| alisinkay |
Özcan Yeniçeri
Yeniçağ Gazetesi
Bugün Kafkasya''ya Rusya''nın geri dönüş girişimleri, ABD''nin ise yerleşme ve tutunma çabaları gözle görülür bir ivme kazanmıştır.
Gerçekte de Kafkasya''nın taşıdığı jeostratejik, jeopolitik ve jeoekonomik önem küresel herhangi bir gücün onu ihmal etmesini imkânsız kılmaktadır.
Rusya, ABD''nin Avrasya''daki emellerini yeni bir doktrin ile sınırlandırmaya çalışırken ABD, Rusya''yı yumuşak karnından sarsmaya başlamıştır.
Kafkasya Rusya''nın yumuşak karnıdır.
ABD, Afganistan operasyonu ile merkezi Asya''yı, Irak operasyonu ile de Ortadoğu''yu rakip güçlere kapattıktan sonra Kafkaslara yönelmiştir.
Bu anlamda ABD, Kafkasya/Hazar/Karadeniz''in kilit ülkesi olan Gürcistan''da kansız bir darbe yaptırarak yönetimin el değiştirmesini sağlamıştır.
ABD''nin, bu bölgeyi her ne pahasına olursa olsun Rusya''nın nüfuz alanı dışına çıkarmaya çalıştığı görülmektedir.
ABD, İngilizlerin 20.yüzyılın başında uyguladığı siyasetin benzerini 21.yüzyılda uygulamakta bölgeyi kontrol altına almak, böylece BOP veya GOP projesinin önündeki engelleri temizlemeye çalışmaktadır.
Gürcistan''da SOROS''un katkılarıyla yaşanan ''Kadife'' devrimle Batı cephesine kayarken, ABD, Ermenistan''ı Ermeni Diasporası ile etkileyerek yanına almaya çalışmakta.
Azerbaycan''da benzer etkileşim içine sokulmak isteniyor.
ABD''nin Güney Azerbaycan ayrılıkcılığı kışkırtmaktadır.
Böylece İran içinde hatırı sayılır bir güç olan Türkleri hedefleri doğrultusunda kullanarak, İran tehdidini de bölgesel denklemlerle ortadan kaldırmayı hedeflemektedir. Rusya, ABD''nin yapmak istediklerini algılamış gibi gözükmektedir.
Bu algı neticesidir ki Rusya, düşen uçaklar, bombalanan metro ve en son alarak da Beslan terörünü gerekçe göstererek, ABD''nin 11 Eylül olayları sonrasında yaptığı gibi teröre karşı "önleyici müdahale"de bulunacağını ilan etmiştir.
Bu, herhangi bir terör saldırısına uğramadan, Şili ya da potansiyel terör unsuru görülen yerlere "saldırmayı" ve seçilen hedefleri "imha etmeyi" içeriyor.
Halbuki ABD''nin "önleyici müdahale" doktrinine Irak Savaşı öncesi Rusya şiddetle karşı çıkmıştı.
Şimdi ABD''nin kullandığı yöntemleri kullanarak ABD''nin küresel yayılmasına karşı, soğuk savaş dönemindeki etkinliğinin hiç olmazsa bir kısmını stratejik coğrafyalarda sürdürmek istiyor. Kafkasya''da dengesiz iki emperyal güç bilek güreşi yapmaktadır.
Birbirlerine karşı doğrudan ve dolaylı hedef alan operasyonlar yap(tır)maktadırlar.
Olan masum ve bir anlamda korunmasız Kafkas halklarına olmaktadır.
Onlar küresel hakimiyet senaryolarının Şgüranları olarak yurtlarını, evlerini, çocuklarını ve hayatlarını kaybetmektedirler.
Coğrafyanın acımasızlığı, Kafkas halklarının "ferman sizin ise dağlar bizimdir" idrakine sahip olmaları, etnik iç içe geçmişlik, sürgünlerin ürettiği tarihi kinler, Cecenistan''da ki trajik istikrarsızlık, durumu daha da vahim kılmaktadır.
Bilindiği gibi ABD, 11 Eylül saldırısının ardından yalnız Afganistan''a değil, Avrasya''daki en stratejik merkezlere bile önemli sayıda nitelikli güç konuşlandırmıştır.
Hatta ABD, Rusya''nın jeopolitik, jeoekonomik ve jeostratejik yönden kuşatmasını büyük ölçüde tamamladığı söylenebilir.
Kafkasya''da ABD''nin Gürcistan yaptı(rdı)ğı operasyonu dengeyi Rusya aleyhine iyice bozmuştur.
Bu anlamda Gürcistan''ın "Rusya ile savaştan" bahsetmesi nedensiz değildir.
Tıpkı Barzani''nin Türkiye''ye "Kerkük için savaşırız" derken aynı adresten cesaret aldığı ya da beslendiği gibi.
Gürcistan''ı Rusya karşısında, Barzani/Talabaniyi Türkiye karşısında cesur kılan ABD''nin himaye ve yönlendirmesidir.
ABD ile Rusya arasında Kafkasya''da karşılıklı bir güç gösterisi sürmektedir.
Terör bu gösterilerin bir parçasıdır.
Rusya''da bu çerçevede yapılan yorumlar çok ilginç.
"Viladikavkaz''ı Çariçe Ekatarina kurdu, Çar Putin yaşatacak" şeklinde değerlendirmeler yapılıyor.
Son zamanlarda "yeryüzünde bir tek Çeçen bırakmamak pahasına da olsa, Rusya, Kafkaslara yeniden hükmedecek" şeklinde değerlendirmelere sıkça rastlanmaktadır. Rusya, Kafkaslarda atacağı herhangi bir geri adımın ne denli büyük sıkıntılara neden olacağını anlamış gözükmektedir.
ABD''nin Gürcistan, Ermenistan ve Azerbaycan üzerinde oluşturacağı etkinin Rusya''yı Hazar petrol havzasından uzaklaştıracağının da hesabı yapılmaktadır.
Rusya''da Kafkasya''yı kaybetmenin Karadeniz''i kaybetmek anlamına da geleceğinin hesabı da yapılmaktadır.
Aynı süreç Türkiye için de geçerlidir.
Bu nedenledir ki, İlter Türkmen, "Amerikan gemilerinin bu denizde teröre karşı savaş gerekçesiyle devriye gezmesine gerek Rusya gerekse Türkiye karşı, Karadeniz''in güvenliği, ona kıyısı olan ülkeler tarafından güvence altına alınmalı" diye yazmıştır.
Gürcistan ve Osetya olaylarını gerçekte Türkiye''nin Karadeniz''den de kuşatmaya alınması meselesi olarak görmek gerekir. ABD''nin bölgenin kontrolünü sağlamak için etnik ve dini farklılıkları siyasi bir enstrüman olarak kullandığı bilinmektedir.
Hazar çevresin de bu amaç doğrultusunda büyük gayretler sarfedilmektedir.
ABD bölgeyi kendi inisiyatifi altına almaya ve bölgeye doğrudan güç konuşlandırmaya çoktan başlamıştır.
Rusya bu yüzden Avrasya merkezli yeni oluşumlar peşindedir.
Rusya''nın Avrasya merkezli oluşumlar için attığı adımlar ciddi sonuçlar verirse, ABD''nin BOP veya GOP''u işte o zaman gerçekleşmesi imkânsız hayali bir proje olarak kalır.
Yani Kafkasya bir anlamda ABD ile Rusya arasında daha somut olarak ifade edilirse Büyük Ortadoğu Projesi ile Büyük Avrasya Projesi arasıdaki güç gösterimine sahne olmaktadır.
ABD''nin bölge üzerine oynadığı oyunlar, Rusya merkezli yeni cepheyle kırılma tehdidi altına girince bölgede terör dahil her türden kışkırtma devreye sokulmaktadır.
Namus lekesi değil alnımda gördüğünüz,
Vurulmuşum, vurulmuş düşmüşüm güpegündüz.
Şakağımdaki kansa, o benim gülüşümdür,
Namert sürünmektense, erkekçe ölüşümdür.
|
