 |
03/08/2025 Eski forum arşivi bölümü
Hukuksal Tartışmalar
Para ve insanlık.. |
commodore1tr |
Hava gene çok soguktu. Tommy ve kardesi çok üsümüstü.Tommy burnunu hissetmiyordu artik. Eskimis eldivenlerinden çikan parmaklari da buz kesmisti. Kardesi Tommy "Yine o luks otelin duvarina gidelim, havalandirmasinin oldugu o duvar çok sicak oluyor''dedi. Tommy 'Evet ama biliyorsun otelin sahibi sikayet edince polisler geliyor dedi.
Kiz çok üsümüstü. Öksürerek "Lütfen Tommy, çok üsüyorum'' dedi.
Otelin önüne geldiklerinde kapinin önünde ki siyah arabayi tanimisti Tommy. Bu otel sahibinin arabasi idi, otelin havalandirmasinin oldugu duvara yaslanip, isiniyorlar diye kiz kardesini ve onu sürekli polise sikayet eden adam bu idi.Gene sinirle etrafa emirler yagdiriyordu, otelin kapisindan çikarken.
Bir an Tommy karanlikta bir seyin adamin paltosunun cebinden düstügünü gördü,adam arabaya binmisti bile..
Tommy yerde duran karaltiya dogru yürüdü. Bu otel sahibinin cüzdani idi. araba tüm ihtisami ile hareket ederken Toomy' "Bayim ,bakar misiniz?'' diye bagirdi. Adam Tommy'i görünce ''Yine mi siz? Ne ariyorsunuz gene burada? Sizi bu otelin etrafinda görmiyecegim bir daha demedim mi ben?''diye bagirdi.
Tommy adamin suratina bakti ve sakin bir tavirla cüzdani adama uzatti: "Bunu düsürdünüz biraz önce''dedi.
Adam saskin bir ifade ile cüzdani aldi biraz önce söylediklerine pisman olmustu ama gene de''eger içinden bir sent bile kayboldu ise????'' diye sözünü tamamladi.
''Ben burada iken sayin lütfen''
Tommy bunlari söylerken,adamin suratina öyle bir ifade ile bakmisti ki,adam cüzdanin da ki parayi saymadan, paltosunu cebine koymak zorunda kalmisti.
''Hadi Ann, gidiyoruz!' dedi kiz kardesine...
Çocuklar karanlikta kaybolmak üzere iken adam arkalarindan seslendi ''Dur bir dakika!''
Tommy arkasini döndü ''Ne istiyorsunuz? Bir daha otele yaklasmamamizi söyleyecekseniz, buna gerek yok, çünkü bir daha gelmiyecegiz buraya'' dedi...
Adamin o kizgin tavirlari yoktu artik yüzünde 'Hayir onu söylemiyecektim, eger is ariyorsan biz de bir kasiyer ariyorduk. matematik kafan varsa çabuk ögrenirsin''' dedi.
Çocuk arabaya dogru bir iki adim atti. ''Cüzdanindaki 100, 200 dolar için bana güvenmeyen birisini kasasini teslim alamam yine de tesekkürler'' dedi ve kiz kardesi ile oradan uzaklasirken, adamin bir kez daha söyledikleri sayesinde, düsüncelere dalmasina sebep oldugunu bilemedi.
Adam uzun zaman o iki kardesi görebilmek için bakindi durdu, ama çocuklari otelin etrafinda bir daha göremedi.
sehrin arka sokaklarinda büyük ihtisamli arabasi ile gezinirken adam, yine tüm siniri ile bagiriyor ve aradiklari adresi bulamamanin öfkesini söföründen çikariyordu..o sirada bisikleti ile hizla asagi inen kasketli genci fark etti ve soforune''dur biraz su gelen gençe adresi soralim. O büyük bir ihtimalle burada oturuyordur.''dedi.
söfor arabayi kenara çekti ve pencereyi açti, yokus asagi hizla gelen gence eliyle isaret etti.''Bir saniye bir sey sorabilir miyiz??!!''dedi ama genç hiç durmadan yanlarindan geçti gitti.
Adam çok sinirlenmisti söylenmeye basladi ''Bunlarda kibarlik ne gezer, bunlar aile terbiyesi görmemisler ki, kenar mahalle çocuklari hepsi...''
Tam bunlari söylerken arabanin dikiz aynasindan cocugun biraz ileride çok zorda olsa durup geri geldigini gördü. Çocuk arabanin yanina gelince durdu ve pencereye egilerek''özür dilerim. sizin isaretinizi geç fark ettim, bisikletimin fren bozuk, uzakta durabildim. Bir sey mi soracaktiniz?''
Adam gözlerine inanamadi bu o gece cüzdanini getiren gençti. Tommy nin bu, adami yaptiklari ve söyledikleri için üçüncü kez utandirisi idi.
Adam arabadan indi ve Tommy nin yanina gelerek omzuna elini atti: ''Bak evlat kaç aydir ben sizi ariyorum. Sana güzel bir teklifte bulunacaktim. Gel benim yanimda çalis, ne kadar para istersen veririm. Ben sende para kazandikça yavas yavas kaybettigim insanligimi buluyorum'' dedi.
Cocuk adamin sozunu bitirmesini bekledi ve soyle dedi ''Üzgunum efendim ama insanligi ve vicdani para ile satin alamazsiniz. Hoscakalin!!!''
Tommy bisikletine binip oradan uzaklasirken, adam Tommy'nin hala arkasindan bakiyordu.
Ve yillar önce ona ayni teklifte bulunan patronunu teklifini kabul ettigi için ilk kez pismanlik duymustu.
Evet simdi çok parasi vardi, ama insanligini kaybetmisti. Tipki yillar önce insanca tavirlari için Onu seven ve ise alan patronu gibi...
Bu üç seyi ihtiyaciniz oldugunda para ile satin alamazsiniz: Insanlik, saglik ve mutluluk...
Bu yüzden onlari buldugunuzda, iyice sarilin!!!
bilmiyorum dediğim konu hakkında 2 saat eh bence dersem günlerce konuşurum |
Av.Ragıp Atay |
bir ev satın alabilirsin
ama yuvayı alamazsin
bir yatak alabilirsin
ama uykuyu alamazsin
bir saat alabilirsin
ama zamanı alamazsın
bir kitap alabilirsin
ama bilgiyi alamazsin
bir mevkiye kavusabilirsin
ama saygiya degil
doktora para odeyebilirsin
ama sağlığa degil
ruhunu satın alabilirsin
ama hayatını degil
seksi satın alabilirsin
Ama AŞKI degil
|
Av.Tayfun Eyilik |
Rahmi Koc'un önemli bir açıklaması daha doğrusu "ağzından kaçırması" Koç Holdinge ait market zinciri Migrosun Dünyanın en büyük perakende devi Amerikan Wal-Mart şirketine satılacağını söylemesiydi. Böylece Global Kapitalizmin temsilcilerinden Tescodan sonra WalMartında ülkemize giriş yapmak üzere olduğundan haberdar olduk.Bu haber üzerine boyalı medyada "amanda aman yabancı sermaye ülkemize girecek bize iş ve para verecek" diyen cahil sürüsüne bu WalMartın ne menem bir yaratık olduğunu ve ülkemize girerse başımıza neler geleceğini açıklamak da bize borç oldu.
Walmart canavarı son rakamlara göre 256 milyar dolar cirosu olan dev bir market zinciridir. Türkiye'nin koskoca bir ülke olarak toplam gayrisafi milli hasılasının 250 milyar dolar olduğunu düşünürseniz WalMarta şirket değil,şirket süsü verilmiş devlet dememiz gerektiğini anlarsınız. Bu koca devin kurucusu gerçektende tarihin gördüğü en kurnaz ve hırslı işadamlarından biri olan Sam Walton. 1962 senesinde mahalle bakkalı benzeri ufacık bir dükkandan bugünkü haline getirdiği WalMartın keyfini o da süremedi ve
1992 senesinde ardında Karun kadar zengin dört çocuk bırakarak herkes gibi bir kefenle dünyayı terk etti.
Bugün şirketi profesyonel yöneticiler idare ederken Walton ailesinin üyeleri de 17 sülalelerine yetecek parayı yemek tüm zamanlarını aldığı için pek ortada gözükmüyorlar.
Sam Waltonun başarısın ardındaki sırsa şudur. Sam Walton ikinci dünya savaşında Amerikan askeri istihbaratında subaydı ve Yüzbaşı rütbesine kadar görev yaptı. Bu dönemdeki görevi binlerce savaş esirinin tutulduğu dev toplama kamplarındaydı.
Sam Walton bu dönemde kapitalizmin bir sırrına vakıf oldu ve insanların çoğunluğunun güç ve korku karşısında nasıl beyinsiz koyunlara dönüşebildiğini bu esir kamplarındaki görevinde bizzat deneyerek öğrendi ve burada edindiği yaşam felsefesini hayatının geri kalanında uyguladı. Bugün WalMart şirketi de kurucularının izinden gitmektedir.
Şimdi gelin esir kamplarından edinilen bu felsefe WalMarta nasıl yansımış inceleyelim. WalMartın şirket parolası "Always low Prices"dır yani "Her zaman düşük fiyatlar" Peki ilk bakışta biz tüketiciler için güzel gibi gözüken bu düşük fiyatları nasıl sağlıyorlar.. Öncelikle WalMart şirketi bir yere girip dükkanını açtı mı ilk olarak elinden geleni ardına koymayarak tüm rakiplerini yok eder. Bakın rakiplerini geçer demiyorum onları tam anlamıyla yok eder. Sadece son on yılda Amerika'da Walmart tam 25 süper market zincirini yok etti ve bu hesaba dahil olmayan yüzlerce küçük ve orta boy esnafı tamamen buharlaştırdı. WalMart rekabete inanmaz tek inandığı ister ufak bir bakkal,ister orta boy bir market yada kendisi gibi koca bir süper market zinciri olsun bayrağını diktiği yerdeki tüm rakiplerini yok etmektir. Yani Walmartın en ucuz market olması etrafında kendisinden ucuz fiyat verebilecek herhangi bir şirketi ayakta bırakmamasından ileri gelir.Bu birinci sebebti.
İkinci olarak WalMart şirketi devasa boyutlara sahip ve büyük miktarda parasal gücü olduğu için girdiği ülkedeki toptancıların hepsini ele geçirir. İlk olarak rakiplerinden daha fazla parayı peşin olarak vererek piyasadaki tüm toptancıları kendilerine bağlar. Çek senetle çalışmaya alışmış toptancı ve üreticiler bir anda kendilerine nakit olarak,zamanında verilen büyük çapta siparişleri görünce hepside göbek atarak Wal Martla çalışmaya başlarlar ama bu bir tuzaktır. WalMartın bu güzel tavırları rakiplerini yokedene veya kendisiyle rekabet edemez duruma düşürene kadar sürer. Bu aşama geçildikten sonra WalMart toptancıların eline yeni bir anlaşma tutuşturur. Buna göre istediği ürünler kendisine istediği zaman ve istediği fiyattan verilmezse anlaşmasını tek taraflı feshedebileceğini yazar Garibim toptancılar kendilerini tümüyle WalMarta bağladıkları ve eski müşterilerini kaybettikleri için kendilerine ne söylenirse kuzu kuzu kabul ederler. Bir süre sonra WalMart o kadar düşük teklifler vermeye başlarki toptancılar neredeyse maliyetine WalMarta çalışmaya başlarlar.
Walmartın bir diğer özelliğiyse çalışanlarını tam bir kölecilik mantığıyla çalıştırmasıdır. Walmart dünyadaki hiçbir işyerinde sendikalı işçilere izin vermez. Düşük fiyattan çalıştıracağı sendikasız işçiler bulamazsa bu sefer ihtiyacı olan hizmetleri kendisi fason olarak dışarıdan getirtir. Walmartın Çin'de,Bangladeşte,Latin Amerika'da kurduğu ve çocuk yaşta köle işçilerin neredeyse bedava üretim yaptığı pek çok tesisi vardır. Amerika'da bile ülkeye kaçak giren göçmenler WalMartın onları ölü eşek fiyatına işe alacağını bilirler. WalMart aynı zamanda bayan çalışanları da pek sevmez. Özellikle bayan çalışanların yükselmemesi için mağazalarındaki bayan yönetici stajyerleri kırk kiloluk köpek mamaları veya koca koca içecek kasalarının hamallığını yapmaya zorlayarak onları bezdirir ve ayrılmalarını sağlar.
Ayrıca WalMart girdiği her ülkede özellikle kaçak işçilerle çalışmayı bir alışkanlık haline getirmiştir.
İşte tüm bu sebepler dolayısıyla bir yere Wal Mart girdimi bir süre sonra iflaslar,işsizlik ve tekelleşmede başlar. Amerika gibi bize göre nispeten oturmuş bir ülkede bile bunlar oluyorsa WalMartın Türkiye'de ne yapacağını kestirmek pek de zor değil.
Bu yüzden WalMart kırk yıldır Amerikan orta sınıfında yarattığı nefret sayesinde artık yeni market açamaz hale geldi. Son olarak Şikagoda açmak istediği bir alışveriş merkezi bölgedeki insanların ve sivil toplum örgütlerinin açtığı kampanyalar ve yoğun protestolar yüzünden iptal edildi. WalMartın az gelişmiş ülkelere yönelmesinin sebeplerinden biride budur.
WalMart kapitalizmin temel kuralı olan sömürdüğünü diğer ortaklarla paylaşma oyununu da iyi oynuyor.
Mesela son iki başkanlık seçiminde Cumhuriyetçi parti ve Başkan Busha en büyük maddi destek verenlerden biride petrol şirketleriyle beraber WalMart olmuştur.
Bu desteği bugünde sürdüğü gibi Amerikanın Irak işgali ve emperyalist politikalarına da açıktan destek vermektedir. Buna bir iki somut örnek verelim.
Amerikan Dış Savaşlar Gazileri adı verilen ve Amerikanın emperyalist işgal savaşlarında görev alan askerlerin kurduğu bir vakfa (Foundation to the Veterans of Foreign Wars-VFW)
bir milyon dolar bağışlayan WalMart bu vakıfla ortak olarak M.A.C.K kampanyası başlattı. Buna göre Amerikanın dünyanın her yanına dağılmış 900 bin askerinin her birine Wal Mart tarafından özel hediye paketleri ulaştırılıyor ve aileleri ile konuşabilmeleri için bedava telefon kartları dağıtılıyor bu şekilde morali bozuk Amerikan askerlerine WalMart eliyle destek olunmakta.. Aynı zamanda Amerikan ordusunun yetersiz kaldığı durumlarda WalMart Irak cephesine yüzbinlerce su,iç çamaşırı gibi temel sarf malzemesi hibe etmekte. Bunun dışında WalMartın yüzlerce marketinde açılan mesaj defterlerine binlerce Amerikalı tarafından yazılan moral mesajları her hafta özel uçaklarla Irak cephesine ulaştırılıyor. Ayrıca Irakta öldürülen işgal ordusu askerlerinin resimleri yerel WalMartlarda oluşturulan "Onur Köşeleri"ne asılmakta. (Yeri gelmişken acaba siz kaç marketimizde Güneydoğuda düşen şehitlerimizin resimlerini gördünüz bir düşünün bakalım. İşte elin adamı haksızda olsa davasına böyle sahip.) Kısacası WalMart şirketi Irak işgalinde açık bir taraftır ve ileride Migros sayesinde Türkiye'de açılırsa sepetini harıl harıl dolduracaklar "Onur köşelerinde" resimleri asılı duran askerlerin tecavüz ettiği küçük kızları ve öldürdükleri insanları düşünürse iyi ederler.
Tabii WalMartın iyilikleri bunlarla sınırlı değil.
Mesela fakirlere de çok yardım ediyor.Tabi bu fakirlerin ufak bir özellikleri olması lazım. Yahudi olmaları gerek. 184 milyon dolar yardım yaptıkları "United Way-Birleşik Yol" isimli yardım teşkilatı Evangelist papazlar ve yahudi hahamların 1887 yılında açtığı bir yardım vakfıdır. Bu vakfın ortağı da"Yahudi Karşılıksız Kredi" kuruluşu ve o kuruluşta "Yahudi Federasyonu" isimli örgüte bağlı. Bu kurumlar genelde Doğu Avrupa'dan Amerika'ya veya İsrail'e yeni göç etmiş zor durumdaki Yahudilere karşılıksız para dağıtıyorlar.(Bu arada bizim İslami finans kuruluşları denen yerler size üç kuruş para vermek için ya cemaat kartı yada ipotek isterler ama Yahudiler parayı karşılıksız veriyor,yazık bizim halimize) Bu ilginç kurumun sitesi "www.jfla.org" merak edenler bakabilir.
Toparlarsak sevgili dostlar girdiği yeri kurutan ve tekelleşen,Bush hükümetinin can dostu ve Irak işgalinin destekçisi olan Türkiye kadar ciroya sahip WalMart şirketi Koç Holdingin değerli katkılarıyla ülkemize giriyor. Kendi geleceğini AKP hükümeti ve onun Amerikancı politikalarına bağlayan Yerli Sermayemize duyurulur. Aman devam edin,devam edin ki Global sermaye hepinizin defterini dürsün. Bizden uyarması.
|
Av.Dilek Kuzulu Yüksel |
Ata, yanındaki valinin kulağına eğilip sorar; Kimdir bu? Vali yanıt
verir;
Efendim kendisi ŞIH' tır. Yörede çok hatırlısı vardır.
Atatürk Şıh'ı yanına çağırır ve; "Bak baba, imanın ölçüsü sakalın boyunda değildir. Şunu rica etsem de en azından Peygamber efendimizinki gibi kısaltsan" der ve eliyle de boyun altı hizasını gösterir.
Şıh; "Emrin olur Paşam" diyerek yerine çekilir.Aradan zaman geçer,bir
akşam Atatürk Amasya'daki Şıh'ı hatırlar ve Valiyi telefonla arayıp durumu sorar. Vali nasıl söyleyeceğini bilememekle birlikte, Şıh'ın sakal boyunda en küçük bir kısalma bile olmadığını aksine kimselere el sürdürmediğini anlatır.
Atatürk telefonu kapatır,kağıdı kalemi eline alır ve az sonra nazırını
çağırıp, yazdığı yazıyı Amasya Valiliği'ne tebliğ etmesini ister. Ertesi gün Amasya'dan bir haber gelir ki Şıh Efendi Ata'yı görmek üzere Ankara'ya yola çıkmış...
Şıh gelir Ata'nın karşısına çıkar. Sakal tamamen kesilmiş, sinekkaydı bir tıraş olunmuş, saçlar kısaltılmış, kılık kıyafet baştan sona değiştirilmiş, bambaşka görünüme bürünmüştür.
Atatürk'ün mesai arkadaşları bu değişimi anlayamaz ve Ata'ya sorarlar;
"Aman Paşam, o Şıh ki sakalına el dahi sürdürmezdi, siz ne ettiniz de kökünden kesmesini sağladınız? "
Ata gülümser, sonra da yanındakilere dönüp; "Dün akşam Amasya Valiliği'ne bir yazı gönderdim ve Şıh'ı Afyon'a vali atadığımı bildirdim" der.
Ardından da yeni bir yazı hazırlayıp nazırına bu yazıyı da Şıh'a vermesini söyler. Yazıda söyle yazmaktadır; "İnancın ölçüsünün sakalda
olmadığını anladığına sevindim. Valilik meselene gelince, bugün koltuk
uğruna kırk yıllık sakalından vazgeçebilen yarın başka şeyler için
milletinden bile vazgeçebilir. Seni böyle bir ikileme mahkum
bırakmayalım. Kal sağlıcakla...
Bugünün Türkiye'sini aslında o zaman anlatmış olan Ata'mızın kemiklerini
sızlatmamak dileğiyle...
|
guney038 |
Sayın Dilek.....
öernek yazınız harika.. sanırım bu taşın gitmesi gereken yere gitmiştir. tabi bu örnek sadece dinle ilğili değildir. yaşantımızdaki tüm gerçeklerle ilğilidir. en azından ben öyle anlıyorum.
KİMİLERİ DİN DEYİP AMASYALI SIH GİBİ DÜŞÜNÜRLER KİMİLERİDE LAİKLİK DEYİP SIH GİBİLERİ ÖRMEK GÖSTERERK VATAN DÜŞMANLIĞI YAPARLAR.
DEĞİLMİ........?
|
Av.Dilek Kuzulu Yüksel |
Sayın güney038,
Ebetteki yazı sadece dinle ilgili değil, tüm değer yargılarımız, ilkelerimiz ve insanlığımızla ilgili. Maalesef para, koltuk, makam uğruna insanlığımızı unutuyor, benliğimizi kaybediyoruz.
Üzülerek diyorum ki;
TARİH, DERS ALMAYANLAR İÇİN TEKERRÜRDEN İBARETTİR... |
Av.Fırat Bayındır |
İLAHİ ADALET Mİ DERSİNİZ?
18 milyar $'lık işadamı öldü
Dünyanın en zengin 11'inci adamı, kendi kullandığı uçağın düşmesi sonucu hayatını kaybetti. ABD'nin süpermarket devi Wal- Mart'ın 58 yaşındaki vârisi John Walton'un 18.2 milyar dolarlık şahsi serveti vardı.
Marketçi trilyoner kazada öldü
Dünyanın büyük süpermarket zinciri Wal-Mart'ın sahiplerinden John Walton, kendi kullandığı küçük uçağın düşmesi sonucu hayatını kaybetti.
ABD'nin süpermarket devi Wal-Mart'ın varislerinden John Walton (58) kendi kullandığı uçağın düşmesi sonucu hayatını kaybetti... Dünyanın en büyük marketler zincirinin kurucusu Sam Walton'ın ikinci oğlu John Walton'ın, önceki gün Wyoming eyaletinde el yapımı, özel geliştirilmiş küçük uçağı kalkıştan kısa bir süre sonra düştü. Walton'un kullandığı ve mürettebatının olmadığı alimünyum gövdeli uçağın düşüş nedeni henüz belirlenemedi.
İYİ BİR PİLOTTU
Ancak olayın meydana geldiği yerin yakınlarındaki Grand Teton Ulusal Park'ın yetkilileri, "Walton'ın çok deneyimli bir pilot olduğunu, olayın meydana geldiği sırada hava koşullarının da iyi olduğunu" söyledi. Bu yıl Forbes dergisinin yayımladığı listede dünyanın en zengin 11'inci kişisi olarak gösterilen Walton, daha önce de eşi, oğlu, annesi, iki erkek ve kız kardeşiyle birlikte bir uçak kazası geçirmiş ancak hayatta kalmayı başarmıştı. Tanıyanların "Rönesans Adamı" olarak anlattığı Walton, uçmaya olduğu kadar yelkenle denize açılmaya ve teknolojiye olan tutkunluğuyla da biliniyordu. |
Bugünün tarihi: 03/08/2025 10:53:43 |