 |
03/05/2025 Eski forum arşivi bölümü
Hukuksal Tartışmalar
Tren Faciasi, Demokrasi ve Savcilar |
Lawless1 |
Haluk Sahin'in asagidaki yazisini bu site icin cok yararli buldum. Savcilar, demokrasinin "denetleme ve dengeleme" adli cok onemli islevinin bir parcasi ama Turkiye'de neden gorevlerini yeterince yapamadiklarini anlatiyor yazi.
Haluk Sahin, Temmuz 28, 2004
Hızlandırılmış tren faciası sadece demokrasimizin değil, adalet sistemimizin de bazı önemli zaaflarının açıkça görülmesini sağladı. Yavaş trenler için yapılmış raylarda zoraki biçimde hızlı giderken devrilen vagonlar sayesinde bazı eski yaralar ortaya çıktı.
Gazete okuyorsanız biliyorsunuz, hızlandırılmış tren kazasının ardından 'delilllerin karartılıp karartılmadığı' tartışması patlak verdi. Bölge savcısının olaydan çok geç haberdar edildiği, olay yerine kimilerine göre 19 saat sonra gelebildiği, bu arada onarım bahanesiyle pek çok delilin kaybolduğu öne sürüldü.
Pamukova savcısı delillerin karartıldığı iddiasını yalanladı, olay yerine 19 saat değil 19 dakika sonra geldiğini ve soruşturmanın selameti açısından her türlü önlemi aldığını belirtti. Radikal'de iki gün önce çıkan haberden anladığıma göre durumundan pek şikâyetçi görünmüyordu.
Oysa konuştuğum savcıların çoğu onun gibi düşünmüyor, bu gibi durumlarda görevlerini yerine getirmekte çok zorlandıklarını belirtiyorlar. Bunun bir nedeni savcılık kurumunun tam bağımsız olmaması ise, bir diğer temel nedeni ülkemizde adli kolluk gücünün bulunmaması... Savcıların birçok konularda geniş yetkileri var ama bu yetkileri kullanacak araçları yok. Kanun ona uçabilirsin diyor, ama uçak vermiyor!
Örneğin Pamukova gibi küçük bir ilçenin savcısı bu kadar büyük bir kazanın soruşturmasını kimlerin yardımıyla yapıyor? Elinde ne gibi imkânlar var? Delillerin araştırılmasında doğrudan doğruya kendi emrinde olan kaç eleman bulunmakta? Deliller nereye giderse gitsin peşine düşebilir mi? İstediği tanığı karşısına çağırabilir mi?
Türkiye'nin adli gerçeklerini bilenler bu sorular karşısında 'Çok zor' demekteler. Kendi kolluk gücüne sahip olmayan savcılar araştırma ve soruşturma için mecburen yürütmenin emrindeki polise ve jandarmaya dayanmak zorundalar. O zaman karşınıza yürütme ile yargınınkısa devre yaptığı, demokrasi açısından çok sakıncalı bir durum çıkıyor.
Önceki gün Ege'de bir savcıyla bu konuda dertleşiyorduk. Şöyle diyordu:
"Buna benzer bir kaza oduğu zaman genellikle en geç haber alan bölgenin savcısı oluyor. Çünkü yurttaş önce polise ya da jandarmaya haber veriyor, oradan valiye, bakana, siyasi mercilere bilgi uçuyor. Birtakım emirler veriliyor, gerekirse önlemler alınıyor. Devre dışı olan savcı duruma el koyuncaya kadar pek çok şey değişmiş olabiliyor. Peki, geç de olsa el koyduktan sonra savcı kiminle çalışacak? Gene yürütmenin emrindeki polis ve jandarmayla..."
Savcılar hazırlık soruşturması sırasında salt kendilerine bağlı bir kolluk gücünün bulunmasını adaletin iyi işlemesi açısından zorunlu görüyorlar. Pek çok hukukçu ve siyasi de sözüm ona onlarla aynı fikirde ama, adli kolluk yasası yıllardır Meclis'te pinekliyor.
Belli ki, siyasiler yargı üzerindeki etkilerini azaltmak yanlısı değiller. Avrupa Birliği'nin yararlarına rağmen gereken adımlar bir türlü atılamıyor. Bu yüzden, son tren kazası gibi facilardan geriye net yanıtlar değil, bulanık sorular kalıyor.
|
Av.Fırat Bayındır |
Bu günkü Hürriyet'te bakın Ertuğrul Özkök neler yazmış
"Önceki gün AKPnin önde gelen isimlerinden biri aradı ve direkt olarak şunu sordu Son zamanlardaki tavır değişikliğinizin nedenini merak ediyorum.Bizim bilmediğimiz bir şey mi var"
Sorunun, tren kazası hakkında hürriyette iktidar aleyhinde çıkan bazı haber ve yorumlarla ilgili oladuğu yazının bütününden anlaşılıyor.
Sayın Lawless, iktidarlar yargı üzerindeki etkilerini azaltmak yanlısı hiç olmadılar.(1961 anayasası yürürlükte olduğu dönem hariç)
Ama iktidarlar aynı zamanda kendilerine destekçi medyadan da pek hoşnutlar.
Özkök burada bir savunma içine girmiş ama önemli olan,İKTİDARA BU SORUYU SORDURMAMAKTI.
Bu gazete o kadar mevcut iktidar yanlısı görüntü verdi ki, adam haklı olarak soruyor BU TAVIR DEĞİŞİKLİĞİ NEDEN diye.
ceteris paribus |
Lawless1 |
Sayin Bayindir, haklisiniz ne kadar curetkar bir soru degil mi. Zaten muhalefet (CHP) hemen hemen yok gibi, eger basinda yapilan yanlislarin arkasindan gitmese o zaman ne olacak. Pro-AKP gazeteleri dayanabildigim kadariyla okuyorum, bazi yazarlari tren kazasini elestiremiyorlar bile. Bir kadin yazar (Merve Kavakci ile ayni gazetede calisiyor), Sayin Binali'nin iyi bir Anadolu insani oldugunu ve uzerine gidilmemesi gerektigini yazdi. Okuyunca inanamadim. Sorgusuz, sualsiz itaat etmezsiniz, size kotu gozle bakiyorlar.
|
Bugünün tarihi: 03/05/2025 09:05:10 |