 |
03/05/2025 Eski forum arşivi bölümü
Hukuksal Tartışmalar
vicdan hukuk etik |
commodore1tr |
Çok yakın bir gelecekte doktorlarla maliye bakanlığını dolayısı ile adliyeyi karşıkarşıya getirecek bir garabetin düğmesine (sn Firat Bayındır'a dedik bizde bir düğme bulduk ) basıldığı gerke görsel medyada gerek yazılı medyada çıkan haberlerle anlaşılmaktadır.
Öncelikle hipokrat yemini etmiş olan doktorlarımız sağlık bakanlığının yönergesiylede güç alarak devlet hastahanelerinda parası ve veya sosyal güvencesi olmayan hastalara ücretsiz bakım ve tedavi hizmeti veriyorlar. Çok güzel ve yararli bir uygulama ..
Ancak aziz maliye bakanlığımız ücretsiz hiç bir hizmet verilmeyecektir diye bir yönerge çıkarınca ortalık karışmış durumda anladığım kadarı ile şuan soruşturma aşamasında olan bu olay ciddi toplumsal tartışmayı yakında gündeme getirecek maliye müfettişleri öncelikle istanbul üniversitesi tıp fakültesine bağlı eğitim hastahanelerini soruşturuyor. Ücretsiz bakım ve tedavi yapıldımı yapıldıysa neden yapıldı maliye direktifine neden uyulmadı v.s ve eğer bu yönde sonuçlar çıkan doktorlar olursa (ki çoğu olacak ) haklarında başta memuriyet görevini kötüye kullanmak olmak üzere çeşitli davalar açılacakmış...
Hiç bir vicdan ve etiğe sığmayan bu garebet soruşturma sonucuna göre adli olarak dava açılabilir mi ? açılmalı mı ? Eğer açılma yönünde gelişme olursa neler yapılabilir ? Değerli yorum görüş ve düşüncelerinizi bekler saygılar sunarım..
Bu arada böyle insancıl bir uygulamayı yok etmeye çalışan, doktorlardan hipokrat yeminlerini hiçe saymasını isteyen insan hayatını üç kuruştan değersiz gören Maliye bakanlığı ve müfettişlerinide buradan kınuyorummm.
( bu bu konuda internette açılan ilk formdur ben şahsen maddi manevi bu konuda doktorların yanındayımmm katılım çok olursa bu hususda ayyuka çıkarsa medyaya da konuyu taşımaya kararlıyım bilgilerinize... )
bilmiyorum dediğim konu hakkında 2 saat eh bence dersem günlerce konuşurum |
Lawless1 |
Galiba gene Maliye tazminat diye verdigi parayi iki bacagi teror yuzunden kopuk bir asker ailesinden geri almaya calisti gecenlerde. Kiyamet kopunca, vazgectiler. Commodore tahmin ediyorum, kamuoyunun tepkisini alinca, yazdigin konuda da geri adim atarlar.
|
deltaG |
böyle bir şey olabilir mi? ama burası Türkiye olmaz olmaz demeyin
benim bir çok avukat tanıdığım var ve biliyorum ki bazı davaları gerçekten ücret almadan takip ediyorlar. Mesela serbest çalışan ama bir şirketin de işlerini de takip eden bir avukat aile dostumuz, bu şirketteki işçilerin şahsi bazı davalarına yardım amaçlı olarak ücretsiz bakıyor. o halde bu avukat da parasını kendi isteğiyle almadığı dava ücreti yüzünden maliyeye karşı sorumlu mu olacak yani?
zaten maliye idaresi kendisini devletin ve hatta hukukun üstünde görmese de görevini yapsa mesele kalmayacak.
bahsettiğiniz Sağlık Bakanlığı ve Maliye Bakanlığının yönergelerinin veya genelge veya tebliğlerinin sayı ve numaralarını biliyorsanız buraya yazarsanız tartışma daha sağlılkı yürüyebilir.
|
Lawless1 |
Maliye icinde zor durum. Bizde vergi kacakciligi cok yuksek. Toplum olarak etigimiz gelismedikce, birbirimize guven artmadikca Maliye'nin yaptigini da yadirgamamak lazim. Bir yerde Maliye Bakanligi bunu yapmaya zorlanmis olabilir cunki farkindasiniz bu uygulamanin arkasina gizlenip vergi kaciran Doktorda cok olacak.
|
commodore1tr |
Ama konunun özünde serbest çalışan doktorlar yada özel hastahaneler yokki sayın lawless 1 devlet hastahaneleri var..
bilmiyorum dediğim konu hakkında 2 saat eh bence dersem günlerce konuşurum |
Lawless1 |
Haklisin Commodore ben eksik okumusum. Biraz da Delta'nin sirket avukat arkadasindan bahseden iletisini dusunurek cevap verdim o yuzden.
|
avukat62 |
Sayın commodore1tr'ın bahsettiği genelgelerden habirm yok, ancak sanırım ortada bir yanlış anlaşılma olabilir. Şöyle ki: Devlet hastanalerince ücretsiz olarak verildiği söylenen sağlık hizmetleri aslında ücretsiz değil. Ancak bu ücret hastaların cebinden değil. Devletin cebinden çıkıyor. Zaten Devlet hastanelerinin ücretsiz sağlık hizmeti vermesi de söz konusu olamaz, çünkü, Devlet hastaneleri ücretsiz sağlık hizmetini kimlere vereceğini tespit edemeyeceği gibi, devlet hastanelerinin bu ücretsiz sağlık hizmetini karşılayacak ödenekleri de bulunmamaktadır.
Bilindiği gibi, hiç bir sosyal güvenlik kurumunun güvencesi altında olmayan ve sağlık hizmetleri giderlerini karşılayacak durumda bulunmayan vatandaşların bu giderlerinin, Devlet tarafından karşılanmasıyla ilgili usul ve esaslar 3816 sayılı Ödeme Gücü Olmayan Vatandaşların Tedavi Giderlerinin Yeşil Kart Verilerek Devlet Tarafından Karşılanması Hakkında Kanun ile düzenlenmişdir.
Dolayısı ile, ücretsiz sağlık hizmetinden kimlerin hangi şartlar ve usuller çerçevesinde faydalanacağı bu kanunla düzenlenmiş olup, devlet hastanelerince verilen sağlık hizmetinden istifade edenler şayet bu kanun kapsamına giren bir kişi ise bu takdirde, bu kişilere ait tedavi ücretleri, bu iş için ayrılan ödeneklerden ilgili hastanelere ödenir. Şayet Devlet hastaneleri bu kanun hükümlerine uygun olmaksızın bir ücretsiz sağlık hizmeti gerçekleştirir ise bu takdirde suç işlemiş olur.
Bahsekonu Maliye Bakanlığı genelgesinin içeriğini bilmemekle birlikte, ücretsiz sağlık hizmeti verilir iken usulüne uyulmaması hallerinin kastedildiğini düşünüyorum. Yoksa kanunla ücretsiz sağlık hizmeti verilmesi öngörülen kişilere bu hizmetin ücretsiz verilmesini genelge ile önlemenin mümkün olmadı açık olduğu gibi, Maliye Bakanlığının da böyle bir hata yapacağını sanmıyorum.
DeFacto |
commodore1tr |
Yanlış yorumlamış olabilirim ama bu konuyu buraya taşımamın nedeni 26 haziran 2004 tarihli milliyet gazetesinde sayın melih aşık imzalı çıkan şu yazıdır .
Nasıl vicdan?
İstanbul Tıp Fakültesi'nde Maliye müfettişleri karargâh kurmuş... Çok önemli (!) bir konuyu inceliyorlar:
"Acaba son iki yılda ücretsiz ve indirimli olarak kaç hasta tedavi edildi?"
2002 yılında çıkartılan bir yasa ile kamu kuruluşlarında ücretsiz ve indirimli hizmet yasaklanmıştı... Maliye Bakanlığı, devlet ve üniversite hastanelerinin de bu kapsama girdiği gerekçesiyle... Konuyu incelemeye almış...
Burası Türkiye... Her gün kamu hastanelerinin kapısına onlarca güvencesiz hasta doluşur... Hipokrat yemini etmiş hekim ne yapsın? Elbette hastayı ölüme terk etmektense ücretsiz tedavi formu doldurtur, hastaneye yatırır...
Kimi hasta acil gelir... Güvencesi varsa da yoksa da tedaviye alınır.
Kimi hasta tedaviden sonra hastane masrafını denkleştiremez, arkasında borç bırakır kaçar...
Sağlık Bakanlığı'nın hastanelere talimatı var...
Parasını ödeyemeyen hastayı rehin tutmayacaksınız...
Parası yok diye hastaya bakmazlık etmeyeceksiniz...
Evet acil hastaya bakmazlık edemezsiniz... Masrafını ödeyemeyen hastayı rehin tutamazsınız... Ama yine de Maliye "ücretsiz hasta tedavi ettiniz" diye peşinize düşebilir... Fakülte yönetimi sorguya çekilebilir.
Üstelik de hesap soranlar fakir fukaranın oyu ile iktidara gelenler...
Nasıl vicdan bu?
bilmiyorum dediğim konu hakkında 2 saat eh bence dersem günlerce konuşurum |
Lawless1 |
Commodore bu haber konuyla ilgili gibi, bir goz at istersen. Link olarak koyacaktim, ama nedense basarili olamadim. 6 Agustos Hurriyet. Baslik: Fakir babasi doktora dava. Metin su sekilde:
Bakanlığın açtığı davada Doçent Doktor Arif Verimli, ödeme gücü olmadığı kanısına varılan bazı hastalar için, uygulama kaldırıldıktan sonra bile ücretsiz tahlil ve tetkik yapılması için talimat vermekle suçlanıyor.
Sağlık Bakanlığı, bir yıl önce görevden aldığı eski Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi Başhekimi Doç. Dr. Arif Verimli hakkında alacak davası açtı. Bakanlık, fakir hastalarından para almayan eski başhekimden 17.8 milyar tazminat istedi.
Eski Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi Başhekimi Doç. Dr. Arif Verimli, uygulaması 31 Aralık 2001 tarihinde yürürlükten kaldırıldıktan sonra, ödeme gücü olmadığı kanısına varılan bazı hastalar için, ücretsiz tahlil ve tetkik yapılması talimatı vererek hastaneyi 17 milyar 807 milyon lira zarara uğratmakla suçlanıyor. Dr. Verimli ise davaya dayanak olan raporu hazırlayan müfettişlerin yanlı davrandığını, kendisinin de Sağlık Bakanı Recep Akdağ aleyhine manevi tazminat davası açacağını söyledi. Verimli, ‘Kafa travmasıyla gelen, para peşinde koşacak durumda olmayan acil hastalara devletin verdiği yetkiyle davrandım’ dedi.
Sağlık Bakanlığı’nca mahkemeye gönderilen dilekçede, 19 Ocak 2002 tarihli 4736 sayılı kamu ve kamu kuruluşlarının ücret, mal ve hizmet bedellerinde işletmecilik gereği yapılması gereken ticari indirimler hariç, herhangi bir kişi veya kuruma ücretsiz veya indirimli uygulamalara, 31.12.2001 tarihinden itibaren son verilmesi hükmüne rağmen, Verimli’nin bazı hastalara ücretsiz uygulama yapılması talimatı verdiği öne sürüldü. 2001, 2002 ve 2003 yıllarında poliklinik hekimleri tarafından bazı hastalara tanı koymak için istenen tetkik ve tahlil fişlerinin üzerine başhekim, başhekim yardımcısı ve nöbetçi şeflerin onayıyla tahlil yapıldığı kaydedildi. Raporda hastanenin uğradığı öne sürülen toplam 17 milyar 807 milyon lira zararın tazmini istedi.
Fakirleri kolladım parayı cebe atmadım
Verimli, müfettişlerin yanlı davrandığını, Sağlık Bakanı Recep Akdağ aleyhine manevi tazminat davası açacağını söyledi. Verimli, şöyle konuştu:
‘Ben Sağlık Bakanlığı Yataklı Kurumlar İşletme Yönetmeliği’ne göre, hastaneye acil gelmiş fakir hastalardan para almadım. Bakanlık, beni 50 yaşımda emekli olmaya mecbur etti. Fakir hastalara yardım ettiğim için hangi Müslümanın vicdanı bana yapılanı onaylayabilir? Ben yönetmeliğe göre davrandım. Hastaneye kafa travmasıyla gelen, para peşinde koşacak durumda olmayan acil hastalara devletin verdiği yetkiyle davrandım. Bu parayı cebime atmadım. Devleti zarara uğratmadım. Sağlık Bakanlığı ve hastane idaresinin benimle ilgili iddiaları külliyen yalandır. İdare Mahkekemesi görevden alınmam konusunda yürütmeyi durdurma kararı verdi. Buna rağmen görevime dönmeme izin verilmedi.’
|
N.Yıldırım |
Öncelikle Maliye Bakanlığının 'insanlık dışı' teşhisi konulan,İstanbul Üniversitesi aleyhine başlatmış olduğu soruşturmayı kınıyorum.Bu soruşturma ne kadar ahlak dışıysa Sağlık bakanlığının Doç.Dr.Arif Erdem aleyhine açtığı tazminat davası bir o kadar hukuk dışıdır.Bu zihniyete şu soruyu cevabıyla hatırlatmak isterim-ki bu insanlar devlet yönetimine hakim ,uluslararası platformda etkin görünüyorlar-:
-Bir devlet ne işe yarar?
-Günümüzde devlet tanımı her ne kadar liberal devlet adını almış olup serbest piyasa ekonomisi benimsenmiş olsa da bir devletin asla devredemeyeceği ve dahi devretmemesi gereken görev ve yetkileri vardır.Yetkileri konusunda 'olması gereken'kadar hassasiyet ve iyi(?) bir teşkilatlanmaya sahip devlet görevleri konusunda 'liberalizm gereği' bu kadar hassas davranmamakta ve görev devirleri ile ilgili herhangi bir tereddüt de yaşamamaktadır.
Devletin görevlerinin başında eğitim,sağlık ve güvenlik hizmetleri gelmekte...
Eğer yeşil kart uygulaması varması gerekenlerce kullanamıyor,edinilemiyorsa,vatandaş hatanedeki rehin hastasını çıkarmak için böbreğini satılığa çıkarıyorsa,bu durumu sonlandırmak adına sağlık bakanlığı yayınladığı genelge ile parası yok diye tedaviden vazgeçilmemesi ve hastanın rehin tutulmaması talimatlarını vermesine rağmen ahlak ve hukuk dışı soruşturma ve davalarla,insan sağlığı için ücretsiz muayene yapan doktorlarımıza eziyet ve haksızlık edip,HİPOKRAT'I mezarında ters döndürüyorsadöndürecek uygulamalara imza atıyorsa 'hangi görev hangi devlet sorusu'akla gelir!Ve arkasından şu manidar soru...
-Devlet kimin için var??
SİLAHA DEĞİL EĞİTİME SAĞLIĞA BÜTÇE!!!
İNSANINA SAHİP ÇIK,DOKTORUNU KÜSTÜRME!!!
yeni yetme |
Bugünün tarihi: 03/05/2025 06:40:32 |