 |
03/05/2025 Eski forum arşivi bölümü
Hukuksal Tartışmalar
Bir Tartışma |
alisinkay |
Bir gün Ebu Bekir Sıddık (r.a) Resulüllah(S.A.V)'ın evine geldi. İçeri gireceği sırada, Hz. Ali Bin Ebi Talib (r.a) da geldi.
Hz. Ebu Bekir (r.a.) (Geri çekilip) :
-Ya Ali sen buyur, gir dedi.
O da cevap verip, aralarında, aşağıdaki uzun konuşma oldu:
-Ya Ebu Bekir! Sen önce gir ki, her iyilikte önde olan, her hayırlı işte ileri olan, herkesi geçen sensin.
Hz. Ebu Bekir (r.a.) :
- Sen önce gir ki! Resulüllah'a (s.a.v) daha yakın sensin.
Hz. Ali (r.a) :
-Ben, senin önüne nasıl geçerim. Çünkü Resulüllah (s.a.v)'tan işittim.
"Ümmetimden, Ebu Bekir'den daha üstün bir kimsenin üzerine güneş doğmadı" buyurdu.
Hz. Ebu Bekir (r.a.) :
- Ben, senin önüne nasıl geçebilirim ki, Resulüllah (s.a.v) kızı Fatıma(r.a)'yı sana verdiği gün,
"Kadınların en iyisini, erkeklerin en iyisine verdim" buyurdu.
Hz. Ali (r.a) :
- Ben, senin önüne geçemem. Çünkü Resulüllah (s.a.v):
"İbrahim(a.s)'ı görmek isteyen Ebubekir'in yüzüne baksın" buyurdu.
Hz. Ebu Bekir (r.a.) :
- Ben, senin önüne geçemem. Çünkü Resulüllah(s.a.v):
'Adem (a.s)'ın hilm sıfatını ve Yusuf (a.s)'ın güzel ahlakını görmek isteyen Ali Mürteza'ya baksın' buyurdu.
Hz. Ali (r.a) :
- Senin önünde gidemem. Çünkü Resulüllah (s.a.v):
"Ya Rabbi! Beni en çok seven ve ashabımın en iyisi kimdir? dedi. Cenab-ı Hak:Ya Muhammed! Ebu Bekir Sıddıktır," buyurdu.
Hz. Ebu Bekir (r.a.) :
- Ben, senin önüne geçemem. Çünkü Resulüllah (s.a.v) Hayber'de:
"Yarın sancağı öyle bir kimseye veririm ki, Allahü Teala onu sever. Ben de, onu çok severim" buyurdu.
Hz. Ali (r.a) :
- Ben, senin önüne nasıl geçerim. Çünkü Resulüllah (s.a.v)
"Cennetin kapıları üzerinde 'Ebu Bekir Habibullah' yazılıdır" buyurdu.
Hz. Ebu Bekir (r.a.) :
- Ben, senin önüne nasıl geçerim. Çünkü Resulüllah(s.a.v) Hayber gazasında, bayrağı sana verip
'Bu bayrak Melik-i Galibin, Ali Bin Ebi Talib'e hediyesidir' buyurdu.
Hz. Ali (r.a) :
- Ben, senin önüne nasıl geçerim. Çünkü Resulüllah(s.a.v)buyurdu ki:
"Ya Eba Bekir, sen benim gören gözüm ve bilen gönlüm yerindesin".
Hz. Ebu Bekir (r.a.) :
- Ben, senin önüne nasıl geçerim. Çünkü Resulüllah(s.a.v)buyurdu ki:
"Kıyamet günü Ali cennet hayvanlarından birine binmiş olarak gelir. Cenab-ı Hak buyurur ki 'Ya Muhammed!(s.a.v) Senin baban İbrahim Halil, ne güzel babadır. Senin kardeşin Ali Bin Ebi Talib ne güzel kardeştir.'
Hz. Ali (r.a) :
Ben, senin geçemem. Çünkü Resulüllah(s.a.v)buyurdu ki:
"Kıyamet günü, Cennet meleklerinin reisi olan Rıdvan adındaki melek Cennete girer. Cennetin anahtarlarını getirir, Bana verir. Sonra Cebrail (a.s) gelip, Ya Muhammed (s.a.v)! Cennetin ve cehennemin anahtarlarını, Ebu Bekir Sıddık'a(r.a) ver, istediğini Cennete, dilediğini Cehenneme göndersin der."
Hz. Ebu Bekir (r.a.) :
Ben, senin önüne nasıl geçerim. Çünkü Resulüllah (s.a.v) buyurdu ki:
"Ali kıyamet günü benim yanımdadır.Havz ve Kevser yanında, benimledir. Sırat üzerinde benimledir. Cennette, benimledir. Allahü Teala'yı görürken, benimledir."
Hz. Ali (r.a) :
Ben, senden önce giremem. Çünkü Resulüllah(s.a.v)
"Ebu Bekir'in imanı, bütün mü'minlerin imanı ile tartılsa, Ebu Bekir'in imanı ağır gelir" buyurdu.
Hz. Ebu Bekir (r.a.) :
Ben, senin önüne nasıl geçerim. Çünkü Resulüllah(s.a.v)buyurdu ki:
"Ben ilmin şehriyim, Ali onun kapısıdır."
Hz. Ali (r.a) :
Ben, senin önüne nasıl geçerim. Çünkü Resulüllah(s.a.v)buyurdu ki:
"Ben sadıklığın şehriyim.Ebu Bekir onun kapısıdır."
Hz. Ebu Bekir (r.a.) :
Ben, senin önüne nasıl geçerim. Çünkü Resulüllah(s.a.v)buyurdu ki:
"Kıyamet günü Ali bir ata biner, görenler, acaba bu hangi peygamberdir? Derler.Allahü Teala, bu Ali Bin Ebi talib'dir, buyurur."
Hz. Ali (r.a) :
Ben, senin önüne nasıl geçerim. Çünkü Resulüllah(s.a.v)buyurdu ki:
"Ben ve Ebu Bekir, bir topraktanız. Tekrar bir olacağız."
Hz. Ebu Bekir (r.a.) :
Ben, senin önüne nasıl geçerim. Çünkü Resulüllah(s.a.v)buyurdu ki:
"Allahü Teala, ey Cennet! Senin dört köşeni, dört kimse ile bezerim.Birir Peygamberleri üstünü Muhammed'dir(s.a.v).Biri, Allah'dan korkanların üstünü Ali'dir.üçüncüsü kadınların üstünü Fatımat'üz Zehra'dır. Dördüncü köşesindeki de temizlerin üstünü Hasan ve Hüseyin'dir."
Hz. Ali (r.a) :
Ben, senin önüne nasıl geçerim. Çünkü Resulüllah(s.a.v)buyurdu ki:
"Sekiz Cennetten şöyle ses gelir'Ebu Bekir! Sevdiklerinle birlikte gel, hepiniz Cennete girin."
Hz. Ebu Bekir (r.a.) :
Ben, senin önüne nasıl geçerim. Çünkü Resulüllah(s.a.v)buyurdu ki:
"Ben bir ağaca benzerim,Fatıma bunun kökü,Ali gövdesi, Hasan ve Hüseyin meyvesidir."
Hz. Ali (r.a) :
Ben, senin önüne nasıl geçerim. Çünkü Resulüllah(s.a.v)buyurdu ki:
"Allahü Teala Ebu Bekirin bütün kusurlarını affetsin. Çünkü O kızı Aişe'yi bana verdi.Hicrette bana yardımcı oldu.bilal-i Habeşi'yi, benim için azad etti."
Resulüllah(s.a.v')in bu iki sevgilisi, kapıda böyle konuşurlarken, kendileri içeriden dinliyorlardı. Hz. Ali'nin sözünü kesip içeriden buyurdu ki:
-Ey kardeşlerim Ebu Bekir ve Ali! Artık içeri girin.Cebrail (a.s) gelip dedi ki, yerdeki ve yedi kat göklerdeki melekler sizi dinlemektedir.kıyamete kadar birbirinizi övseniz, Allahü Teala yanındaki kıymetinizi anlatamazsınız.
İkisi birbirine sarılıp, birlikte Resulullah'ın(s.a.v) huzuruna girdiler.
Resulullah'ın(s.a.v): -Allahü Teala ikinize de yüzbinlerce rahmet etsin. İkinizi sevenlere de, yüzbinlerce rahmet etsin ve düşmanlarınıza da yüzbinlerce lanet olsun, buyurdu.
Hz. Ebu bekir Sıddık dedi ki:
-Ya Resulallah(s.a.v) Ben Ali kardeşimin düşmanlarına şefaat etmem.
Hz.Ali dedi ki:
-Ya Resulallah(s.a.v) Ben de Ebu Bekir kardeşimin düşmanlarına şefaat etmem ve başını kılıç ile bedeninden ayırırım.
Hz. Ebu bekir Sıddık(r.a):
-Ben, senin düşmanlarına Kevser havzından su vermem, buyurdu.
Hz. Ali de:
-Ben, senin düşmanlarını Sırat üzerinden geçirmem, buyurdu.
Hz. Ali (r.a.) ve Hz. Ebu Bekir (r.a.) taraftarlarının ve düşmanlarının kulakları çınlasın.
Kaynak : Dört Büyük Halife (Şemsüddin Ahmed Efendi) ,1974
Yapamam deme yapan senden iyi değildir |
Av.Ragıp Atay |
O kadar birbirlerine saygı duyuyorlarsa, niçin, Hz. Peygamberin Naaşını ortada bırakıp, iktidar kavgası yapmışlar.
Hz. Osman niçin öldürülmüş, Niçin Hz. Alinin çocukları katledilmiş. Onları da yazın
|
commodore1tr |
Çok güzel ve saygın bir konuşmada azıcık mizah olsun hep birbirimizi germeyelim diye yazıyorum :))
Ben şimdi neticeyi anlamadım bunlar bukadar konuşmayı Hz. Muhammed içeride onları beklerken kapı önünde mi yaptılar ? Kapıyı kim açtı ? Kapıyı açandada peygamber sabrımı vardı da bu kadar bekledi ? O zamanın kapıları kocamandı birlikte yürüyerek girebilselerdi ? Bu kadar konuşmadan sonra hangisi Hz. muhammede küstü ? Çünkü Hz.Muhammed '"Ümmetimden, Ebu Bekir'den daha üstün bir kimsenin üzerine güneş doğmadı" buyurdu' ve '"Kadınların en iyisini, erkeklerin en iyisine verdim" buyurdu' demiş. Bu ikisi aynı değil mi? en iyi erkek aynı zamanda en üstün de olmaz mı? nasıl yani ???
lütfen ciddi yanıt vermeye uğraşmayınız :))))
bilmiyorum dediğim konu hakkında 2 saat eh bence dersem günlerce konuşurum |
alisinkay |
Bu komiklik yapmak için yazılmış bir yazı değildi bizi birbirine düşürmek isteyenlere verilmiş bir yanıttı.Aralarındaki dosstluğu gösteren bir yazı.Hz. Muhammed (s.a.s.)'in Islam'i teblige baslamasindan sonra ilk iman eden hür erkeklerin ilki.Kur'ân-i Kerim'de hicret sirasinda Rasûlullah'la beraber olmasindan dolayi, "...magarada bulunan iki kisiden biri..." (et-Tevbe, 9/40)Hz. Ebû Bekir'in Rasulullah (s.a.s.)'den bir veya üç yas küçük oldugu zikredilmistir. Islam'dan önce de saygin, dürüst, kisilikli, putlara tapmayan ve evinde put bulundurmayan "hanif" bir tacir olan Ebû Bekir, ölümüne kadar Hz. Peygamber'den hiç ayrilmamistir. Hiç içki içmemiştir.O dönemde adet olmasına rağmen.
Hz. Ebû Bekir, Hira dagindan dönen Hz. Muhammed ile karsilastiginda, Rasûlullah (s.a.s.) ona, "Allah'in elçisi" oldugunu söyleyip "Yaratan Rabbinin adiyla oku" (el-Alâk, 96/1) diye baslayan âyetleri bildirdigi zaman hemen ona: "Allah'in birligine ve senin O'nun rasûlü olduguna iman ettim" demistir. Hz. Hatice'den sonra Rasûlullah'a ilk iman eden odur. Hz. Peygamber (s.a.s.) Islâm'i tebliginin ilk zamanlarinda kiminle konustuysa en azindan bir tereddüt görmüs, ancak Ebû Bekir seksiz ve tereddütsüz bir sekilde kabul etmistir. Hatta Hz. Peygamber (s.a.s.), "Bütün insanlarin imani bir kefeye, Ebû Bekir'in ki bir kefeye konsa, onun imani agir basardi " diye lâtif bir benzetme de yapmistir. Mü'min Ebû Bekir, hayatinin sonuna kadar tüm varligini Islâm'a adamis, bütün hayirli islerde en basta gelmistir. Kur'an tâbiriyle, "O, ne iyi arkadasti " (en-Nisâ, 4/69)
Hicrî onbirinci yilda hastalanan Rasûlullah (s.a.s.) 13 Rebiyülevvel Pazartesi günü (8 Haziran 632) vefât etti. Onun vefâtini duyan müslümanlar büyük bir üzüntüye kapildilar ve ilk anda ne yapmalari gerektigine karar veremediler. Ama o da bir ölümlüydü. Hz. Ömer, onun Hz. Musa gibi Rabbi ile bulusmaya gittigini, O'nun için "öldü" diyen olursa ellerini kesecegini söylüyordu. Ebû Bekir, Rasûlullah'in iyi oldugu bir sirada ondan izin alarak kizinin yanina gitmisti. Vefât haberini duyar duymaz hemen geldi, Rasûlullah'i alnindan öptü ve "Babam ve anam sana fedâ olsun ya Rasûlullah. Ölümünde de yasamindaki kadar güzelsin. Senin ölümünle peygamberlik son bulmustur. sânin ve serefin o kadar büyük ki, üzerinde aglamaktan münezzehsin. Yâ Muhammed, Rabbinin katinda bizi unutma; hatirinda olalim ..." dedi. Sonra disari çikip Ömer'i susturdu ve; "Ey insanlar, Allah birdir, O'ndan baska ilâh yoktur, Muhammed O'nun kulu ve elçisidir. Allah apaçik hakikattir. Muhammed'e kulluk eden varsa, bilsin ki o ölmüstür. Allah'a kulluk edenlere gelince, süphesiz Allah diri, bâkî ve ebedîdir. Size Allah'in su buyrugunu hatirlatirim: "Muhammed sadece bir elçidir. Ondan önce de peygamberler gelip geçmistir. Simdi o ölür veya öldürülürse siz ökçelerinizin üzerinde geriye mi döneceksiniz? Kim ökçesi üzerinde geriye dönerse Allah'a hiçbir ziyan veremez. Allah sükredenleri mükâfatlandiracaktir" (Âl-u imrân, 3/144). Allah'in kitabi ve Rasûlullah'in sünnetine sarilan dogruyu bulur, o ikisinin arasini ayiran sapitir. seytan, peygamberimizin ölümü ile sizi aldatmasin, dininizden saptirmasin. seytanin size ulasmasina firsat vermeyiniz" (Ibn Hisâm, es-Sire, IV, 335; Taberî, Târih, III, 197,198).
Hz. Ebû Bekir bu konusmasiyla orada bulunanlari teskin ettikten sonra Rasûlullah'in teçhiziyle ugrasirken, Ensâr, Benû Sâide sakifesinde toplanarak Hazrec'in reisi olan Sa'd b Uhâde'yi Rasûlullah'tan sonra halife tayini için bir araya gelmislerdir. Ebû Bekir, Hz. Ömer, Ebû Ubeyde ve Muhacirlerden bir grup hemen Benû Saîde'ye gittiler. Orada Ensâr ile konusulduktan ve hilâfet hakkinda çesitli müzakereler yapildiktan sonra Hz. Ebû Bekir, Ömer ile Ebû Ubeyde'nin ortasinda durdu ve her ikisinin ellerinden tutarak ikisinden birine bey'at edilmesini istedi. O, kendisini halife olarak öne sürmedi. Hz. Ebû Bekir'in konusmasindan sonra Hz. Ömer atilarak hemen Ebû Bekir'e bey'at etti ve, "Ey Ebû Bekir, müslümanlara sen Rasûlullah'in emriyle namaz kildirdin. Sen onun halifesisin ve biz sana bey'at ediyoruz. Rasûlullah'a hepimizden daha sevgili olan sana bey'at ediyoruz" dedi. Hz. Ömer'in bu âni davranisi ile orada bulunanlarin hepsi Ebû Bekir'e bey'at ettiler. Bu özel bey'attan sonra ertesi gün Mescid-i Nebî'de Hz. Ebû Bekir bütün halka hutbe okudu ve resmen ona bey'at edildi. Rasûlullah'in defni sali günü gerçeklesirken, onun nereye defnedilecegi hakkinda da bir ihtilâf meydana geldiginde Hz. Ebû Bekir yine firasetini ortaya koydu ve "Her peygamber öldügü yere defnedilir" hadisini ashaba hatirlatarak bu ihtilâfi giderdi. Rasûlullah'in cenaze namazi imamsiz olarak gruplar halinde kilindi. Bütün bunlar olurken, Hz. Ali'nin Hz. Fatima'nin evinde Hasimogullari ve yandaslari ile toplandigi ve bey'ata ilk zamanlar katilmadigi nakledilir. Hz. Ali rivâyetlere göre, el-Bey'atü'l-Kübrâ'ya bey'at edildigi haberini alir almaz, elbisesini yarim yamalak giydigi halde evden firlamis ve gidip Hz. Ebû Bekir'e bey'at etmistir (Taberî, Târih, III, 207). Onun aylarca Hz. Ebû Bekir'e bey'at etmedigi haberleri gerçege uygun olmasa gerektir. Çünkü onun Ebû Bekir'in üstünlügünü bildigi, onun hakkinda yaptigi konusmalar ve tarihin akisi, diger rivâyetlere aykiridir.
Râsulullah'in en yakin ashâbi arasinda -hattâ Ebû Bekir ile Ömer arasinda- zaman zaman ihtilâflar, görüs ayriliklari meydana gelmisse de ilk iki halife zamaninda da görüldügü gibi dâima birliktelik devam ettirilmistir. Anlasmazlik gibi görünen hâdiselerin birçogunda huy ve karakter farkliligi rol oynuyordu. Meselâ Ebû Bekir yumusak ve sâkin davranirken, Ömer sertlik yanlisiydi. Ama her zaman birlikte hareket ettiler. Ebû Bekir'in yönetiminde, Hz. Ali ve Zübeyr b. Avvam Ridde savaslarinda kararlarin içinde, namazlarda Ebû Bekir'in arkasinda yer almislardir (Ibn Kesir, el-Bidâye ve'n Nihâye, V, 249). Hz. Ali, Rasûlullah'in bir vasiyeti olsaydi ölünceye kadar onu yerine getirecegini söylemis (Taberî, a.g.e., IV, 236) ancak, Ibn Abbas'in Rasûlullah hastalandigi zaman ona gidip hilâfet isini sormak istemesini geri çevirmistir. Yani Hz. Ebû Bekir'in halifeligine karsi kimseden bir çikis olmamistir. Zaten tabii, fitrî, akli ve maslahata uygun olan da onun halifeligidir. Hz. Peygamber ölmeden önce yazili bir ahidname birakmamis, ancak Hz. Ebû Bekir'in faziletine dair Mescid'de konusmus, hasta yatagindayken onu israrla çagirtmis ve yerine imam tâyin etmistir.
Hz. Ebû Bekir, kendisine Rasûlullah'in mirasindan pay almak için gelen Hz. Fâtima'ya, "Rasûlullah'in yaptigi hiçbir seyi yapmaktan geri durmam" diyerek, Fâtima'nin peygamberin kizi olmasini dinin üstün tutulmasindan daha önemsiz görmüs ve Rasûlullah'in yanindayken ondan ne duymus, ne görmüsse onu tatbik etmistir (Taberî, III, 220). Sonralari Hz. Ali'nin hilâfeti zamaninda Fâtima'ya -ki, Ebû Bekir'e gidip miras isterken onu savunmustu- mirastan hiçbir sey vermemesi de ashâbin Rasûlullah'in sünnetine nasil itaat ettiklerinin delilidir (Ibn Teymiye, Minhâc'üs-Sünne, III, 230). Hz. Ebû Bekir "Rasûlullah'in Halifesi" seçildikten sonra Mescid'de yaptigi konusmada, "Sizin en hayirliniz degilim, ama basiniza geçtim; görevimi hakkiyle yaparsam bana yardim ediniz, yanilirsam dogru yolu gösteriniz; ben Allah ve Rasûlü'ne itaat ettigim müddetçe siz de bana itaat ediniz, ben isyan edersem itaatiniz gerekmez..." demistir (Ibn Hisâm, es-Sire, IV, 340-341; Taberî, Târih, III, 203).
Hz.Ali'yi zaten bilirsiniz.O sözlerdeki letafeti anlamanız gerekirdi.Saygıyı yada sizde bir başka görüşe katılın buyrun bu bir alıntıdır.
Mesaj:
Ebu bekir...Asil lakabi abdul lat yani Lat putunun kulu........Bekir adinda hicbir zaman bir evladi olmamistir..Hz. Peygamber tarfidan ona verilmis olan ismi hak etmiyerek hic bir zaman bu isim ile ona hitap edilmemsitir------ Abdullah---,
Hz. Peygamber onun art niyetini anlayarak halifelikten uzaklastirmak üzere onu , Ömeri ve Osamani hastaligi sirasinda Usama ibin zeydin Kumandaligi altina verip fitne cikarmamalari icin ..Islama karsi hasirlanmakta olan ordulari yok etmek icin görevlendirmistir..Ancak Daha sakalli bile bitmeyen Usamanin bu sünnilerce metih edilenler ...Hazrete karsi gelerek onun kumandanligi altina girmeyi uygun ve gururlarina yediremeyip hazrete isyanederek bu orduya katilmazlar.Kurana yani Allahin vahyine inamayan ve bu sözleri teblig eden hazrete asi olan bu zatlar ...sözde en hayirli kisiler.Ordu hazir.. Kumandan belli .Usame ibin zeyd.. yani Peygaberin evlatlik edindigi kisinin oglu........Hz. Hasta ölüm döseginde ,,emir verilmis Hz, ali disinda yani ehli beytin disinda her kimse üsamenin emri altnda düsmana karsi savasmali........ asi ömer ,Ebu bekir, Osman katilmaz´....Kuran der ki Allah ve Peygamberine itaat ediniz..........Allahin lagneti .....Allahin ve onu Resulunun karar verdigi bir ise isyan edenin ......lagnet hak edilmesi.........
Başka bir karşı görüş
Mesaj:
Emevi oyununa takilip kalanlar ne kötüdürler ki:Hz. Preygaberin soyunu seven ve onlara salavat getirmeyi esirgemiyen Insanlöar ile ugrasirlar......Söyleyin bay ehli Sünnet tabiileri biz sizin sahabileriniz öldürdük mü....Allahumma Salli ale Muhammed ve ale elihi...size neden bukadar ters düsüyorda eksik salavat getiriyorsunuz ...durmadan saa. yerine sav. kulaniyorsunuz......keme salleyte gale ibrahime........ve ale elihi...........burada sizin met etiginiz üc kisinin salavati nerede kaldi.....Peygaberlerin ehli beyti her asirda yüce idi: ki salavati hak etmis yüce tek varliklar ancak Peygamber soyuna tabi olanlara laiktir.......Savaslardan kacan Peygamberi saa. korumaktan kacinanlar sizin haliferiniz...........Bizim Halifemiz korkmaz ...Hayberi Feth eder ...Peygamerimiz saa. nin yatagina yatar ve onun ve kendinin düsmanlarina gövüz gerer.........bizim Halifemiz asin ailesindendir .....Ali Imran onu anlatir........bizim Halifemiz,Allahin izni ile günes ile konusur.........bizim Halifemiz tek dir üc degil dir ...ayni Hz.Musa saa. yusa ibin Nunu tek Halifesi tayin etigi gibi Ali de tek tayin edilmiz Halifedir........onun yerini ancak onun soyu temsi edebilir.Ancak Kuranin yani Allahin bizat temiz kildigi >Peygamerimiz ve onun Ehli Beyti saa........
Ve bir başkası
Mesaj:
bazi arkadaslar süslü hikayeler ile akil verme hevesine düsmüsler.Hz. Ali saa. en kücük yasta almaya basladigi yüce Peygaber terbiyesini ondan ögrenigi güzel huyu sözde, Kirk yil Putlara tapan birinin karsisinda kücümseyerek ona övgüler yagdiracak.Hz.Peygamber saa. sahabelerin bir coguna iyi sözler söylemistir ancak en hayirli burada tekil oldugundan iki kisiye söylenmis olamaz .bir yandan Ebu Bekir üzerine günez dogan en hayirli Insan oluyor diger yandan ise Kizi Hz. Fatima saa. yi Hz. Ali saa. ya verirken Kadinlarin en hayirlisini erkeklerin en Hayirlisina verdim diyecek.Akli olan düsünür burada hangi hadis yalandir kücük yasta Peygamber himayesi altinda büyüyen Hz. Ali saa. mi yoksa Kirk yil Putlara tapan Ebu bekirmi anlatan hadis dogrudur..........
Buraya eklemeden geçemeyeceğim Hz Ebu bekir hiç puta tapmamış ve cahilliye adetlerinden uzak kalmıştır.
Yapamam deme yapan senden iyi değildir |
Av.Ragıp Atay |
o kdar uzun yazmanıza gerek yok. İslam tarihini ben de (bir kaç kaynaktan) okudum. Üç tane soru sordum. Yanıtı üç cümle bile etmez.
O zaman başka bir şey sorayım. İktidar niçin kureyş kökenlilerin hakkıydı. Oysa Peygamberimize medineliler kucak açmadı mı? İslamiyet, onların sayesinde yayılmadı mı? sahabeler, niçin yönetimden uzak tutuldu?
|
alisinkay |
Hz Muhammed' (s.a.v)'in naaşı ortada kalmadı.Hz. Osman'ı Ebubekir öldürmedi bildiğiniz gibi hariciler öldürdü neden İslam da ayrılık çıktı daha güzel bir soru olurdu.Hz Muhammed'in torunlarına gelince de Bence bu bir denemeydi çünkü Hz Muhammed de onların şehit edileceğini biliyordu
Muaviye birgün Hz Muhammed Hasan ve Hüseyin ile oynarken ne güzel çocuklar dedi
Muhammed (s.a.v.) de senin çocukların onlara en büyük kötülüğü yapacak dedi.
Muaviye bunun üzerine;
İzin ver Ya Muhammed.Neslimi kurutayım dedi.
Hz Muhammed (s.a.v) ise yazılan gelir diye yanıtladı.
Tıpkı Kuran'ı Kerimde bahsedilen büyü öğreten melekler gibi bence o olayda İslam alemi için bir sınavdı sınavdan geçemedik sanki
İslamiyet kureyşlilerin hakkı sözünüz biraz garip İslamiyet tüm insanların hakkı.Galiba halifeliği soruyorsunuz.Halifelik Peygamber efendimizin hareketleri ile tavsiyesi ve biatla seçildi.İlk 4 halife sonra dediğiniz gibi fitneye yenildik.Medineliler İslamın yayılmasında elbette çok öneme sahip ama ilk ikiyüzlülük zorluğa karşı değil menfaate karşı da Medineliler döneminde oldu ayrıca İslam'ın asıl çilesini ilk Müslümanlar çekmiştir.Ama o bir takdir o zamanlar Halife kureyşli olsun diye bir düşünce yoktu.Bahsettiğiniz devlet bugünkü anlamda gelişmiş bir demokrasiye sahip değildi.Devletin başında halife olurdu.Bir köylü ne kadar yönetime katılırsa sahabeler de o kadar katılırdı ayrıca halife olan kişiler de sahabe sayılmaz mı isterseniz sahabenin anlamını siz yazın biz de öğrenelim
Şimdi ben size sorayım.Buna benzer bir konuşma iki hayvan arasında (fabl) geçseydi yada Papa ile Patrik arasında geçseydi ne düşünecektiniz.Benim ilk aklıma gelen ne güzel bir saygı olduğu
Yapamam deme yapan senden iyi değildir |
Av.Ragıp Atay |
Eğer bir gün asansörde beklerken, kapıda iki kişi, "önden siz buyrun, yok önce siz buyrun" diye birbirlerine öncülük tanımaya kalkıştıklarına tanık olursanız;
sizin düşündüklerinizin aynısını düşüneceğim.
|
alisinkay |
Sayin ragipatay :).Asansörde kapısında bekleyen herhangi iki kişiden bahsetmediğimi çok iyi anladığınızı umarım.İnşallah günün birinde insanlar birbirine o kadar sevgi ve saygı duyar ki asansör kapısında da benzer konuşmalara şahit oluruz.Saygılarla.
Eğer birgün bir Maymun bilgisayar başına oturup insanlık tarihini hiç hatasız yazarsa ben de o iki güzel insanın samimiyetinde art niyet arayacağım.Bir deve kuşu su balesi yaptığında da düşünebilirim :O)
Yapamam deme yapan senden iyi değildir |
Bagaytuğ |
Alisinkay'ın amacının sadece, mezheplere birlik çağrısı yapmak olduğunu unutmayalım. Fazla uğraştırmayalım derim :)
|
alisinkay |
Teşekkür ederim bagaytuğ haklısın sadece mezheplere değil herkese bir birlik çağrısı bu :)
Yapamam deme yapan senden iyi değildir |
Bugünün tarihi: 03/05/2025 17:56:48 |