 |
03/05/2025 Eski forum arşivi bölümü
Hukuksal Tartışmalar
Başörtüsü mü? Türban mı? |
Saltuk |
Bir çok iletide okuduyorum. Kelime "BAŞÖRTÜSÜ" Niçin kelimelerin anlamları bilmeden kullanılıyor.
BAŞÖRTÜSÜ= Tülbent, Yazma, Eşarp
Bir çoğumuzun Annesinin, Ninesinin başına bağladığı kumaş parçası değilmi bunlar. Peki soruyorum: Hangimizin Annesi ya da ninesi veya köylü kızı Ayşenin Fatmanın "İRTİCA" ile ilgisi var da "TÜRBAN" niyetine kullanıyor bu kumaşı?
Hiç biri.
Lütfen arkadaşlar, Dostlar kullandığımız kelimeleri özenle seçerek kullanalım.
Saltuk |
commodore1tr |
Sayın Saltuk ;
Biz hep onu diyoruzda Türbanı savunanlar haklı çıkmak için bunu kasıtlı olarak başörtüsü yazıyor.
yazılarımızı okuduysanız Eski türk gelenek göreneklerinde de başörtüsünün olduğu nu ısrarla yazdığımızı görürsünüz,
Ancak türban dinimizde yer almadığı gibi gelenek göreneklerimizde de yoktur. Sıkma baş olarak adlandırılan türbanı İslamın en sert yüzü olarak şiilerin bir kolu kullanmaktadır. Bizim aklı evveller ise bunu önce 'modern baş örtüsü' sonra da hiç olmadığı halde 'kuran-ı kerim' e bağlamışlar vede maalesef siyasallaştırmışlardır. Sorunda özetle budur aslında..
bilmiyorum dediğim konu hakkında 2 saat eh bence dersem günlerce konuşurum |
alisinkay |
Aslında adı ne olursa olsun genel olarak hangi giyiniş tarzı olduğu aklımıza geliyor
Yapamam deme yapan senden iyi değildir |
Saltuk |
Sevgili alisinkay,
Mutlaka haklısınız ancak, maalesef Sap ile samanı birbirine karıştıranlar var. O nedenle yanlış anlaşılmaların önlenebilmesi ve doğru iletişim için kelimelerin özenle ve konuyu tam olarak ifade edenler arasından seçilmesinden yanayım. İletişimde bir kural vardır. "Mesaj açık ve net olmalıdır"
Filozof Diyojen'e sormuşlar: "Üstadım niçin iki kulağımız ama bir tek ağzımız var?" Cevap da şu: "Az konuşalım ama çok dinleyelim" olmuştur.
Saygılarımla
Saltuk |
nursel yöndem |
Rahmetli Uğur Mumcu herhalde "bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmak" derken bunu kasd ediyordu.
Türban : Başı sıkıca saran bir örtü şeklidir. Bağlama şekli hintli sihlerin başlarını bağlama şekline benzer. Boyun ve ense açıkta kalır sadece saçlar kapatılır. Yani türban için kısaca kadın sarığı da diyebiliriz.
Lütfen önce konuştuğumuz konular hakkında bilgi sahibi olalım ondan sonra konuşalım. Yani ÖNCE FİKİR SAHİBİ olunuz lütfen.
Give Justice A Hand |
nursel yöndem |
Bu arada bir yanlışınızı daha düzelteyim dedim
İrtica muhafazakar demektir. Gerici anlamına da gelir ama düzene karşı olma durumu yoktur.
Sizin kullanmanız gereken kelime mürteci dir.
Mürteci : Yeni düzene karşı direnen gerici.
Give Justice A Hand |
Av.Ragıp Atay |
irtica arapça gericilik demektir. başına mü eki eklenmek suretiyle sıfat olur. mürteci, irtica yanlısı yani gerici anlamına gelir.
Muhafaza koruma saklama demektir. arapçadır. sonuna farsça kar eki eklenerek muhafazakar olmuş ve koruyan saklayan demektir. Türkçe karşılığı TUTUCU dur.
Çok artistik laf etmişsiniz ama Uğur Mumcu nun ne demek istediğini anlamamışsınız. Önce bilgi sahibi olun.
|
nursel yöndem |
Arapçadaki mü ÖNeki isimden sıfat yapmaya yaramaz. Sonuna i veya benzeri sesli harf ekleyerek isimden sıfat oluşturulur mesela irtica'dan irticai, ibdidat tan ibdida[b]i[/i] gibi. Veya hukuk-ı mektube yani yazılmış hukuk, katib-in ... gibi.
Yanlız burada Farsçadan dilimize geçen i edatı ile Arapça'daki -i edatını karıştırmamak lazım. Farsçadan dilimize geçen -i edatı, birinci olarak, özel renkleri ifade eden sıfatların sonlarında görülür: Patlıcani, demiri, gümüşi, kurşuni, portakali, samani v.b. ikinci olarak, Türk müziğinde her kabilenin özel ezgisine özel marşına verilen isimlerle görülür: Türkmani, Varsagi, Beyati, Karcıhari (Karaçar), Türki gibi.
Arapça'daki mü-, mu- gibi ön ekler kelimesine göre isimde isim yapmaya veya üstünlük (ingilizcedeki superlative) belirtmeye yarar. Mesela azam (büyük) kelimesinden MUazzam (çok büyük) kelimesi elde etmek gibi veya şirk (ortak) kelimesinden müşrik (şirk ehli) kelimesini elde etme gibi.
İrtica ve Mürteci aynı kelime köküne (rtc) sahiptirler yani kökleri dolayısıyla da kök anlamları aynıdır.
Bir başka örnek : Ders ve Müdderris.
Farsçadaki -kar (kelimeye göre bazen -dar) edatı ise fiilden (bazen de isimden) isim yapmaya yarar: Misal olarak sitem-kar (sitemci), hüküm-dar (yönetici), isyan-kar (isyancı), tac-dar (taçlı), per-kar (pergel) 'i verebiliriz.
Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmak konusunda halen söylediğimin arkasındayım.
Give Justice A Hand |
Av.Ragıp Atay |
İrtica ve Mürteci aynı kelime köküne (rtc) sahiptirler yani kökleri dolayısıyla da kök anlamları aynıdır
bir arkadaş, irticanın muhafazakar demek olduğunu, mürteci denmesi gerektiğini yazmıştı. Bunu ona da açıklar mısınız?
mü ön ekiyle türetilen arapça sözcükler, kullanılışlarına göre sıfat veya isim olaka kullanılırlar. tenasüp-mütenasip, ders-müderris, teşekkür-müteşekkir vs.
Muhafaza ile irticanın kökleri de aynı sayılır. Biri rtc kökünden gelir, diğeri hıfz kökünden. hatta Kur'an ilk nazil olduğu günlerde, bazı insanlar, ayetleri ezberleyerek saklarlardı. Bunlara "KORUYAN, SAKLAYAN" anlamında hafız denmiştir. eğer tanıdığınız hafızlardan irticayı savunan varsa, siz de belki bu kişilere bakarak, irtica-muhafaza ilişkisini kurmuş olabilirsiniz.
İrtica arapça kökenli diye, bizim ne olduğunu bilmediğimizi sanmayın. Atarken de dikkatli atın, her zaman kuşlara denk gelmez.
|
Nilgül Saraç |
okuduğum yazılardan anlaşılıyor ki kavram kargaşası çözülememiş
farklı manalar yüklediğimiz kavramların asıl hallerini değilde bugün herkesin kabul ettiği halleriyle değerlendirelim
dinin siyasallaşmasıyla ki bence bu yapılabilecek en büyük din istirmarlığıdır
başörtüsü bir gelenek gereğidir dini vecibe gerği değil fakat son dönemlerde
devletin geçmişteki yanlış politikalarının etkisinin bu dönem de patlak vermesiyle başörtüsü sorun haline gelmiştir.
çok değil 2 yıl öncesine kadar fakültelerine alınmıyorla diye eylem yapan gençleri hatırlarsınız olaysız geçen gün yokken şimdi ne değiştide sesleri çıkmıyor!!! bunlar tamamen politik oyunların bir parçası ve din istirmarına uğrayan gençlerinde piyon olduğu büyük bir oyun. üniversiler yönetmeliği değişmedi ve hala türban yasak peki ama neden AKP de iktidardayken bir tane bile eylem olmadı hala üniversiteye giremiyorlarken!
pek çok şeyin artık göstermelik olduğu bu ülkede lütfen biraz daha duyarlı olalım
bugün Atatürk'ü bile sorgular hale gelmişken pek çok konuda yorum yapmadan önce nereye doğru gittğimizi ve sürüklenmeye çalışıldığız karanlığı görelim
nilgul |
nursel yöndem |
Sayın ragıpatay,
İrtica ister arapça ister türkçe kökenli olsun siz bu işi bilmiyorsunuz :)
Aynı köke sahip olması kök anlamlarının aynı olmasını gerektirir kelimelerin aynı şeyleri belirtmesini değil. Mesela sizin verdiğin teşekkür ve müteşekkir ikisi de aynı köke sahip yani ikisi de memnuniyeti ifade etmede kullanılır ama biri sadece memnuniyeti ifade eder iken diğer ziyadesiyle memnun olmayı ifade eder.
Aynı şekilde alim ve muallim kelimelerini de örnek verebiliriz. Alim ilmi konularda bilgisi olan, bilen demektir. Muallim ise ilmi konularda derinlemesine bilgi sahibi olan demektir.
Artık sizden Arapça dersleri için para almaya başlasam iyi olacak :)
Bu bağlamda hem irtica hem de mürteci kök kelimenin anlamı itibariyle gerici demek oluyor ama mürteci yeni düzene karşı gelen gerici demek oluyor. İrtica ise değişime (ister statükocu deyin ister muhafazakar deyin isterseniz ingilizce conservative deyin) karşıdır, düzene karşı olma zorunluluğu yoktur.
Ben atmıyorum ama siz birşeyler yakaladığınızı zannediyorsunuz :) Hadi size kolay gelsin...
Give Justice A Hand |
Av.Ragıp Atay |
sayın yöndem,
atmadığınızı farkettim. artık sallıyorsunuz. ilkokul 3. sınıf öğrencisi bile, bilmediği konuda sözlüğe bakar. İrtica ve mürteci, aynı kökten türeyen farklı kavramlardırç
irtica : gericilik
mürteci: gericilik yanlısı olan demektir. Eğer bunun aksi yazılı sözlük bulursanız bildirn.
alim ve muallime gelince, ilimden gelir. Alim(a ve i nin üzerinde şapka var) ilim sahibi kişi demektir.
Mualliim ise, ilimi öğreten kişi demektir. Öğretmen okullarına muallim mektebi derlerdi.
Arapçaya aklım ermez ama, Türkçe sözkonusu olunca, dilime kimseye laf söyletmem. İster arapça kökenli, ister fransızca kökenli olsun.Ya da Türkçe olsun. Sonuçta, kullanılıyorsa benim dilimdir.Kelimeleri yerinde kullanın. Cami avlusunda vaaz vermiyorsunuz.
|
Lawless1 |
Turban ve basortusu, benim icin apayri seyleri ifade ediyor. "Basortusu" politik amaci olmayan, Anadolu annesinin kullandigi giysi, ya da buyuklerimizin taktigi esarp. Turkiye'nin gelenegi, herkesin kabul ettigi bir giysi.
Turban farkli - basin simsiki sarildigi, bir tel sacin bile gozukmesinin gunah oldugu bir ortu bicimi. Turbanlarinin altina, Emine Erdogan ve gelin kizi, dugunlerinde bir de lastik kep giymisler. Bunu yabanci basin bile konu yapti. Kim bunun Turk gelenegi oldugunu iddia edip, basortusu diye gecistirebilir?...
Sayin Alisinkay, adi ne olursa olsun fark etmez, anliyoruz diye yazmis. Ben anlamiyorum, aklim karisiyor. Yazma (bir adi daha var aklima gelmiyor) kulturumuzun bir parcasi. Commodore hakli. Turban, "Basortusu" diye yazildigi vakit aldatildigimi dusunuyorum.
|
nursel yöndem |
Sayın ragıpatay,
Cidden siz bu işi zerre kadar dahi bilmiyorsunuz. Siz en iyisi www.tdk.gov.tr adresinden bir bakın.
Give Justice A Hand |
Av.Ragıp Atay |
Türk Dil Kurumu
Güncel
Türkçe Sözlük
Bütün hakları saklıdır.
TDK©
--------------------------------------------------------------------------------
Aradığınız sözü aşağıdaki sorgu kutusuna yazdıktan sonra Ara düğmesini tıklayınız.
--------------------------------------------------------------------------------
irtica
isim (irtica:) Arapça irtic¥¤
Gericilik.
Aradığınız sözü aşağıdaki sorgu kutusuna yazdıktan sonra Ara düğmesini tıklayınız.
--------------------------------------------------------------------------------
mürteci
sıfat, isim, eskimiş (mürteci:) Arapça murteci¤
Yeni düzene karşı direnen gerici.
Baktım ve yukarıya aynen kopyaladım. Koca muhafazakar yazısını gericilik olarak okuduğum için özür dilerim. Ama anlayamadığım bir şey var. Muhafazakar 11 harf, gericilik 9 harf. Acaba sayı saymayı da mı unuttum.
Şaka bir yana sayın yöndem, bizler, sorgukamayı ve bize söylenen şeylere gözü kapalı inanmamyı bilen kişileriz. Cami avlusunda vaaz vermiyorsunuz derken bunu kastettim. Dinin gerekleri ve din adamının söyledikleri sorgulanmaz. İnanmak zorundasınız.
Ama bilim farklıdır. Sorgulamayı ve araştırmayı gerektirir.
Türban tartışmaları başlayınca, sempatik görünmek için, başörtüsü kavramı ortaya atıldı. Türbanın simgesel bir başörtüsü şekli olduğunu geç farkettiler ve isim değişikliğine gittile. Türban fransızcadır. Farsça adı terbent dir. Başı sıkıca saran ince örtü anlamına gelir. Hatta bazı fransızca sözlüklerde, türban karşılığı olarak, yalnızca sarık yazılmıştır.
Eğer araştırısanız, her islam toplumunun kadınlarının, farklı şekilde örtündüğünü göreceksiniz. Pakistan, Hindistan, Nijerya, Fas, Türkiyedeki aleviler, karadenizliler, manavlar, yörükler vs.
Ya da türbanın uçlarının niçin farklı şekillerde bağlandığını da araştırın.
Siz bu işi bilmiyorsunuz deyip kestirip atmak kolay. "Sen şu konuda yanılıyorsun, doğrusu budur." demek zor.
|
eyup |
“Ey insanoğulları!Ayıp yerlerinizi örtecek giyimlikle sizi süsleyecek elbiseler gönderdik.Takva örtüsü ise bunlardan daha hayırlıdır.Allah¬¬¬ ın bu ayetleri öğüt almanız içindir.(Araf S.26.ayet)
“Evlerinizde oturun. Önceki cahiliye devri kadınları gibi,açılıp saçılmayın...”(Ahzap s.32-34.ayet).Bu ayetle ilgili bir müellif bu ayetlerin Peygamberimizin hanımlarının ayete konu alındığını belirtmiştir.(s.624 Kurandaki İslam,Yeni Boyut.İst 2000 Y.Nuri Öztürk) .Şu da bir gerçek ki; Eğer bu şekilde ise Müslüman hanımlardan da bu şekilde giyinmek isteyenlerin olabileceği açıktır.
Kuran ı Kerimde örtünme ile ilgili açık ayetler mevcuttur. Her ne kadar yorumdan yorum çıkaran birkaç istisna din cahili dışında aksini iddia eden din bilgini hemen hemen yoktur.Aslında bu başörtüsü-türban olayının birçok yönü vardır.Bu durum dini,sosyal,ekonomik,kültürel boyutları vardır.
Eğer sosyal boyuttan bakacak olursak bugün toplumumuzda çoğunluk bir şekilde başını örtmektedir. Olayın temelinde asıl sebep olarak dini nedenler olsa da bunun yanı sıra büyüklerden görme,çevrede insanların çoğunluğunun bu şekilde olması,aile baskısı da buna dahil edilebilir elbette.Ancak örtünmenin şekli yöreye göre de değişmektedir.Ancak tamamında ortak nokta başların başkaları tarafından görülmeyecek şekilde kapatılmasıdır.
Öncelikle yönetimin en alttan en üst birimine kadar insanların yaşayışlarını sorgulamadan olduğu gibi kabul etmesi saygı göstermesi gereklidir.”Hudutsuz şekilde açılabilmenin sınırsız hürriyetlerle serbest olduğu bir dünyada, inançları yahut zevkleri yüzünden vücudunu, saçını başını şöyle veya böyle örten insanlara kötü gözle bakmak,onları horlamak,her şeyden önce insan haklarına ve hürriyetlerine tasalluttur;insanın gelmiş bulunduğu bilgi ve aydınlık boyutuna hakarettir.Bundan daha acısı,bunu yapan anlayışın Batı’daki kabul ve standartları şaşmaz yaradılış ölçüleri gibi hareket noktası alarak onlara uymayanları ilkellikle suçlamasıdır.Şu veya falan medeniyetin ölçüleri neden insanlığın ve hayatın şaşmaz ölçüleri olsun.” (S.616-617,Kurandaki İslam, Yeni Boyut.İst 2000 Y.Nuri Öztürk)
Türkiye’de toplumsal hayatta dönemlere hayat tarzlarında giyim kuşam tarzında da elbette değişiklik olmuştur. Şöyle bir durumda mesela bindokuzyüzlü yılların başında “insanlar türban takmaya başladı” denilse idi herhalde bu durum insanların dinden ve örf ve adete aykırı tutum olarak değerlendilirdi. Çünkü toplumun tamamına yakını şu veya bu sebeple zaten çarşaf diye tabir edilen giyim tarzında idiler eğer böyle bir tabir kullanılırsa bunu ahlaksızlık olarak değerlendirirlerdi herhalde. Bugün insanların bir önceki döneme daha iyi dini eğitim aldıkları bir gerçektir. İnsanların daha dindar oldukları, ve dinlerini daha iyi yaşamak istedikleri bir vakıadır. “Türkiye’nin talihsizliği üretim biçiminden kaynaklanmaktadır.... sivil toplum geleneğinin olmaması, üretimin ve demokrasinin gelişmemesinin nedeni; Selçuklulardan bu yana üretim biçiminin hep tarıma dayanmasındandır. Siz o tarım toplumu niteliklerini değiştiremezsiniz. ‘Köylü efendimizdir’ dersiniz: ama Çankaya’ya çıkan köylüleri dövdürtür veya kararname ile kılık kıyafet devrimi yaparsınız. Bundan yetmiş yıl sonra türban meselesi ortaya çıkar. Çünkü kılık kıyafet devrimi bir üretim biçimiyle topluma gelir yerleşir. Tarım toplumundan sanayi toplumuna geçtiğiniz zaman kılık kıyafet değişir, çünkü tarla kıyafetiyle fabrikada çalışamazsınız. Bu bir süreçtir. O süreci dürtüklemek yerine bu işi kararnamelerle yaptığınızda toplum ona intibak edemez. Başlangıçta intibak etmiş görünür ama sonradan intibaksızlık ortaya çıkar. (Mehmet Altan)
Yani bu gerçekten değişimdir, değişikliktir, süreçtir. Dikkat edilirse kökten laikler kendilerine slogan yaptıkları “bizim yaşlı nenelerimiz böyle örtünmüyorlardı. Bu örtünme tarzı farklı ve başka bir olguyu simgeliyor, bunun altında başka nedenler olsa gerek” demeleri ya zorbalıklarını örtbas etme ya da bu zorbalıklarını meşrulaştırmaya çalışmaları olsa gerektir. Bu azılı azınlığın neye nasıl saldıracaklarını karıştırmaları işin ilgincidir. Mesela; Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı Fikret Karaca imzasıyla gönderilen 2508-07-öğ.işl.-501/5006 sayılı .........tarihli yazıda, konu olan Nebiye Kahraman’a bildirilen şu metinler ibret vesikasıdır.”... öğretim kurumlarında başörtüsü yerine ancak modern bir şekilde ‘türban’ kullanabilecekleri” bildirilmiştir.(Bütün Yönleriyle Başörtüsü Sorunu, MAZLUMDER, 2. Baskı
S.345). Galiba bu işte bir sorun var modern bir türban kullanabilirsiniz modern olmayanı nedir acaba? Var mı bir fikri olan? Onların modern dediklerine, şu an laisizmlerinin tehdidi algılayanlara ne denmeli acaba, bu ne lahana bu ne perhiz turşusudur. Yukarıdaki kararda imzası olan dekan özürlü gibi davranıyor ve yukarıda deve mi kuş mu belli olmayan kararın yanına bir hukuk adına facia bir karara imza atıyor karar aynen şöyle “Fakülte içinde başörtüsü örtmek halen yürürlükte bulunan yasa yönetmelik ve YÖK kararları açısından suçtur... Ayrıca yapılan gözlemler sonucu kurum içinde başörtüsü örtme suçunu işlemeye devam ettiğiniz anlaşılmıştır.(..........S.337) Buyrun kel başa şimşir tarak.. birileri suç da ihdas etti buyur buradan yakın.
Netice : kavram kargaşasına girmenin anlamı yok ister dini ister siyasi olsun isteyen istediğini giysin. Ne yapmalı siyasi diye Deniz Gezmiş türü kaban giyenleri okula devlet kurumlarına almayalım mı denecek ya daşu ideolojik gurubu andıran felan sakal ya da bıyık bilemediniz renk mi engellenecek bırakın renkler giysiler düşünceler özgür kalsın ya ben merak ediyorum bu şekilde kimi koruyoruz. İran da en azından (tasvip etmiyorum) çoğunluk azınlığı ezerken bizde azınlığın çoğunluğu ezme arzusu o biçim. Neyi ne adına koruduğumuz önemli beyler…………………………….
benna |
Bugünün tarihi: 03/05/2025 08:41:30 |