Hukuki.NET


03/05/2025  Eski forum arşivi bölümü

Hukuksal Tartışmalar




 


Forum:
Bazı kadınlar...
Av.Dilek Kuzulu Yüksel Bazı kadınlar yakalanamaz, durdurulamaz ve kimseye ait olamazlar. Onlar zaten kendilerine bile ait değildir de... O kadınlara yalnızca yakın durulabilir, yakalayıp durdurursan, kendine ait kılarsan... Ölüverirler. Çünkü onlar kuş gibidirler. Böyle uçucu kadınlar, tepeden aşağıya inen bir bisiklet gibi, fren yaptıklarında düşeceklerini pekiyi bilirler. O yüzden belki de hayat boyu kendilerini en sevdiklerinden bile korumak mecburiyetindedirler. Kendilerini durdurup, öldürüverecek şeylere karşı dikkatli olmaları gerektiğini (her nasılsa) bilirler. Onlar, insanı ancak frensiz bir seyahate davet edebilirler. Zira fren yaparlarsa artık onlar, o kadınlar değillerdir ve bozulmuş bir oyuncak gibi kıymetsizdirler. Kanatlarının altına rüzgârı aldığında uçabilen kuşlar gibi, rüzgârsız kaldığında bir lokma ete dönüşen kadınlar... Ve erkekler, ekseriyetle, kadınları eğitilebilecek kuşlar sanırlar. Bilir misiniz? Eğiticiler, eve dönsünler, uzaklara uçmasınlar diye önce kuşların kanatlarını biraz kırarlar... Ama kimi kuşlar ve kadınlar, gökyüzünde uçmayacaklarsa eğer, ölüvermeyi tercih ederler ne yazık ki... Kimi kadınlar hareketinin önüne geçilmeden, "yakın durarak" izlenmek, sevilmek mecburiyetindedirler. Bu bir seçim değildir, sevilen renklerini korumak için bunu yapmaları gerektiğini her nasılsa bilirler. Kollarından tutulduklarında amansız bir illete yakalanacaklarını bilirler. Uçuşup, renklerini dağıtıp, çırpınıp hayat içinde, sonra sessizce gidecekler. Durmak büyüyü bitirir, bunu bildikleri için onları sevmiş olan adamlar onlara güvenmelidirler. Ve tepeden aşağı inen bir bisiklet gibi, fren yapmadan gitmeyi tez elden öğrenmelidirler. Sadece onun yanında olmanın keyfini tadarak.... Fren yaparsa o kadının artık o kadın olmayacağını bilerek.... (Alıntıdır)
commodore1tr Bunu kesinlikle bir kadın yazmış sayın kuzulu alıntı demiş ama bir kadından alıntı bu kesin..... Hemde kendini beğenmiş bir kadından alıntı... Gerçek şudur ki erkek ilk aşık oldum sanır ama yanılır kadın aşık olmuştur ve bir şekilde erkeği kendine aşık eder... Aşık olduğu erkeğin özelliğini değiştirmek içinde elinden geleni sonra yapar sonra ne mi olur elbette hüsran sonra böyle alıntı diye yazılar çıkar ortaya aslında olduğu gibi sevmek erdemdir ama erdem nerede derseniz kaf dağını bilen varsa arkasına baksın.... derim ben..
Av.Dilek Kuzulu Yüksel Kimin yazdığını gerçekten bilmiyorum sayın commodore1tr. Ben sizinle aynı fikirde değilim, daha doğrusu bunu yazanın (kadın olduğunu farz edersek) kendini beğenmiş biri olduğunu düşünmüyorum. Sadece bunu yalnızca kadınlara özgü bir özellik gibi yansıtması eleştirilebilir kanaatimce. Kadın da erkek de kendine partnerinden ayrı bir yer ayırmalıdır, bu yere sığındığındaysa diğeri ona güvenmeli, onu boğmamalıdır. Zaten ayrılıkların çoğu bu boğmaların sonucu değil midir? (Tabi ki, sığınan da bu güveni hak etmeli, suistimal etmemelidir, yoksa sonuç gene ayrılık olacaktır, er ya da geç.) Olduğu gibi sevmek elbette bir erdemdir, böyle bir kadını ya da erkeği de olduğu gibi sevmek, anlamak, kendine ait yaşamına müdahale etmemek, değişmesini beklememek gerekmez mi? Sevgi emekmiş. Emek ise vazgeçmeyecek kadar, ama özgür bırakacak kadar sevmekmiş... demiş Can Baba... [:)]
Emrah Yavuzcan Keşke okumasaydım diyorum şu anda... Gerçekleri görmek acı gelirmiş ya insana, tamamıyla katılıyorum. Atmacaların nasıl yakalandığını gösteren bir belgesel izledim dün gece. Atmaca yakalanır ve insana alıştırılırmış. Fakat içlerinden birisi insana alışmakta zorlanmış. Avcının elinden yemek yemiyor, onunla ava çıkmıyormuş. Avcı da ona daha fazla eziyet etmemek için salıverdi. O kadar güzel uçuyordu ki havada...
commodore1tr En iyisini o atmaca yapmış.Değişmemiş... Tayip dışına da değiştim diyen yoktur gerçi ama bence bir o değişmedi düşüncelerinde kadınlara yakalanan erkeklerde değişti sonra kadınlar ' yahu benim tanıdığım sevdiğim adama ne oldu ' diye düşünüp erkeğe dırdır etti ' çok değiştin sen çok...' diyerektennn Dilek hanım kızsada bu böyle kızmasada bu böyle...
izmirli Ben de Dilek hanım gibi düşünüyorum. Bu yazıyı yazan kesinlikle bir kadın değil (Bayanların içgüdülerine inanın) ama kimi kadınlar gerçekten de böyledir. Sizi bisikletinin arkasına atar ama hızdan korkunca siz o durmayacağı için ille de inecekseniz bisikletten, paldır küldür düşersiniz, canınız fena yananmıştır. Hatta bir daha sizin kullanmadığınız bisiklete binmemeye yemin edersiniz o an.
Av.Duygu Tekay Sayın Kuzulu ve Sayın Commodore; Bu yazı Ece Temelkuran'a ait bir yazı. [:D][}:)]
Av.Duygu Tekay Yazının tamamı aşağıdaki gibi; Kuş Kadınlar Tepeden aşağı bisikletle hızla inen güzel kadının ardından ona âşık olan genç adam bağırmaktadır: - Iris, yavaşla! Dur! Sana yetişemiyorum! - Yavaşlayamam. Sen bana yakın durmaya çalış. Bir şey olmaz! İngiliz yazar Iris Murdoch#8217;un hayatını anlatan "Iris" filminde üç kez aynı sahne tekrarlanıyor. Adam, kadının hızına yetişemiyor ömür boyu, ama ona "yakın durmayı" beceriyor. Peki hakikaten bir şey olmuyor mu? Ne oluyor ya da? *** Bazı kadınlar, yakalanamaz, durdurulamaz ve kimseye ait olamazlar. Onlar zaten kendilerine bile ait değildir de, o karmaşık bir mesele. O kadınlara yalnızca yakın durulabilir, yakalanıp durdurursan, kendine ait kılarsan... Ölüverirler. Çünkü onlar kuş gibidirler. Böyle uçucu kadınlar, tepeden aşağıya inen bir bisiklet gibi, fren yaptıklarında düşeceklerini pekiyi bilirler. O yüzden belki de hayat boyu kendilerini en sevdiklerinden bile korumak mecburiyetindedirler. Kendilerini durdurup, öldürüverecek şeylere karşı dikkatli olmaları gerektiğini -her nasılsa bilirler. Onlar, insanı ancak frensiz bir seyahate davet edebilirler. Zira fren yaparlarsa artık onlar, o kadınlar değiller. Bozulmuş bir oyuncak gibi kıymetsizler... Kanatlarının altına rüzgârı aldığında uçabilen kuşlar gibi, rüzgârsız kaldığında bir lokma ete dönüşen kadınlar... Ve adamlar, ekseriyetle, kadınları eğitilebilecek kuşlar sanırlar. Bilir misiniz? Eğiticiler, eve dönsünler, uzaklara uçmasın diye önce kuşların kanatlarını biraz kırarlar... Ama kimi kuşlar ve kadınlar, gökyüzü kadar uçmayacaklarsa ölüvermeyi tercih ederler... *** Yıllar geçer. Iris Murdoch bütün o şahane kitapları yazar, bütün o şahane konuşmaları yapar. Zekâsıyla etrafı büyüleyip dururken, tutulamayacak bir kuş gibi oradan oraya uçuşurken birden amansız bir illete tutulur. Alzheimer hastalığı ışıklı sözcüklerini hızla elinden çekip almaktadır. Gökyüzünü ateşe veren alev rengi kanat tüylerini bir bir söker gibi... Ona "yakın durmak için" onca çaba harcayan adam, yatakta, yanında duran, artık tam da en başından beri istediği gibi "yavaşlayıp durmuş" bu düşkün kuşu artık istememektedir. Neden? - Iris! İlk kez bana aitsin! ilk kez benimsin! Ve ben seni istemiyorum! *** Bilir misiniz? Manolyalar, o kocaman beyaz çiçekler, dokunuldukları anda küserler. Birden, kahverengi çürürler. Kuş kadınlar, manolyalar gibidirler. Kimi kadınlar hareketinin önüne geçilmeden, "yakın durarak" izlenmek, sevilmek mecburiyetindedirler. Bu bir seçim değildir, sevilen renklerini korumak için bunu yapmaları gerektiğini her nasılsa bilirler. Kollarından tutulduklarında amansız bir illete yakalanacaklarını bilirler. Uçuşup, renklerini dağıtıp, çırpınıp hayat içinde, sonra sessizce gidecekler. Durmak büyüyü bitirir, bunu bildikleri için onları sevmiş olan adamlar onlara güvenmelidirler. Tepeden aşağı inen bir bisiklet gibi, fren yapmadan gitmeyi tez elden öğrenmelidirler. Fren yaparsa o kadının artık o kadın olmayacağını... Kuş kadınlar, uçamadıklarında kıymetsiz bir av etine dönüşeceklerini pek iyi bilirler https://www.milliyet.com.tr/2002/05/17/yazar/temelkuran.html
Av.Duygu Tekay Yazının tamamı aşağıdaki gibi; Kuş Kadınlar Tepeden aşağı bisikletle hızla inen güzel kadının ardından ona âşık olan genç adam bağırmaktadır: - Iris, yavaşla! Dur! Sana yetişemiyorum! - Yavaşlayamam. Sen bana yakın durmaya çalış. Bir şey olmaz! İngiliz yazar Iris Murdoch#8217;un hayatını anlatan "Iris" filminde üç kez aynı sahne tekrarlanıyor. Adam, kadının hızına yetişemiyor ömür boyu, ama ona "yakın durmayı" beceriyor. Peki hakikaten bir şey olmuyor mu? Ne oluyor ya da? *** Bazı kadınlar, yakalanamaz, durdurulamaz ve kimseye ait olamazlar. Onlar zaten kendilerine bile ait değildir de, o karmaşık bir mesele. O kadınlara yalnızca yakın durulabilir, yakalanıp durdurursan, kendine ait kılarsan... Ölüverirler. Çünkü onlar kuş gibidirler. Böyle uçucu kadınlar, tepeden aşağıya inen bir bisiklet gibi, fren yaptıklarında düşeceklerini pekiyi bilirler. O yüzden belki de hayat boyu kendilerini en sevdiklerinden bile korumak mecburiyetindedirler. Kendilerini durdurup, öldürüverecek şeylere karşı dikkatli olmaları gerektiğini -her nasılsa bilirler. Onlar, insanı ancak frensiz bir seyahate davet edebilirler. Zira fren yaparlarsa artık onlar, o kadınlar değiller. Bozulmuş bir oyuncak gibi kıymetsizler... Kanatlarının altına rüzgârı aldığında uçabilen kuşlar gibi, rüzgârsız kaldığında bir lokma ete dönüşen kadınlar... Ve adamlar, ekseriyetle, kadınları eğitilebilecek kuşlar sanırlar. Bilir misiniz? Eğiticiler, eve dönsünler, uzaklara uçmasın diye önce kuşların kanatlarını biraz kırarlar... Ama kimi kuşlar ve kadınlar, gökyüzü kadar uçmayacaklarsa ölüvermeyi tercih ederler... *** Yıllar geçer. Iris Murdoch bütün o şahane kitapları yazar, bütün o şahane konuşmaları yapar. Zekâsıyla etrafı büyüleyip dururken, tutulamayacak bir kuş gibi oradan oraya uçuşurken birden amansız bir illete tutulur. Alzheimer hastalığı ışıklı sözcüklerini hızla elinden çekip almaktadır. Gökyüzünü ateşe veren alev rengi kanat tüylerini bir bir söker gibi... Ona "yakın durmak için" onca çaba harcayan adam, yatakta, yanında duran, artık tam da en başından beri istediği gibi "yavaşlayıp durmuş" bu düşkün kuşu artık istememektedir. Neden? - Iris! İlk kez bana aitsin! ilk kez benimsin! Ve ben seni istemiyorum! *** Bilir misiniz? Manolyalar, o kocaman beyaz çiçekler, dokunuldukları anda küserler. Birden, kahverengi çürürler. Kuş kadınlar, manolyalar gibidirler. Kimi kadınlar hareketinin önüne geçilmeden, "yakın durarak" izlenmek, sevilmek mecburiyetindedirler. Bu bir seçim değildir, sevilen renklerini korumak için bunu yapmaları gerektiğini her nasılsa bilirler. Kollarından tutulduklarında amansız bir illete yakalanacaklarını bilirler. Uçuşup, renklerini dağıtıp, çırpınıp hayat içinde, sonra sessizce gidecekler. Durmak büyüyü bitirir, bunu bildikleri için onları sevmiş olan adamlar onlara güvenmelidirler. Tepeden aşağı inen bir bisiklet gibi, fren yapmadan gitmeyi tez elden öğrenmelidirler. Fren yaparsa o kadının artık o kadın olmayacağını... Kuş kadınlar, uçamadıklarında kıymetsiz bir av etine dönüşeceklerini pek iyi bilirler https://www.milliyet.com.tr/2002/05/17/yazar/temelkuran.html
Av.Mehmet Taylan Karakum Ukalalık gibi olacak ama; bu filmi de biliyorum ve Ece Temelkuran'ın, hem film hakkında ve hem de yorumlarında yanıldığını, kesinlikle söyleyebilirim. Tanımıyorum ve böyle bir yorum yapmak hatalıdır ama; sayın Temelkuran, boyalı sözler söylemek (boyalı kuşlar yapmak) adına ve bir metropolde yaşayan kişi olarak, kadınsı güdülerinden vaz mı geçmiş demeliyim, bilemiyorum. E ne de olsa zordur DMC Club üyesi olmak ve Tower'larda çalışmak (ben de çalıştım, gerçekten zordur, bilirim; insan nefessiz kalır).
commodore1tr Yani kadın değil mi? Hehe Ben bilirim :))) Ama Fırat abi kızmasın diye günlerce konuşmayacağım sadece Ece hanımın kendini beğenmiş olduğunu biliyorum ilk yazıma cuk oturmuş... Uzman mıyım neyim :)
Av.Duygu Tekay [:tbp]Evet Uzmansın[:cp]
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • Clicking Here TLO lookup 
  • 02.05.2025 08:42
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük + Arşiv +
    Bugünün tarihi: 03/05/2025 09:16:59