ozcanhukuk |
Düzenleme çok yerindedir. Ümid ederim ki aynen yasalaşır. Kanaatimce Yargıtay'da temyiz aşamasında bulunan Ceza Davalarında Yargıtay C. Başsavcılığı'nın mütealası olarak değerlendirilebilecek olan tebliğnameler taraflara tebliğ edilmelidir. Yargılamanın daha en başından itibaren hakkındaki isnat ve suçlamaları bilme hakkına sahip olan sanık,hazırlık soruşturmasında bu hakka sahipken,hakkında ceza davası açılıp ceza davalısı sanık olduğunda yine hakkındaki suçlamayı öğrenebiliyorken,hüküm aşamasına gelinirken C.Savcısının mütealası ile hakkında iddiayı öğreniyorken temyiz aşamasında Yargıtay C. Başsavcılığının düşüncesini yani tebliğnameyi öğrenememesi öncelikle çelişki oluşturmaktadır ve öte yandan Ceza Hukukunda "sanığın hakkındaki isnat ve suçlamaları bilme ve böylelikle savunma hakkı"na aykırıdır.
Uygulamada Ceza davalarına ilişkin temyiz incelemeleri duruşmasız yahut duruşmalı görülmektedir. Duruşmasız işlerde zaten sanığa tebliğname tebliğ edilmediğinden sanık ancak hükümle birlikte tebliğnameyi öğrenebilmekte ve böylelikle Yargıtay C.Başsavcılığı'nın tebliğnamesine,tebliğnamede öne sürülen gerekçelere karşı kendisini ayrıca savunamadan verilen hükümle karşılaşmaktadır. Duruşmalı işlerde ise tebliğname ancak duruşma günü ve duruşma sırasında sanığa yahut vekiline iletilmektedir ve ancak "bozma isteniyor" yahut "onama istemlidir" biçiminde gerekçeden ve ayrıntıdan uzak ve savunmaya imkan vermeyecek şekilde iletilmektedir. Sözgelimi bozma isteniyorsa sanık leyhine mi aleyhine mi bozma isteniyor bu dahi söylenmemektedir,bunun zaten hiç bir faydası da olmamaktadır. Kaldı ki duruşma sırasında tüm ayrıntılarıyla tebliğname okunsa dahi sanık yahut vekilinin o anda savunma hazırlayabilmesi mümkün müdür?
Tüm bu uygulamalar hikmetini kendinden menkul gören,savunmayı boş ve gereksiz sayan,savunmaya saygı duymayan,Yargı'da iddiayı temsil eden C.Savcılığı ve yargılamayı temsil eden hakimlik kurumu dışında savunma ve avukatlık kurumunun da esasen çok önemli bir işleve sahip olduğunu kabul etmeyen bir mantığın eseridir.
Her alanda şeffaf olmamız gerekirken hukuk alanında adalete doğrudan olumsuz tesir eden bu yanlış uygulama mutlaka değiştirilmelidir. Esasen hukukumuzda bilhassa yargılamanın sujeleri olan yargı,iddia ve savunma makamları ve bu makamları işgal eden hukukçularımızın karşılıklı rol ve oluşumları konusunda yapılması gereken çok şey vardır. Ancak getirilmesi düşünülen düzenleme gerçekten önemlidir,desteklenmesi gerekir,mevcut hükümetten daha fazlasını da istemeliyiz. Tartışmadan,eleştirmeden,düşünmeden,hep daha iyileri öngörmeden hukuk gelişmez,bunun yanısıra savunma,savunma mesleği olan avukatlık,adalet ve keza toplum da gelişmez...
Not:Bu arada Yargıtay'da bazı Ceza Dairelerimizde Yargıtay C. Başsavcılığı'nın tebliğnamelerinin taraflara tebliği uygulanmaktadır. Ancak bu azınlıktadır. Biz getirilmesi düşünülen düzenleme ile tebliğnamenin tebliğinin hem tüm Yargıtay Ceza Dairelerinde uygulanmasını ve hem de yasal zemine oturtulmasını istemekteyiz.
Saygılarımızla
|