 |
03/05/2025 Eski forum arşivi bölümü
Hukuksal Tartışmalar
HAYAT BENCE... |
Av.Fırat Bayındır |
Pers imparatorunun basveziri Buzur Mehir tarafindan 1400 yil once
tasarlanan tavla oyunu; dunyanin en populer oyunlarindan biridir. Zaman
kavramindan alinan ilhamla tasarlanan oyunun zamana boylesine direnmesi
sonderece etkileyici.
Senenin birligi olarak tavla bir tanedir.
4 kösesi 4mevsimi,
tavlanin icindeki karsilikli 6'sar hane 12 ayi,
pullarin toplamiayin 30 gününü ,
siyah -beyaz pullari gece ve gündüzü,
karsilikli 12'serhane gunun 24 saatini simgeler..
Eski zamanlarda Hint Imparatoru, satranc oyununu Pers Imparatoruna,
yanindabir mektup ile hediye olarak gondermistir. Mektubunda oyunla ilgili hic biraciklama yapmazken soyle bir mesaj yazmistir.
Pers Imparatoruna;
Kim daha cok dusunuyor,
Kim daha iyi biliyor,
Kim daha ileriyi goruyorsa
O kazanir.
Iste hayat budur...
Pers Imparatoru donemin en alim veziri olan Buzur Mehir ile bu mesaji
paylasarak, ondan oyunu cozmesi ve kendisinin de karsilik olarak Hint
Imparatoruna hediye edilmek uzere baska bir oyun icat etmesini ister.
Vezir haftalarca calistiktan sonra gonderilen satrancin her tas
hareketini ve oyunu cozer daha sonra da on gunde tavlayi icad eder ve imparatora sunar.
Hint Imparatoruna tavla oyunuyla birlikte gonderilmek uzere soyle bir
mesajhazirlanir.
Hint Imparatoruna;
Evet,
Kim daha cok dusunuyor,
Kim daha iyi biliyor,
Kim daha ileriyi goruyorsa
O kazanir.
AMA BIRAZ DA SANSTIR.
Iste hayat budur...
HAYAT BENCE...
ceteris paribus |
Bagaytuğ |
Bir tavla oyunudur, sadece kuralları bilip, taşları iyi oynamak yeterli değildir, şans da gerekir.
|
alisinkay |
Satrançta şans diye bir şey yok, tavlada var.Galiba tavlayı bu kadar çok sevme nedenimiz bahislere olan genel ilgimizden kaynaklanıyor.Satranç hakkında da saçma sapan konuşanlar oluyor.Mesela diyorlarki 8 hamle sonrasını görüyor.Satrançta 8 hamle sonrası görülmez.Satrançcı oyunun genel stratejisini görür ve yakın bir yada iki hamleyi çünkü en basit bir açılışta bile 8. hamleden sonra 146 milyon hamle vardır.
Hayatta şansın yerinin olduğuna inanmıyorum.Herşey önceden belli bir kurgudur.Ve tıpkı satranç oyunundaki gibi genel stratejiyi görenler hayatta başarılı olurlar.Yazılanı oynarsınız sadece.Peki her başarılı satranç (hayat) oyuncusu kazanabilir mi?
Tavla şanstır dedik.Satranç hayattır, öyleyse şansa da yer olmadığına göre her başarılı insanın kazanması gerekir?
Peki kazanılan nedir?Kazanmak nedir.Siz kaybedenlerden misiniz?Kazananlardan mısınız?Ulaşmaya çalıştığınız nokta neresi?Hayat bir satranç oyunudur, çünkü satrançta her kaybettiğinizde kazanırsınız.Yeni hamleler öğrenir, tecrübe kazanır, tekrar aynı hataya düşmemeye çalışırsınız.Hayatta öyle şekildedir.Her kaybettiğinizde hayatta ustalaşır ve mücadeleye devam edersiniz.
Peki sayısal lotodan büyük ikramiyeyi yakalamak şans değil midir?Hemen bu soruya da cevap vereyim.Attığın zarlar içinde Tavlada 6 gelme ihtimali 36'da 11'dir.Şans nerede?Lotoda 6'lı çıkma ihtimali de bilmemkaçmilyar da birdir.Mantık aynı, Satrançta ise dışarıdan gelen sürprizler yoktur.Satranç sayısal loto oynamayanların oyunudur.Satranç hayatın normal akışını devam ettiren ve genel olarak hayatın yapısını görüp fırsatları değerlendirmektir.
Tavla hayat olsaydı.Gerçek hayattan bahsediyorum.İnsanlar ganyan bayilerinden çıkmayan malını mülkünü kaybetmiş kişilerle dolu olurdu.İki hamlede rakinizi mat edebilirsiniz.Ve Başbakan da olabilirsiniz.Ama ikisi de gerçekten çok zordur.Üstelik milyonlarca kişinin aynı anda oynadığı bir oyunda.Ve oyunda varmak istediğiniz nokta sadece tek kişinin gelebileceği bir yerse işiniz daha da zor.Ama şans değil.Dış etkenlerin olası teması.Bir satranç oyuncusu onları da hesaplayabilmeli.
dolduk be, dolduk be,
sarardık be solduk be
ula biz bu ÜLKEYİ
SOKAKTAN MI BULDUK BE |
Emrah Yavuzcan |
Zamanımızdan 4350 yıl öncesine dayanan bu asil oyunun hangi kategoriye girdiği net olarak açıklanamamıştır.
Satranç, öncelikle bir spordur. Nasıl atletizm, bale ve yüzme bir çok sporun temelini oluşturuyorsa satranç da tüm hayatın temel sporudur. Ve düşünce sporu olarak sporların en zorudur.
Satranç, sanattır; sınırsız düşünce üretim sürecini içine alan bir yaratıcılıktan ötürü, satranç bir düşünce sanatıdır.
Satranç bir bilimdir hem pozitif hem de sosyal bilimleri içerir. Satrançta kesinlik kazanan problemler mevcut olmasına karşın genel olarak sosyal bilimlerin içeriği hakimdir. Satranç, güzel ve yararlı bir uğraş, yaman bir mücadele ve bilinmeyenle uğraşmanın verdiği hazzın özgün bir alanıdır. Akıl, zeka, yaratıcılık, ileri görüşlülük, planlama, yerinde ve zamanında davranma, cesaret, sabır, serin kanlılık gibi evrensel değerler ve yetenekler; satrançta olduğu kadar, hayatta da başarının, gelişmenin temel unsurlarıdır.
Bu temel unsurlar, satranç ile hayatın köprülerini oluşturur ve onları ortak bir alanda birleştirirler.
Satranç genellikle hayatın bir benzeri veya kopyası olmak iddiası ile oynanan bir oyundur. İyi satranç oyuncuları satranca hemen hemen kendi hayatları kadar önem verirler. Hayat bir oyun olarak düşünülse bile her halde ciddi oynanması gereken bir oyundur.
Satrancın, zamanımızdan en az 4000 yıl önce Mısır'da oynandığına dair bulgular piramitlerdeki kabartmalarda bulunmaktadır. Oyunun bugünkü adını alması, MS 3. - 4. yüzyıllarda Hindistan'da, oyuna "ÇATURANGA" denmesi ile başlar. Tarihçiler satrancın (daha doğrusu çaturanga'nın) din zulmünden kaçan budist rahipler yoluyla Çin'e götürüldüğünü düşünmektedirler.
Satranç ile ilgili ilk yazılı belgeler Hindistan'dan kalmadır. Daha sonra satranç İran'a, onlardan Araplara, Endülüslüler sayesinde de İspanya üzerinden Avrupa'ya yayılmıştır. Bizans İmpratorluğu ile de karşılaşma önemli bir dönüm noktasıdır. Yüzyıllarca satranç, yavaş stratejik bir oyundu. 1400'lü yılların sonunda iki uzun menzilli taşın (Fil ve Vezir) icadıyla oyun hareketlendi. Arap ve Avrupa el yazması kitaplardan sonra, İspanyol Lucena'nın ilk basılı satranç kitabında (1497) satrancın o zamanki yeni kuralları açıklandı. O zamandan bugüne kadar, satranç oyununun kuralları değişmeden gelmiştir.
en iyiyi bulmak için çalışırken, iyiyi kaybetmeyin... |
Av.Ragıp Atay |
hayat ne tavladaki gibi kaçmaya ve şansa dayanan bir acizlik, ne de satrançtaki gibi tek kişi için mücadeleyi gerektiren ve karşındakinin hata yapmasıyla başarı kazandıran bir çaresizliktir.
Hayat, eğer ille bir oyunla karşılaştırılacaksa, briç gibidir. Dostunun yardımı, rakibinine hamle sırası verme, konuşma ,taktik, karşı atak, düşünme değerlendirme, söylenen sözlerden sonuç çıkarma, hedef belirleme vs. tüm bunlar hayatın da olmazsa olmaz unsurları değil mi?
Hayatımızı niçin tek kişinin yaşamasına endeksliyelim. Dama bile satrançtan daha adil. tüm taşlar eşit ve hepsinin dama olma olasılığı mevcut.
|
Av.Fırat Bayındır |
HAYAT, biz gelecek için planlar yaparken başımızdan geçenlerdir. John Lennon |
Av.Fırat Bayındır |
4 yaşında başarı ...................pantolonuna işememektir.
12 yaşında başarı ..................arkadaş bulabilmektir.
16 yaşında başarı ...................araba kullanabilmektir.
20 yaşında başarı ..................sevgili bulabilmektir.
35 yaşında başarı ..................para kazanabilmektir.
50 yaşında başarı ...................para kazanabilmektir.
60 yaşında başarı ..................sevgili bulabilmektir.
70 yaşında başarı ...................araba kullanabilmektir.
75 yaşında başarı ..................arkadaş bulabilmektir.
80 yaşında başarı ..................pantolonuna işememektir.
İşte biz buna HAYAT'IN ÇAN EGRİSİ diyoruz!!... |
Av.Fırat Bayındır |
Bir hastanede herhangi bir perşembe saat sabah 10 civarı
yoğun bakımda solunum cihazına bağlı bir hasta ölmüş doktorlar bunu normal
karşılamışlar fakat bu olay her perşembe aynı odada aynı saatte devam
etmiş görevliler olayı çözmek amacıyla büyük bir araştırmaya başlamışlar
pencereden giren birinin olup olmadığını odaya gelen yemekleri kontrol
etmişler halılardan verilen ilaçlara kadar artık kontrol edilecek
faktör kalmamıştır ama bu esrarengiz ölümler aynı gün ve saatte devam
ediyormuş en son odaya bir kamera yerleştirilmiş oda ne odaya her
perşembe saat 10 da gelen temizlikçi hastanın bağlı olduğu solunum
cihazının fişini çekiyor o fişe elektirik süpürgesini takıyor yerleri
süpürüyor sonrada solunum cihazının fişini tekrar fişe takarak odadan çıkıyormuş.. |
Bugünün tarihi: 03/05/2025 07:15:19 |