Av.G.A |
Halit KAKINÇ
hkakinc@stargazete.com
Her şeye karışamaz çünkü yasalar var!
Herkes her şeye karışıyor yahu!’ diye yazdık. İstanbul Barosu Başkanı Kazım Kolcuoğlu’nun, Sakarya’daki tren kazasına ilişkin inceleme yapmasının yasal olmadığını söyledik.
Tartışma, ekranlara taşındı. İzleyemeyenler için yasaları burada da zikretmek istiyorum. İşe yarayabilir. Ne de olsa, söz uçar - yazı kalır.
Tereciye tere satmak tuhaf ama, İstanbul Barosu’nun Mekece Ziyareti, ne meşru idi ne de kanuna uygundu. Çünkü, Avukatlık Kanunu’nun 8. kısmına ters düşüyordu. Bu bölümde, Barolar’ın Kuruluş ve Nitelikleri, 76. Madde’de şu şekilde sıralanmaktaydı: Barolar, avukatlık mesleğini geliştirmek, meslek mensuplarının birbirleri ve iş sahipleri ile olan ilişkilerinde dürüstlüğü ve güveni sağlamak; meslek düzenini, ahlakını, saygınlığını, hukukun üstünlüğünü, insan haklarını savunmak ve korumak, avukatların ortak ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla tüm çalışmaları yürüten, tüzel kişiliği bulunan, çalışmalarını demokratik ilkelere göre sürdüren kamu kurumu niteliğinde meslek kuruluşlarıdır.
17.06.1997 tarihli değişiklikle şu cümle eklenmişti: Barolar, kuruluş amaçları dışında faaliyette bulunamazlar!
Burada kuruluş amacı dışında bir faaliyet söz konusuydu.
Kuruluş amaçlarında
tren kazasına yer yok
Olay, Avukatlık Kanunu’nun Avukatlığın Amacı’nı tanımlayan 2. maddesi ile de uyuşmuyordu. Avukatlığın amacı şöyle tarif edilmekteydi: Avukatlığın amacı, hukuki münasebetlerin düzenlenmesini, her türlü hukuki mesele ve anlaşmazlıkların adalet ve hakkaniyete uygun olarak çözümlenmesini ve hukuk kurallarının tam olarak uygulanmasını her derecede yargı organları, hakemler, resmi ve özel kişi, kurul ve kurumlar nezdinde sağlamaktır. Avukat, bu amaçla hukuki bilgi ve tecrübelerini adalet hizmetine ve kişilerin yararlanmasına tahsis eder.
Ne baroların ne de avukatlık mesleğinin kuruluş amaçlarının arasında tren kazası yoktu.
Bunun adı, durumdan
vazife çıkartmaktır
Avukatlık Kanunu’nun 9 alt-madde ile Baro Başkanı’nın görevlerini sıralayan 97. Maddesi’nde de Baro Başkanı’nın görevleri şu şekilde sıralanmaktaydı:
1- Baro’yu temsil ve yönetim kuruluna başkanlık etmek.
2- Genel kurul, yönetim kurulu ve disiplin kurulu kararlarını yerine getirmek ve günlük işlemleri yürütmek.
3- 95’inci madde gereğince verilen izin ve yetki dairesinde baro adına iltizam ve iktisapta bulunmak, yüklenmelere girişmek. Baroya yapılan bağışları kabul etmek ve bütçeyi uygulamak.
4- Mahkeme ve resmi dairelerde baroyu temsil edecek ve savunacak avukatları tayin etmek.
5- Avukat sicillerinin Türkiye Barolar Birliği tarafından gönderilen örneğine uygun olarak düzenlenmesini ve korunmasını sağlamak.
6- Meslek onuru ve bağımsızlığı ile işlerde kanunlar ve meslek kurallarının gereğini her türlü organlara karşı savunmak ve bu konuda doğrudan doğruya veya dolayısıyla kendisini göreve zorlayan hususları yapmak.
7- Baro’nun ve yönetim kurulunun çalışmaları hakkında her yıl Türkiye Barolar Birliği’ne yazılı bir rapor vermek.
8- Başkanlık divanı olmayan barolarda, divanın diğer üylerine ait görevleri yerine getirmek ve yetkilerini kullanmak.
9- Kanunlarla verilen diğer yetkileri kullanmak.
Tren kazası, bu maddede de mevcut değildi. Böyle bir faciaya seyirci mi kalalım mantığı, yanlıştı. Bunun adı, Durumdan vazife çıkartmak oluyordu.
Yarın bu konuyu sürdürelim.
(Son felaketin mağdur ailelerine başsağlığı diliyorum. Hepimize geçmiş olsun ve ne olur, artık bu son olsun.)
Star Gazetesi (Halit Kakınç)
https://www.hukuki.net |