Hukuki.NET


21/08/2025  Eski forum arşivi bölümü

Hukuksal Tartışmalar




 


Forum:
kredi karti borcu ve kefilin sorumlulugu hk.
naz2005 Formunuzda bu konulara dair tum yazilarinizi okumus olmama ragmen kendi durumumun ozellik arzetmesi nedeniyle..yeniden sormak istiyorum.. Bosandigim esimle evliligimiz suresince kullanmis oldugum kredi kartlarimi(iki adet) bosanma sonrasi yurt disinda yerlesmek uzere turkiyeden ayrilmam sebebiyle kendisine biraktim..artik kullanamayacagimdan iptal edilerek borclarimin odenmesini istedim ve bunun icin de bir kac parca mucevher satarak parasini ona teslim ettim..odeme zamani gelince odeyecegini soyledi..son derece medeni bir sekilde anlasmali bir bosanma yapmistik.. ancak aylar sonra bu borclari odemedigini ve bankanin icra veya haciz (fark varmi bilemiyorum) islemi baslattigini ogrendim..halen yurt disindayim..islerimle yogunum..ve bu konu icin donup ugrasacak imkanim yok.. once kendi durum tesbitimi yapayim sonra sizlere sorumu sorayim.. 1- bu kredi kartlarimda benim ikamet adresim..su anda eski esimin kullandigi ev ve is yeri adresim de eski esimin sahip oldugu sirkettir.. 2- bu kredi kartlarinin kefili eski esimdir..(sozlesmede herhangi bir miktar yazili degildi ..kredi karti limitine dair miktarini kartlari aldiktan sonra gorduk..elbette daha sonra bir miktar artti limiti. 3-kendime ait emekli maasim var..bu maas kredi kartim da halen eski esimde..aralarda bana yollar diye birakmistim..zira buradan cekilmiyor..(iyi niyetime bakin) 4-kendime ait birisi halen bos digeri de yillardir hic kira almadan..elektrik suyunu kendileri uzerine kayitli cok uzak dar gelirli bir akrabamin kulandigi toplam iki adet gayrimenkulum var.. sorularim sunlar.. 1- bu kredi kartinin ihbarnamesi eski ikemetgahima gittiginde ,esim artik o,burda oturmuyor diyerek..benim uzak akrabamin oturdugu tapulu evime haciz koydurabilmek amaci ile..o adrese yonlendirebilir mi? 2- o adreste oturanlar bu evragi benim orada hicbir zaman oturmamis olmam nedeniyle, almadiklari taktirde ne olur? 3-bu evrak yurdisindaki adresime yonlendirilebilir mi..yonlendirilirse..formlardan okudugum kadariyla 7 gunluk surede mal bildirimi durumunu gerceklestirmem imkansiz olacagindan ne olur? ayrica bana ulasmazsa bu evrak ne olur? 4- kefilin sorumlulugu ne zaman ve nasil devreye girer..kefil eski esim..hayli de varlikli.ama ortada bir inatlasma var..ondan alabilirler mi.?(adil olani ondan almalari zaten ..ben vermistim parayi ona ama ispatlayamam ki..) 5- son olarak..butun bunlar benim giyabimda..hicbir evrak bana teblig edilmeden bir sekilde sonuca baglanir mi..ben oraya ziyarete geldigimde sorun olur mu? bu yazimi okuyup, sorularima cevap verme zahmetinde bulunabilecek tum avukat arkadaslara simdiden tesekkur ederim.. saygilarimla
Av.Tayfun Eyilik Sorularınızı cevaplamadan önce konuyu anlamak açısından birkaç şöylemek istiyorum "Bosandigim esimle evliligimiz suresince kullanmis oldugum kredi kartlarimi(iki adet) bosanma sonrasi yurt disinda yerlesmek uzere turkiyeden ayrilmam sebebiyle kendisine biraktim.. artik kullanamayacagimdan iptal edilerek borclarimin odenmesini istedim" Kredi kartının sahibi olduğunuz anlaşılıyor. Buna göre sizden başkası kredi kartını iptal ettiremez. Kaldı ki bu iptal işlemini yurt dışından resmi bir yazı ile de yapabilirdiniz. Hatta telefon ile bile iptali mümkündü. Sanırım iyi niyetli tavrınız aklınıza bu hususu getirmedi. Sorularınıza gelince; 1- bu kredi kartinin ihbarnamesi eski ikemetgahima gittiginde ,esim artik o,burda oturmuyor diyerek..benim uzak akrabamin oturdugu tapulu evime haciz koydurabilmek amaci ile..o adrese yonlendirebilir mi? Bu forumlarda tebligatlara ilişkin olarak çok şey anlatıldı ama doğrudan ilişki kuramayabilirsiniz. Bu nedenle izah etmekte fayda var. Banka; kredi kartı borçlusunu imzalanan kredi kartı üyelik sözleşmesine aykırı davranmadığınız daha doğru bir değişle asgari ödemelerinizi zamanında yaptığınız sürece kredi kartı ekstresi dışında bir şey göndermez. Bankalar bu ekstreleri genellikle özel kurye şirketleri aracılığı ile gönderildiği için çoğu zaman ekstre muhatabını görmez bile. Eşiniz bu aşamada iyi niyetli olsa idi ( aslında sizin banka ile yazışma yaparak yeni adresinizi bildirmeniz gerekli idi) gelen ekstrelere karşılık bankaya sizin adresinizin değiştiğini, boşandığınızı bildirebilirdi. Ektre adresi için doğrusunu söyleyebileceği gibi sesini çıkartmaz veya sizinde dediğiniz gibi başka bir adreste gösterebilir. Başka adres gösterirken aklından ne geçer bilinmez ama Banka gecikmiş bir alacağını hukuki yoldan takip etmeye karar verdiğinde zaten adınıza kayıtlı taşınmaz, taşıt, maaş ve benzeri bilgilere sahip olması ve bunlar üzerinde de gerekli tedbirleri alması zor olmaz. Ancak banka hukuki yoldan alacağını tahsil etmeye karar verdiği anda artık size ekstre göndermez . O güne kadar birikmiş alacağınızı hesaplar ve noter marifetiyle borcun belli bir süre içinde (derhal, bir gün, 3 gün içinde ) ödenmesi ihtarında bulunur. Söz konusu ihtarname artık kurye marifetiyle değil tebligat yasası hükümlerine göre PTT görevlileri tarafından tebliğ edilir. Banka bundan sonra hakkınızda icra takibi (ilamsız) başlatacaktır. ( Ancak genellikle bankalar icra takibine başlamadan önce veya aynı anda tebliğ şerhli ihtarnameleri, kredi kartı üyelik sözleşmeleri ile beraber mahkemeye başvurarak mal, hak ve alacaklarınız üzerinde ihtiyati haciz uygulanması için karar aldırırlar) Başlatılan icra takibi nedeniyle takip talebinde belirtilen adresinize bir ödeme emri gönderilir. Bu ödeme emride yine tebligat yasası hükümlerine uygun olarak görevlilerce yerine getirilir. 2- o adreste oturanlar bu evragi benim orada hicbir zaman oturmamis olmam nedeniyle, almadiklari taktirde ne olur? BİLİNEN ADRESTE TEBLİGAT MADDE 10 - Tebligat, tebliğ yapılacak şahsa, bilinen en son adresinde yapılır. Şu kadar ki; kendisine tebliğ yapılacak şahsın müracaatı veya kabulü şartıyla her yerde tebligat yapılması caizdir. AYNI KONUTTA OTURAN KİŞİLERE VEYA HİZMETÇİYE TEBLİGAT: MADDE 16. - (Değişik madde ve başlığı: 4829 - 19.3.2003 / m.2) Kendisine tebliğ yapılacak şahıs adresinde bulunmazsa tebliğ kendisi ile aynı konutta oturan kişilere veya hizmetçilerinden birine yapılır. BELLİ BİR YERDE VEYA EVDE MESLEK VE SANAT İCRASI MADDE 17- Belli bir yerde devamlı olarak meslek veya sanatını icra edenler, o yerde bulunmadıkları takdirde, tebliğ aynı yerdeki daimi memur veya müstahdemlerinden birine, meslek veya sanatını evinde icra edenlerin memur ve müstahdemlerinden biri bulunmadığı takdirde (Değişik ibare: 4829 - 19.3.2003 / m.3 4829.) "aynı konutta oturan kişilere" veya hizmetçilerinden birine yapılır. MUHATABIN MUVAKKATEN BAŞKA YERE GİTMESİ MADDE 20 - (Değişik: 3220 - 6.6.1985) 13,14,16,17 ve 18'inci maddelerde yazılı şahıslar, kendisine tebliğ yapılacak kimsenin muvakkaten başka yere gittiğini belirtirlerse; keyfiyet ve beyanda bulunanın (Değişik ibare: 4829 - 19.3.2003 / m.4) "adı ve soyadı" tebliğ mazbatasına yazılarak altı beyan yapan tarafından imzalanır ve tebliğ memuru tebliğ evrakını bu kişilere verir. Bu kişiler tebliğ evrakını kabule mecburdurlar. Kendisine tebliğ yapılacak kimsenin muvakkaten başka bir yere gittiğini belirten kimse, beyanını imzadan imtina ederse, tebliğ eden bu beyanı şerh ve imza eder. Bu durumda ve tebliğ evrakının kabulden çekinme halinde tebligat, 21'inci maddeye göre yapılır. Bu madeye göre yapılacak tebligatlarda tebliğ tarihi, tebliğ evrakının 13,14,16,17 ve 18'inci maddelerde yazılı kişilere verildiği veya ihbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarihtir. (Değişik son cümle: 4829 - 19.3.2003 / m.4) Bu maddeye göre yapılacak tebligatlarda tebliğ, tebliğ evrakının 13, 14, 16, 17 ve 18 inci maddelerde yazılı kişilere verildiği tarihte veya ihbarname kapıya yapıştırılmışsa bu tarihten itibaren onbeş gün sonra yapılmış sayılır. TEBLİG İMKANSIZLIĞI VE TEBELLÜĞDEN İMTİNA MADDE 21 - (Değişik: 3220 - 6.6.1985) Kendisine tebligat yapılacak kimse veya yukarıdaki maddeler mucibince tebligat yapılabilecek kimselerden hiçbiri gösterilen adreste bulunmaz veya tebellüğden imtina ederse, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut (Değişik ibare: 4829 - 19.3.2003 / m.5) "zabıta amir veya memurlarına" imza mukabilinde teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırmakla beraber, adreste bulunmama halinde tebliğ olunacak şahsa keyfiyetin haber verilmesini de mümkün oldukça en yakın komşularından birine, varsa yönetici veya kapıcıya da bildirilir. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır. (Ek fıkra: 4829 - 19.3.2003 / m.5) Muhtar, ihtiyar heyeti azaları, zabıta amir ve memurları yukarıdaki fıkra uyarınca kendilerine teslim edilen evrakı kabule mecburdurlar İLANEN TEBLİGAT MADDE 28 - Adresi meçhul olanlara tebligat ilanen yapılır. Yukarıdaki maddeler mucibince tebligat yapılamayan ve ikametgâhı, meskeni veya işyeri de bulunamayan kimsenin adresi meçhul sayılır. Adresin meçhul olması halinde keyfiyet tebliğ memuru tarafından mahalle veya köy muhtarına şerh verdirilmek suretiyle tespit edilir. Bununla beraber tebliği çıkaran merci lüzum görürse, muhatabın adresini resmi veya hususi müessese ve dairelerden veya zabıta vasıtasıyla tahkik ve tespit ettirebilir. (Değişik 2. cümle: 4829 - 19.3.2003 / m.9) Bununla beraber tebliği çıkaran merci, muhatabın adresini resmî veya hususi müessese ve dairelerden gerekli gördüklerine sorar ve zabıta vasıtasıyla tahkik ve tespit ettirir. Yabancı memleketlerde oturanlara ilanen tebligat yapılmasını icabettiren ahvalde tebliği çıkaran merci, tebliğ olunacak evrak ile ilan suretlerini yabancı memlekette bulunan kimsenin malum adresine ayrıca iadeli taahhütlü mektupla gönderir ve posta makbuzunu dosyasına koyar Öncelikle eski eşinizin bulunduğu adres ödeme emrindeki adres ise Tebligat memuru oraya gelecek eşiniz burda oturmuyor diyecek adresi de şudur diyip tebligat zarfının üzerini imzalayacak ki belirtilen adrese yeniden tebligat çıkarılabilsin . Ancak tebligat saatlerinde O adreste oturanlar veya çalışanların bulunmaması halinde muhtarda kaydınız duruyorsa muhtara iş yeri adresi ise karakola tebligatı bırakabilir. Bu da olmaz ise alacaklı taraf tebligatı ilanen yapacaktır. 3- bu evrak yurdisindaki adresime yonlendirilebilir mi..yonlendirilirse..formlardan okudugum kadariyla 7 gunluk surede mal bildirimi durumunu gerceklestirmem imkansiz olacagindan ne olur? ayrica bana ulasmazsa bu evrak ne olur? YABANCI MEMLEKETTE TEBLİGAT USULÜ MADDE 25 - Yabancı memlekette tebliğ o memleketin salahiyetli makamı vasıtasıyla yapılır. Bunun için anlaşma veya o memleket kanunları müsait ise, o yerdeki Türkiye siyasi memuru veya konsolosu tebligat yapılmasını salahiyetli makamdan ister. Kendisine tebliğ yapılacak kimse Türk vatandaşı olduğu takdirde tebliğ o yerdeki Türkiye siyasi memuru veya konsolosu vasıtasıyla da yapılabilir. (...) (Madde 25 in 2. fıkrası, 27.3.2003 tarih ve 25061 sayılı R.G.'de yayımlanan, 19.3.2003 tarih ve 4829 sayılı kanunun 18. maddesi hükmü gereğince yürürlükten kaldırılmıştır.) Yabancı memleketlerde bulunan kimselere tebliğ olunacak evrak, tebligatı çıkaran merciin bağlı bulunduğu vekâlet vasıtasıyla (Değişik ibare: 4829 - 19.3.2003 / m.19) "Dışişleri Bakanlığı"na, oradan da memuriyet havzası nazarı itibare alınarak ilgili Türkiye Elçiliğine veya Konsolosluğuna gönderilir. (Ek fıkra: 3220 - 6.6.1985) Şu kadar ki, Dışişleri Bakanlığının aracılığına lüzum görülmeyen hallerde tebligat evrakı, ilgili Bakanlıkça doğrudan doğruya o yerdeki Türkiye Büyükelçiliğine veya Başkonsolosluğuna gönderilebilir. SİYASÎ TEMSİLCİLİK ARACILIĞIYLA YABANCI ÜLKEDEKİ TÜRK VATANDAŞLARINA TEBLİGAT: MADDE 25/a - (Ek: 4829 - 19.3.2003 / m.8) Yabancı ülkede kendisine tebliğ yapılacak kimse Türk vatandaşı olduğu takdirde tebliğ o yerdeki Türkiye Büyükelçiliği veya Konsolosluğu aracılığıyla da yapılabilir. Bu hâlde bildirimi Türkiye Büyükelçiliği veya Konsolosluğu veya bunların görevlendireceği bir memur yapar. Tebliğin konusu ile hangi merci tarafından çıkarıldığı bilgilerinin yer aldığı ve otuz gün içinde başvurulmadığı takdirde tebliğin yapılmış sayılacağı ihtarını içeren bildirim, muhataba o ülkenin mevzuatının izin verdiği yöntemle gönderilir. Bildirimin o ülkenin mevzuatına göre muhataba tebliğ edildiği belgelendirildiğinde, tebliğ tarihinden itibaren otuz gün içinde Türkiye Büyükelçiliği veya Konsolosluğuna başvurulmadığı takdirde tebligat otuzuncu günün bitiminde yapılmış sayılır. Muhatap Türkiye Büyükelçiliği veya Konsolosluğuna başvurduğu takdirde tebliğ evrakını almaktan kaçınırsa bu hususta düzenlenecek tutanak tarihinde tebliğ yapılmış sayılır. Evrak bekletilmeksizin merciine iade edilir. TÜRKİYE'DEKİ ELÇİLİK VEYA KONSOLOSLUKLARDAN TEVDİ OLUNAN TEBLİGAT EVRAKI MADDE 26 - Anlaşmalar hükümleri ve mütekabiliyet esasları mahfuz kalmak şartıyla, Türkiye'de mukim yerli ve yabancı şahıslara tebliğ edilmek üzere ecnebi bir memleketin elçiliğinden veya havzasında bulunduğu Valilik kanalı ile konsolosluğundan (Değişik ibare: 4829 - 19.3.2003 / m.19) "Dışişleri Bakanlığı"na tevdi olunan evrak, ilgili vekâlet kanalı ile salahiyetli mercie gönderilir ve tebliğ muamelesinin ifasını müteakip tasdikli olarak aynı yollardan iade edilir. Yönlendirilirse Yukardaki hükümlere göre yurtdışında da tebligat imkanı vardır. Sizin sorduğunuz 7 gunluk surede mal bildirimi durumunu gerceklestirmem imkansiz olacagindan ne olur? Sorusuna İcra iflas yasası bu duruma uygun bir düzenleme getirmiştir O da "Gecikmiş itiraz": MADDE 65 2004/m59-66.- (Değişik: 538 - 18.2.1965) Borçlu kusuru olmaksızın bir mâni sebebiyle müddeti içinde itiraz edememiş ise paraya çevirme muamelesi bitinceye kadar itiraz edebilir. Ancak borçlu, mâniin kalktığı günden itibaren üç gün içinde, mazeretini gösterir delillerle birlikte itiraz ve sebeplerini ve müstenidatını bildirmeye ve mütaakip fıkra için yapılacak duruşmaya taallûk eden harç ve masrafları ödemeye mecburdur. İtiraz üzerine icra mahkemesi ancak gecikme sebebinin mahiyetine ve hâdisenin özelliklerine göre takibin tatilini tensip edebilir. Merci, tetkikatını evrak üzerinde yapar. Lüzumu halinde iki tarafı hemen davetle mazeretin kabule şayan olup olmadığına karar verir. Duruşmaya karar verilmemesi halinde borçludan alınan masraflar kendisine iade olunur. Mazeretin kabulü halinde icra takibi durur. Aynı celsede alacaklı itirazın kaldırılmasını sözlü olarak da istiyebilir. Bu takdirde tahkikata devam olunarak gerekli karar verilir. Daha önce borçlunun mallarına haciz konulmuşsa mazeretin kabulü kararının tefhim veya tebliği tarihinden itibaren alacaklı yedi gün içinde, merciden itirazın kaldırılmasını istemez veya aynı süre içinde 67 nci maddeye göre mahkemeye başvurmazsa haciz kalkar. Sizin konunuza uygun bir yargıtay kararı da tebligat tarihinde yurt dışında bulunması halinde yurt dışına giriş yaptığınızda bu engelin ortadan kalktığı bu nedenle bu tarihten itibaren yasal süreleri içinde itiraz, şikayet haklarınızı kullanacağınızı belirtmiştir. Buna fikrimce mal beyanında bulunmak da dahildir " Borçlunun tebligat yapıldığı tarihte yurt dışında olduğu pasaporttaki damgalardan anlaşılmakta ise de, tebliğ tarihinden sonra yurda giriş yaptığı ve tekrar yurt dışına çıktığı anlaşılmıştır. Borçlunun maniin kalktığı günden itibaren üç gün içinde mazeretini gösterir delillerle birlikte itiraz ve sebeplerini göstermesi gerektiğinden, anılan süre geçtiği için gecikmiş itiraz istemi süre aşımı nedeniyle reddedilmelidir. " YARGITAY 12. HUKUK DAİRESİ E. 2002/5821 K. 2002/6867 T. 2.4.2002 Ancak bir konuda uyarıda bulunmak isterim. Eşiniz tebligatı sizin adınıza alabilir. Size haber vermez ve sizin itiraz sürelerini geçirmenize sebep olabilir o zamanda hem tebligatın usulsuzluğunu ileri sürüp (öğrendiğiniz tarihten itibaren) hemde gerekli itiraz ve şikayetlerinizi yapmalısınız. [font=Tahoma] " 1-Kendisine tebliğ yapılan borçlu eşi de, takip borçlusu olduğundan mutatap namına kendisine yapılan tebligat geçersizdir. 2- Olayın hukuki nitelemesi hakime ait olduğundan dava dilekçesinde gecikmiş itirazdan sözedilmesi sonucu etkilemez. Uyuşmazlığın İİK.nun 65 maddesinde yeralan gecikmiş itiraz kurallarına göre değil, 7201 sayılı yasanın 32 maddesi esas alınarak usülsuz tebligatla ilgili prosedüre göre çözülmesi gerekir. Borçlunun yasal süresinde icra dairesine itiraz etmemiş olması halinde dahi, tebliğ tarihinin düzeltilmesinde temerrüt tarihinin başlangıcının belirlenmesi, takibin kesinleşmesi, hacizlerin yapılabileceği tarih, derece kararındaki sıranın tesbiti, mal beyanında bulunma süresi yönlerinden hukuki yararı vardır. ( HGK. E : 2001/12-543, K : 2001/560, 27.6.2001 )" YARGITAY 12. HUKUK DAİRESİ E. 2002/6259 K. 2002/7710 T. 12.4.2002. Tebligat size ulaşmaz ise tebligat yasasındaki hükümlere uygun olarak netice itibariyle ilanen veya şartları varsa tebligat yasası 35 inci maddeye göre (resmi mercilerde beyan edilmiş adreslerinize) tebligat yapılabilir. Bu zamanda tebligat yapılmış sayılır. Bu topikleride kontrol etseniz iyi olur <https://www.hukuki.net/topic.php?ARCHIVE=&TOPIC_ID=3772> https://www.hukuki.net/showthread.php?4227. 4- kefilin sorumlulugu ne zaman ve nasil devreye girer..kefil eski esim..hayli de varlikli.ama ortada bir inatlasma var..ondan alabilirler mi.?(adil olani ondan almalari zaten ..ben vermistim parayi ona ama ispatlayamam ki..) Bankalar verdikleri kredilere aldıkları kefaletleri (kredi kartları da dahil) aynan borçlu gibi sorumlu olabilecek hükümlerle alırlar. Sizin eşinizin kefaletide Müteselsil kefalettir. Bunun sonucu ise alacaklı kefalet limitleri ve kefilin temerrüdü ile oluşan miktarlar için aynı borçlu gibi kefile dilerse asıl borçluya hiç müracat etmeden, dilerse asıl borçlu ile birlikte dilerse sadece borçluya tahsilde tekerrür etmemek kaydı ile müracaat edebilir. Ancak sizin "bu kredi kartlarinin kefili eski esimdir..(sozlesmede herhangi bir miktar yazili degildi ..kredi karti limitine dair miktarini kartlari aldiktan sonra gorduk..elbette daha sonra bir miktar artti limiti." Şeklindeki beyanlarınızdan kredi kartı üyelik sözleşmesinin var ise kefalet limitine ilişkin bir bölüm oranın boş bırakıldığı veya kredi kartının limitine ilişkin bir bölüm var ise oranın boş bırakıldığını anlıyorum. Kefaletin geçerli olabilmesi için yazılı olması ve kefil olunacak tutarın limitin belli olması gerekir. Bu kefaletin geçerlilik şartıdır. Ancak bankalar bu sözleşmeleri kanuni takibe koymazdan önce bu boşlukları uygun bir şekilde doldururlar limit, faiz oranı vb. Böyle düşünüldüğünde yani bankaların bu boşlukları doldurmadan takibe koymayacakları düşünüldüğünde eşinizin borçtan kurtulması imkansız. İşin pratiğinde de zaten banka alacağını en kolay yoldan tahsil etmeye çalışacaktır. Belki sizin mallarınıza (taşınmazların haczedilip satılarak paraya çevrilmesi daha cazip gözükse bile) haciz uygulayabilir ama görünen o ki İcra takibini kolay kolay kesinleştiremez. Bu durumda takibi kolaylıkla kesinleştirebileceği eşin üzerine gitmesi işine gelecektir. 5- son olarak..butun bunlar benim giyabimda..hicbir evrak bana teblig edilmeden bir sekilde sonuca baglanir mi..ben oraya ziyarete geldigimde sorun olur mu? Aslında bu sorunuza tebligatlara ilişkin olarak kısmen cevap vermiştim. Sizin haberiniz olmadan da hakkınızda bu işlemlerin devam edebilmesi imkanı vardır. Tebligat yapıldıktan veya yapılmış sayıldıktan sonra takibe itiraz olmadığından mallarınız ve maaşlarınız haczedilebilir satılıp paraya çevrilebilir. Hakkınızda mal beyanında bulunmamaktan ceza davası açılabilir. Ve bu suçtan hükümde giyebilirsiniz. Sonuç olarak; Türkiyeden bir avukat tutun vekaletnameyi bulunduğunuz yerdeki konsolosluklarda düzenletebilirsiniz. Avukatınız size bizden daha fazla yardım edecektir.. kredi kartı ve kefalet konusunda açılmış topikler <https://www.hukuki.net/topic.php?ARCHIVE=&TOPIC_ID=4008> <https://www.hukuki.net/topic.php?ARCHIVE=&TOPIC_ID=3748> https://www.hukuki.net/topic.php?ARCHIVE=&TOPIC_ID=3219
zara sayın naz2005, forumunuzu okuduğumda; özellikle dikkatimi çeken iki husus olduğundan, şimdilik sadece bunlar üzerinde durmak istiyorum. ben daha ziyade, kendimi alacaklı (banka) yerine koyarak, alacaklarımın tahsili için "nasıl bir yol izlerdim" i aktarmaya ve bu çerçevede; borçlu olarak, ilk önce NE YAPMANIZ GEREKTİĞİNİ tespit etmeye çalışacağım. öncelikle tespit etmekte fayda bulunmaktadır: eşinizden boşanmış olduğunuz gibi; üstelik de, halihâzırda yurtdışında yaşamaktasınız. bu demektir ki; bankaya bildirmiş olduğunuz tebligat adresiniz HER İKİ BAKIMDAN DA, artık geçersizdir. gerek kredi kartı üyelik sözleşmesi imzalarken ve gerekse tebligat kanunu ve tüzüğü ilgili hükümlerine göre; YENİ TEBLİGAT ADRESİNİZİ BİLDİRMEK KANUNİ YÜKÜMLÜLÜĞÜNÜZ OLDUĞUNDAN; öncelikle; bu hususu yerine getirmiş olmanız gerekir. muhtardan kaydınızı alarak NAKİL İLMÜHABERİ tanzim ettirmiş olmanız ve ayrıca; bankaya da, HEM SOYADI DEĞİŞİKLİĞİNİ (BOŞANMA İLÂMI SURETİ İBRÂZI) ve hem de yurtdışındaki YENİ TEBLİGAT ADRESİNİZİ bildirmiş olmanız gerekmektedir. bunu ihmal ettiyseniz, hiç vakit katbetmeden bu eksik hususları tamamlayınız. böylelikle; içiniz rahat edeceği gibi; GIYÂBINIZDA HİÇ BİR İŞLEM YÜRÜYEMEYECEKTİR. unutmayınız; yurtdışında oturduğunuz delillerle sabit iken; muhtarda kayıtlı olmadığınız bir adrese veya (bu eski eşiniz dahi olsa) başkalarının beyânlarına göre; TEBLİGAT YAPILMASI , HUKUKEN MÜMKÜN DEĞİLDİR. bir hususu daha belirtmekte fayda var ki; geçerli olmayan bir adrese tebligat yönlendirilse bile; bu husus, USÛLSÜZ TEBLİGAT kapsamına gireceğinden; size, konu ile ilgili olarak yasal yollara müracaat etmek hakkı doğacaktır. böyle bir durumda; GECİKMİŞ İTİRAZ yapılması da mümkün değildir. gecikmiş itirazın hangi hallerde (ağır hastalık vs.) yapılabileceği, tahdidi olarak İ.İ.K.'da belirtilmiştir. GECİKMİŞ İTİRAZ; ANCAK, MUTEBER BİR TEBLİGAT ADRESİNİZE USÛLÜNE UYGUN TEBLİGAT YAPILMIŞ OLMASI HALİNDE VE DAHA ZİYADE, SİZDEN KAYNAKLANAN SEBEPLERLE İTİRAZ YAPAMAMIŞ OLMANIZ DURUMUNDA, MÜMKÜNDÜR. sizin adresiniz yurtdışında olduğundan; eski adresinize muhtemelen çıkarılacak bir tebligat, BİLÂTEBLİĞ iade edileceğinden; yeniden yurtdışına tebligat çıkarılması gerekecektir Kİ; ANCAK YURTDIŞINDAKİ ADRESİNİZE YENİDEN TEBLİGAT ÇIKARILDIĞINDA VE SİZ BU TEBLİGATI TEBELLÜĞ ETTİĞİNİZDE; SİZİN İÇİN KANUNİ SÜRELER İŞLEMEYE BAŞLAYACAKTIR... kaldı ki; eski adres değikliğinin ve boşanmanın gerçekleştiğini bildirmemeniz halinde; eski adrese tebligat yapılması (muhtarda kaydınız duruyorsa) da mümkün olup; bu durumda; aynı adreste oturuyor olması nedeni ile; bu adresteki (eşinize ait) eşyaların haczdilmesi de mümkündür! görünen o ki; eşiniz, eninde sonunda bu borcu ödemek zorunda kalacaktır. ancak; siz yine de; adres değişikliğinizi ve boşanmanın gerçekleştiğini bildiriniz.
zara eski eşiniz, kefiliniz olduğuna göre; burada bir ayırım yapmak gerekmektedir. bildiğiniz gibi; temelde iki tip kefâlet vardır: adi kefâlet ve ortak (müteselsil/zincirleme) kefâlet. bilhassa bankalar, - alacaklarının tahsilini çabuklaştırabilmek amacı ile- genellikle; müteselsil kefâlet türünü tercih etmektedirler. diğer bir anlatımla;alacaklı banka, dilerse, kredi kartı sahibi olarak size müracaat etmeden, doğrudan müteselsil kefile başvurabilecektir. boşanmış olmanızı ve yurtdışında yaşamakta olduğunuzu dahi bir yana bıracakacak olursak; bankanın, borçlar nedeni ile, DİREKT kefile müracaat etmesi, her bakımdan çok daha kolaydır. (en azından ben, alacaklı banka konumunda olsaydım, böyle yapardım. yurtiçinde, yeri yurdu belli ve daha yakın olan ve üstelik BİR HAYLİ VARLIKLI olan kefile baş vurmak dururken, neden, daha fazla emek ve zaman/para harcayarak, kefilin eski eşi olan kredi kartı sahibinin peşine düşeyim ki!) haciz esnasında genelde uygulanagelen bir kuralı da hatırlamakta yarar bulunmaktadır: yurtiçinde sizin adınıza tebligat yapılabilmiş olsa bile;(adres değişikliğini bildirmediğinizi varsayıyorum) hacizde; sıra olarak, EN SON GAYRİMENKÛL HACZEDİLİR. öncelikle; borçluya ait para, gümüş, altın, çek, senet, menkûl eşya vb. haczedilir. en son olarak gayrimenkûl haczedilmektedir. zira; icrâ müdürü, her iki tarafın menfaatlerini korumakla yükümlüdür. bu husus ise,hem borçlunun ve hem de alacaklının menfaatinedir. bir gayrimenkûlün satılıp parasının alacaklıya ödeninceye kadar geçen sürede hem alacaklı, alacağına geç kavuşmakta olduğu gibi, gayrimenkûl edinmek (işlemleri vb. bakımından)o kadar kolay olmadığından; gayrimenkûlün ilk önce haczedilmesi, borçlunun menfaatine de uygun düşmemektedir. bundan başka; hacizde süre ve işlemler çoğaldıkça; ödenen icrâ harçları da ve oranları da fazllaşmaktadır. bu ise; yine aynı şekilde, hem alacaklı ve hem borçlu için külfetli olduğundan; usûl ekonomisine de aykırı olacaktır. başka bir anlatımla; alacaklar sizden resmen para vb. olarak tâlep edilmeden, doğrudan gayrimenkûl haczi yapılmaz. böyle bir tâlebin olması için de; öncelikle; tarafınıza usûlüne uygun tebligat yapılması gerekmektedir. bu nedenle; muhtardan kaydınızı alarak; adres ve soyadı değişikliğinizi de, bildirmeniz gereken tüm mercilere ayrı ayrı bildiriniz.
naz2005 Sayin Irmak ve Zara' ya verdigi bilgiler nedeneiyle sonsuz tesekkurlerimi sunarim.. Bana cok yararli oldu..bankalarla temasa gectim..eski ikematgahimin bagli oldugu muhtarlikla temas kurarak yeni ikemetgahimi yurt disi olarak ilettim..ve bankalar bana gerekli bilgileri vererek su an bulundugum yerden borcumu odeme kolayligi sagladi..borclarimi kapattim.zaten cok buyuk bir meblag degildi ama beni huzursuz etmisti.. simdi yuz verdiniz sorularima devam ediyorum..:)) hayatimda ilk defa internetle tanistigima sukredip , yaptiginiz islevin ne kadar onemli oldugunu sizlere hatirlatmak isterim..sagolunuz... emeginize saglik..yureginize saglik... ek kredi karti hakkinda bir sey ogrenmek istiyorum.. gerci formun bu bolumunun ana sayfasinda da yazdim ama belki buradan da gorebilirsiniz diye yaziyorum.. Bilindigi gibi ek kredi karti, ana kart sahibinin bankadan talebi uzerine cikarilmaktadir.. ana karta bagli ek kredi kartlari ile yapilan harcamalar , ana kart sahibine gonderilen ekstreler icerisinde yer almaktadir ve bankaya karsi odeme sorumlulugu da bildigim kadariyla ana kart sahibine aittir.. bu durumda , 1-ana kart sahibinin , ek karti iptal ettirmekten baska uygulayacagi bir mueyyide var midir? 2-bankanin ek kart sahibinden herhangi bir talebi olabilir mi? odeme gibi... 3-soz konusu ek kartlar eski esim tarafindan yurt disinda yasayan cocuklarima cikarilmisti..ana karti kendisi kullaniyor..cocuklardan bir talebi olabilir mi anlaminda ogrenmek istedim.. bu konuda beni aydinlatirsaniz cok sevinirim.. simdiden tesekkurler..
zara Sayın naz2005, kredi kartı sahibinin, kendi kredi kartını iptâl ettirmesi veya, sadece, bankaya verdiği talimat doğrultusunda çıkarılmış olan ek kartları iptâl ettirmesi , yeterli olup; bunun haricinde yapılması gereken herhangi bir işlem yoktur. ana kartı eşinizin kullandığıni ve çocuklardan herhangi bir tâlebi olup olmayacağını sormaktasınız. bu soruda herhalde, bankanın muhtemelen bir tâlepte bulunup bulunmayacağı hususunu kastetmektesiniz. bankanın, ek kart sahibinden tâlepte bulunması, hiç bir surette mümkün değildir. bankanın, ancak, kredi kartı (asıl) sahibinden veya kefilden bir tâlepte bulunması mümkündür.
Av.Tayfun Eyilik bankanın ek kart sahibine yaptığı harcamalar kadar talepte bulunması mümkündür asıl borçlu ödemez ise ayrıca kefil ise borcun tamamından sorumludur. Zaman insanları değil, armutları olgunlaştırır...
zara Bankadan bankaya göre değişmekte olan bazı uygulamara değinmekte fayda vardır. Bazı bankalar, ek kart sahibine ait harcamaları da,asıl kart sahibine ait ekstrede belirtmekte iken, bazı bankalar ise, -ek kart olmasına rağmen,- adi posta ile, hem asıl kart sahibine ve hem de ek kart sahibine (ayrı ayrı) ekstre göndermektedir. ancak:hukuki niteliği itibari ile, bu durum, söz konusu kartın ek kart olması özelliğini ortadan kaldırmamaktadır. dikkat edilirse, kart numaraları biraz benzerlik gösterebilmesinin dışında, her bir kredi kartına ait numaranın değişik olduğu, açıktır. yukarıda belirttiğim üzre; bir kısım bankalar, ek kart sahibine de (sanki bağımsız bir kredi kartı imiş gibi) ayrı ekstre göndermektedir ve doğal olarak böyle bir durumda, ek kart sahibine gönderilmiş olan bu ekstre ile, ek kart sahibi de bilgilendirilmiş olmaktadır ve bir nev'i, bankanın, burada, ek kart sahibinden bir tâlepte bulunmuş olduğu anlamına gelebilmektedir. elbette ki,ek kart sahibi, dilerse, kendi harcamalarını ilgili bankaya ödeyebilir. benim burada asıl anlatmak istediğim husus, bankanın bu şekilde tâlepte bulunup bulunması DEĞİL, hukuki anlamda, borçlar nedeni ile temerrüt söz konusu olduğunda, BANKANIN BU MEBLAĞI, EK KART SAHİBİNDEN YASAL YOLLA TÂLEP EDİP EDEMEYECEĞİ, MANASINDADIR. AYRICA; elbette ki, ek kart sahibinin aynı zamanda kefil olması durumunda, bu kefâlete istinaden, ek kart sahibinden tâlepte bulunulabileceği aşikârdır. buradaki tâlep, muhatabın ek kart sahibi olmasından DEĞİL, kefil olmasından kaynaklanmaktadır. kaldı ki; hayatın olağan akışı içerisinde nerede görülmüştür ki, ek kart sahibi aynı zamanda kefil olsun. eğer kefil ise ve bu borçları üstlenmeyi taahhüt ediyorsa, zaten asıl kart sahibi olma hakkı da olduğu, tartışma götürmez bir gerçektir. sonuç itibari ile YUKARIDA DA AÇIKLAMAYA ÇALIŞTIĞIM ÜZRE; kefâlet söz konusu değilse, BANKANIN, EK KART SAHİBİNDEN HUKUKİ ANLAMDA TÂLEPTE BULUNMASI MÜMKÜN DEĞİLDİR. (BURAYI DİKKATLİ OKUYUN) nitekim; banka, asıl kart sahibi ile kredi kartı sözleşmesi yaparken,asıl karta bağlı olarak kaç tane ek kart çıkarıldığı ve diğer bilgiler de bu sözleşmede yer almaktadır. (ek kart sahibinden bazı bankalarca imza örneği alınsa dahi, bu husus, sözleşme kapsamında değildir.) bu konuda da bankalar arasında ayrım olduğunu, ben bizzat, gözlemlemiş bulunmaktayım. bir kısım banka ek kart sahibinden de imza örneği alırken, (ki bu imza örneği, sözleşme yapıldığı anlamına gelmez) bazı bankalar ek kart sahibinden imza örneği dahi almamaktadırlar. bazı durumlarda ise, asıl kart sahibinin isteği üzerine, bilâhare, kendi kartına bağlı ek kart çıkarılarak, daha önce yapmış olduğu sözleşmeye bu husus eklenmektedir. kısaca; sözleşme sadece asıl kart sahibi ile banka arasında yapılmış olmakla; salt bu nedenle dahi, asıl kart sahibi, YASAL ANLAMDA, borçlardan tek başına sorumlu olacaktır. (kefâlet akdi nedeni ile kefilin sorumluluğu müstesna olmak üzere) görülen lüzum üzerine, konuyu tekrar detaylı olarak açıklamak zarûri olmuştur. anılan nedenlerle, görüşlerime itiraz etmeden önce; konunun iyice idrâk edilmesi ve de yazdığım cevapların da daha DİKKATLİ okunması, gerekmektedir.
Av.Tayfun Eyilik banka ek kart sahibine ek kart sahibinin yaptığı harcamalar icin asıl hesap sahibi ödemez ise SÖZLEŞMEYE DEĞİL genel hükümlere dayanarak YASAL OLARAK başvurabilir (burasını dikkatli okuyun) Zaman insanları değil, armutları olgunlaştırır...
Av.Tayfun Eyilik BANKA İLE EK KART SAHİBİ ARASINDA SÖZLEŞME OLMASA BİLE BANKANIN KAYNAKLARININ KULLANILMASI SEBEBİ İLE ASIL HESAP SAHİBİ ÖDEMEZ İSE EK KART SAHİBİ BANKAYA KARŞI SORUMLUDUR. Zaman insanları değil, armutları olgunlaştırır...
zara YASAL OLARAK, ASIL KART SAHİBİ İLE BANKA ARASINDA BİR SÖZLEŞME MEVCUDİYETİ VE İCÂBINDA (İLÂVETEN) KEFÂLET AKDİ NEDENİ İLE, KREDİ BORÇLARINDAN, SADECE ASIL KART SAHİBİ SORUMLU OLUP; AYRICA BİR DE KEFİLİN BULUNMASI HALİNDE, Kİ, BANKALAR GENELLİKLE MÜTESELSİL KEFÂLET İLİŞKİSİNİ TERCİH ETMEKTEDİRLER- KEFİL DE MÜŞTEREKEN VE MÜTESELSİLEN, KREDİ KARTI BORÇLARINDAN SORUMLUDUR. ÖNCELİKLE; BELİRTMEKTE FAYDA VARDIR Kİ; KONU, NİTELİĞİ İTİBARİ İLE, HUKUKİ BİR KONUDUR. BU ÇERÇEVEDE İSE, BANKACILIK AÇISINDAN DEĞİL, HUKUKİ AÇIDAN, KESİN OLARAK İFÂDE EDİLEBİLECEK ŞU GERÇEKLER VARDIR: BANKA, KREDİ KARTI SAHİBİ İLE BAHSE KONU SÖZLEŞMEYİ İMZALARKEN, SÖZÜ GEÇEN "KAYNAKLARINI KULLANDIRMASI SEBEBİ İLE", KENDİSİNİ (ALACAKLARINI) GARANTİYE ALMAK AMACI İLE, SÖZLEŞME ANINDA İLÂVE TEMİNATLAR DA ALMAKTADIR. BU TEMİNATLARIN NELER OLDUĞUNU DA, -HER NE KADAR BİR BANKACI OLMASAM DA - UZUN YILLARDIR VE MUHTELİF BANKALARIN KREDİ KARTLARININ KULLANICISI SIFATI İLE- KREDİ KARTI KULLANAN TÜM BİREYLER GİBİ, BEN DE ÇOK İYİ BİLMEKTEYİM. BANKACA İSTENEN TEMİNATLAR; MUTEBER KEFÂLETİN YANISIRA, GAYRİMENKÛL VE MENKÛL (TAPU, ARAÇ RUHSATI VS.) TEMİNATI, MAAŞ BORDROSU, BANKA HESAP CÜZDANLARI, VERGİ LEVHASI, KİRA GELİRLERİ VB. GELİRLERİ BELGELEYEN DELİLLER, VE SAİRE GİBİ, MUHTELİF TEMİNATLARDIR. (Kİ KEFÂLET DIŞINDAKİ TEMİNATLAR GÖSTERİLDİĞİNDE BANKA AYRICA BİR DE KEFÂLET İSTEMEMEKTEDİR.) AYNI NEDENLEDİR Kİ, ASIL KART SAHİBİNİN BORÇLARI ÖDEMEMESİ DURUMUNDA, BANKA, ASIL KART SAHİBİ İLE YAPMIŞ OLDUĞU SÖZLEŞMEYE İSTİNADEN , DOĞRUDAN ASIL KART SAHİBİ ALEYHİNE MÜRACAAT ETMEKTEDİR. BUNA RAĞMEN; BANKA, HERHANGİ BİR SONUÇ ALAMADIĞI TAKDİRDE, TEMİNAT OLARAK BİLDİRİLEN (MAAŞ,KİRA GELİRLERİ,BANKA HESAPLARINA,MENKÛL MALLARA VS. GİBİ) TEMİNATLARA HACİZ KOYABİLECEĞİ VE DE GAYRİMENKÛLLERE DE HACİZ VE İPOTEK İŞLEMİ TESİS EDEBİLECEĞİ, TARTIŞMA GÖTÜRMEZ BİR GERÇEKTİR. BU NEDENLE DAHİ; BANKANIN, EK KART SAHİBİNDEN TÂLEPTE BULUNMASI MÜMKÜN DEĞİLDİR. MANTIKLI HİÇ DEĞİLDİR. (DAHA DOĞRUSU, BANKA,DİLERSE, EK KART SAHİBİNDEN TÂLEPTE BULUNABİLİR ANCAK BÖYLE BİR TÂLEP HALİNDE HUKUKİ YÖNDEN BİR SONUÇ ALAMAYACAĞI, BİR GERÇEKTİR. (KONUNUN YİNE YANLIŞ ANLAŞILMAMASI İÇİN BURADA TEKRAR DETAYA GİRMEK ZARÛRİ OLMUŞTUR!) ÇÜNKÜ; ÖNCELİKLE, EK KART SAHİBİ İLE BANKA ARASINDA, BORÇ DOĞURAN VE GENEL HÜKÜMLERE GÖRE ALACAĞININ TÂLEBİNİ MEŞRU KILACAK HERHANGİ BİR AKİT YOKTUR. KALDI Kİ; BANKA, ASIL KART SAHİBİ İLE YAPTIĞI SÖZLEŞME VE BANKAYA VERİLEN TEMİNATLAR MEVCUT İKEN; BANKA NEDEN EK KART SAHİBİNE MÜRACAAT ETSİN?? BANKANIN EK KART SAHİBİNE MÜRACAATININ YASAL DAYANAĞI NE OLABİLİR?? VE DE; NEREDE GÖRÜLMÜŞTÜR Kİ; BİR BANKANIN EK KART SAHİBİNDEN YASAL YOLLA TÂLEPTE BULUNDUĞU?? ÖTE YANDAN; OLAYA BANKACILIK AÇISINDAN YAKLAŞIP; "BANKANIN KAYNAKLARINI KULLANDIRMASI" GERÇEĞİNİN, BURADA, BU KABİL TÂLEBİ MEŞRU GÖSTERECEK BİR SEBEP OLARAK GÖSTERİLMEYE ÇALIŞILMASI, ELMA İLE ARMUTUN TOPLANMASI TOPLANMASI,SAPLA SAMANIN BİRBİRİNE KARIŞTIRILMASI, ANLAMINA GELECEKTİR. KONUYA HUKUKİ BİR YAKLAŞIM GÖSTERİLMESİ VE İDDİAYA DA YİNE HUKUKİ BİR MESNET GÖSTERİLMESİ GEREKMEKTEDİR. (BANKACILIK AÇISINDAN DEĞİL.) KISACA OLAYIN HUKUKİ BOYUTU BUDUR. AKSİNİ KABUL, EŞYANIN TABİATINA AYKIRI OLACAKTIR. BÖYLE BİR İDDİA, HUKUKİ VE MANTIKİ DAYANAKTAN YOKSUN OLUP; ABESLE İŞTİGALDEN ÖTEYE GİTMEZ. KALDI Kİ; ORTAYA ATILAN SÖZ KONUSU İDDİAYA SOMUT BİR DELİL VEYA HUKUKİ BİR MESNET GÖSTERİLMESİ GEREKİRDİ!
Av.Tayfun Eyilik BANKANIN, EK KART SAHİBİNDEN TÂLEPTE BULUNMASI YASAL OLARAK MÜMKÜNDÜR.... BÖYLE BİR TÂLEP HALİNDE HUKUKİ YÖNDEN BİR SONUÇ ALIR.... ALMIŞTIR... ALACAKTIR.... ELMALAR İLE ARMUTLAR KARIŞMAZ Zaman insanları değil, armutları olgunlaştırır...
n/a Çok ama Çok iyi bildiğim bir konu olduğu için müdahale ediyorum. “Ek kart hamili kendi harcamalarından bankaya karşı sorumludur.” Sayın zara görüşleriniz tamamen sizing fikirleriniz olup hiç bir hukuki temeli yoktur. Daha doğru bir değişle benim görüşüme göre temelsiz yazıyorsunuz. Evet Sayın ırmak çok haklıdır. Yukarıda tırnak içine aldığım cümle bir çok yargıtay kararının özet cümlesidir. BATİDER in bir çok sayısında konu incelenmiş, dergide makalesi çıkan akademisyenlerden biri Bankalar Birliğinin Boludaki seminerinde de bu konuda bir sunum yapmıştır. Yayınlanmış bu konuda bir kaç kitabı daha var. Biraz araştırsanız sizinde bulacağınız varacağınız sonuçlar bunlar. Kullandığınız ağdalı cümlelerden eski bir hukukçu olduğunuz anlaşılmasına rağmen hakaretvari, inciti, küçültücü ve saygısız ifadelerinizi hukukçu kimliğinize yakıştıramadım sizi ayıplıyor kınıyorum… Ayrıca İnternet kültüründe Büyük harflerle yazmak ayıptır. Bağırarak konuşmakla eş anlamlıdır. Forumun değişik yerlerinde aynı tarzda aynı şekilde davrandığnızı görünce bu tavrınızın sizin kötü bir alışkanlığınız olduğunu tahmin ediyorum. Bu sitenin yöneticilerinide uyarıyorum. Bu tür incitici davranışları sergilenmesine izin vermeyin siteye ve misyonuna zarar veriyor Sayın Zara ; Aşağıdaki Yargıtay kararını “dikkatle” okuyun 1 ) Banka uygulanmasında genel olarak kredi kartı üyelik sözleşmesini imzalayan asıl borçlu yanında onun arzusuna bağlı olarak dilerse eşine, çocuğuna ya da bir yakınına ek kart verilmektedir. 2 ) Dairemizin yerleşmiş uygulamasına göre, ek kart hamili, asıl kart hamilinin yaptığı harcamalardan sorumlu değil ise de, kendi ek kartıyla yapılan harcamalardan sorumludur. Ancak asıl kart sahibi, kendi harcamaları yanında ek kart hamilinin yaptığı harcamalardan da sorumludur. (YARGITAY HUKUK GENEL KURULU E. 1998/19-90 K. 1998/107 T. 11.2.1998 )
Av.Tayfun Eyilik ““Ek kart hamilinin kendi harcamalarından sorumlu olması gerekirken” Y.19.H.D. 16.4.2001. 8010/2892 (Mustafa Ekinci Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Özel Hukuk ve Ceza Hukuku Uygulamalarında Banka Kartları ve Kredi Kartları Sh. 151) Zaman insanları değil, armutları olgunlaştırır...
zara sayın eyilik, gerek bu forumda ve gerekse diğer forumlarda ilettiğim görüşlerimi hiç de "DİKKATLİ OKUMAMIŞ" olduğunuz, açıkça anlaşılmaktadır. öncelikle bir konuya DİKKATİNİZİ ÇEKERİM: burada herkes görüşünü bildirmektedir . isteyen beğenir, istemeyen beğenmez. aktarılan görüşün aksini iddia eden üyenin sergileyeceği tavır ise, LALETÂYYİN VE LAUBÂLİ OLMAMALI, İLERİ SÜRÜLEN KARŞIT GÖRÜŞÜN DE CİDDİ VE HUKUKİ MESNEDE DAYALI OLMASI GEREKİR. bu bir. ben bu çerçevede görüşlerimi aktarmış olmama rağmen, cevap olarak 2 adet, BÜYÜK HARFLİ VE GAYRİCİDDİ YANIT EKLENMİŞTİR. doğal olarak ben de, AYNI ÜSLÛPLA KARŞILIK VERMİŞ BULUNMAKTAYIM. kaldı ki; görüşlerimin hiçbir yerinde hakâretvari veya küçültücü, incitici tavır yoktur. dediğiniz gibi, internet külüründe bu ayıp ve bağırmakla eşanlamlı ise, benim iletimden önce ırmakın peşpeşe büyük harflerle yazması veya BÜYÜK PUNTOLARLA VE RENKLİ yazması ayıp değil midir? bağırmak değil midir? anlaşılan bazı konularda evveliyatı da bilmediğiniz gibi, salt, meslekdaşınızı korumak adına, ANLAMSIZ TAARUZA geçerek ÇİFTE STANDART yapıyorsunuz. (ayrıca; kendi yazınızın stili ve puntosuna bakıldığında ve benim yazımla mukayese edilidiğinde, SİZİN MANTIĞINIZA GÖRE, SİZ DE DE AVAZ AVAZ BAĞIRMIŞ OLUYORSUNUZ.!) BU NEDENLE; ASIL SİZİN YAPTIĞINIZ AYIPTIR VE ASIL BEN SİZİ ŞİDDETLE KINIYORUM. ikincisi; BURASI DURUŞMA SALONU DEĞİLDİR. amacınız, eğer, meslekdaşınız olması sebebi ile, sizin gibi bankacı olan ırmakı savunmak değilse; herhalde, siteye henüz adım atar atmaz, polemik yaratmak ve olayı kişiselleştirmek olsa gerektir. boşuna uğraşıyorsunuz, çünkü ben bu filmi daha önce de seyrettim ve bir daha seyretmeye hiç niyetim yoktur. üç: "DİKKATLİ OKUMUŞ OLSAYDINIZ", şu gün itibari ile, yazmış olduğum (300) üç yüz civarında cevabımın içinde, bir, bilemediniz en fazla 3 adet, büyük harfli iletim vardır, ki onlar da kısmi olarak (önemli yerleri belirlemek için) büyük harflerle yazılmış iletilerdir ya da ETKİ-TEPKİ nedeni ile o şekilde yazılması gerekmiştir. KÖTÜ ALIŞKANLIK, ÖYLE Mİ? dört; kullandığım üslûbun "ağdalı" olmasını ileri sürüp, üslûbumu ANLAMAKTA ZORLUK ÇEKEBİLİRSİNİZ. o tamamen sizin sorununuz. benim, sitenin takdirini kazanmak veya beğenilmek gibi bir kaygım da yoktur. isteyen üslûbumu veya görüşümü beğenir veya beğenmez. beş; siteye üye olduğum günden beri, gerek site yöneticilerinden ve gerekse üyelerden, yardımlarımdan dolayı sayısız teşekkür mesajı almış bulunmaktayım ve ve halen de almaktayım. ayrıca; gerek forumda ve gerekse KM' lerle tarafıma sayısız soru yöneltildiği gibi, (işlerimin yoğunluğu nedeni ile ve bu sitede ücret almak hususu, prensiplerime aykırılık teşkil edeceğinden) red etmek zorunda kaldığım, (bir kısmı istanbul dışından)yüzyüze görüşme ve de (ücret mukabilinde) danışmanlık hizmeti ve dâvâ tâkibi tâlepleri gelmektedir. demek ki; sitenin misyonuna zarar verdiğim iddianız, sadece sizin görüşünüz olup, benim görüşüme göre temelsiz yazıyorsunuz. bu konu ayrıca, sizin değil, TAMAMEN SİTE YÖNETİCİLERİNİN İNİSİYATİFİNDEDİR. SONUÇ: BİR FİKRE KARŞI İLERİ GÖRÜŞ BEYÂN EDİLDİĞİNDE SOMUT DELİLLERLE İSPATLANMASI GEREKİR VE ELBETTE Kİ, BÖYLE BİR DURUMDA AKSİ GÖRÜŞ İSPATLANMIŞ OLACAKTIR. ANCAK; HALEN BİR YARGITAY KARARININ TAM METNİ VEYA ÖZETİ DAHİ BU FORUMA AKTARILMIŞ DEĞİLDİR.
zara tekrar ediyorum: hayatın olağan akışına göre, bir bankanın, öncelikle, asıl kart sahibinden yasal yolla tâlepte bulunması ve alacaklarını ya doğrudan asıl kart sahibinden ya da asıl kart sahibine ait TEMİNATLARDAN tahsil edeceğinin, kabulü gerekir. kredi kartı üyelik sözleşmesi vs. gibi hukuki dayanakları bir tarafa bırakırsak dahi, bir bankanın alacağını bu şekilde karşılayacağı ve meselâ bir asıl kart hâmiline müracaat yerine, EK KART SAHİBİ ÇOCUKLARINA KARŞI İCRÂ VE DÂVÂ TÂKİBİ YAPACAĞAI, düşünülemez. bazı istisnai haller vardır ki; bunları (örneğin kefâlet akdine dayalı borçtan sorumluluk halini) elbette ki hariç tutmak gerekir. burada bazı bankaların farklı uygulamalarına da değinmekte yarar vardır: bazı bankalar, asıl karta bağlı olarak ek kart çıkarıldığında, ek kart sahibi ile de sözleşme yapabilmektedir ve sorumlulukla ilgili FARKLI FARKLI maddeler koyabilmektedir. bunun en bariz örneği, ek kart sahibinin (ek kart harcamaları açısından ve o nispette) müşterek ve müteselsil borçlu olarak sözleşmeye dâhil edilmesidir. bankadan bankaya göre değişebilen bu uygulamalar nazara alındığında; olayın bu çerçevede değerlendirilmesi gerektiği ve öncelikle, EK KART SAHİBİNİN HERHANGİ BİR SÖZLEŞME VEYA BORÇ DOĞURAN KISMİ BİR AKİTE İMZA ATMIŞ OLUP OLMADIĞINA GÖRE, KONUYU İKİYE AYIRMAK GEREKMEKTE OLDUĞU AÇIKTIR. burada alıntı yapılan kararların tam metni verilmediği gibi, bir kararın son kısmında ("asıl kart sahibi,ek kart sahibinin harcamalarından da sorumludur") ibâresinin yer aldığı da, gözlerden kaçmamıştır. BU NEDENLE DAHİ, KONU İLE İLGİLİ BİR YARGI KARARINDAN ALINTI YAPMAK YANLIŞ OLUP; YARGITAY KARARININ BÜTÜNÜ İLE DEĞELENDİRİLMESİ GEREKTİĞİ, AÇIK VE SARİHTİR.
n/a Sayın zara; ben konu ile ilgili Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Kararının özet bölümünü yazdım, Konu ile ilgili başvurabileceğiniz kaynakları belirttim ve siz buna rağmen bunun tam aksini belirten her hangi bir bilimsel veya yargısal görüş ile desteklenmeyen iddianızı sürdürüyorsnuz. İddialarınızı destekleyen bir yargı kararın elinizde mevcut ise lütfen bizimle paylaşmamazlık etmeyin konuyu banka hukukuçuları çevresinde tartışılacağını hatta size söz veriyorum eğer elimden gelirse Ticaret Hukuku ve Yargıtay Kararları sempozyumunda eğer bir makaleniz olursa tartışılmasını sağlayacağım. Ama yoksa lütfen temelsiz yazmayın. Benim bu siteye çok az katkım var ama kredi kartı uyuşmazlıkları ile ilgili çok tecrübem olduğunu ek kart hamillerinden de kendi harcamalarını defalarca tahsil ettiğimi yargılama sürecinin yargıtay denetiminden geçtiğini de ifade etmek isterim. Yargıtay kararının tam metnini aşağıya sunuyorum. Yargıtayın konuya yaklaşımını ifade etmek için örnek olması açısından Hukuk Genel Kurulu kararı soft ortamda olduğundan bu nedenle aktarması kolay olduğundan aktarılmıştır. Yoksa başka kararlarda var. T.C. YARGITAY HUKUK GENEL KURULU E. 1998/19-90 K. 1998/107 T. 11.2.1998 • KREDİ KARTI HAMİLİNİN SORUMLULUĞU ( Ek Kart Harcamalarından ) • EK KART HAMİLİNİN SORUMLULUĞU ( Sadece Kendi Harcamalarından ) • TAKİP ( Ek Kart Hamilini Tüm Borç İçin ) • KREDİ KARTI ÜYELİK SÖZLEŞMESİNİN NİTELİĞİ 818/m.18 743/m.169 2004/m.68 ÖZET : 1 ) Banka uygulanmasında genel olarak kredi kartı üyelik sözleşmesini imzalayan asıl borçlu yanında onun arzusuna bağlı olarak dilerse eşine, çocuğuna ya da bir yakınına ek kart verilmektedir. 2 ) Dairemizin yerleşmiş uygulamasına göre, ek kart hamili, asıl kart hamilinin yaptığı harcamalardan sorumlu değil ise de, kendi ek kartıyla yapılan harcamalardan sorumludur. Ancak asıl kart sahibi, kendi harcamaları yanında ek kart hamilinin yaptığı harcamalardan da sorumludur. DAVA : Taraflar arasındaki "İtirazın iptali" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İzmir Asliye 3. Ticaret Mahkemesince davanın reddine dair verilen 16.4.1996 gün ve 1994/1543-1996/363 sayılı Kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 11.6.1997 gün ve 1997/3883-6037 sayılı ilamı ile; ... Medeni Yasanın 169/2. maddesi koca yararına kadının üçüncü kişilere karşı borçlanması durumunda Sulh Yargıcının onayını öngörmüştür. Yani kocanın birinden ödünç alıp da karısı ona kefalet eder ya da ipotek rehin ve benzeri güvenceler verirse bu çeşit sözleşmeler Sulh Yargıcının onamasıyla geçerlilik kazanır. M.Y.nin 169/2. maddesi yönünden Anayasanın başlangıç hükümleriyle 10. maddesinde yer alan cinsiyet ayrımı gözetilmeksizin herkesin yasa önünde eşit olduğu ilkesine aykırılık savı ileri sürülmüştür. İtiraza konu edilen yasa kuralında öngörülen koşulun gerekleşmesi o durumda bulunan her kişiden beklendiği için eşitlik ilkesine aykırılıktan söz edilemez. Yine bir hakkın tanınması ya da korunması için birtakım kayıtlar konması biçimindeki sınırlandırma hakkın özüne dokunmadığı takdirde aykırılık oluşturmaz. Bu nedenle Anayasa`nın 152. maddesine aykırılık savı ciddi görülmediğinden, işin esasının incelenmesine geçilmiştir. 1 - Dosyadaki yazılara, mahkeme kararında belirtilip Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre, aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan öbür karar düzeltme isteklerinin reddi gerekmektedir. 2 - Banka uygulanmasında genel olarak kredi kartı üyelik sözleşmesini imzalayan asıl borçlu yanında onun arzusuna bağlı olarak dilerse eşine, çocuğuna ya da bir yakınına ek kart verilmektedir. Dairemizin yerleşmiş uygulamasına göre, ek kart hamili, asıl kart hamilinin yaptığı harcamalardan sorumlu değil ise de, kendi ek kartıyla yapılan harcamalardan sorumludur. Ancak asıl kart sahibi, kendi harcamaları yanında ek kart hamilinin yaptığı harcamalardan da sorumludur. Bu durumda genel kredi sözleşmelerinde olduğu gibi, asıl borçlu dışında "Müteselsil borçlu" olarak alacaklıya güvence sağlama amacıyla üçüncü kişi tarafından imzalanan bir borç üstlenme ya da borca katılma olarak kabul edilemez. BK.nun 18. maddesine göre bir sözleşmenin biçim ve koşullarını belirlemede onların gerçek ve ortak amaçlarını aramak gerekir. Somut olaya özgü olarak dava dışı koca kredi kartı sözleşmesinden doğrudan yararlanmıştır. Ek kredi kartı sahibi sıfatıyla davalı kadın, sözleşmeden dolaylı olarak yararlanmaktadır. Koca lehine bir hareketin kabulü için kadının bu hareketinden kocanın herhangi bir biçimde çıkarı olması yeterli olmayıp hukuksal durumunun daha uygun bir hale getirilmesi gerekir. Burada çıkarı olan üstün yararlanması bulunan kadındır. Davalı kadının kendi harcamalarından sorumlu tutulması durumunda ise MK.nun 169/2. maddesinin uygulanma yeri bulunmamaktadır. Davacı banka, ek kart hamili davalıdan asıl kart hamilinin de yaptığı tüm harcamaların bedelini istemiştir. Bankanın ek kart hamilinin yaptığı harcamadan dolayı kendisine başvurulabileceği gözetilerek davalının savunmasında belirtip hesap özetinde gösterilen "Alışverişten doğan bakiye borç" ile "Nakit çekmeden doğan borç" dan oluşan dava konusu alacağa ilişkin harcama belgeleri üzerinde gerekli bilirkişi incelemesi yaptırılarak, davalının kendi harcamalarından sorumlu tutulacağı miktar saptanarak sonucuna uygun bir karar verilmek gerekir. Bu yönden kararın bozulması gerekirken Dairemiz kararında yazılı olduğu biçimde onandığı anlaşılmakla davacı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulüyle yerel mahkeme kararının bozulması uygun görülmüştür... gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir. Temyiz Eden: Davacı vekili Hukuk Genel Kurulu`nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü: KARAR : Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre ve özellikle; Özel Daire bozma kararında da vurgulandığı üzere, BK.nun 18. maddesine göre sözleşmelerin tarafların gerçek iradelerine uygun şekilde yorumlanması ve ona göre değerlendirilmesi gerekir. Sözleşmeye ek kart hamili olarak imza koyan davalının asıl kart hamili ( üye )`nin yaptığı harcamalardan müteselsil borçlu olma iradesiyle BK.nun 141. maddesinde öngörüldüğü biçimde bir yükümlülük altına girdiği düşünülemez. Bu yönüyle de olayda MK.nun 169/2. maddesinin uygulanma yeri bulunmadığı kuşkusuzdur. Diğer yandan, sözleşmenin 12. maddesinde "Üyenin sorumluluğu" başlığı altında yapılan düzenlemenin ek kart hamilinin yapacağı harcamalardan sadece üye ( asıl kart hamili )`nin müteselsil sorumluluğu amacı güdüldüğünün kabulü gerekir. Yukarıda da açıklandığı üzere, olayda MK.nun 169/2. maddesinin uygulanma yeri bulunmadığından Anayasaya aykırılık iddiasının incelenmesine de gerek görülmemiştir. Hukuk Genel Kurulu`nca da benimsenen Özel Daire kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenlerle direnme kararı bozulmalıdır. SONUÇ : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında ve yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı HUMK.nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, 11.2.1998 gününde, oyçokluğuyla karar verildi
zara (Y H.GK. 1998/19-90 ESAS/ 1998/107 KARAR,) SAYILI YARGITAY KARARINDAN ALINTIDIR: ("....SÖZLEŞMEYE EK KART HÂMİLİ OLARAK İMZA KOYAN DÂVÂLININ..........") ("..DİĞER YANDAN SÖZLEŞMENİN 12.MADDESİNDE "ÜYENİN SORUMLULUĞU" BAŞLIĞI ALTINDA YAPILAN DÜZENLEMELERDE EK KART HÂMİLİNİN YAPACAĞI HARCAMALARDAN SADECE ÜYE (ASIL KART HÂMİLİNİN)MÜTESELSİLEN SORUMLULUĞU AMACI GÜDÜLDÜĞÜNÜN KABULÜ GEREKİR...") YORUMSUZDUR
Av.Tayfun Eyilik yukarılarda bir yerde burası mahkeme değil gibi birşey söylendi. Doğrusu iyi ki burası mahkeme değil yoksa takibe itiraz eden ek kart hamili müvekkiliniz %40 ı çoktan yemişti. Yargıtay kararında sözleşmede ek kart hamilini yaptığı harcamalardan sorumlu tutulup tutulmadığına ilişkin hüküm olup olmadığı tartışılmamıştır. ek kart hamili kartı kullanmaya başladığı anda banka ile hukuki bir ilişki kurar. Buradaki garantör ana kart sahibidir banka degil .... ama kararın bir yerinden aldığınız bir bölüm sizi asla haklı göstermez. fikrimce elinizde hala hiç bir şey yok atmaya devam ediyorsunuz. bilgi sahibiymiş gibi konuşmak başka olan bilgiyi paylaşmak başka
n/a Bu ne terbiyesizlik Bu ne cahillik bu ne saygısızlık allah sizi bildiği gibi yapsın
Emrah Yavuzcan Sayın ırmak, iletinizi en yakın zamanda düzelmenizi diliyor, bankacılık hayatınızda başarılar diliyorum. en iyiyi bulmak için çalışırken, iyiyi kaybetmeyin...
Av.Tayfun Eyilik sırayla sayın jawussjan sırayla... Bende sizin en kısa zamanda mezun olmanızı diliyorum Zaman insanları değil, armutları olgunlaştırır...
Benna sayin irmak satasmaktan baska birsey yapmazmisiniz Allah askina siz bankanizdaki islerinizi duzenlesenizde baskalarinin maktepleriyle ugrasmasaniz. yazan tum arkaaslarin ortak bir noktasi var sizinle ilgili "terbiyesiz" nitelemesi. sayenizde konu mecrasindan cikti. kina yokin olurmu? Kimseye Hakettiğinden Ne bir Fazla Ne bir Eksik Değer Vermeli
Emrah Yavuzcan Bankacı mısınız avukat mısınız kendiniz de bilmiyorsanız bizim de meslek takıntımız olması normal... Ben mezun olacağım zaten, siz mezun olduysanız.... Yazıyı düzeltin, yoksa iletiniz silinecektir. en iyiyi bulmak için çalışırken, iyiyi kaybetmeyin...
Av.Tayfun Eyilik Sayın yetkili jawuasan arkadaş ; Siz de benna gibi hakaret ettiğimi mi düşünüyorsunuz. Öyle düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. Meslek hayatıma ilişkin başarı dileklerinize karşılık öğrencilik hayatınıza ilişkin iyi dileklerimdi. Ancak söylenen sözü algılayış biçiminiz kalbiniz ile ilgili olabilir. Sayın benna nın iletisini görünceye kadar kamberde nerde kaldı diyordum... Sayın jawuasan sizin doğdunuz yıl neredeyse mezun olmuştum. Ne olduğumu çok iyi biliyorumda bunu başkalarının bilip bilmemesinin söylediklerimden çok önemli olmadığını düşünüyorum. Ancak sizinde tepkinizden (yetkili olmanız dolayısıyla) çok önemli olduğunu sanıyorum bu nedenle profilimi değiştirdim. Sayın yetkili arkadaşım iletimi birileri hukuk adına atmaya üfürmeye devam ettiği, hataların kabul edilmediği, özür dilenmediği sürece değiştirmeyeceğim Size sırayla derken kastettiğim budur. Sayın jawuasan yetki elinizdedir dilediğiniz gibi davranın ... “WE HAVE CHOSEN TO BE POWERLES CRIMINALS IN A TIME OF CRIMINAL POWER” Zaman insanları değil, armutları olgunlaştırır...
Emrah Yavuzcan "bildiğin aksini iddia eden bir kararın varsa onu yaz. o kadar ıkındın bu çıktı. kaynak gösteriliyor. uygulama belirtiliyor karar veriliyor ama büyük ve ulu hukukçu kabul etmiyor. elinde ne var kocaman bir hiç bilgi sahibiymiş gibi konuşmak başka olan bilgiyi paylaşmak başka yorumsuz muş.... pehhhh" sözlerinizin ve bana yazdığınız yazıların ardından; Algılayış biçimim kalbimle evet, fesatım ben. YETKİYİ BİR KENARA KOYUN LÜTFEN... Ben burada öncelikle hukuki.net ailesinin bir üyesiyim ve hukuki.net içerisinde yazdığınız bu konudan hoşlanmadım. Uyarım bu yüzdendi. "Sayın jawuasan sizin doğdunuz yıl neredeyse mezun olmuştum." demişsiniz. Sayın ırmak, jawuasan değil, jawussjan... Ayrıca benim doğduğum yıl mezun olmanız, ikimizin de hukukçu olmasına bir engel teşkil etmemektedir. Neyi paylaşamıyoruz? Onu bir açıklayın lütfen... Ayrıca bir kez daha söylüyorum ki, tepkim sadece alıntı yaptığım yukarıdaki yazınız içindir ve bunlara tepki gösteren sadece ben değilim. Saygılarımla, en iyiyi bulmak için çalışırken, iyiyi kaybetmeyin...
alisinkay Sayın zara,Sayın Jawussan, Sayın Benna, Ek kart hamili kullandığı krediden sorumludur.Benzer bir olayda da bankanın yanlışlıkla kendi hesabına yatırdığı parayı kullanan birisi bankadan kredi çekmiş sayılmakta ve faizini ödemek zorundadır. Sayın benna, zimmet suçu ile ilgili görüşlerinizi bekliyorum.Sayın zara MBB suçu aklımda uygulama tam oluşsun size hatırlatacağım, Sayın Jawussan, :) kardeşim alıngan davranmışsın keşke banada mezuniyetimde başarı dileyen olsa....Yalnız sayın benna ve sayın zara kişisel sataşmalarınız artık beni çok rahatsız etmeye başladı.... Akıllarımız sınırlı, fakat bu sınırlılığın şartları içersinde sonsuz olasılıklarla çevrilmişiz. İşte hayatın gayesi bu sonsuzluktan kavrayabildiğimiz kadar çok şey kavramak.
zara SAYIN (?) ALİSİNKAY, keşke bu iletinizi yazmadan önce, objektif olarak tüm iletileri okumuş olsaydınız ve özellikle de benim yazmış olduğum iletileri DİKKATLİ okumuş olsaydınız!! ne talihsizliktir ki, daha önce yapmış olduğunuz vahim hatayı ve çifte standartı burada yinelemiş bulunmaktasınız!! konuya vâkıf olmadan ve iletilerimi okuma gereği dahi görmeden ve söz konusu foruma son ana kadar hiç katılmadan, konu mecrasından çıkınca birden, foruma, salt ırmakı savunmak üzere, ANİDEN müdâhale ederek, mal bulmuş mağribi gibi saldırıya geçiyorsunuz!! madem son anda foruma katılıyorsunuz, önce, ALLAH AŞKINA, iletileri bi okuyun, olayı anlayın, ondan sonra görüş bildirin, öyle değil mi? ama nerde! anlamdan dinlemeden doğrudan ırmakı savunmak ve direkt herkese hücüm! SANIRSIN Kİ, BURADA HERKES SUÇLU, BİR TEK IRMAK HAKLI!!!!!! hayret bi şey!! alın ırmak sizin olsun, dostluğunuz daim olsun! dikkatinizi bir konuya çekerim: SADECE VE SADECE SİZ HARİÇ, TÜM ÜYELER VE YETKİLİLER, bankacı mı yoksa avukat mı (!!) ya da ne ... olduğunu kendisi bile bilmeyen ve tüm sitenin huzurunu kaçıran ırmakın ÇİRKİN VE AÇIKÇA HEDEF ALICI İLETİLERİNE TEPKİ GÖSTERMİŞ BULUNMAKTADIR. BİR ZAHMET EDİP TÜM İLETİLERİ OKUMUŞ OLSAYDINIZ, BENİM, BU ÇİRKİN İLETİLERE CEVAP VERMEYE BİLE TENEZZÜL ETMEDİĞİMİ VE MUHATAP DAHİ ALMADIĞIMI GÖRMÜŞ OLMALIYDINIZ. sizin bütün bunları görmezden gelip, benim kişisel sataşmalarımdan (!) (her ne demekse!!) rahatsız olduğunuzu belirtmiş olmanız gerçekten düşündürücüdür. BU ŞU DEMEKTİR: BENİM KİŞİSEL SATAŞMALARDA BULUNDUĞUMU DÜŞÜNDÜĞÜNÜZE GÖRE, IRMAKIN İLETİLERİNİ TASVİP ETMEKTESİNİZ! VE DE IRMAKA TOZ KONDURAMADIĞINIZA VE HER FIRSATTA (HER NEDENSE)SAVUNMA İHTİYACI HİSSETTİĞİNİZE GÖRE, YALAKALIK ÜCRETİNİZİ IRMAKTAN ALDIĞINIZI UMARIM. ÇÜNKÜ, BAYAĞI EMEĞİNİZ GEÇİYOR!! Evet: Sayın (?) alisinkay, AÇIKLAYIN BAKALIM: Sitede sizden başka, ırmakı savunan yok! Sitede SİZDEN VE IRMAKTAN BAŞKA, benden (aleni olarak) rahatsız olan bir kişiyi de göremedim! siteye yeni üye olan bir avukat bile, bu forumda, nihâyetinde, yaka silkip ırmaka "terbiyesiz" nitelemesi yapıp forumu terk etmişken, sizin, bir an önce, söz konusu çirkin iletileri görmezden gelip olaya at gözlüğü ile bakmaya devam etmek yerine, kişisel sataşmalarım (!) konusunda açıklama yapmanız gerekmektedir. Sayın (?) alisinkay, atıf yaptığınız hukuki konulardaki iletilerimi VE NE DEMEK İSTEDİĞİMİ de, iyi okumadığınızı ve ANLAMADIĞINIZI gördüğümden, bunlara da bilâhare tekrar, (sizin için değil, diğer forum üyeleri için) açıklık getireceğim. son olarak da ; bizzat kendiniz de zaten, hukuğu meslek olarak yapmak istemediğinizi belirtmiştiniz. nitekim, iletilerinizden de, bilgilerinizin teoride kaldığı açıkça gözlemlenebilmektedir. hukukta teori YETMEZ, pratik de gereklidir. (gerçi bu sözümü bile yanlış anlayıp lastik gibi çekip çevirip başka anlamlar kazandıracağınızın da farkındayım!!) BU İŞ, İNTERNET ÜZERİNDEN YÖRESEL EL HALISI VE BİLGİSAYAR PARÇALARI PAZARLAMAYA BENZEMEZ.!! ŞU KONUDA TEREDDÜT YOK: BENİM DE, ŞAHSIM ADINA, BU SİTEDE GEREK SİZDEN VE GEREKSE GENEL TAVRINIZDAN SON DERECE RAHATSIZIM OLDUĞUMU AÇIKÇA BELİRTMELİYİM. MBB suçu için alisinkaya not: konu ile ilgili iletilerimi DİKKATLİ okuyun. ben orada; halihâzırda bu cezânın uygulanmakta olduğunu bildirdim (zira uygulama böyle, icraatımdan dolayı biliyorum). artı: bnu cezânın kaldırılmaması gerektiğini ve alacaklının menfaatinin söz konusu olduğunu savundum. ayrıca; bu konulardaki yasaları çelişik bulduğumu anlatmak istedim. kaldı ki; ileride, yeni uygulamanın oluşması, sizi haklı çıkarmaz. ben müneccim olmadığımdan, ileride ne olur bilemem. ama şu an bu cezâ UYGULANMAKTADIR. isteyenlere örnek karar iletebilirim. ama illâki, haklı olmak istiyorsanız. buyrun: mutlu olacaksanız: evet. haklısınız! :)
alisinkay Ben ali, Soyadımı merak edenler sinkay diye bilir, Başmakçı'da gelir düzeyi düşük ve ilkokul mezunu bir anne babanın çocuğuyum, Adalet kelimesi beni çocukluğumdan bu yana çekmiştir. Merak edenler olabilir. Sayın zara demiş ki; SANIRSIN Kİ, BURADA HERKES SUÇLU, BİR TEK IRMAK HAKLI!!!!!! hayret bi şey!! alın ırmak sizin olsun, dostluğunuz daim olsun! İnşallah.Dileğim daimi bir dostluğumuz olur :) Daha önce de bir iletimde belirttiğim gibi dostunu yarı yolda bırakanların değişmem topunu bir sokak kaltağına sayın ırmak ile kişisel bir dostluğumuz yok sadece yazılarından tanıyorum.Ve tahmin ettiğinizden çok daha objektifim. Sayın Zara gene dmeiş ki; VE DE IRMAKA TOZ KONDURAMADIĞINIZA VE HER FIRSATTA (HER NEDENSE)SAVUNMA İHTİYACI HİSSETTİĞİNİZE GÖRE, YALAKALIK ÜCRETİNİZİ IRMAKTAN ALDIĞINIZI UMARIM. ÇÜNKÜ, BAYAĞI EMEĞİNİZ GEÇİYOR!! Yalakalık ücretimi açıklıyorum :Ücreti sizin asla sahip olamayacağınız bir şekilde ödenmektedir.Karşılıklı saygı ve hoşgörü Demişsiniz ki ; son olarak da ; bizzat kendiniz de zaten, hukuğu meslek olarak yapmak istemediğinizi belirtmiştiniz. nitekim, iletilerinizden de, bilgilerinizin teoride kaldığı açıkça gözlemlenebilmektedir. hukukta teori YETMEZ, pratik de gereklidir. (gerçi bu sözümü bile yanlış anlayıp lastik gibi çekip çevirip başka anlamlar kazandıracağınızın da farkındayım!!) Doğru söze ne denilir.Elbette hukuk pratik ve teoridir.Pratik eksikliklerimizi sizinle beraber en kısa zamanda tamamlayacağız inşallah.Hukuku bir meslek olarak düşünmeme nedenim hukukçuların büyük bir kısmında gördüğüm ukalaca ve çok bilmişce tavır. BU İŞ, İNTERNET ÜZERİNDEN YÖRESEL EL HALISI VE BİLGİSAYAR PARÇALARI PAZARLAMAYA BENZEMEZ.!! Sizi rahatsız mı etti? BENİM DE, ŞAHSIM ADINA, BU SİTEDE GEREK SİZDEN VE GEREKSE GENEL TAVRINIZDAN SON DERECE RAHATSIZIM OLDUĞUMU AÇIKÇA BELİRTMELİYİM. Kalp Kalbe karşıdır derler... Akıllarımız sınırlı, fakat bu sınırlılığın şartları içersinde sonsuz olasılıklarla çevrilmişiz. İşte hayatın gayesi bu sonsuzluktan kavrayabildiğimiz kadar çok şey kavramak.
zara SOKAK KALTAKLARIYLA VE IRMAKLA ARKADAŞLIK! TAMAMEN TERCİH MESELESİ! AYRICA: YARASI OLAN GOCUNUR!
n/a “Bu ne terbiyesizlik Bu ne cahillik bu ne saygısızlık allah sizi bildiği gibi yapsın” derken rahatsız olduğum kişi ırmak değil zaradır şimdi anlıyorum ki çok da haklıymışım yazık sonradan baktım ki benna da farklı değil Benide sokak kaltağı olarak suçlayacaksanız gerçek kimliğinizle yazın Yine tekrar ediyorum ek kart hamillerinin sorumluğu konusunda atıyorsunuz
n/a ali sinkaya söylediklerinizi gerçek kimliğinizle yazmaya davet ediyorum.
zara 1) ("bu ne terbiyesizlik, bu ne cahillik, bu ne bilgisizlik, allah sizi bildiği gibi yapsın...") şeklindeki, eyilik'in tepkisi; ırmakın (burada tekrar ve telaffuz etmek istemediğim ve yetkililerin İKAZI sonucunda, ırmakın, çirkin iletilerinden bir kısmını editlemek zorunda kaldığı) iletinin üzerine DEĞİL de, meğerse, benim (sadece ve sadece, yargıtay kararından sadece alıntı yapmış olmam) nedeni ile meydana gelmişse, (ki- forumda ben dâhil, HERKES, (daha doğrusu, son edindiğimiz bilgilere göre, İYİLİK HARİÇ!) IRMAKA TEPKİ GÖSTERMİŞTİR) bu duruma göre; eyilik de, konuyu hukuki boyutta tartışmamı ve yargıtay kararından alıntı yapmamı, terbiyesizlik olarak niteleyebilmiş ve beddua edebilmiş ise ve ırmakın çirkin iletilerini normal buluyorsa ve bu iletileri TASVİP EDİYORSA, söylenecek pek bir şey yoktur. (bkz. : yukarıdaki (bir kısım daha sonra ikâz üzerine ırmak tarafından SİLİNMİŞ iletiler. bu iletileri DİKKATLİ okuyun, silinmiş kısımlar hakkında site yöneticilerinden bilgi alın) sayın eyilik'e tek cevabım: eğer bu hakaretler ve beddualar bana ise, bunlara dahi karşılık vermeye gerek görmüyorum. zira, (bırakın küfür ve beddua etmeyi, küfür ve bedduaya cevap vermek bile, hiç mi hiç mizacım değildir.)ayrıca; kötü söz zaten sahibine aittir. 2)("sokak kaltakları") nitelemesi, tamamen alisinkayın kendisine ait ve bizzat kendisi tarafından kullanılmış bir nitelemedir. ben ne alisinkaya ne de başka birine, hayatım boyunca bu kabil bir kelişme sarf etmedim. sarf etmem de mümkün değildir. mizacım hiç değildir. alisinkayın kendi nitelemesi ve benzetmesi ve de tercihi olup, bu niteleme de herhalde bana mal edilmeyecektir. (bkz.: alisinkayın iletisi. bu iletiyi DİKKATLİ okuyun) 3) tarafıma bile ait olmayan ve tarafımdan sarf edilmeyen bir niteleme yüzünden dahi sorumlu tutulmam, çok düşündürücüdür. eyilik'in, kimi ne zaman "sokak kaltağı" nitelemesi ile suçladığım kanısına nereden vardığını anlamak mümkün değildir. ne sayın eyilik'i ne de başka bir kimseyi bu şekilde suçlamadığım gibi böyle bir niyetim de yoktur. (bkz.: önceki iletiler. bu iletileri DİKKATLİ okuyun) 4) ne yazık ki, sayın naz 2005'in konusu, tamamen mecrâdan çıktığı için, hukuki konuya dönebilmek adına, DAHA ÖNCE yazdığım iletilerimi de tekrar özetlemeye çalışacağım ve ASIL NE DEMEK İSTEDİĞİMİ aktaracağım. ancak; eyilik'in ("ek kart hamillerinin sorumluluğu konusunda atıyorsunuz") beyânı, daha önce defalarca tekrarladığım ve özetlediğim fikirlerim ve iletilerim dikkatli okunmamış olduğunu göstermektedir. şimdi ise aynı konuyu tekrar (önceki iletilerimin doğrultusunda) açıklasam bile, yine tepki alacağım. zira sayın eyilik'in ve ırmakın yine anlamayacağından eminim, bu nedenle, bu konuyu ikinci bir bölümde sayın naz 2005'e hitaben açıklayacağım. deveye hendek atlatmak, bu kişilere laf anlatmaktan daha kolay. burada açıkça, fikirlere ve görüşlere karşı bir tahammülsüzlük ve hazımsızlık mevcuttur.
zara SAYIN NAZ 2005, forum konunuz uzun zamandır "tartışılmaktadır". hatırlarsanız, konu epeyce ilerledikten sonra, arada bir yerlerde, tekrar ek soru yöneltmiştiniz. bu sorular özetle; ek kart hâmili olan çocuklarınızın sorumluluğu hakkında idi. bundan önceki iletilerimde de belirttiğim görüşlerimi ve TARTIŞMADA GELİNEN EN SON NOKTADA vardığım kanaati açıklamak istiyorum. şöyle ki; sizin sorunuz, GENEL BİR İFÂDE İLE, ek kart hâmili olan çoçuklarınızın sorumlu tutulup tutulamayacakları, üzerine idi. ben de önce, hayatın olağan akışı içerisinde, GENEL BİR İFÂDE İLE, öncelikle, kredi sözleşmesine istinaden, ASIL KART SAHİBİNİN (ASIL ÜYENİN) sorumlu olacağını, artı: asıl kart sahibinden alınan muhtelif teminatlar gereği, borçların ödenmemesi halinde, bankanın, alacaklarını bu şekilde tahsil edeceğini/ettiğini, belirtmiştim. (detaylara girmiyorum, çünkü, önceki iletilerimde defalarca bu ifâdeleri kullanmış bulunmaktayım.) yine bununla birlikte; bankadan bankaya göre değişmekte olan uygulamalara da değinmek sureti ile, BAZI BANKALARIN, ASIL KART SAHİBİ İLE İMZALAMIŞ OLDUKLARI SÖZLEŞMEYE, EK KART HÂMİLİNİ DE DÂHİL ETMİŞ OLMALARINDAN bahsetmiştim. (belli bir nispette, müşterek ve müteselsil borçlu olarak) bu şekilde, SÖZLEŞMEDE EK KART HÂMİLİ OLARAK İMZASI BULUNAN KİŞİNİN DE AYNI SÖZLEŞMEDEN DOLAYI SORUMLU OLACAĞINI, belirtmiştim. kısaca; KONUYU, (KREDİ KARTI SÖZLEŞMESİNE EK KART HÂMİLİNİN İMZA ATIP ATMAMIŞ OLMASINA GÖRE, KONUNUN İKİ AYRIMDA DEĞERLENDİRİLMESİNİ, görüş olarak belirtmiştim. yine; ek kart hâmili olup da , aynı zamanda kefâlet söz konusu olduğunda, ek kart hâmilinin de sorumlu olabilceğini belirtmiştim. VELHÂSIL, İLETİLERİMİN HİÇ BİR YERİNDE, (EK KART HÂMİLİN HİÇ BİR ŞEKİLDE SORUMLU OLMAYACAĞI) YÖNÜNDE, GÖRÜŞ BİLDİRMİŞ DEĞİLİM. bu arada sunulan, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Kararı'nı da incelediğimde, burada da, aynı şekilde, (EK KART HÂMİLİNİN, SÖZLEŞMEYE BİZZAT İMZA ATMIŞ OLMASI NEDENİ İLE BORÇLU BULUNDUĞU) ve (ASIL SORUMLULUĞUN, SÖZLEŞMENİN 12. MADDESİ GEREĞİ, ASIL KART SAHİBİNE AİT OLDUĞU) YÖNÜNDE İBÂRE BULUNDUĞUNDAN, bunu alıntı yapıp belirttim. (zira; bu yargıtay kararı, mündereceatı açısından, BENİM DAHA ÖNCE VURGULAMIŞ OLDUĞUM, KONUYU İKİYE AYRIRARAK İNCELEMEK GEREKTİĞİNE DAİR) GÖRÜŞÜMÜ TEYİD ETMEKTE İDİ. FORUMA SUNULAN KARARDA İSE, EK KART HÂMİLİNİN, SÖZLEŞMEDE İMZASI VARDI. OYSa; benim amacım, EK KART HÂMİLİNİN HİÇ BİR SÖZLEŞMEYE İMZA ATMAMIŞ OLMASI HALİNDE BORÇTAN MAHKÛM OLDUĞU BİR YARGITAY KARARININ SUNULMASI İDİ. BEN BU KABİL BİR KARARI ÇOK ARAMAMA RAĞMEN BULAMADIM. BU FORUMDA HİÇ KİMSE DE BU KABİL BİR KARARI BULMUŞ DEĞİLDİR. ama ne yazık ki; BU YARGITAY KARARINDAN SADECE VE SADECE ÇOK KISA BİR ALINTI YAPTIĞIMDA, BÜYÜK TEPKİ ALMIŞ BULUNMAKTAYIM VE DÜNYANIN KÜFRÜNÜ VE BEDDUASINI, KÜÇÜLTÜCÜ VE AŞAĞILAYICI İFÂDELERİNE MUHATAP KALMIŞ BULUNMAKTAYIM. halen de tarafıma anlamsız saldırı devam etmektedir. ısrarla, ek kart hâmilinin her halükârda sorumlu olduğunu (ben bunun aksini hiç bir zaman iddia bile etmediğim ve konuyu ikiye ayırmak gerektiğini bildirdiğim halde) iddia etmektedirler. ancak; iddialarına dayanak yargıtay kararını onlar da sunabilmiş değillerdir. (sundukları kararda ek kart hâmili de sözleşmeye imza atmıştır) sayın naz 2005, gerçek kimliğimi burada deşifre etmeme mahal olmaksızın,görevim gereği ve konumum itibari ile, özellikle yargıtay kararları ile içiçe bulunmaktayım. buna rağmen; ben, yukarıda belirttiğim hususların dışında, (EK KART HÂMİLİNİN HİÇ BİR SÖZLEMEYE İMZA ATMAMIŞ OLMASI VE AYRICA KEFİL DE OLMAMASI DURUMUNDA BORÇTAN MAHKÛM OLDUĞU) BİR YARGITAYKARARINI BULAMADIĞIMDAN, BU KONUDA EMİN DEĞİLİM. forumlara cecap yazan hiç kimse de, bu kabil bir yargıtay kararı bulmuş değildir. buna rağmen; küfür, hakaret, görüşlere tahammülsüzlük almış başını gidiyor. SONUÇ VE KANAATİM: 1) ASIL KART SAHİBİ HER HALÜKÂRDA BORÇLARDAN SORUMLUDUR. (KESİN) 2) EK KART HÂMİLİ, AYNI ZAMANDA KEFİL İSE, KEFÂLET NEDENİ İLE BORÇTAN SORUMLUDUR (KESİN) 3) EK KART HÂMİLİ, HERHANGİ BİR ŞEKİLDE ASIL KART SAHİBİNE AİT KREDİ SÖZLEŞMESİNE DÂHİL EDİLMİŞSE, KENDİ HARCAMALARINDAN SORUMLUDUR(KESİN) (BKZ.YARGITAY KARARLARI) 4) EK KART HÂMİLİ, HERHANGİ BİR SÖZLEŞMEYE DÂHİL EDİLMEMİŞSE VE KEFİ DE DEĞİLSE, BORÇTAN SORUMLU OLUP OLMADIĞI KONUSU,((??....) NE YAZIK Kİ BU FORUMDA HALEN AÇIKLIĞA KAVUŞMUŞ DEĞİLDİR. BU KONUDA EN YAKIN ZAMANDA , DESTEKLEYİCİ BİR YARGITAY KARARI ARAMAK DURUMUNDAYIZ. artı: kişisel görüşüme göre ve uygulamada gördüğüm kadarı ile, hiç bir banka, asıl kart sahibi ve teminatlar varken, KREDİ KARTI SÖZLEŞMESİNDE HİÇ BİR İMZASI BULUNMAYAN ve kefil de olmayan ek kart hâmilininden tahsil yoluna gitmemektedir. eğer bunun aksine somut örnek veya yargıtay kararı varsa, temelsiz atıp tutmak yerine, bu örneklerin bu foruma sunulması gerekmektedir. SAYIN NAZ 2005, İYİ GÜNLER DİLİYORUM.
Av.Tayfun Eyilik Ali sinkayla tanışmayız çok yazışmayız bile sadece yazdıklarını biliyorum. Anlayabildiğim kadar öğrenmeye açık hatalarından ders çıkarabilen gönlüde büyük bir insan bana destek vermek için burda olduğunu sanmıyorum ali beyin içindeki kahraman haksızlığı önlemek istiyordu onunla dost değilim hatta muhtemelen aynı siyasi görüşlerede sahip değilim ama onun gibi yüreği sağlam bir arkadaşım olmasından gurur duyarım ister avukat ister bankacı isterse sokak kadını olsun gurur duyarım
n/a Banka ile kredi ilişkisinin daha doğru bir değişle borç akdinin geçerli olabilmesi için yazılı olması gerekmez. Bu geçerlilik değil ispat şartıdır. ispat ise banka kayıt ve defterleri kredi kartında ise harcama belgelerindeki imzalar ile ispatlanır. Bu açıdan bakıldığında kart hamili ister ek ister asıl olsun ister sözleşme imzalasın ister imzalamasın kartı kullandığı anda banka ile borç ilişkisine girmiş olur. Kredi kartı üyelik sözleşmelerinde banka hiç bir zaman ek kart hamiline baş vurmayacağını daha baştan ibra ettiğini belirtmediği sürece kartı kullanan sorumludur. Asıl kart sahibi ise ek kart sahibinin harcamalarını garanti etmektedir. Garanti bilindiği gibi bağımsız bir borçtur yanı ek kart hamilinin borcundan bağımsız bir borç ilgili yargıtay kararlarını sunarken herkezce bilinen başka kararlarıda düşünerek yazdık cengiz kostakoğlunun kitabında bolca söz eder ali sinkay da oraya işaret ediyordu mesela karşılıksız çeki ödeyen banka çekin keşidecisine kredi kullandırmış olduğunu bankanın genel krdedi uygulamalarına göre alacağını alabilecegini defalarca belirtmiştir yargıtay yargıtay buna benzer hatalı havalelerde limit aşımlarında hesaptaki yanlışlıklardan kaynaklanan durumlarda hep aynı yaklaşımı göstermiştir Açılmış ve kullandırılmış kredilerde genel kredi sözleşmelerinde imzası olmayan borçluları yada yetkili olmayan imzalar nedeni ile geçersiz imzalarda bile eğer bankanın kaynağını kullanmışsa bankanın o krediler için diğer kredi müşterilerine uyguladığı faiz oranından ödemesi gerektiğini belirtmiştir. istanbul mahkemelerinde bu konuda kazandığım çok dava var özellikle bir tane var ki bir türlü arşivimde numarasını bulamadım bulunca onuda yazacağım Ama eminim ticaret mahkemelerine çok sık gidiyorsunuzdur. Her mahkemede bankacı bilirkişiler bunların bir çoğunu bilirsiniz kaleme sorarsanız size söylerler belki biri o sırada ordadır isterseniz size yargıtay kararları ile birlikte dilediğiniz bilgiyi verirler büyük bir alçak gönüllükle Zara burdaki görüşlerim sadece teoriden ibaret değildir. Hayatın bizzat kendisidir. Size emeğime saygılı olmanızı öneriyorum Sizin hatanız sözleşmede imza olması hali ile ortada bir sözleşme olmaması halini karıştırmanızdır. Size tavsiyem size salık verdiğim yayınları kontrol etmenizdir. Emin değilseniz eminmiş gibi konuşmayın o zaman emin olan birileri gelir ve atıyorsun kardeşim deme hakkı kazanır.
Av.Fırat Bayındır Birbirini çok seven ve birbirine saygı duyan değerli site üyesi dostlarımız. Karşılıklı iyiniyet saygı ve sevgi duyguları içindeki iletilerinizi okudum ve çok mütehassIs (!) oldum. Hepinize hukuki net adına teşekkür ederim. Biz burada hukuki bir tartışma mı yapıyoruz, yoksa aşıklar gecesinde atışma yarışmasında mıyız? İnsanlara hukukun ne olduğunu anlatmaya, onlara yardım etmeye, hepsinden önemlisi hukuku ve hukukçuyu anlatmaya ve sevdirmeye mi çalışıyoruz, yoksa toplumdaki olumsuz genel kanıyı pekiştirmek mi amacımız? Yoksa KİM EN BÜYÜK HUKUKÇU anketi mi bu? Söz uçar yazı kalır denir ama demek ki hikayeymiş. Kim bilir kaç kez yazdım yine yazacağım usanmadan bıkmadan!!!! Burası SANAL BİR ORTAM ve ne yazık ki kimseyle yüz yüze konuşma imkanı yok. Ve bu durum ne yazık ki agresivliği kamçılayan bir ortam yaratıyor. LÜTFEN ELİNİZE DİLİNİZE VE KLAVYENİZE SAHİP OLUN!!!! Üzülerek belirtmeliyim ki, İşbu yazımın, forum ilgililerinin tümü tarafından okunmasından sonra bu ve benzer forumlarda şimdiye kadar yazılmış olan ve forumla ilgisi olmayan, sataşma içeren tüm iletileri silmek zorunda kalacağım. Değerli hukukçu dostlar, Lütfen birbirimizle atışmadan, hukukta çoğu zaman 2x2=4 neticesinin elde edilemeyeceğini, her hukuki olayın sui generis bir vaka olduğunu, sorulan hukuki sorularda anlatılmayan açıklanmayan pek çok detayın olduğunu, verdiğimiz cevapların çoğunlukla olasılıklar üzerine kurulu olduğunu bilerek biz hukukçulara yakışacak biçimde KLAVYENİZİ KULLANMANIZI ÖZELLİKLE RİCA EDİYORUM. Sizleri bilemem ama şahsen ben hepinizi seviyorum ve çok değerli buluyorum. ceteris paribus
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Tanıma - Tenfiz] Hedefefer5655676 
  • 20.08.2025 18:26
  • Anneye bakamamak 
  • 18.08.2025 21:37
  • Terör Örgütü Propagandası Suçu (TMK 7/2) ve Katalog Suç Niteliği : DMK 48 - A/5 VE CMK 100/3 değerlendirmesi 
  • 14.08.2025 15:01
  • Demirbaş + Ortak gider.. Hepsi aidatla karşılanıyor.. 
  • 05.08.2025 01:36
  • Tapu babamın adına, kira sözleşmesi benim adıma. Kiracı tahliye hk.? 
  • 01.08.2025 20:09


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük + Arşiv +
    Bugünün tarihi: 21/08/2025 01:11:26