Hukuki.NET


03/05/2025  Eski forum arşivi bölümü

Hukuksal Tartışmalar




 


Forum:
ltd. ortaklığım
yarisoglu 1996 da ltd.şti. ortaklığım başladı. 1997/04 yılında hissemi geçmiş ve gelecek teki tüm borçlarla beraber devrederek ortaklığımı bitirip askere gittim. ancak diğer hissedar ve yeni devralan ortak hisse devrini ticaret siciline tescil ve ilam yapmamış. şimdi vergi dairesi bir kısmı dönemime ait olan borçlar için tarafıma ödeme ve yurt dışına çıkma yasağı getirdi. vergi dairesine noterden onaylı hisse devir belgem ile yaptığım itiraz kabul edilmiyor. vergi dairesi ticaret sicilden devirin olduğu gazeteyi istiyor. ancak ben devrettiğim andan itibaren böyle bir işlem yapamayacağımdan ve şirketin şu andaki ortaklarına ulaşamayacağımdan bu işlemi yerine getirmem imkansız. hisse devir senetlerinin böyle bir durumda delil teşkil edip etmeyeceğine dair epeyce bilgi aramama rağmen herhangi bir bilgiye ulaşamadım. yukarda anlatmış olduğum problemle ilgili bilgisi olan arkadaşların foruma yazmalarını yada ee mail adresime ulaşmalarını rica ederim.
Av.Fırat Bayındır aşağıdaki karar işinize yarar mı bilmiyorum. ama en azından noter devir tarihinden sonraki şirket borçlarından sorumlu olmamanız gerektiğini düşünüyorum. 213 sayılı Vergi Usul K. Madde 3 - (Değişik madde: 30/12/1980 - 2365/1 md.) A) Vergi kanunlarının uygulanması: Bu Kanunda kullanılan "Vergi Kanunu" tabiri işbu Kanun ile bu Kanun hükümlerine tabi vergi, resim ve harç kanunlarını ifade eder. Vergi kanunları lafzı ve ruhu ile hüküm ifade eder. Lafzın açık olmadığı hallerde vergi kanunlarının hükümleri, konuluşundaki maksat, hükümlerin kanunun yapısındaki yeri ve diğer maddelerle olan bağlantısı gözönünde tutularak uygulanır. B) İspat: Vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya, ilişkin muamelelerin gerçek mahiyeti esastır. Vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyeti yemin hariç her türlü delille ispatlanabilir. Şu kadar ki, vergiyi doğuran olayla ilgisi tabii ve açık bulunmayan şahit ifadesi ispatlama vasıtası olarak kullanılamaz. İktisadi, ticari ve teknik icaplara uymayan veya olayın özelliğine göre normal ve mutad olmayan bir durumun iddia olunması halinde ispat külfeti bunu iddia eden tarafa aittir. B) fıkrasında da görüldüğü üzere Vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya, ilişkin muamelelerin gerçek mahiyeti esas olduğundan, devir tarihinden sonra doğan vergi borçlarının oluşmasına sizin sebebiyet vermediğiniz ( özellikle o tarihlerde askerde olduğunuz dikkate alınırsa) açıktır. konuyu bir kez de bir YMM ile görüşürseniz sanırım bir çözüm bulunabilir. İLGİLİ DANIŞTAY KARARI Kararın Düzeltilmesini İsteyen: ... Vekili : Av. ... Karşı Taraf : Başbakanlık Gümrük Müsteşarlığı İstemin Özeti : ... Enerji Mamulleri İthalat İhracat Pazarlama Sanayi Limited Şirketine ait gümrük vergi ve resimlerinin şirketten tahsil edilememesi nedeniyle şirketin ortağı olan davacıdan tahsili amacıyla düzenlenen ödeme emrinin iptali istemiyle açılan davayı; limited şirketin borcundan dolayı şirket ortağı adına ödeme emri düzenlenebilmesi için, kamu alacağının şirketten tahsil olanağının kalmaması gerektiği; olayda, şirket adına yapılan ek tahakkuka vaki itirazın reddi yolundaki işleme karşı dava açılmadığı gibi, herhangi bir ödemede de bulunulmaması üzerine şirket adına ödeme emri düzenlenerek tebliğ edildiği; ödeme emrine karşı açılan davanın, İstanbul 9'uncu Vergi Mahkemesinin 30.11.1993 gün ve E:1992/1932; K:1993/1866 sayılı kararıyla reddedildiğinin görüldüğü; öte yandan, dosyada bulunan ... 2'nci İcra Müdürlüğünce verilen 23.12.1992 tarih ve 92/2940 sayılı "borç ödemeden aciz belgesi"nin incelenmesinden, şirketin menkul ve gayrimenkul mallarına rastlanılmadığının anlaşıldığı; davacının 3.9.1991 tarihinde şirket ortaklığından ayrıldığı iddia edilmekteyse de, ithalatın 9.1.1989 tarihinde gerçekleştirildiği göz önüne alındığında, bu iddiada isabet bulunmadığı; olayda, zincirleme bir takip söz konusu olup, önce şirkete, daha sonra davacıya ödeme emri tebliğ edilmiş olduğundan, zaman aşımı süresinin kesintiye uğradığı; bu durumda, kesinleşen kamu alacağının yükümlü şirketten tahsil olanağı kalmaması nedeniyle, ilgili dönemde, şirket ortağı olan davacıdan tahsili amacıyla ödeme emri düzenlenmesinde isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle reddeden İstanbul 8'inci Vergi Mahkemesinin 9.6.1995 gün ve E:1995/180; K:1995/1019 sayılı kararının onanması yolundaki Danıştay Yedinci Dairesinin 7.3.1997 gün ve E:1995/5423; K:1997/963 sayılı kararının; 213 sayılı Kanunun 10'uncu maddesi ile 6183 sayılı Kanunun 33'üncü ve 35'inci maddelerinde, tüzel kişilerin kanuni temsilciliğinden söz edildiği; kendisinin şirket borcundan dolayı takibe uğramasının sadece şirket ortağı olmasına dayandırıldığı; oysa, şirket ortaklığından ayrıldığı; bu nedenle, anılan madde hükümleri uyarınca vergiden sorumlu tutulamayacağı; kanuni temsilci olduğu varsayılsa dahi; 213 sayılı Kanunun 10'uncu maddesindeki koşulların gerçekleşmemesi ve gümrük vergisinin. Vergi Usul Kanununa tabi olmaması nedeniyle, bu maddenin de, olaya uygulanma olanağının bulunmadığı ileri sürülerek düzeltilmesi istenilmektedir. Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir. Tetkik Hakimi Mukaddes Araş'ın Düşüncesi : Uyuşmazlık, hissesini devreden limited şirket ortağının, ortak olduğu döneme ait şirket borçlarından 6183 sayılı Kanunun 35'inci maddesine göre sorumlu tutulup tutulamayacağına ilişkindir. 6183 sayılı Kanunun olay tarihinde yürürlükte bulunan 35'inci maddesinde, limited ortaklıkların ödenmeyen ve tahsil imkanı bulunmayan amme borçlarından dolayı ortakların vazettikleri veya vaz'ını taahhüt ettikleri sermaye miktarında doğrudan doğruya mesul ve bu kanun hükümleri gereğince takibata tabi tutulacakları hükme bağlanmış olup bu madde hükmüne göre limited şirket ortağının açıklanan miktarla sınırlı olarak şirketin amme borcunun ödenmesinden sorumlu olacağı tabiidir. Şirket hissesini devralarak devredenin yerine geçen ortak, söz konusu sermaye payını bütün hak ve borçlarıyla birlikte devraldığından 3.9.1991 tarihinde düzenlenen noter satış senediyle şirketteki paylarını devreden davacının, devirden önceki döneme ait şirket borçlarından sorumlu tutulması mümkün değildir. Bu nedenle, devirden önceki döneme ilişkin şirket borçlarının tahsili amacıyla davacı adına ödeme emri düzenlenmesi yerinde görülmediğinden, kararın düzeltilmesi isteminin kabulüyle, mahkeme hararının bozulması gerektiği düşünülmektedir. Danıştay Savcısı Ayla Perktaş'ın Düşüncesi : Kararın düzeltilmesi dilekçesinde ileri sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 54'üncü maddesinde yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi gerekeceği düşünülmektedir. TÜRK MİLLETİ ADINA Kararın düzeltilmesi istemine ilişkin dilekçede ileri sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 54'üncü maddesinin (c) fıkrasına uygun görüldüğünden, dairemizce verilen 7.3.1997 gün ve E:1995/5423: K:1997/963 sayılı kararın kaldırılmasından sonra işin esası yeniden incelendi: ... Enerji Mamulleri İthalat İhracat Pazarlama Sanayi ve Ticaret Limited Şirketine ait gümrük vergi ve resimlerinin şirketten tahsil edilemediğinden bahisle, şirketin ortağı olan davacı adına şirketteki hissesi dikkate alınmak suretiyle düzenlenen ödeme emrinin iptali istemiyle açılan davayı reddeden mahkeme kararının bozulması istenilmektedir. 1615 sayılı Kanunun 88'inci maddesinde ödenmeyen gümrük vergilerinin Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre kovuşturulacağı hükme bağlanmıştır. 6183 sayılı Kanunun 35'inci maddesinin olay tarihinde yürürlükte bulunan şeklinde de limited ortaklıkların ödenmeyen ve tahsil imkanı bulunmayan amme borçlarından dolayı ortakların vazettikleri veya vaz'ını taahhüt ettikleri sermaye miktarında doğrudan doğruya mesul ve bu kanun hükümleri gereğince takibata tabi tutulacakları hükme bağlanmış olup: bu madde hükmüne göre limited şirket ortağının açıklanan miktarla sınırlı olarak şirketin amme borcunun ödenmesinden sorumlu olacağı tabiidir. Dosyanın incelenmesinden; 9.1.1989 günlü beyanname kapsamında ithal edilen eşya nedeniyle tahakkuk ettirilen gümrük vergi ve resimlerinin şirketten tahsil edilemediğinden bahisle, vergi borcunun, şirket ortağı olan davacıdan şirketteki hissesine isabet eden kısmının tahsili amacıyla, 213 sayılı Kanunun 10'uncu maddesine göre değil, 6183 sayılı Kanunun 35'inci maddesine göre ödeme emri düzenlendiği; ödeme emrinin tanzim ve tebliğ olunduğu tarihten önce de davacının ortaklık payını diğer ortağa devrederek, ortaklıktan ayrıldığı anlaşılmaktadır. 6183 sayılı Kanunun 35'inci maddesinde, limited şirketin tahsil olanağı kalmayan kamu borçlarından dolayı ortaklar için öngörülen sorumluluk, ortak sıfatına ve ortaklık payına bağlı bir sorumluluktur. Bir başka anlatımla ortaklık payı kimde ise, sorumlu o kişidir. Olayda da; davacı, 3.9.1991 tarih ve 50656 sayılı noter satış senediyle hissesini devrettiğine ve hisseyi devralan ortağın, şirketin mali durumunu, yani hissenin borçlu veya alacaklı olup olmadığını bilmesi gerektiğine göre, söz konusu kamu alacağının ortaklık payını devreden ve şirketle artık bir ilgisi kalmayan davacıdan takip edilmesi olanaklı değildir. Bu nedenle, payını devreden ortağın devirden önceki (ortak olduğu) döneme ilişkin şirket borçlarından sorumlu olmaması nedeniyle, anılan borcun tahsili amacıyla adına düzenlenen ödeme emrinin iptali istemiyle açılan davayı reddeden mahkeme kararında isabet görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin kabulüne; mahkeme kararının bozulmasına, bozma kararı üzerine yeniden verilecek kararla birlikte yargılama giderleri de hüküm altına alınacağından, bu hususta ayrıca hüküm tesisine gerek bulunmadığına, 2.12.1999 gününde oybirliği ile karar verildi. Kaynak=DKD. Sayı 103 s: 676 Yurt dışına çıkış yasağı ile ilgili olarak da belki aşağıdaki karar size ışık tutabilir. D 10, E: 1996/005331, K: 1998/005627, Tarih: 11.11.1998 [*]YURTDIŞINA ÇIKIŞ YASAĞI [*]VERGİ BORCUNDAN KANUNEN SORUMLULAR 5682 sayılı Pasaport Kanununun 22. maddesi uyarınca vergi borcundan dolayı yurt dışı tahdidi konulabilmesi için borcun kesinleşmiş olması gerekir. (5682 s. Pasaport K. m. 17, 22) (213 s. VUK. m. 10) (2709 s. Anayasa. m. 23) Temyiz Eden (Davacı) : ... Vekili: Av. ... Karşı Taraf (Davalılar) : 1) ... Vergi Dairesi Müdürlüğü 2) ... Valiliği İstemin Özeti: Davacı hakkında yurt dışına çıkış yasağı konulmasına ilişkin 15.7-1992 tarih 14327 sayılı ... Vergi Dairesi Müdürlüğü işleminin iptali istemiyle açılan dava sonucunda İstanbul 2 Nolu İdare Mahkemesince; davanın reddi yolunda verilen 29.2.1996 tarih ve E:1995/1091, K:1996/270 sayılı kararın temyizen incelenip bozulması istenilmektedir. Savunmanın Özeti: Her iki idare tarafından; yerinde olmadığı ileri sürülen temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır. D. Tetkik Hakimi: Zuhal Bereket Baş Düşüncesi: Dava konusu işlemin tesis edildiği tarihte davacının vergi borcu bulunduğu tartışmasızdır. Davacının vergi borcunun ortadan kalkması nedeniyle buna dayalı tahdidin ortadan kaldırılmasını isteme hakkı da bulunmaktadır. Dolayısıyla başvuru tarihinde vergi borcu bulunduğundan tesis edilen işlemde ve davayı reddeden idare mahkemesi kararında hukuka aykırılık bulunmadığından, temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmüştür. Danıştay Savcısı: Sınan Yörükoğlu Düşüncesi: 5682 sayılı Yasanın değişik 22. maddesinde, vergi borcu olduğu pasaport vermeye yetkili makamlara bildirilenlere pasaport verilmeyeceği öngörülmüştür. Pasaport istenildiği tarihte vergi borcunun bulunması durumunda pasaport verilmemesi gerektiği yasa hükmünden açıkça anlaşılmaktadır. İleride, ödeme veya mahkeme kararı ile vergi borcunun ortadan kalkması durumunda ilgililerin yeniden pasaport isteminde bulunacağı ise tabiidir. Davacının da başvuru tarihinde vergi borcu bulunduğundan tesis edilen işlemde ve davayı reddeden idare mahkemesi kararında yasaya aykırılık görülmemiştir. Açıklanan nedenle, temyiz isteğinin reddiyle kararın onanması gerekeceği düşünülmektedir. TÜRK MİLLETİ ADINA Hüküm veren Danıştay Onuncu Dairesince gereği düşünüldü: Dava; davacı hakkında yurt dışına çıkış yasağı konulmasına ilişkin 15.7.1992 tarih 14327 sayılı ... Vergi Dairesi Müdürlüğü işleminin iptali istemiyle açılmıştır. Açılan bu dava sonunda, İstanbul 2 Nolu İdare Mahkemesince; 5682 sayılı Yasanın 22. maddesinde, vergiden borçlu olduğu pasaport vermeye yetkili makamlarca bildirilenlere pasaport veya seyahat vesikası verilemeyeceğinin hükme bağlandığı, ... Turizm Otelcilik A.Ş.nin 1990/1991 yıllarına ait olarak tahakkuk eden vergilerinin vadesinde ödenmemesi nedeniyle 6183 sayılı Yasa uyarınca yapılan takibat sonucunda alacağın tahsil edilememesi üzerine Vergi Usul Kanununun 10. maddesi uyarınca vergi borcunun tahsili için şirket yönetim kurulu üyesi olan davacı adına ödeme emri düzenlendiğinin, bu ödeme emirlerine karşı davacı tarafından açılan davaların reddedildiğinin anlaşıldığı, borçlu şirketin iflasının yöneticilerin sorumluluğunu ortadan kaldırmayacağı, şirkete ait vergi borcu olduğu vergi mahkemesi kararı ile belirlenen davacının yurt dışına çıkışına tahdit konulmasında 5682 sayılı Yasa hükümlerine aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Davacı tarafından: Vergi Usul Kanununun 10. maddesinde öngörülen şartlar oluşmadan tesis edilen işlemin hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek anılan Mahkemenin 29.2.1996 gün ve E:1995-1091, K:1996-270 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir. 5682 sayılı Pasaport Kanununun 22 . maddesinde; "yurt dışına çıkmaları: mahkemelerce yasaklananlara, memleketten ayrılmalarında genel güvenlik bakımından mahzur bulunduğu İçişleri Bakanlığınca tespit edilenlere, vergiden borcu pasaport vermeye yetkili makamlara bildirilenlere pasaport veya seyahat vesikası verilmez, bunların yurt dışına çıkışları engellenir ve kendilerine pasaport veya vesika verilmişse geri alınır" hükmüne yer verilmiştir. Madde metninden de anlaşılacağı üzere vergi borcundan dolayı yurt dışı tahdidi konulabilmesi için bu borcun kesinleşmiş olması gerekmektedir. Olayımızda; 213 sayılı Vergi Usul Yasasının 10. maddesine göre vergi borcunun tahsili için şirket yönetim kurulu üyesi olan davacı adına ödeme emirleri düzenlendiği, bu ödeme emirlerine karşı davacı tarafından İstanbul 2 Nolu Vergi Mahkemesinde dava açıldığı, ancak bu davaların 29.12.1995 gün ve E:1995/909:908, K:1995/2637-2636 sayılı kararlar ile reddedildiği, buna dayalı olarak yurtdışı tahdidine ilişkin işleme karşı açılan davanın da red ile sonuçlandığı temyiz ve dava dosyasının incelenmesinden anlaşılmaktadır. Yurt dışı tahdidine dayanak oluşturan vergi borçlarına ilişkin ödeme emrine karşı açılan davada yukarıda aktarılan vergi mahkemesi kararları yapılan itiraz üzerine İstanbul Bölge İdare Mahkemesince: ödeme emri tanzim ve tebliğinde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle bozulmuştur. Bu durumda yurt dışı tahdidine dayanak oluşturacak kesinleşmiş bir vergi borcunun varlığından söz edilemeyeceğinden idare mahkemesi kararında hukuki isabet görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesine uygun bulunan davacının temyiz isteminin kabulüne İstanbul 2 Nolu İdare Mahkemesinin 29.2.1995 gün ve E:1995/1091, K:1996/270 sayılı kararının bozulmasına, dosyanın yeniden karar verilmek üzere anılan mahkemeye gönderilmesine, 11.11.1998 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. Kaynak=DKD. Sayı 99 s : 531 ceteris paribus
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • Clicking Here TLO lookup 
  • 02.05.2025 08:42
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük + Arşiv +
    Bugünün tarihi: 03/05/2025 08:44:59