 |
03/05/2025 Eski forum arşivi bölümü
Hukuksal Tartışmalar
Birisi Albayrak Birisi Gökbayrak |
alisinkay |
İki sevdam var.Türkiye nereye gidiyor diye soruyorum.Ama zulümde başka bir toprağım daha var
Çin, 1961'den bu yana, pek çok uluslararası örgütün karşı çıkmasına rağmen, çeşitli nükleer denemelerini Doğu Türkistan'ın Lop Nor bölgesinde gerçekleştirmektedir. Bu denemeler, bölgenin doğasının tamamen tahrip olmasına, zehirli atıkların sulara karışması nedeniyle insan hayatının tehlikeye girmesine ve ekolojik dengenin bozulmasına neden olmaktadır. Binlerce hayvan bu denemeler nedeniyle telef olmuş, pek çok insan hayatını kaybetmiş ve sakat doğumların oranında büyük artış meydana gelmiştir.
Doğu Türkistan'da nükleer deneme kurbanı olanların sayısı resmi olarak belirlenememekle birlikte, yaklaşık 210 bin kişinin radyoaktif atık nedeniyle hayatını kaybettiği tahmin edilmektedir. Bilindiği gibi radyoaktif atıklar aynı zamanda kansere de neden olmakta ve Doğu Türkistan'da kansere yakalananların sayısında %10'luk bir artış olduğu kaydedilmektedir.72 1993 yılında Urumçi Halk Hastanesi kayıtlarına bakılarak hazırlanan raporda, 1960'larda ölümcül kansere yakalanan vakaların sayısı birkaç kişiyi geçmezken, 1970'lerde onlarca kişi ölümcül kansere yakalanmıştır. 1998 tarihli bir hastane raporuna göre, günde ortalama 1.500 kişinin muayene edildiği bu hastanede her gün yaklaşık 70 kişinin kansere yakalandığı belirlenmiştir.73 İşin daha da kötü yanı, kanserin ve radyoaktif atıklara bağlı diğer hastalıkların oldukça yaygın olduğu bu bölgeye herhangi bir ilaç yardımı yapılmayışıdır.
Şu Dünyada İki Bayrak Tanırım
Birisi Albayrak Biri Gökbayrak
Her Birini Kendimden Kıskanırım
Birisi Albayrak Biri Gökbayrak
Birisi Birinin Can Kardeşidir
Biri Diğerinin Din Kardeşidir
Herbiri Bîrinin Kan Kardeşidir
Birisi Albayrak Bîr! Gökbayrak
Birisi Hür Değil Ezan Sustu
Kuran'ı Okuyan Yazanda Sustu
Dedem Korkut Koca Ozanda Sustu
Birisi Albayrak Biri Gökbayrak
Bunlar Hürse Gölgesinde Oğuz Biz
Alpaslan Kanuni Kürşat Yavuz Biz
Hür Değilse Demektir Ki Yoğuz Biz
Birisi Albayrak Biri Gökbayrak
Bayrak Sözü Ne Kadar Hoş Sedadır
Onun İçin Ecdadım Şühedadır
Bir Canım Var İkisine Fedadır
Birisi Albayrak Biri Gökbayrak
Hiç Bir Düşman Yanına Yaklaşmasın
Aman Mevlam Türk Milleti Şaşmasın
Biri Düştü Diğeri De Düşmesin
Birisi Albayrak Bîri Gökbayrak
Hilalleri Allah Allah Seslenir
Yıldızları Resulullah Seslenir
İki Mübarek İsimle Süslenir
Birisi Albayrak Biri Gökbayrak
Birini Az Birini Çok Sevemem
Birini Birinden Fazla Övemem
Esir Diye Hürden Ayrı Sayamam
Birisi Albayrak Biri Gökbayrak
İkiside Ebediyyen Hür Olsun
Kem Gözle Bakanın Gözü Kör Olsun
İki Cihanda Da Muzaffer Olsun
Birisi Albayrak Bîri Gökbayrak
Daha Şu Dünyada Ne İçin Varım
Onlardır Namusum, Şerefim Ar'ım
Yirmidört Saatim, Kışım, Baharım
Birisi Albayrak Biri Gökbayrak
Sîze Gözüm Gibi Sevip Bakmaya
Birde Düşmanlarınızı Yakmaya
Yemin Ettim Sizi Ay'a Dikmeye
Birisi Albayrak Biri Gökbayrak
Ben Faniyim Onlar Baki Kalacak
Onlarsız Koymasın Şanı Yüce Hak
Mezar Taşlarıma Çizilsin Mutlak
Birisi Albayrak Biri Gökbayrak
Şen Ozan Der Diyarında Gülünür
O Diyarda Cumalarda Kılınır
Gölgesinden Livaülhamta Gelinir
Birisi Albayrak Biri Gökbayrak
Namus lekesi değil alnımda gördüğünüz,
Vurulmuşum, vurulmuş düşmüşüm güpegündüz.
Şakağımdaki kansa, o benim gülüşümdür,
Namert sürünmektense, erkekçe ölüşümdür.
|
Bagaytuğ |
şiir çok güzel, tüm duamız bir gün zulüm altındaki kardeşlerimizin de, bayraklarını özgürce çekebilmeleri.
Allah, Türk'ü korusun...
|
alisinkay |
Yüreğimizdeki Türklük adına sızılardan biriside Kızıl Çin’in esareti altında inleyen Doğu Türkistan’dır.Doğu Türkistan’dan gelen her haber yıllardır acıya sarılmış şekilde geldiği için, her Türkün yüreği kan ağlamaktadır.
Kızıl Çin’in insanlık dışı vahşetleri ile yapılan soykırım sonucu Doğu Türkistan’lı soydaşlarımız yavaş yavaş yok edilmektedir.
Türkiye’yi yönetenlerin Çin’in bu tutumu karşısında ekonomik kaygılardan dolayı ses çıkarmaması ve hatta “Doğu Türkistanlıları” terörist görme eğilimleri de ayrı bir acı olarak ortaya çıkmaktadır.Doğu Türkistan,Kızıl Çin’in kuşatması altında inim inim inlerken,geçtiğimiz haftalarda ABD Parlamento Binası Salonu’nda "Sürgünde Doğu Türkistan Hükümeti" kurulduğu haberi geldi
.Öyle bir haber ki,Doğu Türkistan Hükümeti ismini duymak bile insanın kulağına hoş geliyor,diğer yandan ABD’nin himayesinde kurulmasından dolayı da beynimizde bin tane zehirli soru işareti oluşuyor.
ABD bayrakları altında kurulan bir Doğu Türkistan hükümeti ne kadar fayda getirecektir
ABD’nin tam destek verdiği "Sürgünde Doğu Türkistan Hükümeti" ABD’nin hedeflerinde Çin ile olan soğuk savaşından dolayı sadece köprü olarak kullanılacağını düşünmek bile insanı iğrendiriyor.
Dünyayı kana bulayan sapık ABD’nin dünyada el attığı yerleri hep beraber izliyoruz.Kandan, vahşetten, tecavüzden,adaletsizlikten velhasıl tüm türlü kötülükten geçilmiyor.
Aynı taktiği yıllardır izlemekte,güncel olarak ta Irak işgalinde çapulcu Peşmergelerle sürdürmektedir. İran’la olacak olası bir savaş içinde maalesef Güney Azerbaycan liderleri ile derin muhabbet yaşamaktadır. "Sürgünde Doğu Türkistan Hükümeti’de” bunun şimdilik son halkasıdır.ABD menfaati nerede ise orada varlığını her türlü stratejik oyunla göstermektedir.Çin hükümeti,ABD himayesinde kurulan "Sürgünde Doğu Türkistan Hükümeti’ne anında tepki gösterdi.Bu tepkinin getirisi olarak Doğu Türkistan üzerinde baskının şiddeti daha çok artacaktır.Umarız olmaz ama olursa ABD acaba nasıl bir destek sağlayacak?ABD henüz kendi yarattığı pisliği temizleyemiyor ki,Doğu Türkistanlıların arkasında yer alsın!..
Dünyadaki vicdan sahibi herkes ABD’ye lanetler yağdırırken,ABD bayrakları altında kurulan "Sürgünde Doğu Türkistan Hükümeti’nin” hayır getirmesinin mümkün olmadığı düşünüyorum.ABD,Bush gibi aptalla yönetilmeye devam ederde "Sürgünde Doğu Türkistan Hükümet” üyeleri bu aptallığı kullanırsa ne ala!..
Doğu Türkistan’ın içine düştüğü durum “Denize düşen yılana sarılır” misali olmuştur.
Türkiye’nin de sürekli mesafeli durması,Doğu Türkistan’a uluslararası kamuoyu oluşturup,el uzatmaması Doğu Türkistan’ı böyle bir mecburiyetle karşı karşıya bırakmıştır.
"Sürgünde Doğu Türkistan Hükümeti” içinde görev alan hiç kimseden şüphemiz yok,hepsi Doğu Türkistanlıların kendi vatanında yaşadığı acıları acı edinerek yolu çıkmışlardır.Tek düşüncemiz büyük şeytanın (ABD) karakteri ve şuan dünyayı getirdiği noktadır.
“Doğu Türkistan Hükümeti” Türkiye’de değil de,ABD kurulması ne garip geliyor insana…
"Sürgünde Doğu Türkistan Hükümeti” içinde yer alan herkes çok dikkatli olmalı ve ABD yönlendirmesi içinde davranışlarına dikkat etmelidir.
Bu ABD öyle kahpe-öyle karaktersizdir ki; ‘Dost,stratejik ortak,müttefik’ masalları ile Türk askerinin başına çuval geçirecek kadar,Türkmen şehirlerini bomba yağmuruna tutacak kadar…
Kayseri-Ankara yolu üzerinde yolculuk ederken bir büyüğümün verdiği nasihat gibi “Asıl dikkat, dikkatsizlere dikkat etmektir” sözünü bende "Sürgünde Doğu Türkistan Hükümeti” içinde yer alan kişilere iletiyorum.ABD’nin ne dostluğuna,ne düşmanlığına güvenilir.Aman dikkat,Doğu Türkistan…Acına acı katma,bizimde yüreğimizi yakma!..
Yıldıray çiçek
ABD kiminle dalaşıyorsa,muhakkak o ülke içindeki dengeleri çok iyi gözetiyor ve kendine menfaat sağlayacak oluşuma gidiyor.
Namus lekesi değil alnımda gördüğünüz,
Vurulmuşum, vurulmuş düşmüşüm güpegündüz.
Şakağımdaki kansa, o benim gülüşümdür,
Namert sürünmektense, erkekçe ölüşümdür.
|
tebrone |
kardeşim, şovenizm, her zaman halkın karşısında olmak zorunda mı? biraz da sosyalistleri yanıltın ya. İskenderun da çevre faciası olmuş, insanlar ne yapacaklarını şaşırmış durumdalar. Çözüm üretilmeye çalışılıyor. Siz tam bu sırada, bir takım hamasi şiirlerle, Çin ve doğu Türkistan Edebiyatı yapıyorsunuz. Doğu Türkistan Türk de İskenderun rum mu onu anlayamadım
|
alisinkay |
Sayın tebrone,
Neden o konuyu da foruma siz açmıyorsunuz.Demek ki Doğu Türkistanda hergün katledilen 100 kişi.Nükleer denemelerin yarattığı çevre felaketi benim için İskenderunlunun 50 yıl balık yiyememesinden ve İskenderunlunun denize girememesinden, ve orada yaşayan balıklardan daha önemli.
Siz o konuyu açın foruma katılırım ama önceliğim konusunda mı beni suçluyorsunuz.Bakın verdiğiniz 16 yaşındaki kızla ilgili cevabıma nazaran bir önyargı edindiniz.Ama verdiğim cevap aydınlatıcı ve doğruydu.
Namus lekesi değil alnımda gördüğünüz,
Vurulmuşum, vurulmuş düşmüşüm güpegündüz.
Şakağımdaki kansa, o benim gülüşümdür,
Namert sürünmektense, erkekçe ölüşümdür.
|
alisinkay |
“Aziz dostum,
"Sürgündeki Doğu Türkistan Hükümeti"nin seçilmiş Turizm Bakanı ve Hükümet Sözcüsü sıfatıyla, konuyla ilgili endişelerinizi anlayışla karşılıyor ve elbette hissiyatınızı anlıyorum. Elbette sembolik manada da olsa, böyle bir Hükümetin Ankara'da kurulmasını arzu ederdik. Ancak, Türk Dünyası'ndan o kadar uzak kaldık ki, milli çıkarlarımıza o kadar bigane kaldık ki,"bize sahip çıkın" feryadımızı sürgünde geçen 55 yıl süre içinde Ankara'ya duyurma imkanımız olmadı. Menfaatlerinin nerede olduğunu, nasıl kullanacağını bilen ABD kamuoyunun verdiği bu sembolik destek herşeye rağmen 55 yıl içinde atılmış tarihi bir adımdır. Hükümetimizin üyeleri "değerlerine" bağlı, "şuurlu" kişilerden oluşmakta olup, Doğu Türkistan'da yaşanan trajediyi bu hükümet adıyla dünya gündemine duyurma ve destek bulma noktasında çalışmalarını sürdürecektir.”
"AKILLI KONUŞUR, ÇÜNKÜ SÖYLEMEK İSTEDİKLERİ VARDIR; APTAL KONUŞUR, ÇÜNKÜ KENDİSİNİN BİR ŞEYLER SÖYLEMEK ZORUNDA OLDUĞUNU SANIR." |
alisinkay |
ÖZGÜRLÜK TİMSALİ: RABİYE KADİR
Forbes dergisi tarafından 1994 yılında Çin'in en zengin 10 kişisinden birisi olarak gösterilen Uygur asıllı iş kadınının Uluslararası Af Örgütü ve merkezi New York ta bulunan Çin'deki İnsan Haklarını İzleme Grubu tarafından yapılan açıklamada, Rabiye Kadir'in 8 yıl hapis cezasına çarptırıldığı açıklanmıştı. Çin Ulusal Halk Meclisi toplantıları nedeniyle Pekin ' de bulunan Doğu Türkistan’ın sözde Bölge Meclisi Başkanı Amadun Niyaz Amerikan Kongresi yetkilileriyle görüşmesinden hemen önce tutuklanan Rabiye Kadir’in yakında yargı önüne çıkarılacağını belirtmiş ve Doğu Türkistanlı iş kadınının ''ulusal birliği sabote'' etmekle suçlandığını söylemişti. Ağustos 1999 yılında sözde “gizli devlet belgelerini yabancılara vermek ve bölücü faaliyetlerde bulunma” suçuyla tutuklanan Rabiye Kadir'in eşi Sıdık Hacı Rozi, ABD, de yaşıyor ve Amerikan yönetimince desteklenen Özgür Asya Radyosunda çalışıyor. Kadir'in Amerikan Kongresi görevli1erine gizli belgeler verdiği iddia ediliyor. Amerikan Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü James Rubin de, geçen ay, Çin makamlarından Rabiye Kadir’in serbest bırakılmasını istemişti.
Rabiye kadir Çin İstihbarat elemanları tarafından pasaportuna el konularak gözaltına alındı. 400 milyon frank sermayesi olan ve Bill Gates'in yakın dostu olan Rabiye Kadir'in milletvekili dokunulmazlığına rağmen, En Çu En-Tin tarafından Urümçi Havaalanı'nda Taşkent'e hareket ederken çırılçıplak soyulmak suretiyle üstü arandıktan sonra, pasaportuna el konuldu.
Havaalanındaki tartaklamadan sonra, havaalanı yolu üzerinde bulunan İstihbarat Merkezi'ne getirilen Rabiye Kadir'e yurt dışına çıkış yasağı getirildiği söylendi. ”Acı ve Sıkıntı çeken Doğu Türkistan halkını bu kaostan kurtararak soydaşlarıma model olmaya çalışıyorum” diyen Rabiye,Kadir'in pasaportunun müsadere edildiğini ABD' de bulunan eşi de doğrulayarak,” biz siyasetle uğraşmıyoruz. Ticaret yapıyoruz. Kazandıklarımızı da yoksularla, ihtiyacı olanlarla paylaşıyoruz. O kadar'' diyerek açıklamalarda bulunmuştu.
Suçlanma gerekçeleri ise ;
Doğu Türkistan’ın Feyzabad şehrinde meydana gelen deprem sonrası bölgeye 10 kamyon yardım malzemesi göndererek, devleti küçük düşürmek ve halkı devlete karşı kışkırtmak
4 Şubat Gulca direnişi sonrası çıkan çatışmalarda çocukları ölen, yaralanan ailelere para ve erzak yardımı yaparak, ayrılıkçı güçlere destek vermek,
ABD'de ticari şirket kuran Eşi Prof. Sıdık Hacı Rozi’nin yedi aydır ABD'den Çin'e dönmeyerek, siyasi faaliyetlerde bulunması nedenleriyle... Rabiye Kadir’e yurt dışına çıkma yasağı getirildiği belirtildi.
Şekil tür Devrimi sırasında da tutuklanmış. Deriden dokuma sanayiine kadar birçok fabrikası, mağazaları, ticaret merkezlerinin sahibi olan Rabiye Kadir yurt dışından otomobil de ithal ediyordu. Geçen yıl Bill Gates'in davetiyle ABD'ye gitti ve burada da bir şirket açmıştı.
Rabiye Kadir , 54 yasında bir kadın, hayatını Doğu Türkistan’ın kurtuluşuna adamış. Defalarca hapse girip çıkmış. Şimdi de Çin'de tutulduğu hapishaneden çıkarılması için Amerikalıların çabalarının sonuca ulaşmasını bekliyor.
Rabiye Kadir , kendini tamamen çocuklarına ve halkının özgürlüğüne adamış durumda. Özellikle Uygur insanlarının iyiliği için her türlü fedakarlığı yapan Kadir’in, yıllar boyunca da bu uğurda başına gelmeyen kalmamış.
Hapis’e defalarca girip çıkan Kadir , çevresindeki insanlar ve halkı tarafından ''iyilik meleği'', ''özgürlük savaşçısı'' diye tanımlanıyor. Şu aralar yine hapiste olan Kadir , oğlu ve sekreteriyle birlikte Amerika'ya, eşinin yanına gönderileceği günü bekliyor. İddialara göre, özgürlük savaşçısı Kadir bu yolda Çinli'lerin elinde işkence bile görmüş. Bütün yaşadıklarına rağmen azimle yoluna devam eden bu kadından şimdi herkes ''güç timsali'' diye bahsediyor.
Dünyada kendine iş olarak yardım severliği seçen pek çok insan vardır muhakkak. Ama bazıları tavırlarıyla, çektikleri çilelerle ve atıldıkları maceralarla daha çok göz önüne geliyorlar. İşte Rabiye Kadir de onlardan biri. Çinli otoriteler ve Amerikan İnsan Hakları Örgütleri arasında yoğun bir tartışmaya sebep olan bu olaylar zinciri, Kadir'in ısrarlara rağmen bir türlü serbest bırakılmamasıyla iyice doruğa ulaştı.
KALP İLAÇLARINI DAHİ VERMİYORLAR
Amerikan House of Representatives'in 24 Temmuz 2000'de çıkardığı kararnameyle serbest bırakılması istenen Rabiye Kadir, kendisiyle birlikte Çin'de bulunan oğlu ve sekreteriyle birlikte eğer isterse Amerika 'ya dönebilecek.
Eşi de Amerika’da olan Kadir'in hapis cezası, Amerikan Meclisi tarafından ''politik amaçlı bir düzmece''olarak nitelendirildi.
Amerika’nın Kadir’i kurtarmak için harekete geçmesinin sebebi, Çinli gardiyanların özgürlük savaşçısı kadına kalp ilaçlarını vermeyi reddetmeleri. Kalp hastası olan Kadir'in her gün düzenli olarak ilaçlarını alması ve doktor kontrolünde olması gerekirken, Hong Kong’daki İnsan Hakları ve Demokrasi Merkezi'nin 25 Temmuz tarihli raporuna göre, Kadir, sadece ilaçlarını alamamakla kalmıyor , hapiste bulunduğu bir sene içinde ziyaretçi kabul etme hakkından da yararlanamıyor. Adı açıklanmayan bir kişi de, Kadir'in hapis’e girmeden önce nezaret altında tutulduğu süre içinde de, yanlış ifade imzalaması için işkence gördüğünü söylemişti. Yapılan araştırma sonucunda, imzalanmamış bir ifade kopyasının Kadir'in ailesine gönderildiği ortaya çıktı.
Peki ''özgürlük savaşçısı'' olarak anılan ve çevresinde yardım meleği diye tanınan bu kadının suçu neydi?
Önce,Doğu Türkistan’daki mücahitlerle işbirliği yaptığı iddia edildi. Zaten Kadir'in kendisi de Uygur kökenliydi. Ama asıl suçlama sonrasında geldi: Rabiye Kadir, geçen Mart ayında sözde ''ülke sırlarını yasal olmayan yollardan dış ülkelere aktarmak'' suçuyla sekiz sene hapis’e mahkum edildi.
Doğu Türkistan da bir Amerikalı delegeyle buluşup, ona bölgedeki politik suçluların durumu hakkında bilgi vermek üzereyken tutuklanan Kadir için, bu bir ilk değildi. Daha önce de Çin'de hapise mahkum edilen bu kadın, hayatını halkına özgürlük sağlamak amacıyla çile çekerek geçirdi. Bu tutuklama olayı ile eğer dünya kamuoyu ilgilenmemiş olsaydı, Doğu Türkistan’daki cezası yargısız bir şekilde idam idi.
İnsan Haklan ve Demokrasi Merkezi'nin sonradan yaptığı bir açıklamaya göre de, Çinli otoriteler Kadir'in mahkumiyet sonrasındaki temyiz başvurusunu dikkate bile almamışlardı.
Rabiye Kadir de, 1993'ten 1997'ye kadar Çin Politik Kongresi'nde Uygur insanlarının temsilcisi olarak yer aldı. Kadir aslında zengin bir işkadını. Kocası Sıdık Rozi ile birlikte tam 11 tane çocukları var. Rozi de aynı Kadir gibi Amerika'ya girmeden önce Çinli otoriteler tarafından birçok defa arandı ve hakkında tutuklama emri çıkarıldı. Amerika’ya kaçtığında ise, Özgür Asya Radyosu'nda çalışıp, Uygur'lara karşı Çin ayrımcılığını eleştiren söylevler verdi.
Kadir ve eşinin Doğu Türkistan'ın başkenti olarak bilinen Urümçi ’de altı bloklu bir binaları var. Adı da “Rabiye Binası” Sadece kadınlar tarafından işletilen küçük dükkan ve marketler bulunan binanın üçüncü katında da, Kadir tarafından 1996'da kurulan bir yabancı di1 okulu var. Arapça ve İngilizce dersleri verilen okul, alt katındaki restoran ve üst katında deri mobilya mağazasıyla büyük uyum içinde işletiliyor.
Kadir, namazlarını kılıyor ve çevresindeki herkese gücü dahilinde hediyeler veriyor. Kendisi her ne kadar ''Ben süper kadın değilim. Sadece bir ailenin annesiyim'' dese de, Kadir’in gücü çevresinde son derece yoğun olarak hissediliyor.
1997' de bir Fransız dergisinde yayınlanan röportajında, ''Güç hepimizin içinde vardır. Ben sade halkıma yardım etmek istiyorum. Yapabildiğim kadarıyla bazı şeyle değiştirmeye çalışıyorum “ diyor. Gücü ve bitmeyen azmiyle kadınlara örnek olarak gösteriliyor.
Bıçak soksan gövdeme, sıcacık kanım damlar/ Gir de bir bak ülkeme, başsız başsız adamlar… |
alisinkay |
ALINTIDIR.
“Doğu Türkistan Türk Toprağıdır”...
Türkiye’de Doğu Türkistan faaliyetlerine yönelik bir kısıtlama getirileceği yönünde çıkan söylentilere önce inanmamıştım. Daha sonra ortalıkta “gizli bir genelge”nin elde ele dolaştığını öğrenince telefonlara sarıldım ister istemez. Ama herşeye rağmen Türkiye’de hiç bir hukümetin Doğu Türkistan faaliyetlerini dondurmaya cesaret gösterebileceğine inanmak istemediğimi tekrar vurgulamak istiyorum. Yalnış anlaşılmasın burada telaffuz ettiğim “cesaret” sözcüğünden kastedilen bir “tehdit” değil, bir “vicdanî, insanî ve milli sorumluluk”tur...
Vicdani, insani ve milli bir sorumluluk bilinci olan hiçbir şahsın, milli sorumluluk bilinci olan hiçbir Hukümetin Doğu Türkistan Dâvâsına kayıtsız, ilgisiz kalması düşünülemez. Dolayısıyla “herhangi bir Doğu Türkistan konulu etkinliğe kutlama telgraflarının gönderilmesine dahi yasak getirildiği rivayet edilen bir genelgenin mevcudiyetine insanın inanası gelmiyor. Ama “Ankara rüzgarı”, “maalesef” diyor bana telefonda... Ve ilave ediyor : “-Bundan böyle Doğu Türkistan konulu bir toplantıya değil Bakan hiçbir devlet memurunun dahi gelmeyeceğini” söylüyor, yada gelmelerine yasak getirildiğini... Şaşkınlıkla “başka bir şey var mı?” diye sormak üzereyken, “daha bitmedi” diyor “Ankara rüzgarı”... Ayyıldızlı Gökbayrağın toplantı salonlarında asılmasına, Çin aleyhine sözler sarfedilmesine, pankartlar yazılmasına, Çin elçiliği önünde gösteri yapılmasına da yasak getirilmiş bu gizli damgalı genelge ile. Yani tüm demokratik hak ve özgürlükler tıpkı Çin’de olduğu gibi rafa kaldırılmış. “--Keşke Doğu Türkistan kuruluşlarının kapılarına kilit vursalar daha iyiydi” dedim.
Tüm Bakanlıklara, Başbakanlığa bağlı kuruluşlara ve diğer ilgili kurumların tümüne gönderildiğini sandığım bu gizli genelgeyi artık görmek istemiyorum. “-Zaten istesen de gönderemem” diyor, “Ankara Rüzgarı”. “Peki, genelgenin altındaki imza kime ait?” diyorum. “ikinci baş” diyor. Böyle bir soru sorduğuma kendim de pişman oluyorum. Öyle ya, Gökbayrağa yasak getiren, Doğu Türkistan konulu toplantılara memurların katılımını yasaklayan, hatta kutlama telgraflarınının gönderilmesini bile çok gören bu genelgenin altındaki gerçek imza da herhalde Çin Devlet Başkanı’na ait olur diye düşünüyorum. Çünkü böyle bir genelgenin altına bir Türk’ün, her ne sebep olursa olsun yüreğiyle imza atabileceğini sanmıyorum. Ve Komünist Çin yönetimini “nezaket sınırlarını aşan müdahaleler” de bulunmalarından dolayı sadece protesto ediyor ve bu başarısından dolayı da kutluyorum.
Genelgede yazılanların belki tümünü kabul etmek mümkün ama, “Doğu Türkistan bir Çin toprağıdır” ifadesini kendini Türk hissedenlerin kabulü asla mümkün değildir. Eğer bu ifade varsa bunu çok ağır bir ifade ile tariflendirmek mümkündür.
Herşeye rağmen Türk milletine, MGK’na, hatta çoğu haklı olarak eleştirdiğim Dışişleri Bakanlığımıza güveniyor ve Doğu Türkistan’daki 30 milyon soydaşımın feryatlarına kulak tıkayacaklarına inanmıyorum... Keyfi idamlara, zoraki kürtaja, mecburi doğum yasağına, nükleer denemelerde insanların kobay olarak kullanılmasına, vahşete, zulme, soykırıma seyirci kalabilecek, tepkisiz kalabilecek bir zihniyetin varlığına inanmıyorum...
“-Peki bu olanlar ne?...”Belki inanmayacaksınız ama hâlâ “rüya” diyorum ve yüce Tanrı’ya sığınıyor; “her geçen gün yok edilen Doğu Türkistan’daki, Kuzey Afganistan’daki, Kerkük’deki milyonlarca dindaş-soydaş için gözyaşlarımla dua ediyorum...
YAZI BİTTİ, RÜYA DA BİTTİ... MAALESEF GERÇEKMİŞ. BAŞBAKAN MESUT YILMAZ GİDER AYAK DOĞU TÜRKİSTAN’IN ÇİN TOPRAĞI OLDUĞUNU BELGELENDİRMİŞ!.. (BAK:ORKUN DERGİSİ, ŞUBAT 1999 SAYISI)
GECE YARISI NOTLARI / İsmail Cengiz
Bıçak soksan gövdeme, sıcacık kanım damlar/ Gir de bir bak ülkeme, başsız başsız adamlar… |
ibrahim Çoraklık |
sevgil abilerim konularınızı okudum herbirinizde doğu türkistan için bir şeyler düşünmüş yazmışsınız allah hepinizden razı olsun
ustat bediüzzamanın dediği gibi dar görüşler dar düşünceler içerisinde kalmamış olsanız gerek size başımdan geçen geçen bir olaydan bahsetmek istiyorum bir gün gölcük ülkü ocağında oturuyorum erhan isminde bir arkadaşla sohbet ediyoruz alt kata bir sarhoş uhucunun musallat olduğunu duyduk bi gidelim bakalım dedik alt kat depremden sonradır boş harabe bir yer girdik içeriye baktık yerde bir doğu türkistan bayrağı arkadaşın aslıda kürttür fakat azından hiç duymadım ben kürd'üm dediğini bayrağı aldık hertarafı pislik içinde yerler porno dergisi dolu yukarıya çıktık bayrağı ne yapacağını sordum kendisine tabiki yıkayacağını söyledi , şimdi yaksam olmaz atsam hiç olmaz en iyisi yıkamak dedi bende katıldım görüşüne başladık yıkamaya astık ocağa hala duruyor maksadım kendi demogojimizi yapmak deyil önemli olan o bayrağın o imgenin manasını gönüllerde yıkamanın yakınlaşmanın ve birlik olmanın onun gibi birçok türk soyunun mesela karaçay _ çerkesk / kabartey _ balkar / dağıstan, azerbaycan, kırgızistan , kazakistan ,özbekistan, abhazya, çerkesk, vb topraklarla gönül birliğini yakalamak yardımlaşmak isteğini neslimize aktarma başarısını göstermektir allah yar ve yardımcımız olsun . |
Bugünün tarihi: 03/05/2025 20:30:48 |