Av.Fırat Bayındır |
sayın izgem,
yeni iş kanunu 32. m. "ÜCRET EN GEÇ AYDA BİR ÖDENİR" derken, 34. m ile "ÜCRETİ ÖDEME GÜNÜNDEN İTİBAREN 20 GÜN İÇİNDE MÜCBİR BİR NEDEN DIŞINDA ÖDENMEYEN İŞÇİ İŞ GÖRME BORCUNU YERİNE GETİRMEKTEN KAÇINABİLİR." hükmü getirilmiştir.
bu ikisi birlikte değerlendirildiğinde,
- örneğin mayıs ayında 31 gün çalışan işçinin ücretinin ödeme günü, işçinin iş görme borcunun o ay itibariyle sona erdiği 31 mayısı izleyen 1 hazirandır.
yani 1 haziran itibariyle ücret alacağı muacceldir.
- mayıs ayında hakedilen ücret ise en geç 20 haziranda ödenmelidir.
ücretin ödeme zamanı T.İ.S. ile veya hizmet akitleriyle düzenlenebilir. böyle bir düzenleme yoksa kanun hükmü uygulanarak hak edilen ayın ücreti en geç izleyen ayın 20. gününde ödenmelidir.
20. günde ücretin ödenmemesi işçiye iki hak sağlar
1) İş K.24-II/e maddesi gereğince iş aktini işçi HAKLI NEDENLE FESHEDER
2) İŞ GÖRME BORCUNU YERİNE GETİRMEZ. Zira işveren temerrüde düşmüştür.
ancak iş görmekten kaçınma hakkını işçi kötüniyetli olarak kullanmamalıdır. örneğin temel ücreti ödendiği halde yol yardımının ödenmemesi, işçiye bu hakkı vermez
ikinci sorunuz ücretin eklentisi ile ilgilidir. Bildiğiniz üzere GENEL ÜCRET ve GENİŞ ANLAMDA ÜCRET farklı kavramlardır.
genel ücret işçinin çalışması karşılığı aldığı temel-kök ücrettir. Geniş anlamda ücret ise temel ücretin yanında işverenin işçiye sağladığı ör. ikramiye, yemek-yol yardımı gibi eklentilerdir. bu eklentiler de
- iş akitlerinde veya
-T.İ.S.nde kararlaştırılabileceği gibi
- işveren tarafından işçinin ücret bordrosunda yer alan ve uzunca bir süredir uygulanmakla artık işyeri uygulaması ve işçinin kazanılmış hakkı haline gelen EKLENTİ ÖDEMELERİDİR
işverenin bu uygulamasından dönmesi halinde, yani ör. haziran ayı ücret bordrosunda yol yardımının hiç yer almamış olması halinde işçi şayet ücret bordrosunu ihtirazi kayıt koymadan imzalar ve bu uygulama bir kaç ay devam ederse, artık işçi de bu uygulamayı kabullenmiş olacaktır, buna dayanarak iş görme edimi yerine getirmekten kaçınamayacağı gibi iş akdini de haklı nedenle feshedemez. Yol yardımının iş akdini esaslı bir değişikliğe uğratıp uğratmadığına da ayrıca bakılmak gerekir. Şayet verilmeyen yol yardımı işçi açısından iş akdinin devamını çekilmez hale getiriyorsa, haklı nedenle fesih imkanı doğabilir.
Tabii, Türkiyede yaşadığımızı ve hiç umulmadık kararlar ve yorumlarla karşılaştığımızı unutmadan davalarımızı biçimlendirmek gerekiyor.
CORPUS HUKUK PROGRAMI epeyce zengin bir kaynak. şu anda büromda olmadığımdan araştıramadım ama bir örnek olarak işçinin avans isteğini karşılamayan işverenin bu tutumu üzerine iş akdini haklı nedenle fesheden işçinin bu işlemini Yargıtay 1970 yılında doğru bulmuş (çembercinin kitabı)
ya da sigortalı işçinin çalışmasının SSK' ya bildirilmemesi ve bazı işçilik haklarının ödenmemesi işçiye bildirimsiz fesih hakkı veriri demiş Yargıtay.
Dediğim gibi hukukta hiç bir zaman 2x2=4 etmez.
Biz hukukçuların işi 2x2= siz kaç olmasını istiyorsunuzu sağlamaktır. istenilen netice mahkemenin 2x2'siyle örtüşüyorsa mesele yok demektir. Özellikle mahkeme kararlarında şu HERNEKADAR' la başlayan cümleleri görmek bazen beni deli ediyor.
BİZ ELİMİZDEN GELENİ YAPALIM, YETER.
ceteris paribus |