Hukuki.NET


03/05/2025  Eski forum arşivi bölümü

Hukuksal Tartışmalar




 


Forum:
Kıdem tazminatının hesabı
mehmetsevket Merhaba, 14.06.1985 tarihinde işe başladım 31.05.2001 tarihinde tüm tazminatlarım verilerek işten çıkartıldım Çıkartıldıktan sonra emekliliğe müracaat ettim. Tekrar 11 gün sonra 11.06.2001 tarihinde aynı işyerinde aynı görevle işe alındım. 31.07.2006 tarihinde de iş akdimin fesh edilerek tüm haklarımı vereceklerini söylemektedirler. Sormak istediğim soru şu: - Kıdem tazminatım hesaplanırken 11.06.2001 tarihinden 31.07.2006 tarihine kadar mı hesaplanacak, - Yoksa 14.06.1985 tarihinden 31.07.2006 tarihi arası hesaplanıp, daha önce işten çıkartılırken almış olduğum 14.06.1985- 31.05.2001 dönemine ait kıdem tazminatı mahsup edilerek mi ödenecek. Cevaplarınız için teşekkür eder iyi çalışmalar dilerim.
HRMGR Sn. mehmetsevket, Tekrar işe girişinizde yeni bir sözleşme yapılıp yapılmadığı, görev ünvanınızın veya ücretinizin ilk çalışmanızdan farklı olup olmadığı, tekrar işe emekli olarak (destek primine veya tüm sigorta kollarına tabi) girip girmediğiniz detaylarını da belirtirseniz, size daha doğru bilgiler verebiliriz, zira konu oldukça netameli... Saygılarımla,
HRMGR Sn. mehmetsevket, Daha önce bir başka konu ile ilgili mesajımda da belirttiğim gibi fasılalı çalışmalarda ihbar, kıdem ve yıllık izin hakları ile ilgili uygulamada bir kafa karışıklığı sözkonusudur. Buna neden de Yargıtay'ın benzer olaylarda farklı kararlar vermesidir. Oysa halen yürürlükte olan 14. madde açıktır ve "işçilerin kıdemleri, hizmet akdinin devam etmiş ve fasılalarla yeniden akdedilmiş olmasına bakılmaksızın aynı işverenin bir veya değişik işyerlerinde çalıştıkları süreler gözönüne alınarak hesaplanır" demektedir. Yargıtay takip edebildiğim kadarıyla önce 1988 tarihli bir kararı ile İş Kanunu'ndan önce Borçlar/Sözleşme Hukuku'nu dikkate alarak ve bu kapsamda değerlendirilebilecek bir ifadeler ile; Yargıtay 9.H.D.'nin 25.2.1988 gün, E.1988/215 K.1988/1681 sayılı kararında: "Aynı işverene ait değişik işyerlerinde çalışılan sürelerin kıdem tazminatı ve yıllık ücretli izin parasının hesabında birleştirilebilmesi için hizmetin AYNI AKDİN BÜTÜNLÜĞÜ İÇİNDE geçmiş olması gerekir.Niteliği itibariyle ayrı ayrı hizmet akitlerine istinaden çalışılan sürelerin birleştirilerek kıdem tazminatı ve yıllık ücretli izin parasına hükmedilmesi doğru değildir" tarzı bir karar vermiş , son dönemde de özellikle emeklilik (hemen ertesi gün işe tekrar başlandığı hallerde dahi) ve askerlik konusunda, ilk ayrılışta kıdem tazminatı ve bakiye borçların ödenmiş olmasını gözönüne alarak, tekrar işe girişte yapılan akdin artık yepyeni şartlarla yapılmış ayrı bir akit olduğu görüşünü savunarak, sürenin birleştirilmesine onay vermemiştir. Olayda bir muvazaa hissederse, ilk süre kıdem tazminatına hak kazandırmayacak şekilde son bulmuşsa farklı kararlar da verebilmektedir. Yukarıda izah etmeye çalıştığım nedenlerle; sizin örneğinizde arada geçen 11 gün, bu aralıkta emekli olmanız, ilk işten ayrılışta tüm haklarınızın ödenmiş olması, daha sonra yeni bir akit ve yeni özlük haklarla çalışmanız gibi durumlar karşısında, sadece son çalıştığınız süreye ilişkin (11.06.2001-31.07.2006) kıdem tazminatı ödenmesi ve bir dava durumunda (kalben ve hukuken katılmasam da) davada kazanma şansınızın çok az olduğunu düşünüyorum. Yararlı olması dileğiyle, saygılarımla,
mehmetsevket Sn.HRMGR 2001 yılında işten çıkmadan önce işveren bana ve diğer personele tüm tazminatlarınızı vererek aynı görev ve aynı ünvanla düşük ücretle tekrar sizi işe alacağım dedi ve hepimizi her ay ikişer üçer çıkartıp birkaç gün ara ile işe aynı görev ve ünvanlarla düşük ücretle geri aldı. Bende tüm tazminatlarımı alıp işten çıkartıldıktan sonra emekliliğim dolduğu için bu arada emekliliğime müracaat ettim ve 11.06.2001 tarihinde düşük ücretle, Sosyal Güvenlik destek Primi Ödeyerek tekrar aynı görev ve aynı ünvanla yeni bir sözleşme imzalayarak işe başladım. Saygılar
Av.Onur Tunga Yazılanlara bakılırsa, bana ortada bir muvazaa var gibi geldi. Bu nedenle tüm sürenin birleştirilerek ve önceden ödenen tazminatın mahsup edilmesi suretiyle kıdem tazminatına karar verilmesi mümkün gibi görünüyor.
Uygar Tanrıöver Sn mehhmetsevket"2001 yılında işten çıkmadan önce işveren bana ve diğer personele tüm tazminatlarınızı vererek aynı görev ve aynı ünvanla düşük ücretle tekrar sizi işe alacağım dedi ve hepimizi her ay ikişer üçer çıkartıp birkaç gün ara ile işe aynı görev ve ünvanlarla düşük ücretle geri aldı." diyor. iki çalışma arasındaki süre 11 gün gibi çok çok az. Tabiki, tüm hakların ödenmiş olması aleyhe bir durum ama, ikinci çalışmasında ücretinin düşürülmesi ve iki çalışması arasındaki sürenin yok denecek kadar az olması ve fesihin muvazaalı olması nedeniyle her iki sürenin birleştirilerek ortaya çıkacak kıdem tazminatı miktarındanilk ödenen tazminatın yasal faisi ile birlikte düşüleceği görüşündeyim.
HRMGR Sn. Tanrıöver, Ortada tabi ki muvazaa var, Sn. mehmetsevket bu forumda daha önce de bu hususla ilgili sorular sormuştu, oradan işverenin iyi niyetli olmadığını anlamıştık. Ancak , işverenin banka olması (hele devlet bankası ise biliyorsunuz, kayıtlarına itibar etmenin gerektiği yönünde bir Yargıtay kararı bulunmaktadır) ve ayrıca Sn. mehmetsevket'in yaklaşık 5 yıldır bu haklarla çalışmış ve herhangi bir itirazda bulunmamıştır (uzun süre bu haklarla çalışıp itirazda bulunmama ile ilgili sizin de bildiğinizi düşündüğüm bir Yargıtay kararı vardır) gibi durumlar da gözönüne alınırsa muvazaa iddiasını ispatlamak bir hayli zor olacaktır. Selam ve saygılar,
Uygar Tanrıöver Sn. HRMGR, Bankada çalışıldığını şimdi sizden öğrendim. Kararıda biliyorum, karardaki mantığı (daha doğrusu gerekçeyi de) da biraz (nasıl ifade edeceğimi tam olarak belirleyemedim ama) "torpilli" bulmuştum. Ama malum, tek bir kararı bırakın birden çok aynı yönde karar olduğunda bile davanın ortaya konuş şekline göre farklı ve aksi yönde kararlar çıkabilmektedir. Çalışılan yer banka olmasaydı nasıl yorum yapıp görüşümüzü açıklayacaksak yine aynı şekilde görüş vermek gerektiğinden,sizin tüm endişelerinize de katıldığımı belirterek,görüşümün yinede değişmediğini belirtmeliyim. Selam ve saygılarımla.
mehmetsevket Sn.HRMGR, Sn.Uygar Tanrıöver, Sn.Onur Tunga, Çalıştığım banka yabancı bir bankanın Türkiye#8217;de ki şubesi (Yabancı Banka ), daha önceki forumda belirttiğim gibi tüm personeli işten çıkartıp birkaç gün ara ile düşük ücretle aynı göreve aynı ünvanlarla geri aldı. (Bilanço karlılığının çok iyi olduğu dönemde) Dediğiniz gibi muvazaalı bir durum var bu nedenle bir arkadaşımız da düşük ücretle 2001 yılının Haziran ayında tekrar işe giriş yaptıktan Kasım 2001 ayında iş akdi fesh edildi . Bu muvazaalı durum nedeniyle dava açtı ve davayı kazandı. Yani 2001 yılında işten çıkmadan önceki maaşın Ağustos 2001 deki TİS sinde alınan zamla birlikte maaş farklarını ve yeni maaşına göre de tazminatlarını aldı. Bizlerde bu dava neticesinde 5 seneyi doldurmadan 9 çalışan dava açtık. Dava devam etmektedir. Çıkış yapıldıktan 11 gün sonra işe başladım. Ancak çıkış yapıldıktan sonra emekliliğim dolduğu için emekliliğe müracaat ettim ve sosyal güvenlik destek pirimi ödeyerek işe bu arada emekli oluşum mu olumsuz etkiliyor.? Yoksa Davalının banka oluşu kararı olumsuz mu etkiliyor? Yorumlarınız için ayrı ayrı teşekkür eder, Hukuki Net sitesinin çalışmalarından dolayı kutlarım. Saygılar,
HRMGR Sn. mehmetsevket, Dava da açtıysanız, deyim yerindeyse top artık mahkemede... Bir muvazaaya karara verirse, tüm süreleri birleştirir, kıdem tazminatı ve diğer alacaklarınızı buna göre belirler, bir muvazaa tesbit edemezse bu hususta kararı farklı olabilir. Yargıtay kararları ile ortaya çıkan durumlar uygulamalara emsal olmaktadır. Aynı konu ile ilgili farklı zamanlarda verilmiş birbirine zıt kararlar da söz konusu olabilmektedir. Ancak her olayı kendi içinde değerlendirmek gerekir. Önceki mesajlarda atıfta bulunduğumuz bazı Yargıtay kararlarının mutlaka sizin davanıza da uygulanacağını söyleyemeyiz. Açtığınız davanın olumlu sonuçlanmasını dilerim. Saygılarımla,
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • Clicking Here TLO lookup 
  • 02.05.2025 08:42
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük + Arşiv +
    Bugünün tarihi: 03/05/2025 09:13:33