Hukuki.NET


04/05/2025  Eski forum arşivi bölümü

Hukuksal Tartışmalar




 


Forum:
Cezai ehliyeti olmayan dilediğini yapabiliyormu
cem38ist Olayın vehametini anlatabilmek için belirtiyorum,annem tern istasyonuna doğru giderken,gündüz işlek bir caddede yani bu geçtiğimiz cumartesi günü saat 14.00 gibi yani güpe gündüz florya Atatürk ormanının yanındaki bir caddede cüppeli pardesülü bir sapığın cinsel tacizine uğramış,tacize uğradığı yerdeki yolun karşısındaki apartmanda 9-10 yaşlarındaki kız çocuğu olduğunu görünce ailesinide ikaz edip dikkatli olmaları için uyarmış,bende bu olay üzerine hemen 155 i arıyarak olayı polise bildirdim,tabi bir netice çıkmadı.Yine bugün olay yerine yakın bir yerde aynı adama rastlamış ve aynı olay tekrar cereyan etmiş,fakat bu sefer 155 i aradıklarında polis şahsı yakalamış,keşke yakalamasaydı.Polisin söylediği biz bu şahsa bir şey yapamayız akli dengesi yerinde değil galiba,1-2 saat nezarette tutup salıvereceğiz,ifade bile almamış.Her kesin çoluğu çocuğu ailesi var,farzedelim polisin karısını yada kızını böyle taciz etse bu kadar ile geçiştireceklermi,polis zanlıya istediğini yapmakta serbest,farzedelim ben adama denk gelseydim,kafasını gözünü patlatsaydım,cezai ehliyetim olduğu için kanun karşısında suçlu sayılacağım,ama bu tür sapıklar kendilerine deli süsü verip ceza almadan rahatlıkla ortalıkta dolaşıyor.155 i arayıp durumu izah ettim yani adamı salıveriyorlar diye ,bana polis elimiz kolumuz bağlı savcılığa suç duyurusunda bulunursanız ancak akli dengesinin yerinde olup,olmadığını tespit için hastaneye sevk ederler dedi,peki benim anlamadığım polis hemen kendi kendine nasıl oluyorda cezai ehliyeti yoktur diyerek hüküm veriyor,adamı daha önce yakalamamışlar,ilk defa yakalanmış.Bu tür serseriler için yapacak bir şeyler varsa lütfen belirtsin ve bilhassa eğer yolum düşerde adama rastlarsam benim adama vereceğim zarardan ne ceza verirler en azından bilgim olsun.
commodore1tr Hukukun hukuksuzluğu işte budur. Buna ciddi yanıt verilemez neden verilemez çünkü kanunlarımız yetersiz kanun uygulayıcılarıda bu yetersiz kanunlar çerçevesinde döndüklerinden omlarda tatmin edici yanıt veremez.... Enteresandır. Çok sevdiğim birisinin eşinin erkek kardeşine ŞİZOFREN tanısı konmuş ve belirtilmiş ki tedavisi mümkün değil... Belirli süre yatırılıp çıkarılmış ve ilaçlar etkisini kaybedince yine gariplikler başlamış devletin verdiği yanıt ise aynen şu ' YATIRAMAYIZ BİRİSİNE BİR ŞEY YAPMASI LAZIM KANUN BÖYLE..' Kanun öyle mi bilme ama dedikleri ne göre uygulama bu yani bu hasta birisini öldürecek devlet 'aaa bu hasta hastahanede yatsın diyecek..' ölne bunun hastahaneye girmesini sağlayacak sadece bu... Ne biçim sosyal devletse... Sende onu dövüp paranoyak ayaklarına yatman lazım sanki... Devlet sanada onada dokunmaz yiyin birbirinizi der... Bu bence hukukun değil başta sosyal devletin sorunu... devlet sosyal olamazsa hukuk ne yapsın ?
Kaderebak İşte bundan sebeb, herkes kendi adaletini kendi uyguluyor genellikle..
Av.Mehmet Taylan Karakum Sevgili arkadaşlar; Lütfen biraz aklı selim olalım. Hepimiz Türkiye'de yaşıyoruz ve Dünya'nın hiçbir yeri, güllük gülistanlık değil. Bizler, ancak elbirliğiyle bu Ülke'yi gülbahçesine çevirebiliriz. Ciddiyim. Eğer, elimizi taşın altına sokmaz; bu bahçedeki zararlılara, yabanıllara karşı yapılması gerekeni yapma; ''ay delime diken battı, bırakıyorum bu işi'' dersek; gidecek neresi var ki? Olaydaki sorun, pek çok zamanda olduğu gibi; idari ajanların görevlerini savsamasından kaynaklanmış. Bu sevgili arkadaşımız, Valiliğe, hatta Bakırköy Kaymakamlığı'na, olayı anlatan bir dilekçe versin, bakalım neler oluyor (aynı gün içinde). Sistem hemen işleyecek ve; 1. Dilkeçesi, bir üst yazıyla asayiş Bürosu'na ya da doğrudan semt karakoluna gönderilecek, 2. O hasta gözaltına alınacak ve sağlık muayenesine tâbi tutulacak (bu şüphelinin davranışlarından, akli dengesinin yerinde olmadığı anlaşılıyorsa, elbette ifadesi alınamayacak) ve 3. En basitinden, Bakırköy'e ya da bir başka gözetim merkezine gönderilecektir (belki de hakkında dava da açılır; ama, rapora göre sonuçları belli; yine gözetim). 4. Haa, diyeceksiniz ki; ''oradakiler de, bir süre sonra, kaçtı deyip, bırakıveriyorlar''. Bu da doğru. Peki ne yapalım? Tüm bunları yapmayalım da, bu adamı, öldürelim mi? Cezası budur deyip, elimizle bu hakkı, insanlara teslim mi edeceğiz? Yapmayın Allah aşkına! Bir zamanlar, sokak köpeklerini adaya göndermişler; şimdi köpekler bitti mi? Birazcık elimizi taşın altına sokalım lütfen!
Kurban Bu tür işleri iyi bilirim zamanında görevim gereği manisa ve bakır köye akıl hastası sevkiyatında çok görev yaptım..Birde fakir ve acize hastaların tedavi işlerinde refakat hizmetlerinde bulundum.. Gelelim akıl hastalarına bunu bir kaç yönden ele almak gerekir..Sosyal devlet yönünden yasalar yönünden emniyet ve adli yönden Tedavi kurumları yönünden önemliside akıl hastasının kişisel karekteri maddi ve ruhsal durumu yönünden..Akıl hastaları zararsız ve salgırgan olmak üzere iki gruba ayrılır..zararsız olanlar kendi halinde çevre sakinleri tarafından acınan ve sevilen olanlarıdır.. Zararlı olanlar ise..Yine hastanın pisikolojik yapısına göre toplumca dışlanmış çekinilen korkulan ve yardım edilmeyen maddi açıdan zor durumda olanlardır..Bu tür kişiler yaşamlarını sürdürebilmek için her zaman suç işlemeyi göze alan %60 bilinçli olarak bu işleri yaparlar.. Görevlilerin sadece görev icabı ilgilendikleri detaylı bilince sahip olmadıkları sürece toplumdan dışlanmış yaşam için ihtiyacını karşılayamayan akıl hastalarıda bu tür suçları işlemeye devam edeceklerdir..Burada en büyük görev ve sorumluluk yine sosyal devlete düşmektedir..
Av.Mehmet Taylan Karakum Evet ama; bu ''sosyal devlet'', biz bireyleden oluşmuyor mu? Eğer, onu bizlerden ayırırsak; kendisini savunması çok kolay. Diyecek ki o ''sosyal devlet''; ''''''ne yapayım, kurumları kurdum, yasaları yaptım''''''. Örneğin; genel görev suçlarından ayrı olarak, yeni TCK'nda; bu konuya özel bir düzenleme var. Bu tür kişiler üzerindeki sorumluluklarını ihmal edenler (başta kamu görevlileri); hapisle cezalandırılacaklar. Bence bizler; bu ''sosyal devlet''in kurucuları ve sahipleri olarak; birşeyleri birilerinden beklemeden hareket etmeliyiz. Örneğin, bir polis memuru, önündeki pek çok olay için; '''''hangi birine yetişeyim, hangisini doğru dürüst yapayım'''''' diyebilir. İşte, ancak biz onu zorladığımız sürece, ilgileneceği işte belirleme ve dikkat sergileyecektir. Bu, insanın doğası gereğidir. ???
Kurban Sayın avukat bey dediklerine aynen katılıyorum..Ama Yaşam ile ugulama ve ilgililer farklılık gösterebiliyor..İstenildiği takdirde her minaereye kılıf kılıfada minare sığdırıldığını bilmem söylemeye gerek varmı..Belki siz hukuk bilginiz kimliğiniz kariyer ve etiketiniz sayesinde birşeyler yapmaya çalışırsınız fakat her vadandaş sizin düzeyinizde değilki..Toplumları eğitmek yönlendirmek yine bu ülkeyi idare etmeye talip olanlara düşüyor..
Av.Mehmet Taylan Karakum İşte sıkıntı da burada başlıyor. Bu ''talipliler''e bıraktığımız yönetim; lması gerekenleri yapmıyor ve tüm yaşam alanlarımızı kaybediyoruz. Ayrıca; inanın ki, avukat olduğum için yapamadıklarım, yaptıklarımdan çok daha fazla. Örneğin; sırf avukat olduğum için, içimden gelen ve yapmak istediğim hiçbir çılgınlığı, deliliği yapamıyorum ve bu bana, inanılmaz üzüntü veriyor. Yine; hakkımda, örneğin Hakime hakaretten dahi açılmış (üstelik vekil olarak yazdıklarımdan dolayı), kaç tane ceza davası var (Ağır Ceza Mahkemesi'nde); artık ben de sayamıyorum. Ama, yine de, doğru bildiklerimi yapmaktan da (yazmaktan, ortaya koymaktan) geri durmuyorum, elin taşın altına sokulması gerekliliğine olan inancım gereğince. O kılıfları, o minarelerden çıkarıp; ait oldukları yerde muhafaza edilmesini sağlamak için, lütfen, elinizden geleni ardınıza koymayın. İçten saygılarımla,
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Evlat Edinme] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hakkında 
  • 04.05.2025 15:37
  • [Velayet hakkı] Wmic Windows Activation Key and windows 7 ultimate activation tool 
  • 03.05.2025 09:36
  • Clicking Here TLO lookup 
  • 02.05.2025 08:42
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük + Arşiv +
    Bugünün tarihi: 04/05/2025 22:13:36