 |
03/05/2025 Eski forum arşivi bölümü
Hukuksal Tartışmalar
İcra dosyasının işlemden kaldırılması (İİK.78) |
Av.Onur Tunga |
İcra ve İflas Hukuku ile ilgili bir konuda değerli meslakdaşlarımın görüşlerini ve varsa Yargıtayın konu ile ilgili kararlarını öğrenmek istiyorum.
İcra Müdürlerinin, bir yıl içerisinde takipsiz bırakılan dosyayı hemen işlemden kaldırdıklarına sıkça rastlamışızdır.
İİK.'nun 78'inci maddesi hükmü gereği, haciz istemek hakkı, ödeme emrinin tebliği tarihinden itibaren bir sene geçmekle düşer. Haciz talebi kanuni müddet içinde yapılmaz veya geri alındıktan sonra bu müddet içinde yenilenmezse dosya muameleden kaldırılır.
Alacaklı süresi içerisinde haciz talep etmiş ve borçlunun taşınır veya taşınmaz bir malı haczedilmiş ise, İcra Müdürünün, son işlem tarihinden bir sene geçtiği gerekçesi ile 78'inci maddeye dayanarak dosyayı işlemden kaldırması mümkün müdür?
Bir başka anlatımla, borçlunun menkul ya da gayrımenkul bir malı haczedilmiş iken, İİK.nun 106 ve 110'uncu maddelerinde öngörülen bir veya iki yıllık satış isteme süreleri dolmadan, son işlem tarihinden itibaren bir yıl içerisinde talep açılmadığı gerekçesiyle dosya işlemden kaldırılabilir mi?
Hemen belirteyim, örneğin, borçlunun taşınmaz bir malı haczedilmiş ise, haciz tarihinden itibaren iki yıllık süre boyunca alacaklı tarafından hiçbir talepte bulunulmasa dahi, dosyanın İİK. 78'e göre işlemden kaldırılamayacağını, iki yıllık sürenin sonunda satış talep edilmemiş ise haczin hukuki kıymetini kaybedeceğini ve ancak bu tarihten itibaren bir yıl içerisinde yeniden haciz talep edilmediği takdirde dosyanın 78'e göre işlemden kaldırılabileceği düşüncesindeyim.
Saygılarımla
|
Av.Onur Tunga |
Sayın Özsoy'un yazısında da şu soruya bir yanıt bulamadım;
Alacaklı süresi içerisinde haciz talebinde bulunmuş ve fakat borçlunun herhangi bir mal varlığı bulunamamış ise, son talep tarihinden bir yıl sonra dosyayı hangi gerekçe ile işlemden kaldıracağız?
İcra dairelerinde dosya birikmesin diye, borçlusunun mal varlığını bulamayan ve fakat aciz belgesi de almak istemeyen alacaklıya, dosyayı ayakta tutabilmek için yılda bir kere talep açma mükellefiyeti yüklememiz, dosyanın -aslında takip edildiği- anlamına gelmeyecektir hiç şüphesiz.
Yer konusuna gelince, işlemden kaldırılan dosyalara nerede yer bulunuyorsa, kaldırılmayanlara da orada yer bulunmasının bence hiçbir sakıncası yok. Alacaklı talep açmaya geldiğinde, dosya tıpkı işlemden kaldırılanlarda olduğu gibi bulunduğu yerden alıp getirilebilir. Yani, takipsiz bırakılan dosyanın bulunduğu yerden alıp icraya getirilmesi için mutlaka işlemden kaldırılması gerekmez.
Saygılarımla
|
Av.Tayfun Eyilik |
En azından menkuller için söyleyebilirim ki son işlem haciz işlemi ise aynı süre içinde haciz düşeceği gibi dosyada işlemden kaldırılır. Başka bir değişle satış isteme sürelerini kesen bir olay yok ise haciz düşer, Bu durumda takibin düşmesi normaldır. Ancak satış isteme sürelerini kesen işlemler yapıldı ise dosyanın işlemden kaldırılmaması gerekir
|
Av.Onur Tunga |
Sayın Eyilik,
Dediğiniz gibi, dosyadan yapılan son işlem bir menkul haczi işlemi ise, haciz tarihinden itibaren bir yıl içerisinde satış talep edilmemesi halinde haczin düşeceği konusunda hemfikiriz ama aynı anda dosyanın da işlemden kaldırılması gerektiğine ilişkin düşüncenizin gerekçesini bulamıyorum.
Kanuna göre, ancak süresi içerisinde haciz talep edilmezse dosya işlemden kaldırılır. Son işlem tarihinden itibaren bir yıl içerisinde işlem görmeyen dosyanın muameleden kaldırılacağına dair bir hükme rastlamadım ben.
Konuyu biraz daha derinleştirmek için şöyle iki soru daha soralım;
Alacaklı süresi içerisinde haciz isteme hakkını kullanmış (haciz talep etmiş) ve fakat borçlunun herhangi bir malı haczedilememişse, dosyayı hangi gerekçe ile son işlem tarihinden itibaren bir yılın sonunda işlemden kaldıracağız?
Öte yandan, alacaklı, ödeme emrinin tebliğinden itibaren bir yıl içerisinde haciz isteme dışında taleplerde bulunmuş olsa, bir yılın sonunda haciz talep etmediği için dosyayı işlemden kaldırmayacak mıyız?
Selamlar |
Av.Dilek Kuzulu Yüksel |
Sayın Av.Onur Tunga, çok doğru bir noktayı tespit etmişsiniz.
İİK 78. madde süresi içerisinde haciz talep edilmezse dosyanın işlemden kaldırılacağını,
İİK 110. madde ise süresi içerisinde satış talep edilmezse haczin kalkacağını öngörmüştür.
Bu durumda, her iki madde hükmüne göre haciz talebinden sonra süresi içerisinde satış talep edilmezse sadece haczin kaldırılması gerekmektedir bence de. Ancak uygulamada dosyanın takipsizlikten/işlemsizlikten kaldırılması ile karşı karşıya kalmaktayız, bunun gerekçesini ve dayanağını ben de bulamadım. |
Av.Ragıp Atay |
sevgili meslektaşlarım
kendiniz iligili maddeleri yzmışsınız zaten. Süresi içersinde haciz talep edilmezse haciz düşer.
Alacaklı haciz talep ettikten sonra vazgeçerse, masrafını vermezse ves işlem yok sayılmıyor mu? Adam haciz koydu ve satış istemedi. Haciz düştükten sonra, bu haczin varlığından söz edilebilir mi? Hukuk usuldeki davayı takip etmemek ile kıyaslanır.
Bu nedenle, haciz düşmesi ile takipsiz kalan dosyanın işlemden kaldırılmasında, usule aykırılık göremiyorum. |
Av.Esin Kılıç Erdoğan |
YARGITAY 7. HUKUK DAİRESİ
E. 2001/7846 K. 2002/655 T. 4.2.2002
DAVA : Taahhüdü ihlal suçundan sanık Yaşar Ö'ın yapılan yargılanması sonunda; İcra İflas Kanununun 340. maddesi uyarınca bir ay hafif hapis cezasıyla mahkumiyetine dair Manyas İcra Ceza Mahkemesinden verilen 13.3.2001 gün ve 38 esas 42 karar sayılı hükmün süresi içinde Yargıtay'ca incelenmesi mahal C.Savcısı tarafından istenilmiş olduğundan dava dosyası Cumhuriyet Başsavcılığının tebliğnamesi ile 19.6.2001 günü daireye gönderilmekle dosya incelendi. Tetkik hakiminin açıklaması dinlendi. Gereği görüşüldü:
KARAR : İcra takip dosyası içeriğinden 2.12.1999 tarihinde yapılan haciz işleminden sonra 10.1.2001 tarihine kadar hiçbir işlem yapılmadığı anlaşılmakla icra dosyasının muameleden kaldırılması gerektiği ve yenilenmeden 12.1.2001 tarihindeki haciz sırasında yapılan taahhüdün geçerli olmadığı gözetilmeden sanığın beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi,
SONUÇ : Bozmayı gerektirmiş mahal C.Savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün istem gibi ( BOZULMASINA ), 4.2.2002 gününde oybirliği ile karar verildi.
|
Av.Esin Kılıç Erdoğan |
YARGITAY 12. HUKUK DAİRESİ
E. 1980/3647 K. 1980/5789 T. 2.7.1980
DAVA: Merci kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekili tarafından temyiz olunması üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye 21.4.1980 tarihinde gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR: Ödeme emrinin tebliğinden sonra bir yıl içinde haciz talebinde bulunulmaması halinde haciz isteme hakkı düşer. Yeniden haciz istemek alacaklı tarafından vukubulacak yenileme talebinin borçluya tebliğine bağlıdır ( İİK. 78 ), haciz yapıldıktan sonra dosyanın takipsiz bırakılması halinde ise haczin düşmesi söz konusu olup bu durumda 106 ve 110. madde hükümleri uygulanır. Ve yeni haciz istemi üzerine borçluya yenileme tebliği gerekmez.
Olayda takip, ihtiyati hacizle başlandığından ve süresinde icrai takip yapılmış olmakla kesin hacze dönüştüğünden 78. madde hükmünün uygulanması ve yenileme talebinin borçluya tebliği gerekmez. Bu nedenle borçlu 71. maddeye göre her zaman zamanaşımı itirazında bulunabilir. Kaldı ki, 78. maddeye göre borçluya gönderilecek ödeme emri olmayıp ( yenileme muhtrası ) olduğundan, evvelce kesinlik kazanmış ödeme emrinin kesinliği devam ettiğinden borçlunun muhtıranın tebliğ üzerine ancak 71. maddeye göre itiraz edebileceğinden bu maddede gösterilen itiraz nedenleri süreye tabi olmadığından borçlu yenileme muhtırasının tebliğ üzerine süreye bağlı olmaksızın her zaman itiraz hakkını kullanabilir.
SONUÇ: TTK.nun 690. maddesi yoluyla uygulanması gerekli 661. maddesi gereğince keşideciye karşı açılacak davalarda zamanaşımı vadenin dolduğu tarihten itibaren üç yıl olup 662. maddeye göre de zamanaşımının kesilmesinden itibaren zamanaşımı yeniden işlemeye başlayacağından ve icra dosyasına göre iki işlem arasında üç seneden fazla süre geçmiş olduğundan borçlunun zamanaşımı itirazının kabulü gerekirken reddi isabetsiz, temyiz itirazları yerinde olduğundan temyiz olunan merci kararının İİK.nun 366. ve HUMK.nun 428 maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 2.7.1980 gününde oybirliğiyle karar verildi.
|
Av.Esin Kılıç Erdoğan |
YARGITAY 16. HUKUK DAİRESİ
E. 2004/1503 K. 2004/5115 T. 31.3.2004
KARAR : Borçlu sanığa icra emrinin tebliğ edildiği 19.11.2001 tarihinden sonra icra takip dosyasında alacaklı tarafca hiçbir işlem yapılmadığı gibi yenileme talebinde de bulunulmadığına göre şikayet tarihi olan 5.3.2003 gününe kadar bir yıldan fazla bir zaman geçtiğinden İİK.nun 78/4.maddesi uyarınca icra takip dosyasının işlemden kaldırılması gerektiği, bu durumda atılı suçun oluşmadığı gözetilmeden sanığın beraati yerine yazılı olduğu gibi mahkumiyetine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden hükmün istem gibi BOZULMASINA, 31.3.2004 gününde oybirliği ile karar verildi.
|
Av.Esin Kılıç Erdoğan |
YARGITAY 16. HUKUK DAİRESİ
E. 2003/11467 K. 2004/2351 T. 12.2.2004
DAVA : Nafaka borcunu ödememek suçundan sanık Bekir Aydın'ın İİK.nun 344. maddesi gereğince 10 gün hafif hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiş, hüküm yasal süresi içerisinde sanık tarafından temyiz edildiğinden Yargıtay C.Başsavcılığının bozma istemli tebliğnamesiyle dosya Daireye gönderilmiş olmakla, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okunarak GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
KARAR : Nafaka borcunu ödememek suçundan dolayı İİK.nun 344. maddesine göre hükümlülük kararı verilmesinden sonra hüküm edilen ceza infaz oluncaya kadar işleyecek nafakaları ödememek İİK.nun 344/1. fıkrasının 2. cümlesine göre suç sayılmayacağından, müşteki vekilinin şikayet dilekçesinde tarih, esas ve karar numaraları verilmek suretiyle sanık hakkında nafaka hükümlerine uymamak eyleminden dolayı ceza aldığını beyan etmesi karşısında Ortaköy İcra Ceza Mahkemesi tarafından verilen kararların infaz edilip, edilmediğinin ve şikayetin de infazdan sonra işleyecek nafaka alacağını kapsayıp kapsamadığı hususu araştırılmaksızın,
Takip dosyasında sanığa ödeme emrinin tebliğinden sonra yapılan tek işlemin 5.2.2001 tarihli haciz işlemi olması ve o günden şikayet tarihine kadar hiçbir işlem yapılmamış olması karşısında İİK.nun 78. maddesinin 2 ve 4. fıkralarına göre dosyanın işlemden kalktığı ve yenileme talebinin de bulunmadığı, bu durumda suçun oluşmadığı gözetilmeksizin yazılı şekilde mahkumiyet kararı verilmesi isabetsiz bulunduğundan;
SONUÇ : Sanığın temyiz itirazları yerinde görüldüğünden hükmün istem gibi BOZULMASINA, 12.2.2004 gününde oybirliği ile karar verildi. |
Av.Onur Tunga |
Sayın Atay'ın cevabında, "alacaklının süresi içerisinde haciz isteme hakkını kullanmış olmasına rağmen, borçlunun haczi kabil malının bulunamamış olması halinde, dosyanın son işlem tarihinden itibaren bir sene sonra işlemden kaldırılması gerekecek mi" sorusunun cevabını bulamadım.
Sayın Erdoğan'ın eklediği 12. Hukuk Dairesinin kararında, "haciz yapıldıktan sonra dosyanın takipsiz bırakılması halinde ise haczin düşmesi söz konusu olup bu durumda 106 ve 110. madde hükümleri uygulanır. Ve yeni haciz istemi üzerine borçluya yenileme tebliği gerekmez." şeklinde bir hüküm var.
Bu hükümden, bir kere haciz konulduktan sonra, süresi içerisinde satış istenilmemesi halinde, şartları varsa sadece haczin düşeceği, haczin düşmesinden sonra yeniden haciz talep edebilmek için borçluya yenileme dilekçesi tebliği gerekmediği, yenileme dilekçesi tebliği gerekmediğine göre de, dosyanın da muameleden kaldırılmaması gerektiği sonucuna ulaştım...
Sayın Erdoğan'ın eklediği kararlar arasına diğer dairelerin aksi yönde kararları mevcut ise de, konu ile direkt ilgili dairenin 12. Hukuk Dairesi olması sebebiyle, bu dairenin görüşüne ağırlık verilmesi gerekiği kanaatindeyim.
Saygılarımla
|
Av.Ümit Arif Özsoy |
Sayın Tunga'nın "Bu hükümden, bir kere haciz konulduktan sonra, süresi içerisinde satış istenilmemesi halinde, şartları varsa sadece haczin düşeceği, haczin düşmesinden sonra yeniden haciz talep edebilmek için borçluya yenileme dilekçesi tebliği gerekmediği, yenileme dilekçesi tebliği gerekmediğine göre de, dosyanın da muameleden kaldırılmaması gerektiği sonucuna ulaştım..." değerlendirmesi; bir kere süresinde haciz istedikten sonra dosyanın ne kadar süre geçse de muameleden kaldırılmayacağı sonucuna ulaşıyor. Bu da uygulamada icra dairelerinin yüzlerce hatta zaman içinde binlerce -aslında takip edilmeyen- icra dosyasını muameleden kaldıramadığı için ne yapacağı sorununu ortaya çıkaracak. Benim diğer merak ettiğim husus ise mehaz kanunun vatanı isviçrede bu konudaki uygulama nasıl? |
Bugünün tarihi: 03/05/2025 06:30:28 |