Hukuki.NET


03/05/2025  Eski forum arşivi bölümü

Hukuksal Tartışmalar




 


Forum:
İhtarlı ödeme emrine itiraz
ser33 Sevgili arkadaşlar Bir evvelki açtığımız forumlarda sorulan sorulara verdiğiniz cevaplarla beni bilgilendirdiğiniz için teşekkür ederim. Maalesef bazen insan kanuni yollardan hakkını aramaya kalkıyor ama bayağı yıpranıyor ne yapacağını şaşırıyor. Şaşırıyor diye söylüyorum çünkü karşındaki kişi seninle centilmence mücadele mağlesef vermiyor. Bilgileriniz ışığında tahliye davasını bir avukat arkadaşa verdim. İlamsız icra takibine geçti. Bu gün ise avukat benim için kötü bir haber getirdi. Gerçekten şaşırdım. İhtarlı ödeme emrine tabiki itiraz etmişler, yeni bir kira sözleşmesini kendilerince düzenleyip kira bedelini 400 milyon göstermişler. Yani 1.Milyar olarak karşılıklı düzenlediğimiz sözleşmeyi yok saymışlar. 1.6.2004 ve 1.7.2004 tarihlerinde yatırdıkları 1 Milyardan 2 Milyarın banka makbuzlarını 1.6.2004 tarihinden bu yana (6*400= 2.400 milyon) tutan tutarın 2 milyarı ödendi göstererek 400 milyon borçları olduğunu söyleyip yatıracakları konusunda itirazda bulunmuşlar. Bu noktada: 1- İhtarlı ödeme emri 28.12.04 tarihinde alınmış, süre 28.01.05 tarihinde dolacak önümüzdeki bu zamanı bekleyecekmiyiz. Zaman kazanmak açısından neler yapılabilir. 2- Bu dava sürecinin uzayacağını sanıyorum. Bu süreyi kısaltabilmek için neler yapılabilir. Olacak herşeyi düşündüğümüzde süre ne kadar olabilir. 3- Tabiki gerçek kira sözleşmesi bizim elimizdeki olduğu ispatı ne şekilde yapılacaktır. 4- İcra dairesini kısacası devleti aldatmak bu kişilerin yanındamı kalacaktır. Zaman kazanmak için bu tip yollara başvurulduğu ve sözleşmenin sahte olduğu anlaşıldığında ne olacaktır. 5- Bu süre uzun sürdüğünde 4-5 ay gibi düşünürsek bu aylara mahsus kiralar nasıl talep edilecektir.. 6- Vergi dairesine de kira stopajını az ödemek için yine sahte bir sözleşme düzenlemişler. Vergi dairesine dilekçe versem acaba nedersiniz. Aklıma gelen soruları kendimce anlatmaya çalıştım. Benim isteğim kısa sürede sonuçlanmasıydı, herhalde olmayacak, Kiraya verilirken yaptığımız ve önemsemediğimiz hatalar bizlere biraz pahalıya patlayacak. Bana bu konuda baştan sona detaylı bilgi verirseniz çok sevineceğim. Sorunlarımı sizlerle paylaştıkça biraz rahatlıyorum. Saygılarmla,
zara sayın ser'33, işlerimin yoğunluğu nedeni ile ve yöneltilen soruların çokluğu sebebi ile, cevaplarda gecikmeler meydana gelebilmektedir. yarın ayrıntılı cevap yazacağım. öncelikle, kira sözleşmenizin noterden onaylı olup olmadığını ve hangi aylara ait ne kadar alacağınız olduğunu öğrenebilirmiyim? (sözleşmeniz noterden onaylı değilse, i.t.m.'ye başvuramazsınız; ancak ilâmsız tahliye tâkibiniz, sulh hukuk mahkemesinde ihtâr yerine de geçer. sonuç olarak fuzuli olarak yapılmış olan bir işlem yoktur. moralinizi bozmayın. tahliye biraz gecikse bile alacaklarınızı eksiksiz tahsil edersiniz. esasında, önemli olan da budur.
zara sayın ser'33, daha önce açmış olduğunuz forumlarda, asıl sorununuzun KİRA ALACAKLARINIZIN TAHSİLİ olduğunu belirtmiştiniz. bu nedenle, kanımca, öncelikli amacınızın tahliye DEĞİL, kira alacaklarınızın tahsili olmalıdır. zaten; kiracınız savunma haklarını kullandığı ölçüde veya kira bedellerini ödediği takdirde; -doğal olarak- tahliye gecikebilecektir veya tahliye sonucu dahi alınamayacaktır. bu nedenle;- kira alacaklarınızı tahsil ettiğiniz takdirde,-ki, vekil tâyin ettiğinizi söylediğinizden, avukatınızın, gereğini yapacağını düşünmekteyim. asıl amacınız kira bedellerinin tahsili ise ve söz konusu mecura işyeri olarak şahsen de ihtiyacınız yoksa, neden bu kadar tahliye üzerinde durduğunuzu avukatınıza da izâh ediniz ki, yeni duruma göre,örneğin, ihtiyaç nedeni ile tahliye dâvâsı açma konusunu gündeme getiriniz.
zara sorularınızın cevaplarına gelince; kiracınızın, tebliğden itibaren 7 gün içinde itirazını yapmış olmalıdır. itiraz vaki olduğundan; itirazın kaldırılması istemi ile icrâ tetkik merciine müracaat edebilmeniz için, kira sözleşmenizin noterden onaylı olması gerekmektedir. aksi takdirde; sulh hukuk mahkemesine müracaat etmeniz gerekmekte olup; ilâmsız tahliye tâkibi, aynı zamanda ihtâr yerine geçeceğinden ayrıca ihtârnâme keşide edilmesine gerek yoktur. yargılama esnasında gerekirse, bilirkişi marifeti ile imzanın aidiyeti konusunda tetkik yapılacağından, karşı taraf, sahte sözleşme ile, dâvâyı 1-2 celse uzatsa bile; gerçek ortaya çıkacağından, ayrıca, imza inkârı nedeni ile para cezâsı da söz konusu olabilecektir. anlattığınızı esas alacak olursam, karşı tarafın bu hareketi, dâvâyı uzatmaya mâtuftur. kontratınızda kira bedelleri 1 mlyar olarak tespit edildiğine göre, her ay vadesinde ödenmesi gerekir ki; toplam 2.4 milyar borç bulunduğu vs. gibi iddialar da inandırıclıktan uzak olacaktır. en önemlisi; sizde bulunan kontratın taraflarca imzalanan kontrat olduğu dakolaylıkla tespit edileceğinden; bakiye alacaklarınızı da (örnek no.49) adî (ilâmsız) tâkip ile işleme koyarak tahsili cihetine gidersiniz. diğer bir deyişle; bugüne kadar işlemiş ve ileride işleyecek olan kira bedellerini, diğer giderlerle birlikte icrâya koyarak, bağımsız olarak tâkip edersiniz. öte yandan; stopajı düşük ödemek amacı ile; sizin de imzanızı alarak (geçen zaman içinde unutmuş olduğunuz) ikinci bir sözleşme var ise, durum bu noktada biraz karışabilir. vergi dairesine ihbârda bulunmadan önce bu hususu da dikkate almakta fayda var. aynı şekilde, sizin de kira gelirlerinizi beyân etmeniz gerekir ki, bu da konumuz dışında kalmaktadır.
ser33 Verdiğiniz bilgiler için teşekkür ediyorum. Zannediyorum biraz eksik yazdım. Sözleşmeyi noterden yapılması gerektiğini bilmeme rağmen maalesef noterden yapmadık. Emlakçının nezaretinde imzalar atıldı. alacağımıza gelince, 1.6.2004 tarihinde sözleşme imzalandığında 1.milyar ödendi 6.7.2004 tarihinde bankadan 1.milyar ödendi 6.8.2004 tarihinde 400.milyon-16.8.2004 de 600.milyon ödendi 9-10-11- oyalama taktikleri ile ödenmedi 12. ayda da avukata verdim. benim sözleşmem 400 milyon diye icra dosyasına konmuş (Ben başka bir ek sözleşme imzalamadım, tamamıyla sahte bir sözleşme) 1.6 dan beri borcunun 400*6= 2.400. milyon olduğunu söylemişler. 400 milyonuda yatıracaklarını söyleyerek borcunu ödeyen bir kiracı izlemini yaratmışlar. Vergi dairesine 300 milyon kira veriyorum diye başka bir sözleşme,icra dosyasınada 400 milyon kira veriyorum diye başka bir sözleşme koydular. Vergi dairesine gittim araştırdım beyanlarını hakikaten düşük yapmışlar. Yani canı her istediğinde taklit imzalarla sözleşme yapmışlar. Bu durumda ispatı bizim mi yapmamız gerekiyor. Büyük bir ihtimalle imza kontrolüne gidecek. Sonra gelişecek olayları yazarsanız sevinirim. Bu durumda tahliye etmemiz kaç ay sürecektir. tahmini bir rakkam verirseniz memnun olurum. Bizim hatamız noterden sözleşme yapmamak oldu. Maalesef bu hata yüzünden sonuçlarına katlanacağız Forumdaki arkadaşlara kiraya verecek yeriniz varsa sözleşmeyi mutlaka noterden yapın derim. Benim bu olayım herkese güzel bir örnek olsun. Başkaları yaşamasın Saygılarımı sunuyorum,
zara öncelikle şunu belirteyim ki; kira kontratının noterden yapılması gerektiğine dair bir zorunluluk yoktur. uygulamada çoğu kez; sizin yapmış olduğunuz şekliyle sözleşme tanzim edilmektedir. diğer bir deyişle kontratınız geçerli bir kontrattır. (kaldı ki; kontratın yazılı olması dahi, esasında şart olmayıp; kiracılık ilişkisinin ispatı bu halde dahi mümkündür. elbette ki en iyisi yazılı sözleşme hazırlamaktır. hazırladığınız sözleşmenin noterden onaylı olmaması durumunda, sadece, -o da itiraz vukuunda- icrâ tetkik merciine müracaat edememektesiniz. ne kadar çabuk sürede tahliye kararı çıkartabileceğiniz, bu aşamada daha çok, kiracınızın ödemeleri yapıp yapmayacağı ve ne zaman yapacağına göre değişecektir. ancak; her halükârda, kira bedelinin iki defa geç ödenmesi doğrudan tahliye sebebi teşkil edecektir. bu da ortalama olarak,- vaziyete göre- 6-8 ay sürebilir. zira kiracınız, çeşitli sahte sözleşmelerle ve uzatma taktikleri ile mecurda oturma süresini aklınca uzatmaya çalışyor. ancak; bu iddiaları ispat edemeyeceğinden herhangi bir sonuç alamayacağı açık olduğu gibi, zamanla biriken kira alacaklarınız da mahfuzdur. bu konu ile ilgili, bilâhare ek cevap yazacağım...
zara mecurunuzun bulunduğu yerdeki cari rayiçler de esas alınabileceğinden ve öncelikle, sizin elinizdeki kontrat GERÇEK kontrat olduğundan; kiracınızın ileri sürdüğü 400 milyonluk sözleşme iddiaları inanırıcılıktan da uzak olduğu gibi; YARGILAMA ESNASINDA, İSPAT YÜKÜ KİRACINIZDA olacaktır. kiracınız, kontratı ve imzayı inkâr ettiği takdirde; imza tetkiki neticesinde imza kiracınıza ait olduğu tespit edileceğinden; ayrıca ( ki, bu konuda yeni bir yasal düzenleme yapılmamışsa, para cezâsı yüzde on olarak uygulanacaktır) para cezâsı da ödemek zorunda kalacaktır. öte yandan; vergi dairesine verilen 300 milyonluk (ikinci) sahte kontratı, MAL SAHİBİ OLARAK SİZİN İMZANIZ OLMADAN, vergi dairesinin bu sözleşmeyi kabul etmemesi gerekir. şayet kabul etmişse, bu, kiracınızın SİZİN YERİNİZE İMZA ATMIŞ OLDUĞUNU gösterir ki; kanımca, yetkili olmadan adınıza imza atıldığı ve ayrıca vergi zıyâına sebebiyet verildiği gerekçeleri ile, savcılığa suç duyurusunda bulunmanızı da öneririm. bu şikâyetinizi ve suç ihbârına ait dosya numaranızı da, dâvâ dosyanıza ekleyebilirsiniz. böylelikle; daha da güçlü ve haklı bir konumda olursunuz. bence öncelikle; ocak ayının sonunu bekleyip bakiye alacağınızı da hesap ederek; alacağınızı toplu olarak, bağımsız bir icrâ dosyası ile (ödeme no.49 ile) avukatınıza tâkibe koydurunuz. (sanırım, şubat dâhil alacaklarınız (işlemiş gecikme faizleri vd. hariç) 6 milyar türk lirası olduğundan; faizleri vs. de ekleyerek tâlep etmeniz gerekir.) bu tâkip türünde sadece haciz istenecek olup; kiracınızın tebliğden itibaren 7 günlük bir süresi bulunmaktadır.
ser33 Bilgilendirmeniz için size ne kadar teşekkür etsem azdır. Avukatımla görüştüm. Şubat ayında Ocak dahil sözleşmenin bittiği tarihe kadar olan kira tutarlarını talep edeceğini söyledi. 17-18 milyar tutuyor. 28.1.2005 tarihinden sonra imzanın kontrolunü kim talep etmesi gerekir. Ayrıca 400 milyon borcu olduğunu ve yatıracağını söylemiş. 28.1.2005 tarhinden evvel yatırmazsa ne olur. Sahte sözleşme koyan biri davayı etkileyecek bir belgeyi dava dosyasından alıp yokedebilirmi. Vergi dairesine gittim. hakikaten düşük bildirimde bulunmuşlar. Şef bize bir dilekçe verirseniz işleme koyarız dedi. Ancak şu ana kadar vermedim. Cezalar gerçekten ağır olduğunu tahmin ediyorum. Dolaysıyla zaman içersinde ödenmeyince borçlar büyüyecek belkide ilerde şirketin iflasını istediğimizde birinci sırada yer alacak diye düşünüyorum. Para tahsilinde engel gibi görüyorum nedersiniz.. Birde Şirketin iflası istendiğinde neler yapılır anlatırsanız sevinirim. Saygılarımı sunarım.
ser33 Bir sorum daha olacak Sözleşmeyi benim imzamı taklit ederek vergi dairesine vermesi ileride beni bağlarmı. Vergi daireside savcılığa suç duyurusunda bulunurmu.Savcılığa suç duyurusunda bulunmak davayı kazanmamıza yardımcı olur diyorsunuz. Karşı tarafı tutuklama getirirmi..Savcılığa bildirim Şirket olarakmı yoksa şahıs olarakmı yapılması gerekir. 2 ortak olması dolaysıyla ikisi birdenmi bildirilir. Saygılarımla,
ser33 Aklıma bir soru daha takıldı cevap verirsrniz sevinirim. İlamsız icra takibine yapılan itirazın sahte bir sözleşme ile yapılmış olması ile gerçek sözleşmenin bulunması için bizim ispatımız mı gerekiyor yoksa 400 milyonluk sözleşmeyi sunan tarafmı ispatlaması gerekiyor. Sahte sözleşmeye itiraz etmek gerekirmi. Belli bir süresi varsa süre kaçırılırsa sözleşme 400 milyon olarak devam edebilirmi. Saygılarımı sunarım..
zara şayet sözleşmeniz noterden onaylı olmuş olsaydı, kira borcunun süresinde icrâ dosyasına ödenmemiş olması halinde, icrâ tetkik merciinden doğrudan (muhtemelen tek celsede) tahliye kararı alınması söz konusu olacaktı. sözleşmeniz noterden onaylı olmadığından; ihtâr keşide etmek gerekmeksizin, sulh hukuk mahkemesinde dâvâ açabileceğiniz gibi; bu dâvâda, ilâmsız tahliye tâkibine ilişkin icrâ dosyanızın içeriği, kiranın geç ödendiğinin veya hiç ödenmediğinin ispatında delil teşkil edecektir. kiracınızın, normal şartlarda dâvâ dosyasından belge yok etmesi mümkün değildir. fakat nadiren de olsa, -bırakın dâvâ dosyasından tek bir belgeyi- dâvâ dosyasının kendisi dahi, çeşitli sebeplerle kaybolabilmektedir! benzer olay, iki defa benim başıma geldi. örneğin; idare mahkemesinde açmış olduğum bir dâvâda; uyuşmazlık konusu bir arazî için mahallinde keşfe gittiğimizde, dâvâ dosyam, rapor tanzimi için, (aynı zamanda (xxx) üniversitesinde öğretim görevlisi olan, iki profesör ve bir doçent doktordan oluşan bilirkişi heyetine teslim edildi. ancak bilirkişi heyeti, dosyamızı sehven kaybettiklerini beyân etmeleri neden ile, konu ile ilgili tutanak tutuldu ve ("bilirkişilerin üniversitede öğretim görevlisi oldukları ve uzun zamandır bilirkişilik yaptıkları göz önüne alınarak") (!!) idare mahkemesi, konu ile ilgili herhangi bir yaptırıma gerek görmedi!! daha sonra dosyayı, -dâvâcı olarak benim ilgili belgeleri suretlerini tekrar teminim neticesinde- yeniden "oluşturduk". sizin adınıza kimin sahte imza attığı hususunun ortaya çıkması için, savcılığa suç duyurusunda şirket ortaklarının her ikisi de sanık olarak göstermenizi öneririm. sahte imza suçunun ve savcılığa suç ihbârında bulunmuş olmanızın, açacağınız tahliye ve alacak dâvâsının konusu dışında bulunduğundan, bu konu dâvâ kazanmanıza ve kaybetmenize herhangi bir etkisi olmayacaktır. dâvânızda sadece dâvâ konusu görülerek karara bağlanacaktır. bununla birlikte; kiracınızın adınıza sahte imza atmış olması, mahkeme nezdinde, kötü niyeti ispatlayacağından, kiracınız için menfi puan olacaktır.
zara kiracınız, ilâmsız icrâ tâkibine itiraz ederse, açılacak itirazın iptâli dâvâsında, yargılama, sizin iddialarınız ve kiracınızın itiraz dilekçesinde bildirdiği itiraz sebeplerine (iddia ve savunmaya göre) devam edecektir. borca itiraz olduğu takdirde, ispat yükü karşı tarafta olduğundan; ödeme belgesi vs. ibrâz ile bu hususu ispat etmesi gerekir. imzaya ve dolayısıyla kontrata itiraz olduğu takdirde (400 milyonluk sözleşmenin geçerli olduğunu iddia ettikleri takdirde) hâkim muhtemelen re'sen (ve bu arada sizin de tâlebiniz üzerine) imza aidiyeti konusunda bilirkişi tetkikatına karar verecektir. siz zaten gerçek kontrata istinaden tâkip yapmakta olduğunuzdan ve açacağınız dâvâyı da bu çerçevede açacağınızdan; 400 milyonluk sözleşmeye itiraz etmiş olduğunuzu gösterir. ayrıca; sahte kontrata belli bir süre zarfında itiraz etmek gerekmediği gibi; tam tersine, karşı tarafın bu hususu ispat etmesi gerekir. (belli bir süre itiraz edilmeyince o sözleşmenin kabul edilmiş olacağına dair) bir şey YOKTUR. bu kadar endişe etmenize hiç gerek yok. bu konu aklınıza çok takılırsa, sözleşmeye nezdinde imza attığınız emlâkçıyı ve varsa başka kişileri de (kefil, komşu vb.) şahit gösterebilirsiniz. en azından emlâkçınız, gerek imzalar ve gerekse bedel konusunda şahitlik yapacağı gibi; emlâkçı sıfatı ile, işyerinizin rayici konusunda da mahkemeye gerekli bilgi vererek sizi teyid edecektir. alacaklarınızın tahsilini garantiye almanın çeşitli yolları vardır. şirketin iflâsını istemeden önce; yapılabilecek bir çok şey vardır. eminim; bu konuda avukatınız da size epey bilgi vermiş olmalıdır ve gereken işlemleri de yapacaktır. avukatınızın bu konudaki düşünceleri nelerdir? bunları aktarırsanız ben de, bilâhare, -tekrardan kaçarak,- kendi görüşümü veya farklı bir alternatif bildirebilirim.
ser33 Tekrar teşekkür ediyorum Avukatım yukarıda belirttiğim 28.1.2005 tarihini bekleyeceğimizi söyledi. Zannedersem dosyaya nekadar para yatıp yatmadığını görmek ve hakkı olan 30 günlük süreyi tanımak istiyor. Bu tarihten sonrada sözleşme sonuna kadar olan kira paralarını talep edeceğini, imzanın ispatı için imza tespitinin yapılacağını 2-3 celse sürebileceğini sonra %40 tazminat isteyeceğini ve suç duyurusunda bulunacağını söyledi. Dava bu süreç içinde devam edecek ancak alacakların garantisinin nezaman sağlanacağı konusu konuşulmadı. Yukarıda belirttiğim bu süreçte başka neler yapılabilir.Farklı düşüncelerinizi iletebilirmisiniz. Yukarıda vergi dairesi ile ilgili soruyuda yanıtlarsanız sevinirim Saygılarımı sunarım..
zara öncelikle; temel kural olarak; her ayın kira bedelinin, vadesinde ödenmesi gerekir. hneüz muacceliyet kesbetmemiş olan (şubat ve kontrat bitimine kadar olan aylara ait) kira bedellerinin TÂLEP EDİLEMEYECEĞİ, görüşündeyim. bu konuda avukatınızla aynı fikirde değilim. örneğin, şubat ayına ait kira bedelinin, ancak ödeme günü geciktiğinde tâlep edilebilmesi gerekir. aksi taksirde; borçlunun temerrüdünden bahsedilemez. dikkatimi çeken bir husus da şudur: yeni (matbu) kira sözleşmelerinde; ("bir aya ait kira bedeli ödenmediğinde, gelecek aylara ait kira bedelleri de muaccel olur. bir aya ait kira bedeli ödenmediğinde, gelecek ayların tahsiline gidilir") şeklinde hüküm bulunmaktadır. matbu sözleşmelerdeki bu madde, esasında yasal değildir. (sözleşmeye yasaya aykırı bir maddenin konulamaması gerekir, diye düşünmekteyim. kanaatimce bu bir tenakuz. belki de yanılıyorum.) muhtemelen avukatınız da, yeni sözleşmelerdeki bu maddeye istinaden böyle bir karar almış olabilir...
zara avukatınız 30 günlük süreyi beklemekte,-ikinci (ilâmsız) icrâ tâkibinde ne kadar para tâlep edilmesi gerektiğine de bu doğrultuda karar verileceğinden- haklı. kiracınız bu ikinci icrâ tâkibine (7 günlük süre zarfında) haksız olarak itiraz ederse, açacağınız itirazın iptâli dâvâsında, İTİRAZ EDİLEN MİKTAR ÜZERİNDEN, asgari yüzde kırk icrâ inkâr tazminatı tâlep edeceksiniz. (aynı zamanda tahliye ve itirazın iptâli (icrânın devamı) tâlep edilecektir. size önermiş olduğum suç duyurusunu da, sanırım, avukatınız, sizin adınıza yapacaktır. imza inkârı vaki olduğu takdirde; dâvâ 2-3 celse süreceğinden; celse arasında muhtemelen araya adlî tatil de girebileceğinden, dâvânızın neticelenmesi,sonbaharı veya kışı bulabilir. fakat sizin adınıza sahte imza atarak vergi dairesine sözleşme sunulmuş olması, sizi hiç bir şekilde BAĞLAMASI MÜMKÜN DEĞİLDİR. bu konuda uyuşmazlık olduğu ve ayrıca suç ihbârında bulunacağınız da nazara alındığında; bu hususun sizi hiç bir şekilde bağlamayacağı, bilâkis, kiracınızın bu konuda kanunlar önünde sorumlu olacağı, bir gerçektir. bu konuda hiç endişeniz olmasın...
zara sayın ser'33, kiracınızın ortak olduğu şirketin iflâsını istemek, kanaatimce en son (örneğin, mahkeme kararına rağmen borçlar ödenmediği takdirde) istenmesi ve müracaat edilmesi gereken bir yol olduğunu düşünüyorum. zira; borçlunun bir şirket veya ticari müessese (tâcir ve dolayısıyla iflâsa tabi olması nedeni ile),bir bakıma bir avantaj olabilir. ancak karşımızdaki borçlunun, borç batağında veya tasfiyenin eşiğinde olan bir şirket olup olmadığını bilmiyoruz. şirketin mali durumu (mal varlığı,vs.) hakkında bilgileriniz var ise, bu konuda avukatınızla işbirliği içerisinde olmanızı, konu ile ilgili mâlumatları aktarmanızı tavsiye ederim. adi (haciz istemli) tâkibe başladıktan sonra istediğiniz zaman bu tâkibi bırakarak iflâs tâkibine de geçebilirsiniz veya şartları var ise, doğrudan iflâs isteminde de bulunabilirsiniz. alacaklarınızın garantiye alınabilmesi için, farklı yöntemler bulunmaktadır. örneğin; şayet kiracınızın mallarını tespit ettiyseniz; şu aşamada, doğrudan (yüzde 15 teminat yatırarak) kiarcınızın tüm menkûl/gayrimenkûl malları (belirtilecek tüm(kiracınıza ait) adreslerde) İHTİYATİ HACİZ UYGULAYIN. (asliye ticâret mahkemesinden, önceden kiracınıza tebligat yapılmaksızın, beklemeden buna dair mahkeme kararı çıkartmanız mümkündür. bundan başka; kiralayan sıfatı ile, "hapis hakkı" olarak tâbir edilen hakkınızı kullanabilirsiniz. kiracınızın borçlarını ödememesi ve İLERİDE İŞLEYECEK KİRA BEDELLERİNİ DE ÖDEMEYECEĞİ iddiası ile, icrâ müdürlüğünden, İLERİDE İŞLEYECEK ALTI AYLIK KİRA BEDELLERİ TUTARINDA (KİRACINIZA AİT) MALLARA (EŞYALARA) EL KOYDURARAK REHİN ALACAKSINIZ. icrâ müdürü, kiracınıza ait eşyaların defterini yapacaktır (tutanak tutulacaktır). bu şekilde rehin alınan eşyalar, uygulamada kiracıya (bir nev'i) yeddiemin olarak (icrâ müdürü huzurunda) teslim edecektir. kiracınız, defteri tutulan bu eşyaları daha sonra kaçıracak olursa; kiracınıza konu ile ilgili yaptırımlar uygulanacak olup; bu arada, HAPİS CEZÂSI İLE CEZÂLANDIRILMASI da söz konusu olacaktır. özetlemeye çalıştığım bu hususları avukatınız da size, yeri geldiğinde, muhakkak izâh edecektir. ayrıca; teşekkür etmenize hiç gerek yoktur. yardımcı olabildiysem ne mutlu bana. alacaklarınızın tahsilinde herhangi bir engelle karşılaşmanızın da çok zayıf bir ihtimâl olduğu görüşündeyim. aklınıza takılan bir husus kalmışsa, foruma ekleyebilirsiniz. size başarılar dilerim. saygılarımla.
ser33 Sayın zara Kiraların sözleşme sonuna kadar olan kira bedellerini tahsil etmek istemesi sizinde söylediğiniz gibi Bir kira ödenmediği takdirde gelecek kiralar muacceliyet kespeder. Gelecek kiraların tahsiline gidilir. diye bir maddenin olmasıdır. Her ay ödemediğinde her ay bu para talep mi edilecektir. Yoksa daha sonra alacaklar ve kiraya veremediğimiz süreler için bu paralar alınabilecekmidir. Benim bizzat firma ve kişiler üzerinde yaptığım araştırma neticesinde mağlesef herhangi bir gayrimenkule raslayamadım. Dükkanda İnternet Cafe şeklinde kullandığı 20 tane kadar bilgisayar vardı. Takibe geçmeden önce makinaları başka yere götürdüklerini başka yerde çalıştıracaklarını söylemişlerdi. Bende bu yaptıklarından nem kaptım hemen takibe geçtim. Bu firmanın işi temizlik malzemesi ürettiklerini (yerini bilmiyorum) ve toptan temizlik malzemesi sattıklarını söylediler bende bu işi yaptıklarını teyid ederim. Temizlik ürünlerini Belediyelere veriyorlar. Bildiğim kadarı ile belediyelerden 160 milyar alacakları var. Hangi belediyeler olduğunu tam manasıyla bilemiyorum ancak tabiki bulunabilir görüşündeyim. Belediye bunlara pek para ödemiyor. Bana söyledikleride bu paraları alamamaları nedeniyle kirayı ödeyemiyorlar. Tabiki başka alacaklılarda olabilir. en kısa yol kirayı vermemek gibi düşünüyorlar. Zaman kazanmayıda kazandıkları bu zaman içersinde alacaklarını alıp kayıplara karışmak şeklinde yorumluyorum. Bizim bu noktada iflasını isteyebiliyorsak eğer veya hangi noktada isteyebiliriz bilemiyorum. Ama Belediyelerdeki bu alacaklarına haciz koyabilmek. Sadece bu paralarda ümidim var yoksa sürpiriz bir gelişme olmazsa biz bu paraları tahsil edemiyeceğiz. Paraları ödemeden kaçtıklarını düşünürsek tutuklama kararı çıkarılabilirmi, tutuklanırsa kaç ay veya sene ceza yer.(sahte sözleşme düzenlemek, vergi dairesine sahte imza ile sözleşme vermek dahil ) Görüşüm sizede anlattığım ve sizdende aldığım cevaplar neticesinde kanunların yetersiz olduğu, ve cezalarında hafif olduğu Size profilini çizdiğim böyle bir firma ve ortakları yaklaşık 1 sene dükkanı kullanacak biz hiç bir şey yapamıyacağız dükkan çok yakınımızda olmasına rağmen elini kolunu sallaya sallaya dolaşacak, dalgasını geçecek ve belkide biz birşeyler alamadan kaçıp gidecek. İşte netice bu Saygılarımı sunarım.
ser33 Aşağı yukarı konuya vakıf olduğunuzu düşünüyorum. Toparlamak gerekirse en kısa yoldan netice alabilmek adına, zararvermek, yıldırmak, çok zarar göreceği düşüncesi ile anlaşmaya yanaşmak veya kısa sürede sonuç almak başka davalar açarak dört bir yandan sıkıştımak, tutuklatmak gibi sırayla yapılacaklarıda yazarsanız. belki 1 sene beklemeden kolayca hallederiz. Bana yakışmıyan bir stil olacak ama normal konuşmadan anlamıyorsa onun dilinde konuşmanın yararı olacak düşüncesindeyim.. Elimizde senedininde olduğunu tekrar hatırlatırım. Saygılar
zara size açık ve net olarak ifâde etmem gerekir ki; alacaklarınızın tahsili için,- kimi kısa kimi de daha uzun olan- bir çok yol bulunmaktadır. öncelikle; borçlunuzun ne gibi malları olduğunu bilmiyorsanız, süresinde mal beyânında bulunmadıkları (veya gerçeğe aykırı mal beynânında bulunduklarını tespit ettiğinizde) borçlunuzun -kati surette- hapis cezâsı ile cezâlandırılmasını sağlayabilirsiniz. uygulamada ya;İ.İ.K.76 mad. göre 1 aydan 3 aya kadar veya; İ.İ.K. 337 maddesine göre tâlepte bulunmanız halinde 10 gün hafif hapis cezâsı verilmektedir. (İ.İ.K.'ndan kaynaklanan diğer cezâi yaptırımlar hariç). bir defa hapis cezâsı kesinleştikten sonra; ancak, ilgili borçlar ödendiği takdirde; hapis cezâsı düşecektir. bu bir. ikincisi; anladığım kadarı ile; borçlunuz, epeyce borçlu (ve aynı zamanda belediyeden de 160 milyar) alacaklı bir firma. icrâ tâkibi esnasında; borçlunuzun, her türlü mallarının ve haklarının yanısıra, ÜÇÜNCÜ ŞAHISLARDAKİ ALACAKLARI da hacize konu olacağından, bu durumu da değerlendirmeniz mümkündür. (borçlunuz, mal beyânında, kendi alacaklarını da beyân etmesi gerekmektedir. burada, bir nev'i, alacakların temliki söz konusu olacaktır.) cebri icrâda; uygulamada; alacaklı sıfatı ile, sizin, BORÇLUNUZUN ALACAĞINA HACİZ UYGULAMA HAKKINIZ DA BULUNMAKTADIR. hatta bu sizin için bulunmaz bir fırsat olabileceğinden, bu husus üzerinde de durmanızı önereceğim. gerek ihtiyati haciz ve gerekse icrâi (kesin) haciz aşamasında; borçlunuzun, beldediyelerdeki bu 160 milyarlık alacağının bir kısmına HACİZ KOYDURUNUZ. üçüncü şahıslardaki her türlü alacaklar direkt size geçeceğinden; borçlunuzun alacaklısına; (bu alacaklar haczedildikten sonra) birinci ve akâbinde ikinci haciz ihbârnâmesi tebliğe gönderilerek; bundan böyle bu miktarları borçlu kiracınıza DEĞİL, yeni alacaklı sıfatı ile , SİZİN ADINIZA (ilgili icrâ dosyasına) ödenmesi tebliğ olunacaktır. öncelikle; bu hususları da, diğer alternatifler ile birlikte, avukatınızla değerlendirerek hangi yolu izlemenin (her bakımdan) daha avantajlı olduğuna karar verebilirsiniz... ikincisi;
zara kısaca; sahte imza düzenlemek, vergi ziyâına sebebiyet vermek vs. gibi suçları hiç hesaba katmasak dahi, sırf, icrâ ve iflâs kanunundan kaynaklanan nedenlerle hapis cezâsısına çarptırılmaları söz konusu olacaktır. az çok ticâri itibarı olan bir firma ile karşı karşıya olduğumuzu düşünmek istiyorum. tebligat adresi ve ayrıca, bu şirketin ticari sicil memurluğunda kaydı gibi hususları göz önünde bulundurursak; kayıplara karışmak o kadar kolay bir hadise de değildir. kaldı ki; haciz istemli (icrâ) tâkibinin dışında iflâs tâkibi de yapabilirsiniz. örneğin; icrâ müdürlüğünden, borçlunuza iflâs tâkipli ödeme emri gönderebileceğiniz gibi, şartları var ise; (meselâ; mahkeme kararına rağmen borçlar ödenmediği takdirde) asliye ticâret mahkmesinden doğrudan iflâs isteminde bulunabilirsiniz. elinizde senetler olduğunu ifâde etmiştiniz. bu senetleri, gerek kambiyo senetlerine mahsus icrâ tâkibi ve gerekse, kambiyo senetlerine mahsus İFLÂS tâkibi ile, İCRÂYA koyabilirsiniz. "KAMBİYO SENETLERİNE MAHSUS İFLÂS TÂKİBİNDE ÖDEME EMRİ" şeklinde; veya; "KAMBİYO SENETLERİNE MAHSUS (ÖRNEK NO.:163)İCRÂ TÂKİBİ" şeklinde işleme koyabilirsiniz. bu şekilde; borçlunuzun İCRÂ MÜDÜRLÜĞÜNE İTİRAZ HAKKI DA YOKTUR. ( ancak; şartları var ise, (senetlerdeki imzanın kendisine ait olmadığı vs. iddiasıyla)icrâ tetkik merciine müracaat etmek hakkını haizdir. icrâ müdürlüğüne itiraz ile tâkibi durdurabilmesi mümkün değildir.)
zara bundan başka; bir de, DOĞRUDAN DOĞRUYA İFLÂS YOLU vardır ki; şartları mevcut ise, gerek alacaklı ve gerekse borçlu, doğrudan iflâs tâlebinde bulunabilmektedir. örneğin; alacaklının tâlebi ile; (borçlunun ikâmetgâhının belli olmaması, borçlunun taahhütlerinden kurtulmak gayesi ile KAÇMASI, (misâl; borçlunun, alacaklının tâkibinden kaçmak bahanesi ile ticârethanesini kapatarak HİÇ BİR ADRES BIRAKMADAN ORTADAN KAYBOLMASI, borçlunun alacaklılarının haklarını ihlâl edecek nitelikte hileli işlemlerd bulunması veya bunlara TEŞEBBÜS etmeleri (örnek; borçlunun malvarlığının azalması sonucunu doğuran işlemler vb.) borçlunun, alacaklısını zarara uğratmak maksadı ile, mallarını yakınlarına devretmesi, borçlunun haciz yolu ile tâkip esnasında mallarını saklaması, borçlunun ÖDEMELERİNİ TATİL ETMİŞ OLMASI, vb.) VE DAHA BİR ÇOK HALLERDE; borçlunun iflâsına karar verilmesi söz konusu olabilecektir. bu gibi hallerde; alacaklının alacağının tehlikeye girmesi mümkün olabildiğinden; kanun; alacaklıya bu hakkı tanımıştır. kesin delil gerektirmeden ve az çok (borçlunun kaçacağı, mallarını elinden çıkaracağı vs. kuvvetle muhtemel olan) ve bu yönde mahkemede kanaat oluşturan bilgi ve belgelerle; bu konuda asliye ticâret mahkemesinden tâlepte bulunmak mümkündür..
zara ayrıca, belirtmekte fayda vardır ki; borçlunuz aleyhine iflâs tâkibi yürütmek, her zaman tavsiye edilebilecek bir yol değildir. borçlunuz iflâs bayrağını çekmiş ve "uçan kuşa borcu olan" bir tâcir ise, yapacağınız iflâs tâkibinde beklenmedik neticelerle de karşılaşabilirsiniz. meselâ; iflâs tâkibi neticesinde KONKORDATO sonucu çıkabilecektir. bu ise; hem alacaklarınızın daha uzun müddet sürüncemede kalmasına yol açabileceği gibi; ALACAKLARINIZIN TAMAMINI (VE BU ARADA BİR KISIM FAİZLERİ DE) ALAMAMANIZ, KUVVETLE MUHTEMELDİR. örneğin; 100 lira olan asıl alacağınızı, belli bir ödeme plânı dâhilinde ve (farz-ı mahal) 70 lira olarak tahsil edebileceksiniz. bakiye borç ise silinerek iptâl olacaktır.
zara bundan başka; borçlunun, zaman zaman "sözde" alacaklılarla işbirliği içerisine girerek (danışıklı dövüş yaparak) kendi aleyhine "göstermelik" icrâ tâkibi yaptırmak sureti ile HİLELİ İFLÂS yapmış oldukları da, türkiye'de rastlanan olaylardandır. bu kerre; bu gibi borçlulara karşı, hileli iflâs yapıldığı gerekçesi ile de, ayrıca yasal yolllara müracaat edilmesi gerekecektir. borçlunuzun piyasaya çok fazla borcu olduğuna ve alacaklılarının da sayıca çok olduğuna kanaat getirdiyseniz; iflâs tâkibi yapmanızı, açıkça, pek fazla tavsiye edemeyeceğim. zira; icrâ tâkibi CÜZ'İ (FERDİ) icrâ tâkibi olmasına karşın, iflâs KÜLLÎ (TOPLU) icrâ olduğundan; burada; borçlunun karşısında TÜM ALACAKLILARI VARDIR. bu nedenle; alacaklı sıfatı ile; borçlunuz aleyhine iflâs tâkibi yaptığınızda ve iflâsa karar verildiğinde; DİĞER ALACAKLILARIN DA, (ferdi olarak herhangi bir icrâ tâkibi yapmalarına gerek kalmaksızın) sizin yapmış olduğunuz tâkibe KATILMAK HAKLARI (VE MECBURİYETLERİ) VARDIR. bu alacaklıların, sizin borçlunuz aleyhine icrâ tâkibi yapma imkânları (belirli bir süre için) hukuken kalmadığından; kendi alacaklarını da masaya yazdırarak (tabiri caiz ise, bir nev'i, zahmetsizce faydalanacaklardır. borçlunun karşıısnda tüm alacaklılar bulunduğundan; alacaklarınızın bir kısmını da tahsil etmeniz mümkün olmayacaktır. (doğaldır ki; borçlunun tüm malvarlığı satılsa dahi, tüm alacaklılarının alacağını karşılamaya yetmeyeceğinden; bu mal varlığı satılarak paraya çerilmek sureti ile, belli bir sıra cetveli ile, her alacaklının, alacağının hiç değilse bir kısmını alması temin edilecektir.)
zara özetle; yapılması gereken en uygun işlemler şunlardır: gecikmeden tahliye dâvâsını açarak sonuçlandırmaya çalışmanın yanısıra; öte yandan da, alacakları peyderpey icrâ müdürlüğünden işleme koyarak gelişmelere göre gereğini yapmaktan ibarettir. elinizde senetleriniz olduğundan; kira sözleşmenize göre (örnek no.49)dan istemde bulunmak yerine; bu senetleri (örnek no.163) den işleme koyarak, kambiyo senetlerine mahsus icrâ tâkibi yapmanız, kanaatimce çok daha avantajlıdır. alacaklarınızı tehlikede görüyorsanız, öncelikle, yüzde 15 teminat yatırarak ihtiyati haciz uygulamanızı da tavsiye edebilirim. icrâ tâkibi/tâkipleri neticesinde; mal beyânında bulunmamak vs. gibi suçlar tespit ederseniz, diğer yandan da icrâ cezâ mahkemesine konu ile ilgili müracaatınızı da yapın. tahliye dâvâsnız hemen neticelenmese bile; bir yandan alacaklarınızı peyderpey tahsil edersiniz. ilerideki gelişmelere göre, yapmanız gereken işlemleri tespit edersiniz. bu şekilde zaten; borçlunuzu "dört bir yandan" sıkıştırmış olacaksınız. (normal konuşmadan anlamıyorsa; onun anladığı dilden konuşmanın yararı olacak) diyorsunuz. bilâkis; onun ANLAMADIĞI dilden, yani HUKUK DİLİNDEN konuşmanızı size şiddetle tavsiye ederim. emin olunuz ki; sizin sorununuz HUKUKİ PLATFORMDA halledilebilecek bir konu olup; bu konunun halli, size göründüğü kadar zor da değildir. hiç bir borçlunun, "borcunun üstüne yatması" hukuken, kolay kolay mümkün değildir. esasında; illegal yollardan veya daha farklı yöntemlerle de bu problemi kökünden çözmek mümkün ise de, bu hususları da burada telaffûz etmek istemiyorum. bir hukuk devleti olan türkiye'de,sorunu HUKUK ile çözmek var iken, zaten buna gerek de yoktur. saygılarımla.
zara unutmuş olduğum bir hususu eklemek istiyorum. kiracınız, sözleşme (dönem) ortasında mecuru kendisinden kaynaklanan nedenlerle tahliye etse bile, -mecur halen zimmetinde sayılacağından- kira geliri kaybına sebebiyet verdiğinden, mecurun boş kaldığı aylar için işleyecek kira bedellerini dahi ödemekle yükümlüdür. şu kadar ki, mecur boş kalmış olmasına rağmen, akâbinde yeniden kiraya verilebilmesi mümkün olmuş ise, eski kiracınızdan bu aylara ait bedeller tâlep edilemez. kiracınız, sözleşme süresinde fesh edilmedikçe, sözleşme sonuna kadar olan kira bedellerini, (mecurun kiracınız tarafından fiilen kullnılıp kullanılmadığı hususu nazara alınmaksızın) ÖDEMEKLE YÜKÜMLÜDÜR. bundan başka; zimmetinde sayılan dönemde meydana gelen her türlü zarar-ziyân, elektrik, su. aidat, mecurdaki hasarlar vs. gibi bedelleri de ödemekle yükümlüdür. yargı sürecindeki gelişmeleri bilâhare bildirebilirsiniz.
ser33 Sayın Zara Avukata gittim sahte sözleşmeyi gördüm. Vergi dairesine verdiği sözleşme, (yani farklı miktarlarda değil 300 milyon tl sözleşme)benim imzam ile alakası yok. Yanlız bu sözleşmeyi noterden onaylatarak vermiş. Bu noktada bir soru sormak istiyorum. 1- Ben olmadan veya oradaki imzanın bana ait olup olmadığını görmeden nasıl onaylar. 2- sözleşme tarihi 1.6.2004 olmasına rağmen noter onayı yaparmı, 3- Bu noter onayı dava sürecinde başımıza dert açarmı Benim bildiğim kadarı ile kiracının ve Kiralıyanın imzalarını ve hüviyetlerini görmeden onayı yapmamasıdır. Eğer onay yapacaksa bu sadece aslının aynıdır ibaresini koyarak yapmasıdır. Sonuçta imzayı ispatlaması gerekmiyecek ve biz imzanın sahte olduğunu ispatlamak zorunda kalacağız diye düşünüyorum. Yorumunuzu yaparsanız sevinirim. Tahliye davası bugün itibariyle açıldı. Bakalım daha neler göreceğiz.. Saygılar,
zara Enteresan, gerçekten çok enteresan bir kiracınız varmış, sizin, sayın ser'33, bu ne cüret ki, hem sahte sözleşme düzenlemişler ve hem de bunu noterden onaylatmışlar! ama emin olun, bu tip "katakulli"ler eninde sonunda geri tepecektir. bir kerre; bu sahte sözleşmenin noterden onaylatılmış olması, bu sahte sözleşmedki imzanın size ait olduğu anlamın agelmez. noterden onayanmış olması da bunu hiç bir şeklide ispatlamaz. kiracınız hangi düşüncelerle böyle bir yola tevesüül etti, bilemiyorum. ancak; noterler, temel kural olarak, getirilen ASIL belgenin ONAYI YAPARLAR VE YAPMAKLA DA YÜKÜMLÜDÜRLER. muhatabın böyle bir tâlebini geri red etmezler. noterin burada yaptığı işlem, sadece, ASIL belge olarak gördüğü bu sözleşmeyi, (aslı gibidir) şerhi düşürerek, suretler halinde çoğaltmış olması anlamındadır. oradaki imzanın size ait olduğunun tespit edildiği anlamına gelmez.
zara sizin de bildiğiniz gibi, noterlikçe onaylanmış olan bu sözleşmeye (imza aidiyeti konusunda) itibar edilebilmesi için, bu sözleşmenin arkasında, noterlikçe onay anında, sizin de hüviyetinizin ve (onayın, TARAFLARIN MÜRACAATI ile, noter huzurunda yapıldığına dair) şerh bulunması gerekir. oysa sizin anlatımınıza göre böyle bir durum yoktur. bu belgede ve noterde, sadece kiracınızın hüviyeti yer aldığına göre, bu olsa olsa, kiracınızın SUÇUNUN, noter huzurunda da sabit olduğunu gösterir, kiracınız aleyhine bir delildir. (benim fikrimce)
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • Clicking Here TLO lookup 
  • 02.05.2025 08:42
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük + Arşiv +
    Bugünün tarihi: 03/05/2025 08:58:15