serkan donmez |
SADE vatandaşla hukuk her zaman anlaşamazlar, birbirlerinin dilinden ve mantığından anlamazlar. Ama bu, her zaman "sade vatandaş"ın haksız olduğu anlamına gelmez; zaten hukuk kimin için vardır, onun hakları için değil mi?
Öyle olaylar olur ki, "sade vatandaş", hakkında verilen mahkeme kararını bile anlayamaz, ne dilini, ne mantığını...
***
GÜNLERDİR, "Çakıcı konusu"yla ilgilenen, okur, yazar, ülke sorunlarına ilgili insanlar soruyorlar:
"Bu ne demek?"
Olay şu...
Yargıtay 1. Başkanlar Kurulu, bazı hakim ve savcılara baskı yaptığı iddia edilen dokuz Yargıtay üyesinin yargılanmasına gerek olmadığına karar verir.
Gerekçe şu:
"Hakim kararıyla dinlenen bir zanlının, görüştüğü kişi hakkında bir dinleme kararı yoksa, bu kişinin dinlenen konuşması aleyhte delil olamaz."
***
BU ne demek?
Bu, şu demek:
"Yasa gereği, telefonları dinlemeye alınan bir kaçakçı, diyelim bir hakimle görüşüyor, konuşmadan, hakimin de bazı işlere karıştığı izlenimi alınıyor, hakkında soruşturma açılması gerekiyor."
Hayır, açılamaz. "Çünkü dinleme kararı, kaçakçı için alınmıştır, hakim hakkında dinleme kararı yoktur, o halde dinlenen konuşma onun aleyhinde delil olamaz."
***
SİZ istediğiniz kadar "Olmaz böyle şey!" deyin, mantığınız bunu kabul etmesin, Yargıtay Kurulu kabul ediyor.
***
İYİ de, bir hukuk profesörü, eski Adalet Bakanı Prof. Dr. Hikmet Sami Türk de "sade vatandaş" gibi düşünürse...
O da şöyle diyor:
"Karar, Yargıtay tarafından bir içtihat haline getirilirse, Yargıtay üyeleri ve hakimler hakkında iddiaların aydınlatılması ve örgütlü suçlarla mücadelede adım atılması mümkün olmaz. Çetelerle mücadele edebilmek için zorunlu olan telefon dinleme, Yargıtay 1. Başkanlar Kurulu'nun görüşünün aksine, Anayasa'nın özel hayatın gizliliği ilkesini ihlal etmez" (CNN Türk TV, Editör programı)
Bu ne demektir?
Yargıtay Başkanı'nın, Çakıcı'nın adamlarıyla Çakıcı'nın dosyası hakkında görüşmesi, aleyhinde delildir.
Oysa Hikmet Sami Türk gibi düşünmeyenler, bunu kabul etmiyorlar.
Niye?
Onlar Yargıtay Başkanı hakkında dinleme kararı yok, diyorlar.
***
YA bir romandı, ya bir filmdi...
Polis Amerika'da banka soyan soyguncunun peşine takılıyor, soyguncu yakalanacağını anlayınca tabancasını kapıdaki çöp kutusuna atıp apartmana dalıyor, polis, yakalıyor, tabancayı çöp kutusundan alıyor.
Mahkeme, tabancayı delil kabul etmiyor.
Neden?
Çünkü polis, tabancayı çöpten alırken apartman yöneticisinden çöpü karıştırma izni almamıştır!!!
Sanırız film ya da roman şöyle gelişiyordu.
Yakaladıklarının böyle sudan sebeplerle dışarı çıkıp ellerini kollarını sallaya sallaya dolaşmaları, polisleri rahatsız ediyor, emekli meslektaşlarıyla bir örgüt kuruyorlar, mahkemelerin serbest bıraktığı, ama onların suçlu olduklarına inandıkları adamların cezalarını kendilerine göre veriyorlar.
serkan dönmez |