Av.Mine Uzun |
Merhaba, nafaka ile ilgili davanın aşağıdaki karar ışığında açılması işinize yarar diye düşündüm.
T.C. YARGITAY
( 3.HD. E: 2002/5939, K: 2002/6444, T: 04.06.2002 )
NAFAKA DAVASI
YOKSULLUĞA DÜŞECEK OLAN USUL VE FÜRUU İLE KARDEŞLERİN NAFAKA İSTEMİ
İŞSİZ OLAN REŞİT VE SAĞLIKLI VE ÇALIŞABİLİR KONUMDA OLAN KİŞİ
ÖZET : Herkes, yardım edilmediği takdirde yoksulluğa düşecek olan usul ve furuu ile kardeşlerine nafaka vermekle yükümlüdür. Her ne kadar davacı reşit ve sağlıklı olması nedeniyle çalışabilir konumda ise de, davanın açıldığı tarih itibariyle işsiz olduğu sabittir. Günün ekonomik koşulları dikkate alındığında da davacının iş bulma imkanı oldukça güçtür. Böylece hiçbir malvarlığı ve geliri bulunmayan kız çocuğunun zaruret içinde bulunduğunun kabulü zorunludur.
( 4721 s. MK. m. 364 )
Taraflar arasında görülen nafaka davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü :
Davada, davalı babanın yardımına ihtiyaç bulunduğu ileri sürülerek yardım nafakası istenilmiş, mahkemece, davacının, reşit ve bedenen-ruhen sağlam olup her zaman iş bulup çalışarak geçimini temin edebileceği, zorunlu olarak yardıma muhtaç olmadığı ( öğrenim vs. )ve dava aşamasında Bursa'ya gidip ev kiralayıp eşya yerleştirdiği ve de iş bulabileceği savunmasının da ifade edilmesi gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiştir.
743 sayılı Medeni Kanunun ( 4721 s. MK. m. 64 )315.maddesine göre; "Herkes, yardım edilmediği takdirde yoksulluğa düşecek olan usul ve furuu ile kardeşlerine nafaka vermekle yükümlüdür...."
Somut olayda; her ne kadar davacı reşit ve sağlıklı olması nedeniyle çalışabilir konumda ise de, davanın açıldığı tarih itibariyle işsiz olduğu sabittir. Günün ekonomik koşulları dikkate alındığında da davacının iş bulma imkanı oldukça güçtür. Böylece hiçbir malvarlığı ve geliri bulunmayan kız çocuğunun zaruret içinde bulunduğunun kabulü zorunludur. Salt iddiaya dayalı olarak kanaat edinilmesi suretiyle delillerin yanılgılı değerlendirilmesi sonucu yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Mahkemece yapılacak iş, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ve günün ekonomik koşulları değerlendirilip sonucuna göre karar verilmelidir.
SONUÇ : Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 04.06.2002 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
|