 |
03/08/2025 Eski forum arşivi bölümü
Hukuksal Tartışmalar
Hakimin reddi istemi hakkinda soru ve yorum talebi |
nursel yöndem |
Sayın Üyeler,
Birkaç hususta tecrübelerinizden ve bilgilerinizden faydalanmak istiyorum. Değerli vaktinizi ayırdığınız için şimdiden çok teşekkür ederim.
Saygılarımla
Nursel Yöndem
Kısaca sorularım şunlardır:
Ağır Ceza Mahkemesi veya Devlet Güvenlik Mahkemeleri’nde, duruşma devam ederken, savcının reddi söz konusu olabilir mi? Red talebine hangi koşullarda kısıtlayıcı hükümler getirilebilir?
Bu mahkemeler kapsamında görülen bir davada, hakimin reddi talebinde bulunulduğu bir aşamada, savcının ve kurula katılan yargıçların kapalı bir mekanda istişare ederek (sanık avukatları bulunmaksızın) red talebini değerlendirmeleri kanunlarımız ile bağdaşır mı?
Hakimin reddi talebinde bulunulduğunda, reddolunan hakimin red istemini incelememesi, bu hakimin bir kurul üyesi ise inceleme esnasında kurula katılmaması gibi bir durum olabilir mi? Zira, reddedilen hakimin kendi hakkındaki red isteminin yerinde olup olmadığını incelemesi yanlış ve insan tabiatına aykırı olduğu düşünülemez mi?
Hangi durumlarda Reddi hakime red kararı verilebilir?
Hakimi Red isteminin reddine ilişkin kararın kesin olması ve dava boyunca bu karara karşı itiraz yolunun kapatılması sakıncalı değil midir? Zira davanın devamı süresince taraflar tedirgin olup adalete güvenlerini yitirmezler mi? Öte yandan Yargıtay red istemini haklı görerek kararı bozduğu takdirde, bu sefer de, son hükme kadar yapılan işlemlerin hukuksal yönden geçerliliği kuşkulu bir hal almayacak mı ve olayların çözülmesi daha güç bir sorun haline gelmeyecek mi? Şayet bu kuşkularımda haklı gördüğünüz yönler var ise, kanaatinize göre kanuni dayanak gösterebilir misiniz?
Mahkemeye davalı hakkında aydınlatıcı, açıklayıcı ve tanıtıcı bilgi sunmak yanlış mıdır? Örneğin hakkında maddi menfaat şaibesi bulunan bir kişi için hayatının her döneminden kişiler, sosyal ilişkiler içinde muhatap olduğu insanlar, kişinin dürüstlüğü konusunda hemfikirlerse ve kişisel olarak mahkemeye bilgi sunmak istiyorlarsa, bu kişinin kendisini savunma hakkı içinde değerlendirilemez mi? (Ancak burada bilgi sunmaktan kasıt mahkeme üzerinde baskı kurmak değildir.)
|
çilek |
Ceza Muhakemeleri Usul Kanunun ( CMUK ) [url="http://www.hukuki.net/kanun/1412.13.text.asp#link20"]21.madde ve devamında[/url] ilgili yasal düzenleme mevcuttur.
|
Admin |
Sorunuzun yanıtı [url="http://www.hukuki.net/kanun/1412.13.text.asp#link23"]CMUK 24 vd. maddelerinde[/url] açılanıyor.
Madde 24 - (Değişik: 21/5/1985 - 3206/6 md.)
Tarafsızlığını şüpheye düşürecek sebeplerden dolayı bir hakimin reddi, mah
kemelerde iddianame veya şahsi dava dilekçesi, Yargıtayda duruşmalı işlerde raportör üye tarafından yazılmış olan rapor okununcaya ve duruşmasız işlerde temyiz incelemesi başlayıncaya kadar istenebilir.
Sonradan ortaya çıkan sebeplerden dolayı duruşma bitinceye kadar da hakimin reddi istenebilir.
FB. |
çilek |
Tabi herşey sadece kanun tüzük ...değil. Bir de hukukun evrensel ilkeleri var.
Tüm dünyada "DOĞAL HAKİM" ilkesi geçerli. Peki ülkemizde de geçerli olan (veya olması gereken) bu ilke nedir?
Doğal hakim ilkesi; herkesin kendi hakimini seçmesi olarak özetlenebilir. Kişi yargılama yapacak hakimi kendisi seçebilir. Sayın Nursel Yöndem'in yazdıklarına bu boyuttan baktığımızda ülkemizde durumun ne kadar vahim olduğu ortaya çıkıyor.
Hakimin red üzerine kendisi hakkındaki karara katılması ve hatta diğer hakimlerin bunu reddolunan hakime bir hakaret olarak düşünmeleri sonucunda red istemlerinin çoğu reddedilmektedir. Oysa uygulamada reddi istenen hakimin davadan kendiliğinden çekilmesi de mümkündür.
Olayı tersine çevirisek ve herkesin "kendi hakkında olumsuz karar verileceğini anladığı anda" hakimin reddini isteme hakkına sahip olmaması gerektiği de doğal olarak doğrudur.
Saygılarımla.
|
ozcanhukuk |
CMUK'nda savcının reddi ile ilgili düzenleme yoktur,ceza usul hukukumuzda savcının reddi talebi mümkün değildir,nitekim C.Savcısı davada bir taraftır,iddiayı temsil eder. C. Savcısı kararı veren makam olmadığı gibi tarafsız olması gereken bir makam da değildir. Ancak C. Savcısının reddinin talep edilememesi de tartışılmalıdır,bence bunun sakıncaları vardır.Nitekim uygulamada hazırlık koğuşturması yapılırken tüm ipler C. Savcısının elindedir ve kolluğu istediği gibi yönlendirebilir. Örneğin ileride yapılacak yargılama neticesi elde etmek istediği hükme göre yani öz anlatımla yargılama makamını vardırmak istediği kanaate göre delil toplanmasını yahut toplanmamasını sağlayabilir. Bu itibarla duruşma aşamasında belki tamam C. Savcısının reddi gereksiz görünebilir çünkü duruşmada Savcı varsa karşısında da avukat vardır. Ancak hazırlık aşamasında C.Savcısının kolluğa karşı çok geniş emretme,sevk ve idare etme yetkileri düşünüldüğünde avukatlık kurumunun hazırlık aşamasında C.Savcılığı ile yetkileri bakımından boy ölçüşemeyeceği ve bu nedenle hazırlık tahkikatını yapan C.Savcısının reddinin mümkün olabilmesi gerekir düşüncesindeyim. Düşünün ki bizzat C. Savcısına yahut akrabasına yahut bir arkadaşına karşı suç işlendi,bu durumda kanunumuza göre sanık aleyhine olduğu kadar leyhine olan delilleri de toplaması gereken C. Savcısının leyhe olan ve üstelik her an kararma-kaybolma ihtimali bulunan delilleri toplamaktaki isteksizliği ve aleyhe olan delilleri toplamaktaki istekliliği ve hatta istekliliğin de ötesinde tüm ifade ve sair delilleri toplarken yönlendirmesi oluyor ise bu durumda sanığa C. Savcısının reddi imkanını tanımak daha doğru olmaz mı? |
Bugünün tarihi: 03/08/2025 10:54:54 |