HRMGR |
Konu İş Hukuku'nda tartışmalı bir konudur. Yargıtay kararlarında da farklı görüşler bulunmaktadır.
Öncelikle kişisel fikrimi belirteyim. Bu yorum hukuki bir dayanağa atıftan çok, hakkaniyete uygunluk anlamında bir yorum olacaktır.
En azından; ilk çalışma kıdem tazminatına hak kazandırmayacak şekilde sona erdiyse örneğin istifa, bu sürenin sonraki çalışmalarla birleştirilmemesi gerektiği düşüncesindeyim. Ayrıca çalışanın ayrılışında kıdem tazminatı ve bakiye izin alacakları ödendiyse, arada girdi çıktı tarzı bir muvazaa da mevcut değilse sonraki çalışmaların artık yeni bir sözleşmeye dayandığının kabulü ve sürelerin birleştirilmesinden söz edilmemesi gerekir. Bu Sözleşme Hukuku açısından da doğru bir yorum olacaktır.
Öte yandan bu husustaki mevcut tartışmalarda baskın görüş, ilk ayrılış ne sebeple gerçekleşirse gerçekleşsin, aradan ne kadar süre geçerse geçsin, yıllık ücretli izine esas kıdem hesabında tüm sürelerin birleştirilmesi gerektiği yönündedir ve dayanakları da İş Kanunu 54. maddesinin ilk paragrafıdır. Kanunda açıkça belirtilmiş bir hususun yorum yolu ile daraltılamayacağı odak noktalarıdır.
Selamlar, |