Hukuki.NET


03/05/2025  Eski forum arşivi bölümü

Hukuksal Tartışmalar




 


Forum:
ARAFAT ÖLÜRSE...
Emrah Yavuzcan İsrail basını, Filistin lideri Yaser Arafat’ın gözlerini açtığını ve doktorlarıyla iletişim kurduğunu bildirdi, Filistin basını ise Arafat'ın durumunun kritik olduğunu yazdı. Sizce Arafat'ın ölmesi halinde bölgede ne gibi değişiklikler olacaktır? en iyiyi bulmak için çalışırken, iyiyi kaybetmeyin...
alisinkay Yaser Arafat ölürse ne olur bunu bilmek için kim olduğunu bilmek gerekir. Çocukluğunun bir dönemi de Ağlama duvarının hemen yanında olan bir malikanede geçmiştir. Mısır asıllı bir tüccar olan babasının işleri sebebiyle 5 yaşına kadar hayatının büyük bölümü Kahire'de geçmiştir. Annesinin vefatından sonra yine Kudüs'e dayısının yanına dönmüştür. 1929 yılında doğdu.Eski bir Osmanlı zabiti olan Abdülrahman Bey, Kudüs'te dünyaya gelen oğluna, Muhammed adını verdi. Çoban, tüccar, Pakistanlı işadamı, hatta yaşlı bir kadın kılığında İsrail topraklarına baskınlar düzenlerken, Muhammed'in kod adı, "Ebu Ammar"dı. 1994'te, Nobel Barış Ödülü'nü alırken ise, herkes onu, Filistin lideri Yaser Arafat olarak tanıyordu. Dünyanın en çalkantılı bölgesinde doğan Yaser Arafat’ın çocukluğunu geçirdiği ev, İsrail'in Doğu Kudüs'ü işgalinden sonra, ağlama duvarına yer açmak için yıkıldı. Arafat gençliğinde neşeli ve enerji doluydu. Çevresindekileri kolayca etkileyebilen Arafat, Kahire Üniversitesi'nde okurken, Filistinli Öğrenciler Birliği'nin lideri seçildi. Uluslararası toplantılarda Filistin sorununun sözcülüğünü yapmaya, daha o zamanlar başladı. Üniversiteden sonra, kısa bir süre, Kuveyt'te inşaat mühendisliği yaptı. 1958'de El Fetih'i kurdu. Örgütün, İsrail topraklarına düzenlediği vur-kaç eylemlerinde, bizzat yer aldı. 1967 Arap-İsrail Savaşı'ndan sonraysa, artık bir efsaneydi. Mısır lideri Cemal Abdül Nasır, bu genç adamı desteklemeye başladı. Onu, Mısır heyetinin bir üyesi olarak Sovyetler Birliği'ne götürdü. İKİ ÖNEMLİ İLKE Böylece adı artık uluslararası arenada da geçmeye başlayan Arafat, bütün Filistin örgütlerini çatısı altında toplayan Filistin Kurtuluş Örgütü'nün başına geçti. İki önemli ilkeye, sıkı sıkıya sarıldı: Bu ilkelerden birincisi, Filistin hareketinin, herhangi bir Arap ülkesinin denetimi altına sokmamaktı. Bu nedenle, Suriye Devlet Başkanı Hafız Esad'la, sürekli karşı karşıya geldi. İkinci önemli ilkesiyse, komünistlerden, radikallere kadar farklı Filistinli grupları birarada tutmaktı. Bunun için de, onların disiplinsizliğe varan davranışlarına göz yumdu. Filistinli grupların bu disiplinsizliği, Ürdün'de iç kargaşaya yol açtı. Ürdün güvenlik güçleriyle, Filistin örgütleri arasında yaşanan kanlı çatışmalar, tarihe, "kara Eylül" olarak geçti. Filistin Kurtuluş Örgütü, Ürdün'den Lübnan'a taşınmak zorunda kaldı. Ancak, bu gelişme, Lübnan'daki etnik dengeleri bozdu. Patlayan iç savaş, yıllarca sürdü. İsrail, kargaşa içindeki Lübnan'ı işgal etti. Arafat, o günlerde, bugünün İsrail başbakanı, o zamanların savunma bakanı Ariel Şaron'un elinden kurtulmak için, sürekli hareket eden bir araçta yaşamak ve sonunda, Lübnan'dan da çıkmak zorunda kaldı. Arafat'a ve hareketine, bu kez, Tunus kucak açmıştı. Arafat, en yakın arkadaşı Ebu Cihad'ı da, İsrail özel kuvvetlerinin yaptığı bir baskında, Tunus'ta kaybedecekti. DÜNYANIN KABUL ETTİĞİ LİDER OLMAYA GİDEN YOL 1987'de, Filistinlilerin direnişi, sokağa döküldü. İntifada, yani "direniş" hareketinin en sıcak günlerinde, Arafat, tarihi bir adım attı. 1988'de Filistin Devleti'nin kurulduğunu ilan etti. Bir ay sonra, yine, tarihi açıklamalar yaptı. İsrail'in, "güvenlik içinde var olma hakkını tanıdıklarını", ve "teröre karşı olduğunu", ilk defa söyledi. Bu açıklamadan birkaç saat sonra Amerikan yönetimi, Filistin Kurtuluş Örgütü'nü, Ortadoğu sorununun taraflarından biri olarak tanıdığını ilan etti. Arafat'ın en büyük hatalarından biriyse, Körfez Savaşı?nda "yanlış ata oynamak"tı. Kuveyt'i işgal eden Saddam Hüseyin'in yanında yer alınca, petrol zengini körfez ülkelerinden gelen ekonomik desteği, bir anda kaybetti. OSLO ANLAŞMASI VE NOBEL BARIŞ ÖDÜLÜ Savaştan sonra Ortadoğu'da dengeler değişti. Beyaz Saray'ın zoruyla, Ortadoğu barışı için görüşmeler başladı. Madrid'de açık açık, Oslo'da gizliden gizliye yürütülen görüşmeler, 1993'te sonuç verdi. Oslo'da varılan, Washington'da imzalanan anlaşmayla, İsrail Başbakanı İzak Rabin ve Filistin lideri Yaser Arafat, Nobel Barış Ödülü'ne layık görüldü. Arafat, bir yıl sonra, eskiden gizlice girdiği Gazze'ye, bu kez, Filistin yönetimi başkanı olarak taşındı. Çabaları hep, Filistin devletini kuracak olan nihai anlaşmayı sağlamak içindi. 2002 Şubat ayının ortalarında çıkan bir çatışma yüzünden yine Şaron tarafından ev hapsinde tutulmaya başlayan Yaser Arafat, parkinson hastalığı ile de mücadele etmek zorunda kalıyor. HAKKINDA YAZILANLAR 1.Arafat Yaşayan Bir Efsane Marco Koskas Milliyet Yayınları Yaser Arafat kimdir? Gözü kara bir gerilla ve usta bir politikacı, modern terörizmin ve kurnaz pazarlıkçı, sürgündeki göçebe ve efsanevi lider...Filistin halkının yazgsını yönlendiren kişi. Arafat nasıl oldu da tek başına Filistin davasının simgesi haline geldi? Yaser Arafat, Mısır'da geçen çocukluğundan itibaren hep bir "bağımsız Filistin" hayal etti. Onun ve halkının yazgını başlangıçtaki bu sır belirleyecekti. İşte Marco Koskas'ın yazdığı bu usta işi biyografi, ilk başkaldırıdan 1993'teki Oslo anlaşmalarından kadar, olayların birbirine eklenerek yarattığı bu şaşırtıcı liderin izlediği yolu ve vardığı noktayı gözler önüne sermektedir. Hem İsrail'in hem Arapların tertiplediği yüzlerce suikasttan kurtulan, birlikte yola çıktığı birçok politikacıyı eskiten Arafat, tartışmasız bir meşruiyete sahip. Yaşayan efsane Yaser Arafat'ı bu kitapta umulmadık bir ışık altında yepyeni bir açıdan göreceksiniz. Marco Koskas, Balance Bounel adlı eseriyle 1979'da Premier Roman ödülü kazandı. L'Homme de paille ve La position tango adlı eserlerinden başka, 1992'de bir de Albert Schweitzer biyografisi yayımladı. Süha Arafat,Yaser Arafat’ın hırıstiyan kökenli eşi. Evlendikten kısa bir süre sonra müslüman oldu. Bir kız çocukları oldu Zahwa. Zahwa’ya bir İngiliz mürebbiye tutuldu.(1995) et son front etait mu comme une place vide entre deux armees
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • Clicking Here TLO lookup 
  • 02.05.2025 08:42
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük + Arşiv +
    Bugünün tarihi: 03/05/2025 08:42:17