 |
21/08/2025 Eski forum arşivi bölümü
Hukuksal Tartışmalar
Eşe darp |
zustad |
Eşimle aramızda annesinden kaynaklanan bir olayla ilgili tartışma çıktı.Bu sırada aşırı tahrik olmam nedeniyle eşimi ittirdim ve tokat attım. Eşim evden giderek polise ifade vermiş ve benden şikayetçi olmuş. Şikayetinde kendisini tekme tokat dövdüğümü, ona hakaret ettiğimi, tehdit ettiğimi iddia etmiş. Aynı zamanda adli tıptan kızarıklık raporu almış. Aldığı raporda herhangi bir iş görememezlik raporu mevcut değil. (Bu rapor tarafıma hiçbir şekilde tebliğ edilmemiştir.) Polise bunların hiçbirini kabul etmediğimi eşimle aramızdaki tartışmanın aile içerisinde kalması gereken bir tartışma olduğunu, bu tartışmanın annesi tarafından kaynaklandığı ifadesini verdim. Polis ifademi aldıktan sonra serbest bıraktı. Aradan 10 gün geçtikten sonra eşimle barıştım. Savcılıktan evime gelen ilk tebligatta hakaret ve tehditle ilgili herhangi bir somut delil olmaması nedeniyle kamu yararına dava açılamayacağı yazıyordu. Bu tebligattan 10 gün sonra yeni bir tebligat geldi. Kasıtlı yaralama suçundan dolaya TCK. 86/2,3(a) ve 53 maddeler gereği cezalandırılmam ve kamu yararına dava açılması yönünde iddianame ve iddianame ekinde davada hazır bulunmam yazıyor. Etkisi basit bir müdahale ile giderilebilecek şekilde tekme ve tokatla eşimi yaraladığım için bu davanın açılması talep ediliyormuş. Eşim ilgili hakime giderek şikayetçi olmadığını ve şikayetini geri aldığına dair dilekçe yazdı. Hakim iki tarafında duruşmaya katılmasına gerek olmadığını beyan etmiş.
1-Şikayetin ortadan kalkması kamu yararına açılan bu davayı düşürür mü?
2-Etkisi basit bir müdahale ile giderilebilecek şekilde tekme ve tokatla eşimi yaralamam TCK.86 değilde 88. maddesine göre yargılanmamı gerektirmez mi? Bu maddeye itiraz edebilirmiyim.
3-Eşimin aldığı adli tıp raporunun tamamında yüz ve boyundaki kızarıklıklardan bahsedilmesine rağmen tekme atmam (tekmeyi surata vurabilecek bir maharetim yoktur.) iddasını ve iddianamesini çürütmez mi?
4-Zaten olayda aşırı tahrik olmama kast olayını kaldırmaz mı?
5- Adli tıp raporu tarafıma hiçbir şekilde tebliğ edilmediğinden rapora itiraz hakkımı kullanamamış bulunmaktayım. Bu duruma itiraz edebilirmiyim?
6-Davaya taraflar katılmazsa dava düşer mi?
Tüm sorularıma cevap verirseniz sevinirim. Saygılarımla
|
Av.Mehmet Taylan Karakum |
Sayın Zafer Usta;
Sorularınızı, pek çok (hukukçu) arkadaşım okumuş, ancak yanıtlamamış. Bundan; size ve eyleminize karşı ne kadar tepkili olduklarını anlamamak mümkün değil. Umarım, siz de, eğitimli (ekonomist olduğunuzu belirtmişsiniz) bir site yaşayanı olarak; bundan biraz yararlanırsınız.
Sorularınıza gelince;
1. Yeni yasal düzenlemeler çerçevesinde, artık takibi şikayete bağlı suç, şahsi ceza davası gibi bir kavram yok (yanılıyorsam; lütfen meslekdaşlarım düzeltsin). O nedenle; şikayetçi değilim şeklindeki bir ifade, kamu davasını ortadan kaldırmaz.
2. Eyleminiz, TCK .m. 86'ya girmekte; 3/a bendi uyarınca da, şikayet aranmaksızın, temel cezanın artırımı sebebi sayılmaktadır (eşe karşı işlendiğinden, yarı oranında artırılacaktır).
88. madde, bunun ihmali davranışla işlenmesini düzenlemektedir k; ihmali bir davranışla bunu işlemediğiniz ortadadır.
3. Tekmeyi surata vurmak için, dövüş sporları bilmeye gerek olmasa gerektir. Zira; zaman-mekan statüsü içerisinde, illa ayağın baş hizasına kaldırılması gerekmez; baş da, ayak hizasına indirilmiş olabilir!..
Bu nedenle; yüz ve boyundaki kızarıklıkların neden kaynaklandığını (tekme mi, tokat mı, sıkma mı gibi) takdir edecek olan; deneyimlerine ve vicdanına göre hükmedecek olan, Yargıç'tır.
4. Tahrik, kastı hiçbir zaman, hiçbir olayda kaldırmaz; belirli hallerde, cezadan indirim nedenidir.
5. Adli Tıp Raporu, tebliğ edilmez. Hazırlık aşamasında (henüz davanın açılmadığı süreçte), dosya içerisinde bulunur ve siz de ifade verdiğinizde, bunu size söylerler.
Yargılama başladığında (ki başlamış), elbette, Yargıç önünde, bu Rapora itiraz edebilirsiniz.
6. TCK. m. 86/3-son cümlesi gereğince, şikayet aranmaksızın soruşturma ve kovuşturma yürüyeceğinden; tarafların katılmamasıyla dava düşmeyecektir. Ancak; Hakimler, elbette hatalı da karar verebilirler ve temyiz edilmezse, kesinleşir. Yani; Hakim hatalı bir biçimde davayı düşürebilir ve Savcılık da temyiz etmezse, ceza almazsınız (umarım böyle bir hata yapılmaz)
Şiddetli (!) tavsiyem; eşinizi ve varsa çocuklarınızı alarak, bir psikolog/psikiyatristen, ailece destek almanızdır.
Saygılarımla,
|
zustad |
Sayın Mehmet Bey. Öncelikle verdiğiniz bilgiler için size teşekkür ederim. Ben hayatımın her döneminde şiddete karşı olmuş bir insanım. Eşime tokat atmış olmam benim için hoş bir durum değildir. Ama öyle anlar geliyorki insan ne yaptığını bilmiyor. Eşimden ve herkesten böyle bir davranış yaptığım için özür dilerim. Tabiki verilecek karara saygılıyım.
Ancak o an ruh halimden, aşırı ahır ve haksız tahrike maruz kaldığımdan, ve bunun neticesinde fevren istem dışı hareketle tokat atmam bahsettiğim kast olayını ortadan kaldırmaz mı?
Saygılarımla |
Av.Duygu Tekay |
Eşinizden burada değilde özellikle hakimin önünde özür dilemenizi tavsiye ederim.
Zira hem insanlık hem kadınlık onuru hemde annesi kaynaklı gerçekleşen bu fiilden ötürü evlatlık onuru incinmiş durumda. Şikayetçi olmaması büyük bir lütuf aslına bakarsanız.
Eşinizin yaralarını umarım tez zamanda iyileştirebilirsiniz. |
zustad |
Hukuk kapsamı dışında yapılan tavsiyeler nedeniyle teşekkür ederim. |
Av.Duygu Tekay |
Tüm yorumlar bence yasal zemini olan yorumlardı. Hakimin önünde yapılan bir özrün sizin lehinize olduğunu bu özrü yaptığınızda göreceksiniz. O zaman bu sözleri anımsayın. |
zustad |
Yaşadığım ve tasvip etmediğim bir konu hakkında hukuksal açıdan yorum almak istedim. Ancak gördüğüm kadarıyla çoktan yargılanıp çoktan cezalandırıldım. Eşimin annesiyle yaşadığım bir çok sorun bu olayın oluşmasına zemin hazırladı. Yaşadığım olayları burada uzun uzadıya anlatarak zaman çalmak istemem. Ama sadece bir tanesini anlatayım. Eşinizin annesi çocuğunuzu sizden izinsiz evden götürüp onun gece eşinizle beraber kendi evinde kalacağını, bunun da en doğal hakkı olduğunu söylese ne yaparsınız? Tepkisiz mi kalırsınız? Yoksa tepki göstereni cezalandırırmısınız? |
Av.Duygu Tekay |
Sayın Zustad;
burada sizinle restleşmek amacıyla bulunmuyorum. Ve eyleminizin hukukcu olsakda önce insan olmamızdan kaynaklanan reaksiyonlarına
-nasıl siz anlayış beklıyorsanız- aynı anlayışı bize de göstermelisiniz.
Burada mesele kayınvalidinizle olan sorunlarınız vs değil. Sizin basit bir kızarıklık dediğinizi savcı "kasıtlı yaralama suçu "olarak düşünmüş. Bu intibaı bırakan tüm eylemerinizle sizsiniz.
Bize izah etmeye calıştıgınız haklı olduğunu düşündüğünüğz gerekçeleri hakime de anlatın.
"tekmeyi surata vurabilecek bir maharetim yoktur" cümlelerinizle.
Bakalım ne olacak. |
zustad |
Sn. Duygu Hanım. Tabiki haklısınız. Burada amacımız kesinlikle restleşmek değildir. Benim amacım hukuksal açıdan bilgi almaktı. İlginize teşekkür eder saygılarımı sunarım. |
Av.Mehmet Taylan Karakum |
Sayın Zafer Usta;
Bir de şöyle düşünün; ya eşinizi o sinirle veya daha da ağır bir sinirle (ki; herkesin sinir katsayısı farklıdır) öldürseydiniz ve böyle bir savunma yapsaydınız?
Ya da, birisi sizin canınız gibi sevdiğiniz çocuğunuzu, mesela öğretmeni; ''''''sinirden gözümü döndürdü, ne yaptığımı bilmiyorum'''''' diye dövseydi ve çocuğunuz, hafif de olsa yaralansaydı; en azından gururu incinseydi?
Kastın ortadan kalktığı ve bu nedenle, kasta bağlı suçların cezalandırılmadığı haller elbette var; örneğin delilik gibi...
Siz, söylediğiniz savunmanızda başarılı olamazsınız ve kesinlikle Duygu Hanım'ın söylediklerini dinleyin. Ayrıca; bu davanın sonunda cezalandırılmanızın herhangi bir önemi var mı, bilmiyorum (yani; önceden tecil edilen başka mahkumiyetiniz var mı gibi). Ama; sanırım önemli olan, eğer hala birbirinize karşı sevginiz varsa; bunun saygı derecesini yükseltmek ve Duygu Hanım'ın belirttiği jest, en azından, eşinizin vicdanında, sizi daha da aklayabilecek; annesiyle olan iletişimini belirlemesine daha da yardımcı olabilecektir, diye düşünüyorum.
Belki bu kötü tecrübe, sizin de olumlu katkılarınızla bir hayra vesile olur ve gerek eşiniz ve gerekse annesi; iç ilişkilerde daha olumlu tavra girerler.
Saygılarımla, |
salih33 |
Basit de olsa yaralama fiili eşe karşı işlendiğinden şuçun takibi şikayete tabi değildir, bu nedenle şikayetin ortadan kalkması davayı düşürmez. Ayrıca taraflar davaya katılmazsa da dava düşmez zira taraf savcıdır ve katılacaktır.
Uygulanacak kanun maddesine itiraz edebilirsiniz tabi sonuçta hakim takdir eder. Ve maddeler doğrudur.
Yaralamayı tekme veya tokatla gerçekleştirmek sonuçta çok da bişeyi değiştirmez. Yüze tekme atamasanız da tokatla da yaralayabilirsiniz ve suç oluşur.
Tahrik olup olmama olaya göre değişir, ancak şunu söyleyeyim, şayet kaynanaya sinirlenip eşinize patladıysanız haksız tahrikten söz edilemez.
adli tıp raporunun tebliğ edilmesi diye birşey yok, ancak herzaman itiraz edebilirsiniz.
Eşinizle davaya katılmanızı eşinizin şikayetçi olmadığını söylemesi ve sizin de pişmanlığınızı dile getirmeniz (şayet öyle ise) yerinde olacaktır. |
Av.Duygu Tekay |
Kayınvalide varsa dayak daha fazla
ERZURUM (A.A)
İzmir'de psikiyatri polikliniğine başvuran kadın hastalar arasında yapılan araştırmada, kayınvalideyle aynı evde yaşayan kadınların daha çok şiddete maruz kaldığı belirlendi.
Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Polikliniğine ilk kez başvuran 100 evli kadın hasta üzerinde Dr. Işıl Vahip, Dr. Özge Doğanavşargil tarafından yapılan #8220;Aile İçi Fiziksel Şiddet ve Kadın Hastalarımız#8221; konulu araştırma, Türk Psikiyatri Dergisi'nin son sayısında yer aldı.
Kadın hastalar üzerinde yaşam boyu fiziksel eş şiddeti, çocuklukta fiziksel şiddet, kendi çocuğuna fiziksel şiddet uygulama prevalansını ve bunlar arasındaki ilişkiyi araştırmak, aile içi fiziksel şiddetin özelliklerini, aile içi fiziksel şiddete katkıda bulunan sosyodemografik ve kültürel özellikleri belirlemek amacıyla yapılan araştırmanın bulguları, aile içi şiddet gerçeğini ortaya koydu.
Araştırmada, aile içi şiddetin kuşaktan kuşağa geçmekte olduğu, şiddetin, yalnızca şiddet gören kişiyi değil tanık olan kişilerin de psikolojik durumlarını, özellikle çocukların psikososyal gelişimini etkilediği belirlendi. Araştırmaya katılan kadınların yüzde 42'sinin, hem çocukluğunda hem evliliğinde fiziksel şiddete maruz kaldığı saptandı. Kadınların evlilikte şiddet görme oranının ise yüzde 62 olduğu tespit edildi.
Çocukluğunda ve evliliğinde fiziksel şiddete hiç maruz kalmayanların oranı ise yüzde 17'de kaldı.
ŞİDDETE ÇOCUKLAR TANIK OLUYOR
Eşinden şiddet gören gruptaki kadınların yüzde 50'si çocuğunun buna tanık olduğunu ifade ederken, şiddete tanık olan çocukların yüzde 50'sinin şiddeti durdurmak üzere fiilen müdahale ettiği, yüzde 50'sinin ise ağlama, üzgün veya endişeli görünme şeklinde tepkiler verdiği ortaya çıktı.
Araştırmada alkol tüketen kocaların, kadınlara daha fazla şiddet uygulaması ise anlamlı düzeyde yüksek bulundu. Ayrıca genç kadınların yaşlılara oranla daha fazla şiddete maruz kaldığı saptandı.
-KAYINVALİDE FAKTÖRÜ
Kayınvalideyle aynı evde yaşayan kadınların, çekirdek aile grubuyla karşılaştırıldığında, kocaları tarafından daha fazla fiziksel şiddete maruz kaldıkları belirlendi.
Kayınvalideyle aynı evde yaşayan kadınlar arasında eşinden şiddet görenlerin sayısının şiddet görmeyenlerin sayısından 3.5 kat fazla olduğu tespit edilirken, çekirdek aile grubunu oluşturan 73 kadından 41'inin eşinden şiddet gördüğü, 32'sinin ise görmediği ortaya çıktı.
Çocuklukta aile içi şiddete maruz kalan ve kocasından dayak yiyen kadınların, çocuklarına daha fazla oranda şiddet uyguladığı da tespit edildi.
Araştırmada, gerek evlilikte, gerekse çocuklukta kadın hastaların maruz kaldıkları şiddetin ağırlığı ve sıklığının ise düşündürücü olduğu vurgulandı.
Ağır derecede şiddetin, evlilikteki fiziksel şiddetin yarısını oluşturduğu belirlenen araştırmada, eşinden fiziksel şiddet görenlerin 7'de birinin en az haftada bir, 4'te birinin ise en az ayda bir şiddet gördüğü ortaya çıktı.
Şiddette maruz kalan kadınların 4'te birinin son bir ay içinde, yüzde 50'sinin ise son bir yıl içinde şiddet gördüğü de belirlendi.
Eğitimli-eğitimsiz, çalışan-çalışmayan, zengin-fakir kadın hastaların birbirine yakın yüksek oranlarda eş şiddeti bildirmiş olmalarının, eşler arasındaki şiddetin karanlıkta kalan bir boyutunu hatırlatması açısından önemli olduğuna dikkat çekilen araştırmada, polikliniğe başvuran kadın hastaların, toplumda yaygın bir sorun olan aile içi fiziksel şiddetten paylarını fazlasıyla aldığına, aile içi şiddetin münferit olgulardan oluşmadığına, tersine münferit gibi gelen olgularla kuşaktan kuşağa aktarılan sistemin parçaları olduğuna işaret edildi.
|
zustad |
Sayın Hukukçular. Verdiğiniz önemli ve değerli bilgiler için hepinize ayrı ayrı teşekkür ederim. Davaya eşim katılmayacak. O'da benim gibi konunun bu safahata gelmesinden rahatsız. Karşılıklı olarak hatalarımızı konuştuk ve birbirimizden özür diledik. Kendisi şikayetçi olmadığına dair Sulh Hukuk'a dilekçe verdi. Ben davaya katılacağım. Bu durumu çok rahatsız olduğum için çevremdeki hiçbir insana açamadım. Sizlere son bir sorum olacaktı. Eşimin beni tekme ve tokatla dövdü ifadesi bulunmaktadır. Ancak ben eşime herhangi bir şekilde tekme atmadım. Tekmenin surata gelmesi durumunda suratın herhangi bir yerinde en hafifiyle dikiş atılacak bir yaralanma olabileceği veya burunda, çenede, elmacık kemiğinde kırılma olma ihtimalinin çok yüksek olacağı hatta ve hatta baş bölgesine tekmeler alan kişinin hayati tehlike bile geçirebileceği bilinmektedir. Sağlık raporunda eşimin vücudunun baş ve boyun bölgesi dışında herhangi bir yerinde kızarıklık ve yaralanma olmaması durumu benim tekmeyi baş bölgesine atmış olmam sonucunu çıkarmakla birlikte baş bölgesine atılacak tekmelerin demin bahsettiğim travmalara yol açabileceği,sağlık raporunda ise böyle bir travmanın olmadığından yola çıkılarak eşim tarafından verilen ifadenin gerçekleri yansıtmadığını bu nedenle de mahkemenin düşürülmesini talep edebilirmiyim?
Saygılarımla |
salih33 |
Sayın zustad, tekme mevzu çok da önemli değil, nasıl ki adam öldürürken silah ya da el kullanmak farketmiyorsa yaralama fiilinin de tekme veya tokatla yapılması pek de farketmez. Önemli olan zarar yani raporda yazanlardır.
Tabi ki yüze tekme vurmak insanın gözünde daha kötü duruyor, bu hakim için de geçerli olacaktır. Eşinizin ilk ifadesi bu yöndeyse, mantıki çözümlemelerle bunu çürütebileceğinizi sanmıyorum. En iyisi eşinizin mahkeme önünde olayı dosdoğru anlatmasıdır, sizin tekme atmadım demenizdense, onun demesi daha inandırıcı ve bağlayıcı olacaktır. ama karar sizin siz bilirsiniz. Tekrarlıyorum, tekme değil tokat da olsa pek bir etkisi yok. Maddeler aynı cezası aynı... |
canali |
Inanamiyorum Koca koca adamlar sadece kadin kendisinden fiziken gucsuz diye kadini dovuyor, sebep ne olursa olsun kimsenin kadini ve Cocugu dovmeye hakki olduguna inanmiyorum, sorun kadin dovmek icin mazeret aramakta, bu kadinin sucu degil mazeret arayan sorunu kendisinde aramali. Ayrica anliyamadigim o kadini dovuyorsun sonra onun la beraber yasarken hic rahatsizlik duymuyormusunuz. ve Kadinlarin dikatine koca dovmeye basladimi genelde devam eder, cunku ona gore herzaman bir mazeret vardir. .. |
salih33 |
Koca tokat atınca inanılmaz ama tokat atan Kadir İnanır olunca hayran kalınır...[:)] |
Bugünün tarihi: 21/08/2025 01:37:36 |