Hukuki.NET


05/05/2025  Eski forum arşivi bölümü

Hukuksal Tartışmalar




 


Forum:
haciz-istihkak
cesiblue merhaba benim kredi kartı borcumdan dolayı icra takibi başladı banka avukatları evime haciz geleceğini söylüyorlar bu ev ailemin oturduğu ev ve kiracıyız kontratta babannemin üzerine benim yasal ikamet adresimde bu evin adresi değil fakat bankada ikamet adresi olarak bu evin adresi gözüküyor sorum şu -ailemin evini haczedebilirlermi cereyancesiblue
Av.Tayfun Eyilik İcra iflas yasasına göre borçlunun bulunduğu yaşadığı yerdeki mallar borçlunun sayılır ve haczedilir. Malın sahipliği konusunda hak iddia eden kişi istihkak iddiasında bulunur. ve tutanağa yazdırır. MENKUL VE GAYRİMENKUL MALLARIN HACZİ MADDE 85 - (Değişik: 3890 - 3.7.1940) Borçlunun kendi yedinde veya üçüncü şahısta olan menkul mallar ile gayrimenkullerinden ve alacak ve haklarından alacaklının ana, faiz ve masraflar da dahil olmak üzere bütün alacaklarına yetecek miktarı haczolunur. (Değişik 2. fıkra: 3494 - 9.11.1988) Borçlu (Ek ibare: 4949 - 17.7.2003 / m.20) "yahut borçlu ile birlikte malı elinde bulunduran şahıslar", menkul mal üzerinde üçüncü bir şahsın mülkiyet veya rehin hakkı gibi sınırlı bir aynî hakkının bulunması veya menkul malın üçüncü şahıs tarafından haczedilmiş olması halinde bu hususu haciz yapan memura beyan etmek ve beyanının haciz tutanağına geçirilmesini talep etmek, haczi yapan memur da borçluyu (Ek ibare: 4949 - 17.7.2003 / m.20) "yahut borçlu ile birlikte malı elinde bulunduran şahısları" bu beyana davet etmek zorundadır. Bu tür mallar ile üçüncü şahıs tarafından ihtiyaten haciz veya istihkak iddia edilmiş bulunan malların haczi en sonraya bırakılır. 2- ÜÇÜNCÜ ŞAHSIN İSTİHKAK İDDİASI MADDE 97 - (Değişik: 538 - 18.2.1965)İstihkak iddiasına karşı alacaklı veya borçlu tarafından itiraz edilirse, İcra müdürü dosyayı hemen tetkik merciine verir. Merci, dosya üzerinde veya lüzum görürse ilgilileri davet ederek mürafaa ile yapacağı inceleme neticesinde varacağı kanaate göre takibin devamına veya talikına karar verir. İstihkak davasının sırf satışı geri bırakmak gayesiyle kötüye kullanıldığını kabul etmek için ciddi sebepler bulunduğu takdirde merci takibin talikı talebini reddeder. Takibin talikına karar verilirse, haksız çıktığı takdirde alacaklının muhtemel zararına karşı davacıdan 36 ncı maddede gösterilen teminata alınır. Teminatın cins ve miktarı mevcut delillerin mahiyetine göre takdir olunur. Takibin devamına dair verilen merci kararı temyiz olunamaz. Üçüncü şahıs, merci kararının tefhim veya tebliğinden itibaren yedi gün içinde tetkik merciinde istihkak davası açmaya mecburdur. Bu müddet zarfında dava edilmediği takdirde üçüncü şahıs alacaklıya karşı iddiasından vazgeçmiş sayılır. Kiralanan yer veya sicile kayıtlı gemilerdeki hapis hakkına tabi eşya ile ilgili istihkak davaları Borçlar Kanununun 268 inci maddesinin 1 inci fıkrasında yazılı hükümlere uygun olmadıkça talik emri verilemez. Dava esnasında 106 ncı maddedeki müddetler cereyan etmez. Yukarıdaki hükümler dairesinde kendisine istihkak talebinde bulunmak imkânı verilmemiş olan üçüncü şahıs, haczedilen şey hakkında veya satılıp da bedeli henüz alacaklıya verilmemişse bedeli hakkında, hacze ıttıla tarihinden itibaren yedi gün içinde, tetkik merciinde istihkak davası açabilir. Aksi takdirde aynı takipte bu iddiayı ileri sürmek hakkını kaybeder. Bu halde davacının talebi üzerine merci hâkimi takibin talik edilip edilmemesi hakkında yukardaki hükümler dairesinde acele karar vermeye mecburdur. Bu karar diğer taraf dinlenmeksizin de verilebilir. İstihkak davası neticelenmeden mahcuz mal paraya çevrilmiş bulunursa merci hâkimi işbu bedelin yargılama neticesine kadar ödenmemesi veya teminat karşılığında veya halin icabına göre teminatsız derhal alacaklıya verilmesi hususunda ayrıca karar verir. İstihkak davasına umumi hükümler dairesinde ve basit yargılama usulüne göre bakılır. Mahcuz eşya ile ilgili olarak icra müdürüne dermeyan edilen iddiada üçüncü şahıs ve borçlunun birleşmeleri alacaklıya müessir değildir. Üçüncü şahsın bu iddiasını ispat etmesi lâzımdır. Ancak üçüncü şahsın mahcuz eşyanın kendisinin mülkü veya kendisine merhun olduğu hakkındaki iddiasının borçlu tarafından kabulü kendi aleyhine delil teşkil eder ve ileride bu ikrara aykırı hiçbir iddiada bulunamaz. (Değişik 13 . fıkra: 3494 - 9.11.1988) İstihkak davası üzerine takibin talikine karar verilip de neticede dava reddolunursa alacaklının alacağından bu dava dolayısiyle istifası geciken miktarın yüzde kırkından aşağı olmamak üzere davacıdan tazminat alınmasına hükmolunur. Davanın reddi hakkındaki kararı temyiz eden istihkak davacısı icra dairesinden 36 ncı maddeye göre mühlet istiyebilir. İstihkak davası sabit olur ve birinci fıkra gereğince istihkak iddiasına karşı itiraz eden alacaklı veya borçlunun kötü niyeti tahakkuk ederse haczolunan malın değerinin yüzdeonbeşinden aşağı olmamak üzere itiraz edenden tazminat alınmasına asıl dava ile birlikte hükmolur. Koca aleyhine yapılmış bir hacizde karı şahsi malları üzerindeki haklarının Medeni Kanunun 160 ıncı maddesi hükmüne tabi olmaksızın kendisi takip edebilir. İstihkak davasına karşı haczi yaptıran alacaklı bu Kanunun 11 inci babı hükümlerine dayanarak ve muvakkat veya katî aciz belgesi ibrazına mecbur olmaksızın mütekabilen iptal davası açabilir. Dava ve mütekabil davada tarafların gösterecekleri bütün delilleri hâkim serbestçe takdir eder. İstihkak davaları süratle ve diğer davalardan önce görülerek karara bağlanır. İSTİHKAK DAVALARINDA MÜLKİYET KARİNESİ MADDE 97a - (Değişik: 538 - 18.2.1965) Bir menkul malı elinde bulunduran kimse onun maliki sayılır. Borçlu ile üçüncü şahısların menkul malı birlikte ellerinde bulundurmaları halinde dahi mal borçlu elinde addolunur. Birlikte oturulan yerlerdeki mallardan mahiyetleri itibariyle kadın, erkek ve çocuklara aidiyetleri açıkça anlaşılanlar veya örf ve âdet, sanat, meslek veya meşgale icabı olanlar bunların farz olunur. Bu karinenin aksini ispat külfeti iddia eden kişiye düşer. İstihkak davacısı malı ne suretle iktisap ettiğini ve borçlunun elinde bulunmasını gerektiren hukuki ve fiili sebep ve hâdiseleri göstermek ve bunları ispat etmekle mükelleftir. zaman insanları değil armutları olgunlaştırır.
Av.Tayfun Eyilik T.C. YARGITAY 11. HUKUK DAİRESİ E. 1997/1665 K. 1997/2692 T. 10.4.1997 • HAKSIZ HACİZ ( İcra Dosyasına İstihkak Bildiriminde Bulunulmasına Rağmen Haciz Yapılması ) • İSTİHKAK İDDİASI ( Haksız Yere Malı Haczedilen Üçüncü Şahsın Bu Yüzden Doğan Zararın Ödetilmesini İsteyebilmesi ) • KÖTÜNİYET ( Haksız Hacizden Doğan Tazminat Davalarında Sorumluluk içinde Kötüniyet Aranmamasının Gerekmesi ) • TAZMİNAT ( Üçüncü Şahsın Haksız Yere Malının Haczi İddiasına Dayalı ) 2004/m.97 ÖZET : Haksız yere malı haczedilen 3 kişinin bu yüzden doğan gerçek zararının ödetilmesini İİK.97.md. hükmüne göre yada aynı bu dava ile genel hükümlere göre isteyebileceği 22.4.1974 gün ve 5/7 YİBK ile kabul edilmiştir. Haksız hacizden doğan tazminat davalarındaki sorumluluk hususa dayanmaz ve sorumluluk içinde kötüniyet aranmaz. Haczin haksızlığının kesinleşmiş olması yeterlidir. DAVA : Taraflar arasındaki davadan dolayı Ankara 17. Asliye hukuk Mahkemesince verilen 28.11.1996 tarih ve 173-905 sayılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tararından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: KARAR : Davacı vekili, müvekkilinin dava dışı M... LTD' e kiraladığı yerdeki büro mobilyalarının bu şirketin alacaklısı olan davalı tarafından yapılan icra takibinde haczedildiğini hacizden haberdar olması üzerine icra dosyasında istihkak bildiriminde bulunmasına rağmen davalı tarafından haciz fekkedilmeyip, istihkak davası sonunda eşyalarını alabildiğini ileri sürerek uğranılan kira ücreti kaybı, yediemin ücreti hammaliye ve nakliye ücreti toplamı 18.000.000 TL maddi, 5.000.000 TL manevi tazminatın davalıdan tahsilini talep etmiştir. Davalı vekili, ne haciz sırasında ne de malların dala sonra muhafaza altına alınması sırasında borçlu ya da 3. kişilerce malların davacıya ait olduğu yolunda bir beyanda bulunulmadığına, olayda müvekkilinin kusurunun bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece; iddia, savunma ve dosyadaki yazılı kanıtlara göre; malların haczi sırasında davacıya ait olduğuna ilişkin bir beyanın zapta geçmediği, böyle bir beyanda bulunulmadığı, malların götürülmesini önleyecek yasal bir durumun da bulunmadığı, yapılan işlemlerde usulsüzlük olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Davacı, davalı şirket tarafından, dava dışı ( M.... ) Sim Şirketi aleyhinde yapılan haciz sırasında kendisine ait eşyanın haczedildiğini ileri sürerek istihkak iddiasında bulunmuş. iddianın davalı tarafından reddi üzerine de Tetkik Mercii Hakiml iğinin takibin devamına ilişkin kararı gereğince istihkak davası ikame etmiştir. Davacı Ank.9.İcra Hakimliğinde 94/532 esas sayısı ile görülen istihkak davasını kazanmış, karar Yargıtay 'ın onayından da geçerek kesinleşmiştir. Davacı temyiz tetkikine sunulan bu davada haksız haciz sebebiyle mahcuz eşyalarını 4 ay kullanamamaktan ötürü maddi ve manevi zararını teşkil eden 23.000.000 TL 'nin davalıdan tahsilini talep etmiş; yerel mahkemece dava davalının kötüniyetli olmadığı gerekçesi ile reddedilmiştir. Borç lu hakkında yapılan bir icra takibi sırasında haksız yere malı haczedilen 3. kişinin bu yüzden doğan gerçek zararının ödetilmesini İİK. 97. maddesinde öngörülen ve sınırlı kalan hükmü dışında; ayrı bir dava ile istenebileceği, 2.5.1974 gün 5/7 sayılı YİBK ile kabul edilmiştir. İİK.97/15 te öngörülen ve tarafların kötüniyetine bağlanan %40 lık tazminat istihkak nedeni ile hüküm altına alınacak bir tazminat türüdür. Bu dava ise haksız yere eşya haczinden doğduğu iddia edilen zararın haczi yaptıran davalımdan tazminine ilişkindir. Buradaki sorumluluk kusura dayanmaz ve sorumluluk içinde kötüniyet aranmaz. Haczin haksızlığı ise istihkak davasının davacı yararına sonuçlanması ve bu kararın kesinleşmiş bulunması ile gerçekleşmiştir. Bu bakımdan davacının gerçek zararının araştırılıp sonucuna göre karar verilmesi gerekir. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davaca vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 10.4.1997 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. yarx zaman insanları değil armutları olgunlaştırır.
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Evlat Edinme] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hakkında 
  • 04.05.2025 15:37
  • [Velayet hakkı] Wmic Windows Activation Key and windows 7 ultimate activation tool 
  • 03.05.2025 09:36
  • Clicking Here TLO lookup 
  • 02.05.2025 08:42
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük + Arşiv +
    Bugünün tarihi: 05/05/2025 03:26:37