 |
03/05/2025 Eski forum arşivi bölümü
Hukuksal Tartışmalar
Mal beyanı ! Bana tebligat almadım |
tolga344 |
Ben 1,5 yıl önce işten ayrıldığım için Kredi kartımı ödeyemedim ve daha sonra başka bir şehirde iş buldum ve o şehre taşındım,
Şimdi o kredi kartından dolayı mal beyanında bulunmamaktan dolayı hapis cezası işlemi yapılırmı?
Bana hiç bir tebligat yapılmadı (aslında yapılmıştır ama ben o adreste olmadığım için elime birşey geçmedi yani imzalamadım demek istiyorum)
değerli cevaplarınız için şimdiden teşekkürler
|
Av.Tayfun Eyilik |
usulune uygun bir şekilde tebligat yapılmadıkça mal beyanında bulunmama suçu oluşmaz
T.C.
YARGITAY
8. CEZA DAİRESİ
E. 1997/12286
K. 1997/13202
T. 8.10.1997
• MAL BEYANINDA BULUNMAMAK ( Usulsüz Tebligat - Tebligat Yapıldığı Sırada Adreste Bulunmama Sebebinin Tebligat Parçasına Yazılmaması )
• USULSÜZ TEBLİGAT ( Tebligat Yapıldığı Sırada Adreste Bulunmama Sebebinin Tebligat Parçasına Yazılmaması - Mal Beyanında Bulunmamak )
• TEBLİGAT YAPILDIĞI SIRADA ADRESTE BULUNMAMAK ( Sebebinin Tebligat Parçasına Yazılmaması/Usulsüz Tebligat - Mal Beyanında Bulunmamak )
• SAVUNMA HAKKININ KISITLANMASI ( Tebligata Gelmediği Takdirde Yargılamanın Yokluğunda Yapılacağına İlişkin Açıklamanın Yazılmaması )
2004/m.337
7201/m.21
1412/m.225
ÖZET : 1 ) Tebligat parçasında, Tebligat Yasası'nın 21. ve ilgili tüzüğün 28. maddesine göre, borçlu-sanığın tebligat yapıldığı sırada adreste bulunmama sebebinin belirtilmemesi karşısında yapılan ödeme emri tebliğinin geçerli olmadığı gözetilmeden yazılı biçimde mahkumiyet hükmü kurulması.
2 ) Borçlu-sanığa çıkartılan duruşma davetiyesine CMUK'nin 225. maddesine göre yazılması gereken "gelmediği takdirde yargılamanın yokluğunda yapılacağına" ilişkin açıklamanın yazılmadığı dikkate alınmadan, yokluğunda yargılama sonuçlandırılarak savunma hakkının kısıtlanması, usul ve yasaya aykırıdır.
DAVA : Mal beyanında bulunmamaktan sanık C. Ş.nin yapılan yargılanması sonunda; İİK'nin 337, TCK'nin 59. maddeleri uyarınca 8 gün hafif hapis cezasıyla hükümlülüğüne dair İzmir 1. İcra Ceza Mahkemesi'nden verilen 21.5.1997 gün ve 559 esas, 1556 karar sayılı hükmün süresi içinde Yargıtay'ca incelenmesi, sanık tarafından istenilmiş olduğundan, dava evrakı C. Başsavcılığı'ndan tebliğname ile 24.9.1997 tarihinde daireye gönderilmekle incelenip, gereği düşünüldü.
KARAR : 1- Tebligat parçasında, Tebligat Yasası'nın 21. ve ilgili tüzüğün 28. maddesine göre, borçlu-sanığın tebligat yapıldığı sırada adreste bulunmama sebebinin belirtilmemesi karşısında yapılan ödeme emri tebliğinin geçerli olmadığı gözetilmeden yazılı biçimde mahkumiyet hükmü kurulması.
2- Borçlu-sanığa çıkartılan duruşma davetiyesine CMUK'nin 225. maddesine göre yazılması gereken "gelmediği takdirde yargılamanın yokluğunda yapılacağına" ilişkin açıklamanın yazılmadığı dikkate alınmadan, yokluğunda yargılama sonuçlandırılarak savunma hakkının kısıtlanması,
Bozmayı gerektirmiş sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, sair yönleri incelenmeksizin hükmün bu sebeplerden dolayı kısmen istem gibi BOZULMASINA, 8.10.1997 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
yarx
T.C.
YARGITAY
8. CEZA DAİRESİ
E. 1998/6338
K. 1998/7748
T. 27.5.1998
• MAL BEYANINDA BULUNMAMA SUÇU ( Borçluya Tebligat Usulsüzse Suçun Oluşmaması )
• ÖDEME EMRİNİN TEBLİĞİNDE USULSÜZLÜK ( Mal Beyanında Bulunmama Suçunun Oluşmaması )
• USULSÜZ TEBLİGAT ( Mal Beyanında Bulunmama Suçunun Oluşmaması )
2004/m.337
ÖZET : Borçlu sanığın, tebligat yapıldığı sırada adresinde bulunmama nedeninin belirtilmemiş olması karşısında, yapılan ödeme emri tebligatı geçerli sayılamayacağından; mal beyanında bulunmamak suçu da oluşmaz.
DAVA : Mal beyanında bulunmamaktan sanık A. G.'nün yapılan yargılanması sonunda; İİK.nun 337. maddesi uyarınca 10 gün hafif hapis cezasıyla hükümlülüğüne dair ( ŞİŞLİ ) 1. İcra Ceza Mahkemesinden verilen 31.12.1997 gün ve 2203 esas, 3352 karar sayılı hükmün süresi içinde Yargıtay'ca incelenmesi sanık vekili tarafından istenilmiş olduğundan dava evrakı C.Başsavcılığından tebliğname ile 13.5.1998 günü daireye gönderilmekle incelenip gereği düşünüldü:
KARAR : Tebligat parçasında Tebligat Kanununun 21 ve Tüzüğünün 28. maddesine göre; Borçlu-sanığın, tebligat yapıldığı sırada adresinde bulunmama nedeninin belirtilmemiş olması karşısında, yapılan ödeme emri tebligatının geçerli sayılamayacağı gözetilmeden yazılı biçimde mahkumiyet hükmü kurulması,
SONUÇ : Bozmayı gerektirmiş sanık vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepden dolayı ( BOZULMASINA ) oybirliğiyle karar verildi.
zaman insanları değil armutları olgunlaştırır. |
alisinkay |
Değerli ırmak, Arkadaşımız adına bu yanıtınıza teşekkür ediyorum.Benimde bir sorum olacak,
acaba kişi tatildeyse ve tebligat muhtara teslim edilirse, muhtarda bunu ilgiliye vermezse bu nedenle mal beyanında bulunulmadığı gerekçesi ile ceza verilir mi.Daha sonra maaşa konulan haciz tebligat yerine geçer mi?
Bıçak soksan gövdeme, sıcacık kanım damlar/ Gir de bir bak ülkeme, başsız başsız adamlar… |
Av.Tayfun Eyilik |
kararı dikkate okuyunuz değerli hukukçu arkadaşım
T.C.
YARGITAY
11. HUKUK DAİRESİ
E. 1999/3156
K. 1999/5215
T. 14.6.1999
• MUHATABIN ADRESTE BULUNMAMA NEDENİ ( Nedenin Tebliğ Evrakında Belirtilmesinin Gerekmesi )
• TEBLİĞ EVRAKI ( Muhatabın Adreste Bulunmama Nedeninin Tebliğ Evrakında Belirtilmesinin Gerekmesi )
• TEBLİGATIN GEÇERSİZ OLMASI ( Adreste Bulunmama Nedeni Belirtilmeden Yapılan Tebligat )
7201/m.21
ÖZET : Muhatabın adreste bulunmaması halinde PTT memurunun muhatabın neden adreste bulunmadığını tahkik etme görevi vardır. PTT memurunun bu tahkik neticesini tebliğ evrakına yazması ve bilgisine başvurduğu ilgilinin imzasını alması zorunludur. Ancak bu suretle hakim yapılan işlemin usule uygun olup olmadığını denetleyebilir. Adreste bulunmama nedeni belirtilmeden yapılan tebligat geçersizdir. Somut olayda, davalıya usule uygun tebligat yapılamamıştır. Usule uygun tebligat yapılmadan esasa girilmesi hatalıdır.
DAVA : Taraflar arasındaki davanın Ankara 12. Asliye Hukuk Mahkemesince görülerek verilen 2.2.1999 tarih ve 1998/645-1999/10 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dava dosyası için Tetkik Hakimi V. Ç. tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili, davalının maliki ve sürücüsü bulunduğu aracın müvekkiline kasko sigortalı araçla çarpışması sonucu sigortalı araçta meydana gelen hasar bedelinin sigortalıya ödendiğini, olayda davalı yanın 2/8 oranında kusurlu olduğunu, bu kusur oranına tekabül eden hasar miktarının 137.500.000 lira olarak belirlendiğini ileri sürererek, bu meblağın davalıdan tahsilini talep etmiş, bu dosya ile birleştirilen dosya ile davacı vekili yaptırılan bilirkişi incelemesinde davalının 6/8 oranında kusurlu olduğunun belirlendiğini buna göre bakiye alacakları olan 278.000.000 liranın davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı yan duruşmaya katılmamıştır.
Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan kanıtlara göre, yaptırılan bilirkişi incelemesinde, olayda davalı sürücünün 6/8 sigortalının da 2/8 oranında kusurlu bulunduğu, bu ku'sur oranına 415.500.000 liranın tekabül ettiği, raporun denetime elverişli bulunduğu gerekçesiyle, asıl ve birleşen davanın kabulü ile toplam 415.500.000 liranın davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
1- Davalı vekili, temyiz dilekçesinde, müvekkili aleyhine açılan ek davanın müvekkiline usulüne uygun olarak tebliğ edilmediğini ve taraf teşkili yapılmadan hüküm kurulduğunu ileri sürmüştür.
Dosya incelendiğinde, davalı aleyhine açılan 7.10.1997 tarihli ek dava dilekçesinin davalı asıla 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 21. maddesinde öngörülen hükme uygun olarak tebliğ verilmediği tesbit edilmiştir.
Zira anılan kanun hükmünde "kendisine tebligat yapılacak kimse veya muhatap namına kendisine tebilgat yapılabilecek kimselerden hiçbirisinin gösterilen adreste bulunmamaları veya tebellüğden imtina etmeleri" durumunda yapılacak işlemler açıklanmıştır. Madde dikkatlice incelendiğinde burada iki ayrı halin birlikte düzenlendiği görülecektir. Bunlardan birincisi kendisine tebligat yapılacak kimse veya muhatap adına tebilgatı kabul edebilecek olanlardan hiçbirinin adreste bulunmaması, diğer ise adı geçenlerin tebellüğden imtina etmeleri hususlarıdır.
Somut olayda muhatabın adreste bulunmaması hali sözkonusudur. Muhatabın adreste bulunmaması halinde PTT memurunun ne şekilde davranacağı tüzüğün 28'nci maddesinde yazılıdır. Buna göre, muhatap veya muhatap adına tebliğ yapılabilecek olanlardan hiçbirisi gösterilen adreste bulunmazsa, tebliğ memurunun adreste bulunmama sebebini bilmesi muhtemel komşu, yönetici, kapıcı, muhtar, ihtiyar kurulu veya meclis üyeleri, zabıta amir veya memurlarından tahkik ederek beyanlarını tebliğ tutanağına yazıp altını imzalatması, imzadan çekinmeleri halinde de bu durumu yazarak kendisinin imzalaması gerekir.
Burada Tüzüğün 28. maddesi PTT memuruna ilgilinin neden adreste bulunmadığını "tahkik etme" görevini yüklemiştir. PTT memuru bu tahkikatın sonucunu tebliğ evrakına yazacak ve maddede açıkca belirtildiği için ilgilisine imzalatacaktır. Ancak bu suretle yapılan işlemin usulüne uygun olup olmadığı hakim tarafından denetlenebilir. Muhatabın adreste bulunmamakla beraber, orada ikamet ettiği, fakat tevziat saatlerinden sonra adrese geldiği beyan edilirse bu takdirde 2 numaralı fişin kapıya yapıştırılması, komşuya haber verilmesi ve tebliğ evrakının zabıtaya veya muhtara bırakılması işlemlerine geçilebilecektir.
Bu itibarla Tüzüğün 28. maddesinde yazılı olan ve maddede belirtilen kişilere sorularak imzaları da, alınmak suretiyle muhatabın ( yada muhtap adına tebligatı alabilecek olanların ) bu adreste bulunduğu "tevsik edilmeden" Tebligat Kanunu'nun 21. maddesine göre, yapılan tebligat işlemi Tebligat Kanunu'nun 21.'nci maddesine göre geçersizdir.
Bu ilkeler, Hukuk Genel Kurulu'nun 13.10.1965 gün ve 2/793-360 sayılı, 16.9.1991 gün ve 7/2371-604 sayılı 29.12.1993 gün ve 93/118-778-876 sayılı kararları ile aynen benimsenmiştir.
Bu durumda mahkemece, davalıya usulüne uygun tebligat yapılarak taraf teşkili yapıldıktan sonra yargılama yapılıp esas hakkında bir hüküm kurulmak gerekirken, HUMK.'nun 73'ncü maddesine aykırı olarak hüküm kurulması doğru görülmemiş ve kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
2- Bozma neden ve kapsamına göre, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda ( 1 ) nolu bentte yazılı nedenlerle, kararın davalı yararına BOZULMASINA, ( 2 ) nolu bentte yazılı nedenlerle davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 14.6.1999 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
zaman insanları değil armutları olgunlaştırır. |
alisinkay |
İlginiz için teşekkür ederim,
Bıçak soksan gövdeme, sıcacık kanım damlar/ Gir de bir bak ülkeme, başsız başsız adamlar… |
Müezzinoğlu |
Sn. IRMAK KARDEŞ,
BANKACI OLDUĞUNUZU BELİRTİYORSUNUZ, BÜTÜN İLETİLERİNİZ MESAİ SAATİ İÇİNDE ve OLDUKÇA DA YÜKLÜ!... Banka sizin Mİ ? SİZİN İSE,
BANKANIZDA BANA DA YER VAR MI ? ALLAH NAZARDAN SAKLASIN HUKUK
BİLGİNİZ DE, ARKADAŞLARIN CEVAPLARINDAN ANLIYORUM Kİ, ÇOK ÇOK İYİ. HER HALDE BANKANIZIN " MUDİ" ( " u " ile " i " ŞAPKALI OLACAKTI AMA
BEN BECEREMEDİĞİMDEN BÖYLE YAZDIM. AFFOLA... ) sayısı çok değil, kimse işlemler için sıra beklemiyor ki, siz de bizleri rahat rahat bilgilerinizle aydınlatma olanağı bulabiliyorsunuz. NE MUTTLU BİZLERE !
NE MUTLU ÜLKEME ve BİZLERE Kİ, HEPİMİZ HER KONUDA UZMANIZ.
NE MUTLU BANA Kİ; DEMİRCİ USTASIYIM AMMA, YAPTIĞIM SIRÇA KÖŞKLERDE, PAHA BİÇİLMEZ DEĞERDE, GÖRÜNMEZ İPLİKTEN DOKUDUĞUM KUMAŞLARDAN DİKTİĞİM LİBASLAR ( burada da " 1. A " şapkalı olmalı, o da tartışılmakta ya NEYSE ) İÇİNDE NE KRALLAR, NE KRALİÇELER, ne prens, ne prensesler hala yaşamaktalar.
Saygılar size güzel insanlar...
EŞREF |
Av.Tayfun Eyilik |
Alıntı: Alıntı yapılan üye ; MÜEZZİNOĞLU:
Sn. IRMAK KARDEŞ,
BANKACI OLDUĞUNUZU BELİRTİYORSUNUZ, BÜTÜN İLETİLERİNİZ MESAİ SAATİ İÇİNDE ve OLDUKÇA DA YÜKLÜ!... Banka sizin Mİ ? SİZİN İSE,
BANKANIZDA BANA DA YER VAR MI ? ALLAH NAZARDAN SAKLASIN HUKUK
BİLGİNİZ DE, ARKADAŞLARIN CEVAPLARINDAN ANLIYORUM Kİ, ÇOK ÇOK İYİ. HER HALDE BANKANIZIN " MUDİ" ( " u " ile " i " ŞAPKALI OLACAKTI AMA
BEN BECEREMEDİĞİMDEN BÖYLE YAZDIM. AFFOLA... ) sayısı çok değil, kimse işlemler için sıra beklemiyor ki, siz de bizleri rahat rahat bilgilerinizle aydınlatma olanağı bulabiliyorsunuz. NE MUTTLU BİZLERE !
NE MUTLU ÜLKEME ve BİZLERE Kİ, HEPİMİZ HER KONUDA UZMANIZ.
NE MUTLU BANA Kİ; DEMİRCİ USTASIYIM AMMA, YAPTIĞIM SIRÇA KÖŞKLERDE, PAHA BİÇİLMEZ DEĞERDE, GÖRÜNMEZ İPLİKTEN DOKUDUĞUM KUMAŞLARDAN DİKTİĞİM LİBASLAR ( burada da " 1. A " şapkalı olmalı, o da tartışılmakta ya NEYSE ) İÇİNDE NE KRALLAR, NE KRALİÇELER, ne prens, ne prensesler hala yaşamaktalar.
Saygılar size güzel insanlar...
EŞREF
bu siteye katıldıktan bir süre sonra, site yöneticilerinden bir teşekkür mesajı aldım. Özet olarak kimse ile polemiğe girmeden soruları elimden geldiğince cevaplamaya çalıştığım için bir teşekkür yazısı idi. Önceleri bu teşekkür mesajına bir anlam verememiştim. Kendimce çok normal bir şey yapıyor soruları inceliyor bildiğime inandığım bir soru var ise genellikle bir yargıtay kararı ile destekleyerek cevaplıyordum. Doğrusu bence yaptığımın abartılacak bir yanı yok idi sayfaya yanıt göndermek ile cebelleşmek dışında (teknik bir sorun var sanırım) benim çokda vaktimi alan bir işlem olmuyordu. Yinede teşekkür edenlere sağlıklar diliyorum.
sayın mesleği boştagezer olan MÜEZZİNOĞLU arkadaşımın mesajını görünce bana yapılan teşekküre Ancak bir anlam verebildim. Gerçektende insan bu forumların amacına uygun bilgi paylaşma, fikirleri yarıştırma yerine polemiğe girmeyi kendilerini yarıştırmayı tercih ediyorlar. Trafikte ne kadar dikkatli sürersen sür başka bir sürücü size gelip çarpabiliyor... Ancak insan kaza yaptıktan sonra bile dikkatli olmalı....
zaman insanları değil armutları olgunlaştırır. |
Bugünün tarihi: 03/05/2025 13:44:17 |