Hukuki.NET


03/05/2025  Eski forum arşivi bölümü

Hukuksal Tartışmalar




 


Forum:
OKUYUN VE ORHAN PAMUK' U İYİ TANIYIN!!!
Av.Fırat Bayındır HÜRRİYET 09.02.2005 Kimse söylemiyor, bari ben söyleyeyim İsmail EREL/FRANKFURT Yazar Orhan Pamuk, bir İsviçre dergisiyle yaptığı söyleşide "Kimse söylemediği için ben söylüyorum. Türkiye’de 30 bin Kürt öldürüldü. Bir milyon da Ermeni" dedi. "Kar" adlı romanı Almanca’ya çevrilen ve bu nedenle Almanca yayınlanan bir çok dergi ve gazetenin kendisiyle röportaj yaptığı Orhan Pamuk, tartışma yaratacak açıklamalarda bulundu. İsviçre’de yayınlanan Tagesanzeiger’in ‘Das Magazin’ isimli kültür ilavesine konuşan ünlü yazar, 1 milyon Ermeni ve 30 bin Kürdün öldürüldüğünü söyledi. Söyleşinin bu bölümü şöyle gelişti: - Kars’ta, ‘Kar’ isimli kitabınızdan parçalar okur muydunuz? - Evet, 30 yıl içinde, ülkem geçmişiyle barıştığında ve benim şakalarımı kaldırabildiğinde, ekonomik durum bu kadar kötü olmadığında. Bugün için kesinlikle oraya gitmem, bu çok tehlikeli olurdu. Fazla kitap okumayan birinin bu kitap yüzünden yaralanmasını anlayabiliyorum. Ama ben bir romancıyım. Benim sorunum da bu zaten. Roman yazmak bir Batı buluşu ve ben bu işi uzun süre roman nedir bilmemiş bir ülkede yapıyorum. Stendhal ve Voltaire’nin sorunu da buydu. Onlara karşı diyorlardı ki; ‘Bu yazarlar bizimle alay ediyor. Onlar Fransız değil.’ Bazı yazarlar, doğru dürüst kitap yazacaklarına, başka yazarlardan daha Türk olduklarını söylüyorlar. Türkiye’de yalnızca ‘Türk’ olmakla gurur duyan yazarlarımız var. Mesele iyi bir kitap yazmaktır. Ancak diğerlerinden daha Türk olduklarını söyleyerek gurur duyan yazarları kimse de okumuyor. - Onlar da sizin için aynı şeyi söylüyor. - Ama benim kitaplarım satıyor, onlarınki satmıyor. Bu ölçülebilir birşey. Sizi kutlarım. Bu söyleşide, kendimi Avrupalı değil de, bir Türk gazetecinin karşısında oturuyorum gibi hissettim. - Ben Türk’e benziyor muyum? - Hayır ama, bu ülkede iki-üç yıl önce yeniden hortlayan milliyetçiler gibi konuşuyorsunuz. Ve sorularınızla beni de kışkırtmayı başardınız. Teşekkür ederim. - Ama ben henüz tatmin olmadım. Türkler nasıl uzlaşacak? - Bir Türk yılda ortalama 4 bin Euro kazanıyor, bir Avrupalı ise bunun 10 katı. Bunun yukarı çekilmesi gerekiyor. O zaman milliyetçilik ve faşizm gibi sorunlar kendiliğinden ortadan kalkar. Bu nedenle AB’ye girmemiz gerekiyor. Bizim geçmişimiz bugünümüzle birlikte değişime uğruyor. Bugünkü gelişmeler geçmişi değiştiriyor. Ülkenin geçmişindeki kötü olayları yavaş yavaş konuşabilmemiz gerekiyor. - Ama siz hala konuşuyorsunuz. İlle de başınızı derde mi sokmak istiyorsunuz? - Evet, bunu herkes yapmalı. Burada 30 bin Kürdü öldürdüler. Ve bir milyon Ermeni. Ve neredeyse hiç kimse bunu dile getirmeye cesaret edemiyor. O halde ben yapıyorum. Ve bu yüzden benden nefret ediyorlar. MİLLİYETÇİLER BENDEN NEFRET EDİYOR Türkler’e herkesin düşman olduğunu sanan milliyetçilere karşı eleştirel olduğunu belirten Pamuk, ‘Onlar da benden nefret ediyor’ dedi. Bu milliyetçiliğin nereden geldiğini soran gazeteye, ‘Bilmiyorum’ diye cevap veren Pamuk şöyle konuştu: ‘Ben sadece, bizim Avrupa’ya yaklaşmamızın ne kadar harika olduğunun anlaşılmamasına şaşırıyorum. Bunun alternatifi diktatörlüktür. İster askeri olsun, ister dini. Ama sevinecekleri yere bazıları hala Kıbrıs’la uğraşıyor.’ Pamuk, ‘Beni AB ilgilendirmiyor. Ben AB’yi düşünce özgürlüğü, açık toplum ve demokrasi için istiyorum’ diye ekledi. BAŞBAKAN ERDOĞAN’I ÖVDÜ Orhan Pamuk, Alman Süddeutsche Zeitung’a verdiği demeçte ise son üç yılda Türkiye’de büyük değişimlerin yaşandığını söyledi. Pamuk 30 yıldır talep ettikleri düşünce özgürlüğünü sınırlayan yasaların kalkmasını Erdoğan hükümetinin gerçekleştirdiğini vurguladı ve şimdi sıranın Avrupa’nın Türkiye’ye yardım eli uzatmasında olduğunu söyledi. ceteris paribus
Benna BİRİNİN DEYİŞİYLE "ORHAN PAMUK ÇOK SATAN AZ OKUNAN BİR YAZAR" HER ŞEKİLDE SATIYOR. TARİHÇİLİĞE DE SOYUNDU KENDİSİ HERŞEY OLUR BAKARSİNİZ, BATILI EMPERYALİSTLER MUTLULUKTAN KENDİLERİNDEN GEÇMİŞLERDİR KESİNLİKLE. ERMENİ ÖLDÜRÜLDÜMÜ? BU SORUNUN CEVABI ELBETTE EVET AMA ÖLDÜLER. ORHAN PAMUK GÖÇ SIRASINDA YETERLİ ÖNLEM ALMAYAN 66 OSMANLININ BU SORUMSUZLUKTAN ASILDIĞINI DA BİLMİYOR. ERMENİLER NE YAPMIŞ ONU SORMUŞ MU? 400 YIL OSMANLI HAKİMİYETİ ALTINDA YASAYAN BİR HALK HER GÜN İKİ KİŞİ ÖLDÜRÜLSE SOYLARI TÜKENİRDİ. NE OLDU DA BİRDEN OSMANLI DEVLETİ BÖYLE BİR KARAR ALDI BUNU BAKAR KÖR GÖZLERİ GÖRÜYORMU ACABA?
izmirli 03.03.2005 Ertuğrul ÖZKÖK Ürkek bir muhalefet şerhi BU biraz isyan yazısı olacak. Toplum olarak hepimize, herkese yapılan ve giderek yaygınlaştırılan bir haksızlığa karşı haykırma ihtiyacından doğan bir yazı olarak kabul edin. Ama aynı zamanda kendine aydın diyen insanların keyfiliğine, haksızlığına duyulan şahsi bir öfkenin ifadesi de diyebilirsiniz. Hatta haksızlık değil, bize ‘aydın duruşu’ olarak yutturulmaya çalışılan bir bencilliği, bir egoizmi telin etme çabası da diyebilirsiniz. Meselem Orhan Pamuk’un sözleri. Onun dünyada giderek büyüyen şöhretinden, saygınlığından bir Türk vatandaşı olarak elbet ben de hisseme düşen kár payını alıyorum. Bu kár payı, içimi dolduran bir gururdur. Bir iftihar, bir hemşerilik, bir akrabalık keyfidir. * * * Ama son günlerde söylediklerine baktıkça, bu gururum şiddetinden hiçbir şey kaybetmese de, bir düş kırıklığımı dile getirme ihtiyacını duyuyorum. Buna ürkek bir muhalefet şerhi de diyebilirsiniz. Sözümü kısa ve açık söyleyeyim: Orhan Pamuk’un son günlerde yabancı gazetelere söyledikleri, insafsızca ve egoistçe söylenmiş sözlerdir. Ama siz de bazıları gibi, muhalif aydının her tür keyfiliğe, bütün egoizmlere ve insafsızlığa hakkı vardır diye düşünüyorsanız, bu yazının sonunu okumanıza hiç ihtiyaç yok. Bu yazı olsa olsa sizi sinirlendirir. * * * Ben öyle düşünmüyorum. Aydın ve muhalefet kelimelerinden oluşan terkibin, adaletsizliği ve her tür egoizmi haklı kıldığına inananlardan değilim. ‘Türklerin 1 milyon Ermeni’yi kestiğini’ söyler ve bunun arkasına tarihsel konjonktürden hiçbir ekleme yapma ihtiyacı duymazsanız, bir milletin hakkını vereyim derken, bir başka milletin hakkını yemiş olursunuz. O sözlerin içine bir cümleyle dahi, savaşa giden Türk askerlerinin köylerine yapılan saldırılardan ve bunun cephelerdeki insanlarda yarattığı duygulardan da koyma ihtiyacı duymuyorsanız, egoizminiz bir aydın karakteri olmaktan çıkıp tecavüz haline dönüşür. ‘Türkler son 20 yılda 30 bin Kürt’ü öldürdü’ derken, ölen kişilerin kimlikleri, özellikleri hakkında en ufak bir ayrıntı vermekten özenle kaçınıyorsanız, Türk toplumuna yaptığınız iş tarihsel bir hatayı deşifre etmekten çıkar, bu topluma karşı kolektif linç yapan kalabalığın basit bir ferdi haline gelirsiniz. * * * Bu recm kalabalığının alelade bir ferdi olmak da size hiç yakışmaz. Son 20 yılda Avrupa’da en küçük etnik ihtilaflarda, insanların kapılarına haçlar çizilerek gece baskınları düzenlenirken, bu toplumda her şehirde, her kasabada her gün şehit cenazelerinin kaldırıldığı günlerde bile bir tek Kürt’ün kapısına ne üç hilalin, ne de bir bozkurt kafasının çizilmediğini de hitap ettiğiniz o yabancılara anlatmanız gerekmez mi? Hadi hayatını kaybeden Türk güvenlik güçlerini insandan saymıyorsunuz, öldürüldüğünü söylediğiniz 30 bin kişinin küçümsenmeyecek bölümünün, eli Kalaşnikoflu terör erbabı olduğunu da ifade etmeniz gerekmez mi? Ya terör örgütünün köylerde katlettiği çocuklar, kadınlar, siviller... Aydın namusu dediğiniz şey, eğer alelade bir egoizm değilse bu basit gerçekleri de anlatmanızı beklememiz gerekmez mi? Vicdanınızda bu küçücük çocuklara, kadınlara ayıracak tek bir cümlelik yer de mi yok? Bunları söylemek sıradan bir demagoji mi? * * * Tabii şöyle bir mazeretiniz olabilir: ‘Ben aydınım. Söyleyeceğimi söylerim. İtirazı olan da kendi zaviyesinden baksın.’ Bir dakika, bizim de mazeretimiz var. Siz, edebi kabiliyetinizle haklı olarak elde ettiğiniz aydın gücünüzü haksız bir rekabetin hizmetine veriyorsunuz. Bakın Türklerle ilgili söylediğiniz o kaba saptamalar, insafsız genellemeler, dünyanın bütün gazetelerinde yer buluyor. Ama 70 milyonluk bu halkın hem tarihsel hem de bugüne ait, bırakın gerekçesini, hafifletici nedenini bile dikkate alan yok. Sizin sözlerinize yer veren gazeteler, o sözleri yorumlatmak için Türk düşmanlığı kanıtlanmış başka insanları şahitliğe çağırıyor. Türkiye’den gelen sesler ise yalıtkan sükût duvarlarına çarpıp geri dönüyor. Çünkü siz, onların duymak istediklerini, dikkat ediniz sadece duymak istediklerini söylüyorsunuz. ‘Ben bu güce sahipsem, sizin tek cümlenize bile kulak kabartan yoksa bu benim kabahatim mi’ diyebilirsiniz. Eğer kendinizi sadece ve sadece bir dünya vatandaşı olarak kabul ediyorsanız, elbette bir diyeceğimiz yok. O zaman da sizden hiç olmazsa evrensel bir aydın tarafsızlığı bekleme hakkımız vardır. Belki de kendinizi bir Türk değil, bir dünya vatandaşı olarak kabul etseniz, bu millete karşı daha insaflı olabilirdiniz. Yani içimden bir ses, ‘Keşke öyle olsaydınız’ demiyor da değil. Çünkü o zaman belki, bugün size sayfalarını bonkörce açan yabancı gazete ve dergilere, bir aydın olarak söylemek zorunda olduğunuz başka şeylerin de bulunduğunun farkına varabilirdiniz. Eğer sadece bir dünya vatandaşı iseniz, sizden hiç olmazsa bir Edgar Morin kadar insaflı olmanızı isteyebilirdik. * * * Ne yazık ki bizler içeride de size karşı güçsüzüz. Çünkü itirazımızı yüksek sesle dile getirdiğimiz an, sizin fotoğrafınızı manşetlerine koyarak ölüm çığlıkları atan bazı kesimlerle aynı fotoğrafa gireceğimizden korkuyoruz. Bu korku bizi pısırıklaştırıyor, kahredici bir sessizliğe bürünüyoruz. Ama sanmayınız ki bu sessizlik, sizi onayladığımız anlamına geliyor. * * * Son bir cümle... Başkalarına duymak istediklerini fazlasıyla söylediniz. Ama onların duymak istemediği, sayfalarını açmaya ihtiyaç duymadığı başka bazı gerçekler kaldıysa, biz onları aktarmaya hazırız. Ne bileyim mesela, göğsünde dört beş mermiyle aramızdan ayrılan o küçücük çocuklarla ilgili birkaç küçük itiraz... Bir başka muhalefet şerhi... Söyleyin, fikrini serbestçe söyleyememek, söylediği zaman bunu duyuracak bir vasıta bulamamak da bir tür terör değil midir?
Lawless1 Sayin Bayindir Pamugun konumunda bir Turk vatandasinin daha dikkatli ve temkinli beyanda bulunmasini beklerdim. Haberi gazete de okuyunca pes dogrusu dedim. Sohret, para ve ilgi bazilarimizin pusulasini sasirttiriyor herhalde.
alisinkay Sayın Lawless, Beni de Orhan Pamuk ve onun konumundaki insanların söyledikleri şaşırtmıyor.Edebiyatçı gözüyle görmediğim, ama bir şekilde reklamı güzel yapılan birisi.Türkiye'de hiçbir yerde başarılı insanlar hakettikleri yere gelmezler.Türkiye'de bir yere gelenler her zaman hainler, yalaklar ve döneklerdir. Akıllarımız sınırlı, fakat bu sınırlılığın şartları içersinde sonsuz olasılıklarla çevrilmişiz. İşte hayatın gayesi bu sonsuzluktan kavrayabildiğimiz kadar çok şey kavramak.
alisinkay Bu arada o tarihte 1 milyon Ermeni var mıydı merak ediyorum 1927 sayımına göre nüfus: 13.648.270(demek ki o yıllarda 11 milyon kadar) Öldürdüğümüz Kürtler, rumlar ve ermenilerle birlikte her 10kişiden birini düşmanlarımızın öldürmesine fırsat vermeden biz öldürmüşüz.Bunu da ne hikmetse Sayın (?) Orhan Pamuk tarihi belgelerle ne güzel açıklamış Çanakkale savaşı Türkiye 2,850,000(TOPLAM ASKER SAYISI) ASO MECLİS TOPLANTISI - 30 Ekim 2002 Ekonomik krizin ekonomik ve sosyal faturası ağır olmuştur. Kriz, ülkemize zaman kaybettirmiştir. Kriz öncesindeki seviyeye gelmemiz en az iki üç yıl alacaktır. Cumhuriyet kurulduğunda Türkiyenin nüfusu yaklaşık 12 milyon idi Abdullah Özdoğan "Pamuk" eller cebe… Kim ki Avrupalının gözünde "iyi " ve "değerli" adamdır, ona dikkatle bakmak lazım… Kim iyidir onlar için, kim değerli… Mesela yaşadığı topraklarla, özellikle Türkiye ile ilgili ihanet ve kötü yorum içeren yazılar yazıyor ve başkalarının "itiraf "dediği konuşmalar yapıyorsa o iyi adamdır… Bize göre ise ne iyidir, ne de adamdır… Zaman zaman bu Pamuk, yumurtlar… Yumurtlama mevsimi de yoktur… Her an ve her zaman yumurtlama kabiliyeti mevcuttur… Avrupa ve ABD kaynaklı çeşitli kuruluşlardan ödüller aldıkça da daha fazla yumurtlar… Bu şahıs, şimdi de " Vaad edilmiş Toprakları ele geçirme ve ardında dünya hakimiyeti kurma çabasının bir parçası olarak Türkiye''nin güneydoğu bölgesinde 1 milyon Ermeni ve 30 bin Kürt''ün öldürüldüğünü itiraf etmiş"… Bunu da "kimse itiraf etmiyor, bari ben söyleyeyim" diyerek yumurtlamış… Gördüğünüz gibi dışardan bize bir şey yapmalarına gerek yok… Biz içerdeki "altın Şkir yumurtlayan tavukları" kendi kendimize yaratıyor ve baş tacı ediyoruz. Bu "itiraf" bizi şaşırtmadı… Ancak , edebiyatçı Pamuk''un "itiraf" kelimesinin nerede ve nasıl kullandığına bakarsak hem edebiyatını tartışabiliriz, hem de kişiliğini… Bizce ikisi de artık tartışmaya açık değildir. Çünkü yaptığı bu açıklamanın satır aralarında ikisi de tescillenmiştir… Hadi bakalım Avrupa ve Amerika''nın modern ve özgürlükçü dernek ve kuruluşları… "Pamuk" eller cebe…. . . . Benim bulutlarım sarıdır…. . . . . Benim bulutlarım sarıdır kimse karışamaz… Gökyüzüm pembe… Ve ağaçlarım mavidir… Ve toprağım beyaz… Onlar benimdir kimse karışamaz… Benim nehirlerim yeşildir… Okyanuslarım kırmızı… Kendi dünyamda renkleri ben boyarım… Gün olur geceleri beyaz, gün olur gündüzleri siyah yaparım… Gözlerimi kapattığımda gördüklerim açıkken baktıklarımdan daha gerçektir hem de… Ben güneşimi batıdan doğarken görürüm bazen… Ve bazen de gün ortasında ay doğar… Benim gözlerim kapalıdır gördüğümde… Ve açmayan çiçek yoktur düşlerimde… Hep doğmayı düşlerim geceleyin düşlerimde… Ve çoğu zaman da en mutlu anımda ölmeyi beklerim gülüşlerinde…. . . . . Kelimelerin peşinde…. . . . . Kelimelerin peşindeyim tam bir ömürdür… Onlar ne kadar kaçsa de ben yılmadan kovalarım… Yakalarım da bazen… Bazen de yakaladığımı zanneder aldanırım… Kelimelerim aşkımdır benim… Kelimelerim çoğu zaman da en acımasız düşmanım… Her görüşümde yüzüne gülerim ama… Arkamı döndüğümde vuracağını bildiğimden ağlarım. . . . . AYRINTILAR. . . . . Bir bayrak altında…. . . . Bu suyu içiyorsak eğer hepbirlikte…. Ve bu vatanın topraklarından kazandıklarımızı ekmek olarak veriyorsak ailemize…, Bu bayrağa borcumuz var…. Bayrağı bir bez parçası olarak görenlerin boğazından geçmemeli bir dilim ekmek… Ve "banane" diyorsak… Helal olmamalı soluduğumuz hava… Şehit kanlarıyla yoğurulan bu topraklar gözümüze durmalı… Bayrağa uzanan ellere şahitsek ve kırmıyorsak… Niçin yaşadığımızı biri bize sormadan biz bize sormalı… Bir bayrak altındayız… Burada kimlik ve ben yok…. Bayrak kalmalı yeni nesillere bayrak… Bir de yıkılmayan onur olmalı…. Akıllarımız sınırlı, fakat bu sınırlılığın şartları içersinde sonsuz olasılıklarla çevrilmişiz. İşte hayatın gayesi bu sonsuzluktan kavrayabildiğimiz kadar çok şey kavramak.
Av.Ragıp Atay Ben türk yazarlarının büyük bir çoğunluğunu okudum. Hatta kemal Tahirin üçlemelerini dahi okudum ama, Orhan Pamuk'u 15.sayfadan sonra okuyamadım. Burada tartışmamızın anlamı dahi yok. Adamın gerek siyasi, gerekse edebi kimliğinin olduğu kanısında değilim. Ama insaflı olun. Sitemize tavsiye edilen adnan hoca tarikatının hazırladığı siteyi gördünüz mü? Orhan Pamuk'un yazdıkları ta da röportajında söylediklerini kim ceiidiye almış? Ama bu gün ülkemizde NURCU adı altında bi çuval tarikat var.(bi çuval diyorum çünkü sayı telaffuz etmek, onları adam yerine koymak anlamına gelir) Kürdistan ve kürdistanın ezilmişliğini anlatan kimler var ki? sayın Fethullahçılar, Adnan Hocacıloar,i ve devamları. İnternet sitelerinden gizli kapaklı değil, açıkça görüşünüzü söyleyin. Benim adım ve soyadım gerçek. Eğer bir site tavsiye ediyorsanız, en azından kendi adınızı söyleyecek kadar dürüst olun. Bu iş manken pazarlamaya benzemez
zeray orhan Pamuğun kitaplarında osmanlıyı,islamiyeti nasıl aşağıladığını okuyanlar bilir,onu başımıza taç ettiniz, şimdi o istediğini söyleme gücünde,herhangi bir insan değil kitapları milyonlarca satan,yurttışında da tanınan bir yazar..... kim
Lawless1 Orhan Pamugun kitaplarindan sadece "Benim adim Kirmizi"yi okudum. Ben bu kitabinda (digerlerini bilmiyorum), Muslumanligi ya da Osmanliyi kotuleyen cumleye, fikre rastlamadim. Bunun aksine, hic kimsenin ilgi gostermedigi, unutulmus bir Osmanli sanatini ve dolayisiyla o gunun Osmanli kulturunu gunumuze getirmesi takdir edilecek bir olaydi diye dusunuyorum. Kitabin kurulus bicimi cok ilgincti. Cansizlari konusturmasi, renge, madeni paraya "ses" vermesi, Ester adindaki bohcaci kadin karakteri, eski Istanbul ve kitabin 1.ci bolumu: kuyunun dibinden konusan olu. Bunlar hep orijinal ya da fazla gorulmeyen metodlardi. Ama her ne kadar bu kitap odul aldiysa da (Dublin Impac International), beni Orhan Pamuk okuru yapamadi. Cesitli nedenleri var, o tamamiyla degisik tartisma konusu. Fatih Altayli olaya objektif yaklasan bir yazi yazdi Pamuk konusunda. Burada onemli olan Pamugun sanati degil, politik alanda ulkemize zarar verebilecek, sorumsuzcana beyanlar vermesi.
Nilgül Saraç İFADE ÖZGÜRLÜĞÜNÜN SINIRI : bir kişinin ifade hürriyeti, diğer bir kişiyi suç işlemeye yönelttiği anda anda sona erer. Orhan Pamuk sadece düşüncesini ifade etti. bunu yaptı diye onun kişiliğine ve edebi yönüne eleştiri getirilmesini amacın saptırılması olarak görüyorum. bir ülkücü sitesinde Orhan Pamuk'un yazsının üstüne şu bildiri yayınlanıyor' orhan pamuk gibilerin üstüne Tanrı'nın gazabından daha feci olan Türk yıldırımı düşecek.bunu gibilere aldığı her nefesi haram etmeli.' gerçekten sadece düşüncesini açıkladı diye bu açıklamamnın yazıldığı sitedeki gibi onu vatan hainin ilan etmek gerekir mi? vatani nitelikler bu kadar mı kolay kazanılıp kaybedidilir.peki kimdir vatansever? oğlununu yalının karşısına askerlik yapsın diye göndern mi? oylarımızla Başa getirip bizi ABD'ye peşkeş çekenler mi? mafyayla bir olan bürokratlar mı? EŞREF BİTLİS gibi değerleri vatan adına ortadan kaldıranlar mı yoksa hukuki yollardan değil de daha kestirmeden kötülerin düşmanı polat alemdar mı? ve bizi sömüren binlercesi mi? babamın bir tanımı vardır. ona göre en vatansever, işini dürüstçe ve en iyi şekilde yapan aldığı parayı sonuna kadar hakedendir. Orhan pamuk reklama ihtiyacı olmayacak kadar başarılı bir yazar.işini iyi yapmasına gelince kitapları 100 ÜLKEDE YAYINLANIYOR VE 60 DİLE ÇEVRİLİYOR işinin üstadı bu insan aslında çok şey hakediyor... nilgul
alisinkay Düşünce nedir :Düşünme sonucu varılan, düşünmenin ürünü olan görüş, mütalâa, fikir, mülâhaza, ide: Tasa, kaygı, sıkıntı. Niyet, tasarı. felsefe İlke, yönetici sav. Düşünce özgürlüğü ise: Düşüncenin dış baskı ve yasaklarla sınırlandırılmaması, bunların etkisinden bağımsız olması. Sayın saraç Yukarıda yazılanlara göre Dış dünyanın insan zihnine yansıması. düşüncedir.Yani olan bir olayı söylemek düşüncedir. Kasıtlı ve asılsız suç yükleme, kara çalma, bühtan: ise iftiradır. Orhan Pamuk iyi bir yazar değil, demek düşüncedir.Orhan Pamuk 100 kişiyi öldürdü demek doğru değilse iftiradır. O şartlar altında belki kürtler ve ermeniler öldürülmüştür demek düşünce. "Kimse söylemediği için ben söylüyorum. Türkiye’de 30 bin Kürt öldürüldü. Bir milyon da Ermeni" Demek ise aslı yoksa iftira atmaktır. Yani söylediğiniz gibi sadece düşüncesini ifade etmemiş Gelelim Vatan Haini Kelimesine Vatanın yüksek menfaatlerini hiçe sayarak onun aleyhinde iş gören kimse. Vatan haininin kelime anlamı yukarıdaki gibiymiş.Ermeni soykırımı iddiası yıllardır var.Dğil bir Türk'ün söylemesi, Fransa yada ABD de birinin söylmesi bile Türkiyenin menfaatlerinin hiçe sayılıp aleyhinde iş görülmesidir. Yani, ORHAN PAMUK VATAN HAİNİDİR Vatansever ise bir sıfattır.Vatan arapça, sever türkçedir.Vatansever'in anlamı ise yapması gereken normal şeyleri yapıp mesela işini dürüstçe ve en iyi şekilde yapan aldığı parayı sonuna kadar hakeden değil bunun ötesinde vatanına fayda sağlayacak her türlü işi büyük bir özveri ve zevkle yapan kişidir. Babanın söylediği dürüst insanın tanımıdır.Vatansever olmak için gerekirse silahlı mücadeleye bile girmek gerekir ki Kurtuluş savaşında bunun örneğini çok gördük. Orhan Pamuk, İclal Aydın ve diğer yazarlar içinse gerçekten HUKUKİ TARTIŞMALAR HUKUKÇULARA BIRAKILACAKSA, EDEBİ TARTIŞMALAR DA EDEBİYATÇILARA BIRAKILMALI VE DÜŞÜNCEMİ AÇIKLIYORUM. Orhan Pamuğun edebi bir eser yazma ihtimali, bence bir maymunun bilgisayar başına oturup, tüm insanlık tarihini hatasız yazması kadar zordur. Eşref Bitlis'in öldürüldüğü yolunda bir bilginiz varsa bizi de aydınlatabilir misiniz?Belki bu forumu izleyen savcılarımızın gözünden kaçan bir nokta vardır.Ama dikkatinizi çekerim, Eşref Bitlis Olayı üzerine giden Hulki Cevizoğlu gibi bir Türkçü ve Yeniçağ gibi bir Ülkücü gazete.Ülkücülere her fırsatta birşeyler söylemeniz ne güzel :) Ve neden Her vatan hainini savunmayı borç bilen Kürtçü ve Devrimci gazeteler.Eşref Bitlis olayına sakin yaklaşıyorda.Orhan Pamuk gibi bir Vatan Haininin savunucusu oluyor.Vatan haini dediğime kimse alınmasın.Yukarıdaki tanım tamamıyla Türk Dil Kurumunun sitesinden alınmıştır. Akıllarımız sınırlı, fakat bu sınırlılığın şartları içersinde sonsuz olasılıklarla çevrilmişiz. İşte hayatın gayesi bu sonsuzluktan kavrayabildiğimiz kadar çok şey kavramak.
Nilgül Saraç ben düşünce özgürlüğünden ve onun sınırndan bahsetmedim. ifade hürriyetinden bahsettim bu kapmasama kendi düşünceleri, ifadeleri girebileceği gibi alıntılarda dahil edilebilir.ateş olmayan yerden duman çıkmaz derler. sayıların abartı olduğuna bende inanıyorum sayın alisinkayın'da belirttiği gibi bunun enbasit ispatı o dönem ki nufus sayımı.ama bazı gerçekleri tamaman inkar etmek, o dönemde yaşayıp görmesek bile akla ve mantığa sığmıyor. şu söylenemez mi 'o günün şartları gereği bütünlüğümüze karşı gelen tüm unsurları ortadan kaldırdık ' veya buna benzer bir ifadeler. tarihi olaylar bügününü şartlarıyla değil o günün şartlarıyla değerlendirmek gerekir. Türklerle omuz omuza savaşan Kürtler olduğu gibi oyunlara alet olan ve kukla haline getirilip yüzyıllardır birlikte yaşadıkları insanlara düşman edilen Kürt'ler de vardı ve bunların ortadan kadırılması o günün şartları ve gelecekte kurulması düşlenen devlet için şarttı. neden hala kendi tarihimizi kendimiz yazma gayretindeyiz. anlayamıyorum. ' Orhan Pamuk, İclal Aydın ve diğer yazarlar içinse gerçekten HUKUKİ TARTIŞMALAR HUKUKÇULARA BIRAKILACAKSA, EDEBİ TARTIŞMALAR DA EDEBİYATÇILARA BIRAKILMALI VE DÜŞÜNCEMİ AÇIKLIYORUM. Orhan Pamuğun edebi bir eser yazma ihtimali, bence bir maymunun bilgisayar başına oturup, tüm insanlık tarihini hatasız yazması kadar zordur' (alisinkay'ın yazısından) hiclal aydın, yazsın bakalım bi romanda görelim. kendisi daha doğru düzgün şiir bile yazamazken edebiyat eleştirmeniolrak mı karşımıza çıkıyor dikkate almaya bile değmez! Eşref Bitlis SABATAJINA GELİNCE ne sen ne de ben uçak mühendisi yada uçak motorlarıüzerine uzman değiliz. ama Allah aşkına biraz vicdanlı düşün ceviz kabuğunu izledik. raporu yazan (bilirkişi olarak dosyada adı geçenlerden) ODTÜ prof.larından birinin beyanı aynen şu '% 90 BİLE DEMİYORUM BUNUN BİR SABATOJ OLDUĞU AÇIK; FAKAT BİZE MAHKEMEDE BU SABATAJ MI DEĞİL Mİ DİYE SORULMADIĞINDAN BİZDE GÖRÜŞ BEYAN ETMEDİK ' Butür konuların üzerine Kürtler gititi mi üstelerine atılan sıfatlar farklı olduğundan emin olun Hulki cevizoğlu kadar dikkat çekmeyecekti ne de olsa onlar ezelinden ayrılıkçıydı. ülkücülere gelince ülkücülüğü özünde yaşayanlara sözüm yok.herkes düşüncesinde hürdür fakat bunu bir show haline getirenlere tahamülümde yok. ülkü ocaklarına gidin 10 liseli ülkücünün aklını toplayın 1 tam aklı çıkar mı kuşkuluyum !!! liseleri bırakın, Sevgili Ali bilirsin bizim üniverstedeki ülkücü reisleri. yaptıkları haftalık olağan tolantılarında :-) yıkım ekibi tarafından yıktırılması gerekelerin listesi yapıldı ve herkes piyangonun kime vuracağını merak ederdi.ne kadar da önemli VATANİ dürtülerle hareket ediyorlar değil mi !!! nilgul
avukathuseyin Orhan pamuk iyi bir yazar olabilir ama yalanın edebi dille dile getirilmesi dogru olmasına da gerektirmez yalan ne sekilde söylenirse söylensin yalandır Tarihi iyi bilmek gerekir Orhan pamuk bu gününede ancak böyle reklamlarla gelmiş ki böylede gider 100 ülkede yayın olur ancak yayınlanması satılması demek degildir arkadasım .Ayrıca Türkiyede ki olayların bu orhan pamuk beyin karalamalarını ve yalanlarını da( 1 milyon ermeni 30 kürt ile) beni ilgilendiren yani birlik ortamı oldugu bir zamanda böyle Orhan pamukcu gibi ıkişilerin suni güldem oluşturarak ülkemizi karsıtırmasına sahit olmak üzücü tabii Orhan pamuk sattıgı kitaplardan 1 milyon ermeniye yarım edebilir bu konudaonun önüne duran da yoktur. Tarihin gercekleri Orhan pamuk gibilerin gözünü gör etmesi dogaldır sahte dünyalarında basarılar dilerim ona ankaradan selam
Lawless1 Sayin Alisinkay, Haklisiniz. Pamugun demecleri bana da vatan hainligini cagristiriyor. Damat Ferit'lerin arkasi onu gelmiyor Turkiye'de Sayin Sinkay. Sayin Izmirli, Ertugrul Ozkok'un buraya aldiginiz yazisina katiliyorum. Ozkok farkinda, Turkiye'nin yabanci medya'da ne kadar caresiz oldugunu. "Çünkü siz, onların duymak istediklerini, dikkat ediniz sadece duymak istediklerini söylüyorsunuz. " demis. Dogru lafa ne denilinir! Eger Turkiye icin attiklari iftiralari, asagilamalari bir Turk olarak kabul ederseniz, o zaman sizin soylediklerinize kulak asarlar. Orhan Pamuk bence cok saf bir sahis. Ermeni soykirimini kabul etti diye, diyaspora'nin dostu olacagini zannediyorsa, cok, cok yaniliyor.
Bagaytuğ Pamuk kendi promosyonunu yapıyor yalnızca, kimsenin söyleyemediğini söyleyen, gerçekleri söylediği için ülkesinden dışlanan aydın!!! bir yazar olma planı bu onun... Nobel barış ödülü için ülkesini karalama kampanyası yapıyor o kadar...
tancell yalçın küçük'ün şebeke isimli kitabını tavsiye ederim. detaylı incelemeler nedeniyle orhan pamuk'un ve ahmet altan'ın ne kadar aydın(!), ne kadar tarihçi(!), ne kadar yazar(!) olduğu konusunda bir fikir verebilir belki...
ahaltuner Bu konuda Alev ALATLI tarafından yazılan ve benimde katıldığım özet bir yorum: ''Orhan Pamuk’a gelince: Teessüf ettiğim, Pamuk’un Müslüman ve Türk kimliğinin son artıklarından kurtulma, Avrupalı düzene entegre olma azmi değil, bunu çok gördük. Teessüf ettiğim, Pamuk’un Batı medyası nezdinde inanılırlık ihdas etme çabası içinde Türkiye’yi Batı medeniyetinin anti-tezi olarak küçümsemesi de değil, bunu da çok gördük. Teessüf ettiğim, özetleyegeldiğim faciaya rağmen yaşayakalmakta başarılı olmaktan gayrı bir ayıbı olmayan Türkiye’nin şamar oğlanı yapılmasına seyirci kalmaktan öte yüreklendiriyor olması. Teessüf ettiğim, bir Türk yazarının başarısından duyduğum keyfi böylece boğazıma tıkarken, bu toprakların insanlarının Batı kamuoyu nezdindeki başarılarının hemen her zaman liyakat dışında birtakım pazarlıklara tabi olduğu şeklindeki sakatlayıcı duyguyu bir kez daha hortlatmış olması.''
dipdalga
quote:
benim hayatımda tanıdığım, üç Aydını size de söylemek istiyorum. Biri, okuldan arkadaşımdı, bir diğeri işten, üçüncüsü ise, KUŞUM AYDIN. buradan başka ne anlam çıkar. Sizinle bir alıp veremediğim yok. Ama burası bir hukuk sitesi. hem aydın avukat arayıp, hem de ben kuşum aydından başka aydın tanımıyorum diyemezsiniz. Diğer aydın dediklerinizin isminin aydın olduğu anlaşılıyor. Sitede siyasi görüş olarak, anlaşamadığım insanlardan biri de, Sevgili Alisinkay dır. Aydın kimdir isimli forumda kendisiyle tartıştık. Orayı açıp okursanız, birbirimize kırıcı tek cümle kullanmadığımızı görürüsünüz. her ne kadar siyasi görüşlerimiz farklı olsa da, dürüst ve samimi bir dost olduğundan emin olduğum için, kendisine sevgili ali diye hitap ediyorum. Bu nedenle alınmanız gereksiz. Bu arada, izinsiz olarak ismini kullandığım için de ali kardeşimden özür diliyorum
Ekleyen: Av.Ragıp Atay - 28/03/2005 :  22:42:05
SÖZ MECLİSTEN DIŞARI DENİLMİŞTİR. Oradan, sizin dediğiniz, anlamın çıkması mümkün değildir. Oradan şu anlam çıkar, çıkmalıdır: ironi yapılmıştır, ve geniş bir şekilde yazıda anlattığım üzere, yazının geneli, dış güdümlü sahte aydınlar içindir. Ayrıca, bilenler bilir, ben de emekli bir avukat çocuğuyum, böyle bir benzetmeyi, öyle olmasam da bir mesleğin ya da gurubun tümüne yapacak kadar kültürsüz bir insan da değilim. Bunu böyle anlayabilmek için, sözlerimin bir tarafa çekilmesinin istenmesi gerekir, ve bunu ancak önyargı ile yapabilirsiniz. Sizin mantığınızla hareket edersek, benim adım da Aydın değil, o zaman kendime de mi söylemiş oluyorum? Komik!!! İKİ YIL KADAR ÖNCE YAZDIĞIM YAZIDIR,..diye belirtilmiştir.. Dolayısı ile bu ağeli ile ilişkilendirilebilmesi mümkün değildir. Zaten ağelimizin kurulmasında ki NİHAİ hedef, adları Aydın olmasa da, fikirleri Aydın olan, kişilerin bir araya gelerek, ülke sorunlarının tartışılacağı, düşün alışverişlerinin yapılabileceği bir Fikir Meydanı oluşturmaktır. Siyasi görüşümü imzamda belirtirken, benim görüşümün ne olduğunu nereden çıkarttınız? Nasıl kendinizinkinden ayırt ettiniz? Memleket sorunları ile ilgilenerek, Ne Sağ, NE Sol, önce Tam Bağımsızlık diyorum. Eğer bu bir siyasi görüş ise, siz Tam Bağımsızlık istemeyen bir görüşe sahipseniz, diyeceğim yok. Baştan aşağı yazılarınızı gözden geçirirseniz, söylediklerimi daha iyi anlayacaksınız. Saygılarımla,...
dipdalga (Sözüm Meclisten Dışarı, Orhan Pamuk Gibi Kendini Bilmezleredir) İki Yıl Kadar Önce Bir Ağelinde Yazdığım Yazıdır,... Türkiyede de Aydın İnsanlar olduğu söylentileri dolaşmakta. Peki nerede bu aydınlar ki, memleketimiz üzerinde özellikle son yirmi yıldır dönen dolapları göremiyorlar, görüyorlarsa ses çıkartmıyorlar. Yoksa dolabın içinden dışarıyı görmek zor mu oluyor? Sorsak herkes aydın da, konuşmaya gerek yokmuş, yok toplumun bilmem ne olması, yok devletin bilmem ne yapması, yok kanunların bilmem nasıl değişmesi gerekiyormuş, hepsine HADİ ORDAN, diyorum, ve bir toplumun dinamiklerinin aydınlar tarafından hareketlendirilebileceğini, veya aslında öyle olması gerektiğini hatırlatarak, benim hayatımda tanıdığım, üç Aydını size de söylemek istiyorum. Biri, okuldan arkadaşımdı, bir diğeri işten, üçüncüsü ise, KUŞUM AYDIN.
Av.Ragıp Atay "gönüllü aydın avukat aranmaktadır" defalarca yazdığımız gibi bu site, avukatların iş bulması için kurulmamıştır. Bu sitede avukat aramayın. Ancak sayın dipdalganın amacı belli oldu. Arkadaş kuşum aydını avukat sanıyormuş ki, buradan iş teklif etmiş.
quote:
üç Aydını size de söylemek istiyorum. Biri, okuldan arkadaşımdı, bir diğeri işten, üçüncüsü ise, KUŞUM AYDIN.
dipdalga
quote:
"gönüllü aydın avukat aranmaktadır" defalarca yazdığımız gibi bu site, avukatların iş bulması için kurulmamıştır. Bu sitede avukat aramayın. Ancak sayın dipdalganın amacı belli oldu. Arkadaş kuşum aydını avukat sanıyormuş ki, buradan iş teklif etmiş.
quote:
üç Aydını size de söylemek istiyorum. Biri, okuldan arkadaşımdı, bir diğeri işten, üçüncüsü ise, KUŞUM AYDIN.
Ekleyen: Av.Ragıp Atay - 28/03/2005 : 07:46:22
Size ne diyebileceğimi artık bilemiyorum, kendinizi komik duruma düşürüyor olduğunuzu göremiyor musunuz, yazdığınız bu eleştirilerin hiçbirinin tutarlı olmadığının farkında bile değilsiniz. (Sözüm Meclisten Dışarı, Orhan Pamuk Gibi Kendini Bilmezleredir) Yazdığımı okuyamıyor musunuz? Bu yazıyı iki sene önce, başka bir ağelinde (site) yazdığımı da belirttiğim halde burasıyla ilişkilendirebilme beceriksizliğini nasıl başarabildiniz?
quote:
Arkadaş kuşum aydını avukat sanıyormuş ki, buradan iş teklif etmiş.
quote:
üç Aydını size de söylemek istiyorum. Biri, okuldan arkadaşımdı, bir diğeri işten, üçüncüsü ise, KUŞUM AYDIN.
Yukarıdaki yazıdan bu sonuca nasıl vardınız? Eğer mesleğinizi de bu çerçeveden yapıyorsanız, şahsen müvekkiliniz olmak istemezdim. Neyse daha önce söylediğim gibi konuyu fazla kişiselleştirmeyeyim, tabî bir yerde sataşmalarınıza son vermeniz gerrekecek, cevap hakkımı kendimi için değil, yıpratmaya çalıştığınız ağelim için kullanmak zorundayım. Yapmaya çalıştığınız her neyse, onu da anlamak mümkün değil, ancak kendinizi komik duruma düşürdüğünüzün farkına varınız, ben size çok gülüyorum artık, beni eğlendirdiğiniz için teşekkür ederim. Unutmadan aradığımız AYDIN avukatı bulduk, kendisine buradan tekrar saygı ve teşkkürlerimi sunuyorum. Bizi eğlendirmeye devam ediniz,... Saygılarımla,
Av.Ragıp Atay benim hayatımda tanıdığım, üç Aydını size de söylemek istiyorum. Biri, okuldan arkadaşımdı, bir diğeri işten, üçüncüsü ise, KUŞUM AYDIN. buradan başka ne anlam çıkar. Sizinle bir alıp veremediğim yok. Ama burası bir hukuk sitesi. hem aydın avukat arayıp, hem de ben kuşum aydından başka aydın tanımıyorum diyemezsiniz. Diğer aydın dediklerinizin isminin aydın olduğu anlaşılıyor. Sitede siyasi görüş olarak, anlaşamadığım insanlardan biri de, Sevgili Alisinkay dır. Aydın kimdir isimli forumda kendisiyle tartıştık. Orayı açıp okursanız, birbirimize kırıcı tek cümle kullanmadığımızı görürüsünüz. her ne kadar siyasi görüşlerimiz farklı olsa da, dürüst ve samimi bir dost olduğundan emin olduğum için, kendisine sevgili ali diye hitap ediyorum. Bu nedenle alınmanız gereksiz. Bu arada, izinsiz olarak ismini kullandığım için de ali kardeşimden özür diliyorum
alisinkay Sevgili Ragip Bey, İsmimi dilediğiniz yerde dilediğiniz şekilde kullanabilirsiniz.Kötü kullanmayacağınıza zaten eminim.[:)]
nursel yöndem Selamlar, Orhan Pamuk'u okuyan var mı aranızda? Ben bir iki kere okumaya yeltendim herhalde IQ düzeyim düşük kaldı ilk bir kaç sayfasında bıraktım kitabı. Türkçeyi bu kadar anlaşılmaz kılmaktaki ustalığına bir diyeceğim yok tabii ki. Çevremde Orhan Pamuk okumuş ve anlamış kimseyi bulamadım. Peki neden bu kadar ünlü? Kitapları hiç okunmayan bir insan nasıl ünlü olur? Abdi İpekçi'yi herkes bilir. Normal sıradan bir gazeteciydi. Çetin Emeç'te öyle. Uğur Mumcu ise tam bir aydın dı. Diğer ikisine binlerce tur bindirirdi hem ülke sorunlarına duyarlılıkta, hem gazetecilikte hem de araştırmacılıkta. Bunların ortak yanları her üçünün de öldürülmüş olması. Ama İpekçi ve Emeç biraz farklıydılar çünkü dönmeydiler. Dolayısıyla bugün İpekçi'nin veya Emeç'in herhangi bir yazılı eserini kitapçıda bulamamanıza rağmen oldukça ünlüdürler. Adlarına caddeler parklar spor salonları vardır. Peki ya Uğur Mumcu'nun? Kitapçıya gittiğinizde ülke sorunları üzerine yaptığı ciltler dolusu araştırmalarla karşılaşırsınız ama ya bir-iki caddeye ismi verilmiştir belki de kıyıda köşede kalan kıytırık bir parka. Çünkü O dönme değildi. O'nu unutulmayan yapan geride bıraktıkları. Orhan Pamuk'ta dönmedir (Yalçın Küçük'ün iddiası) dolayısıyla hiç birşey yapmasa da, dönme medyası tarafından ünlü gösterilecektir. Aslında söylenecek söz çok ama... Sağlıcakla...
Lawless1 Sayin Yondem, Benim adim Kirmizi'yi okudum. Ilk sayfada kisa izlenimlerimi yazmistim. Kitap cok kuvvetli basliyor ama orta kisminda nakkaslik sanatina fazla girdi, okurun ilgisini kaybetti gibi geldi bana. Cumleleri bazen fazla ust, uste koyuyor ve okumayi zorlastiriyor. Lafi uzatiyor. Ingilizce cevirisini okuyanlarda ayni seyden sikayet ediyorlardi, yani sirf Turkce'ye mahsus degil. Uslubu akici degil demek yerinde olur herhalde. Ama karakterler guclu, tarihi iyi arastiriyor, ve ilginc temalarla karsiniza cikiyor.
Av.Fırat Bayındır 09.04.2005 Hürriyet Ertuğrul ÖZKÖK Özel bir ilişki alenileşince İKİ kişi arasındaki bir meseledir, özel ilişkilere girer diye düşünüp geçebilirdim. Ama Enis Batur alenen söylediği için yazabilirim. Çünkü bu mektup, ‘aydın olma hakkını kullandığını’ iddia eden Orhan Pamuk’un düşünce yapısı hakkında önemli bazı ipuçları veriyor. ‘Türkiye 1 milyon Ermeni’yi, 30 bin Türk’ü öldürdü’ diyerek, bir toplumun tümünü eleştirme hakkını kendinde gören bir insanın, kendine yönelik en basit eleştiriye nasıl baktığını gösteriyor. * * * Yazar Enis Batur’la Orhan Pamuk arasında ilginç bir gerginlik yaşanmış. Enis Batur, ‘Vatan’ gazetesinin geçen perşembe günü yayınlanan kitap ekinde Orhan Pamuk’la aralarında geçen bir olayı anlatıyor. Geçmişte Ahmet Taner Kışlalı, Emin Çölaşan ve Haluk Şahin; Orhan Pamuk’u eleştiren ağır yazılar yazdıklarında, Enis Batur onu savunan yazılar kaleme almış. Yani o da yazılarından dolayı Çölaşan, Kışlalı ve Şahin’e karşı Orhan Pamuk’u korumuş. Ama daha sonraki günlerde Orhan Pamuk’un kitapları hakkında eleştirel bir iki yazı kaleme almış. Peki Orhan Pamuk’un bu yazılara tepkisi ne olmuş? Enis Batur’dan aktarıyorum: ‘Orhan Pamuk birinciler için teşekkür edip, ikinciler için küsüyordu. Bu durumda, insan bir noktadan sonra canı cehenneme diyebiliyor. Devamlı çıkıp da onu savunmak durumunda değilim, bundan sonra hakkında hiçbir şey yazmam olur biter noktasına Orhan Pamuk getiriyor insanı.’ Evet ülkesi hakkında her şeyi söyleme özgürlüğü, istediği her eleştiriyi yapma hakkını isteyen bir aydının psikolojisi böyle. Hakkındaki destek yazılarına ‘Teşekkür’. Ama en küçük eleştiri geldiği zaman ‘Sana küstüm’ tavrı. * * * Bir aydın düşünün ki, ülkesinin 1 milyon Ermeni’yi 30 bin Kürt’ü öldürdüğünü söyleyebilecek kadar geniş bir özgürlük ve toplumsal hoşgörü alanı istiyor. Ama kendisine yönelik eleştiriye bir santimetre karelik hoşgörüsü yok. Hem de kendisini Emin Çölaşan gibi bir yazara karşı savunan arkadaşına küsüyor. Sizce bu bir aydın tavrı mıdır? Hadi aydınlara istediğini söyleme egoizmini tanıyalım. Bu egoizm en küçük eleştiriye küsmeyi de kapsama alanına alacak mı? * * * Ama bakın küstüğü Enis Batur, onun kitaplarının imha edilmesi konusunda ne diyor: ‘Orhan Pamuk’a yapılan muamele hiçbir biçimde kabul edilemez. Tam bir linç girişimi bu. Çirkin ve yanlış... Asıl sorunum şu anda, bu adamın Türkiye sokaklarında, düşündükleri nedeniyle dolaşamaz hale getirilmesi. Yarın öbür gün meczubun biri Orhan’ı vurmaya kalkarsa...’ Evet hepimizin endişesi bu. Ya biri densizlik, hatta daha ağır bir şey yaparsa? Nitekim Sütlüce’de yapan da çıktı. Bu endişe aynı zamanda hepimizin sansürcüsü. Orhan Pamuk hakkında gerçek düşüncelerimizi yazmamızı engelleyen en ağır korku. Ama korkunun yarattığı sessizlik de, Pamuk’un bu toplum hakkındaki yargısız infazını onayladığımız anlamına gelmemeli. * * * Bakın aynı soykırım iddiaları konusunda Enis Batur ne diyor: ‘Ben bir edebiyat adamıyım, tarihçi değil. Ama tarihçilerin metinlerini izleyerek, onlardan kendime göre bir yorum yontabilirim... Bütün okuduklarımdan şunu anlıyorum. Burada soykırım söz konusu değil.’ Buyrun size iki aydın insan profili. İkisi de iyi, hem de çok iyi yazar. Biri eleştirilince küsüp gidiyor. Öteki ise küsmüyor, aynı fikirde olmasa da en kritik anlarda ona açık ve net desteğini vermeye devam ediyor. Ben daha fazla bir şey söylemek istemiyorum. Karakter tahlilini sizlere bırakıyorum.
Av.Fırat Bayındır Ertuğrul Özkök'ün bu günkü yazısı yine Orhan Pamuk üstüne. Orhan Pamuk'un büyük yazar olduğu söylemi dışındaki görüşlerine kayılmamak mümkün değil. Bir yazar ki kendi ulusuna KÜFREDEREK büyük yazar olabiliyor. Büyüklük kavramı da tabiidir ki çok-satan olmak demektir(!) Çok satabilmek için de Ülkene küfretmen böylece yurt dışına çok okunan yazar olmak zorundadır. Bu yazıyı da dikkatle okuyun ve ORHAN PAMUK'U İYİ TANIYIN 26.04.2005 Ertuğrul ÖZKÖK Üçüncü kitap niye bestseller oldu BEN unutmuşum, bir arkadaşım hatırlattı. Geçtiğimiz yıllarda Milliyet Gazetesi’nde Orhan Pamuk’la yapılan bir mülakat yayınlanmış. Ahmet Tulgar’ın yaptığı bu mülakatta çok ilginç bir bölüm var. Artık Orhan Pamuk üzerine yazı yazmak istemiyordum. Ama bu mülakatı okuyunca, son bir kez bu konuya dönme ihtiyacı duydum. * * * Orhan Pamuk, mülakatta ABD’de yayınlanan ilk iki kitabı ‘Kara Kitap’ ve ‘Yeni Hayat’ın bestseller (en çok satan) listesine girememesini eleştirmenlerin olumsuz tavrına bağlıyor. Bu ilginç bölümü aynen aktarıyorum: ‘Taste maker, Türkçe söyleyelim, zevkleri, beğenileri yapan insanlar bunlar. Bu demokratik bir durum değil. O eleştirileri yapan insanlar da Ermeni katliamı konusunda kitap yazmış insanlardı. Bu benim talihsizliğimdi. ‘O insanlar bana karşı çok önyargılı insanlardı’ demiyorum. Ama benim kitaplarımı iyi eleştirmediler. Ve ağzımda kötü bir tat kaldı. Bunu da kimseye söylemedim. Çünkü Türkiye’nin geçmişinde böyle karanlık bir şey olduğuna inanıyorum.’ Ahmet Tulgar soruyor: ‘Büyük bir pazarın kapısı açıldı size. Peki, bundan sonra yazarken bu pazarın taleplerini, beğenilerini gözetecek misiniz?’ Pamuk’un cevabı şöyle: ‘Mağrur yazarlar olur. ‘Ben, okur kim aldırmam’ diyen. Bende de böyle bir yan bulunur; ama şöyle bir yanım da bulunuyor. Bir kitap yazıyorum ve otomatik olarak biliyorum ki 20 dile çevrilecek, kaç yüz bin satacak. Belki 5 bin tane de Kore’de okunacak. Bu da olmuyormuş gibi davranamam.’ * * * Mülakatın sözlü yapılmasının getirdiği bir ifade karışıklığı var. Pamuk’un söylediklerini daha basit bir anlatıma indirirsek şunu söylüyor: ‘Amerika’da çıkan ilk iki kitabım, Türklerin Ermenileri katlettiğine inanan eleştirmenlerden kötü eleştiriler aldığı için ticari bestseller olamadı. Oysa Ermeni katliamı konusunda ben de onlar gibi düşünüyordum.’ O günlerde hepimiz atlamışız. Oysa bu sözlerde çok naif bir itiraf var. Bu sözler, şimdi çok daha fazla anlam kazanmış durumda. Okurken inanamadım. O nedenle dün açıp Ahmet Tulgar’a Pamuk’un bu sözleri gerçekten söyleyip söylemediğini sordum. Çok ilginç bir cevap verdi: ‘Bu mülakat yayınlandıktan sonra Orhan Pamuk beni aradı. Çok kızmıştı. Çünkü bu sözleri bana yazılmamak kaydıyla söylediğini iddia ediyordu. Ama bunların hepsi teybimde kayıtlı. Aynen böyle söyledi.’ * * * Bu durumda benim aklıma şu soru geliyor: ‘Orhan Pamuk’un ilk iki kitabı, Ermeni yanlısı yazarlar yüzünden bestseller olamamışken, sonraki kitabı hangi etkenle bestseller oldu?’ ‘Pazarın taleplerine ilgisiz kalamayacağını’ söyleyen Orhan Pamuk ne yaptı da New York Times’ın en başarılı 10 kitabı arasına girebildi? İşte benim itirazım buna. Orhan Pamuk’un uluslararası başarısı, bir Türk olarak bana müthiş gurur veriyor. New York Times haberini işte bu duygularla Hürriyet’in manşetinden duyurduk. Ama şimdi görüyorum ki, bizlerin ona gösterdiği hassasiyeti, Orhan Pamuk ne yazık kendi toplumuna göstermiyor. * * * Yukarıdaki sözleri okuduğum zaman, ister istemez şunu düşünüyorum. Acaba ‘Türkler 1 milyon Ermeni’yi, 30 bin Kürt’ü öldürdü’ sözleri, uluslararası pazara yönelik bir tüketim malzemesi mi? Evet ne yazık ki, bu şüphe içime yerleşti ve bir türlü atamıyorum. ABD’de Ermeni yanlısı eleştirmenlerin hoşuna gidecek 1 milyonluk katliam paketini anladık. Peki 30 bin Kürt’ün öldürüldüğü iddiası? O da, güçlü bir Kürt lobisine sahip İsveç’in bazı kurumlarına servis mi? Mesela Nobel’e? * * * Bütün samimiyetimle söylüyorum ki, bunları yazmaktan utanıyorum. Çünkü Orhan Pamuk gözümde hálá Türkiye’nin yetiştirdiği büyük bir yazar. Bu görüşümü hiçbir şey de değiştiremez. Ama onun Türklere yönelik ucuz sözlerinin bende yarattığı düş kırıklığı da kolay kolay değişmeyecek. Hele hele yukarıdaki mülakatta o naif itirafı okuduktan sonra.
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • Clicking Here TLO lookup 
  • 02.05.2025 08:42
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük + Arşiv +
    Bugünün tarihi: 03/05/2025 06:29:12