 |
03/05/2025 Eski forum arşivi bölümü
Hukuksal Tartışmalar
Ifade ozgurlugu? Haberturk ve Altemur Kilic |
Lawless1 |
Bu ne bicim ifade ozgurlugu? Haberturk ve Altemur Kilic
Cok begendigim, Ataturk ilkelerine bagli, Turkiye dusmani bazi kesimlerin muzmin hedefi, Sayin Altemur Kilic, benim gibi Turkiye vatandaslarinin goruslerini belirtirken Haberturk gazetesini rahatsiz etti ve isinden oldu.
Saldirilar ilk olarak bazi okurlardan gelmeye basladi. Ondan sonra Sayin Kilic'in Cetin Altan hakkinda yazdigi guzel bir yazi Haberturk yonetimini rahatsiz etti. Antiparantez, bu yaziyi Sayin Cetin Altan kusura bakmasin, coktan hak etmisti. Editor Tarik Toros, hic gerek yokken, gazetenin Kilic'in fikirlerine katilmadigini yazdi. Buna bazi okurlar tepki gostermesine ragmen bir sonuc alinamadi.
1 milyon Ermeni'nin, Turkler tarafindan olduruldugunu iddia eden Orhan Pamuk gundeme dusunce, "Kara Kitap" yazarinin hakkinda yaptigi hakli elestiri ise Sayin Kilic'i isinden etti. Buna inanmak oldukca guc. Pamuk, dedelerimizi soykirimla mahkum edecek, benim ya da Kilic'in bu haksizliga karsi medeni bir sekilde cevap hakkimiz olmayacak.
Ben, ifade ozgurlugumu kullanip, gerektiginde kisileri, belli kurallar icinde elestirme hakkim olduguna inaniyorum, ve bunun Bati ulkelerinde oldugunu biliyorum. Kendim yazar olmadigima gore, bunu benim icin cesurca ama medeni bir sekilde yapan Altemur Kilic gibi buyuklerimin medya'da yer almasini diliyorum. Altemur Kilic'in babasinin, Kemal Ataturk'un en yakin arkadaslarindan "Kilic Ali" oldugunu eklemek isterim.
Eger aranizda benim gibi dusunenler varsa, lutfen editor@haberturk.com adli adrese Altemur Kilic'in Haberturk'deki isine son verilmesini uygun bir dil ve uslupla kinayan yazilar gonderiniz. Tesekkur ederim. Ilgilenenler, Altemur Kilic'in yazilarini Ortadogu gazetesinde izleyebilirler.
Konuyla ilgii adresler:
Kilic'in isinden nasil atildigini anlatan Ortadogu gazetesinde yayinladigi yazi: https://www.ortadogugazetesi.com/haber_d.php?haber=1611
Ayrica, www.haberturk.com
|
deltaG |
sevgili lawless,
size şu forumu hatırlatmama izin verin
https://www.hukuki.net/showthread.php?4077
bu forumda şöyle bir tespit vardı :
"Belki uç bir düşünce gibi gelebilir ancak bu yazıdan benim anladığım, artık Yazılı Basınımızda yer almış fıkra ve makale yazarlarımızın bir kısmının (ilhan Selçuk, Mustafa Balbay, Hulki Cevizoğlu,Aslan Bulut,Altemur Kılıç vb.) artık sularının iyice ısındığı, dünyada ve ülkede yaşanan çarpıklıkları görmezden gelemeyen,bunlar üzerin yazı yazmayı yeğleyen, böylece olumsuzlukları göstererek insanları aydınlatmaya böylece hatalrın ortadan kaldırılmasına aracı olmaya çalışan yazarların yazılarının ise siyah çerçeveye alındığıdır."
yolumuz maalesef çok uzun soluklu bir maraton gibi, kendimizi yeniden yapılandırmak ve yeniden milli mücadele için,
Dikkat edin, Hulki Cevizoğlu nereden nereye geldi, sabahlara kadar izlenen Ceviz Kabuğu tv programından Yeniçağ Gazetesine, Altemur Kılıç nereden nereye geldiğini Ortadoğu Gazetesinde açıklıyor vb. Diğerleri ise hala çakıldıkları köşelerinde bizleri aşağılamaya, birbirimize düsürmeye,küfretmeye devam ediyorlar. Giderek saflar belirginleşiyor. Her köyde bir tenis sahası olması için sizin bizim olmamamız gerekiyor.
Her şeye rağmen insanlar direniyor, işte bu onları daha çok delirtiyor.
delirince de şöyle birşey yumurtluyorlar:
"Türkler'in eşekliği çıkıyor ortaya... 1400 tane köşe yazarı mı olur bir ülkede? Köşe yazarı diye bir müessese yoktur dünyada."
12 Şubat 2005 Akşam gazetesi Cumartesi ekinde Çetin Altan ile yapılan röportaj (https://www.aksam.com.tr/arsiv/aksam/2005/02/12/roportaj/roportaj1.html
gerçi üstad düz mantıktan pek hazzetmez ama bazen adama ne olduğunu daha basit ve anlaşılır bir şekilde ifade etmek bazen mümkün olmuyor
BU durumda
türkler=eşek, çetin altan= türk , çetin altan=eşek
En güzel cevap yine Akşam Gazetesinde SERDAR TURGUT'tan gelmiş, aşağıda aktarıyorum, lütfen sabrederek sonuna kadar okuyun.
Kariyerini Türklere hakaret üzerine kurmuş insanların en ünlülerinden olan Çetin Altan, geçenlerde bizim gazetenin CUMARTESİ ekine konuşmuş. Anladığım kadarıyla o gün pek de formundaymış 'Bay Hakaret' çünkü baktım da kendisini bile aşmış, vermiş veriştirmiş Türkiye'ye, zırvalamalarının ana fikri ettiği bir cümlede yatıyor. Demiş ki 'Bay Hakaret', 'Türklerin eşekliği çıkıyor ortaya.'
Böyle cümlelere hiç şaşırmayın sevgili okurlar, çünkü hayli uzun zamandır bizim memlekette aydın düşünür olarak sayılmanın önkoşulu olarak kendi vatanına hakaret, insanımızı aşağılama görülüyor. Bu çevrelerden insanlar gün boyu ettikleri hakaretleri akşam buluştukları bilmem ne meyhanesinde birbirlerine anlatarak eğlenirler. Bu nasıl böyle olabildi bizim memlekette, bu tür insanlar nasıl ekmek yiyebiliyor; bu da meçhuldür. 'Bay Hakaret'in kendisi ve çocukları ekmeğini yedikleri bu ülkeye nedense hiç vefa duygusu taşımıyorlar. Aksine, sürekli aşağılıyorlar.
Çetin Altan güya Batı'yı yakından takip eden, hatta bazı Avrupa ülkelerini Türkiye'den fazla tanıyıp sevdiği halde, o ülkelerde aydınların uzun yıllarını milliyetçilik-muhafazakarlık ile modernite arasında sentez oluşturmaya verdiklerini unutuyor. Bunu bilmiyor mu Altan; gayet tabii ki biliyor, ama kendi bildiğini bizden gizlemek zorunda. Çünkü dır dır hiç durmadan 21'inci Yüzyıl'dan bahsettiği halde, kendisi 1950'lerde kalmış durumda. Hala daha 1950'lerin, 1960'ların Türkiye'sine ait olan kavgaları yapıyor, daha doğrusu kendi kendisiyle kavga ediyor. Çünkü insanlar, o kendilerine hakaret etse bile onu büyük bir hoşgörüyle okuyorlar onunla kavga etmeye değer bulmadan.
Çetin Altan uzunca bir süredir Türk insanı için eğlence kaynağı oldu, çünkü insanlar onun büyük düşünür edalarıyla Türkiye aleyhine söylediklerini, sanki bu bir teori gibiymiş anlattıklarını yıllardır birbirlerine şaka yoluyla söylüyorlar.
Evet, Türk insanı kendisi ile dalga geçmeyi bilir, yıllardır bu kadar ağır koşullardan geçmiş bulunan bir halkın kendisiyle dalga geçme gücünün böyle ayakta kalması gerçek bir mucizedir. Çetin Altan da ne dediğimi anlasın diye İngilizce'sini de yazayım bari: 'Sense of humour' diyor buna Batı ülkelerinde insanlar. Türkiye'nin ağır, zor koşullara rağmen yaratmış olduğu ekonomik mucizeyi, ortaya çıkardığı kendisi ile dalga geçmeyi bilen insan tipini yaratabilmiş bir ülkeyi neden anlamaya çalışmazlar da, sadece gece içki sohbetlerine konu çıksın diye anında ülkelerini kötülerler, bu ne biçim karaktersizliktir, anlayabilmek mümkün değil.
Aslında yorumlayabiliyorum onları; hoşgörüyle yaklaşmak lazım onlara da. Ben onların çevresinden gelmiş ve zamanında demin bahsetmiş olduğum o hoşgörülü insanlara güvenerek Türkiyemiz ve insanlarla dalga geçen yazılar yazdığım da olmuştur eskilerde, buna rağmen çoğunluk yazılarıma sahip çıkmış ve mizah ile hakaret arasındaki farkı hemen anlamıştır. Diyeceksiniz ki, peki o zaman şimdi başka bir insanı bu konuda neden eleştiriyorsun? Çünkü değişen dünyanın yorumlanması işine hiç değişmeyen 1950'lerde yapışıp kalmış kavramlarla soyunan, üstelik de durmadan değişimden gelecekten bahseden yazılar yazmayı sürdüren insanlara karşı duymakta olduğum tiksintidir bunun nedeni. Çetin Altan türü insanlar bu dönemde kendilerinin yazmayı ısrarla sürdürdükleri hakaretlerin artık ülkeye zarar vermeye başladığını görmüyorlar, o nedenle de durmayı bilmiyorlar. Türk insanı modern zamanları yakalama yolunda adımlarını onların gözü önünde atıyor ve yeni kimlik de modern-muhafazakar-milliyetçi senteziyle oluşmaktadır bile. Bakmayı bilseler, hakaret teorisyenleri de bu gerçeği görecekler.
Ama Çetin Altan, çok uzun zamandır kör olmuş durumda ve bir idiot-savant gibi hiç durmadan aynı şeyi, söyleyip kendi eğleniyor. Bu onun dünyasıyla sınırlı kalsaydı beni ilgilendirmezdi, tabii sadece onun beyin fonksiyonları ile ilgili yorumlar yapıp ona acımakla yetinirdim ama onun temsil ettiği insan tipi Türkiye'de çok sayıda var. Bunlar aydın olmanın ön şartı olarak ülkelerine sövmeyi gören insanlar ve ne yazık ki onların vermekte olduğu tahribat, Türkiye'ye aktif düşman olan ülkelerin verebileceği tahribattan daha fazla tahripkar olabilmektedir. Çünkü bu insan grubu yazılarıyla, fikirleriyle bizlerin kendimize ve ülkemize inancını törpülemektedirler. Bu zor günlerde en fazla ihtiyacımız olan şey ise bu inançtır. O nedenle, ne derse desinler siz bunlara sadece gülmekle yetinin, böylece kendilerine şaklaban muamelesi yapıldığında belki biz de işe yarıyoruz diyerek sevinirler de onları da fazla üzmemiş oluruz.
Ne dersiniz, Serdar Turgut'un da suyu ısınıyor mu acaba?
|
Lawless1 |
Yukardaki yaziya tamamiyla katiliyorum. Ozellikle sonuna dogru, insanlarimizin ihtiyaci olan "inanc" demesi, ozguveni, vatan sevgisini one cikarmasi kayda deger kanimca.
Ben Altemur Kilic ile sizler sayesinde tanistim. Bir arkadas yazisini almisti buraya. Bu siteye gelmeden once ne Kilic'i, ne de Haberturk'u duymamistim. Yasli olmasina ragmen, olaylari dogru tahlil eden, Turkiye'de neler dondugunu, cesurca yazan bir kisi intibasini bende birakmisti. Ozellikle Amerika'yi ve Disislerini iyi taniyor, belli ki cok birikimli, deneyimli bir kisi.
Diger bahsettiginiz yazarlari maalesef tanimiyorum Sayin Deltag, sadece Hurriyet, Milliyet okuma imkanim var. Su isinmasindan bahsediyorsaniz, herhalde Emin Colasan'in suyu kayniyordur.
|
Bugünün tarihi: 03/05/2025 08:56:39 |