Hukuki.NET


03/05/2025  Eski forum arşivi bölümü

Hukuksal Tartışmalar




 


Forum:
Tecavüz konulu bir filmin kritiği
Av.Duygu Tekay Okuyacağınız yazı "Hukuk Felsefesi ve Sosyal Felsefe Topluluğu"'na ait www.ivrturkey.org sitesinden alınmıştır. D.T. "Sanık" Filminin Hissettirdikleri Sonucunda Ataerkil Hukuk Sisteminde "Tecavüz ve Mağdurun Rızası" Kavramlarına İlişkin Eleştirilerimiz: Gülsüm Soylu ve Selin Serdar Sarah Tobias, erkek arkadaşıyla aynı evi paylaşan, ailesiyle ve çevresiyle problemleri olan genç bir kadındır. Erkek arkadaşıyla tartıştığı bir gece, barda çalışan bir arkadaşının yanına dertleşmek amacıyla gider. Orada birkaç bira içtikten sonra, tanımadığı bir erkekle tanışır. Daha sonra, barın arkasındaki oyun odasına geçer. Bir süre sonra, alkolün etkisiyle gevşeyen Sarah, dans etmeye ve tanışmış olduğu erkekle öpüşmeye başlar; ancak bunun devamı Sarah'nın kontrolünden çıkar, basit bir flörtün ötesine geçerek, bir tecavüz halini alır. Bardaki diğer erkekler alkışlarıyla ve tezahüratlarıyla eşlik ederken, 2 kişi daha bu tecavüz gösterisine dahil olur. Sarah'ın yaşadığı bu korkunç olay, bundan sonra yaşayacağı işkencenin yalnızca başlangıcıdır: Bir anda kendini ataerkil adalet sistemiyle karşı karşıya bulur. O ve avukatı, bir yandan saldırganlara ve bir yandan da saldırıyı meşrulaştırmaya çalışan taraftarlarına karşı büyük bir mücadeleye başlarlar. Bu mücadele, sandıkları kadar kolay olmayacak, toplumun onlara yaklaşımı onları zorlu bir yola sürükleyecektir. Filmin konusunu oluşturan tecavüz, tüm toplumların lafını bile etmek istemedikleri ancak bir türlü önüne de geçemedikleri bir gerçek olarak tüm çıplaklığıyla önümüzde durmaktadır. Filmde, tüm ataerkil toplumlarda, tecavüze uğrayan kadına nasıl bir bakış açısıyla yaklaşıldığını görmekteyiz. Bu bakış açısının nedenlerini incelemeden önce tecavüzün ne anlama geldiğini açıklamak yerinde olacaktır. Susan Brownmiller'a göre tecavüz, erkeğin kadının bedenine zorla girişidir. Yani tecavüz, kadının ister bekar, ister evli, ister dul olsun, istemi dışında cinsel ilişkiye zorlanmasıdır. Toplumda tecavüzün sorumlusunun kadın olduğu ve hatta tecavüzü kendilerinin istediği yönünde ataerkil düşünceler söz konusudur. Tecavüze kadının sebep olduğu yönündeki bu savlar, toplum düzeyinde hakim olmasının yanında, en çok suçu kesinleşmiş tecavüzcülerin düşüncelerinde kendini gösterir. Bu konuda araştırmalarda bulunan Diana Scully, tecavüz ettiğini inkar eden kişilerde tecavüzü haklı kılan ortak inançlar olduğunu tespit etmiştir. Bu altı tema şunlardır: 1- kadınlar baştan çıkarıcıdır, 2- kadınlar hayır derken aslında evet demek isterler, 3- kadınlar sonunda gevşer ve bu işten zevk alırlar, 4- iyi kızlara tecavüz edilmez, 5- tecavüz önemsiz bir suçtur, 6- maço(kabadayı) erkek. Sanık filmine dönersek, burada kadın mini etek giydi, gece dışarı çıktı, alkol kullandı, dilediğince dans etti, hatta bir erkekle öpüştü diye kendisine yapılan tecavüz fiilinden sorumlu tutulabilecek midir? Kaldı ki; bu olayda üç kişinin gerçekleştirdiği bir toplu tecavüz söz konusudur. Toplu tecavüz aracılığıyla kadın aşağılanır, cinsel bir nesneye çevrilir ve ona erkeğe teslim olmak öğretilir. Üstelik her konuda ve her zaman hesap vermesi gereken kadındır. Toplu tecavüzün erkeğin gözünde bir zevk safarisine dönüşmesi, kadın için bireysel tecavüzlere oranla daha tehlikeli ve yıkıcıdır kuşkusuz. Çünkü, kadın arzusu karşılanması gereken bir tek erkek yerine, topluluğu oluşturanların sayısı kadar, çeşitli cinsel zevk ve kaprisleri olan bir grubun karşısında bulur kendini. Bu da, kadının erkekler tarafından gerek tensel gerekse tinsel yönden yağmalanması anlamına gelir ki, tecavüze uğrayanın saldırganlardan kurtulabilme umudunu sıfıra indirir. 3 Gerçekten Sanık filminde Sarah Tobias, bütün barın gösteri nesnesi haline getirilerek üç kişinin toplu tecavüzüne maruz kalmıştır. Bunu yargıya intikal ettirmek bir kadın için oldukça zordur. Bu cesareti göstererek duruşmaya çıkan Sarah, hedef tahtası haline getirilmiş, kendisi olayda mağdur değil suçluymuşçasına bir muamele görmüştür. Sarah'nın rızası varmış gibi hareket etmişler ve tecavüz sırasında söylediği #65533;hayır#65533; kelimesini önemsememişlerdir. Oysa, bir an için öpüştüğü kişiyle rızasıyla birlikte olmak isteyeceğini varsaysak bile, diğer iki kişinin tecavüzüne hem de bütün barın önünde evet demiş olacağı düşünülemez. İşte örnek kararlarda ve Sanık filminde de olduğu gibi tecavüz konusunda ataerkil bakış açısı açıkça kendini göstermektedir. Suçun kurbanı ve mağdurunun gerçekte kim olduğu konusunda doğru ve objektif bir sonuca varabilmek için, kadının rızasının nerede başlayıp nerede bittiğinin sınırlarının çizilmesi gerekmektedir. Günümüzde feminist teoriler, feminist hukuk teorisinin oluşmasında önemli derecede rol oynamışlardır. Feminist hukuk teorisi, feminizmin getirdiği görüşlerden beslenerek ele alınan kadınlara ilişkin sorunların hukuki platformda analizini, hukukun ataerkil bir kurum olarak eleştirisini yapmışlardır. Bu sistemin zayıflatılması ve nihayetinde son bulmasının yollarını araştırmışlardır. Feminist teoride tecavüz, erkeklerin kadınlara hadlerini bildirmelerini sağlayan bir şiddet eylemi ve toplumsal bir denetim mekanizmasıdır. Tecavüz, erkeğe ait olan kadının cinselliğinin çalınması, kadının tekeşliliğine karşı yapılan bir suçtur; kadınlar hiçbir zaman cinsel özgürlüklerine bizzat sahip olamazlar. Ataerkil toplumda erkek, toplumsal cinsiyet rolü gereği, cinsel gereksinimlerini gerektiğinde zorla ele geçirerek sağlayabilecektir ve bu durum, konulan kurallarla engellenmekten çok meşrulaştırılmaktadır. İşte bu teorilerin-özellikle radikal feminizmin- ortaya çıkmasıyla birlikte, #65533;tecavüz#65533; suçu ve bu suça ilişkin yapılan düzenlemeler yeniden gözden geçirilmeye başlanmıştır. Radikal feministler, 1970'li yıllara kadar görmezden gelinen "tecavüz" suçunu yeniden keşfetmişlerdir. Batıda özellikle tecavüz konusunu ele alan Catharine MacKinnon, Susan Estrich gibi hukukçular, tecavüz davalarının seyrine, ataerkil bakış açısıyla konulmuş hukuk kurallarına, bu kuralları uygulayan ataerkil mahkeme tavrına, toplumun kurbana karşı verdiği geleneksel tepkilere eleştirilerini dile getirmişlerdir. Bu anlamda, tecavüzün genellikle mağdurunun kadın olduğunu düşündüğümüzde, bu suçun kurbanı olmayan eril yapının, tecavüzün kadın doğasında meydana getireceği maddi, manevi hasarları tasavvur etmesinin olanaksız olacağına karar vermek hiç de zor olmamalıdır. Peki bu fiziksel ve psikolojik zararları hissedemeyen ataerkil yapının bu konuda yapacağı düzenlemeler ne kadar yerinde olacak ve mağduru ne kadar koruyabilecektir? Yaşanan bir çok tecavüz vakasında, ataerkil bakışın etkisiyle bu olayın rızayla gerçekleştirilmiş gibi kabul edildiği görülmektedir. Rızanın varlığı araştırılırken, mağdurun olay sırasındaki giyimi, alkol ya da uyuşturucu alıp almadığı, sanıkla olan ilişkisinin boyutları kadını aşağılarcasına araştırılmakta, bu yetmiyormuş gibi geçmiş yaşamı, cinselliği yaşayış şekli dahi davada konu edilmektedir. Bir barda tanıştığı bir erkekle dans eden, onunla öpüşen, hatta evine giden kadın adeta peşinen cinsel ilişkiye izin vermiş gibi kabul edilir. Özellikle modaya uygun giyinmişse, cinsel olarak aktif bir kadınsa, alkol almışsa zaten tecavüzü haketmiştir(!) Bu davranışlarda bulunarak karşısındakini kışkırtan bir kadının rızasının olmadığı kabul edilemez. İşte bu toplumsal yaklaşım doğrultusunda verilen mahkeme kararlarının da bu görüşlerden etkilenmesi kaçınılmaz olacaktır. #65533;Sanık#65533; filminde de gördüğümüz ve incelediğimiz üzere, tecavüz özellikle ataerkil toplumlarda suçlusu kadınmışcasına ele alınan bir olgudur. Feminist hukuk teorisinin ve feminist teorilerin ışığında bu olgu tekrar gözden geçirilmeli ve yapılan hukuki düzenlemeler ataerkil yapının bakış açısına göre değil, kadın merkezli bir bakış açısına göre tekrar ele alınmalıdır. Partiarkinin getirdiği olumsuzluklar, ancak bu konuların konuşulması, tartışılmasıyla giderilebilecek ve sosyal hayatta kadın bu şekilde kendisine ait olan, haklara ve düzenlemelere sahip olabilecektir. Patriarkinin, kadınlara karşı işlenen suçlara olan duyarsızlığı, ancak kadın bakış açısının benimsenmesiyle ortadan kaldırılabilecektir aksi halde düzen aynı şekilde işlemeye devam edecek ve kadın, doğuştan sahip olduğu haklarını, cinsel dokunulmazlıklarını koruyamayacaktır. KAYNAKÇA MacKINNON,Catharine.2003, Feminist Bir Devlet Kuramına Doğru, İstanbul. SAİM,Hikmet.2004, Tecavüz, İstanbul. SCULLY,Diana.1994, Tecavüz:Cinsel Şiddeti Anlamak, İstanbul. WATKINS, Susan Alice / RUEDA, Marisa / RODRIGUEZ, Marta. 1996, Feminizm: Yeni Başlayanlar İçin, İstanbul. Makaleler ARTUK,Emin / YENİDÜNYA, Caner . Evlilik İçinde Irza Geçme ÇAĞLAR,Fatma İrem. " Feminist Hukuk Teorisine Kısa Bir Giriş, Hukuk Felsefesi ve Sosyolojisi Arkivi, haz: Hayrettin Ökçesiz, 2002, sayı:4, s. 82-104. SOLMUŞ,Tarık. Tecavüz ve Tecavüze İlişkin Algılar, Türk Psikoloji Bülteni, 1998, sayı:9, s.89-92 YÜKSEL Şahika ,"Cinsellik İdeolojisi: Dün ve Bugün ", Her Yönüyle Türkiye'de Kadın Olgusu- Kadın Gerçeğinde Yeni Yaklaşımlar, der: Necla Arat, Say Yayınları, İstanbul, 1992, s. 115-129. Yargıtay Kararları Yargıtay Ceza Genel Kurulu,E.200/5-110, K.2000/115, T.23.05.2000 Yargıtay Ceza Genel Kurulu,E.1999/5-59, K.1999/64, T.13.04.1999 Yargıtay Dördüncü Hukuk Dairesi, E.1994/2788, K.1994/6217, T.07.07.1994 SAİM, Hikmet: Tecavüz, İstanbul, 2004, s.17 SCULLY: Tecavüz,İstanbul,1994.s.123 3 SAİM:age,s.290
Av.Mehmet Taylan Karakum Merhaba; Filmi biliyorum ve ben, olayın kadın veya erkek bakış açısıyla alakalı olduğuna inanmıyorum. Sebeplerim; 1. Öncelikle; pek çok hıyar erkeğin olduğunu ve bunların da, o filmdekiler gibi düşünce ve hareketlere sahip olduğunu; hepimiz biliyoruz. 2. Ancak, pek çok kadının da; en basiti, akşam hava karardıktan sonra dışarıda olan (çıkan) kadınlar için neler söylediğini de biliyoruz. Elbette; bu kadınlar için; ''bilinçlendirilmedikleri, eğitilmedikleri için böyle davranıyorlar'' denebilir. Ancak; aynı sözler, o hıyar erkekler için de söylenebilir. 3. O filmde; tecavüzün yaşandığı barda çalışan bir kadın garson vardır ve o kadın garson, olayı gördüğü halde; ne birşey yapar ve ne de birşey söyler! 4. Son olarak, gazetede okuduk; Antalya'daki bir hıy.., zanlı; aşık olduğu ve yanında çalışan gencecik bir kıza, sokakta başka erkeklere bakıyor diye işkenceler yapıyor. Buraya kadar, bunu suçla tanımlayabilir; açıklayabiliriz. Peki; bütün bunları; o kızın evinde, annesinin ve tıp fakültesinde öğrenci olan erkek kardeşinin yanında yapmasını nasıl tanımlayabiliriz? Bence konu; bireylerden başlayarak, toplumların şirazesinin kaydırılmasıyla alakalıdır. Küçük yaşlardan itibaren, varolması gereken toplumsal değer yargıları değiştirilen; allak bullak edilen; sadece paraya (güce, iktidara) tapan insanlar yarattığımız sürece; değil kadına, erkeğe, çocuğa, hayvana, vs. tecavüzlerin ve diğer suçların önüne geçmek mümkün olmayacaktır. Kaldı ki; ortaya atılan iddialar, muhakkakki, yaşananların binde biri bile değildir. NOT: Bir arkadaşım Küba'ya gitmişti. Televizyon'da, günlerce aynı konulu tartışma programları izlemiş ve gerçekleşen bir (evet, sadece bir) tecavüz olayı nedeniyle; toplumun; ''biz nerede hata yaptık; şimdi bunu nasıl düzeltmeliyiz'' gibi konuları tartıştığını görerek, hayrete düşmüş! Bence, şöyle bir soru sorulmalı: ''Siyasal iktidar, gerçekten suçla mücadele etmek istiyor mu?'' Eğer istiyorsa; neden, örneğin temel yasalarla durmadan oynuyor? Ya da, örneğin; gasp bu kadar yaygınlaşmışken, cezada acaip indirime gidiyor? Bunların (artan ve toplumda infial yaratan) cezalarını arttırmak gerekmez mi? Ve; her suç, bir tecavüz değil midir? Sakın bunu yadsıdığımı, kıyasladığımı ya da küçümsediğimi düşünmeyin! Anlatmak istediğim; hangi suç olursa olsun, bunun önüne geçmek, en azından azaltmak, bence mümkündür; yeterki istensin... Bunun yolu ise; planlı, uzun vadeli, ciddi ve kitlesel bir eğitim sürecinden geçer; diye düşünüyorum. Saygılarımla,
gecem1970 Tecavüzün korkunç bir suç olduğuna inanıyorum. Ne yazıkkitecavüzcü değil, tecavüze uğrayan toplum tarafından ağır şekilde cezalandırılmaktadır. Evli kadının eşi tarafından tecavüz sonrası boşanması yada aile tarafından evden uzaklaştırılması sıklıkla rastlanan durumlardır. Tecavüz sonrası toplumsal baskı utanç vb. nedenlerle pek çok kadın bu durumu gizlemek durumunda kalmaktadır. Tartışılması gereken kadının kimliğidir. Tecavüz ve arkasından gelen yıkıcı travmalardan kadını koruyabilmenin yolu yaşamın tüm alanlarında cinsel rolü dışında kadın kimliğini vurgulamaktır. Kadın cinsel obje ve doğurganlık temasına sıkıştırıldığı sürece sorun çözülemez.
Av.Mine Uzun Tecavüz, moral değerlenden yoksun, hak-hukuk kavramlarından habersiz, tatminsiz kişilerin, kendilerine göre güçsüz olana yaptığı en büyük işkence. Kimi zaman savaşta, kimi zaman karakolda, kimi zaman en güvendiğin kişiden en olmadık zamanda, kimi zaman hiç tanımadığın ve cevap verme şansın olsa hiçbir zaman yanına yaklaştırmayacağın gözü dönmüş birinden bu işkenceye maruz kalmak mümkün olabilir. İşin kötüsü tecavüzcünün eğitimi, medeni durumu, toplumda belli bir yer edinmiş olup olmaması, ekonomik durumu da önemli değil. Her ekonomik ve sosyal çevreden tecavüzcüye rastlamak mümkün. Keşke eğitim sistemimizde çıtalar mümkün olduğunca yükseğe çekilse ve çocuklarımız "ideal insan" hedefiyle yetiştirilse. Makaledeki tespitlerin her birine katılıyorum; son derece iyi tespitler. Hiç kimse tecavüzü "haketmez" ve tecavüzcü mutlaka ciddi şekilde cezalandırılmalı diye düşünüyorum.
Av.Duygu Tekay Sizce tecavüzün pasif öğesi sadece kadınlar mı? hemen cevap vermeli Tabii ki değil. Cocuk pornosu konusunu incelediğimizde bu kayıtlarda tecavüze ugrayan cocuk ve bebeklerın büyük kısmı erkek çocuklar. Bakın Emniyet Müdürlüğü yaptığı araştırmalarda neler cıkarmış. - yetişkin -öncelikle çizgi pornografık goruntulere merak devamında hayvan ve çocuk goruntulerıne merak gelişiyor. -Genellikle bekar -Çevrelerinde iyi huylu ve kendi halinde insanlar olarak tanınıyorlar -Genellikle yaşlı aileleri ile yaşıyorlar. Bazıları da tek yaşıyor. -Kibar -Yüksek okul mezunu -Bilgisayar bilgisi yüksek düzeyde -internet bilgisi yüksek düzeyde -Bazılarında 2 bilgisayar birden var -Genellikle psikolojik sorunlıu -Asosyal kişilik sergiliyorlar. bir başka ilginç özellikleri ise çocuk pornosu meraklılarının aralarında dayanışma olması. Tecavüzü sadece kadına yönelik bir eylem olarak düşünmemeli.
gecem1970 Haklısınız Sayın Tekay Tabiki tecavüzün tek kurbanı yetişkin kadın değildir. Çocuklar, bebekler, ölüler hatta yetişkin erkekler. Ancak diğer kurban grupları asla tecavüzcüyü kışkırtmakla suçlanmaz ve bunu hak edip etmediği sorgulanmaz. Hani küçük bir çocuğun tecavüze uğradığı haberini aldığımızda yüzlerimizde beliren o iğrenme ve nefret ifadesi; dudaklarımızdan kendiliğinden dökülen " aşağılık sapık" sözleri var ya. Bir kadın tecavüze uğradığında kimliği, ne giydiği, nerde dolaştığı vs. sorgulanmadan aynı tepkiyi aynı yoğunlukta verebildiğimiz gün bu sorun büyük ölçüde çözülmüş olacaktır. O günde tecavüz eylemi ve mağdurları olacaktır. Çünkü toplumda hasta kişiler vardır ilerde de olacaktır. Sorun şu ki yetişkin kadın tecavüzünde eylemi gerçekleştirenlerin önemli bir bölümü psikiyatrik anlamda "hasta" sınıfına girmemektedir. Bunlar toplumsal mesajları yanlış (aslında verildiği gibi) yorumlayan tecavüzü bazı durumlarda hak bazı durumlarda cezalandırma aracı olarak gören kişilerdir. Örneğin, 1. Kışkırtıldığını düşünen erkek bunu hak olarak görmektedir. Tabi bu kışkırtılma yaşanılan yer, yetişilen çevre ve kişisel özelliklerine göre farklılık gösterdiği için bazılarına göre üstsüz güneşlenen, bazılarına göre ise tarlada çalışırken şalvarı sıyrılıp bacağı görünen tecavüzü hak etmektedir. 2. Sex işcisi olarak çalışan kadına tecavüz hak olarak görülmektedir. Burada olay cinsel bir suçtan çok parasal bir suç olarak algılanmaktadır cünkü. Basın yayın veya kişisel deneyimler ile sex işcisi kadına ait özellikler (giyim tarzı vb.) nedeniyle sex işcisini çağrıştıran her kadın, hakkında dedikodu çıkmış olan gizli açık evlilik dışı ilişkisi olduğu bilinenler otomatik olarak bu sınıfta değerlendirilmektedir. 3. Cinsel eylem bir cezalandırma olarak görülmekte ve gösterilmektedir. 6-7 yaşında iken anlamını bile bilmediği kelimelerle kızdığı kişiyi doğrudan kendisini yada birinci derece yakını kadınları tecavüz etmekle tehtid etmeyi (söz konusu küfürlerin yakasını daha fazla açmaya gerek yok sanırım) öğrenen, öğretilen erkek gerçekten bunu eyleme dökebilmektedir. Kendisini aşağıladığını düşünen kadına, borcunu ödemeyerek yada kendi mülküne bir biçimde zarar veren birinin karısına kızına tecavüz ederken aslında bir çesit ceza vermektedir. dahası bu yolla cezalandırma bazı yörelerimizde meşru bir cezalandırma yöntemidir. ( katilin ailesinden bir genç kızın mağdur aileye gelin verilmesi ancak statüsünün asla normal bir evlilik teki gibi olmaması) 4. Eşine tecavüzü kenidine hak olarak görmektedir. Çünkü eşi herkoşulda ve durumda onun her türlü gereksinimini karşılamala yükümlüdür. itiraz hakkı yoktur. İnsan hak ettiğini gerekirse zorla almalıdır. Yukarıdaki örnekleri temel alarak tecavüz eylemini gerçekleştiren asla hasta olarak nitelenemez. Eylemi bilinçli ve toplumun kendisine verdiği mesajlar doğrultusunda doğrudur çünkü. Burda hasta olan toplumdur. ve bu hastalık neyazıkki tedavisi en güç olandır.
Av.Duygu Tekay Sayın gecem1970; yazdıklarınıza buyuyk oranda katılmamak elde değil. ancak aklımı su nokta karıstıryor neden tecavüzcü dendiğine akla sadece erkekler gliyor ve devamında ıkıncı soru bu erkekler tecavüz eğilimi ile dunyaya acmamış olmamlılar gozlerını. Eğer tecavüz eden bu erkekler sağlıklı ise; neden sapkın eğilimleri olmayan diğer hemcinsleri gibi davranış geliştiremıyorlar. ilkel hislerinin peşinden koşmak ya da bu hislerinin bastıramama beceriksizliğinin ardında eğitilememiş his iniş çıkışları var. Ve ne yazık ki bir başka gerçek ise tecavüz eylemi sahiplerinin bir kısmında gecmişte yaşadıkları cinsel istismarlarda var.
gecem1970 Sayın Tekay, 1. sorunuzun cevabı iki açıdan verilebilir. a) Fizyolojik gerçekler: Erkekler genel olarak fiziksel olarak kadınlara göre daha güçlüdür. Buda onlara zorbalık kolaylığı getirmektedir. Çocuklar, engelliler gibi gruplara yönelik yani hasta tanımlı kişilerce gerçekleştirilen tecavüz eylemlerine ilişkin bir istatististik var mı bilmiyorum. Ancak mantık gereği bu tarz tecavüzlerde cinsiyet farkı olduğunu sanmıyorum. b) Cinsel rollerin öğrenilmesi sırasında erkeğe değil kadına kontrol rolü verilmiştir. Yani kadın istemlerini bastırmakla yükümlüdür. Erkek ise cinsel isteğini ve davranışını kontrolde yetersiz olarak tanımlanmakta bu da davranışlarından sorumlu olmama rahatlığı getirmektedir. Bu alkol etkisi altında iken ki davranışlara benzer. "Alkol almış kişi kendini kontrol edemez" yargısını öğrenmiş kişi alkol aldığı zaman normalde göstermeyeceği davranışları gösterir. Normalde gülmeyeceği kadar çok gülme gibi. Evet alkolün davranışların kontrolünü engellediği gerçektir. Ancak bilincin etkilenmesi için gerekli alkol miktarıda bilimsel olarak tespit edilmiştir. Peki neden çok daha az miktarda alkol alan sınır değerde almış gibi davranır? Çünkü davranışının sorumluluğu yükleyeceği bir öğe vardır. İşte "erkek olma" da böyle bir davranış özgürlüğü getirmektedir. Oysa kadın ve erkek cinselliği ile ilgili yapılan bilimsel araştırmalar toplumsal öğreti ve yargıların tam tersini ortaya koymaktadır. Uyarılmış erkek her koşulda ve cinsel birleşmenin her aşamasında kontrolünü sağlayabilmekte ve cinsel eylemi istediği bicimde yönlendirebilmekte ve sonlandırabilmektedir. Oysa uyrılmış bir kadının hiç bir uyarıcı ve koşul altında ( emziren anneler- bebeğin ağlaması hariç) cinsel eylemini sonlandırması olanaklı değildir. Görüldüğü gibi erkekler ne tecavüzcü nede tacizci olark doğmamakta toplum bireyin bilinç altına bu konuda özgür olduğu mesajı vermektedir. Peki neden bazıları tecavüz eder bazıları etmez? Sayın Tekay bu kiminin kilit altındaki parayı çalmasına bazılarının ise yolda bulduğunu teslim etmesine benzer. Kişinin süper egosunun gelişmişliği ile ilgilidir. Her ne kadar süper egonun gelişimiyle eğitim düzeyi arasında bir ilişki olduğu varsayılsada bu ilişkinin ezberlemek ve sınanmak üzerine kurulu sözde eğitim sistemlerinde kurulamayacağıda açıktır. Geçmişte yaşanan cinsel istirmar bireyin akıl sağlığını kaybetmesi yani hastalanmasında rol oynayabilir. Yani hasta kişileri tecavüzünün ardında hastalıkları, onun ardındada bu durum yer alabilir. Bu şüphesiz psikiyatrların alanıdır. Ancak her tecavüzcüyü bu sınıfa sokamayacağımızı ve gerekçesini yukarıda açıklamıştım. Çocukken ebeveynlerinden dayak yiyen herkes büyüyünce dayakçı birer ebeveyn yada saldırgan bir kişi olmaz değil mi Sayın Tekay?
Av.Duygu Tekay Olur sayın gecem1970; kontrol edilemeyen içsel davranış bozuklukları gibi görünselerde bazı davranışlar ne yazık ki öğrenılen davranışlardır. şiddette buna sadece bir örnek. Sanırım belirtmekte fayda var bir önceki iletimde tüm tecavüz edenler değil aksine bir kısım diye belirtmiştim. Sanırım bu ifadeyi belirgin hale getiremedim.
Av.Duygu Tekay Sayın Gecem1970; kırılmaz söz konusu değil. Davranışları bilimsel anlamda tanımlama ve yorumlama birikiminiz olduğu yazdıklarınızdan anlaşılmakta. ve sizinle tamamen hem fikir oldugum konu genellemelerle sorunların özünden uzaklaşma riski. Benim bu bilgileri paylaşmaktaki amacım bu eğilime shaip kişilerin gerek psikoljık gerekse de sosyolojık asgari müştereklerini daha anlaşılır hale getirmeye çalışmak. Aksi halde tek tek dikkate alındıgında herkes potansiyel suçlu yada sapkın hale düşecektir ki bu hiç kimsenin isteyeceği, inanacağı ve itibar edeceği bir sonuç olmayacaktır.
gecem1970 Sayın Tekay, Şiddet öğrenilmiş bir davranıştır haklısınız. Ancak şiddet gören herkes şiddet göstermez. Hatta şiddet görmüş herkes şiddet eğilimli olarakta tanımlanamaz. Çünkü bir davranışın yada eğilimin ortaya çıkması kişinin yaşadığı deneyim kadar, onu nasıl yorumladığı ile de ilintilidir. Bir önceki iletinizdeki bir kısım saptamasının farkındayım. Ancak doğrudan ruhsal bozukluğu tespit edilmiş kişiler dışındaki kişilerle ilgili olarak bu tarz gerekçelendirmelere genel olarak karşı olduğum için böyle bir tarzda yazdım. Sanırım adınızı tekrar kullanmam ve biraz sert bir uslup kullanmam sizi kırdı. Amacım sizi kırmak değil, vurguyu sertleştirmekti. Özür dilerim.
gecem1970 Genelde tecavüz konusunda yapılan çok sayıda çalışma ile bu suçların neden bu denli artış gösterdiği sorusuna da cevap bulmaya çalışılır. Yapılan çalışmalar, çeşitli alternatif yaklaşımların oluşmasını sağlamıştır. Bunlar içinde farklı etkenlerin incelendiği model de bulunmaktadır. Bu model, cinsel suçların oluşumundaki faktörlerin dört düzeyli hiyerarşik bir düzenlemesini yaparak oluşturulmuştur. Bu modele göre hiyerarşinin tepesinde bütün toplum, en altta da potansiyel saldırganın bireysel özellikleri vardır: Burada 4 temel katman ele alınmaktadır. 1- Toplumsal düzeyde tecavüzü destekleyen nedenler. 2- Kurumsal etkiler. 3- Kişilerarası birebir kalıplar. 4- Bireysel belirleyiciler. Toplumsal Düzeyde Tecavüzü Destekleyen Nedenler Toplumsal düzeyde tecavüz, eşitsizliğin bir sonucu ve daha zayıf bireylerin, çoğunlukla kadınların tahakküm altına alınma mekanizması olarak görülmektedir. Bir bölüm çalışmalar, başka faktörlerinde bu konuda rol oynadığını belirtmektedir. Buna göre tabanca satış yasaları, avlanma yasaları, pornografik tiraj sayıları sosyal belirleyicilerle, bildirilmiş tecavüz oranları arasında ilişki bulunmuştur. Kültürel Değerler Tecavüzü destekleyen tutumlar kazanılmış toplumsal önyargılardan kaynaklanır, tecavüz ve cinsel şiddetin yaygınlaşmasında önemli rol oynarlar. Bu önyargılar farklılıklar görülse de genel olarak toplumun bütün kesimlerinde, meslek ve sosyal düzey farketmeksizin (sıradan vatandaş, polis memurları, hakimler, vs.) yaygındır. Yaygın olarak inanılan, ancak doğruluk payı az olan bazı söylemler mit olarak isimlendirilmektedir. Irza geçme ile ilgili bazı mitler şöyle sıralanabilir. "Hayır aslında evet demektir." Bu mite göre cinsellikten hoşlandıklarını gösteren veya cinsel ilişkiye kolay giren kadınlar, aynı tutumu gösteren erkeklerin aksine ahlaksızdırlar. Bütün kadınlar gerçekte tersini istemelerine rağmen başlangıçta direnirler. "Kadınlar ayaklarını yerden kesen kuvvetten hoşlanırlar." Kadınların tecavüz edilme fantazilerinin olup olmadığı sıkça sorulur. Yakışıklı, güçlü, gösterişli, belli bir noktaya kadar güç kullanan ve bu tamamen hayali kuranın kontrolünde olan bir fantazi farklı, gerçek tecavüzle yüzyüze gelmek farklı şeylerdir. "İyi kızlara tecavüz edilmez". Bu önyargı yüzünden tecavüze uğramış kadınlar suçluluk duyarlar ve tecavüzü saklarlar. "Tipik bir tecavüz karanlık ve çıkmaz bir sokakta yabancı biri tarafından gerçekleştirilir ve vahşet içerir." Oysa yabancı biri tarafından vahşetle gerçekleştirilen tecavüz çok daha az rastlanmaktadır. "İstemeyen bir kadına tecavüz etmek imkansızdır." Bu önyargı bariz bir yaralanma olmadıkça kadının eyleme katıldığını varsayar. Cinsel Kalıplar Cinsel şiddeti destekleyen ikinci bir sosyal değişken de erişkinlerin çıkma (tanışıp beraber olma) törenleriyle ilgili toplumsal beklentilerdir. Cinsel kendini ortaya koyuş kalıpları, kadının daha öte cinselliğe hayır deme hakkını elinden alarak, erkeği cinsel yönlendirici konumuna koyup, kadını da bundan sorumlu göstererek tecavüzü destekleyebilir. Genelde toplumda öğretilen cinsel kalıplar, gençler çıktıklarında erkeğin cinselliği yaşamak için her yolu, stratejiyi denemesi, kızların da buna sessizce katılmaları ya da cinsellikten kaçınmak için her yolu ve stratejiyi kullanmaları biçiminde oluşmuştur. Daha da ötesi bir çok genç kız ve erkeğe "Kadın evet demek isterken bile hayır diyordur." kalıbı öğretilmiştir. Birçok erkek "Erkeğin kadından daha fazla cinsel hakları" olduğuna inanarak toplumsallaşmışlardır. Bunun sonucunda çıkma tecavüzlerinde erkekler yaptıklarının yanlış olduğuna inanmamaktadırlar. Ülkemizde ergenlerin ve yetişkinlerin karşı cinsle biraraya gelme törenleriyle ilgili bir araştırma yoktur. Değişen ekonomik koşullar ve şehirleşmenin artmasına koşut olarak cinsel kalıpların batılı ülkelerdekine benzediği ya da ilerde benzeyeceği düşünülebilir. Kurumsal Etkiler Genç erkeğin ailesi, okulu, yakın arkadaş grupları, dini inançları cinsel şiddetin ortaya çıkışında etkilidir. Kadının ikincil konumda kalıp şiddetle yüzyüze geldikleri ailelerde yetişen erkeklerde, cinsel şiddet eğiliminin arttığı hipotezi ortaya atılmıştır. Cinselliğe ailenin yaklaşımı ve aile içindeki kadın erkek rolünün önemi de vurgulanmıştır. Bazı çalışmalar çocukların aile içindeki toplumsallaşma eğitiminde erkek çocuklara cinsel aktivitede etken bir rol, kız çocuklara ise edilgen ve reddedici bir rol öğretildiğini ortaya koymuştur. Babaların eşlerine tavırlarının ve cinsel şiddet eğilimlerinin genç erkeklerdeki saldırgan cinsel tutumlarla bağlantılı olduğu gösterilmiştir. Erken cinsel deneyimler, cinsel tacize uğramış olmak da içinde olmak üzere, cinsel şiddetle bağlantı gösterir. Bazı çalışmalar cinsel tacize uğramış çocuklarda, erkek çocuklardaki cinsel şiddet eğilimiyle, önceden yaşadıkları cinsel taciz arasında bariz bir ilişki olduğunu ortaya koymuşlardır. Cinsellikle, cinsel taciz yoluyla erken tanışmış olmak cinsel şiddet eğilimlerini arttırmaktadır. Erkeğin beraber olduğu kadın sayısı arttıkça, bunların en az birinde cinsel saldırgan tavrı gösterme olasılığı artmaktadır. Arkadaş Grubu Eğilimleri Arkadaş grupları cinsel saldırgan tutumlarda güçlü bir gösterge olarak tanımlanmıştır. Araştırmalar, zararlı arkadaş çevrelerini cinsel saldırgan tavrın tek ve en iyi göstergesi olarak göstermektedir. Diğer Sosyal Kurumlar Yine ülkemizde hiç çalışılmamış ve diğer ülkelerde de az çalışılmış olan diğer sosyal kurumların cinsel saldırganlığın ortaya çıkışında etkisi vardır. Bireyin eğitim düzeyinin cinsel tavırda etkili olduğu; düşük eğitim düzeyi, okul başarısında zayıflık, okunan okul kalitesi gibi belirleyicilerin cinsel saldırganlık olasılığını arttırdığını bildiren yayınlar bulunmaktadır. Kişiler Arası Birebir Kalıplar Bireyin saldırganlığı mikro sistemde yani kişiler arası birebir ilişkide ortaya çıkar; bu da ilişki ve ilişkinin düzeyinden oluşur. İlişki Genç bir erkek ve onun potansiyel kurbanı arasındaki ilişkinin derecesi; cinsel saldırganlığın ortaya çıkıp çıkmayacağı; hangi çeşit bir zor kullanımı seçeceği; saldırının tecavüzle sonlanıp sonlanmayacağı konusundaki öngörüyü sağlayabilir. İlişkinin ilk zamanlarında mı yoksa ilişki ilerledikçe mi risk artmaktadır sorusuna cevap arayan araştırmalar tartışmalıdır. Bazıları ilişkinin erken dönemlerinde tehlikenin yüksek olduğunu, bazıları ise uzun sürmüş ilişkilerde riskin arttığını vurgulamaktadırlar. Tam bir tecavüzün, birbirini iyi tanıyan çiftler arasında, birbirleriyle yalnızca tanış olanlardan daha yüksek olasılık taşıdığı bilinmektedir. İlişkinin derecesi aynı zamanda saldırının algılanma biçimini de etkilemektedir. İlişki yakınlaştıkça, güç kullanılarak girilen cinsel ilişkinin tecavüz olarak algılanması olasılığı azalmaktadır. Daha önce cinsel ilişkiye girmiş olmak da cinsel taciz eğilimini arttırmaktadır. Bir kadınla önceden ilişkiye girmiş olmak, erkekte istediği zaman yeniden cinsel ilişkiye girebileceği hakkına sahip oluğu ve eski ilişkiden dolayı tecavüzün kadını yaralamayacağı duygusunu pekiştirmektedir. Kurbanın Özellikleri Tecavüz kurbanlarının suçlanması konusunda çeşitli araştırmalar, polis kayıtlarında tecavüz kurbanlarının genellikle "Komşu çevrelerinde hafif olarak bilinen bir kadın" cümlesiyle tanımlandığını gözlemiştir. Böylece kadın tecavüzden kısmi de olsa sorumlu gösterilebilmektedir. Aşırı derecede cinsel saldırgan tavır gösteren erkekler kendi davranışlarını "Kadın istiyordu" ya da "O biçim bir kadın gibi giyinmişti" gibi tümcelerle mazur göstermeye çalışmaktadır ve böylece kurban suçlanmaktadır. Sosyal psikoloji alanında kurbanın kişiliğini, geçmiş cinsel yaşamını, çekiciliğini, giyinme biçimleri ve kışkırtıcı tavrı olup olmadığını kapsayan, birbirinden oldukça farklı sonuçlara ulaşan birçok araştırma vardır. alıntıdır https://www.adlitip.org/yazilar/turkce/konular/adli_tip/cinsel_suclar.htm
gecem1970 Konuyu daha kapsamlı ve bilimsel bir platformda tartışma adına bir arama motoruna anahtar kelime olarak tecavüz yazıp tarattım. Resmen şok oldum. sayfalar dolusu porno site başlığı ile karşılaştım. Erkeklerin tecavüz fantezisinin boyutlarından dehşete düştüm. Birileri buna dur demeli. Çocuk pornosu nasıl yasaksa suça açıkça teşvik eden bu sitelerde yasaklanmalı.
alisinkay Sayın Yöneticiler bu cevabın başka bir dorumda verildiğinin farkındayım ama ilgisi ve istek üzerine bu foruma da eklenmiştir. Umarım ceza almam :) ALO İMDAT HATTI 0216 450 54 54 18 öğrenci 24 saat telefon başında Türkiye genelinden 24 saat çağrı kabul eden 0216 450 54 54 numaralı Alo imdat hattının ucunda, çoğunluğu hukuk, tıp ve psikoloji öğrenimi gören 18 genç var. Alo ihbar hattı, 8 yıldır sokak çocuklarına yönelik çalışmalar yapan BİR derneğin 14 Şubat 2006da başlattığı bir proje. Hatta gelen ihbarlar, çocukların sanıldığının aksine yalnız sokakta değil kendi evlerinde de korunmaya muhtaç olabileceğini ortaya koyuyor. Tanzer Gezer, kayda geçen 5 çağrının aç bırakılan ya da çeşitli şekilde şiddete maruz kalan çocuklarla ilgili olduğunu söylüyor: Sadece komşular değil, aile fertleri de arıyor. Mesela teyze, babaanne, dede arayıp anne ve babayı şikâyet edebiliyor. Bir ay içinde alınan 4 ensest ihbarı, tehlikenin boyutlarını daha da netleştiriyor. İzmirde aralarında sokakta yaşayanların da bulunduğu bir grup çocuk Cumhuriyet Başsavcılığına, kendilerini kandıran bir şebeke tarafından çıplak fotoğraf ve görüntülerinin çekildiğini belirterek başvuruda bulundu. İzmir polisinin operasyonuyla çocuk porno çetesi çökertildi. Çete üyeleri, yaşları 12 ile 17 arasında değişen erkek çocukların çıplak fotoğraflarını çekmek ve çocukları para karşılığı zengin erkeklerle cinsel ilişkiye zorlamakla suçlanıyor. En son İzmirde yaşanan bu olay, dikkatleri bir kez daha çocuğa cinsel istismar konusuna çekti. Çocuğun kendisinden en az altı yaş büyük biri tarafından cinsel haz amacıyla zorla ya da ikna edilerek cinsel etkileşime maruz bırakılması, cinsel çocuk istismarı olarak tanımlanıyor. Ensest, tecavüz, çocuğu pornografi ve fuhuş malzemesi yapmak, teşhircilik, cinselliği kışkırtan konuşmalar, cinsel ilişkiye zorlama ve pornografik film seyrettirme de cinsel istismar olarak nitelendiriliyor. Çocuğa cinsel istismar, özellikle son günlerde basında sıkça yer alan haberler nedeniyle gündemi meşgul ediyor. Ancak uzmanlara göre, aslında çocuk istismarında bir artış yok, sadece yaşananların biraz daha gün ışığına çıkması söz konusu.
Av.Duygu Tekay Sayın alisinkay; bu sefer bendensin.[:D]
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • Clicking Here TLO lookup 
  • 02.05.2025 08:42
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük + Arşiv +
    Bugünün tarihi: 03/05/2025 09:14:52