sen varsın? Sadece düşün...Özel üni.lerdeki paralı ama emeksiz gençler sana göre hukuk okumayı haketmiyor da sen bulunduğun yeri ne kadar hakediyorsun?
3-Hukuk okuma imkanına ancak babalarının paralarıyla -onların istekleri doğrultusunda-sahip olup caka satan dolayısıyla bulunduğu yerde sırıtanlarla ise sorununuz;onlar zaten hayatlarında bizlerden hep daha çok imkana sahip olacaklar.Şimdiden babalarının onlara bırakmak için kurdukları şirketleri fabrikaları var bile.Böylelerine karşı insani duygularla eleştirinin dozunu fazlaca kaçırıp genelliyor,kurunun yanında yaşı da yakıyorsunuz.İnsan duygulu bir varlıktır ama us dışı bir duygusallık bizim meslekte bir çok hata getirir size.
4-Ben dershane veya özel hoca görmeden öss de özel bir üniversitede burslu okuma hakkı kazanmıştım.Bu forumda benim gibi burslu arkadaşlara 'yazık' diyenlerden tutunda 70lik prof.ların derse girdiğini kolay ders geçtiğimizi iddia edenlere kadar size şunu diyebilirim hariçten gazel okumak kolaydır.ben o zengin! çocukların arasında okudum hergün onlarca şeye şahit oldum ama sizin kadar sinirlenmedim onlara.Çünkü insan imkanlarını kullanıp kendine imkanlar yaratır.Onlar sadece imkanlarını kullanıyorlar.
|
heyyou |
quote:
2- "Biz emek harcadık onlar parayla hazıra konuyorlar" diye yakınanlar ne yazıkki öss mantığından hala kurtulamamışlar.Size tek tek soruyorum.Öyleyse seneler önce öss de iyi bir yer kazanabilmek için bilmem kaç milyar verip (özel )dershaneye neden gittin?Özel hocaların saatine bilmem kaç milyonu neden verdin?Neden? Devlet okulu neyine yetmedi?Senin sahip olduğun maddi imkanlara sahip olamayan dershaneye gidemeyen veya özel hocalar tutamayan arkadaşın yerinde sırf paran olduğu için sen varsın? Sadece düşün...Özel üni.lerdeki paralı ama emeksiz gençler sana göre hukuk okumayı haketmiyor da sen bulunduğun yeri ne kadar hakediyorsun? |
Bu bölümü tamamen üstüme alınıyorum çünkü benim düşüncelerime karşıt olarak yazıldığı açık sanırım:
Bahsettiğin durumun yanında o amaca özgülenebilmek için o kadar şeyin yanında çalışmak da gerekiyor ama yani özel üniversitelerde olduğu gibi "öss'de iyi bir yer edinebilmek için" sadece para yeterli değil.Benim derdim de tam burada başlıyor. Özel üniversitelerde verilen hukuk eğitimin niteliği,yeterliliği hiç mi hiç umrumda değil.Umrumda olan şey buradaki açık fırsat eşitsizliği,umarım anlatabilmişimdir derdimi,bu sefer gayet yumuşak oldu...
quote:
3-Hukuk okuma imkanına ancak babalarının paralarıyla -onların istekleri doğrultusunda-sahip olup caka satan dolayısıyla bulunduğu yerde sırıtanlarla ise sorununuz;onlar zaten hayatlarında bizlerden hep daha çok imkana sahip olacaklar.Şimdiden babalarının onlara bırakmak için kurdukları şirketleri fabrikaları var bile.Böylelerine karşı insani duygularla eleştirinin dozunu fazlaca kaçırıp genelliyor,kurunun yanında yaşı da yakıyorsunuz.İnsan duygulu bir varlıktır ama us dışı bir duygusallık bizim meslekte bir çok hata getirir size. |
Buradaki düşüncelerine tamamiyle katılıyorum,objektif olmayı beceremedim henüz kendi açımdan konuşursam... |
Bugünün tarihi: 20/08/2025 23:20:24 |