deltaG |
İnternette dolaşan bu mail ilgimi çekti paylaşmak istedim
Sayın Koç;
Bu milletin Meclis'inin çatısını yaparak başladığınız zenginleşme
sürecinizde geldiğiniz noktada; dünyanın en ilginç "dünya gezisi"
kavramına imza atarak gerçekleştirdiğiniz yolculuğunuzu ilgi ile
izliyorum.
Son olarak yine gezinize ara verip İstanbul'a döndüğünüzde sizden gezip
gördüğünüz yerler ya da yürüttüğünüz üst düzey pazarlıklar hakkında bilgi
almayı beklerken; Patrikhane'den Kıbrıs'a kadar bir çok konuda siyasi
beyanlarınızı dinledim.
Patrikefendi ile dostluğunuzun temellerinde hoş sohbetten çok daha köklü
bağlar olduğunu bilen bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak; Osmanlı
Padişahlarından, Mustafa Kemal'e ihaneti belgelenen bir yapıya; Türkiye
Cumhuriyeti'nin resmi politikalarına aykırı olarak siyasi hüviyet
kazandırma gayretinizi hayretle izliyorum.
Neticede; devletlerin resmi politikalarına uyum konusunda; sözkonusu
Yunanistan, ABD, İngiltere oldu mu bir beis görmeyen şahsiyetinizin;
sözkonusu Türkiye oldu mu bu kadar ters düşmenizin sizi gereğinden fazla
deşifre ettiğinin farkında değilsiniz.
Fakat görüyorum ki; yat geziniz aymazlığınızın bir kat daha artmasına
neden olmuş...
Yunanistan'ın ve hemhal olduğunuz dış odakların resmi politikalarına uyum
konusunda bir adım daha katetmişsiniz.
Bu milletin evlatlarının kanı ile alınan bir vatan parçasını; "Türkiye'nin
dış politikasının önünü kapayan" bir konu olarak lanse edip, bir vatan
parçasına çakıltaşı muamelesi yaptığınız nokta ; bu milletin gözünde
sınırı aştığınız noktadır.
Yıllarca yüksek gümrük duvarları arkasında bu millete kalitesi hayli
tartışmalı demode ürünleri sata sata sata büyüyen ve bu milletin üzerinden
elde ettiği serveti arasında Marmara'da bir ada dahi bulunan bir
işadamının; hem MİLLET, hem de ADA kavramını anlamasını bekliyor insan.
Ama görüyorum ki; sizin MİLLET ve ADA kavramlarınızın; bu topraklarla
bağlantısı kalmamıştır.
KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş'ın hakkınızda sarfettiği : "Rum gibi
konuşuyor" cümlesindeki "gibi"nin fazla olduğuna dair; kamuoyunda dolaşan
ve devlet arşivlerindeki bazı belgelere dayandığı belirtilen söylentileri
güçlendiren yaklaşımlarınızın başka bir ülkede karşılığının çok daha
farklı olacağını da ve ancak bu MİLLET'in böyle bir cüretkarlığa tahammül
edeceğini de biliyorsunuzdur umarım.
Sayın Koç;
Bilmenizi isterim ki;
Türkiye'nin önündeki engel, Kıbrıs değil;
Sizin gibi; zenginleştikçe iyice cüretkarlaşan; başkaları adına MİLLET'ine
ahkam kesmeye çalışan ve başkalarının resmi politikaları ve milli
hedeflerini; bu topraklara MİLLİ hedef olarak satan;
ülkesi adına özgün bir dinamik yaratmak yerine başkalarının misyonunu
pazarlamaya çalışan azgelişmiş zihniyete sahip komprador burjuvazidir.
Yıllarca dış sermaye gruplarının teknolojilerini ve ürünlerini sata sata
geldiğiniz "bayi holding" noktasında; kafanızın da aynı dış odakların
DÜŞÜNCE BAYİLİĞİNE soyunmasına şaşırmak bizim hatamız olabilir ama;
Misyonunuz doğrultusunda Haliç'ten Göle'ye kadar arazileri kapatıp altını
ve üstünü değerlendiren;
Marmara'nın ortasında kendisine ait bir ada bulunan bir kişi olarak sizin
sözkonusu kendi misyonunuz olunca TOPRAĞIN peşinde koşarken; sözkonusu
TÜRK MİLLETİ'nin çıkarları olunca TOPRAĞI küçümsemeniz; içselleştirdiğiniz
çifte standartın en net kanıtıdır.
Bu çiftestandardı aşmanız için size samimi bir önerim var :
Madem Kıbrıs'ın bu ülkenin önündeki bir engel görüyorsunuz ve sizin gibi
para ile satın alamadığı için kan ile bedel ödeyerek ADA alan TÜRK
MİLLETİ'nden buradan vazgeçmesini istiyorsunuz gelin TAKAS yapalım :
Siz;
a) Marmara'daki adanızı
b) Haliç'te; Fener semtinde başkaları üzerinden kapattığınız bütün
emlakları ve tabi Sanayi Müzesini (arazisi ile birlikte)
c) Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da tarihsel ve tarımsal amaçlarla dönüm dönüm
aldığınız arazileri
d) ve bu topraklar üzerindeki bütün arsalarınızı
Türk Millleti'ne devredin...
Biz de size Kıbrıs'ı verelim.
Sonra siz o Kıbrıs'ı dilediğiniz gibi kullanın ve kullandırtın. Ne de
olsa; dünya gezisine çıkarken yatınızın kıçında dalgalanan bayrağın
sahipleri açısından o TOPRAK engel değil, amaçtır.
Ne dersiniz....
Bu; kanı ile TOPRAK alan ama asla satmayan bir MİLLET'in
Para ile TOPRAK alıp satan bir zihniyete yapabileceği en bonkör tekliftir.
Bir düşünün...
Bu arada bilmenizi isterim ki;
benimle dalga geçercesine,
evlatlarımın kanıyla alınan ve ülkemin bekaası için ne kadar önemli olduğu
bilinen bir VATAN PARÇASINI; sonu ve ne getireceği belirsiz ama ne
götüreceği her gün gözümüze sokulan bir AB macerası yolunda engel olarak
gören bir işadamına;
ürünlerini ve hizmetlerini satın alarak destek olmamak için çevremi
şimdiden uyarmaya başlayacağım.
Neticede sizi bu MİLLET yarattı;
ne Yunan halkı; ne Patrik efendi, ne ABD, ne de İngiltere...
Aklınızı başınıza almanız umudu ile.
Artık Ürünlerinizi Kullanmayacak Olan
Bir Türk Vatandaşı
|