Hukuki.NET


03/05/2025  Eski forum arşivi bölümü

Hukuksal Tartışmalar




 


Forum:
Arkadaşlar bu konu silinmiştir.
bahattin solen Arkadaşlar bu konu silinmiştir[:tbn]
rado2878 2 yıl ile 5 yıl A.C.Mah. ayrıca artırılır mükerer ise boş bırakmayım
Emrah Yavuzcan Arkadaşınız kesinlikle şikayette bulunmalı düşüncesindeyim. Kişisel bir hak olan vücut bütünlüğü başka bir şahıs tarafından bozulmuştur. Yeni TCK m.86ye göre 1yıldan 3 yıla kadar hapisle cezalandırılır. Arttırıcı sebepler de varsa 3 yıldan 5 yıla çıkar. en iyiyi bulmak için çalışırken, iyiyi kaybetmeyin...
alisinkay :) yeni tck madde 87 1'e göre verilen ceza 3 yıldan 5 yıla kadardır. 87 2ye göre ise Duyularından veya organlarından birinin işlevinin yitirilmesine, neden olduğu için ceza iki kat arttırılır.ve beş yıldan az olamaz. teorik bir tartışmaya girer ve gözleri tam anlamıyla işlevini yitirmedi dersek bile Yüzünün sürekli değişikliğine, yol açtığı için alacağı ceza 6 yıl ve 10 yıl arasında değişecektir. Kuluna yardım eden dinini üstün tutan Allah'a Hamdolsun.Hamdolsun Alemlerin Rabbine,Hamdolsun Alemlerin Rabbine
ghostsam göz kaybı söz konusu olduğunda dikkate alınacak husus çehrede sabit değişiklikten önce uzuv kaybı veya tatili olmasıdır.(yarıtay ilgili içtihatlarında evvela bunu dikkate alır) bu sebeple eğer tek göz kaybı söz konusu ise italyan yüksek mahkemesinin verdiği bir karara ve adli tıp genel kurulunun yayımladığı son makaleye göre uzuv kaybı değil uzuv zaafı söz konusu olur bu durumda da fiil "metal madde" dediğiniz ne olursa olsun silah sayılacağından bkz ilgili TCK maddesi (hem eski de hem yeni de silah tanımı vardır.)457. madenin uygulanması sözkonusu olacaktır. buradan atıfla 456.madde uyarınca verilen hasara göe ceza belirlenip ağırlaştırıcı sebep ile artacaktır. ghostsam
alisinkay Sayın ghostam isterseniz görüşü olan arkadaşlarla bu konuyla ilgili teorik bir tartışmaya girebilirz her halükarda ağırlaştırıcı sebeptir.Organlardan birinin işlevini yitirmesi yani uzuv kaybı ve organlardan birinin işlevini tam olarak yerine getirememesi uzuv zaafı benim görüşüm diğer göz her ne kadar görmye devam etse de bir insan da iki organ şeklinde yer alan gözün birinin kaybedilmesi uzuv kaybı olmalıdır.Çünkü iki kolumuzdan birinin kaybı iki ayağımızdan birinin kaybının da uzuv zaafı olması gerekir bu düşünceyle et son front etait mu comme une place vide entre deux armees
ghostsam sayın alisinkay görüşünüz sizin mantığınızca doğru olabilir saygı duyarım ancak caza hukuku bize pek fazla yorum ve tartışma yetkisi vermez zira ceza hukukunun temelk kuralı olan kanunilik yüzünden içtihadı birleştirme kararlarından başkaca mahkeme kararlarına dahi dayanarak yapılacak teorik tartışmalar boş fikirler olarak kalacaktır. ancak olyda sözü edilen göz kaybına maruz olan mağdur,adli tıp tarafından muayene ve rapor edilmekle berarber bu yetkili kurum kendi genel dairesinin verdiği karara uyar ve mahkeme buna göre hüküm verir. organ kaybı söz konusu olması için organın faaliyetinin tamamen kaybolması örneğin sağ elinin kaybı durumunda bir daha o elin kullanılamaması yani basit bir misal ile yazı yazamaması akla gelir. ancak duyu organları için durum farklı olarak yetkili makamlarca ele alınmıştır bu durumda bir göz kaybının uzuv tatili olarak nitelendirilmesi için görme faaliyetinin sona ermesi gerekir. yargıtayın ilgili içtihatları ve adli tıp raporları hep bu yöndedir benim de görüşüm budur. ayrıca her halükarda ağırlaştırıcı sebep mantığının ne yazık ki bana garip geldi malumuzdur ki aynı maddenin aynı fıkrası ile aynı ceza verilmesine rağmen başka bir nedenden hüküm kurulması yüzünden yüksek mahkemeden bir çok dava dönmüştür. bu konu ile ilgili teorik tartışma yapmaktan zevk alırım çünkü uzuv kaybı -uzuv zaafı konusu üzerinde çalıştığım bir tez konusudur. ancak affınıza sığınarak bu tartışmayı hukukçularla yapmayı da tercih ederim... saygıyla ghostsam
ismet41861 öncelikle mağdurun sol gözünde meydana gelen zararın uzuf zaafı ve uzuf tatilini gerektiren bir eylem niteliğinde olup olmedığıdır.Bu nitelikte bir eylem olup olmadığının tespiti için Adli Tıp Kurumundan rapor alınması gerekir.Eğer bu nitelikte bir eylem ise TCK.456/3 maddesine tekabül eden eylem olup yaptırımı 5-10 sene ağır hapistir.Bu nitelikte bir eylem olmaması durumunda eylem nedeniyle mağdurun hayati tehlike geçirip geçirmediği ve kaç gün iş ve güçten yoksun kaldığı uzman doktor raporuyla tespit edilir.Sonuç olarak zararın iş ve güçten yoksun kalma süresi(cezannın alt seviyesinden uzaklaşma nedeni ve gerekçesi dışında)önemli olmayacak şekilde hayati tehlike geçirmesine sebebiyet verecek tarzda ise eylem TCK.456/2 maddesine tekabül eder ve ceza 2-5 sene hapistir.Zarar hayati tehlike geçirmeyecek şekilde 11-19 gün iş ve güç kaybını gerektiriyorsa eylem TCK.456/4 maddesi kapsamında kalır ve ceza 6 ay-1 senedir.Zarar hayati tehlike geçirmeyecek şekilde 0-10(10 gün dahil)iş ve güç kaybını gerektiriyorsa eylem TCK.456/4 maddesine tekabül eder ve ceza 2-6 ay hapis veya (2004 tarihi itibariyle)445.616.000TL.ağır para cezasıdır.(Ceza seçimlik ceza olup hakimin takdirine bağlıdır.)TCK.456/4 maddesinde kalan eylem(eylemin silahtan sayılan aletle işlenmemiş olması halinde)dışındaki zararla sonuçlanan eylemler mağdurun şikayetine tabi olmaksızın kamu tarafından re'sen yürütülen suçtur.Bu halde TCK.108 maddesine göre 6 aylık şikayet süresi önemli olmaksızın dava zamanaşımı süresince şikayet hakkı kullanılabilir.Ancak eylemin silahtan sayılan aletle işlenmemesi halinde ve eylemin TCK.456/4 maddesine tekabül eden suç olması halinde TCK:108 maddesine göre suçu işleyen fail ve fiilin öğrenilmesi tarihinden itibaren dava zamanaşımı süresine kadar 6 aylık süre içerisinde CMUK.151 maddesine göre ilgili merciiye başvurması gerekir.Olayda bu ihtimal ışığında dahi şikayet süresi geçmemiş.Ancak eylemin bu TÇK.456/4 maddesine giren suç olmasına rağmen açıkça belirtilmemiş olan metalin silahtan sayılan aletle işlenmiş olması halinde şikayet süresi olan 6 aylık sürenin geçirilmiş olmasına rağmen dava zamanaşımı süresinde ilgili merciilere bildirilmiş olması halinde re'sen takip edilir.Eylemin silahtan işlenen aletle işlenmesi halinde kullanılan alet TCK.457/1 maddesine göre cezanın arttırılmasına neden olur.Ancak sanığın sözkonusu metali öylesine atıp mağduru hafif bir şekilde yaralayıp ona az zarar vermek isterken istediği amaçtan daha ağır bir sonucun meydana gelmesi halinde sanığa verilecek ceza TCK.458 maddesine göre indirilir.Ayrıca sanık eylemi kasıtlı olarak yaralamk amacıyla hareket etmiş olmayıp tedbirsizlik ve dikkatsizlik sonucunda eyleme sebebiyet vermiş olması durumunda verdiği zararın ağırlığına göre kasti eylemden değil tedbirsizlik ve dikkatsizlik sonucunda eylemi gerçekleştirmeden dolayı TCK.459 maddesinin ilgili hükümlerine göre cezalandırılır.Ayrıca daha önceden sanığın müessir fiil kapsamında kalan suç işlemesi durumunda bu suçlardan dolayı mahkumiyet hükmü almış,bu mahkumiyet hükmü kesinleşmiş olmak ve bu suçun ertelenmiş veya infaz edilmiş olması durumuna göre kanuni süre içinde bu yeni suçu işlemiş olmasına göre süresi içerisinde işlenmiş ve tüm yasal koşullar gerçekleşmiş olmak koşuluyla önceki ceza infaz edilmiş ise yeni işlediği suça ilişkin mahkemece verilecek ceza TCK.81 maddesine göre arttırılır;önceki ceza ertelenmiş ise af kanununun çıktığı tarih olan 23 Nisan 1999 tarihinden sonra işlinmiş olmak kaydıyla ve yeni ceza iiçin verilecek cezanın mahkemece ertelenmemiş olması ve yeni cezanın eski cezayla aynı nevinden veya daha ağır nevinden olmak kaydıyla ve yasal süresi içinde işlenmiş olmak kaydıyla önceki ceza TCK.95 maddesine göre mahkemece aynen infazına karar verilir.Olayda ilginç olan gözde meydana gelen zarar nedeniyle mağdurun doktora gitmesi gerektiğinden doktorun bu durumu adli olay olarak kabul etmeyip adli merciilere bildirmemesi.Eğer mağdur durumu doktora bildirmesine rağmen doktor durumu adli merciilere bildirmemişse doktor hakkında TCK.237 maddesine göre adli görevi ihmal suçundan dolayı doğrudan doğruya soruşturma açılır.Eğer mağdur durumu gizlemişse bu durumda eylemin sanık tarafından işlendiğini tanık veya başka surette ispat etmesi gerekecek.Çünkü sanık eylemi gerçekleştirmediğini savunursa ispat zorlanacak.Bu nedenle vakit geçirmeden durumu emniyet,jandarma veya savcılığa bildirsin.Ayrıca eylemin olduğu tarihte var olan ve kendisine verilmiş olan tüm tedavi evraklarını saklasın yoksa eylemin varlığını ispatta zorlanabilir ve kendi eliyle sanığın hak ettiği cezayı almamasına veya hiç ceza almamasına sebebiyet verir ve yapan yaptığının yanına kar olarak kalır ve olan mağdura olmuş olur.Ayrıca yapılan yorumlarda Yeni Ceza Kanunundan söz edilmiş olup,bu kanun 1 nisan 2005 tarihinde yürürlüğe girecek olup eylem bu tarihten önce işlenmiş olduğundan ve sanık hakkında yeni kanun daha ağır bir cezayı gerektirse bile TCK.2 maddesine göre aleyhe düzenlemeler sanık hakkında uygulanamayacağından dolayı yeni ceza kanununda yer alan düzenlemeler önemsiz. Ancak sanık hakkında lehe düzenleme var ise bunun uygulanması gerekir. Tavsiyem tez elden şikayet hakkını kullansın. ismet karabulut
alisinkay Yüzde sabit değişiklik olduğu için her halükarda ağırlaştırıcı ceza alacağından bahsediyorum.Bu arada Hukukçu arkadaşlarla teorik tartışmaya girmenizi zevkle izleyeceğim.Saygılar “Fiil, kat'i veya muhtemel surette iyileşmesi kabil olmayacak derecede akıl veya beden hastalıklarından birini yahut havastan veya el veya ayaklardan birinin veya söylemek kudretinin yahut çocuk yapmak kabiliyetinin ziyaını mucip olmuş veya azadan birinin tatilini yahut çehrenin daimi değişkliğini veya gebe bir kadına karşı ika olunup da çocuğun düşmesini intaç eylemiş ise ceza 5 seneden 10 seneye kadar ağır hapistir (Ağır ceza).” Pratikte bir uzvun bütününün veya fonksiyonunun tüm olarak ortadan kalkması veya ileri derecede kaybolması-azalması uzuv tatili olarak değerlendirilmektedir. Ayrıca o uzvun bütünlüğünün veya fonksiyonunun azalması-kaybolması, genel beden gücünden % 30 veya daha yukarı değerde bir azalma-kaybolma meydana getirmiş ise uzuv tatili söz konusudur. Kafada veya duyu organlarındaki travmatik lezyonlar nedeniyle duyulardan birinin kaybı mümkündür. Görme duyusunda aynı görevi yapan iki ayrı organ vardır. Bir göz kör iken diğer göz görürse havastan birisi olan görme duyusunun kaybı söz konusu olamaz. Ancak iki gözün birlikte çalışmasıyla sağlanan hacimli görme mümkün olmadığı gibi görme alanı da çok dardır. Bu nedenle duyu deyimine tamamen bağlı kalmadan bir gözün körlüğü uzuv tatili olarak kabul edilmiştir. İki gözün tam körlüğü veya görmesinin ileri derecede azalması halınde görme duyusunun kaybı deyimi kullanılabilir. Travmaya uğrayan gözde tam görme kaybı varsa veya görme ışık hissi, el hareketleri, parmak sayma ve 1/10, 2/10, 3/10 seviyelerinde ise uzuv tatili söz konusudur. Travmadan önceki görmesi tashihle dahi 3/10 veya daha az olan bir kimsenin travmaya uğradıktan sonra bu travma nedeniyle görme yeteneğini kaybettiğini ileri sürmesi durumunda travmanın göze isabet etmiş olduğu kesinleşse dahi, uzuv tatili söz konusu değildir. Bu gibi durumlarda sadece mutad iştigalden geri kalma süresi belirlenir. Kanunun bu maddesinde geçen çehrenin daimi değişikliği terimi ancak çehrenin görünümünde meydana gelen önemli bir değişiklik nedeniyle o kişinin tanımasında güçlük çekildiği zaman kullanılır. Travmatik olayla ilgili olarak her iki göz kapaklarını, kaşları ve yüzü tutan ve çehrede daimi değişikliğe neden olan lezyonlar meydana gelebilir. et son front etait mu comme une place vide entre deux armees
Kaan V. Bizde sizin üyeliğinizi askıya aldık hayatınızda başarılar dileriz.
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Velayet hakkı] Wmic Windows Activation Key and windows 7 ultimate activation tool 
  • 03.05.2025 09:36
  • Clicking Here TLO lookup 
  • 02.05.2025 08:42
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük + Arşiv +
    Bugünün tarihi: 03/05/2025 13:39:10