 |
20/08/2025 Eski forum arşivi bölümü
Hukuksal Tartışmalar
Az Önce Gasba Uğradım |
alisinkay |
. |
Av.Ragıp Atay |
sevgili ali geçmiş olsun. maalesef devlet, suçluların hızına yetişemiyor. Belediyeler daha imar planını hazırlayıp, arsa üretmeden, gecekondular daha hızlı yapılıyor. Polis, gerekli teknik donanımı sağlamadan, suçlulkar köşe başlarını kapıyor. İhale kanunu değişmedn, kamu ihaleleri hızla soyguncular tarafından paylaşılıyor vs. En az 6 ay oldu, mahalle bekçileri gibi polis devriyeleri kurulacaktı. Hala ses soluk yok.
Bu işin infaz yasasyndak değişiklik nedeniyle erken tahliyue ile ilgisi yok. Tahliye olanlar, 1-2 yıl sonra yine çıkacaklardı. Zaten 10 yıl ceza alan biri, 4 yıl yatıp çıkıyordu. Gelişmiş ülkelerdeki gibi, infaz polisi ihdas edilse, şartlı tahliye ile çıkan bir, yola tükürmeye bile cesaret edemezdi.
sevgili ali, kadın önerdiklerinde keşke kabul etseydin. En azından mutlu ölürdün |
Lawless1 |
Alisinkay, Cok buyuk gecmis olsun! Inanilacak gibi degil.... |
derinvatandas |
Öncelikle geçm.ş olsun avukat bey.Bu düşüncenize katılmamak elde değil.Türkiye bir çöküş yaşıyor.Fırtınalar içinde yalpalayan bir gemi gibi adeta.Ama bu fırtınaların çok tartışılır yönleri var.İmzanızı beğendim.Aynen ona da katılıyorum.İnsan başa gelmedikçe pek bilmezmiş bazı şeylerin değerini.<OLMAYA DEVLET CİHANDA BİR NEFES SIHHAT GİBİ>Hastalık gelmeden sağlığın kıymetini,hapse düşmeden özgürlüğü,dara düşmeden varlığı bu örnekler çoğaltılabilir.Bu memlekette tartışılır ve tartışılacak çok şey var avukat bey.Zaman bize neler gösterecek hep birlikte göreceğiz.YA DEVLET BAŞA YA KUZGUN LEŞE. |
Nilgül Saraç |
geçmiş olsun, senin adına üzüldüm.ama bakıyorumda iyi muhabbet etmişsin
özellikle de belirmişsin urfalı olduklarını, bana hitafen yazarak. istediğin imalı da olsa bişeyleri vurgulamaksa ben senin yerine açıkça belirteyim.
ÜLKEYİ BÖLMEYE ÇALIŞANLARDA, BAYRAĞI YAKANLARDA,BU ÜLKENİN EKMEĞİNİ YİĞİP İHANETLİK EDELERDE HEPSİ KÜRTLER LANET OLASI KÜRTLER!!!.BELKİDE SENİN PLANINI HAYATA GEÇİRMELİ,HATIRLARSIN VİZE ÇIKIŞI TRANVAYDAYKEN SÖYLEMİŞTİN.
"KÜRTLERİN TÜMÜNÜ KUZEY IRAK"A SÜRMELİ" ŞAKA VEYA CİDDİ BUNU SÖYLEMİŞTİN.BİDAHA KÜRTLER İÇİN BENCE "KARDEŞ" TABİRİNİ KULLANMA.İNANMADIĞIN BİŞEYİ SÜREKLİ VURLULAMAYA ÇALIŞMA. ÇÜNKÜ YAZIN BENCE "IRKÇILIK " KOKUYOR |
commodore1tr |
Sevgili kardesim Ali ;
Öncelikle büyük geçmisler olsun ...Allah seni sevenlerine ve bizlere bagislamis..
Türkiye 'yi sehir eskiyalarina birakanlara fiilen tesekkür etmeyi en az senin kadar bende isterim... Dikkatimi çekiyordu zaten Istanbulda mitingler haricinde polisler ortadan toz oldugu.. Sanki bir sekilde görün bakalim diyorlar..
Suç orani son 5 ay içinda anormal artmis neden ki diye düsünmeye gerek kalmayacak bir yaniti bir arkadasim verdi. ' xxx Abi görmüyor musun ? Eminönünden karaköye oradan kadiköye ne kadar seyyar satici korsan satici varsa yok edilmeye çalisildi çözüm üretmeden bunlar 10 bin kisi kadar simdi istanbulda 10 bin suç isleyen cete olustu ' dikkat ettim dogru söylüyor SETTAR SATICILIK YAPARKEN BASI VERGI VERMIYOR DIYE BELAYA GIRENLER TOPLANANLAR ITILIP KAKILANLAR GASP HARAÇ ALDIKLARINDA BIR SEY OLMUYOR... çÜNKÜ GASP VE HARAÇLA ELDE ED0LEN GELIRIN VERGISI YOK INANIYORUM KI BUNA VERGI KOYSALAR BUNLARI YAPANLARI DERHAL YAKALARLAR...
Saka bir yana yasanacak yurdumuzu bes on çapulcuya teslim etmek uzereyiz.. Haberlerde gördüm gece 23 te istiklal caddesinde genç bir kiza tinerciler musallat olmus taciz ve gasp alenen olmus polisin yorumu ' o saatte genç kizin ne isi var orada ?' dogru ya sokaklarimiz ve caddelerimiz dürüst insanlara degil haydutlara parselli.. kiz hatali git otur evine kapiyi bacayi tika ... hirsiz girerse saklan mazallah onun soyma hakki kadar senin korunma hakkin yok... Komisyonlari da takip ediyorsan görürsün zaten uyduruk olan maddi cezalarda kusa çevrildi ohhh magandalik ates açma yere tükürme tehtit hiz sinirina uymama adam öldürme tecavüz gasp darp serbest bir ulke olma yoluna girdik...
Polis mi ne yapiyor... Çalismaktan çok yoruldular onun için izin yapiyorlar...
|
Emrah Yavuzcan |
Kardeşim Ali , çok geçmiş olsun...
Evet, dediklerinde haklısın, anlattığın olaylar son haftalarda oldukça arttı. Artık ne olacağı belli değil... 1 Nisan'dan sonra neler olacağını da hepimiz göreceğiz. Şükürler olsun sana zarar vermedikleri için. Ne diyebiliriz, ne yapabiliriz....? |
romantic |
Sayın Alişinkay,
Geçmiş olsun dileklerimle,
romantic
|
Nilgül Saraç |
HAKLISIN ALİ,BAYRAK YAKILMASI KONUSUNDA DA BİŞEYLER YAZABİLİRDİM AMA BU FORUM BUNUN YAZILMASI GEREKEN BİR YER DEĞİLDİ.AMA SORDUN CEVAPLAYAYIM.BU ÜKKEDE YAŞAYIP HERTÜRLÜ HAKLARINDAN YARARLANIP AZINLIK BİLE SAYILMAYAN BU KİŞİLERİN YAPTIĞINI, EMEĞE, O BAYRAK İÇİN SAVAŞMIŞ ATALARIMIZA VE TARİHİMİZE BİR İHANET SAYIYORUM.
|
Nilgül Saraç |
ALİ'nin yazısından
' Urfalı olduklarını neden ifade ettiğime gelince de, hızlı kentleşme ve göç,göçün sonucunda yaşanan hayal kırıklığı bence bu olayların önünü açıyor '
BİRAZ DÜRÜST OL. YANİ, HERZAMAN OLDUĞUN GİBİ OL LÜTFEN.URFA'LI OLDUKLARINI YUKARIDA YAZDIĞIN GEREKÇE NEDENİYLE YAZMADIN. BUNA İNANMAMI BEKLEME BÖYLE OLMADIĞINI SEN BENDEN DAHA İYİ BİLİYORSUN !!! |
commodore1tr |
Degerli arkadaslarim ;
Hukuki bir sorun oldugu su götürmez bir gerçek olan ve maalesef önlemden çok buna taviz veren kanunlardan dolayi neredeyse dogal sayilan Gasp ve kapkaç tüm toplumun bir yarasidir.
Tüm toplum derken SINIRLARI BELLI OLAN CENNET VATANIMIZIN TÜM DÜRÜST YASAYANLARI KENDISINE VE TOPLUMUNA YARARLI OLANLARI IRK DIN VE DIL AYIRT ETMEDEN KASTETTIGIMI VURGULAMAM GEREKIYOR.. Alevisinden sunnisine ermenisinden hiristiyanina.. Türk'ünden Kürdüne Gagavuzundan Çerkezine... kim varsa...
Burada temel bozukluk her ilden her sehirden ve her irktan KÖTÜ diyebilecegimiz insanin çikabilecegi gerçegidir.. As, is, dösek kavrami sallandikça yani egitim ve ekonomi bozuldukça ve buna ciddi önlemler alma yerine bos bos konusuldukça bu tip sorunlar azalmayacak büyüyecektir.
Sevgili Ali ye gasp yapanlar Urfa'liymis... Ama Umraniye Uskudar sapigi diye bilinen ufak kizlara tecavuz edip olduren de Turk ve Ege sehirlerinden birisinden gelmeydi.. Demek ki sorun Türk Kürt olmak degil içinde insan sevgisi vatan sevgisi ve degerlerin olup olmamasidir. Bugün bir çok Alevi yurttasimiz gibi Kürtlerde ciddi islerde basarili olmus ve ülkeye yararli olmaktadirlar.. Eger hepsi bozuksa burada ciddi bir çeliski yok mu?
Gençler hayal mayal animsar ama (ben bile duyumsamadan animsiyorum) enteresan bir örnektir. Hint sinemasinin devi sayilan AVARE filmi ki Ülkemizde gösterildiginde o zamanin gençleri AVARE MU.. diye diye diye dolasirlarmis.. Filmin ana temasi doktorun oglu daima yararli bir insan Hirsizin ogluda mutlaka hirsiz olur üzerine kurulu ve bunu sorgulayan bir filmdi.. Kast agirlikli olmasina ragmen sonucun bu olmadigini gösteriyordu.. Gerçek yasam gibi hiç bir zaman kisinin ne olacagini kestiremeyiz aslinda... hayatin insanlari nereye götürecegi asla belli olmaz tas yerinde agirdir ondan dolayi dengelerle fazla oynamamak bir kesimin üzerine çok fazla gitmemek gerekir...
Insanlarin kandirilabilecegi hele hele egitimsiz vede fakirse bunun dahada kolay olabilecegi hepimizin bildigi bir gerçektir. Dolayisi ile bir takim olaylari bu gözle degerlendirmek ve köklü bir çözümü bulmak hepimizin asli görevidir. Benimde büyük bir dikkatle izledigim ve sevgili Ali ile ayni duygulari paylastigim ALTERNATIF programindaki abuk ikili ile tüm Kürtleri özlestirmek büyük hatadir. Bir büyük hata da 'böylesine açik bir Türk Düsmanligi yapan APO denen bölücü basina derin bir saygi ve sevgi besledikleri her halinden belli olan Bayragin yerde sürüklenmesi ve yakilma girisimini baska yönlere çekmeye calisan tek kelime Türkçe bilmeyen ve egitimi olmayan Apo nun kardesi sifatinin disinda bir özelligi olmayan kisinin elinin öpülmesini büyüklerin eli öpülür diye geçistiren ve tüm program boyunca ciddi hiç bir sey söylemeden RABBENA HEP BANA mantigi güden ' egitimli bölücü kisilerin Kürt halki lideri diye lanse edilmesi ve benimsenmesini saglamamizdir... Bu çok ciddi bir hatadir Leyla Zana isimli formda da belirttigim gibi gereksiz bir deger yaratilmasina neden olan gene bizler olduk...
Çözüm ise onu bunu suçlamak degil varligi milleti ile bölünmez bir bütün olan VATANIMIZIN egitim ve rafah düzeyini yükseltmektir. Horlayarak küçümseyerek hiç bir yere varamayacagimiz gibi olaylari yok sayarakta bir yere varamayiz .( Tinerci çocuklar 10 sene önce ya zavalli çocuk iste ellesmeyin deniyordu Simdi ise TINERCI dehseti)
Sözü fazla uzatarak caninizi sıktım o yüzden bagliyorum. Asla ve kata bir topluluk suçlanamaz Egitimli kisiler bu yüzden birbiriyle fikir teatisi disinda hisim olamaz.. Çözümler ortak bulunur..
Sevgili Alisinkay ile arkadasi oldugunu sandigim Sayin nilgülsaraç ;iburada birbirlerini neredeyse suçlayan ve hitam eden yazilarinizdan dolayi her ikinizede kirginim ancak diger yazilarinizi zevkle okumaya devam edecegim. Çözüm ararken dert yanarken DOST HARCAMAYIN...
|
dipdalga |
Sevgili Alisinkay,
Büyük geçmiş olsun. Umarım ülkemiz, barış içinde yaşanan, kimsenin böylesi yanlış sapkınlıklara adım atmadığı bir ülke olur. Bu gidişi tersine çevirmek için var gücümüzle çalışmalıyız.
Saygılarımla, |
Vatanevladi |
Sayın alisinkay,
Gerçekten çok büyük geçmiş olsun. Güpegündüz, kalabalık bir ortamda böyle bir saldıraya uğramanız ne kadar içler acısı bir hâlde olduğumuzun en basit bir örneğidir.
Hırsızları, namussuzları, hortumcuları koruyan, savunan, mâsûm, namuslu insanlara ise değer vermeyen, aşağılayan bir sistemin memleketimize de gün geçtikçe yerleşiyor olması insanı derinden kahrediyor.
Tekrar geçmiş olsun.
Saygılarımla.
Ömer |
zara |
Öncelikle,-biraz geç de olsa-Size çok büyük geçmis olsun, sayin alisinkay.
Gerçi konulardan epeyce uzak kaldim ve simdi gördügüm kadari ile, bu konuda söylenecek her sey bu forumda dile getirilmistir. Ülkede can güvenliginin kalmamis olmasi ile ilgili olarak, fikirlerinize katilmamak elde degildir...
Nickname ve anonim kimlik ile bu siteye katilmanin verdigi avantaji kullanarak bazi seyleri burada alenen eklemek geregi duydum!!
Sayin commodore 1tr. Lütfen polislere haksizlik etmeyelim (!!) :)) En azindan, karakollara gittiginizde, polislerin MASA BASiNDA nasil da canla basla çalistiklarini görebilirsiniz!! Gittiginizde hemen ifadenizi itina ile almaktadirlar.Sikayetinize iliskin tutanak düzenleyip aninda kayda alirlar. Savciya iletirler.Y azismalar, prosedürler vb. her sey dört dörtlüktür!! Zaten bu kadar çok çalistiklari için çok yoruluyorlar! Daha ne bekliyorsunuz(!)
Sokakta gasba ugramak mi! Rutin olay (!!) Hatta, bundan uzun yillar önce, benim hasmim, iki silahli yandasi ile birlikte RESMEN evimi basmisti. Bu hadise de zaten siradan bir olay (!!)oldugundan, -defalarca çagirmis olmama ragmen- polis gelmedi!! "Silahlar konussun," vs. diyen, tehditte bulunan üç kisi benim evimi basti ve darp, maddi zarar vs. bir sürü olay yasandi ve de, sahsi imkanlarimizla saldirganlar def edildi. Belki de büyük bir katliam önlendi ama polis olay bittikten 2 saat sonra dahi gelmedi. Neymis efendim: Benim karakola gidip sikayette bulunmam gerekiyormus!! Ayni gece onu da yaptik ama, sonuç kocaman bir sifir!!
Simdi durum farkli mi saniyorsunuz? Bugün için de onlarca örnek sayabilirim ama ben taa o zamanlar "kendi basimin çaresine kendim bakmam gerektigini" anladim ve kendimi savunmak için bütün tedbirlerimi aldim. Herkese de bu sekilde davranmasini tavsiye ederim. imkaniniz varsa, silahsiz gezmeyin. Buna imkaniniza yoksa, uzakdogu sporlarindan birinden kara kusak ve diploma alin. Aracinizin koltugunun altinda levye bulundurun. gerekli tüm tedbirlerinizi alin. Bana göre, polis kedi yavrusundan beterdir. Jandarma çok daha iyi çalismaktadir. |
uuuu |
uğradığın gasp olayını yeni öğrendim. Baya popülersin sitede anladığım kadarıyla. Tamam da kardeşim her şeyi gitmişsin kürtlere bağlamışsın. Gasp, hırsızlık, tecavüz, toz,çete, mete... sen herşeyin rant olduğunun, yamyamlığın, sömürücülüğün,din,dil,ırk ile alakalı olmadığının, pkk nın ismini kullanarak milletten haraç toplayan "ülkücüklerin " olduğunun farkında değil misin? aponun eğer istenseydi bir çırpıda getirilebileceğinin, yıllarca kan akmasının birilerinin işine geldiğinin farkında değil misin?
Bunlara da mı kürtler sebep? ben de saydığın pislikleri yapan türklerden, araplardan,lazlardan--------insanlardan------ nefret ediyorum. Bangladeş vatandaşıysak da kör değiliz, takip ediyoz gündemi. Bangladeşliler çok önem verir böle şeylere |
zara |
Sayin uuuu, görüslerinize tamamen katiliyorum. Ve de bu durumu tipik bir türk mentalitesi olarak nitelendiriyorum. Bir Bangladesli olmaniza ragmen; bu konudaki düsünce tarzinizin da, bu anlamda,bir çok Türkten daha isabetli oldugunu düsünmekteyim. Bir çok forumda, genelleme yapilarak, "lanet olasi Kürtler, hepsini irak'a sürmeli" vs. gibi görüsleri hiç tasvip etmedigimi belirtmeliyim. Unutulmamalidir ki; bu ülkede çok önemli pozisyonlarda bir çok Kürt vardir. Hepsi de çok degerlidir. Ve de, çogu, esasinda Kürt olmasina ragmen, Türk'ten daha Türk'tür ve kamuoyunda, Kürt oldugu dahi, bir çok kimse tarafindan bilinmemektedir.
|
Lawless1 |
quote:
Sayin uuuu, görüslerinize tamamen katiliyorum. Ve de bu durumu tipik bir türk mentalitesi olarak nitelendiriyorum. Bir Bangladesli olmaniza ragmen; bu konudaki düsünce tarzinizin da, bu anlamda,bir çok Türkten daha isabetli oldugunu düsünmekteyim.
Ekleyen: zara - 15/04/2005 : 18:57:16
|
Turklere bu sekilde hitap etmeyi ben sahsen kiniyorum.
|
commodore1tr |
Ne sayın uuuu bangladeşli nede sayın zara ikisinide Türkiye ye davet ediyorum :)))) |
Emrah Yavuzcan |
[:D] |
Nilgül Saraç |
sayın,zara
ben o yazdıklarımı büyük bir sinirle yazdım.yoksa benim diğer iletilerimi de okursanız tam TERSİ fikirlerimin olduğunu anlarsınız.
beni kürtlere lanet ettiren Irak 'SÜRÜLMEMİZMEMİZ' gerektiğini YAZDIĞIM YAZILARIMIN HEPSİ SAYIN ALİSİNKAY' IN IRKÇI FİKİRLERİNE DUYDUĞUM ÖFKEDENDİR. |
Nilgül Saraç |
iftira değil. yakınlarını,en yakın arkadaşını teröre kurban verdin diye duygusallığını bilerek sustum. belkide sen kendini ytam olarak tahlil edemiyorsun. bi anket düzenlesene Ali ' beni ırkçı ya da aşırı uçarda buluyor musunuz-bulmuyor sunuz ' diye belki o bana yakıştırdığın at gözlüğünü, asıl senin aktığını herkes görmüş olur. |
zara |
Öncelikle sunu açikça belirtmeliyim ki; bu ve diger bir çok forumda daha önce, içerigini hiç de tavsip edemeyecegim, iletiler okumus olmama ragmen, bu konular çok hassas konular oldugundan, yanit vermeyi atiye biramistim. :)) Çünkü; ne yazik ki Türkiye'de halen bir çok mevzu, TABU olup, gerçek anlamda düsünce ve fikir hürriyeti YOKTUR. iyi ki de, Sayin uuuu'nun bu foruma iletisini eklemeyi beklemisim,:))) ki buna ragmen, her an afaroz edilmem söz konusu olabilir. ('[:D]')
Sayin nilgulsaraç; inanin yukaridaki iletinizin size ait oldugunun bile farkinda degilim. Ancak; sayin alisinkay'in da, (iletilerini takip edebildigim kadari ile) irkçi fikirleri oldugunu hiç sanmiyorum. Bu konuda,sayin alisinkay'in günahini aliyorsunuz.('[8D]')
Ayrica; diger forumlarda da, çok önceleri, (kime ait oldugunu su an hatirlamadigim) muhtelif yanitlar aktarilmisti. Zaten benim asil rahatsizlik duydugum konu, sadece bu kabil yanlis ve önyargili görüslerin buraya eklenmis olmasi idi.
Sayin nilgulsaraç, gerçek düsüncenizin de o sekilde olmadigina memnun oldum. Ancak; takdir edersiniz ki; o ileti tek basina, yanlis anlasilmaya müsait olup; özellikle de, (benim gibi) anlama özürlülerin ('[:p]') hepsi de o sekilde anlayacaklardir. Lütfen yanlis anlasilmasin. Bu konu, ("Ben Kürt'üm veya ben Türk'üm ya da suyum, buyum") anlaminda algilanmasin. Vurgulamak istedigim yegane husus, genelleme yapilmasindan duydugum rahatsizliktir. Bazi (Diyarbakir'li, Bitlis'li, Urfali, Van'li) arkadaslarim halis Kürttür. Hiç birisinin de, Türkiye'nin bölünmez bütünlügüne vs. karsi görüsleri yoktur. içlerinde, gerek dünya çapinda ünlü olan, gerekse Türkiye'de önemli mevkilerde bulunan da vardir.
Bu forumda gerekirse bazi isimleri de aleni olarak zikredebilirdim, ama, açikçasi, bu konuda,su an itibari ile- tereddütte kaldim. Zira; yukarida da belirttigim gibi; bu tür konular, -tamamen bilimsel gerçeklerle ve somut bir sekilde ortaya konacak olsa bile - Türkiye'de halen tabu oldugundan, özellikle bazi kesimlerin büyük tepkisini alacaktir. ('[:p]')Bu da yine,- kim ne derse desin- tipik Türk mentalitesinin tezahürüdür. Bilhassa, düsünce ve fikir hürriyeti konusunda Avrupali olamadigimiz, tartisma götürmez bir gerçektir.('[:I]') Daha fazla bu konuda bilgi ve görüs aktarmam, dogru olmayabilir. Her dogru, her yerde söylenmez. Sürç-i lisan ettiysek aff ola.!! ('[xx(]')('[:I]')
|
Lawless1 |
quote:
Tüm İftiralardan Allah(cc)a sığınırım.
Ekleyen: alisinkay - 15/04/2005 : 23:07:04
|
Alisinkay, senin Irkcilikla alakan olmadigini hepimiz cok iyi biliyoruz. Gonlunuzu ferah tutun.
|
Lawless1 |
quote:
ki buna ragmen, her an afaroz edilmem söz konusu olabilir.
Ekleyen: zara - 16/04/2005 : 12:22:30
|
Yazdiklariniz da tutarsizlik var Sayin Zara.
Ozgurlukten bahsediyorsunuz ama insanlar istediginiz gibi bir kaliba girmeyince Turklerin "Avrupali" gibi dusunemediginden yakiniyorsunuz. Irkciliktan sikayetcisiniz, kalkip bir Bangladeslinin cogunluk Turk'ten daha isabetli dusundugunu soyleyip, Neo-nazilere tas cikartacak, Irkci bir ornek veriyorsunuz. Insanlari genelleme hatalidir diyorsunuz; Iki cumle sonra, "tipik" "Turk" mentalitesinden bahsediyorsunuz.
Sizin Turklere hakaret etme hakkiniz var elbette. Benim hosuma gitmez mesele degil.
Ama benim ya da bir baskasinin da, sizin hakaretlerinize karsilik verme hakkimiz var.
Bunun da adi, bizim ifade ve dusunce ozgurlugumuz.
Ifade ozgurlugu sandiginiz gibi tek istikametli yol degil.
|
Nilgül Saraç |
sayın zara son iletiniz için teşekkür ederim.haklısınız biraz sınırı aştım galiba. Ail'de küstü bana zaten. Hiiişşşttttt elmayla alakalı arkidişim özür dilerim. ama lütfen sen de biraz yazdıklarına dikkat et ve birazda objektif olmaya çalış gaspın bir milleti yok çünkü. forumun açılış iletisinde ADIMI ve gaspı yapan kişinin urfa'lı olduğunu vurgulamaktaki niyetinin ne olduğunu çok iyi biliyoruz,ÖYLE DEĞİL Mİ?. |
zara |
inan beni çok güldürdün, LAWLESS. Komik oluyorsun!! ('[:p]')
"LAWLESS", bu nickname'in , mana itibari, ile sana çok yakistigini da belirtmeliyim.
Biraz sükunet ve sagduyu lütfen!
Tesbihte hata olmaz, ama bu sekilde, -mevzuyu anlamadan dinlemeden-mal bulmus magribi gibi saldirmak niye?
iletilerimin tamamini tekrar ve tekrar ve de çok dikkatli okudum ve hiç bir yerinde, Türklere hakaret niteligi veya -Neo-Nazilere tas çikartacak derecede-irkçilik (!) yaptigimi göremedim!!
Ben sadece, sayin uuuu'nun (kötülüklerin,-Kürt,Türk,Laz,Arap,Çerkez vb.- belli bir kesime mal edilmesinin yanlis oldugu) görüsüne katildimi ve bu konuda duydugum rahatsizligi belirttim. Bu benim naçizane düsüncem ve bunda anormal bir yan göremiyorum. Eger bunun aksini savunan birisi varsa, asil irkçi herhalde ben degil, bu düsüncede olan kisidir!!('[:D]')
Hangi iletimde,özgürlükten bahsetmisim? insanlarin belli bir kaliba girmelerini istemisim??Yukarida belirttigim görüsten mi söz ediyorsun?? ('[8D]')
O halde, insanlari din,dil,irk,vs. olarak siniflara bölelim, öyle mi?? Sayilan tüm kötülükler, Kürtlere (ya da Türkler disindaki diger kesimlere) mal edilsin,öyle mi?? Sizin istediginiz kalip bu mu?? ('[8D]')
Hani, ifade özgürlügü tek istikametli olmazdi?
Dedigin gibi, bir tutarsizlik var, ama, bu tutarsizlik, benim iletilerimde ve görüslerimde yer almamaktadir.
Ayrica, ben iletilerimin herhangi bir yerinde, genelleme yaparak "Türkler söyledir, böyledir" vs. dedigimi de hatirlamiyorum. "
Bir kerre, "mentalite" soyut bir kavram olup; her milletin kendine özgü, (kisaca düsünce tarzi olarak adlandirabilecegimiz) bir mentalitesi oldugu gibi; Türklerin de genel olarak benimsemis olduklari düsünce yapisini vurgulamak için kullanilagelmektedir. "Türk mentalitesi" kelimesini sadece ben degil, herkes kullanir. Örnegin;"Turkstudent" sitesinde de bir dizi, Türklere özgü davranis ve düsünce tarzlari ile ilgili, en az altmis yetmis örnek vardi. Bu kelimeden niçin bu kadar rahatsiz oldugunu anlamak mümkün degildir. ('[:p]')
Kald#305; ki; bir Banladeslinin pekala, bir çok Türkten daha isabetli ve önyargisiz düsünmesi mümkündür. (Dikkatinizi çekerim: buradaki "bir çok" kelimesi de, kelime itibari ile tüm Türkleri kapsamamaktadir. Bosuna, yine öküzün altinda buzagi aranmasin.) Farkli amaç tasidigi açikça belli olan iletilerinizdeki önyargili düsünce yapinizin, en azindan "tipik türk mentalitesi" oldugunu söylemek mümkündür.('[:D]')
|
zara |
Sayin nilgulsaraç,
Rica ederim. Siz siniri asmadiniz. Galiba, siniri asan benim! Fikirlerimi beyan ettigim için suçluyum! ("Türkiye'de düsünce ve fikir hürriyeti yok") derken, bir kez daha hakli çiktim! Salt, insanlarin (din,dil,irk,vb.kriterlere göre)siniflandirilmamasi ve kötülüklerin belli bir kesime mal edilmemesi gerektigini savundum. Bir anda ve herkesten aldigim su tepkilere bakin! Türkiye'ye davet edenler; gülenler; beni, Neo-Nazistlere tas çikartacak derecede (!) irkçilik yapmakla suçlayanlar,vs.! Sanirsiniz ki, bölücülük, Kürt propagandasi, vatan hainligi vs.yapmisim! Oysa iletilerimin hiç bir yerinde, ("Kürt'üm, Türk'üm, Türk degilim, Kürt degilim, Su veya buyum vs. ") seklinde bir beyanim da olmadigi halde; beni Türkiye'ye davet ediyorlar! Halbuki; ben hem Türkiye'deyim hem de ayni zamanda Türkiye'ye disaridan bakmaktayim.iki üniversite bitirmis bir vatandas olarak, yurt disinda da uzun yillar kalmis olmanin ve dolayisiyla, Türkiye disinda da avukatlik meslegimin icrasinin yanisira mahkemelerde mütercimlik yapmis olmamin verdigi avantaj sayesinde, gerek yabanci ülkenin yargi sistemini ve yabanci ülke mensubu vatandaslarin düsünce tarzlarini ve gerekse Türkiye'yi ve Türk mentalitesini disaridan objektif olarak bakarak analiz etme imkanim olmaktadir. Her yurt disina çikisimda ve geri gelisimde de, degisen hiç bir sey olmadigini görüyorum, ne yazik ki! Bir çok kesimde, ayni örümcek baglamis beyinlerin hiç degismeyen nakaratlari. Sayin nilgulsaraç,bilirsiniz, mesela, irkçilik yapildigini söyleyen bazi kesimlerin, asil kendilerinin ne kadar irkçi olduklarini. Hep unuturlar, madalyonun bir de öbür yüzü oldugunu. Yakin zamana kadar Kürtçe konusmanin ve Kürtçe türkü dinlenmenin suç sayildigi bir ülke oldugumuz çabuk unutuldu. Hala, çogu kez, Kürtlerin veya Lazlarin asagilandigi... ("Pis Kürtler, Geri zekali Lazlar vb." gibi sifatlar takilmakta oldugu),....,...,...vs.
iste benim felsefem bu noktada ayrilmaktadir. Ben bir Alman veya ingilizle , -fikir ayriligi tasisam bile- karsilikli saygi ve hosgörü çerçevesinde- ve önyargisiz olarak, çok daha rahat konusup, asgari müstereklerde anlasabilmekteyim. Budist olan bir Kirgiz benim dinime saygi gösteririrken veya Musevi bir vatandas benim Ramazan Bayrami' mi tebrik etme inceligini gösterirken, ben de ayni sekilde, bir Musevi vatandasin yortusunu kutlamakta hiç bir mahzur görmem. Çünkü; benim fikrime göre, önemli olan, insanin özü ve evrensel degerlerdir.
Eger bu görüslerim dahi irkçilik olarak nitelendirilebiliyorsa, konu ile ilgili olarak vermeyi düsündügüm bilimsel gerçeklere ve somut örneklere, bazi kesimlerin tahammül edemeyecegi de açik oldugundan, sanirim, su an itibari ile, uygun düsmeyecektir.('[xx(] ('[V]')
|
dipdalga |
Sevgili Ali Sinkay bu tür forumlarda birKaç yıldır yazıyorum. Sonuç olarak 2 tür insan tanıdım:
1) Paylaşmak, öğrenmek ve yeri geldiğinde bilmediği bir konuyu öğrendiğinde teşekkür eden... (ÇOK AZ...)
2) Kendini bu günkü yaşantısı ve geçmişi sayesinde diğerlerinden üstün gören, kesinlikle öğrenmeye değil, paylaşmaya ama üstün bilgilerini diğer insanlara vermeyi borç bilen, ukâla insan türü...
Huzurlu ve faydalı olabilmek için ikinci türü gördüğüm yerde arkamı dönüyorum... |
Av.Dilek Kuzulu Yüksel |
Sayın alisinkay,
Öncelikle büyük geçmiş olsun.
Başınıza gelenleri hayretler içerisinde okudum ve hem sizin adınıza hem de toplumumuz adına çok üzüldüm. Ümitsizliğimi bağışlayın ama, toplum nereye gidiyor sorusuna maalesef olumlu cevap veremiyorum. Nereye gittiğimiz ortada bence! Kimsenin birbirine güvenEmediği, herkesin birilerine (af buyurun) kazık atmaya çalıştığı, menfaatlerin ön planda yer aldığı, can güvenliğinin olmadığı, hakların korunmadığı, güçlünün haklı olduğu bir kaoslar ülkesinde sürüklenip gidiyoruz bir yerlere...
Umarım korktuğumuz başımıza gelmeden bu gidişe bir dur diyen çıkar.
Sevgiyle kalın... |
romantic |
Sevgili Alisinkay,
Ben kendi adıma senin ırkçı olmadığına inanıyorum, benim gözümde ülkesini ve bayrağını seven bir vatanseversin. Buna inancım sonsuz. Keşke herkes senin gibi olabilse. Ali ırkçımıdır diye forum açmayı düşünen arkadaşlar varsa ilk cevabı ben vereyim hayır değildir, Ancak vatanımızı ve bayrağımızı sevmek, bu vatanın bir karış toprağına gelecek zararı engellemeye çalışmak, insanlara bunu göstermek, göğsümüzü gere gere bu vatan Atatürkten ve milyonlarca şehitten, gaziden bize armağan, parçalanmasına izin vermeyiz demek IRKÇILIKSA, Ali tüm bu gerçekleri ortada açıkça konuştuğu için ırkçı deniliyorsa, ozaman bende ırkçıyım arkadaş.
romantic
DİKTATÖR DEĞİL OTORİTER
IRKÇI DEĞİL ULUSCU
SAVAŞÇI DEĞİL ASKER
HÜMANİST
TÜRK DEVRİMİNİN KEMALİ.
AVRUPA'NIN ATATÜRK'Ü ,
NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE
Bilmeyenlere, yada bildikleri halde bilmezden gelenlere hatırlatma....
Dünya tarihinin gelmiş geçmiş, en büyük önderi Atatürk' dür. Tarihteki diğer komutanlar, padişahlar, hanlar, herzaman bulundukları tarihlerin en büyük ordularına sahipken ve bu sayede kahraman ilan edilmişken, O sadece ve sadece Türklüğün iç dinamizmine ve imanına güvenerek, mağlub osmanlının vergileri ve sömürücü batı yüzünden ezilen halkla, Türk halkı için bir destan yazmıştır.
Halktan diyorum çünkü Atatürk gücünü sadece ve sadece halktan almıştır. Türk toplumu onu sevmektedir. Çeşitli iftiralarla, dini temelli ve ırkçılık kokan iftiralarla güneşi balçıkla sıvamaya çalışıyorlar. Dini ve ırkçılığı kullanarak ülkede infial yaratmaya çalışmaktadırlar, iç yüzlerini göstermektedirler. Bu insanlar bu vatana layık değildir. Kendi iradeleriyle toplumda karar vermek onlara zor gelmekte olup, başkalarının maşası olmayı yeğlemektedirler. Çünkü yaradanın tüm insanlara olduğu gibi onlarada verdiği beyni kullanmasını bilmemektedirler.
ırkçı romantic :))
|
Nilgül Saraç |
Sayın Zara, bu düşüncelerinizden dolayı hayatınız boyunca birçok eleştiri alacanızdan ve bunuda devam edeceğinden eminim. Allah sabır versin size ve tabi birazda bana.
bazı insanların beni anlamak için çaba sarfetmesini beklemiyorum sadece anlamamak için çaba sarfetmesinler, bu bana yeter. |
Lawless1 |
quote:
O halde, insanlari din,dil,irk,vs. olarak siniflara bölelim, öyle mi??
Ekleyen: zara - 19/04/2005 : 11:09:01
|
Valla bunun cevabini siz en iyisi Leyla Zana'ya sorun.
quote:
Ayrica, ben iletilerimin herhangi bir yerinde, genelleme yaparak "Türkler söyledir, böyledir" vs. dedigimi de hatirlamiyorum.
...
...
...
Farkli amaç tasidigi açikça belli olan iletilerinizdeki önyargili düsünce yapinizin, en azindan "tipik türk mentalitesi" oldugunu söylemek mümkündür.
Ekleyen: zara - 19/04/2005 : 11:09:01
|
Sayin Zara,
Yukarda sizden iki cumle alinti.... Aralarindaki paragrafi cikardim.
Celiskiye bakin.
On yargi'yi yani Irkci dusunce yapisinin temelini olusturan olguyu "Tipik" Turk mentalitesi ile bagdastirip, bal gibi Turkler hakkinda genelleme yapiyorsunuz. On yargili tipik Turk mentalite'sinin ne oldugunu siz en iyisi bir tanimlayin ilkonce. Iddialarinizin aksine Turkler on yargili, Irkci insanlar katiyen degildirler. Bu sizin attiginiz bir camurdur. Anadolu kulturu tamamiyle hosgoruye dayalidir. On yargili bir ulke'de Turgut Ozal kesinlikle basbakan secilemez. Diger orneklerine girmiyorum, dolu.
Yukardaki alintidaki yorumunuz ayrica supheci karakter sergiliyor. Bu sefer hizinizi alamamis, beni de on yargili olmakla suclamissiniz. Hoppala!... Ifade ozgurlugunu savunmak ne zamandan beri suc oldu?
Sizi rahatsiz edecek diye, kimin, hangi konuda, nasil dusundugunu, ne yazacagini kontrol etmek sansur'e girer, ifade ozgurlugunu paramparca eder. Alisinkay'in basina gelenleri anlatmaya hakki vardir. Bu Sinkay'in kisisel ifade ozgurlugudur. Kanunlarla korunmasi gerekir.
Tum kotuluklerin Kurtlere mahsus oldugunu nereden cikardiniz?... Alisinkay basindan gecen bir olayi anlatti. Saldiranlar Urfali dedi diye ilkonce Nilgul Sarac, sonra siz buna mudahale etmeye kalktiniz. Bu ne bicim ifade ozgurlugu anlayisi?
Bana yaptiginiz kisisel hakaretlere cevap vermiyorum, benim bu turlu kavgalara girecek zamanim yok.
|
zara |
Maalesef, forum konusunun tamamen mecrasindan sapmis oldugunu ve benim fikirlerimin ve görüslerimin, bir kisim üye tarafindan, tamamen çarpitilmak sureti ile, bambaska bir mana kazandirilmaya çalisildigini, teessüfle ve ibretle görmüs bulunmaktayim.
Görüslerimin yanlis anlasilmasinin sebebi; bazi üyelerin, iletilerimi (kasitli veya kasitsiz olarak) dikkatle okumadan önyargili yaklasmalari ve iletilerime bambaska bir mana yüklemeye çalismalaridir. iki gündür analiz ve özelestiri yaptim ve samimi olarak itiraf edeyim ki, görüslerimin yanlis anlasilmasinda, muhakkak surette, benim de payim bulunmaktadir.
Farkina vardim ki; öncelikle ben, Sayin nilgulsaraç ve Sayin alisinkay arasinda cereyan eden (vize çikisi yapmis olduklarini beyan ettikleri,tramvaydaki) konusmalara ve konu ile ilgili derinlemesine sahip olduklari fikirlere vakif degilim. Fakat; tarafima bu sekilde saldirilmasini da hiç de hak etmedigimi düsünmekteyim. Tüm kötülüklerin Kürtlere mahsus oldugunu veya Sayin alisinkay'in irkçi oldugunu söyledigimi hatirlamiyorum.
Ta ki; kirmisi harflerle; ADAM YERiNE KOYUP VE iSiM ZiKREDEREK,
("Valla bunun cevabini siz en iyisi .......... .......'ya sorun")
seklindeki talihsiz cümleyi görünce, kafama "DANK" etti.
(....... ....... mi dediniz? Kimdir kendileri acaba? Kusura bakmayin. Ben öyle birini tanidigimi hiç sanmiyorum da!!)
Bunu yazabilen bir kisi ya çok önyargili olmali ya da ciddi bir biçimde anlama özürü var demektir. Dikkat edilirse, ben bu forumda, sayin alisinkay'a muhalefet edecek tek bir kelime sarf etmis olmadigim gibi,onu suçlayacak herhangi bir iddiada veya onun görüslerine müdahalede bulunmus degilim. iletiler dikkatle okunursa bu açikça görülecektir. Bilakis; bu foruma, sayin nilgulsaraç'in ("lanet olasi kürtler, hepsini irak'a sürmeli") seklindeki iletisine tepki olarak yanit yazmistim.!
('[:p]') Bu tepkim üzerine de, -nitekim iletilerden de görülebilecegi üzre- sayin nilgulsaraç açiklama yapmistir. Hatta, bir iletimde, sayin nilgulsaraç'a hitaben, açikça (sayin alisinkay'in günahini aliyorsunuz) demisim. Buna ragmen; olaylarin ve görüslerin bu kadar çarpitilabilmesi çok düsündürücüdür.('[V]')
ilerideki günlerde, Sayin Admin' e göre de herhangi bir mahzuru yoksa; benim için oldugu kadar, herkes için egitici ögretici olabilecek ve de ibret verici (kitaptan aynen alinti yapmak sureti ile) tarihten çarpici bir örnek vermek düsüncesindeyim.
(Not: Ayni konuda, sanirim ?. Ekim2004 tarihinden itibaren yayinlanmis olan, Sabah Gazetesi'nde de bir arastirma yer almisti.)
Aktaracagim alintilar, ciddi arastirmalara dayanmakta olup; yakin tarih ile ilgili ve tamami ile gerçektir. Kaynaklari ile birlikte belirtecegim.
Gerçekte halis Kürt oldugu halde, ve (özellikle Kurtulus Harbi ve Cumhuriyet'imizin kurulus yillarinda) son derece genis nüfuzlu olan, vatanimiza çok faideleri dokunan bu muhterem zat, imkani oldugu halde, Kürt devleti kurulmasina siddetle karsi çikmis, Mustafa Kemal Pasa Hükümeti tarafindan da vatana hizmet için çagrilmis ve bir çok isyanlari bastirmis, Türklerin ve Kürtlerin birbirine kirdirilmadan kardesçe bir arada yasamalarini savunmustur. Belki o zaman, ne demek istedigim daha iyi anlasilacaktir.
|
Av.Fırat Bayındır |
Sevgili forum üyeleri,
Her zaman yazdığımı ve söylediğimi bu forumda da tekrar etmek isterim.
Lütfen yazılarınızı, cevaplarınızı birbirinizi anlamamak üzerine değil, anlamaya çalışmak üzerine kurunuz.
Cevaplarınızı kişiselleştirmeyiniz, birbirinizle asla uzlaşmaz, uzlaşamaz olduğunuzu düşünmeyiniz. Çoğu kez insanlar hemen hemen aynı şeyleri söyledikleri halde satır aralarına farklı anlamlar yüklemekte, yazılarından tanıdıkları kadarıyla yazı sahipleri hakkında önyargılı yorumlarda bulunabilmektedir.Bu önyargı, savunma veya eleştiri düzleminde olabilmektedir. Hiç farketmez. Herkes haklı ama hiç kimse haksız değildir. ( elbette böyle bir paradoks da çözümsüzdür.) Böylece körler sağırlar birbirini ağırlar misali forumlardan umulan fayda ve sonuç elde edilemez.
Lütfen ama lütfen yazılarınızı dikkatle yazınız, eleştiri ve yorumlarınızda asgari nezaket, iyiniyet ve hoşgörü sınırlarının dışına çıkmayınız. Yazdıklarınızdan herkesin fikriyatına bir nebze de olsa katkıda bulunabilsin, bir şeyler öğrenelim, yazılanların doğruluğunu araştıralım, araştırma alışkanlığımız gelişsin, birbirimize katkımız olsun, bizlerden bir şeyler alıp götürmesin, önyargılarımız daha da pekişmesin, ufkumuzu açalım, daraltmayalım.
Herkes yazılan bazı yazılara öfkelenebilir, kendince kabul edilemez bulabilir. Ama klavyenizdeki ABS sistemini lütfen devre dışı bırakmayınız.
|
zara |
Sayin Av. Firat Bayindir,
Görüslerinize tümü ile katiliyorum. Zaman zaman özelestiri de yapmaya ve kendimi de objektif olarak analiz etmeye çalisiyorum. Açikça da itiraf edeyim ki; tümü ile hakli oldugumu da bu nedenle asla iddia etmiyorum.
Ancak gerçek olan bir sey vardir. Söyle ki;
Bu konuda sadece ve sadece benim sahsima karsi, tamami ile subjektif olarak ve kavgaci bir tavir ile yaklasildi. Mesela, Lawless'in, benim asil görüslerimi, hassaten (anlamaya degil de) ANLAMAMAYA gayret etmesi ve en nihayetinde de, bana adeta PKK'li, vatan haini, terörist muamelesi yapmasi bunu göstermektedir.
Anlamiyorum, gerçekten de anlamiyorum. Bu kadar mi zor; ülkemizde, din,dil,irk,sinif, düsünce tarzi, felsefe, meslek,statü, vs. olarak insanlari tasnif etmeden, asgari müstereklerde bulusarak, anlasarak, kavga etmeden bir arada yasamak? Bu kadar mi zor? Nedir paylasamadigimiz?
|
zara |
quote:
Sayın Zara, bu düşüncelerinizden dolayı hayatınız boyunca birçok eleştiri alacanızdan ve bunuda devam edeceğinden eminim. Allah sabır versin size ve tabi birazda bana.
bazı insanların beni anlamak için çaba sarfetmesini beklemiyorum sadece anlamamak için çaba sarfetmesinler, bu bana yeter.
Ekleyen: nilgulsarac - 19/04/2005 : 18:21:34
|
Sayin nilgulsaraç,
Ben sadece, Türkiye'de genellikle, insanlarin birbirine önyargili bir yaklasim sergilediklerini; kisilerin, çogu kez, din,dil,irk ve düsünce tarzlari vb. nedenlerle horlandiklarini ve küçümsendiklerini; kötülüklerin belli bir kesime mal edilmesinin yanlis oldugunu, vurgulamak istemistim.
Ben kendi adima sunu ifade edebilirim: simdiye kadar bir kez dahi, düsüncelerimden dolayi elestiri almis degilim. Bugüne dek, hiç kimse,beni, görüslerimden dolayi veya mesela baska bir irka, millete, dine mensup kisilerle arkadaslik yaptigimdan dolayi da kinamis degildir.
Ta ki; bu foruma bu iletileri ekleyene kadar. ilk defa bu sitede elestiri aldim. Hatta hiç kimseye yapilmadigi derecede ve çok da acimasizca.
Baksaniza, bana adeta PKK sempatizani, terörist, vatan haini damgasi vurmaya çalistilar!! ('[xx(]')('[V]') |
zara |
Valla bunun cevabini siz en iyisi Leyla Zana'ya sorun.
Ekleyen: Lawless1 - 20/04/2005 : 09:04:24
[/quote]
'[V]')('[xx(]') |
zara |
On yargi'yi yani Irkci dusunce yapisinin temelini olusturan olguyu "Tipik" Turk mentalitesi ile bagdastirip, bal gibi Turkler hakkinda genelleme yapiyorsunuz. On yargili tipik Turk mentalite'sinin ne oldugunu siz en iyisi bir tanimlayin ilkonce. Iddialarinizin aksine Turkler on yargili, Irkci insanlar katiyen degildirler. Bu sizin attiginiz bir camurdur.
Ekleyen: Lawless1 - 20/04/2005 : 09:04:24
[/quote]
Cenab-i Allah (C.C.) kuru iftiradan saklisin! ('[:I]') |
zara |
Yukardaki alintidaki yorumunuz ayrica supheci karakter sergiliyor. Bu sefer hizinizi alamamis, beni de on yargili olmakla suclamissiniz. Hoppala!... Ifade ozgurlugunu savunmak ne zamandan beri suc oldu?
Sizi rahatsiz edecek diye, kimin, hangi konuda, nasil dusundugunu, ne yazacagini kontrol etmek sansur'e girer, ifade ozgurlugunu paramparca eder. Alisinkay'in basina gelenleri anlatmaya hakki vardir. Bu Sinkay'in kisisel ifade ozgurlugudur. Kanunlarla korunmasi gerekir.
Ekleyen: Lawless1 - 20/04/2005 : 09:04:24
[/quote]
Birileri, kendi ifade özgürlügünden bahsetmekte, ama baskalarinin ifade özgürlügünü kavga ve kuru gürültü ile elinden almaya çalismakta..!!.
Birileri ifade izgürlügünün kanunla korunmasindan söz etmekte, ama karsisindaki kisinin, görüsünü belirtmesini hazmedememekte ve bunu sansür olarak nitelendirmekte..!!
Birileri, düsünce ve ifade özgürlügünün tek istikametli olmadigini savunmakta, ama, baskasinin düsünce tarzina müdahale ederek kendi istedigi kaliba uydurmaya çalismakta..!!
Birileri, benim özgürlügümün basladigi yerde kendisinin özgürlügünün sona erdigini unutarak, beynime pranga vurmaya çalismakta..!! ('[;)]')
|
zara |
quote:
Tum kotuluklerin Kurtlere mahsus oldugunu nereden cikardiniz?... Alisinkay basindan gecen bir olayi anlatti. Saldiranlar Urfali dedi diye ilkonce Nilgul Sarac, sonra siz buna mudahale etmeye kalktiniz. Bu ne bicim ifade ozgurlugu anlayisi?
Ekleyen: Lawless1 - 20/04/2005 : 09:04:24
|
Cenab-i Hak(C.C.) kuru iftiradan muhafaza eylesin. ('[:p]') |
Lawless1 |
quote:
quote:
Yukardaki alintidaki yorumunuz ayrica supheci karakter sergiliyor. Bu sefer hizinizi alamamis, beni de on yargili olmakla suclamissiniz. Hoppala!... Ifade ozgurlugunu savunmak ne zamandan beri suc oldu?
Sizi rahatsiz edecek diye, kimin, hangi konuda, nasil dusundugunu, ne yazacagini kontrol etmek sansur'e girer, ifade ozgurlugunu paramparca eder. Alisinkay'in basina gelenleri anlatmaya hakki vardir. Bu Sinkay'in kisisel ifade ozgurlugudur. Kanunlarla korunmasi gerekir.
Ekleyen: Lawless1 - 20/04/2005 : 09:04:24
|
Birileri, kendi ifade özgürlügünden bahsetmekte, ama baskalarinin ifade özgürlügünü kavga ve kuru gürültü ile önlemeye çalismakta..!!.
Birileri, benim özgürlügümün basladigi yerde kendisinin özgürlügünün sona erdigini unutarak, beynime pranga vurmaya çalismakta..!! ('[;)]')
Ekleyen: zara - 20/04/2005 : 21:55:15
|
Sayin Zara,
Hayir, yazilanlari carpittiniz gene. Size en basindan beri ayni seyi tekrar tekrar soylememe ragmen anlamamakta israr ediyorsunuz. Sizin ne soyleyeceginize karisan yok. Burada kesinlikle pranga diye bir durum yok. Aksine benim acimdan istediginizi yazma hakkiniz var. Ama kalkip Turkleri "on yargili" diye genellerseniz, kisilere hakaret edip, camur atmaya kalkisirsaniz size cevap gelir.
Cevabi okursunuz, orada birakirsiniz. Siz "Beni linc ediyorlar" diye feryat etmeye basliyorsunuz. Ona ragmen, Bana yaptiginiz hic bir kisisel hakarete, site huzuru bozulmasin diye cevap vermedim.
Benim hakaretle alakam yok. Size bunu nazikcene hatirlatmama ragmen, son iletimden sonra buraya gene bir araba kisisel hakaret yagdirmissiniz. Devam edin.
Ayrica size "kuru" iftira atan yok. On yargi'nin tipik Turk mentalitesi oldugunu kendiniz yazdiniz. Yazilariniz yukarda, bir goz atin bakalim. Ben de size gayet basitce Turkler katiyen on yargili degildir diye cevap verdim.
Leyla Zana ornegine gelince yine cok heyecanlanmissiniz. Dil, Irk farkliligini vurgulayan kisilerden biri olarak Leyla Zana bu sorunuzu en guzel cevaplar dedim. Lutfen sorunuzu tekrar okuyun hala anlamiyorsaniz. Benim burada tartistigim kesinlikle vatan bolunmesi degil. Bunlar diger arkadaslarin fikirleri.
Benim tek mudahale ettigim konu, bir kisinin basindan gecen gasp olayini, durustce anlatabilme hakkidir.
Sirf bunu soyledim diye bana yapmadiginiz kisisel hakaret kalmadi. Konusmayi kavgaya cevirdiniz; gonderdigim bir iletiye, bir duzine asiri duygusal karsilik gondermissiniz.
|
zara |
('[:D]')
NO COMMENT! |
Kaan V. |
quote:Sevgili forum üyeleri,
Her zaman yazdığımı ve söylediğimi bu forumda da tekrar etmek isterim.
Lütfen yazılarınızı, cevaplarınızı birbirinizi anlamamak üzerine değil, anlamaya çalışmak üzerine kurunuz.
Cevaplarınızı kişiselleştirmeyiniz, birbirinizle asla uzlaşmaz, uzlaşamaz olduğunuzu düşünmeyiniz. Çoğu kez insanlar hemen hemen aynı şeyleri söyledikleri halde satır aralarına farklı anlamlar yüklemekte, yazılarından tanıdıkları kadarıyla yazı sahipleri hakkında önyargılı yorumlarda bulunabilmektedir.Bu önyargı, savunma veya eleştiri düzleminde olabilmektedir. Hiç farketmez. Herkes haklı ama hiç kimse haksız değildir. ( elbette böyle bir paradoks da çözümsüzdür.) Böylece körler sağırlar birbirini ağırlar misali forumlardan umulan fayda ve sonuç elde edilemez.
Lütfen ama lütfen yazılarınızı dikkatle yazınız, eleştiri ve yorumlarınızda asgari nezaket, iyiniyet ve hoşgörü sınırlarının dışına çıkmayınız. Yazdıklarınızdan herkesin fikriyatına bir nebze de olsa katkıda bulunabilsin, bir şeyler öğrenelim, yazılanların doğruluğunu araştıralım, araştırma alışkanlığımız gelişsin, birbirimize katkımız olsun, bizlerden bir şeyler alıp götürmesin, önyargılarımız daha da pekişmesin, ufkumuzu açalım, daraltmayalım.
Herkes yazılan bazı yazılara öfkelenebilir, kendince kabul edilemez bulabilir. Ama klavyenizdeki ABS sistemini lütfen devre dışı bırakmayınız.
Ekleyen: Av.Fırat Bayındır - 20/04/2005 : 16:16:40
|
Sayın Av.Fırat Bayındır uyarısına riayet etmek mecburiyettir. Kendisi böyle bir ileti yazmış ise demekki bazı hususlar, sataşmalar olması gereken haddi aşmıştır.İnsanlara temeli olmayan burada ispatlanamayacak suçlamalarla yaklaşmanız hukuken ve ahlaken doğru değildir.
Av.Fırat Bayındır'ın uyarısına riayet etmek için son şansınız olduğunu yoksa açılmış olan bu konunun kilitlenebileceğini hatırlatmak isterim.
"Bir insanı kırmak çok kolaydır ama kırılan kalpleri onarmak zordur ve zaman ister."
Hepinizin bu mübarek akşamda Mevlid Kandili'ni kutlar, hayırlara vesile olmasını Allahtan niyaz ederim. |
zara |
Sayin alisinkay ve Sayin Kaan V.,
Bilmukabele; cümlemizin Mevlid Kandili mübarek olsun der, hayirlara vesile olmasini, Yüce Allah'tan temenni ederim.
Not: Bu forumu ister kilitleyin ister kilitlemeyin. Artik ileti eklemeye dahi gerek görmemekteyim. Sadece yukarida belirtmis oldugum hususta Sayin Admin'e danistiktan sonra, verilecek cevaba uygun olarak, konu ile ilgili, egitici ögretici olduguna inandigim, kesinlikle uydurma olmayan, dini ve tarihi bilgileri ve gerçekleri, kaynaklar esliginde, aktarmak niyetindeyim.
Hayirli Geceler. |
commodore1tr |
Hoppala hasan dayı münasebetsiz terlerim sıyırdı diye bir söz vardır. Tam bu forma uymuş.. Gaspa uğrayan bir arkadaşımızdan konu nerelere kadar gelmiş konunnun dağılması bir yana olmaması gereken bir şey BU KADAR AKILLI KİŞİLERİN BİRBİRLERİNE SÖYLEDİKLERİ SÖZLER olmuş Konunun özü kaybolup yerine önemli bir tartışma olmasına karşın HAKARETİMSİ konuşmalar yapılınca tat tuz kaçmış... Aslında her bir konu başlıbaşına bir form olabilecekken iki serserinin bir arkadaşımıza yaptığı kanunsuz eylemin sonucunda bu tartışmaların başlaması ne kadar hassas bir çizgiden geçtiğimizin tipik bir göstergesinden öteye bir şey değildir. Hafızamızın zayıf olduğu ve neyin ne olduğuda çok güzel tarafımızdan karıştırılır.Sap saman elma armut birbirine girer elma ağacından çilek toplayan bile çıkar işin garibi haklıda o olur :))) Dolayısı ile madem konu bu kadar Kürt Türk ve PKK meselesine dönüştü özel bir bölümde dahil hafızalarımızı bir kısaca tazeleyelim ( benim kısacamla..)
PKK-nın başı olarak seçilen Abdullah Öcalan;iç ve dış birikmiş öclerin alınması için biçilmiş bir kaftandı. Kendisi 1949 yılı Urfa/Halfeti/ömerli köyünde doğup,annesi Türkmen,babası kürt asıllı bir kişidir. Marksist, Leninist bir düşünceye sahip olup,” Marksist temele dayalı bir sistem kuracaktık.”der.
Kendisini tanıtırken:” Üniversite son sınıfa kadar ilk ondan aşağı hiçbir zaman düşmedim. Liseye kadar Dinin etkileri vardı. yetmişlerde solculuğa ve o dönem kürtçülüğüne ilgim gelişti. Kişi olarak müminceydim.”
Hayatının değişiminin 1970-de başladığını ve gelişimini şöyle izah eder:” O sıralarda elime –Sosyalizmin Alfabesi-diye bir kitap geçti. Kitabı okuduktan sonra her şey değişti.”
Necip Fazılın konferanslarını dinleyip-seven,Maltepe camiinde namaz kılan Öcalanın hayatında 80 öncesi sosyalist,Marksist kitapların basım ve okutturulmasının büyük etkisi olmuştur. O etki hala devam etmektedir.
1980-den sonra biten Sosyalist ve marksist düşünce,1970-lerde elde ettikleri sermayeyi sürdürmektedirler. Bu faaliyetin gelişmesindeki en önemli amilde;ihmal ve önemsememek idi.
Kendi içerisinde bir bocalamada olan bu insan inancını da şöyle tasvir ediyor:” Bir –Tanrı- fikri ne zaman,nasıl oluştu? Bir çok evreden geçer ve tanrı kelimesiyle neyin kastedilmek istenildiği halen tam tanımlanmış değildir. Bilimi en çok geliştiren bir Einstein’da da tanrı fikri vardır,her ilkel doğa kuvvetini bir tanrı gibi gören kişide de bir tanrı fikri vardır. Ama aralarında fark vardır. ‘Doğayı yöneten kuvvet’ veya’ doğa kanunları’ diye bir tanımdan bilimde bahsediyor. Demek istediğimiz ‘Tanrı-Allah’ kavramı bile henüz gelişimini sürdürmektedir ve sürdürmekten geri kalmamaktadır. Ama her şeyi böyle bir fikre bağlı olarak ele alıp gelişimini böyle izah etmek pek mümkün görünmüyor. Burada devreye felsefe giriyor. Felsefe biraz daha bilimselliğe yakındır ve doğanın gelişim esaslarını belirlemeye çalışır.''
Siyasal Bilgiler Fakültesi 4.sınıfdan ayrılmadır. 7 Nisan 1972-de Ankara Üniversitesinde Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının idamını protesto ile eyleme katılarak 7 ay Mamak cezaevinde yatmış1973-de de örgütün kurulmasında ilk adımını da atmış oldu. Kendisi ise ifadesinde PKK-nın 1970-lerde ortaya çıktığını da söyler.
Tahliyesinde Dönemin savcısı Baki Tuğ-a Mit-den giden bir yazının sebeb olduğu ifade edilmektedir.
Öcalan-ın hanımı olup daha sonra araları açılsa ve yurt dışına kaçsa da Kesire,mit-de görevli mit mensubunun kızıdır.
İç-den veya dış-dan beslenilen karga Apo ve PKK,şöhreti yükseltilen alçak..
PKK;27-Kasım-1978-de Diyarbakır-Lice ilçesi,Ziyaret (Fis)köyünde illegal olarak kuruldu.
Ve 15-Ağustos 1984-de de Hakkari-nin şemdinli ilçesinde askeri birliklere yönelik faaliyetleri gerçekleştirip,körfez krizinin boşluğundan istifade ile bölgeye yerleşti.
12-Eylül-1980 darbesine kadar Türkiye de ve daha sonra da Suriye üzerinden Lübnan Bekaa vadisindeki Filistin kamplarında faaliyet göstermeye başladılar.
Suriye de ise,Suriye gizli örgütü el-Muhaberat-ın karşısında bir apartmanda kalıyorlardı.
24-Mayıs-1993-de Elazığ-Bingöl karayolunda 33 er,3 öğretmen ve 2 sivil hunharca katledildi.
94-95-de Tuncelide ki karakolları basıp,köyleri yakarak,yolları kestiği yıllardır.
Şimdi burada kısa bir mola verelim... Molanın amacı bütün bunlara neden olan 'şark meselesi' yani doğu sorununa bir göz atalım ( Aksi söylemleride dinlemeyede hazırım..)
Doğu meselesi;geçmişten günümüze devam edip ‘Şark meselesi’olarak tarihe geçmiş bir çözümsüzlüğün uzantısıdır. Bir yandan da kaşınmaya ve kaşımaya müsait bir alan. İ. Bardakçı-nın ifadesiyle;son 120 yıldan bu yana Kürtler batılılar tarafından beş defa aldatılmışlardır. Kürt devleti sevdasıyla.
Kardavi kürt meselesi konusunda; Arap milliyetçiliğine karşı bir reaksiyon olarak doğduğunu söyler.
Abdulhamid Han-ın kürtler konusunda bölgede yerleştirdiği ‘Hamidiye alayları’ ile bir yandan yumuşama olurken,diğer yandan da Ermeni-Rus işgalinde önemli rol oynadılar.
‘Bağımsız kürt devleti’ demek, ‘Bağımsız İngiliz Petrol Devleti’ demektir. Bu hayal ile; Bu hayal ile 1923-den 1938-e kadar 17 kürt isyanı ve de 1925 Şeyh Said isyanıyla sünniler,Dersim isyanıyla da aleviler tahrik edildi.
Tam burada ÖNEMLİ BİR DİP NOT:
Öcalan itirafında;1925 Kürt isyanı gibi bir isyanı başlatmak için Yunanistanın kendisini teslim ederek kürtlerin ayaklanmalarını sağlamak için kompla yaptığını,tıpkı Musul ve Kerkükü elimizden çıkaran İngilizlerin ayaklandırmaları gibi...
Kaldığımız yerden devam edersek ...
İngiliz dış işleri bakanlığı arşivlerinden alınan belgelerde İskoç kilisesine bağlı İngiliz miyoner Joseph Plum Cochbran’ın sağlık ekibinde görevli olarak 1884-de bölgeye gönderildiği belirtiliyor.
Ünlü Coğrafyacı Elize Reclus notlarında,1.Dünya savaşında bölgede misyoner faaliyetlerine hız verildiği,müttefiklerin halkı Osmanlı devletine karşı ayaklandırmak için kilise ile iş birliği halinde olduğunu ifade etmektedir.
Ve İngiliz casus subaylarından Lawrence’in İngilterenin Galler bölgesinde 1888 yılında doğan Thomas Edward’ın İskoçyalı bir rahibeyle evlenebilmek için Lawrence (Lavrens)soyadını aldığı ve Hristiyanlığın koyu bir taasuba sahip Cizvit tarikatının okuluna girdiği burada iyi bir eğitim ve öğretim gördükten sonra casusluğa başladığı da ifade ediliyor.[
Kürtlerde;Cehalet,fakirlik ve ihtilaf tohumlarının ekildiğini ifade eden Bediüzzaman,kürtleri devamlı ikaz etmiş,başlarına geleceklere karşı onları uyarmıştır.
19- Mayıs-1908-de ‘Şark ve Kürdistan Gazetesi’nde de yayınlanıp,hükümet sekreterliğine verdiği yazısında şöyle demektedir:
“ Şu cihanı medeniyette ve şu asrı terakki ve musabakatta sair ihvan gibi yek ahengi terakki olmak ( İleri medeniyetler seviyesine çıkmak) için,himmeti hükümetle Kürdistanın kasaba ve kurasında (köylerinde) mekatib (mektebler) tesis ve inşa buyurulmuş olduğu ayn-ı şükranla meşhud (görünmüş) ise de,bundan yalnız Lisan-ı Türkiye aşina etfal (Çocuklar) istifade ediyor. Lisana aşina olmayan evlad-ı Ekrad (Türkçe bilmeyen Kürt çocukları) yalnız medarisi ilmiyeyi madeni kemalat (Medrese ilimlerini gelişmenin kaynağı) bilmeleri ve mekatib muallimlerinin lisanı mahalliye adem-i vukufları (öğretmenlerin kürtçe bilmemeleri) cihetiyle,maariften mahrum kalmaktadır.
Bu ise vahşeti,keşmekeşi;dolayısıyla Garbın şematetini (gürültü patırtısını) davet ediyor. Hem de ahalinin vahşet (yabanilik) ve taklid hal-i ibtidasında (taklid ilkelliğinde) kalmaları cihetiyle evham ve meşkukun (kuruntu ve şüphelerin) te’siratına hedef oluyor.
Eskiden beri her vecihle Ekrad-ın madununda (Kürdlerin gerisinde) bulunanlar;bu gün onların hal-i tevakkufta (duraklamada) kalmalarından istifade ediyor. Bu ise,ehli hamiyeti düşündürüyor. Ve bu üç nokta,Kürdler için müstakbelde bir darbe-i müdhişe (Dehşetli bir darbe) hazırlıyor gibi ehl-i basireti dağdar etmiştir.”
Bediüzzaman Kürdlüğünden önce Seyyid olup,anne ve baba tarafından hem Haseni,hem de Hüseynidir. Ve Al-i Beyttendir.
Kürdler içinde dünya ya gelen Bediüzzaman Türk ve Kürd kardeşliğinin tesisine çalışmasıyla Seyyidliğinin gereğini yapmıştır.
Birileri hizmet edeyim derken hezimet etmektedir. Murat Bardakçının ısrarla Bediüzzamanı Kürd olup kürtçü olmadığı ve hiçbir suretle bunu ortaya koyacak telkinatta bulunmamasına rağmen;hem Kürtçülükle itham etmesi,hem de;” Kürtçülükten Evliyalığa Geçiş” ifadesiyle yapıcı değil,yıkıcı bir tavırda bulunmaktadır.
Müsbet olmayan tahrik edici ırkçı tavırlar,zıt kutupları canlandırıp uyandırarak fitneye ve kutuplaşmaya yol açarlar.
Bediüzzaman hayatı boyunca Türk-Kürt-Arap ittifakını temine çalışmış ve onların dilleriyle onlara hitabede bulunmuştur. Başka dilde olanları bilgilendirmek için onların dillerince onlara hitap etmek ne derece gerekli ise; İslamiyete ve bilgiye belki de en fazla ihtiyacı olan Kürt milletine de Bediüzzaman hitab etmiş,ikaz ve tavsiyelerde bulunmuştur.
İşte onlara yaptığı Kürtçe hitabesinin Türkçeye çevrilmiş şeklinin ne derece yapıcı ve onların buna ne derece muhtaç olduklarının bir göstergesidir:
“ Ey Kürt halkı! İttifakta kuvvet,ittihatta hayat,kardeşlikte saadet,hükümette selamet vardır. İttihat bağını ve muhabbet şeridini sağlam tutun,ta ki sizi beladan kurtarsın.
İyi kulak verin,size bir şey söyleyeceğim: Biliniz ki üç cevherimiz vardır;bizden muhafazalarını isterler.
Birincisi,İslamiyettir;ki, binler ve binlerce şehidin kanları,ona paha ve bedel olmuştur.
İkincisi,İnsaniyettir; ki, halkın nazarında akıllıca hizmetlerle,yiğitliğimizi ve insanlığımızı dünyaya gösterelim.
Üçüncüsü,Milliyetimizdir; ki,bize üstün meziyetler vermiştir. Bizden öncekiler,iyilikleriyle yaşıyorlar. Biz kendi gayretimizle milliyetimizi muhafaza ederek,onların ruhunu kabirlerinde şad etmeliyiz.
Bunun ardından,bizim üç düşmanımız var;bizi harab ediyorlar.
Biri,Fakirliktir. İstanbuldaki kırk bin hammal,bunun delilidir.
İkincisi, Cehalet ve okumamışlıktır;ki, içimizden,bin de bir kişinin bile gazete okumayışı,bunun bir delilidir.
Üçüncüsü, Düşmanlık ve İhtilaftır;ki, bu dahili düşmanlık,kuvvetimizi kaybettiriyor,bizi terbiyeye müstahak kılıyor ve hükümet te insafsızlığından bize zulmediyor.
Siz eğer bunları işittiyseniz,biliniz,bizim yegane çaremiz şudur ki: Biz,üç elmas kılıncı elimize alalım,ta ki bu üç cevherimizi elden çıkarmış olmayalım;bu üç düşmanı üstümüzden atalım.
Birincisi adalet,maarif ve okuma kılıcıdır.
İkincisi,ittifak ve milli muhabbettir.
Üçüncüsü,her kes kendi işini bizzat kendisi yapsın,sefiller gibi başkasının kudretinden ümit beklemesin ve sırtını hiçbir vasiyete dayamasın.
Son olarak da: Okumak,okumak,okumak... El ele vermek,el ele vermek,el ele vermek...”
Tarihin çeşitli dönemlerinde kullanılan Kürtler nitekim 17-Mayıs 1639 yılında Kasr-ı Şirin anlaşmasıyla, IV. Murad-ın 40 günlük kuşatmasıyla ele geçirilen Bağdad,Arap ve Kürtlerin çıkardığı ardı arkası kesilmeyen karışıklıklara sahne olmuştur.
Şimdi biraz daha atlama yapıp tekrar günümüze yaklaşalım ( hala sıkılmadan okuyan varsa ..))))
Bu günkü senaryolar olan kürtleri kullanarak ve yine onları öldürerek;kürt devleti kurma aldatmacalarıdır.
Bir kanser hücresi gibi musallat olan PKK,kangren olan bir vücut parçası gibi bünyede bulunan,bünye dışından da yamalanan PKK,elbetteki birden-bire ot gibi yerden türemedi,sinek gibi üremedi. Yıllar öncesinden beri Marksist,Leninist,Sosyalist,Kominist,Maocu gibi ideolojilerin 1980-den sonra zahiren susmasının yanında hakikat da bir cephe değişikliği,bir siyaset oyunu,farklı bir misyon ile sahaya çıkmasından başka bir şey değildir.
Rusya büyüyen değil,küçülen Türkiye- yi ister. Türk Cumhuriyetlerine lider ve yardımcı olmasını,kuvvetlenmesini elbette istemez. Bu kendisi için ölüm ve bitiş fermanıdır. Böylece PKK bir kez daha menfaatların odaklandığı ve güçlendiği bir merkez olmuştur.
Nitekim bu insanlara ısındırma kitapları olarak bir yandan Yalçın Küçük-ün kitapları okutuluyor, bir yandan silahları olan tahrik ile üniversitelerde dersler protesto edilip engellemelerle insanların PKK-ya katılımı sağlanıyordu.
Önemli olanı PKK-yı üreten kaynaklarıdır. İnançlı,namazlı,oruçlu bir insan olup,Malatya-Akçadağ öğretmen okuluna gittikten sonra PKK-ya katılan Elazığlı C.Bayık,bunu öğretmenlik mesleğine tercih ediyordu.İşin garib tarafı;bu insanlar üniversiteyi ve bir yerleri bitiren insanlar! Kusur buralarda da aranmalıdır.
Solcuların fakirlik edebiyatı PKK-nın da edebiyatının temelini oluşturmakta idi. Bazan da sağ cepheye geçerek “ Bu devlet dinsizdir.” düşüncesini kullanıyorlardı.
PKK,mağdur ve mazlum,ekonomik zorluklar içinde olan işsiz,cahil,fakir denilen köylü insanları kullanıyordu. Yani taraftarlarının çoğu,yılların ihmalinin biriktirdiği yer olan;maddi-manevi eksikliklerin yeri olan doğu ve Güney doğu bölgesi idi. Kundaktaki çocuklardan kendi adamlarına kadar insanları canice öldürüyordu. Ve öldürdüğü adamlarına da –ajan- damgasını vuruyordu.
Nitekim PKK-nın ikinci adamı Şemdin Sakık,kendine ters bakan Yılmaz adındaki arkadaşının kollarını,bacaklarını kırdırtıp,sonunda gözlerini yanan ateşte patlatarak ajan olduğunu söylettirmesine rağmen,onun son sözü ‘Ben ajan değilim.’olmuştur.
Elemanları açlık içerisinde bırakılıyor,ekmek çalan arkadaşları acımasızca öldürülüyordu.
PKK komutanı olan Sami Demirkıran itiraflarını –özetle-şöyle anlatıyor:
'' PKK-ya dayaktan dolayı katıldığını,İsmail Beşikci-nin kitaplarını okuduklarını, Musa Anter-i okuttuklarını,İçinde fare pislikleri olan hamurlar verdiklerini ve yediklerini,Halktan vergi topladıklarını, yiyeceklerin tırlarla geldiğini, sığınaklarda Marks ve Lenin-in eserlerini okuttuklarını,kızların her yönüyle harcandıklarına şahit olduğunu,örgütün yöneticilerinin dinsiz olup,örgütün içinde müslümanlığın olmadığını,Allahı inkar etmeme yüzünden gözünün önünde bir çoklarının öldürüldüğünü, sol örgütlerde yoğrulup,üniversiteden ayrılma,dağa çıkan bazı kızların durumunun hiç de arzu ettikleri gibi olmadığını, PKK-lının değil kızlarla beraber olmak, erkeklerle homoseksüel içerisinde olduğuna şahit olduğunu, sürekli kendilerine Öcalan-dan eylem emrinin geldiğini, yapmayanlara da ağır bir şekilde küfrettiğini, Sol derneklerin ilk basamağı oluşturduğunu, hedeflerinin öğretmenler olduğunu şu itiraflarıyla ikrar eder:” Bitlis-in Yolalan köyünü bastık. 3 öğretmeni ve sekiz aylık hamile bir kadınla iki yaşında kızını öldürdük. Kızın elinde ve ağzında ekmek kırıkları vardı. Arkadaşlar,yemek yerken öldürmüşlerdi.”
PKK-ya her türlü maddi-manevi Yunan desteğinin olduğunu söyleyen itirafçı;” Ölen kürt,öldüren kürt,kaybeden de kürt.. PKK-yı katliamlar bitirdi.” diyor ve örgütün durumunu:” Her kes örgütten kaçmak için çare arıyordu. Ama ölümü göze almak vardı. Çünki çoluk-çocuk demeden yaptığımız katliamlar bizi bitirmişti. Uğruna savaştığımız halkın gözünde artık sıfırdık.''
Bir ermeni gibi,kestiği insanın kulağını cebinde taşıyacak kadar canavarlaşıyorlardı. Ve bunlar bunu hak arama uğruna,kürtleri koruma gayesiyle yine onlara yapıyorlardı.
Bu faaliyet bazı meşru hakları,ğayrı meşru yoldan temine yöneldi. Meşrulukta bir tahrikten ibaret idi. Çünki biriken bir çok hesaplar PKK çatısında toplanmış oldu.
Üniversite öğrencisi olan bu insanların hedefi de,sosyalizmi getirmek idi.
Olay bu kadarla kalmadı. Eroin,silah gibi mafyanın da işine yaradı. Bir Alman İstihbarat şefi:” Bizim PKK ve Dev-Sol-un üst kademesiyle bir sorunumuz yok. Bizim asıl sorunumuz alt kademelerle uyuşturucu dağıtımını onlara yaptırıyorlar.”
PKK-nın uyuşturucu,haraç ve soygunlarla yıllık gelirleri 90 milyon dolar idi.
Fransız-Paris Match dergisinde yayınlanan araştırma sonucu raporuna göre;Avrupaya giden eroinin yüzde 70-i Türkiye üzerinden pazarlanmakta,İran ve Yunanistan yoluyla kazanılan bu kazançla PKK silah alıp,masumları öldürüyor.
Bunu ört bas etmek için irtica yaygaraları,meçhul cinayetler ki,hep meçhul kalıp,milletin üzerine gidildi,PKK-ya dolaylı olarak adam kazandırıldı. Toplumun baş örtüsü, İmam-Hatibler ve Kur’an Kursları gibi hassas noktalarına saldırıldı
Bunlarda uğraşılırken,bir yandan nazarlar gerçek uğraşılması ve çözüm bulunması gerekenlerden çevriltmiş olundu.
Siyaset de ve toplumda curcuna ve stresler yaşatıldı. Su bir türlü durulmadı. Buda balık avlayıcılarına yaradı. Toplum avlandı,ağa takıldı. Kurtulmaya çalıştı,çırpındı. Netice büyük kayıpla sonuçlandı.
PKK bir piyondu. Bu piyonu kullanan işi bittikten sonra o aleti de atacak,onu da parçalayacaktı. Neticede onu da yaptı. PKK aletiyle toplumu yaraladı. Sonra da onu kırıp,attı.
Bunun dışındakiler hep senaryo, hep laftan ibaret idi. Öyle de olduğu görüldü.
PKK bitince her şey bitmeyecek. Yeri geldiğinde o yine kullanılacak veya yerine başka şeyler ikame edilecektir.
Rum-Yunan tarafından en büyük desteğini alan PKK; “ Ermeni-Asala ve Marksist-Leninist,Maocu Kürt PKK teröristlerine maddi desteğini esirgemeyen”,bir destek içinde bulunmaktadır. Yani;” PKK,Yunan-Rum taşeronu olarak kullanılmaktadır.
Yunanistanın haftalık gazetesi “ To Vima”gazetesinin de belirttiği gibi:” Yunanlıların Türkiyedeki kürtlere Irak ve İran-daki kürtlerden farklı davranmalarının Türklere olan düşmanlıklarından”kaynaklandığını yazar.[
Bu destektir ki; A.Öcalanın yakalanmasıyla telaşa düşen Yunanistan iki şeyin açığa çıkmasından tedirginlik duymaya başladı; PKK-nın yunanistan da eğitilmiş olması,diğeri,A.Öcalanı teslim etmeleri.
A.Öcalan ifadesinde;Suriye halkı ve Yunanistan halkından da yardım gördüğünü ifade etmiştir.
Yunanistanın kendilerine maddi yardımla beraber,komutanlarının da yardımcı olduklarını itiraf eden Öcalan, Suriyenin de maddi olmayıp, lojistik destekte bulunduklarını söyler.
Suriyenin PKK ile uyuşturucu ticareti karlarının bir kısmı da Hamas-a aktığı belirtilmektedir.
Suriyenin PKK-ya doğrudan destek olması ile,Türkiye de;Suriye misali azınlığın lideri Hafız Esad liderliğindeki zorba bir idarenin aynısının gerçekleştirilmeye çalışılması arasında bir ilgi söz konusudur. Alevi-Sünni ayırımı,devleti ele geçirme iddiaları gibi senaryolarla bu fikir beslenmektedir.
Etraf toz-dumana bulandırıldı. Çeşitli zamanlarda olduğu gibi,90-dan sonra da çok kimseyi konuşturmak üzere yine alevilik gündeme getirildi. Olumlu-olumsuz çok şeyler konuşuldu,konuşturuldu. Bunlar ilerisi için delil olarak kullanılmaya çalışılacak. Aralar ve açıklar daha fazla açılması için böyle yollara baş vuruldu.
Netice;pek bir şey yok. Ancak bu hiçbir şey yok anlamına değildir. Daha sonraları ısıtmak üzere dolaba kaldırılmaktadır.
Nitekim Emekli General Matafias Öcalana danışmanlık yapmıştır.
Haçlı zihniyeti ve seferberliğinin diğer adı olan Suriye ve PKK, Semih Sancar Paşanın da ,haritalarına Hatayı da almaları karşılığında :” Seyredeceklerine gelip de alsalar ya.. Hatayı haritalarından seyredeceklerine gelip de alıverseler ya..” mertçe,kalmışsa mertlik.
Her ne kadar Öcalan Ermenilerle ilişkisinin kesilmesini,Güneydoğuyu da içine alan bir haritayı kabul etmemek olarak söylese de; Emekli Büyükelçi İ.B.Olgaçay,Batı-nın kendi eliyle besleyip büyüttüğü kürt devletini,zamanı geldiğinde tanıyacağını,böylece Irak-ın parçalanacağı, Sevr-den hiçbir zaman vaz geçmemiş bir batı karşısında Türkiye-nin hafızasını kaybetmiş insan gibi davrandığını belirtip;” Türkiye-nin dış politikası ipotekler altında,rahat hareket edemiyor. Zeli operasyonundan gurur duydum. Fakat bu operasyonda kullanılan silahlar ve istihbarat bakımından Türkiye-nin payının çok az olduğuu nutulmamalı.” demektedir.( bilmeyene not :29 ocak 1994 te Türk uçakları PKK'nın Zeli kampını bombaladılar )
Güneri Civaoğlu Hyatt Regency oteli-nin 11.katında bir dairedeki ABD kuvvetleri ordu sözcüğü merkezinde yapılan konuşmada:” Amerikalı Yarbay ile duvara asılı dev Ortadoğu haritasının önündeyiz. Sağ elinin avuç içini Musul-Kerkük vilayeti olan geniş alanda gezdiriyor. Ve sakin bir sesle,kelimeleri tane tane seçerek anlatıyor:” İŞTE! KÜRT DEVLETİ BURADA KURULUR... Savaş bitecek,Saddam çökmüş olacak. Bu yörede devlet kalmayacak. Devlet otoritesinden yoksun bir boşluk doğacak. Kürtler, bir devlet kurarak,buradaki boşluğu dolduracaklar. Belki, Türkiye-den de toprak isterler...”
Ona anımsatıyorum: Türkiye,bunu kabul etmeyeceğini,açıklamış bulunuyor...
Amerikalı Yarbay,” O zaman çarpışacaksınız!”diyor.
Soruyorum:” Türkiye-nin düzenli orduları, silahları, topları, zırhlıları, tankları,uçakları,füzeleri var. Böyle bir büyük güce nasıl karşı koyarlar? Hem gerek İran,gerek Suriye,Irak’ın toprak bütünlüğü için tavır koymuş bulunuyorlar. Onlarında bölgede bir kürt devleti oluşmasına göz yumacaklarına nasıl ihtimal veriyorsunuz?
Amerikalı Yarbayın verdiği yanıt düşündürücüdür:” Irak-ın kuzeyindeki kürtlerinde yakında çok silahları olacak. Saddamın bıraktığı silahlar,onlara kalıyor. Belki Türkiyede sizinkilerden bile ileri silahlar olacak. Uçakları,tankları,füzeleri,zırhlıları,helikopterleri,hava limanları vs...”
Nasıl ki Almanyayı kendisine bir üs ve taban olarak kullanmaya çalışan PKK-ya karşı Almanya da onu Amerika ya karşı –ben de varım-diyerek kullanmaya çalıştı.
1918 Sevr anlaşmasında alınan memleketin bölünmesi dış destekli olarak devam etti ve 40 bine yakın insan öldürüldüğü halde buna ilgisiz kalmakla kalmadı,hamilikte yaptı.
Doğunun hali ortada,PKK bir şey yapmadı,hep yaktı-yıktı. Kimsede kendisini samimi bulmadı. Ne fikirde,ne de uygulamada. 1925-deki harekette de başta Musul ve Kerkük-de kaybedilmişti. Şimdiki kayıp ise ondan geri değil,gayet ileridir.
Fakirliğe karşı sanatla,cehalete karşı marifet ve irfanla,ihtilafa karşı ittifak noktaları öne çıkarılmakla yapılabilirdi. Öyle yapılmayıp,hastalığı arttırıcı ve müzminleştirici yollara gidildi.
Avrupa sempatizanlarından büyük yardım gördüğünü ifade eden Öcalan,28-29-Şubat-99-da savcılara yazdığı 3 sayfalık dilekçesinde,batılıların büyük oyunlarının olduğunu ifade etti.
Böylece,alet ettiği insanlara karşı,alet olduğunu anlayan Öcalan,çelişkili de olsa,çekileceğini ifade ediyordu.
Oysa T. Özal-ın kendisine 1993-deki tutanakta(Sh.23) ,ateş kes-haberini gönderdiği halde anlaşmaya uyduğunu söyleyen Öcalan, Başbağlar katliamı konusunda ise,bundan habersiz olduğunu ve bunun Sivas-Madımak otelinde yanan 37 kişiye bir misilleme olduğunu da söylemektedir. Özellikle Yunanistanın 93-den itibaren girişilen barış eğilimine taraftar olmadığını söyledi.
PKK-nın görünen yönünden ziyade görünmeyen yönüdür. Nitekim; B.Baykam-ın “68-li Yıllar”adlı kitabında Hasan Yalçın-ın yapıp anlattıklarını yazıyor:” 1971-de Doğu Perinçek-in önderliğinde Söke dağlarında silahlı mücadeleye giriştik... Beş parmak dağlarında,o zamanki partimizle. Köylüleri ayaklandırmaya çalıştık. Köylüleri silahlı mücadeleye hazırlama şeklinde bir olay.”,” Biz bütün gücümüzle halkı silahlandırmaya çalışıyorduk.”
Yakalandığındaki itiraflarında ise; 1978 Kasım ayından itibaren PKK-nın başı olup,ağırlığının devam ettiğini söyledi.
Menfaatlar doğrultusunda bir çok devletlerle ilgisinin olduğunu;
İran-da PKK-nın hastanesinin olduğu,16 PKK kampının var olduğu,Yunanistan,Güney Kıbrıs ve kiliselerden yardım aldıklarını;
Ağır silahların temini,teröristlerin eğitimini Yunanistanın bunu ticari olarak üstlendiğini;
Uyuşturuculardan bağış aldıklarını;
Solcuların yardım ettiklerini;
Kırıkkale silah fabrikasını arkadaşlarının bombaladığını;
Med TV. ve HADEP PKK-nın gelirleri ile kurulduğunu;
Asala’yla 1980-de görüştüğünü;
Olof-Palme su-i kastı konusunda,Avrupa da PKK-nın şiddetlere karıştığı ve Olof-palme-ye katıldığını ve tehdit ettiğini;
Libya ile ilişkilerinin uzun yıllar devam ettiğini;
Prof. Yalçın Küçük-ün kendisine yakalanmaması için yerini değiştirmesini söylediğini;
1990 yılından itibaren ihtilafların olup,lider durumunda olanların öldürüldüğünü;
1984-de Eruh ve Şemdinli baskınıyla terörü başlattıklarını;
Karadeniz bölgesinde Türkiye Devrim Partisi,Tikko,DHKP-c ve Devrimci Halk Partisi ile lojistik destek seviyesinde bir ilişkilerinin bulunduğunu;
Ve örgütten birinci derece de sorumlu olan bu şahsın geç kalınmış olan sözü ise,işin şiddetle halledilmeyeceği,fikirle açıklanabileceği ve kendisine müsaade edildiği takdirde böyle yapacağını 15 yıl sonra 40 bine yakın insan öldükten sonra geç kalınmış bir itiraf olarak söylemiştir.
Böylece PKK ile beslenenler;meçhul cinayetler,eroin,mafya ve bir çok izm-lerin ortak bir simgesini oluşturmuştur.
Nitekim Öcalan ikinci duruşmasında üzerinde önemle durduğu iki nokta ki;
Biri; İngiliz politikası,dış güçlerin desteği. Apo karnını kaşağılamaktan yorulunca,İtalya ya kaşağılanmaya gitti. Zaten batının her zamanki adetidir;kaşımak ve kaşağılamak.. kendisinin belirlediği düşmanını aşağılamak..
İkincisi;Tehdit olarak da olsa,kendi gitse de artarak bunun devam edeceğini söylemesi,affedilmesi halinde ise bunu çözeceğini ifade etmesi samimi olmasa da bir gerçeğe ışık tutmaktadır.
Nitekim vatana hizmet etmekten,PKK-yı 3 ayda dağdan indirmekten yalvarır ifadelerle dem vuran Apo;nihayet idam kararının okunmasıyla ,son sözünü söyleyerek gerçek yüzünü göstermiştir:” Gelecek barışta değil,savaştadır.”
Artık Apo miadını doldurmuştu...
PKK-nın ikinci adamı olan Ş.Sakık ise;İnsan Hakları Derneği Başkanı için “ Benden daha fazla PKK-lıdır.”, “ İşbirlikçi” ifadelerini kullandı.
KKK.Org.A.Ateş-in 16-Eylül-1998-deki Suriye sınırında söylediği:” PKK destekçisi Suriye,sabrımızı taşırmaya başladı.”
Ve Cumhurbaşkanı S.Demirel-in:” Suriye ye mukabelede bulunma hakkımızı saklı tuttuğumuzu ve sabrımızın taştığını ilan ediyorum.”sözleri Apo-nun ininden çıkışını ve yakalanışını hızlandırmıştır.
ABD-nin de yardımıyla 16-Şubat-1999-da Kenya-da Yunan elçiliğinden çıkarılarak uçağa götürüldü. Mossad ve FBI-nında karıştığı ifade edilir.
Böylece;1984-1999 yılları arasında 15 yıl devam eden PKK ve onun başı A. Öcalan-ın 15-2-1999-da gece 2-3 sıralarında yakalanmasıyla durulur gibi oldu. ancak bu sonuç değildir. Şimdi burada kısa bir mola daha vererek Aponun yakalanışını kısa bir öykü olarak anlatarak bu olayı bağlayayım yüksek müsadelerinizle. Burada yazdıklarımı çoğu yerde bulamayacağınızıda bilmenizi isterim...
98 yılının sonlarına doğru Özellikle TSK da PKK terörü ve Abdullah Öcalana karşı ciddi bir infial yaşanmaya başladı 'koca bir devletin çapulcubaşıyla başedememiş görünmesi' ciddi bir krize dönüşürken önce ordudan sonra Cumhurbaşkanından vede en son hükümetten gelen tepki Bu kişilerin yardım ve yatakçı devletlerini bir anda şoke etti.. Çünkü Türkiye 'Terör örgütü başı kirli elli Aptullah Öcalanı ulusal değerlere tehtit kabul ettiğini vede bu terör başını koruyan ülkeye resmen savaş açabileceğini açıkça deklere etti..' Belirli bir süre Suriye'den ses çıkmadı Abd başta olmak üzere bazı batı ülkeleri Türkiye'nin bu tehtidinin ciddiyetini ölçmeye anlamaya çalıştı bilahare nabız yoklamalarına girişti. Koca bir Türkiye' yi karşılarına almak istemeyen bazı ülkeler Blöf yapıldığını düşünürken 74 ü de anımsamaktan geri kalmadılar.. Türkiye nin protestosuna Suriye 4-5 gün sessizlikten sonra 'zaten burada değil ' gibi çok dolambaçlı bir yanıt vererek olayı soğutmaya çalıştı. Taki Zamanın başbakanının ' tam anlaşılamadık galiba demesi' vede üstüne üstlük Tarihinde Ege dışında yapılmamış 'kararlılık 98' tatbikatının zamansız vede tam Suriye sınırında yapılması herkesi bir kere daha telaşlandırdı. Hele Tatbikat içersindeki ' temsili düşman hedeflerinin bombalanması' yanlışlıkla sınır ötesinde vede ne hikmetse Irak ve Suriye de tespit edilmiş PKK üstlerine bomba yağdırılması !!!!!! Herkeste soğuk duş etkisi yarattı.. Tam 99 yılına girilmiştiki herkes Türkiye'nin tavrının bununla sınırlı olacağını düşünürken Ocak ayı ortasında TSK bora savdur 2 konumuna geçtiğini tüm nato ordularına duyurdu ki Apo için sonun başlangıcı bu oldu.. Abd süratle daima yanından ayırmadığı İngiltere Fransa ve Almanya ile gizli görüşmelere başladı bundan çıkan sonuç 'Türkiye'nin yakın bir gelecekte Suriye ye resmen savaş açacağı oldu..' Abd aynı zamanda Türkiye yi yumuşatmak ve biraz zaman kazanmak için fms yoluyla haberler göndermeye başladı. Bir anda Olayın ciddiyeti bütün ağırlığı ile Suriye nin üzerine çökünce Suriye tüm dünyaya 'aponun 48 saat içerisinde Ülkeyi terk edeceğini duyurdu' gerçekten de apo 36 . saatin sonuna doğru Rusya ya doğru kaçtı bilinmezlik iki gün sürdü ve apo Rusya dan da kaçırıldı. Ama tsk da ok yaydan bir kere çıkmıştı zaten bora savsur 2 de ilan edilmiş ve deklerasyonu yapılmıştı.. Apo bir gün içinde Yunanistanda tekrar bulundu durduk yere iki nato ülkesi bir pislik yüzünden karşı karşıya geldiler.. Kararlılık Yunanistan ı bir anda caydırınca bu sefer İtalya apo ya geçici sahip çıktı. Hem başbakanlarının saçmalamaları hemde kendi güçlerine güvenmeleri sonucunda apo belirli bir süre burada kaldı. Türkiyenin İtalya askeri ateşesinin bir gün İtalyan savunma bakanına 'Roma kuzeyindeki devlet güvenlik evlerinde sorun çıkarsa biz karışmayız!!!' sözü İtalya da bomba etkisi yarattı tabiiki Türkiye olarak böyle bir şeyi üstlenmedik !!! Bu arada da Basında bir şekilde Apo yu takip edip İtalya da olduğunu ve İtalya tarafından korunduğunu açıklamış bir kızılca kıyamette Türkiye silahsız kuvvetlerinden kopmuştu. İtalyan ürünlerine boykot İtalyanlar gelmesinden bir zamanların faşist lideri mussolini ye kadar uzanan bir tepki. Okadar ileri gittiki Halkımız Yabancı her markayı italyan ürünü diye protesto amaçlı yakmaya yırtmaya başladı. Şubat ayına girilmişti.. En üst düzeyde bir askeri yetkili 40 bin kişinin katilini bir teröristi koruyan nato ülkesi dahi olsa kararlılığımız değişmemiştir' açıklaması natonun dengesini bozdu. ABD 'Apo nun yargılama sonuna kadar sağ kalma güvencesini Türkiyeden gizli olarak istedi... Bazı avrupa ülkeleri ise 'hiç bir şekilde asılmaması ilkesinin benimsenmesini' Türkiye ise bir hukuk devleti olarak yargılama sonuna kadar 'hayat güvencesini' verdi. Buna hernekadar avrupa karşı çıktıysada Türkiye nin blöf yapmadığını anlayan ABD nin baskısı sonucu italya yelkenleri suya indirdi.. Şubat ayının ortasında Apo özel bir uçakla ülkeden çıkarıldı kendisi irlanda üzerinden başka bir ülkeye gideceğini sanırken uçak akdenizi baştanbaşa geçerek Kenya Nairobi ye indi.. Kendisine burada Yunan büyükelçiliğinde belirli bir süre duracağı sonra ortalık durulunca başka bir yere götüreleceği söylendi. 15 şubat günü Türkiyeden 3 savaş uçağı ve bir kargo uçağı bilinmeyen bir yere doğru kalktı Kargo uçağında sat sas ve komandolardan oluşan bir ekip vardı.. Hiç bir ülkenin dikkatini bu rutin kalkış çekmedi... Önce güney doğuya yönelen uçaklar sonra yanlış gittiklerini anlamışçasına rotalarını bilinmeyene çevirdiler.. 15 Şubat günü Apo Yunan büyük elçiliğinde uyandı muhtemelen çalkantının azaldığını ve yakında bir şekilde gücünü göstereceğini düşünüyordu. Rutin gezilerini yaptıktan sonra rahat rahat otururken kendisinin yer değiştirme zamanının geldiği söylendi ve gene muhtemelen ki için için sevinerek ' bekle Türkiye gününü göstermeye geliyorum ' dedi. Elçilikten çıkıldıktan sonra elçilik görevlilerinin ortadan kaybolduğundan bile şüphelenmedi Nairobiden çıkan araç yaklaşık iki saat kadar sürdü sonra birden araç durdu. Kapısı açıldı ve kendisine 'yolculuk vaktinin geldiği ancak kendi iyiliği için gözlerinin bantlanacağı 'söylendi. Muzaffer bir ada ile gözleri bantlı araçtan inen Apo GÜVENLİ BİR UÇAĞA BİNDİ. Türk askeri Kargo uçağı yolcusunu aldıktan sonra ağır ağır havalandı... Fır hatları yavaş yavaş geçildi ve sonunda uluslararası fır hattına girildi. Üç savaş uçağı gene eskorta bağlandı.. Sat kur.bnb. ..... ...... Apo nun gözlerindeki bantı açtı apo şaşkın şabalak etrafına bakarken ' Vatanına Türkiye ye hoş gedin Abdullah öcalan ' dendi. karşısında siyahlar içerisinde yüzleri boyalı 5 subayı gören apo belkide şaşkınlıkla 'hoşbulduk sonunda döndüm ne zamandır istiyordum ...' dedi.. Ve sabaha karşı gerçekten vatana ayak bastı. Tüm Türkiyede Başbakanın ağzından Apo nun yakalandığını öğrendi..
Bu hikayenin gerisini zaten biliyorsunuz.
Bu kadar şeyi böyle bir konuda neden yazdım onuda izninizle daha sonra yazayım dikkat ettim de iş günü olmasına rağmen 3.5 saattir ben bu konuyu yazıyorum.. Umarım okuyanda olur.
Gasptan nerelere gelmiştik diyorsanız ben tartışma konusu olan kargaşayıda çözecek şekilde kendimce olayları bağlayacağım. zaten dikkatli okuyanlar köşe başlarını tutacaktır....
|
dipdalga |
Sevgili commodore1tr,
Öncelikle bu iletiye üçbuçuk saat harcamış olman ve unutmaya başladığımız bazı bilgileri hatırlatman için sana teşekkür etmek istiyorum.
Bu iletiyi masa üstüne koymakta ve arada sırada açıp okumakta fayda var.
Özellikle bunu Türkleri ırkçılıkla, propaganda yapmakla suçlayan kesimin yapmasında kendi açılarından büyük fayda görmekteyim. Çünkü bu uğraşlarında da tarihte hiçbir zaman başaramadıkları gibi yine sadece kandırıldıkları ile kalacaklar. Aslında bu kandırılışları kendilerine de bir Türk Vatandaşı olarak büyük zararlar getirmekte...
Konuyla iniltili olduğuna inandığım bir önemli hususu da hatırlatmak istedim. O da Pkk Terör Örgütünün son yıllarda kapkaç ve hırsızlık suçları ile bağlantısı bulunduğu ve doğuda örgütlenen, eğitilen insanların bir eylem unsuru olarak batıda kullanılıyor olması...
Bebek katili olabilecek gibi eğitelen insanlar, pekala güpegündüz yaşlı bir kadını da yerlerde sürükleyerek beş on milyon için soyabilecek caniler olabiliyorlar. Bu eylem terör örgütüne maddi imkan sağlamakta ve aynı zamanda topluma manevi baskı uygulamaya da çalışmaktadır.
Bu suçlarda DÜĞMEYE BASILMIŞçasına bir artış olması pek hayra alamet değil. Suçların işlenişindeki alçak ve aşağılık yöntemler ise bir terör havası estiriyor. Bu da, bazılarının tarihte ki 120 küsürüncü yılda bir kez daha oyuna gelişleri olmalı...
Türk Halkı da buna aynı İtalya örneğinde olduğu gibi tepki göstermektedir. Bu haklı tepkiyi dile getiren insanlar ise propagandacı, ıkçı gibi bir takım sıfatlarla suçlanmaktalar...
Ancak bunu her fırsatta dile getirmek, propagandacı, ırkçı gibi suçlamalarla ört pas edilemez, bu halk öyle üç kuruşluk zihniyetlerle susturulamaz. Cahillik bu haklı tepkiyi gösteren halkın yaptıkları değil, aksine bu tepkileri saptırmaya çalışan kişilerin yaptığıdır... Biline...
Hep unutuyorum şunu da ekleyeyim. Ali Sinkay'ın dediği gibi, eğer bu ülkede yaşamaktan şikayetçi olan sözde vatandaşlar varsa, ve oradan da buraya gelmek isteyen Türkmenler olursa bence de bu insanların değiştirilmesi her iki taraf için de daha iyi olacaktır. Böylece hem onlar burada doğduğu için burada yaşamak zorunda kalmazlar, hem de orada baskı altında bulunan Türkmen kardeşlerimiz Türkiye'de yaşamanın onuruna ve mutluluğuna kavuşurlar. Tabi bu takasa ayrılıkçıların tasma sahipleri izin vermeyecektir çünkü onların düşündüğü bu ayrılıkçı zihniyetlileri kullanmaktır, onlara refah getirmek değil...
Sevgi ve saygılarımla.
|
dipdalga |
Önemli olan, ülkeyi temelinden yıkan, milleti esir ettiren iç cephenin susturulmasıdır. Bu gerçeği bizden daha iyi düşmanlar, bu cephemizi yıkmak için yüzyıllarca çalışmışlar ve halen de çalışmaktadırlar. Bu güne kadar başarılı da olmuşlar. Gerçekten de 'kaleyi içeriden almak' dışından zorlamaktan çok daha kolaydır. M. Kemâl Atatürk. |
Bugünün tarihi: 20/08/2025 23:08:26 |