| Av.Ali Osman Özdilek |
Merhaba,
Bu durum kesinlikle Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne aykırı bir durum.Maalesef ben de yedeksubay hizmetim boyunca bu duruma şahit oldum.Sözleşmenin 5. maddesine göre;
Madde 5
Özgürlük ve güvenlik hakkı
1. Herkesin kişi özgürlüğüne ve güvenliğine hakkı vardır. Aşağıda belirtilen haller ve yasada belirlenen yollar dışında hiç kimse özgürlüğünden yoksun bırakılamaz.
a) Kişinin yetkili mahkeme tarafından mahkum edilmesi üzerine usulüne uygun olarak hapsedilmesi;
b) Bir mahkeme tarafından, yasaya uygun olarak, verilen bir karara riayetsizlikten dolayı veya yasanın koyduğu bir yükümlülüğün yerine getirilmesini sağlamak için usulüne uygun olarak yakalanması veya tutulu durumda bulundurulması;
c) Bir suç işlediği hakkında geçerli şüphe bulunan veya suç işlemesine ya da suçu işledikten sonra kaçmasına engel olmak zorunluluğu inancını doğuran makul nedenlerin bulunması dolayısıyla, bir kimsenin yetkili merci önüne çıkarılmak üzere yakalanması ve tutulu durumda bulundurulması;
d) Bir küçüğün gözetim altında eğitimi için usulüne uygun olarak verilmiş bir karar gereği tutulu durumda bulundurulması veya kendisinin yetkili merci önüne çıkarılması için usulüne uygun olarak tutulu durumda bulundurulması;
e) Bulaşıcı hastalık yayabilecek bir kimsenin, bir akıl hastasının, bir alkoliğin, uyuşturucu madde bağımlısı bir kişinin veya bir serserinin usulüne uygun olarak tutulu durumda bulundurulması;
f) Bir kişinin usulüne aykırı surette ülkeye girmekten alı konmasını veya kendisi hakkında sınır dışı etme ya da geriverme işleminin yürütülmekte olması nedeniyle usulüne uygun olarak yakalanması veya tutulu durumda bulundurulması;
2. Yakalanan her kişiye, yakalama nedenleri ve kendisine yöneltilen her türlü suçlama en kısa zamanda ve anladığı bir dille bildirilir.
3. Bu maddenin 1.c fıkrasında öngörülen koşullara uyarınca yakalanan veya tutulu durumda bulunan herkes hemen bir yargıç veya adli görev yapmaya yasayla yetkili kılınmış diğer bir görevli önüne çıkarılır; kendisinin makul bir süre içinde yargılanmaya veya adli kovuşturma sırasında serbest bırakılmaya hakkı vardır. Salıverilme, ilgilinin duruşmada hazır bulunmasını sağlayacak bir teminata bağlanabilir.
4. Yakalama veya tutuklu durumda bulunma nedeniyle özgürlüğünden yoksun kılınan herkes, özgürlük kısıtlamasının yasaya uygunluğu hakkında kısa bir süre içinde karar vermesi ve yasaya aykırı görülmesi halinde kendisini serbest bırakması için bir mahkemeye başvurma hakkına sahiptir.
5. Bu madde hükümlerine aykırı olarak yapılmış bir yakalama veya tutulu kalma işleminin mağduru olan herkesin tazminat istemeye hakkı vardır.
Görüldüğü üzere kişi özgürlüğünü kısıtlayıcı cezalar sadece ve sadece yetkili mahkemeler tarafından verilebilir.Askeri Ceza Kanununda cürümler sayılmıştır.Bu cürümler Askeri Ceza Kanunu'nun yetkisine girer.Ama bir de disiplin cezaları vardır.Bunlar disiplin tecavüzleri ve disiplin kabahatleridir.İşte burada modern ceza hukukunun kesinlikle kabul etmediği bir şekilde kişi özgürlüğünü kısıtlayan cezalar disiplin amirleri tarafından astları aleyhinde verilebilmektedir.Memur disiplin cezalarında normalde maaş kesme,görevden uzaklaştırma gibi cezalar mevcuttur ve bunlarla kişi özgürlüğü kısıtlanamaz.Askeri Ceza Kanunu ile disiplin amirlerine tanınan bu yetki gerçekten inanılmaz bir yetkidir ve keyfi kullanıma her zaman açıktır ve de bazen keyfi olarak kullanıldığı da bir gerçektir. Askeri yasalar ile, herkesi bağlayıcı olması gereken Anayasa ve Türk Ceza Kanunu düzenlemelerine olağanüstü bir istisna getirilmiştir.
Verilen bu cezalara karşı da maalesef gerçek anlamda bir itiraz veya temyiz yolu tanınmamıştır.Cezayı alanın yasaya göre şikayet hakkı vardır ama ben en azından görev sürem içinde ceza alanların ne bu haklarının olduğunu bildiklerini,ne bu hakkın kullanıldığını ve ne de kullandırıldığını gördüm.Şikayet yine bir yargı makamı olmayan bir üst amire yapılıyor ve herşey onun kararı ile bitiyor.Bana göre bu şikayet tanınmış olan iç hukuk yollarının tüketilmesidir ve bu şikayetin reddedilmesinden sonraki 6 ay içerisinde Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine basvurulabilir ve ben sonuç alınabileceğini de düşünüyorum.AIHM basvuruları pek de karısık olmayan bir prosedüre bağlanmış ve başvurucuyu pek fazla maddi ve usuli sorunlarla başbaşa bırakmıyor.
Sonuç olarak Askerlik Hizmetinin özel koşulları en azından barış zamanında hukukun genel prensiplerine tabi olmalıdır.Yargıç statüsünde olmayan disiplin amirlerine memurlar hakkında verilen disiplin cezalarını astlarına uygulaması verilebilir ama asla bir yargı makamının yerine geçerek kişiyi hak ve özgürlüklerinden mahrum eden hürriyeti bağlayıcı bir ceza veremez(özellikle Türkiye'nin imzaladığı uluslararası insan hakları belgeleri karşısında)
|