Hukuki.NET


20/08/2025  Eski forum arşivi bölümü

Hukuksal Tartışmalar




 


Forum:
SİTE ÜYELERİNE SİTEMİMDİR! 10 KASIMI UNUTTUNUZ MU?
Av.Fırat Bayındır Sevgili dostlar, Bu gün 10 Kasım, (önüne hiç bir sıfat eklemeye gerek görmüyorum) ATATÜRK'ün ölüm yıl dönümü. Ama akşamın şu saatine kadar bu özel gün ile ilgili bir tek yazınız yok. Oysa ki bu günlerde ne kadar da çok ihtiyacımız var O'na. ÜZÜLEREK HEPİNİZE SİTEMLERİMİ GÖNDERİYORUM. ceteris paribus
Bagaytuğ bunda, sitenin bir açılıp bir kapanmasının, günün büyük bölümünde kullanılamaz halde olmasının da payı vardır herhalde... Özledik...
Av.Fırat Bayındır sayın bagay, Maalesef bu konuda hiç bir mazereti kabul edemiyorum. ceteris paribus
Bagaytuğ haklısınız, maalesef... :(
Admin Her ikiniz de yerden göğe haklısınız da farkında iseniz gecenin bu vaktinde ancak 3 kişi olabildik. YİNE Fırat Bayındır yine Bagaytug ... Bu sitede YÜCE Atatürk'ü bizden başka anan Yok değil mi ? Ama leyla zana forumu almış başını gidiyor. Yazan yazana... ATAM SEN RAHAT UYU, BEKÇİSİ FALAN YOK CUMHURİYETİN, YORMA, ÜZME KENDİNİ. DEĞERLERİMİZİ UNUTTUK, SEN DE UNUT Kİ RAHAT UYU. ( Olmadı değil mi bu yazdıklarım? ) Bu konuda daha fazla yazamayacağım zira ciddi olarak sinirleniyorum... Sİteye gelince; Sİtenin arızaları mümkün olduğunca giderilmeye çalışılmakta ise de bizim elimizde olmayan nedenlere dayanmaktadır. Muhtemelen 1-2 ay içinde çok daha hızlı ve kesintisiz bir siteye kavuşacağımızı belirtmek isterim. https://www.hukuki.net - https://www.hukukara.com
nursel yöndem Kanımca Ata'mızı en iyi şekilde anmak, O'nun ulusumuza bıraktığı değerleri anlamak, uygulamak ve bu değerleri günümüze en iyi şekilde uyarlamakla olur. Tipik bir sömürge ülkesi gibi davrandığımız şu günlerde Atatürk'ün bağımsızlıkla ilgili sözlerini alıntılamak istedim, ruhu şa'd olsun: Oysa, Türk'ün haysiyet ve kendine inanı ve yeteneği çok yüksek ve büyüktür. Böyle bir millet esir yaşamaktansa yok olsun daha iyidir!" 1920 Tam bağımsızlık, bizim bugün üzerimize aldığımız vazifenin temel ruhudur. Bu vazife, bütün millete ve tarihe karşı yüklenilmiştir. Bu vazifeyi yüklenirken, tatbik kabiliyeti hakkında şüphe yok ki çok düşündük. Fakat netice olarak edindiğimiz görüş ve iman, bunda, muvaffak olabileceğimize dairdir. Biz, böyle işe başlamış adamlarız. Bizden evvelkilerin işledikleri hatalar yüzünden, milletimiz sözde mevcut zannolunan bağımsızlığında kayıtlı bulunuyordu. Şimdiye kadar Türkiye'yi, medeniyet dünyasında kusurlu gösteren neler düşünülebilirse, hep bu hatadan ve bu hataya uymadan doğmaktadır. Bu hataya uyma neticesi; mutlaka, memleket ve milletin bütün haysiyetinden ve bütün yaşama kabiliyetinden soyunma ve uzaklaşmasını gerektirebilir. Biz; yaşamak isteyen, haysiyet ve şerefiyle yaşamak isteyen bir milletiz. Bir hataya uyma yüzünden bu özelliklerden mahrum kalmaya tahammül edemeyiz. Bilgin, cahil, istisnasız bütün millet fertleri, belki içinde bulundukları güçlükleri tamamen anlamaksızın, bugün yalnız bir nokta etrafında toplanmış ve fakat sonuna kadar kanını akıtmaya karar vermiştir. O nokta; tam bağımsızlığımızın temini ve devam ettirilmesidir. Tam bağımsızlık denildiği zaman, elbette siyasi, malî, iktisadî, adlî, askerî, kültürel ve benzeri her hususta tam bağımsızlık ve tam serbestlik demektir. Bu saydıklarımın herhangi birinde bağımsızlıktan mahrumiyet, millet ve memleketin gerçek mânasiyle bütün bağımsızlığından mahrumiyeti demektir. Biz, bunu temin etmeden barış ve sükûna erişeceğimiz inancında değiliz. 1921 (Nutuk II, S. 623-624) Bağımsızlık ve hürriyetlerini her ne bahasına ve her ne karşılığında olursa olsun zedeleme ve kayıtlamaya asla müsamaha etmemek; bağımsızlık ve hürriyetlerini bütün mânasiyle koruyabilmek ve bunun için gerekirse, son ferdinin, son damla kanını akıtarak, insanlık tarihini şanlı örnek ile süslemek; işte bağımsızlık ve hürriyetin hakiki mahiyetini, geniş mânasını, yüksek kıymetini, vicdanında kavramış milletler için temel ve ölmez prensip... Ancak bu prensip uğrunda her türlü fedakârlığı, her an yapmaya hazır milletlerdir ki, devamlı olarak insanlığın hürmet ve saygısına lâyık bir topluluk olarak düşünülebilirler. 1928 (Atatürk'ün S.D. II, S. 249) Bağımsızlığı için ölümü göze alan millet, insanlık haysiyet ve şerefinin icabı olan bütün fedakârlığı yapmakla teselli bulur ve elbette esaret zincirini kendi eliyle boynuna geçiren miskin, haysiyetsiz bir millete nazaran dost ve düşman nazarındaki mevkii farklı olur. 1927 (Nutuk I, S. 13-14) Esas Türk milletinin haysiyetli ve şerefli bir millet olarak yaşamasıdır. Bu esas ancak tam bağımsızlığa sahip olmakla temin olunabilir. Ne kadar zengin ve refaha kavuşturulmuş olursa olsun bağımsızlıktan mahrum bir millet, medenî insanlık karşısında uşak olmak mevkiinden yüksek bir muameleye lâyık olamaz. Yabancı bir devletin himaye ve desteğini kabul etmek, insanlık özelliklerinden mahrumiyeti, beceriksizlik ve miskinliği itiraftan başka bir şey değildir. Gerçekten bu aşağı dereceye düşmemiş olanların isteyerek başlarına bir yabancı efendi getirmelerine asla ihtimal verilemez. Halbuki Türk'ün haysiyet ve izzetinefis ve kabiliyeti çok yüksek ve büyüktür. Böyle bir millet esir yaşamaktansa yok olsun daha iyidir. Bundan ötürü, ya bağımsızlık, ya ölüm!... 1919 (Nutuk I, S. 13) Arzumuz dışarıda bağımsızlık, içeride kayıtsız ve şartsız millî egemenliği korumadan ibarettir. Millî egemenliğimizin hattâ bir zerresini bozmak niyetinde bulunanların kafalarını parçalayacağınızdan eminim. 1923 (Atatürk'ün S. D. II, S. 71-72) "Biz barış istiyoruz" dediğimiz zaman "tam bağımsızlık istiyoruz" dediğimizi herkesin bilmesi lâzımdır. Bunu istemeye hakkımız ve kudretimiz vardır. On sene, yirmi sene sonra aşağılaşarak ölmekten ise şimdiden şeref ve haysiyetle ölmeyi üstün tutmalıyız. 1923 (Atatürk'ün S. D. II, S. 89) Ben yaşayabilmek için mutlaka müstakil bir milletin evlâdı kalmalıyım. Bu sebeple millî bağımsızlık bence bir hayat meselesidir. Millet ve memleketin menfaatleri icap ettiği takdirde, insanlığı teşkil eden milletlerden her biriyle medeniyet gereği olan dostluk, siyaset münasebetlerini büyük bir hassasiyetle takdir ederim. Ancak benim milletimi esir etmek isteyen herhangi bir milletin de bu arzusundan sarfınazar edinceye kadar amansız düşmanıyım. (23.4.1921) Biz Türkler bütün tarihimiz boyunca hürriyet ve bağımsızlığa sembol olmuş bir milletiz. (Nutuk) Ne kadar zengin ve müreffeh olursa olsun, bağımsızlıktan mahrum bir millet, medenî insanlık karşısında uşak olmak mevkiinden yüksek bir muameleye liyakat kazanamaz. (Nutuk) Türk Milleti yüzyıllardan beri hür ve müstakil yaşamış ve istiklâli yaşamak için şart saymış bir kavmin kahraman evlâtlarından ibarettir. Bu millet istiklâlsiz yaşamamıştır, yaşayamaz ve yaşamayacaktır. (21 Haziran 1922) Hürriyet ve istiklâl benim karakterimdir ben milletimin en büyük ve ecdadımın en kıymetli mirası olan istiklâl aşkı ile dolu bir adamım. Çocukluğumdan bugüne kadar ailevî hususî ve resmî hayatımın her safhasını yakından bilenlerce bu aşkım malûmdur. Bence bir millette şerefin, haysiyetin, namusun ve insanlığın vücut beka bulabilmesi mutlaka o milletin hürriyet ve istiklâline sahip olmasıyla kaimdir. Ben şahsen bu saydığım vasıflara çok ehemmiyet veririm. Ve bu vasıfların kendimde mevcut olduğunu iddia edebilmek için milletimin de aynı vasıfları taşımasını esas şart bilirim. Ben yaşayabilmek için mutlaka müstakil bir milletin evlâdı kalmalıyım. Bu sebeple millî istiklâl bence bir hayat meselesidir. İstiklâl ve hürriyet âşıkı milletler için, ıstırap anları, o ıstırabın âmilleri, ibret alıp tetikte durmak için daima hatırlanmalıdır. İstiklâl ve hürriyetlerini her ne pahasına ve her ne karşılığında olursa olsun ihlâl ve takyide asla müsamaha etmemek, istiklâl ve hürriyetlerini bütün mânasıyla masun bulundurmak ve bunun için, icap ederse, son ferdinin son damla kanını akıtarak insanlık tarihini şanlı bir misalle süslemek: İşte istiklâl ve hürriyetin hakikî mahiyetini, geniş mânasını, yüksek kıymetini vicdanında idrak etmiş milletler için esas ve hayati prensip. Büyük ve hayalî şeyleri yapmadan yapmış gibi görünmek yüzünden bütün dünyanın düşmanlığını, garazını, kinini, bu memleketin ve milletin üzerine çektik. Biz panislâmizm yapmadık. Belki, "yapmıyoruz, yapacağız" dedik. Düşmanlar da "yaptırmamak için biran evvel öldürelim" dediler. Panturanizm yapmadık, "yaparız, yapıyoruz" dedik, "yapacağız" dedik ve yine "öldürelim" dediler. Bütün dâva bundan ibarettir. (1921) Give Justice A Hand
Lawless1 Bugun Hurriyet ve Milliyet gazetelerini karsilastiriyordum ve aralarindaki fark dikkatimi cekti, Hurriyet gazetesinde Bekir Coskun ve Emin Colasan Ataturk hakkinda bir yazi yazmis, diger yazarlar baska konularda. Ertugrul Ozkok, Robin Hood'dan bahsediyor! Milliyet gazetesi yuzumu guldurdu, hemen hemen her yazar Ataturk ile ilgili birsey soylemis. Bu arada Kemal Ataturk'un, etrafiyla konusurken, insanlara "Cocuk" diye hitap ettigini biliyor muydunuz? O zamana mi has, yoksa Ata'ya mi has bir sey bilmiyorum, ama hosuma gitti.
romantic Sayın Fırat Bayındır, Sitem kategorinizin dışında olduğumu umuyorum, Atam forumunu 10 Kasım için, Atamınızı saygıyla andığımızı anlatmak için yazdım, sanırım gözünüzden kaçmış, dahada erken saatlerde yazmak istedim ancak siteye giremedim, çünkü site açılmıyordu. Bu arada ileti ekleyen Sayın Bagaytuğ'a ayrıca teşekkür ederim. Saygılarımla, romantic
alisinkay 10 KASIM ATAMIZ öLDü çOK üZGüNüZ ne kadar büyük bir insandı.Bizi kurtardı.Bu mudur Atatürk'ü hatırlamak sayın büyüklerim. Her daim içimdeyken Gençliğe hitabesi içimdeyken.EY TüRK GENçLİğİ, deyişi hala aklımdayken. Hala İstiklal Marşını ezbere okuyamayanların olduğu ülkede yüreğim titrerken bayrak şiirinde bayrağa sevgilimmiş gibi bakarken 10 Kasımda Atatürkün anıldığı yazılara tepki gösteriyorum.Belki haksızım.Ama ........ Yao kadar çok isyanım var kiiii..... neden kadıköydeki Anma töreninde sadece CHP ve MHP vardı? et son front etait mu comme une place vide entre deux armees
Kaan V. ATATÜRK Diyor ki; "Ben vazifemin bitmediğini, yüklendiğim sorumluluğun da yüksek ve çetin olduğunu anlıyorum. Arkadaşlar, bu vazife bitmeyecektir; ben toprak olduktan sonra da devam edecektir! Ben seve seve, sevine sevine bütün varlığımı bu kutsal vazifeye vereceğim ve onun yüksek sorumluluğunu yüklenmekle mesut olacağım. Vazifeme başarı ile devam edebileceğim. Çünkü büyük milletimizin kalp ve vicdanında bana karşı sarsılmaz bir güven ve itimat taşımakta olduğunu görüyorum. Bu benim için büyük kuvvettir, büyük yetkidir." ATA'm utanç duyuyoruz!Senin değerlerine sahip çıkamadık.Üstüne seni şahsi emellerine alet etmek isteyen yüzsüz insanları da durduramadık.Sen bizim için çok şey yaptın ama biz bunların hiç birine layık olamadık. www.hukuki.net
alisinkay DAĞ BAŞINI DUMAN ALMIŞ Bir sisli kasım sabahıdır bu; Düştüler yollara Kırklar Yediler... Dağ başını duman almış kardeşim, Gün doğmayacakmış, dediler. Baktım ki bütün gökyüzü baştan başa tenha, Bir kapkara matem sarıyor memleketi, Her sineyi bir kapkara yas dolduruyor, Ev ev bacalardan taşıyordu. Bir sisli kasım sabahı baktım, Baştan başa öksüz koca bir yurt, Taş taş döğünüp ağlaşıyordu. Nereden çıktı bu ferman nereden? Dağ başını duman almış kardeşim, Ansızın bir karayel esti meğer pencereden, Karıştı tarihin sayfaları... Toz duman içinde Anafartalar! Samsun, Erzurum, Sivas, Baş döndürücü bir hız geçiyor memleketi, Nefesler tıkanıyor, adımlar şaşıyordu. Büyüdü ellerim, ayaklarım, kafam! Sakarya boylarında bir yanık türkü, Akdeniz'i gösteriyor Mustafa'm! Kağnılar mermi değil, iman taşıyordu. "Dağ başını duman almış" kardeşim, "Gümüşdere durmaz akar" Bir dert ki kemirir içimiz kasım sabahları, Bir dert ki yakar! Yeni bir bayrama girmişti vatan, Her taraf mutlu ve hür, Tuttu baştan başa Türk yurdunu bir resmi geçit, Yürüyor koskoca millet, Yürüyor başta Atam, Devrim devrim geçiyor memleketi, Tepelerden gece gündüz aşıyordu. Med miydi, cezir miydi bilinmez, Bir seyrediyor şöyle uzaktan uzağa, Bir yaklaşıyordu. "Rabbim yeni bir mucize versin, diye Türk'ü Gönderdi bu dünyaya muhakkak Atatürk'ü." Böyle söylerdi kesik kollu dedem. Gördüler de analar babalar o kara günleri, "Allah gönderdi Gazi'yi, Allah yüzümüze bakmış." Dediler. Ama bir gün Bir sisli kasım sabahı Dağ başını duman almış, kardeşim; Gün doğmayacakmış, dediler! Baktım ki bütün gökyüzü baştan başa tenha Bir kapkara matem sarıyor memleketi, Her sineyi bir kapkara yas dolduruyor, Ev ev bacalardan taşıyordu. .............................................. Bir sisli kasım sabahı baktım Hâlâ vuruyor nabızlarımızda Hâlâ yaşıyordu. Lâkin kesilip dinmedi ruhumda o sancı, Hâlâ o yetim bakışlarımda Donmuş bir avuç hâtıra kalmış! Dağ başını duman almış kardeşim, Dağ başını duman almış! Bekir Sıtkı ERDOĞAN et son front etait mu comme une place vide entre deux armees
alisinkay 10 Kasımla ilgili başlık ve 41 kişi bir günde günlerce önce açılan Atatürk resimleri 34 Atatürkçülük 52 katılımcı isyanım bunaydı bu yazıya Atatürkün öldüğü zaman milletten ne beklediğini belirtir sözü ile son veriyorum Ben ölürsem soylu milletimizin beraber yürüdüğümüz yoldan asla ayrılmayacağına eminim; bununla gönlüm rahat!
ipekderya 1 Kasım 1938' deki TBMM' nin açılışına hastalığı yüzünden katılamadı. Atatürk' e onbeş gün kadar son rahat günlerini yaşama olanağını veren hastalık, tekrar normal seyrinden çıkarak yeni bir krizle şiddetlendi. Ardından korkulan son bütün acıyla geldi. Büyük Komutan, Devlet Adamı, ve Büyük İnsan, 10 Kasım 1938 günü saat 09.05' te ölümlü yaşama veda etti. Bu kara haber Türk Milletini büyük bir yasa boğdu. 16 Kasım 1938' de tabutu, Türk Bayrağıyla örtülü bir katafalk üzerinde Dolmabahçe Sarayı' nın büyük tören salonuna konuldu ve halkın ziyaretine açıldı. Bütün İstanbul halkı büyük kurtarıcısına son görevi yapmak için Saraya koştu. 19 Kasım 1938 Cumartesi günü sabahı, Dolmabahçe Sarayı Tören Salonunda cenaze namazı kılındı. Cenaze alayı İstanbul halkının gözyaşları arasından geçerek Gülhane Parkı' na geldi. Tabut bir torpidoya alınarak, Yavuz Zırhlısı' na nakledildi. Izmit' te özel bir trene konulan cenaze, yol boyunca Ata 'larına son saygısını gösteren halkın yüreklerinde derin sızılar bırakarak 20 Kasım 1938 Pazar günü Ankara' ya götürüldü. Atatürk' ün tabutu Büyük Millet Meclisi önünde hazırlanan katafalka yerleştirildi. Başta Cumhurbaşkanı olmak üzere, bütün Ankara halkı katafalkın önünden saygıyla eğilerek geçti. 21 Kasım 1938 Pazartesi günü hafif yağan bir yağmur altında tören başladı. Oniki milletvekili cenazeyi top arabasına yerleştirdi. Oniki general top arabasının iki yanında nöbete durdu. Başta yabancı Devletlerin yolladıkları askeri birlikler olmak üzere, törene katılan birlikler Türk Milleti' nin kurtarıcısı ve Türkiye Cumhuriyeti' nin kurucusu büyük Atatürk' ü selamlayarak geçtiler. Cenazeyi taşıyan top arabasının arkasında en büyüğünden, en küçüğüne kadar bütün Türk Milleti vardı. Atatürk' e geçici kabir olarak ayrılan Etnografya Müzesi' ne götürülen tabut, hazırlanan mermer lahdine yerleştirildi. Atatürk' ün naaşı Anıtkabir yapılıncaya dek on beş sene bu geçici kabirde kaldı. 10 Kasım 1953' te büyük bir merasimle ebedi istirahat yeri olan Anıtabir' e nakledildi. O, Türk' ün tarihinde ve gönlünde ebediyen yaşayacaktır. yalan atla gider, gerçek yürür, yinede tam zamanında yetişir.
ipekderya Mustafa Kemal' i düşünüyorum Yeleleri alevden al bir ata binmiş Aşıyor yüce dağları, engin denizleri Altın saçları dalgalanıyor rüzgarda Işıl ışıl yanıyor mavi gözleri Mustafa Kemal' i düşünüyorum; Yanmış, yıkılmış savaş meydanlarında Destanlar yaratıyor cihanın görmediği, Arkasından dağ dağ ordular geliyor Her askeri Mustafa Kemal gibi. Mustafa Kemal' i düşünüyorum; Gelmiş geçmiş kahramanlara bedel Hükmediyor uçsuz bucaksız göklere. Al bir ata binmiş yalın kılıç Koşuyor zaferden zafere... Mustafa Kemal' i düşünüyorum; Ölmemiş bir kasım sabahı! Yine bizimle beraber biryerde, Yaşıyor dört köşesinde vatanın. Yaşıyor damar damar yüreklerde. Mustafa Kemal' i düşünüyorum; Altın saçları dalgalanıyor rüzgarda Mavi gözleri ışıl ışıl, görüyorum Uykularıma giriyor her gece. Ellerinden öpüyorum. ÜMİT YAŞAR OĞUZCAN yalan atla gider, gerçek yürür, yinede tam zamanında yetişir.
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Tanıma - Tenfiz] Hedefefer5655676 
  • 20.08.2025 18:26
  • Anneye bakamamak 
  • 18.08.2025 21:37
  • Terör Örgütü Propagandası Suçu (TMK 7/2) ve Katalog Suç Niteliği : DMK 48 - A/5 VE CMK 100/3 değerlendirmesi 
  • 14.08.2025 15:01
  • Demirbaş + Ortak gider.. Hepsi aidatla karşılanıyor.. 
  • 05.08.2025 01:36
  • Tapu babamın adına, kira sözleşmesi benim adıma. Kiracı tahliye hk.? 
  • 01.08.2025 20:09


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük + Arşiv +
    Bugünün tarihi: 20/08/2025 23:07:12