avukat62 |
Sayın İntaş'ın, "kişinin sahip olduğu ismi benimsemiş olması" yönündeki görüşüne elbette katılıyorum. Ancak, sırf bu yeterli olmuş olsa idi, o takdirde isim değiştirmek neden hakim kararına bırakılacaktı? İsmini benimsemeyen herkes Nüfus Müdürlüğüne gidip ismini değiştirebilmeliydi. İşte sırf ismi benimsememek kanunkoyucu tarafından yeterli görülmemiş ve "haklı sebepler"in bulunması gerektiği öngörülmüşdür. Bu haklı sebepler hepimizin malumu olduğu üzere, telaffuzu zor, küçültücü, kulağa hoş gelmeyen, alay konusu olabilecek isimler yanında, yaygın olması sebebiyle karışıklığa sebep olabilecek ile çok uzun veya hatalı yazılmış isimler, değiştirilmesi için haklı sebep haklı sebepler teşkil etmektedir.
İsmini değiştirmek isteyen üyemizin isminde ben şahsen böyle bir haklı sebep teşkil edebilecek yön göremediğimden dolayı açıklama getirmesini rica etmiştim. Ancak, elbetteki, bu benim şahsi fikrim olup, bu kişinin hakimi ikna edecek bir haklı sebebi bulunabilir. Zaten benim de merak ettiğim husus işn bu yönüydü.
Dava açma yaşına gelince; daha öncede, bu forumda, kişinin reşit olmadan isim tashihi davası açıp açamayacağı hususu tartışılmıştı. Bahsedilen tartışmada da ifade ettiğim üzerebir kısım hocalarımıza göre sınırlı ehliyetsizlerin bu davayı tek başlarına açabilecekleri düşünülmekte ise de, doktrinde baskın olan görüşe göre, ismin değiştirilmesinin taşıdığı mana ve doğurabileceği önemli neticeler sebebiyle sınırlı ehliyetsizlerin bu davayı tek başına açmaması ve kanunî temsilcisinin de bu işleme katılması gerektiği yönünde olup, uygulamanın da bu yolda olduğu ifade edilmektedir.
Ancak burada, isim tashihi talebinde bulunacak kişinin kanunî temsilcisi bu değişikliğe karşı olacağı açık olduğundan, bu kişinin tek başına açacağı bir isim tashihi davasına hakimin bakabileceğini düşünüyorum.
DeFacto |