Hukuki.NET


03/05/2025  Eski forum arşivi bölümü

Hukuksal Tartışmalar




 


Forum:
belediye işçileri
berrak seçimlerden sonra yeni seçilen belediye başkanlari işçileri işten çıkarmak için ellerinden geleni yapıyorlar işten çıkaramadığı işçilere de yıldırma politikası uyguluyor,en kötü işlere veriliyor vs. bununla ilgili ne yapılır,bence çok ciddi bir problem,hukuki önlem yada prosedür nedir?sık skı bu konuyla ilgili sorular soruluyor.. değerli meslektaşlarım bununla ilgili fikir alış verişinde bulunabilirmiyiz?
intas sayın meslektaşım belediye başkanlığı idarenin bir organı olduğundan idari işlem niteliğindeki tasarruflarının da hukuka uygunluğunun denetlenmesi için idari yargıya tabi olduğunu düşünüyorum...idarenin personeli hukuka ve iyiniyet kurallarına aykırı olarak ataması, görev yerini değiştirmesi vb işlemlerinin idari işlem niteliğinde olması sebebiyle işlemi yapan idareye karşı işlemin iptali ve iptalden sonra da tam yargı davası ile madd ve manevi tazminat davaları ile hakların aranması gerekir...belki bu tür davalarda verilecek emsal kararlar ile her seçimden sonra personeline "kan kusturan" belediye başkanlarının da hukuk çizgisine gelmesi sağlanmış olur. Tabi eğer idari işlem niteliğinde değilse uygulama bu defa kişisel olarak belediye başkanına karşı her tür kişisel dava ikame edilmesi mümkündür.....iyi çalışmalar... Av.Özcan İNTAŞ
Av.Fırat Bayındır SORU SAHİBİ SAYIN AV. BERRAK HANIMA ÖNEMLİ NOT Önce sitemize hoş geldiniz diyelim. Bu sizin ilk iletiniz almadan vermek Allaha mahsustur. Onun için bundan sonraki ziyaretinizde lütfen siz de forumlardaki bir iki soruyu cevaplayın, ÖZELLİKLE DE HUKUKÇULARA MAHSUS FORUMLARDA AÇILAN TARTIŞMALARA KATILIN BU SİTE HERKESİN AMA ÖZELLİKLE DE HUKUKÇULARINDIR,UNUTMAYIN!!! sayın intaş size katılamıyorum soru belediye işçilerinin iş değişikliği ile ilgili. onun için bunun bir idari işlem olarak değerlendirilmesi mümkün değil. işçilerin problemi, belediyenin işyerlerinde işçilerin yapmakta olduğu işlerinden alınarak başka işlere verilmesidir. örneğin işçi statüsündeki bir sekreterin belediyenin bir şantiyesinde görevlendirilmesi durumunda iş şartlarının işçi aleyhinde ağırlaşıp ağırlaşmadığı önemlidir, bu değişikliğin işçi açısından iş akdinin devamını çekilmez bir hale getirmesi durumunda işçiye haklı nedenle iş akdini fesih imkanı doğabilir. Bunun dışında işçinin görev yeri değişikliğine karşı gidilebilecek yargı yolu var mı şüpheliyim. belki eğer işçiler sendikalı ise ve TİS.nde özel hükümler varsa düşünülebilir. BU ARADA!!!!!!!! SORUYU SORAN BERRAK VE CEVAPLAYAN İNTAŞ' A KATILIMLARINDAN DOLAYI TEŞEKKÜR EDİYORUZ. AMA KORKARIM Kİ BU SORU VE CEVAPLARI BU KADARLA KALACAK VE BAŞKA HİÇ BİR HUKUKÇU ÜYEMİZ BİR CEVAP EKLEMEYECEKLER. O HALDE BANA GÖRE ÖNEMLİ BİR SORUNLA İLGİLİ AÇILAN BU FORUM SORUSUNU HİÇ DEĞİLSE ÜÇÜMÜZ BİRAZ İNCELEYİP BİRŞEYLER DAHA YAZALIM ceteris paribus
intas Kamu görevinin işçiler eliyle yürütülmesi durumunda işçilerin 128. maddenin birinci cümlesinin açık ifadesi nedeniyle diğer kamu görevlisi sayılmalıdır (bknz. Prof. Dr. Sait Güran, Anayasa Yargısı, 1984, Sayfa: 197-200). Keza (Danıştay 5. Daire, Esas No: 986/992, Karar No: 987/1787). 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 13. maddesinde, 129/5. maddeye koşul şöyle bir hüküm getirilmiştir. "Kişiler Kamu Hukukuna tabi görevlerle ilgili olarak uğradıkları zararlardan ötürü bu görevleri yerine getiren personel aleyhine değil, ilgili Kurum aleyhine dava açarlar." Görüldüğü gibi maddede bilinçli olarak memur sözcüğü değil personel sözcüğü kullanılmıştır. Personel kavramının ise hem memurları, hem sözleşmelileri hem de işçileri kapsadığı konusunda kuşku duyulmamalıdır. Böylece "diğer Kamu görevlisi"nin maddede kim olduğu tanımlanırken çoğunluğun kabul ettiği gibi daraltıcı bir yoruma değil genişletici yoruma değer verilmelidir. Öyleki umulmayan hal ve mücbir sebep nedeniyle İdare personel atamaya vakit bulamadan herhangi bir kişi tarafından kendiliğinden İdarenin amacına uygun olarak Kamu görevi yerine getirilirken üçüncü kişilere zarar verilmiş ise İdare bu zararı tazminle sorumludur. YUKARIDAKİ GÖRÜŞLERİ BİR YARGITAY KARARINDAN ALDIM...BU BAĞLAMDA DÜŞÜNÜLDÜĞÜNDE BİR ÇIKIŞ NOKTASI BULUNABİLECEĞİ KANAATİNDEYİM.... SELAMLAR... Av.Özcan İNTAŞ
Av.Fırat Bayındır sayın intaş, kanaatimce alıntı yaptığınız karar, bir kamu işçisinin kamu görevini ifa ederken 3. kişilere verdiği zararın idarece tazmini ile ilgilidir. dolayısıyla da bu işçiler dışarıya karşı kamu görevlisi olarak kabul edilebilir. Ancak belediye işçilerin hukuki statüsü tamamen 506 ve 4857 sayılı kanunlar kapsamındadır ve Belediye, işçilerin işvereni konumundadır. Bu nedenle işletmenin mutlak hakimi olan işveren işi ve işyerindeki çalışma düzenini kanunların sınırları içinde serbestçe düzenleyebilir. Park-bahçede görevli bir işçi asfalt şantiyesinde görevlendirilebilir. Elbette ki işveren olan belediye, işçilerin çalışma yer ve koşullarını değiştirirken objektif iyi niyet kurallarına dikkat etmelidir. 4857 S.K. 22 maddesinde işveren, sözleşme ve eki personel yönetmeliği yada işyeri uygulamasıyla oluşan çalışma koşullarında esaslı bir değişikliği ancak işçinin yazılı oluruyla yapabilir. Aksine davranışla iş koşullarında işçi aleyhinde esaslı bir değişiklik olmuşsa bu takdirde işçiye sadece 22. m. gereğince işçi açısından haklı nedenle fesih imkanı doğar. Belediye işçisinin bir kamu görevlisi olarak kabulüyle, memurlarda olduğu gibi atama-yer değişikliği işlemlerine karşı idari yargı yoluna gidilmesi bana göre mümkün değildir. ceteris paribus
berrak sevgili meslektaşlarım çok sağolun cevaplarınız için,siteye yeni üye olduğum için hukukçularında ayrıca tartıştışı bir forum olduğunu bilmiyordum.sonradan öğrendim ama artık konuyu buraya yazmıştım.çok güzel bir site iyiki bu siteyi tanıdım. İşçiler,kamu görevlisi olsalarda iş kanununa ve toplu iş söz. tabidirler.bu bağlamda idare mah. konuyla ilgili davalara bakamaz diye düşünüyorum...ama belediye başkanı işveren olarak kötüniyetli hareket ediyorsa ne gibi bir işlem yapılır? ayrıca memurlar için geçerli bir durum eğer iş kanununda konuyla ilgili bir düzenleme yoksa kıyasen işçilerede uygulanabilir mi?
Av.Fırat Bayındır sayın berrak, belediye başkanının işçiler hakkında ve tamamen İş K. çerçevesinde yaptığı işlemler nedeniyle hukuka aykırılk halinde başvurulacak tek yol, çalışma koşullarında işçi aleyhinde esaslı değişikliğe dayanarak işçinin akdini haklı nedenle feshi söz konusu olmalıdır kanaatindeyim. akdi fesheden, işçi tarafı olacağı için ihbar tazminatı da söz konusu olmayacaktır. Ama İş K. nun tanıdığı haklar dışında işçi manevi tazminat, uğradığı zararın tazmini isteminde bulunabilir. Zaten hukuk biraz da kanunları hukuk çeçevesine sığdırmak, değişik yorumlar katmak değil midir. Masraflarına katlanarak bazı dava yolları denenebilir diye düşünüyorum. Başkanın kötüniyetli davranışları üzerine belki görevşi kötüye kullanma nedeniyle şikayet düşünülebilirse de, ihtilaf hukuki mahiyet taşıdığından takipsizlikle sonuçlanabilir. ama ya tutarsa. o zaman da başkanın şahsi sorumluluğu başlar mı? Devlet Memurları k. nunun belediye işçileri hakkında kıyasen uygulanması imkanı ise bana göre yoktur. Zira hukuki statüleri farklıdır. ceteris paribus
erbaalı Merhaba, belediye işçileriyle ilgili bir topic bulmuşken sorunumu sizlerle paylaşmak ve sizlerden bu konuda acil yardımlarınızı bekliyorum ve fikirlerinize çok acil ihtiyacımız var, şimdiden teşekkür ederim. Bir belde belediyesinde 8 yıldır hiç kesintisiz çalışmakta iken, yerel seçimlerden sonra belediye başkanı tarafından kendisine oy vermediğimiz için ( gerekçe personel fazlası ve maaşları ödeyememe ) 7 işçi arkadaşımla birlikte geçici işçi gibi çalıştırılmaya başlandık. yani işveren bizlere 2 ayda bir 2 ay süreyle ücretsiz izin vererek hakkımızı gaspediyor. Bu uygulama diğer işçilere uygulanmıyor. Sadece ben ve diğer 7 arkadaşıma uygulanıyor. Ayrıca, 8 yıl kesintisiz çalıştığımız dönemlerde hiçbir zaman yıllık izinlerimizi tam olarak kullanmadık, bayramlarda çalışmamıza rağmen fazla mesai ücreti almadık. Kısaca işçilerin faydalanması gereken hakların hiçbiri kullandırılmadı. 1- İşverenin bu uygulamasından dolayı kıdem ve ihbar tazminatı ödemesi gerekirmi 2- Geriye dönük haklarımızı nasıl talep edebiliriz. 3- Tasarrufu Teşvik Kesintilerimiz yapıldığı halde yatırılmamış, bunları nasıl alabiliriz Genel anlamda detaylı bilgilendirebilirseniz çok sevinirim. Çok mağdur durumdayız.
erbaalı sesimizi duyan yokmu??
Av.Tayfun Eyilik sayın erbaalı ne güzel aktif olan konulara bakarak sorunuzun cevaplanabileceği bir başlık bulmuşsunuz. Ancak forumları biraz daha araştırırsanız (ki bunun için forum arama seçeneğimiz var) bakarsınız sorularınızın daha öncede cevaplandığını görebileceksiniz ya da en azından önemli bir kısmının cevaplandığını göreceksiniz sesimizi duyan yokmu gibi iletileriniz sorunuza cevap vermesini sağlamaz önce siz emek vereceksiniz. Bu forumlarda ihbar kidem izin ücret nema konuları oldukça sık bir biçimde işlenmiştir.
Av.Zekayi ÜNAL SAYIN AV. BERRAK HANIM Taraflardan birisinin belediye olması sebebiyle kafanızın karıştığı anlaşılıyor. Foruma yazı yazan diğer meslektaşlarımızın da. Öncelikle belediyede çalıştırılan işçi ile dişarıdaki işçinin bir farkı yoktur. İşçi ve işveren olarak İş Kanunu ve Toplu İş Sözleşmesi geçerlidir. İhtilaf halinde görevli mahkeme İş Mahkemesidir.
Av.Abbas Bilgili Soru ve yanıtlardan anlaşıldığı üzere; belediye işçileri kanayan yara gibi görünüyor. Konu çok detaylı olmakla birlikte çok kısa olarak şunları söyeleyebiliriz; 1. Belediye işçileri de işvernele hizmet akdi ile çalıştıklarından idari yargıya değil, İş Yasası, 506 sayılı Yasa, varsa personel yönetmeliği gibi iç düzenlemeler, varsa toplu iş sözleşmelerine bakmak ve bu metinlere göre çözüm aramak gerekir. Konunun idari yargıyı ilgilendiren bir boyutu olduğunu sanmıyorum ve sayın Bayındır ve Sayın Ünal'ın görüşlerine katılıyorum. 2. Belediye işçisinin iş koşullarında yapılan esaslı değişikliğin de İş yasası .22'ye göre çözümlenmesi gerekir. Esasalı değişikliğe işçinin yazılı onayı yoksa işçinin önceki koşulları deavm ediyor demektir. İşçi kendisine dayatılan olumsuz koşullara onay vermiyor ise yeni koşullarda çalışmayacaktır. İşveren bu nedenle işine son verirse işçinin işe iade davası açarak kazanmasının çok kolay olacağı kanısındayım. 3. İş koşullarının işçi aleyhine ağırlaştırılşması İş Yasası, m. 24/II anlamında işçi açısından haklı fesih nedenidir. Haklı fesihle kıdem tazminatı alır, ihbar tazminatı alamaz.(yakınımızdaki bir belediyede işçiler seçimden hemen sonra sopayla/dayakla istifa dilekçesi imzalamak zorunda kaldılar, konu ceza mahkemesine ve basına intikal etti, yerel mahkemede ihbar tazminatı kazanmalarına rağmen Yargıtay, ihbar tazminatı alamayacaklarına karar verdi). 4. Belediyenin işçiler arasında ayrım yapması halinde İŞ yasası, m.5'de belirtilen tazminat talep edilebilir. Bu tazminatı isteyebilmek (dava edebilmek) için işten ayrılmaya gerek yok. çalışırken de dava açılabilir. (Çalışırken işverene karşı dava açabilen işçiye çok az rastladım) 5. Kanaatımca belediye işçilerinin en önemli sorunlarından biri; işten ayrılmış ve alacakları kesinleşmiş olan işçilerin, belediye mallarının haczedilememesi nedeiyle alacaklarını alamamalardır. Belediye şayet kendi insiyatifi ile ödemiyor ise belediyenin insafına kalınmış demektir. Bu konuda çözüm öneren meslekteaşlım varsa cevaplarını bekliyorum. Av. Abbas Bilgili
Av.Tayfun Eyilik belediyenin alacakları devlet malları statüsüne girmiyor sanırım bu nedenle belediyenin kira ve benzeri alacakları üzerine haciz işlemi uygulanabilir. Bazı belediyeler bunuda engellemek için bu alacakları veya banka hesaplarını encümen kararı alarak (doğru kelime kullanamayabilirim)kamuya tahsis ederek haczi engellemekteler böyle bir durumda söz konusu kararın iptali gerekir diye düşünüyorum Davalı, davadışı belediyeden alacağını tahsil için icra takibi yapmış ve bu takip sırasında belediyenin davacı bankadaki hak ve alacakları için davacı bankaya birinci haciz ihbarnamesi göndermiştir. Davacı banka tarafından bu ihbarnameye verilen cevapta Belediyenin hesapları üzerinde kamuya tahsis kararı bulunduğu bu nedenle haczedilir nitelikte olmadığı bildirilmiştir. Kamuya tahsis kararı niteliği itibarıyla idari bir işlem olup, iptal edilmedikçe hukuki sonuçlarını doğuracak, böylece bankadaki paranın haczedilmezliği devam edecektir. Bu durumda davalının davacı bankaya ikinci haciz ihbarnamesini göndermesi usulsüzdür. Mahkemece yapılması gereken iş, birinci haciz ihbarnamesinin gönderildiği tarihte belediye hesabında para bulunup bulunmadığının ve bu para üzerinde tahsis kararı olup olmadığını incelemek, şayet tahsis kararı varsa, yersiz olarak gönderilen ikinci haciz ihbarnamesi nedeniyle davacının istemini kabul etmektir. 4. HUKUK DAİRESİ E. 2001/5901 K. 2001/10651 T. 1.11.2001
Av.Tayfun Eyilik 4. HUKUK DAİRESİ E. 2000/10152 K. 2001/3381 T. 5.4.2001 Belediye Encümenince Belediyenin her türlü malvarlığının kamuya tahsisli olduğu biçiminde karar alınmak suretiyle belediyeden alacaklı olanların alacağının ödenmesi böyle bir karar gereğince engellenmekte ise de her somut olayın kendi içerisinde tartışılıp, sonuçlandırılmasında zorunluluk bulunmaktadır. Somut olayda da alacak Belediyenin tahsis kararından daha önce doğmuştur. Ayrıca haczin konusu da bizatihi kamuya tahsisli bulunmamaktadır. Alacağın doğmasından sonra alınan tahsis kararının bankaya bildirilmemesi nedeniyle alacaklının bankadaki hesaba haciz koydurmasında bir usulsüzlük bulunmamaktadır. 12. HUKUK DAİRESİ E. 2005/974 K. 2005/3955 T. 1.3.2005 Hükmi şahıslara tebligat selahiyetli mümessillerine, bunlar birden ziyade ise yalnız birine yapılır. 1580 Sayılı Belediye Kanunu'nun 100. maddesine göre belediyeyi belediye başkanı temsil eder. O halde İcra Dairesinde belediye personel müdürü M. O. imzasına yapılan ödeme emri tebliğ işlemi anılan yasa hükümlerine aykırı olduğundan usulsüzdür. Bu durumda İcra Mahkemesince 7201 Sayılı Kanunun 32. maddesi de gözetilerek tebliğ tarihinin tesbit edilip ödeme emri tebliğ tarihi düzeltildikten sonra şikayet konusu haciz işlemlerinin icra takibinin kesinleşme tarihinden önce olması halinde bu nedenle şikayetin kabulüne karar verilmesi gerekir. 2- Kabule göre de; şikayete dayanak yapılan Belediye Meclis Kararında, belediyeye ait tüm taşınır ve taşınmaz malların kamuya tahsis edildikleri anlaşılmaktadır. Sözü edilen bu karar idari yargıca iptal edilmediği veya yürürlüğünün durdurulmasına karar verilmediği sürece geçerlidir. Adli yargıda idari nitelikteki bu kararın yerinde olup olmadığı tartışılamayacağından borçlunun haczedilemezlik şikayetinin kabulü yerine yazılı gerekçelerle reddi doğru değil Demekki burada özellikle kira gelirleri açısından kamuya tahsis kararı bulunup bulunmadığı haciz işlemi uygulanıp uygulanamayacağı ile ilgilidir. Benim fikrime göre herkes (buna kamu tuzel kişileri de dahildir) haklarını kullanırken objektif iyiniyet kurallarına uymak mecburiyeti vardır. Buna göre idare de sadece borçlarını ödememek için tüm mal hak ve varlıklarını kamuya tahsis etmesi iyi niyetli bir davranış değildir. Böyle düşünüldüğünde idari işlemin amaç yönünden hukuka aykırı olduğundan iptal edilebilir. Benim araştırmalarımda kamuya tahsis kararının iptal edildiği bir danıştay kararı bulamadım. Bulan arkadaş var ise burada paylaşırsa iyi olur. . Danıştay bir çok kararında vergi alacakları için belediyenin kira ve iller bankasından ayrılan paralara haciz uygulayabileceğini belirtmektedir. Burada belki başka bir tartışma yapmak gerekebilir. Bilindiği üzere İcra iflas yasası hükümlerine göre paraların paylaştırılması hususunda işçi alacakları malın aynından kaynaklanan kamu alacakları hariç vergi alacaklarının önüne geçmektedir. DANIŞTAY 4. DAİRE E. 1997/5648 K. 1998/2412 T. 4.6.1998 Kamu alacağının tahsili kapsamında mahalli idarelerin iller bankasındaki paylarının haczi mümkündür. DANIŞTAY 4. DAİRE E. 2002/2969 K. 2003/513 T. 24.2.2003Davacı belediye başkanlığının İmar Kanunu uyarınca yapacağı kamulaştırma işleminden önce belediye sakinlerinden tahsil ettiği paraların yatırıldığı bankadaki hesabın, belediyenin tasarrufunda bulunduğu, kamu hizmetine tahsis edilmiş sayılmayacağı, dolayısıyla belediyenin vergi borçları için haczedilebilecektir. DANIŞTAY 3. DAİRE E. 2001/2076 K. 2003/4814 T. 31.10.2003 ÖZET : Belediye meclisince kamu hizmetine tahsis yolunda karar alınması bir gayrimenkulün kamu hizmetinde kullanıldığını göstermeyeceğinden, haciz uygulanan gayrimenkullerin gerçekten kamu hizmetinde kullanılıp kullanılmadığının araştırılarak yeniden bir karar verilmesi gerektiği hakkında. DANIŞTAY 3. DAİRE E. 1992/507 K. 1992/2564 T. 2.7.1992 Doğrudan doğruya kamu hizmetinde kullanılma ve gelir getirmeme koşulları birlikte gerçekleşmediğinden, sadece Belediye Meclis kararı ile kira gelirlerinin kamu hizmetine ayrılmış olması, bu gelirlere kamu hizmetine ayrılmış mal niteliğini kazandırmayacağından, haciz işleminin iptali kararı isabetsiz olduğu hakkında.
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • Clicking Here TLO lookup 
  • 02.05.2025 08:42
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük + Arşiv +
    Bugünün tarihi: 03/05/2025 07:04:21