 |
03/05/2025 Eski forum arşivi bölümü
Hukuksal Tartışmalar
TÜRKİYE NEREYE GİDİYOR? |
alisinkay |
.[url]https://www.hemenpaylas.com/download/402169/Turkiyeuzerindekioyunlar.pps.html [/url] |
Av.Fırat Bayındır |
dedik ya Yüce Allahın eli yok diye. Şu Diyarbakır Belediyesi olayı olmasaydı Yerel Yönetimler ile ilgili yasa belki çok rahat çıkacaktı. İyi ki böyle bir olay oldu ve iyi ki Sayın Sezer var.
ceteris paribus |
commodore1tr |
Ülkemiz parsel parsel satiliyor!
Türkiye'nin haritasi mi degisiyor?
Israil'in GAP'i vaadedilmis topraklar olarak gördügü bir gerçek. 2003’te çikarilan ''Yabancilarin mülk edinmesine izin veren yasa'', Yahudilerin GAP Bölgesi’ne akin etmesine neden oldu. Yasa çikmadan önce 200 bin araziyi kullanan Yahudiler, 2003 yilinda çikan yasayla 450 bin dönüm arazi satin aldi. Bu elbette göz ardi edimeyecek bir rakam. Üstelik satin alinan bu arazilerin tapu kayitlarinin da gizli oldugu ifade edilmesi ayri merak konusu olusturuyor.
Türkiye'nin her bir yanini Yunanlilar, Ingilizler, Almanlar, Fransizlar, Hollandalilar da Ege ve Akdeniz kiyilarinda adeta gayrimenkul edinme yarisina girdi.
HANGI ÜLKELER TÜRKIYE'DEN ARAZI ALIYOR?
Türkiye’de satilan sadece GAP bölgesi topraklari degil, turistik kiyi kesimlerinde de gayrimenkuller parsel parsel satiliyor. Gayrimenkul satin alan yabancilarda ilk sirayi Yunanlilar ve Almanlar aliyor. Bunlari Ingilizler, Israilliler ve Araplar takip ediyor. Irlanda, Danimarka, Finlandiya, Belçika, Norveç gibi ülkelerin de 1 yilda gözle görülür bir biçimde Türkiye’de mülk edindikleri belirlendi. Gayrimenkul alan yabancilarin özellikle Ege, Marmara ve Akdeniz kiyi kesimlerini tercih ediyor. Türkiye’de gayrimenkulü olan yabancilarin üçte birini (yüzde 33.4) Yunanlilar olusturuyor. Halen Türkiye’de 14 bin 459 Yunan vatandasinin 12 bin 557 tasinmazi bulunuyor. 10 bin 827 adet gayrimenkule sahip 11 bin 750 Alman vatandasi ise Türkiye’de mülk ediniminde Yunanlilari izliyor. Üçüncü sirada Suriyeliler yer alirken, Türkiye’de mülkü bulunun yabancilar listesinde Ingilizler üst siralarda yer aliyor. 5 bin 258 Ingiliz’in 4 bin 101 tasinmazi bulunuyor. Yabancilar özellikle sahil kesimlerini tercih ediyor. En gözde iller ise Antalya, Mugla, Aydin ve Balikesir. Fransizlar, Nevsehir’e büyük ilgi gösterirken, Uçhisar Ilçesi’ndeki Tekelli Mahallesi’ni adeta satin aldiklari ortaya çikti. Mülk Edinme Yasasi, yabancilarin Türkiye topraklarini turizm bahanesiyle parsel parsel aldiklarinin en çarpici örnegini ise Fransizlar’in Uçhisar Ilçesi’ndeki Tekelli Mahallesi’nde satin aldiklari binalarla burayi, “Fransiz Köyü” haline getirmeleri oldu.
UYGULAMA NASIL ISLIYOR?
Satin alma talepleri Tarim Reformu Genel Müdürlügü'ne yapiliyor. Müdürlük konuyu Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterligi'ne iletiliyor. MGK Sekreterligi ise Milli Istihbarat Teskilati'ndan ve Emniyet'ten bu firmalara iliskin istihbarat raporlarini aldiktan sonra satisa onay veya ret karari veriyor. PKK ile iliskisi olanlara ise toprak satilmiyor.
Ankara, Israil'in PKK'ya karsi kullanilan Bucak asiretinden koruculari GAP bölgesinden toprak satin almada araci olarak kullandigini biliyor. AK Parti yönetimi, AB'ye uyum çerçevesinde yabancilara toprak satilmasini serbestlestiren yasa tasarisini gündeme getirir ve GAP bölgesi içinde MGK özel iznini kaldirirsa, Yahudilerin artik aracilara da ihtiyaci kalmayacak.
TARIM DA ELDEN GIDIYOR!
Diger dikkat çeken bir konu ise Tarim... Genetik yapisiyla oynanmis misir ve soyayla baslayan tartismlar, ekmeklerde oldugu öne sürülen kansorejen maddelerle iyice tartisma konusu oldu.
Israil’in gelistirdigi seracilik ve sulama metodlari birçok ülke tarafindan kullaniliyor. Böylesi bir avantajdan yararlanarak Israilli is adamlari GAP’a rahat giriyor. Isbirligi önerileri karsilikli mal alim satiminin yani sira GAP çercevesinde tarima dayali sanayilerin gelistirilmesinde sulama sistemleri, tohum islah birimleri ve verimlilik artirici diger tekniklerin yerlestirilmesi gibi konulari da kapsiyor. Tarim ve hayvancilikla ilgili her alana ilgililer, özellikle sulama projelerine talipler.
Israil’i bölgede yatirim yapmaya sevkeden sadece bulundurdugu tarim teknolojisi degil. Onu bölgeye yönelten bir baska neden ise ileride kendi ülkesinde muhtemel tarim arazilerinin azalma tehlikesi. Kanada ve Hollanda tarim teknolojisi konusunda tecrübeli ülkeler. Su politikalarinin önümüzdeki yillarda savas sebebi sayilacak kadar deger kazanacagi göz önüne alinirsa suyun basina Yahudilerin geçmesi ulusal güvenligimize uygun olmasi gerekir.
FILISTIN TAKTIGI
Dogu ve Güneydogu Anadolu Bölgesi’ni vaadedilmis topraklar arasinda gören Yahudiler, GAP Bölgesi’ne de tipki Filistin’de yaptiklari gibi toprak satin alarak yerlesiyor. 1940’li yillarda Filistin’deki topraklari bedelinin üstünde paralar ödeyerek satin alan Yahudilerin, Türkiye’de ayni taktigi uyguluyor. Yahudiler bunu da ''GAP Bölgesi’ndeki tarimi gelistirme'' maskesi adi altinda kullaniyor.
bilmiyorum dediğim konu hakkında 2 saat eh bence dersem günlerce konuşurum |
Lawless1 |
06 Kasım Çarşamba Leyla Zana ve arkadaşları *** rozetleri ile meclise girip Kürtce yemin etti. Alisinkay
Sayin Alisinkay, Terorist grubun rozetleri mi takildi? Buna SHP nasil izin verdi?
|
av.senol |
Sevgili Lavles, shp mi o ne?
|
Lawless1 |
Senol, Leyla Zana'nin SHP partisinden Meclise girdigini zannediyordum. Inonu'nun partisi.
|
Lawless1 |
Commodore'un yazdiklari bence de cok onemli. Ayni konu beni de epeydir rahatsiz ediyordu. Bu yasa daha yeni cikti diye biliyorum (2003'de). Ama Yunanlilarin suratle Turkiye'nin batisini parsellediklerini goruyoruz. Onlarda denizin alasi olduguna gore, Turkiye'ye gelmelerindeki amac nedir?
15-20 sene sonra belki gerceklesecek uyelik icin bugunden bu yasanin gecirilmesi bana hatali gorunuyor. Malta ufacik bir ulke, ona ragmen zannediyorum 70'e yakin deragasyon aldi AB'den. Biz, daha tarih alamadan, ulusal menfaatlerimizi tehlikeye atacak adimlar atiyoruz. Bu yasanin Turkiye'de demokrasi ve Kopenhag kriterleri ile ilgisi nedir ? MGK'da boyle hata yaparsa, Turkiye iyice batar.
[url="https://news.yahoo.com/news?tmpl=story&u=/nm/20040820/sc_nm/environment_water_dc"]Su savaslari[/url] basligi altinda bu haber Yahoo'da yeni cikti.
|
Av.Ragıp Atay |
dünyaya at gözlükleri ile bakma devri geçti. Uluslarası ticaret ve tekelci kapitalizm, Ne KENAN ülkesi gibi ütopik hayaller peşinde, ne de satın aldığımız topraklarda hak idda edeli gibi feodal ilişkilerin peşinde. Yalnızca daha çok kar elde etmenin peşinde. Uluslararası turizm ve otel devleri, güneyi parselledi. Buna ses çıkaran yok. Dev otomotiv firmaları, batıyı parselledi buna da ses çıkaran yok. Uluslararsı bir kimya firması İznik'i zaptetti ve içilebilir suyu olan ender göllerden birini katlediyor ses çıkaran yok.
İsrailliler toprak aldı diye kıyamet kopuyor. Dünyanın gelecekte ihtiyaç duyacağı ve belki de 3. paylaşım savaşına neden olacak tek doğal kaynağı SU dur. Dünyanın %75 inin sularla kaplı olduğuna bakmayın. Bu suyun ancak %10 u tatlı susdsu ve içilebilen su, bu oranın %8 i cıvarındadır. Maalesef bu oranı artırma çaresi yok ve canlı nüfusu gün geçtikçe artıyor. Su kaynakları artık yetersiz geliyor.
Bu nedenle yahudiler, güneydoğuda, gap projesinden sonra toprak satın almaya başladılar. Tek istedikleri su.
Oturup kenan devleti, ülkemiz işgal ediliyo feryatlarıyla kendimizi avutacağımıza, kendimize bakalım. Biz gap projesinden sonra, tarımı geliştirmek için ne yaptık. Sulamayla gelebilecxek toprağın tuzlanması konusunda tedbir aldık mı? gelişmiş tohumculuk teknolojisini kullanabildik mi? ürünün kaliteli olması için gelişmiş tohumu çiftçiye sağlayabildik mi? feodal yapıyı kırıp, kapitalist tarım işletmelerini kurabildik mi? Kooperatifleşme, şirketleşme, ürün ortaklığı gibi birlikleri destekleyip, tarımı ıslah edebildik mi? YOKSA TARIMI AŞİRETLERE TERKEDİP o aşiretlerin uyuşturucu ile varlıklarını sürdürmelerine göz mü yumduk?
önce bunları tartışalım. Sonra niçin topraklarımızı yabancıların işgal(evet işgal lafını özellikle kullanıyorum) ettiklerini tartışırız. Unutulmaması gereken bir şey daha var. Kapitalizmin dini yoktur. Bu nedenle siyonizm edebiyatı, kahvelerde yapılsın.
|
Lawless1 |
Asagidaki haber bugunku gazeteden. Buraya linki almaya calistim basarili olamadim. Baspiskopos ve Fener Patrigi Yunan kilisesinin en buyuk liderleri. "Kucuk Asya" ile Turkiye'nin batisi demek istiyorlar. Istanbul, Izmir, vs.
Bakin Yunanli lider ne diyor:
TÜRKLERİN barbar olduğu için Hıristiyan Avrupa ailesine alınmasına karşı olduğunu söyleyip skandal yaratan Yunan Ortodoks Kiliseleri Başpiskoposu Hristodulos, Yunanistan’ın kuzeyinde bir kilisede düzenlenen bir törende, Yunan halkını Küçük Asya’yı geri alma idealinin etrafında birleşmeye çağırdı. ‘Vatanımızı unutmadık’ diyen Hristodulos, yine Türk devletine ‘barbar’ diye saldırdı, Türk milletinin ise ‘saf ve iyi kalpli’ olduğunu ancak liderliğin etkisiyle kontrolden çıktığını iddia etti. Başpiskopos, Yunan halkının ne olursa olsun bir gün kutsal meleklerin kanatları üzerinde Küçük Asya’ya geri döneceğini savunarak şöyle konuştu:
‘Temelinde saf ve iyi kalpli olan bir millet (Türkler) fanatik bir liderliğin etkisiyle kontrolden çıkıyorlar ve bir güruha dönüşüyorlar. İç güdüleriyle hareket ediyorlar ve tutkularının esiri oluyorlar. Ne yaptıklarını bilmeden masum insanlara karşı kötü davranıyorlar ve suç işliyorlar. Türklerin kötü talihlerinin tek sorumlusu liderleridir. Türk Devleti’nin barbarlığı, insan haklarını ihlal etmesi sonunda Türk halkı da mağdur oldu. Devrimciler korkunç Türk hapishanelerinde çürüyorlar.’
İDEALLERİMİZ KILIÇ GİBİ KESKİN
Daha sonra İzmir Metropoliti Hrisostostomos’un 9 Eylül 1922’de öldürülüşüne değinen ve ‘Bir gün mutlaka. Yunan halkının Küçük Asya’ya geri döneceğini’ savunan Hristodulos şöyle devam etti: ‘Eğer Tanrı bize o günü görmemiz için izin vermezse, bile o kutsal vahiy gününde Küçük Asya göçmenlerinin solgun melekleri, kutsal ellerine ikonlarımızı alıp unutulmayan vatanlarımız için harekete geçecekler. Masmavi Ege’yi rüzgarların kanatları üstünde uçarak geçecekler. İşte o gün, Elitis’in (ünlü Yunan şair) de dediği gibi, insanların en sonuncusunun ilk sözcüğü söyleyeceği ve rüyaların intikam alacağı gün olacak.’
Hristodulos, öldürülen Hrisostomos’un anısının, Yunan gençliği ve bütün Yunanlıların hiçbir zaman akıllarından çıkartmamaları gereken bir hedefi gösterdiğini savunarak, ‘Yeni kuşaklar, İzmir Metropoliti’nin ayak izlerini izleyecekler ve hedefe gideceklerdir. Yeter ki bu kılıç gibi keskin ideallerimizi çocuklarımızın ruhlarında canlı tutalım, öldürmeyelim."
|
av.senol |
Hep övünümüşüzdür tarih boyunca, bir çok devlet kurduk diye. Ancak buradan çıkan sonuç birçok devletimiz de yıkılmış. Devlet kurmakta çok başarılı olan, esarete asla boyun eğmeyen biz Türkler maalesef kurduğumuz devleti korumakta aynı derecede başarılı değiliz.
Olmayacak şeyleri büyütür aylarca tartışırız. Bu forumu ele alırsak AİHM ve TÜRBAN konusu 6 sayfaya ulaştı, yüzlerce yazı yazıldı. Ama belediye başakanı olarak geçinen şahsiyet(siz)ler terörist ailesine taziyey gidiyor yetmiyor terörist cesetleri belediye ambulansıyla taşınıyor ve tık yok. Uğruna ne kanlar döküldü bu toprakların ama, korumak için bir tepkiyi bile çok görüyoruz.
28 şubat sürecine giderken Erbakan hocanın sonu olmuştu başbakanlıktaki iftar. Ama teröre ve teröriste yataklık yapanlar hala koltuklarında.
Birisini haklı görmemden değil itirazım, yapılan çifte standarttan. Memleketi milyarlarca dolar soyan hortumcularla yenen yemeklere de kimsenin itirazı olmadı bu ülkede. Erol Aksoy günlüğü 3.000 dolara yat kiralamış göcekte tatilde, kimin umrunda...
|
Av.Fırat Bayındır |
SEVGİLİ ŞENOL,
AHİM ve TÜRBAN OLAYI hakkında yazılanların 6 sayfayı doldurduğu doğrudur.Çünkü önemli bir konuydu ve ilgİlenenler tartıştılar.
Leyla Zana forumu da sayfalarca sürdü eğer okuduysanız. O da güncel bir konuydu ve ilgilenenler bildiklerince fikirlerini açtılar tartıştılar.
Ama sizin dediğiniz gibi bir çifte standart yok forumlarda.
Siz istediğiniz forumu açın ilgililer fikirlerini yazsınlar.
BİR ÇİÇEK AÇSIN BİN FİKİR YARIŞSIN!
ceteris paribus |
Saltuk |
"..... artan terör olayları kuzay ıraktaki türkmenler kıbrıs ve sizin de ekleyeceğiniz diğer konular kendime sormadan edemiyorum Türkiye nereye gidiyor bence bir iç savaşa doğru hızla sürükleniyoruz" düşüncesini dile getirenler acaba 12 eylül öncesini yaşadılar mı?
İç savaşın nasıl olduğunu biliyorlar mı? ki "FELAKET SENARYOLARI" yazıyorlar.
Bu ülkenin sahipsiz ve korumasız olduğunu mu düşünüyorlar?
Ülkemizde yanlış kararlar alınmış olabilir. Hatalı denilebilecek kanunlar çıkarılmış olabilir.
Hatta ve hatta Bülent Ersoy için bile "ÖZEL" kanun çıkarılmış olabilir.
Ama, bir iç savaş denildimi işte orada kırk kez düşünüp bir kez yazmak gerekir. "Tecrübe, hayatta yenen kazıkların bileşkesidir"
1960-1965 arası doğan ve yok edilmiş olan kuşak bunu çok iyi bilir. Çünkü o kuşak hem 12 eylül öncesini hem de sonrasını yaşadı.
Saygılarımla.
Saltuk |
av.senol |
Sayın fırat bayındır, benim çifte standarttan kastım bu forumdaki bir çifte standart değildi. Genel olarak halkın olaylara yaklaşımı üzerineydi. Tabi dolaylı olarak halkın bir parçasıysak bu forumda bu eleştiriden nasibini alır ama maksadım o değil. Yazdıklarımı tekrar okursanız daha iyi anlayacaksınız.
|
Av.Fırat Bayındır |
sevgili saltuk
ben 1956 doğumluyum. Bu anlamda 27 Mayıs( çocuktum),12 Mart(ortaokuldaydım) 12 Eylül (Hukuk fakültesindeydim)
27 Mayıs' ı hayal meyal hatırlıyorum. En çok zihnimde yer eden şey Yassıada yargılamasının Radyodan naklen yayınıydı. Başkan Salim Başol ' sanıklar getirildi elleri bağlı olmadan yerlerine alındı' diye başlayan duruşmalar.
Yargılama adildi değildi ayrı konu ama 'siz isterseniz hilafeti bile geri getirebilirsiniz' düşüncesinin eseriydi, yani rejim tehlikedeydi.İdamlar doğruydu veya yanlıştı o da ayrı konu.
Bana göre sonunda çok güzel bir anayasayla da tanıştık.
Derken 12 Mart geldi. Evdekiler endişe içindeydi, kapı zilini biraz fazla çalsak fırça yerdik kötü haber mi var diye. Gösteriler, molotof kokteylleri,araba yakmalar, amerikalıları kaçırmalar ve üç bizden üç sizden idamlar.
Türkiye solun ve sağın aşırısıyla tanışmıştı.Terör ufak ufak dünyada ve Türkiye'de boy gösteriyordu.
Sermaye henüz bu günkü kadar devletlere egemen değildi ama Amerika Arjantinde darbe yaptırmış sosyalist iktidar düşmüştü. Eş dönemlerde arjantinde ve türkiyede işkence çığlıkları yükseldi.
12 Eylül öncesi hukuk öğrencisiydik. bukez durum iyice karışmıştı. Halklara özgürlük sloganları ilk kez duyuluyordu. Anlamıyorduk kimdi bu halklar. Halklara özgürlük isteyenlerle bağımsızlık ve özgürlük isteyenler meydanlarda taşlı sopalı birbirine giriyordu. Milliyetçiler ve devrimciler birbirlerini vuruyor,aydınlar teker teker ortadan kaldırılıyordu.Sağ sol yetmedi alevi sünni ayrımı yaratıldı. Yıllardır bir arada yaşayan insanlar düşman kesildiler.
12 eylül ile birlikte adeta solun üzerinden silindir geçiyordu.
Ama milliyetçileri de ihmal etmediler. Kısacası solun da sağın da pek çok lideri ve militanı nasiplerini aldılar.
61 anayasası bu millete bol gelmişti daralttılar.
Ama her darbenin veya müdahalenin arkasından güçlenerek çıkan tek kesim sermaye oldu.İstikrarlı (!) bir ülkede yatırım yapmak kolaydı.
1980 lerden sonra sermayenin uluslararasılaşması yoğunlaştı. Bu anlamda sermaye her zamankinden daha fazla iktidarlara nüfuz etmeye başladı.
1980 lerde en önemli kaynak petrol iken, bu günlerde su açıktan açığa daha fazla önem kazanmaya başladı.
Egemen uluslar ve onlara egemen olan şirketler politikalarını bunlara göre yönlendirdiler.
Bir türkün Almanya'da taşınmaz almasıyla bir ingiliz veya israillinin türkiye'den taşınmaz alması asla bir tutulamaz.
Forumdaki arkadaşlarımız bunu anlatmaya çalışıyorlar ve bunlar komplo teorileri değil. Bir endişeyi dile getiriyorlar iç savaş derken.
Yukarıda da anlattım Maraş ve Çorum olaylarını o günlerde yaşadık ve izledik. Aynı topraklarda yaşayan insanların nasıl olup da birbirlerine düşman edildiğini, satırlarla insanların öldürüldüğünü gördük. Neredeyse bir iç savaştı.
Sizin yaşınız gereği bilebileceğiniz en yakın olay Sivas'ta yakılalarak katledilen insanlardır. Evet 3 darbe gören birisi olarak ben de aynı endişeyi taşıyorum. İnsanlarımızın yeniden kandırılıp, kışkırtılıp düşman edilmelerinden korkuyorum. Bu günlerde (derken 1990'lardan sonrasından bahsediyorum) laiklik- antilaiklik, türk-kürt,alevi-sünni ayrımları ne yazık ki bu ülkenin yumuşak karnı ve çok rahat oynanabiliyor bunların üzerinde. Nasıl kandırılıyoruz anlam veremiyorum. Ama bu bir gerçek. Muhakeme gücünden mi yoksunuz, tarih bilgimiz mi kıt, hepimiz alzheimerlimiyiz bilemiyorum.
Eski bir laftır HAFIZA-İ BEŞER NİSYAN İLE MALULDÜR. Hepimiz mi hafıza yönünden malulüz.
Onun için sayın saltuk, size biraz abartılı da gelse yüreğimin ve aklımın derinliklerindeki o iç savaş, ülkemin bölünmesi gibi endişeler maalesef bende de var.
Aynı siyasi görüşte olunmasa bile belli konularda birlik ve dayanışma içinde hareket etmek zorunluluğu artık kaçınılmaz hale gelmiştir.İleride vakit çok geç olabilir.
ceteris paribus |
Lawless1 |
Sayin Firat Bayindir, Bastan asagiya mukemmel bir yazi, son 2 cumleniz ise altin gibi. Yazinizi, editor'e kesip, aldim, tekrar, tekrar okudum. :-)
|
Saltuk |
Av. Şenol'a,
"Aynı siyasi görüşte olunmasa bile belli konularda birlik ve dayanışma içinde hareket etmek zorunluluğu artık kaçınılmaz hale gelmiştir.İleride vakit çok geç olabilir."
Tamamıyla mutabıkım. 1962 doğumluyum. İyi de tahmin etmişsiniz. Sevgili büyüğüm, Sayın Meslektaşım, inanın sizinle aynı görüşleri ve üzüntüleri paylaşmakla birlikte olaylara daha sakin bir biçimde bakılmasını, kullanılan kelimelerde daha da gerekli özenin gösterilmesini vurgulamaktı amacım.
Saygılarımla
Saltuk |
av.senol |
Sayın saltuk, şiddeti teşvik edip özendirmedikçe, tüm görüşlere saygılıyım. Sitede yazılarımı okuduysanız göreceksiniz bunu. Hoşgörü, anlayış, çok güzel kavramlar ama herşeyin olduğu gibi onlarında bir sınırı var.
Siz 'teröristin cesedi' sözüne taktınız bence. Bu konuda göstermiş olduğunuz hassasiyeti her konuda gösterdiğinizden şüphem yok!
Ancak bu terör belası yüzünden o kadar çok masum kanı döküldü ki bu konuyla ilgili bir tabirime takılıp olayın özüne dokunmamaınızı anlayabilmiş de değilim.
|
Saltuk |
Sevgili Üstadım Av. Şenol,
İnanın ki tamamıyla sizinle tam bir görüşbirliği içindeyim.
Saygılarımla
Saltuk |
Nilgül Saraç |
türkiyenin parsel parsel satıldığı görüşünüze çokta katılmıyorum bu ülke üzerine
çok planlar yapıldı ve uygulandı tanrının bir lütfü sonucu belkide bunca olana karşı hala ayaktaysak kolay kolay sırtımızın yere geleceğini sanmam
kürt meselesi ile ilgili düşüncelerinize ben farklı bi açıdan bakmak istiyorum:sorunun temeline inerek
bataklığı kurutmadan sinek avına çıkarsanız belli bi dönem sinek sayısı azalabilir ama o bataklık varolduğu sürece sayı nekadar azalsa da uygun bir ortamını bulduğu anda sinekler yeniden üreyecektir yıllardır hükümetlerimizin uyguladığı politika bu oldu:sinek öldürme :BATAKLIĞIN NEDENİNİ SORGULAMAKSIZIN sinek öldürme
peki ne oldu terör bitti
hayır sadece bi bekleme sürecinde
bataklığın nedeni ne peki ülkenin bir parçasını ayrı tutar hala orta asya zihniyetini güder ve gerekli kalkınmayı yapmazsanız öğretmeniniz doktorunuz doğuya tayni çıkyığında bunu bir cezaymış gibi görüp isyan ederse sonucun böyle olması kaçınılmazdır aç insan herşeyi yapar bunu unutmayın ve acil insanını kafasını doldurmakta çok kolaydır işte terör bunu yaptı kendi insanımızı bize düşman etti
şunu sormalı bide abdullah öcalanın ölümü ile herşey düzelecek mi ya da tek sorumlu o mu?
vatanseverlik naraları atan bazı başbakanlarımızı hatırlayalım şöyle demişyi birisi
'bu ülke için canını vermeye hazır binlerce evladım sırada belkiyor'
peki kendi oğlu nerde bekliyordu
cevap:yalını karşısında
o sırada bekleyen binlerce genç neoldu?
birçoğu mum gibi gözümüzün önünde eridi
şimdi sorarım size kim VATANSEVER KİM VATAN HAİNİ
HEPİNİZDEN RİCAM LÜTFEN OLAYLARA TRK Bİ AÇIDAN BAKMAYIN
ve butür konularda fikir yürütürken neden niçin sorularını hep sorun
nilgul |
Lawless1 |
Türkiye bağımsız mı?
1980'de yok denecek kadar az olan borç stokumuz, her yıl bütçemizin yüzde 40-50'sini vermemize rağmen 300 milyar dolara dayandı...
2001 yılında Türkiye IMF tarafından atanan '1977 raporu yazarına' teslim edildi ve dünya üzerinde görülmemiş bir dolar faizini tefecilere aktarmaya başlarken, IMF'ye en borçlu üç ülkeden biri oldu...
2004 yılında ülkenin Merkez Bankası hükümete 'IMF ile anlaşmazsanız haa!' diye ültimatom verirken, ülke toprakları da AB'de bile uygulanmayan şekliyle yabancılara satılmaya başlandı...
1839 Baltalimanı Anlaşması 'Gümrük Birliği' adı altında yeniden hortlamıştı ve cari açık hızla artarken nedense kimse Gümrük Birliği'ni sorgulamayı akıl edemedi...
30 Ağustos tarihinde soruyorum sizlere 'Türkiye bağımsız mı?
Uykudakiler uyansın belki yanmak vaktidir. Gerçekleri görenler toplansın, şimdi vermek vaktidir!
Yiğit Bulut'un yazisindan alinti (Bazi cumleler kisaltilmis olarak)
Butunu icin: https://www.radikal.com.tr/haber.php?haberno=126461
|
av.senol |
Kırmızı çizgiler giderek kayboluyor.
35 dehap üyesi genç, gabar dağına doğru yola çıkmış. Ne için? Güvenlik güçlerimizin teröristlere karşı başlattığı operasyona canlı kalkan olmak için.
Bu haberi okudum dün ve hiç bir yorum getiremedim. Zana açıklama yapıyor, süren çatışmalardan dolayı AB'den müzakere tarihi alamayabiliriz.
Ya bunlar kendilerini ne zannediyor. AB'yi falan bilmem ama bu milletin tokadı çok ağır olur... Kimse sabırları zorlamamalı bence.
|
av.senol |
Sevgili alisinkay, bunlarınki siyasi kanadı falan geçti, 'silah arkadaşı' olmaya çalışıyorlar.
|
av.senol |
“Pismanlik duyacak hicbir sey yapmadigini” söyleyen terör örgütü, Kürtleri “cete, hain, ajan” ithamiyla nasil katlettiginin ibret verici itiraflarindan birkac örnegi, kendi yayin organi Serxwebun Gazetesi’nden aktariyor:
- 19 Agustos 1987: Eruh’a bagli Kilickaya köyü Milan mezrasina gerillalarca düzenlenen baskinda cete ve yakinlarindan 25 kisi öldürüldü, 34 kisi agir yaralandi (Serxwebun, Özel Sayi:13, Agustos 1988, s.31)
- 20 Agustos 1987: Midyat’in Kerboran köyünde bir hainin evine düzenlenen baskinda 5 cete öldürüldü (Serxwebun, Özel Sayi:13, Agustos 1988, s.31).
- 27 Agustos 1987: Dicle’nin Caylidere mezrasinda hain Sevket Akcay’in evine düzenlenen baskinda 3 hain öldürüldü (Serxwebun, Özel Sayi:13, Agustos 1988, s.31).
- 1 Eylül 1987: Derik’in Balova köyünde 2 hain kursuna dizilerek cezalandirildi. Mazidagi’nda 1 imam kursuna dizildi (Serxwebun, Özel Sayi:13, Agustos 1988, s.31).
- 9 Ekim 1987: Kars’in Aralik ilcesinin Camurlu köyüne baskin gerceklestiren bir ARGK birligi, hainlere ait 10 ev ve cok sayida ot yiginini yakti. Özisiklar santiyesini basan gerillalar, 7 arac ve 1 dozeri imha etti. (Serxwebun, Özel Sayi:13, Agustos 1988, s.32)
- 10 Ekim 1987: Sirnak’a bagli Meseici köyü Cobandere mezrasina ARGK tarafindan yapilan baskinda, cete ve yakinlarindan 13 kisi öldürüldü, 9 kisi yaralandi (Serxwebun, Özel Sayi:13, Agustos 1988, s.32).
- 6 Aralik 1987: Dersim merkezine bagli Halvari köyü gerilla birlikleri tarafindan basildi, 3 ajan ölümle cezalandirildi (Serxwebun, Özel Sayi:13, Agustos 1988, s.32).
- 8 Mayis 1988: Sirnak-Tavuklu köyü Ückardesler mezrasina yönelik gerceklestirilen iki ayri saldirida 11 hain aninda ölümle cezalandirildi, 3 hain de halk mahkemesinde yargilandiktan sonra kursuna dizildi. Sirnak’in Sipivyan köyünde gerceklestirilen bir eylemde 20 cete cezalandirildi. (Serxwebun, Özel Sayi:13, Agustos 1988, s.33).
- 22 Mayis 1988: Cukurca’da gerceklestirilen bir eylemde, halk milisleri tarafindan ibret olsun diye, 4 cetenin ayagina nal cakildi (Serxwebun, Özel Sayi:13, Agustos 1988, s.33).
- 2 Agustos 1993: Batman’da Karamese köyünde 1 saglik ocagi ve 1 ilkokul gerillalar tarafindan atese verildi. (Serxwebun, Sayi: 140, Agustos 1993, s.28).
- 3 Agustos 1993: Dersim-Elazig yolu üzerinde bulunan 1 un fabrikasi gerillalar tarafindan yakildi. (Serxwebun, Sayi: 140, Agustos 1993, s.28).
- 31 Aralik 1994: Kulp-Seyhhamza köyüne gerilla baskini; 30’a yakin köylü öldürüldü. (Serxwebun, Sayi: 157, Ocak 1995, s.25).
- 16 Ocak 1995: Baykan-Madaran köyüne ait minibüs, gerillalarin dösedigi mayina carparak imha oldu. 4 kisi öldü. (Serxwebun, Sayi: 157, Ocak 1995, s.25).
- 23 Ocak 1995: Istanbul-Halkali’da AEG firmasina ait 1 bina gerilla timlerince bombalandi. (Serxwebun, Sayi: 157, Ocak 1995, s.25).
- 2 Mart 1995: ARGK kurallarina uymayan Diyarbakir Lüks firmasina ait bir otobüs Diyarbakir’da yakildi. (Serxwebun, Sayi: 159, Mart 1995, s.26).
- 3 Mart 1995: Yüksekova’ya bagli Germik köyündeki saglik ocagi yakilarak imha edildi. (Serxwebun, Sayi: 159, Mart 1995, s.26).
Tüm bu katliamlar terör örgütünce, sözde hainlik yapan kürtlere karşı işlenmiştir. Yeri gelince kendi soydaşlarını gözü kırpmadan katleden bu caniler acaba bugün kime karşı neyin kalkanı oluyorlar?
|
Av.Fırat Bayındır |
Tapu Kadastro Genel Müdürlüğünün verilerine göre bir yıl içinde 4.105 parça gayrımenkul yabancılar tarafından satın alındı.
Ankara,İstanbul,İzmir dışında HATAY,Muğla,Mersin,Adana,Gaziantep iilgi çeken illerin başında geliyor.
HATAY'DA 118.000.000 m2
Muğla'da 1.838.000 m2
Mersin'de 1.066.000 m2
Antakya ve İskenderun yani HATAY bölgesi gerek ticaret yolları,gerekse doğu Akdenizin güvenliği açısından jeostratejik bir bölge olması nedeniyle her zaman ilgi odağı olmuştur. Satı alınan taşınmazların miktarına dikkatinizi çekmek istiyorum YÜZONSEKİZMİLYON METREKARE!
Bu alımların hepsi yabancılar adına değil elbette.Alımların büyük çoğunluğu yabancılar adına yerel insanlarımız tarafından yapılıyor. Hatay'da özellikle Suriye uyrukluların mülk edinmeleri mümkün değildi.
İlginç olaylar yaşıyoruz gerçekten. Bizimkiler çocuk doğurmak için Amerika'ya giderken İsrailoğulları URFA Hastanelerinde doğum yapıyorlar.
Bizimkiler Hatay'daki topraklarını satıp Miami Beach'de malikane alırken elin oğlu Hatay'da toprak alıyor.
Neler oluyor bize böyle?
ceteris paribus |
Av.Fırat Bayındır |
İSRAİL'DE AKP'YE TÜRK LOKUMU BENZETMESİ
AKP Genel Başkan Yardımcısı Şaban Dişli ile AKP’li milletvekilleri Egemen Bağış, Ömer Çelik ve Mevlüt Çavuşoğlu’ndan oluşan heyet, dün ilk olarak İsrail Milli Güvenlik Kurulu’nu ziyaret etti. Daha sonra Dişli, bir başka yurtdışı programı nedeniyle Tel Aviv’den ayrıldı. Üç kişi kalan AKP heyeti, daha sonra İşçi Partisi lideri Peres ile buluştu. AKP heyeti Peres’e, Kütahya işi bir kahve takımı ve Türk lokumu hediye etti. Egemen Bağış hediyeyi, ‘Size Türk lokumu getirdik’ diye sundu. Peres de, ‘Ne gerek vardı, zaten sizin partiniz Türk lokumu’ karşılığını verdi.
Haber Giriş Zamanı : 12:27:37 - 02.09.2004 53
başka bir yoruma gerek var mı?
ceteris paribus |
Lawless1 |
Niye Israilli kadinlar Urfa'da dogum yapiyorlar?
|
Av.Fırat Bayındır |
ilahi Lawless,
bizimkiler neden ABD'de doğum yapıyorlar? Doğan çocukları ABD vatandaşı olsun diye.
ceteris paribus |
Av.Fırat Bayındır |
Oğlunu şehit veren acılı baba terör örgütlerine ve yandaşlarına tepkisini göstermek için açlık grevine başladı.
Terör örgütüne ve yandaşlarına tepki göstermek amacıyla Adana'dan yürüyerek Bursa'ya gelen şehit yakını Ali Çelik, Mudanya'da açlık grevine başladı.
Haber Giriş Zamanı : 19:05:15 - 01.09.2004 1132
ceteris paribus |
Lawless1 |
Vallahi! Alisinkay saka yapiyor zannettim. Niye MGK izin veriyor bu duruma? MGK'nin yapici, ve saygili elestiriye acik oldugunu duydum, onun icin korkmadan yaziyorum. Aramizda imza toplasak, bizleri dinleyecek bir kanal bulabilir miyiz? Caresizlik hissediyorum bu olanlarin karsisinda hic bir sey yapamamaktan, cunki tehlikeyi gorebiliyorum. Bizler toleransli buyutulduk bu isin yabanci dusmanligiyla alakasi yok, herkesi severiz, ama misafirperver, guleryuzluyuz diye butun yurdu niye satiliga cikaralim? Hem de onlar Turkiyeliyi vizesi yoksa turist olarak ulkelerine almazken! Benim Turkiye insanina istihdam saglayacak, bir kac yabanci sirkete (kimseye TC vatandasligi vermeden) sozum yok, onlar anlasmali gelir, zamani gelince de cikar giderler ama Turkiye'nin demografisini degistirecek bir alim-satim, vatandaslik oyunlari donuyor gibi bu yazilanlardan cikarabildigim kadar.
Senol, Leyla Zana'nin demeci cok ilginc, haberi veren saptirmis olmasin. Ben baris ve AB yanlisi diye biliyordum kendisini. Aklini mi kacirdi, bu islerin terorle olmayacagini anlamasi gerek artik.
|
Saltuk |
Sevgili Lawless1,
"Kataranı kaynatsan da olur mu? hiç şeker ....... çeker" :)
Saltuk |
av.senol |
Tv. de bir tartışma programı, konu ruhban okulu. Yunanlı gazeteci diyor ki 'Türkiye de yetişen papazların dünyanın birçok ülkesine atanması Türkiye için olumlu bir lobi olur'. Türkiyenin işi gücü yok dünyaya papaz ihraç edecek. Bir de diyor ki' papazlık bir meslek değil bir yaşam biçimidir, o yüzden YÖK e bağlanmamız söz konusu olamaz özel statümüz olmalı'.
Yapımcı soruyor Batı Trakyada müslümanlar kendi müftüsünü seçemezken, siz dünyaya papaz ihraç etmekten bahsediyorsunuz? Cevap Yunanistanda insan haklarının ihlal edilmesi Türkiye dede ihlal edilmesini gerektirmez.
İyi de güzel kardeşim kendi ülkesinde hiçbir hak hukuk tanımayanların, bizim ülkemizde böyle taleplerde bulunması ve devletimizin buna hiç ses çıkarmaması normal mi?
|
Lawless1 |
Ekumenlik bence hic bir surette taninmamalidir. Ekumen olan patrikhane devlet icinde devlet haline gelecektir. Vatikan gibi bir olusum. Bogaz'da kimsenin mudahale edemeyecegi bir deniz yolu cikisi ve egemen topraklar talep edecekler. Olmaz boyle sey. Ruhban okuluna gelince de benim cevabim gene hayir ama AB'nin zoruyla bunu razi olacaklar. Turkiye disaridan gelen papazlara vatandaslik vermek zorunda birakilacak. Peki egitime gelen Yunanli papazlar turkiye'de hangi kilisede kime papazlik yapacaklardir mezun olunca? Nereye gitmeye calistiklarini gormek zor degil, Turkiye'nin demografisini degistirmek amac. Zengin ve iyi organize etnik topluluklar, bir ulkenin politikasini sayilarina ters orantili sekilde etkileyebiliyorlar. AB uyesi bile degiliz, bizim ne gibi bir yukumlulugumuz var bunlara izin vermeye? AB vatandaslarinin ancak Turk vatandas onlarin ekonomik duzeyine ciktiktan sonra, ve Turkiye AB'ye tam uye oldugu vakit buraya gelme hakki dogar. O zamana kadar kim ole kim kala.
|
Lawless1 |
Senol haklisin arkadasim. Ama herseyi devletten beklemeyelim diyorum. Bakin dogru karar vermiyorlar, veremiyorlar. Halkinda yapabilecegi seyler var. Yasar Nuri Ozturk cok guzel bir yazi yazmis, bizi lise mezunu, dil bilmeyen, hic bir birikimi olmayan kisiler yonetiyor diyor. cok hakli.
Saltuk, yazdigin deyimi ben hic duymadim o yuzden bana kufur mu ediyorsun yoksa ayni fikirdeyim mi diyorsun cikaramadim. :-)
|
av.senol |
Herşey uluslarası alanda kamuoyu oluşturmak, maalesef bizim yapamadığımız şey. O kadar haklı olduğumuz konu var ama bir türlü gündem oluşturamıyoruz. Bizimde Batı Trakyayı gündemde tutmamız lazım. Orada halk tarafından seçilen müftünün devletçe tanınmaması, burada patriğin devletçe muhatap alınması; Türkler kendi ibadet edecekleri Camiyi bile onaramazken, ortodoksların Türkiye için değil diğer ülkelere papaz yetiştirmek için okul açmak istemeleri.
Dünyanın birçok havaalanında insanların sırf müslüman oldukları için gördükleri aşağılayıcı muameleler. Bu noktalarda kamuoyu oluşturmamız lazım.
|
Av.Ragıp Atay |
Yabancıya mülk satışına koşul
Ankara
Tüketiciyi korumaya ‘kızılötesi’ tasarısı
Anayasa Mahkemesi, bazı koşullarda yabancılara taşınmaz satışını öngören yasa hükümlerini, oy birliğiyle iptal etti. Karar, Resmi Gazete'de yayımından başlayarak 3 ay sonra yürürlüğe girecek.
Anayasa Mahkemesi Başkanvekili Haşim Kılıç, gazetecilere yaptığı açıklamada, bugünkü toplantıda CHP'nin 4916 Sayılı Çeşitli Kanunlarda ve Maliye Bakanlığı'nın Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun'un bazı maddelerinin iptali ve yürürlüklerinin durdurulması istemiyle açılan davayı esastan görüştüklerini söyledi.
Kılıç, yasanın Tapu Kanunu'nun 35. maddesini değiştiren 19. maddesinin oy birliğiyle iptal edildiğini belirtti.
YENİ DÜZENLEME GEREKİYOR
Kararın Resmi Gazete'de yayımlanmasından başlayarak 3 ay sonra yürürlüğe girmesinin kararlaştırıldığını ifade eden Kılıç, yapılan ve devam eden işlemler bulunduğunu, iptal kararıyla yasal boşluk doğacağını, bu nedenle de kararın yürürlüğe girmesi için 3 ay süre verildiğini kaydetti.
Kılıç, 3 ay sonunda, yasanın yürürlükten kalkacağını belirterek, oluşan yasal boşluğu gidermesi için yasa koyucunun bu sürede yeni bir düzenleme yapması gerektiğini söyledi.
KILIÇ: BU KARAR, YABANCILARA HİÇ MAL SATILAMAZ ANLAMINDA DEĞİL
Bu kararın yabancılara “hiç mal satılamaz” anlamında olmadığını belirten Kılıç, bu konuda getirilen yasal güvence ve sınırlamaların yeterli görülmediğini ifade etti.
İptal edilen düzenleme, karşılıklı olmak ve kanuni sınırlamalara uyulmak kaydıyla, yabancı uyruklu gerçek kişiler ile yabancı ülkelerde bu ülkelerin kanunlarına göre kurulan tüzel kişiliğe sahip ticari şirketlerinin Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde taşınmaz edinebileceklerini öngörüyor.
Düzenleme ayrıca, yabancı uyruklu gerçek kişiler ile yabancı ülkelerde bu ülkelerin kanunlarına göre kurulan tüzel kişiliğe sahip ticaret şirketlerinin 30 hektardan fazla taşınmaz edinebilmesini Bakanlar Kurulu'nun iznine tabi kılıyor.
İPTAL İSTEMİ REDDEDİLEN HÜKÜMLER
Anayasa Mahkemesi Başkanvekili Kılıç, 4916 Sayılı Yasa'nın 9. maddesiyle 4706 Sayılı Kanun'a eklenen geçici 5. maddesi, geçici 2. maddesinin iptal isteminin reddedildiğini bildirdi.
Kılıç, 4916 Sayılı Yasa'nın 30. maddesiyle düzenlenen hükmün iptal istemi hakkında bu konuda yasa değişikliği yapıldığı için “karar vermeye yer olmadığına” karar verildiğini söyledi.
(aa)
|
alisinkay |
Askeri iç güvenlikten çekme tezgâhı
Ajanların kışkırtmasıyla patlak veren olaylar, hainlerin emellerine hizmet etti. Bölücü teröristlerle mücadele, polisin üzerine yıkılıyor
AB#8217;nin yeniden yapılandırma raporlarında yer alan #8220;Türk askerinin iç güvenlikteki etkinliği azaltılsın. Sivil otoritenin yetkileri artırılsın#8221; tavsiyeleri, hükümet tarafından uygulanma aşamasına getirildi. İlk adım olarak da Emniyet Genel Müdürlüğü, Doğu ve Güneydoğu#8217;da bulunan 4 il#8217;de Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğü kuracak.
Asker pasifize edilliyor
BÖYLECE hükümetçe MGK toplantısına getirilen ancak #8220;Türkiye#8217;nin özel koşulları nedeniyle askerin iç güvenlikteki rolünün ihmal edilmesi mümkün değildir#8221; gerekçesiyle komutanlar tarafından şiddetle reddedilen tez, AB şartlarına uydurularak TSK pasifize edilmek isteniyor.
AB#8217;nin dediği oldu
MGK#8217;da reddedilen #8216;asker iç güvenlikten çekilsin#8217; önerisi, Doğu ve Güneydoğu#8217;da 4 şehire kurulacak Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğü ile hayata geçiriliyor.
Avrupa Birliği#8217;nin açıkladığı hemen hemen tüm raporlarda yerini bulan #8216;Türk askeri İç güvenlikten çekilsin veya askeri olarak Genelkurmay Başkanlığı#8217;na, idari olarak İçişleri Bakanlığı#8217;na bağlı olan Jandarma Genel Komutanlığı üzerindeki sivil otorite arttırılsın#8217; ifadesi yavaş yavaş hayata geçiriliyor. Emniyet Genel Müdürlüğü, Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi#8217;nde bulunan 4 ile Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğü kurmaya hazırlanıyor.
4 İLE ÇEVİK KUVVET
Emniyet Genel Müdürlüğü yetkililerinden alınan bilgiye göre, Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi#8217;nde bulunan 11 ilin Valisi#8217;nden Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğü kurulması yolunda gelen talepleri inceleyen Emniyet Genel Müdürlüğü, son günlerde yaşanan olayları dikkate alarak, aralarında Hakkari#8217;nin de bulunduğu 4 ilin talebine olumlu bakıyor.
GÜNDEME GELMİŞTİ
Türkiye genelinde halen 33 ilde Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğü bulunduğunu kaydeden Emniyet yetkilileri, 11 ilde daha Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğü kurulması yolunda daha önceden talep geldiğini, ancak Güneydoğu#8217;da son günlerde artan olaylar sonrasında Hakkari, Tunceli, Siirt ve Bingöl illerinin taleplerini olumlu karşıladıklarını kaydetti.
Bölgedeki olaylarla ilgili son 2 yıllık verileri inceleyen Emniyet Genel Müdürlüğü, bölgede konuşlandırılacak olan Çevik Kuvvet Şube Müdürlükleri#8217;ne bağlı personel sayısını ise bu verilere dayanarak belirleyecek. Son olaylar da göz önünde bulundurularak, Hakkari#8217;de 80 ila 100 kişi arasında bir kuvvetin konuşlandırılması planlanıyor.
Askerin iç güvenlik hizmetlerinden çekilmesi gerektiği daha önceden de gündeme gelmişti. Geçtiğimiz Haziran ayında gerçekleştirilen ve Milli Güvenlik Siyaset Belgesi#8217;nin şekillendirildiği Milli Güvenlik Kurulu toplantısında Hükümet üyeleri tarafından dillendirilen #8220;Türkiye#8217;deki asker #8216;AB standartları çerçevesinde çizilecek yeni pozisyon ile iç güvenlikten uzaklaştırılıp, dış güvenliğin sağlanmasında görev almalı#8221; isteği askeri kanat tarafından tepkiyle karşılanmıştı.
ASKERDEN SERT YANIT
AKP Hükümeti ile Genelkurmay Başkanlığı arasında gerginliğe neden olan isteğe askeri kanadın cevabı ise #8220;Türkiye#8217;nin özel durumundan kaynaklanan koşullar nedeniyle askerin iç güvenlikteki rolünün ihmal edilmesi mümkün değildir#8221; olmuştu.
|
alisinkay |
» AKLI KARIŞIKLAR PARTİSİ'NDEN YENİ BİR TİYATRO MU?
Tarih: 18.11.2005 Saat: 16:56
Konu: Haberler
Yeniçağ Gazetesi Yazarı Hasan ÜNAL'ın 18.11.2005 Tarihli Köşe Yazısı
Başbakan Erdoğan Roj TV krizini neden çıkardı? Eğer Roj TV terör örgütünün doğrudan uzantısıysa, -ki Erdoğan son krizde bunu söylemiştir-, 6 Ekim 2004 günü Avrupa Konseyi Parlamenterler Assamblesi'nde Erdoğan konuşma yapmış ve bu konuşma Roj TV tarafından baştan sona görüntülenmişti.
Erdoğan'ın, 2002 seçimlerinin ardından Strasbourg'da Avrupa Parlamentosu'na düzenlediği ziyarette, sadece PKK'nın yayın organları değil, örgütün Avrupa sorumluları Erdoğan'ın tam karşısında neden oturuyordu?
17 Aralık 2004 tarihinde, Erdoğan'ın Brüksel Conrad otelinde düzenlediği basın toplantısında PKK'nın yayın organları oradaydı. Roj TV Erdoğan'a soru da yöneltti. Aynı PKK organları Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'e Başbakan sıfatıyla Strasbourg'da Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi'nde Ocak 2003'te düzenlediği ziyaret sırasında yaptığı basın toplantısında soru sormuşlardı; PKK'nın yayın organları yıllarca Türkiye'nin de finansmanına katkıda bulunduğu Avrupa Konseyi'nin içinde rahatça at koşturuyorlar.
Basın toplantılarına katılıyorlar ve Avrupa Konseyi'nin Avrupa çapında yürüttüğü faaliyetleri yakından izliyorlar. Erdoğan hükümeti bu faaliyetlere bu kadar zamandır neden hiç karşı çıkmadı?
Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi toplantıları için geçmişte ve günümüzde Strasbourg'a gelen TBMM üyesi parlamenterler, kimi zaman bilinçlice, bazen de bilinçsizce gerek PKK'nın yayın organlarının temsilcileri gerekse PKK'nın Avrupa örgütleri bünyesinde lobi faaliyeti yürüten temsilcileriyle oturup sohbet ediyor, görüşüyorlar. Gelecek hafta AB ile Türkiye arasındaki Karma Parlamento Komisyonu'nun toplantısı yapılacak. Avrupa Parlamentosu ve TBMM üyeleri bir araya gelecekler. Her zaman olduğu gibi toplantıların büyük bölümü basına açık gerçekleşecek ve AB'de akredite olan PKK medyası bu toplantıları izleyebilecek#8230;Bakalım Erdoğan'ın Kopenhag tavrından sonra ne değişecek?
Bu soruları dünkü NTV'nin internet sitesinde Strasburg muhabiri K. Karaca sormaktaydı. Bu soruların üzerinde dikkatle durmakta fayda var. Hakikaten Aklı Karışıklar Partisi görüntüsü veren AKP yeni mi uyanmaktadır Roj TV gerçeğine? Yoksa bu da PKK, devlet-millet bütünlüğü veya dış politika konularında arada bir yapılan; ama hemen sonrasında unutulan; ardından da büyük tavizlerin verilmesini gölgeleyen milli makyajlı AKP açıklamalarından ve oyunlarından birisi midir?
Unutmayalım AKP ve Başbakan Erdoğan ne zaman dış politikada, örneğin Kıbrıs konusunda milli muhtevalı bir şeyler söylese hemen ardından büyük bir takım tavizler veya en azından taviz girişimleri söz konusu oluyor. Bu tür açıklamalar söz konusu tavizleri perdelemeye yönelik girişimler olmaktan öteye gidemiyor. Burada da böyle bir durum söz konusu gibi. Eğer Erdoğan'ın Roj TV çıkışına rağmen Karaca'nın yukarıda sorduğu sorulara ilişkin yeni bir tavır sergilenmezse bu da aynı doğrultuda bir yanıltma çabası olarak tarihe geçecektir.
Erdoğan'ın AB'den beklentilerine karşılık alamaması ve/veya erken seçim ihtimaline göre bir aldatmacı milli duruş ihtiyacı da bu girişimde etkili olmuş olabilir. Ama milli sahanın sahipleri artık yerlerinde bir kaç yıl öncesine göre oldukça sağlam ve kendilerinden emin duruyorlar. AKP kendi gayri milli çizgisinde devam etmek etmek zorunda#8230;
|
alisinkay |
Bir arkadaşımın iletisini sizlerle paylaşmak istedim.Tüm bu forumun bir özeti gibi.Şu anda ismini vermek istemiyorum.Belki kızar falan :) Umarım kendisi de bu forumda yorumlarını yazacaktır.
Hazırlayanların ellerine sağlık.
Lİnk aşağıdadır.
[url]https://www.hemenpaylas.com/download/402169/Turkiyeuzerindekioyunlar.pps.html[/url] |
alisinkay |
Bu arada bu forumdaki yazılarımı neden sildiğimi de açıklamak istiyorum.
Çünkü sevgili arkadaşım Nilgül ile yaptığımız özel yazışmalarda bu yazılarımdan dolayı çok fazla tepki aldığımı duydum.
Hatta öylesine tepkiler aldım ki, Nilgül'le arkadaşlığımız bile sorgulanmaya başlandı.
Benim gibi bir kafatascı nasıl olurda onunla arkadaş olabilirdi.
Ama forumu yeni okuyan arkadaşlarım fazla birşey kaçırmadınız yukarıdaki linkte vermiş olduğum sunum benim tüm yazılarımın sanki çarpıcı bir özeti gibiydi.
Bu yüzden arkadaşıma da tekrar teşekkür ediyorum. |
mahmuuti |
sezer ne yapıyor Allahınızı severseniz. Türkiyenin başında oturan bir kişi sadece. Başka bir şey yapmıyor sadece oturup reddetmesini biliyor. Onu yaparken de objektif olamıyor....
quote:dedik ya Yüce Allahın eli yok diye. Şu Diyarbakır Belediyesi olayı olmasaydı Yerel Yönetimler ile ilgili yasa belki çok rahat çıkacaktı. İyi ki böyle bir olay oldu ve iyi ki Sayın Sezer var.
ceteris paribus
Ekleyen: Av.Fırat Bayındır - 19/08/2004 : 17:10:28
|
|
Av.Fırat Bayındır |
Sayın Sezer, Cumhurbaşkanlığı görevi neyi gerektiriyorsa onu yapıyor. Sayın Sezer' i mahalle ağzıyla işkembeden atarak eleştirmek haddimiz değil. |
Av.Yasemin Kutluğ |
ALİŞİNKAY, VERDİĞİNİZ LİNKİ OKUDUM. BİRÇOĞU ZATEN BİLDİĞİMİZ, SEZDİĞİMİZ ŞEYLER DE, ACI OLAN GERÇEKTEN DE DEVLET VE HÜKÜMET KANADININ GAFLET, DALALET VE HATTA BELKİ HIYANET İÇİNDE OLMASI ANCAK BİREY OLARAK DAMARLARIMIZDAKİ ASİL KANLA YAPACAKLARIMIZIN DA SINIRLI BULUNMASI. TÜRKİYE ÜZERİNDE OYNANAN OYUNLARI OKUDUM; -EĞER DOĞRUYSA-ŞANLIURFA'DA DOĞUM YAPAN 2.000 YAHUDİ KADIN HABERİ, BİR HUKUKÇU OLMAMA RAĞMEN BENDE, HADİ CANIM BURASI AMERİKA MI, DÜŞÜNCESİ OLUŞTURDU. ANCAK VATANDAŞLIK KANUNU'NA BAKTIM VE EVET BU MÜMKÜN. BAZEN TÜM SÖMÜRGEN YAPISINA RAĞMEN İNGİLTERE'YE GIPTA EDİYORUM. ADAMLARIN YILLARDIR DEVAM EDEGELEN MÜTHİŞ BİR DİPLOMASİLERİ VE DEVLET POLİTİKALARI VAR. HERŞEY YILLAR ÖNCESİNDEN ÖNGÖRÜLÜ VE PLANLI. LEHE OLAN DURUMLARI İLMİK İLMİK ÖRÜYORLAR YILLAR İÇİNDE. BİZ DE GÜNÜ KURTARIRSAK, EYVALLAH DİYİP, KENDİMİZİ BAŞARILI GÖRÜYORUZ. ALLAH SONUMUZU HAYIRLI ETSİN. |
karakolal |
TÜRKİYE BU KAFAYLA 1919 ŞARTLARINA GİDİYOR BU ÇOK AÇIK GÖREN GÖZLER TARAFINDAN GÖRÜLÜYOR.
TÜRKİYE ABD VE İSRAİL İN PİYONU OLMAYI BIRAKACAK VE ATATÜRK ÜN TÜRK MİLLETİ VE BAĞIMSIZLIK İLKELERİ IŞIĞINDA YÜKSELECEKTİR.
YOKSA EKONOMİYİ İMF YE YÖNETİMİ DE AB YE İHALE EDİP BU SORUMLULUKLARDAN KAÇMAK MÜMKÜN DEĞİL.EĞER BU ÇOĞRAFYADA YAŞAMAK İSTİYORSAN,BAĞIMSIZ VE KOMŞULARLA BERABER YAŞAYACAKSIN.ABD VE İSRAİL İN POLİTİKALARI TÜRKİYE İLE ORTA VE UZUN VADEDE ÖRTÜŞMEMEKTEDİR.AMAÇLARI ÖNCE KÜRDİSTAN DAHA SONRA İSE KÜRDİSTANI YIKIP BÜYÜK ERMENİSTANI OLUŞTURMAKTIR.EKONOMİNİN KRİZ ALTINDA TUTULMASI BU POLİTİKALARA TÜRKİYENİN BAŞEĞMESİ İÇİNDİR.2001 KRİZİNE TÜRKİYEYİ SOKAN İMF ,YİNE KRİZE NEDEN OLACAKTIR.ESKİ HAÇLILAR BU SEFER EKONOMİK SAVAŞLARLA MİSYONLARINA DEVAM EDİYORLAR.
İRAN DAN SONRA SURİYE SONRASI İSE TÜRKİYE .ÖNCE TÜRKİYENİN EKONOMİSİNİ MAHVETTİLER.ŞİMDİ İSE PARSELLEMEYE BAŞLADILAR. |
Bugünün tarihi: 03/05/2025 08:43:15 |